Dün Diyarbakır’da (Amed), BDP’nin Gençlik Kongresi gerçekleştirildi. Kongre’de partiye bağlı eşcinsel gençler, gökkuşağı bayrağı bile açtılar. BDP’nin, özellikle de Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü gibi vekillerin, eşcinsel gruplara açıkça destek verdiklerini biliyorduk zaten. Ancak eşcinsel Kürtlerin böyle bir kongrede bayrak açmaları ile bu flörtün rengi hayli değişmiş oldu. Artık eşcinsellere dışarıdan bir güç olarak destek verilmiyor, aksine onlardan destek alınıyor hem de resmî olarak, yani içeriden bir güç olarak.
Bu iyi bir gelişme, Türkiye’nin normalleştiğini gösteriyor.
Eşcinsellerin hem şirketler hem de siyasi partiler için ne kadar iştah açıcı güçte bir tüketici kitle olduğunu, geçen yaz İstanbul’da yapılan Gay Onur Yürüyüşü’nde gördük. Koca ülkenin tek bir şehrinde, binlerce Türkiyeli LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel) bireyi İstiklal Caddesi’nde uzun bir nehir gibi aktılar.
Buna kalabalığa başka şehirlerde yaşayan eşcinselleri ve bir de kimliğini saklamayı tercih edenleri eklersek... Oooo eşcinsel nüfusunun milyona vardığını bile iddia edebiliriz... Kim bu nitelikli kitleyi değerlendirmek istemez ki...
Peki, BDP dışındaki partilerin eşcinsellerle flörtü hangi seviyede?
CHP’den başlayalım. Sorunun cevabı, geçen haftalarda, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun gerçekleştirdiği bir buluşmayla verildi. Kılıçdaroğlu, sevgili Melda Onur’un da eşlik ettiği bir toplantıda, LGBT temsilcileriyle biraraya geldi ve onlara , “Belediye meclis üyeliklerine aday olmanız hâlinde üst sıralarda yer almanızı değerlendiririz” dedi.
Bu gelişmenin anlamı şu; geçmişte eşcinsellerle flörtü insan hakları ve destek bağlamında sürdüren CHP, BDP’nin yaptığını yapıyor; bu ilişkiyi resmiyete döküyor. Onlar da eşcinsellerin desteğini kazanmak istiyor. Yani bundan böyle dış eşcinseller yok, iç eşcinseller var.
MHP’yi bir kalemde geçiyorum. Konuşmaya değmez. Peki, ya AK Parti’nin bu konudaki tutumu ne?
Aslında özellikle ulusalcılar ve bir kısım solcu kitle arasında AK Parti ve eşcinseller arasında bir çatışma olduğu inancı yaygın. Belli isimler de bu inancı pompalamaya çalışıyor. Ancak bu tümüyle uydurma, tümüyle aptalca bir manipülasyon. AK Parti dönemi eşcinsellerin en özgür olduğu dönem oldu. Gay barları AKP öncesi basılırdı; müşteriler psikolojik olarak taciz edilirdi... Şimdi ise diğer barlar ne kadar basılıyorsa, gay barlar da o kadar basılıyor. Onur yürüyüşleri çok az ülkede özgürce yapılır. Bunlardan biri de AK Parti Türkiyesi. AK Parti döneminde TV’lerden feminen gayler uzaklaştı mı... E, onlar zaten gay değiliz demiyorlar mıydı... Hiç merak etmeyin yeni jenerasyon gayler dizilerle showlarla televizyonlarda yerlerini alacaklardır.
Bir de Başbakan Erdoğan’ın sözleri var, bunu da unutmayın. Şöyle demişti: “Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınmaları şart.” Böyle ilerici bir sözü bugüne kadar kim dedi ki... Demirel mi dedi, Ecevit mi dedi, Mesut Yılmaz mı dedi, kim?
Hıdır Geviş - Taraf
Bu iyi bir gelişme, Türkiye’nin normalleştiğini gösteriyor.
Eşcinsellerin hem şirketler hem de siyasi partiler için ne kadar iştah açıcı güçte bir tüketici kitle olduğunu, geçen yaz İstanbul’da yapılan Gay Onur Yürüyüşü’nde gördük. Koca ülkenin tek bir şehrinde, binlerce Türkiyeli LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel) bireyi İstiklal Caddesi’nde uzun bir nehir gibi aktılar.
Buna kalabalığa başka şehirlerde yaşayan eşcinselleri ve bir de kimliğini saklamayı tercih edenleri eklersek... Oooo eşcinsel nüfusunun milyona vardığını bile iddia edebiliriz... Kim bu nitelikli kitleyi değerlendirmek istemez ki...
Peki, BDP dışındaki partilerin eşcinsellerle flörtü hangi seviyede?
CHP’den başlayalım. Sorunun cevabı, geçen haftalarda, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun gerçekleştirdiği bir buluşmayla verildi. Kılıçdaroğlu, sevgili Melda Onur’un da eşlik ettiği bir toplantıda, LGBT temsilcileriyle biraraya geldi ve onlara , “Belediye meclis üyeliklerine aday olmanız hâlinde üst sıralarda yer almanızı değerlendiririz” dedi.
Bu gelişmenin anlamı şu; geçmişte eşcinsellerle flörtü insan hakları ve destek bağlamında sürdüren CHP, BDP’nin yaptığını yapıyor; bu ilişkiyi resmiyete döküyor. Onlar da eşcinsellerin desteğini kazanmak istiyor. Yani bundan böyle dış eşcinseller yok, iç eşcinseller var.
MHP’yi bir kalemde geçiyorum. Konuşmaya değmez. Peki, ya AK Parti’nin bu konudaki tutumu ne?
Aslında özellikle ulusalcılar ve bir kısım solcu kitle arasında AK Parti ve eşcinseller arasında bir çatışma olduğu inancı yaygın. Belli isimler de bu inancı pompalamaya çalışıyor. Ancak bu tümüyle uydurma, tümüyle aptalca bir manipülasyon. AK Parti dönemi eşcinsellerin en özgür olduğu dönem oldu. Gay barları AKP öncesi basılırdı; müşteriler psikolojik olarak taciz edilirdi... Şimdi ise diğer barlar ne kadar basılıyorsa, gay barlar da o kadar basılıyor. Onur yürüyüşleri çok az ülkede özgürce yapılır. Bunlardan biri de AK Parti Türkiyesi. AK Parti döneminde TV’lerden feminen gayler uzaklaştı mı... E, onlar zaten gay değiliz demiyorlar mıydı... Hiç merak etmeyin yeni jenerasyon gayler dizilerle showlarla televizyonlarda yerlerini alacaklardır.
Bir de Başbakan Erdoğan’ın sözleri var, bunu da unutmayın. Şöyle demişti: “Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınmaları şart.” Böyle ilerici bir sözü bugüne kadar kim dedi ki... Demirel mi dedi, Ecevit mi dedi, Mesut Yılmaz mı dedi, kim?
Hıdır Geviş - Taraf