Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all articles
Browse latest Browse all 15058

küçük İskender kocaman şiir

$
0
0

ÇAĞLAYAN ÇEVİK

küçük İskender şiiri diye adlandıracağımız bir şiir var Türk edebiyatında. En az Dağlarca’nın şiiri kadar doğallığa yaslanan, bir başka şair ve şiir akımıyla bir arada değerlendirilemeyecek, kendi adasında biçimlenen bir şiir bu.

İlhan Berk için, "Türk şiirinin uç beyi" demişti Behçet Necatigil. Şimdiye kadar Türk şiirinde bir şairi tanımlamak için kurulmuş en doğru cümlelerden birisi bu. Bugün bu cümleyi kolaylıkla küçük İskender için de kurmak mümkün gibi geliyor. Hatta biraz daha ileri giderek, bu cümlenin kurulması gereken yegâne isim olduğunu söylemek gerek. Öyle ya, başlangıcından bugüne biçimlendirdiği şiiri; yeraltı edebiyatı diye tanımlanan bir coğrafyadan doğup birçoklarının görmezden geleceği, daha doğrusu görmezden gelmek isteyeceği, deyim yerindeyse küfürlü bir dili, anarşist bir kuralsızlığı, yüksek perdeden bir isyan tonuyla ekollerin, akımların, muteber edebiyat alanlarının dışında durmuştur. Ancak buna rağmen kendi içinde gelişmiş, alanını genişletmiş, içeriğini, biçimini, biçemini, imgesini zenginleştirerek büyümüş bir şiirdir küçük İskender şiiri. İlk şiirini yayımladığı 1985'ten bugüne (ki seneye 30'uncu yılını dolduruyor) ortaya koyduğu ürünleri değerledirdiğimizde, kolaylıkla küçük İskender şiiri, diye adlandıracağımız bir şiir var Türk edebiyatında. En az Dağlarca'nın şiiri kadar doğallığa yaslanan, bir başka şair ve şiir akımıyla bir arada değerlendirilemeyecek, kendi adasında biçimlenen bir şiir bu...

küçük İskender imzası taşıyan, son şiir seçkisi Elli Belirsiz üzerine bir şeyler söylemek için iki İskender'den söz edildiğini belirtmek gerek. Birincisi İskender Över. TC'nin resmi kayıtlarında geçtiği şekliyle 50 yılı geride bırakmış bir isim. İkincisi ise küçük İskender. İskender Över'den 80'lerde doğmuş ve bugün 30'lu yaşlarına merdiven dayamış bir şair! küçük İskender'in biraz da İskender Över'e bir doğum günü hediyesi Elli Belirsiz. Bugüne kadar yayımlanmış kitaplarından bir seçki, eski kullanımla belirtmek gerekirse güldeste kitabı... Ama en önemlisi, küçük İskender'in yıllara yayılan şiir serüveninden 50 durak yer alıyor. küçük İskender kaleme aldığı önsözde, "Metinlerimi geriye çekerek sevildiğini sandığım 50 şiirimi 50 belirsizliğim, aslında tam da 'ben' olanlar diye size veriyorum" diyor... Şairin sözünden cesaretle, küçük İskender'e ve şiirine daha yakından bakabilmek için güzel bir fırsat bu kitap...

küçük İskender'in tam olarak kim veya nasıl bir şair olduğunu her şiir kitabında, her şiirinde görmek mümkün aslında. Biyolojiden -belki de anatomiden- anımsayacağımız üzere hücre dokuyu, doku organı, organ sistemi, sistemler de vücudu ortaya getirir. küçük İskender'in şiiri de tam olarak böyle bir doğrultuda okunabilir. Sözcükler mısraları, mısralar şiirleri, şiirler yeni kitapları, kitaplar da bütün olarak küçük İskender'in kendisini ve şiir dünyasını aktarır bize. Cangüncem isimli kitabının "otuz bir"inci güncesinde kendini şöyle tanımlar:
"yakın. çevresiz. drüzensiz. her yazılanla yeni / baştan tasvir edilişim. cümleyim. öznesi nevroz, / nesnesi belirsiz, fiili ölüm olan bir cümleyim. / noktam var."

