Mehmet Türk zor bir konuya değinmiş. Ters köşe yaparmış gibi bir yazı. Ama soru çok önemli. RTÜK’ün televizyonda eşcinsellikle ilgili verdiği cezalar bir yerde toplumun bu konudaki ikiyüzlülüğünün de göstergesi. Özetle dediği bu. Yazıyı bölüm bölüm sizlerle paylaşıyorum:
“Ekranlarda Bülent Ersoy’un 21 yaşındaki sevgilisi tarafından aldatılışını izliyoruz. Hem de çok sıradan bir olay gibi. RTÜK, daha önce çocukların ve gençlerin ahlakını korumak için ‘Sex and the City 2’ filmindeki eşcincel evlilik yüzünden Digitürk kanalına ceza vermişti. ‘Kılıç Günü’ dizisinde iki erkek aynı yatakta yarı çıplak diye ATV’yi uyarmıştı.
(...) Filmler ve dizilerdeki eşcinseller ve onların hikayeleri mi ya da gerçek hayatta yaşanan bu olaylar mı çocukların ve gençlerin ahlakını daha çok bozacak? Bülent Ersoy ya da Cemil İpekçi, yetenekleriyle ve başarılarıyla belki ayrıcalık hak edebilir ama sıradan vatandaş olarak yaşayan diğer eşcinsellere neden aynı haklar tanınmıyor hem televizyonlarda hem de gerçek hayatta? Sanatçı ya da modacı olmayabilirler ama öncelikle insanlar. Bu bir çifte standart değil mi? RTÜK, hayali eşcinsel karakterleri televizyondan silmeye çalışırken toplumun önde gelen simaları eşcinsel ilişkileri gözümüzde zihnimizde canlı tutmaktadır.
(...) Eşcinselliğe karşı değil bu yazım. Sadece RTÜK’ün ve toplumun ikiyüzlülüğüne yazılmıştır. Her şey tartışılmalıysa bu neden tartışılmasın? Sansür ve baskıdan uzak film ve dizi izlemek seyircinin hakkı değil mi? Akıllı işaretler niye var?”
Bir Okur
Sina Koloğlu - Milliyet
“Ekranlarda Bülent Ersoy’un 21 yaşındaki sevgilisi tarafından aldatılışını izliyoruz. Hem de çok sıradan bir olay gibi. RTÜK, daha önce çocukların ve gençlerin ahlakını korumak için ‘Sex and the City 2’ filmindeki eşcincel evlilik yüzünden Digitürk kanalına ceza vermişti. ‘Kılıç Günü’ dizisinde iki erkek aynı yatakta yarı çıplak diye ATV’yi uyarmıştı.
(...) Filmler ve dizilerdeki eşcinseller ve onların hikayeleri mi ya da gerçek hayatta yaşanan bu olaylar mı çocukların ve gençlerin ahlakını daha çok bozacak? Bülent Ersoy ya da Cemil İpekçi, yetenekleriyle ve başarılarıyla belki ayrıcalık hak edebilir ama sıradan vatandaş olarak yaşayan diğer eşcinsellere neden aynı haklar tanınmıyor hem televizyonlarda hem de gerçek hayatta? Sanatçı ya da modacı olmayabilirler ama öncelikle insanlar. Bu bir çifte standart değil mi? RTÜK, hayali eşcinsel karakterleri televizyondan silmeye çalışırken toplumun önde gelen simaları eşcinsel ilişkileri gözümüzde zihnimizde canlı tutmaktadır.
(...) Eşcinselliğe karşı değil bu yazım. Sadece RTÜK’ün ve toplumun ikiyüzlülüğüne yazılmıştır. Her şey tartışılmalıysa bu neden tartışılmasın? Sansür ve baskıdan uzak film ve dizi izlemek seyircinin hakkı değil mi? Akıllı işaretler niye var?”
Bir Okur
Sina Koloğlu - Milliyet