Söze girerken, onun şiiri için doğallığa yaslanan dememin sebebi biraz da bu örnekle görülebilir aslında. Şiirleri, şiirselleri, masal şiirleri, hayalleri, görüntüleri, açılımları, belirlemeleri, değinmeleri, denemeleri... bir doğaçlamanın ürünü gibidirler. İlk bakışta beylik bir söz gibi gelecek olsa da gelmesin, küçük İskender yazdığı gibi yaşayan, yaşadığını da yazan bir şair. Bu demek değil ki, hislerin veya düşüncelerin olmadığı bir şiirdir onunki. Tam tersine, küçük İskender hislerini ve düşüncelerini (buna yaşam veya memleket üzerine endişeleri kadar, siyasi ve felsefi düşünceleri de dahil ediyorum) olduğu gibi, sansürsüz kaleme alır, şiiriyle aktarır. Çünkü düşündüğünü ve hissettiğini de aynı şekilde yaşayan bir şair o. Kişisel olarak İskender Över'le hiç tanışmamış olabilirsiniz (hatta ben de bir veya iki kere yüz yüze geldim kendisiyle), ancak küçük İskender'le kitapları aracılığıyla defalarca buluşmuş olduğunuz için kolaylıkla tanıyabilirsiniz onu. Bahanesi, kapalı istiareleri yoktur onun. Erkekleri sevdiği için eşcinsel olduğunu söyleyen şair, gerçek hayatta hemhal olduğu penisi kolaylıkla şiirlerinde de kullanır.Önsöz'de kurduğu bir cümlenin altını çizmeli tekrar "Aşklar yaşadım. Eğer ciddiye alındılarsa." Bu cümleyi kolaylıkla şiirlerinde okuyabileceğinizi sanarsınız. Çünkü o kadar şiirsel bir cümledir. Ama bir o kadar da şiirden uzak, kendine dair. Zaten herhangi bir şiirinde de yoktur böyle bir ifade. Her ne kadar herhangi bir akıma, ekole dahil edilmezse bile ürün vermeye başladığı dönem itibariyle 1980 kuşağının en özgün kalemidir küçük İskender. Bir söyleşisinde 80 Kuşağı olgusunu ve kuşağıyla ilişkisini; "Ben, 1980 Kuşağı rahme düştükten sonra katıldım aralarına; aslında çok da katıldım sayılmaz. Ne çıkarttıkları dergilerde yazdım ne de toplantılarında, buluşmalarında birlikte olduk. Hep bir ek kontenjandan yer buldum sanki. Bu asla bir sıkıntı yaratmadı. Tam tersine daha başına buyruk, daha pervasız, daha alaycı olmamı sağladı" sözleriyle değerlendirirken kendi özgünlüğünün kaynağını ve sebebini izah eder. Lucifer'in Bisikleti adlı kitabında "80'lerin şiiri ve şairi: yani kısaca ben" başlıklı metinde 80 kuşağının önceki ve sonraki kuşaklardan farkını ortaya koyarken "Burada, bu mezbahada" sözleriyle Türkiye'yi kasteder ve şöyle devam eder küçük İskender; "kan revan ve acı içerisinde şiiri yaşamaya, yaşatmaya çalıştık ;kolaycı korunmacı bir şiirin peşine de takılabilirdik; yapmadık. En azından ben yapmadım." Bu cümleler onun poetikası kadar siyasi tutumunu da izah eder aslında.

İsim vermek gereksiz, nice Türk şairi, deyim yerindeyse sandıklarıyla dolaşmışlardır. Bu sandıkların içinde birer sandık daha bulunur ki, metaforlar, imgeler, şiir dilleri çoklukla bu sandık içindeki sandıklardan çıkarılmıştır adeta. Oysa küçük İskender Türk şiiri içinde bohçası ile dolaşan birkaç şairden birisi, belki de ilk akla gelenidir. Metaforları, imgeleri, şiirlerinin ana unsurları bu bohçanın içinde kolaylıkla görülür. Ama bu onun şiirinin kolay bir şiir olduğu anlamına gelmez asla. Bohçasını sürekli olarak açarken içine yeni unsurlar dahil ettiğini, eskileri atmamışsa bile yenilediğini görürsünüz. Sonra şiirini okuduğunuz zaman hangi metafor, imge neden var diye sorduğunuzda yanıtını açıkça verir küçük İskender. Açık oldukları kadar kuvvetli metaforlardır. Gaspar Noe'nin ünlü filmi Dönüş Yok'ta karşımıza çıkan, tenya göndermesini yıllar önce lağım faresi olarak okutmuştur bize küçük İskender. Onun şiirindeki cop, polisin sırta, kafaya rastgele savurduğu cop değil, kıça sokulan bir coptur! Eşcinselliğin lirizmi kadar şiddetini de aktarır, anarşist bir siyasi tavrını da sergiler. Biraz Ballard yaklaşımı vardır sözlerinde, biraz Burroughs gibi sayıklamalar halindedir. Kerouac gibi doğaldır! ancak illa ki Allen Ginsberg'dir asıl atası. Beatniktir özetle. Bir söyleşisinde açıkladığı gibi "Türkçe yazsa da Türkçe şiir'in dışında"dır gelenek olarak. Ama Nâzım kadar siyasi bir tavrı vardır, hatta açıkça Nâzım'ı sevdiğini de söyler. Can Yücel'le yan yana konacak kadar dilin baharatlarına hakimdir... İkinci Yeni şairleri, örneğin Edip Cansever, örneğin Turgut Uyar, Ece Ayhan hayatları ile küçük İskender'in merceğindedirler. Kendisini "kafam çalıştığı için anarko-sosyalistim" diye tanımlar. Şiiri de bir o kadar bu minvaldedir, aynı zamanda toplumcudur fazlasıyla. Çünküözgürlükçüdür! O yüzden gerçekçi değildir. Zira bu memlekette özgürlüğün gerçek olamayacak kadar hayal mahsulü olduğunun bilincindedir... Nice toplumcu şairler onun kadar gerçek değildir üstelik. Cangüncem’de kitabında dediği gibi, "eylemciler kuvvetli, teorisyenler güçlüdür". küçük İskender gerek şiiriyle, gerek yaşam pratiğiyle eylemci kanatta yer almış ve o yüzden kuvvetli bir şiir dili ve portre yaratmıştır. Bu sayededir, 19 yaşındaki Ali'ler dövülerek öldürülmeden önce "Mehmetler ölüyor, Aliler öldürülüyor çünkü" demiştir. Her doğal şair gibi biraz kehanettir onun şiirleri.

Gerisi bildiğimiz tanımlardır; marjinal, protest, bireyci, anarşist, pornografik, Beatnik, cesur ve bas bas bir başkaldırı şiiri. Tüm bunlar onun doğal yapısından kaynaklanır ve dikkat edecek olursak, düz yazıları da romanları da şiirlerinden ayrılmayacak bir doğrultudadır. Sizi bilmem ama, ola ki birgün küçük İskender veya İskender Över'in bizzat kendisi çıldırırsa, ben onu bir akıl hastanesine kapatmak veya başka bir biçimde insanlardan tecrit etmek yerine, şehrin en kalabalık meydanına çıkartırım. Tüm sözlerini herkes duysun diye. Ancak, onun sözlerine kulak verenler çoğaldıkça kurtulur bu memleket! küçük İskender'den İskender Över'in 50'nci yaşına armağan Elli Belirsiz 30'una merdiven dayamış genç bir şairin ama kocaman bir şiir dünyasının portresini çizen, sıkı bir seçki!

Elli Belirsiz
küçük İskender
Sel Yayıncılık
2014, 160 sayfa, 35 TL.

Radikal

Viewing all articles
Browse latest Browse all 15058

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue