Sevgili şarkıcı, türkücü ve komedyen tayfası... İşin özü şu aslında: Samimi olun, ciğerimizi yiyin. Yoksa sizden ilkesel bir duruş, bir direniş bekleyen yok.
Cumhurbaşkanlığı için tasarladığı engin vizyonundan öte bu vizyonu dinlemek üzere çağırdığı şarkıcı, türkücü, oyuncu, sunucu grubu konuşuldu. Çünkü bu kişilerin bir kısmı “Neden gittin o toplantıya” tepkilerine maruz kaldı. Küfürler, hakaretler kilo kilo önlerine döküldü.
Benim nazarımda bu hoş bir durum değil.
Adam istediği toplantıya gider, istediği vizyonla gözlerini kamaştırtır.
İstediği siyasetçiyi destekler, istediği devlete yaslanır.
Bizi çekirdeğin ucu kadar enterese etmez. O bakımdan… Bu şarkıcı, oyuncu, sunucu tayfasına ağız dolusu öfke kusmak ayıp olmasının ötesinde lüzumsuz da.
**
Ama ama ve de ama…
Bu şarkıcı, oyuncu, sunucu tayfasının sosyal medyada karşılarına çıkan tepkiden sonra yaptıkları açıklamalar bu vaka çerçevesinde anlaşılmayan bir konu olduğunu ortaya koyuyor.
Vizyon katılımcısı Zerrin Özer ne dedi? “Zülfikarıma laf yok… Aklınızı alırım küçük beyinli cahiller… Düne kadar Aleviyim demeye korkan cahiller Zülfikarı ilk takan Aleviyim. Sizin salaklığınızdan birleşemiyoruz. Yoksa kim bizim kadar çoğunluk. Yıllardır, korka korka saklandınız utançmışız gibi. Bana Alevilikten söz etmeyin de karşıma gelin korkaklar!”
Vizyon katılımcısı Şahan Gökbakar ne dedi? “Erdoğan'ın nasıl projeleri olduğunu dinlemeye gittiğim için. Sizce bu küfür edilecek bir hareket midir? Bence değil. Yıllardır süre gelen kutuplaşma ve nefret sebebi ile gözler körleşebiliyor. Senin gibi düşünmeyen herkese küfür etmek, aşağılamak ve yok etmeye çalışmak hak görülebiliyor maalesef. Ne büyük bir acz ve ne fena bir yanılgı!”
Vizyon katılımcısı Metin Arolat ne dedi? “Ben Çapulcu Metin Arolat demek için gittim. Korumalar beni dışarı attı.” Sonra Erdoğan’ın yanında gülerek kitap imzalatırken fotoğrafı yayınlanınca: “Ben kitap istemiyorum diyecek bir durum yoktu. İmzalattım, bunu çok büyüttünüz.”
**
Belli ki olmuyor.
Bu tayfa, yani Zerrin Özerler, Arolatlar, Şahan Gökbakarlar anlamıyorlar ya da anlamamış gibi yapmayı tercih ediyorlar.
Kafir küfür üstlerine gidilmesini -dediğim gibi- ayıplıyor ve enerji sarfiyatı olarak görüyoruz. Ama bu aptal yerine konup kafa sallayacağız manasına da gelmiyor.
Miting meydanlarında Ebu Suud’u hürmetle anan, rakibini ‘candaş’ diye aşağıladığını düşünen ve dev köprü inşa edip ismini Yavuz Sultan Selim koyan bir devletin yanında neşeyle durabilirsiniz. Ama o zaman Alevi vatandaşların eleştirisine de kendini kaybederek yanıt vermeyeceksiniz. Değil mi sevgili Zerrin Özer…
Eşcinselliği, trans ve intersex bireyleri ‘hastalanmış’, ‘sapmış’, ‘ucube’ olarak gören zihniyetle el sıkışıp yan yana durabilirsiniz. Ama o zaman öz saygınızın ve saygınlığınızın sorgulanmasına şaşırmayacaksınız. Değil mi sevgili Bülent Ersoy… Değil mi sevgili Metin Arolat…
Kafaya huni, ayaklara simli çizme giyince Lady Gaga oldum sanan sevgili Hande Yener de, havaya göre Ali İsmail Korkmaz deyip, havaya göre devletlünün yanında şirin şirin durabilir örneğin. Ama o zaman hesap defterlerinin açılmasına da şok şok şok olmayacak. Değil mi ama…
Kendisini eleştirenlere “Senin gibi düşünmeyen herkese küfür etmek, aşağılamak ve yok etmeye çalışmak hak görülebiliyor maalesef” diye derin bir sitem koyan Şahan Gökbakar’a da önemli bir not iletmek lazım: Kendisi gibi düşünmeyenlere karşı “elindeki yüzde 50’yi” salma, gaza boğma, aşağılama, kalabalıklara yuhalatma gibi araç ve gereçleri kullanan başka birilerini daha tanıyoruz. Tanıştırmamızı ister mi?
**
Sevgili şarkıcı, türkücü ve komedyen tayfası… İşittiğiniz laflar sahiden de çok sinir bozucu ama işte buyrun, memleketin geldiği nokta budur. Ve maalesef bu noktaya gelişteki son dev atılımları vizyonuna kurban olduklarınız gerçekleştirmiştir. Bunu hatırlamak ister misiniz?
Sevgili şarkıcı, türkücü ve komedyen tayfası… İşin özü şu aslında: Samimi olun, ciğerimizi yiyin.
Şarkılarınızı, türkülerinizi, şakalarınızı yaptığınız bir kesim var. Hani kafaya huni takıp çıktığınız sahneden shot bardaklarıyla selamladığınız o kalabalık… Hani mankenin memelerine muhallebi döküp kaşıkladığınız yazlık kliplerinizle eğlenen, belden aşağı şakalarınızı tüketen insanlar…
Sizin sunduğunuz eğlenceyi satın alan bu insanlar bir kenarda sessiz sessiz dursun, beri yandan siz, onların eğlence ve dünya anlayışından hiç hazzetmeyen, daraltmaya yemin etmiş güce yanaşın. Bu yanaşmadan medet umun.
E öyle olmuyor. Her istediğiniz aynı anda olmuyor. Mahalle bakkalınızda bile böyle bir alışveriş bulamazsınız. Bunu bilin, yeter.
Yoksa sizden ilkesel bir duruş, bir direniş bekleyen yok.
Ezgi Başaran - Radikal
Cumhurbaşkanlığı için tasarladığı engin vizyonundan öte bu vizyonu dinlemek üzere çağırdığı şarkıcı, türkücü, oyuncu, sunucu grubu konuşuldu. Çünkü bu kişilerin bir kısmı “Neden gittin o toplantıya” tepkilerine maruz kaldı. Küfürler, hakaretler kilo kilo önlerine döküldü.
Benim nazarımda bu hoş bir durum değil.
Adam istediği toplantıya gider, istediği vizyonla gözlerini kamaştırtır.
İstediği siyasetçiyi destekler, istediği devlete yaslanır.
Bizi çekirdeğin ucu kadar enterese etmez. O bakımdan… Bu şarkıcı, oyuncu, sunucu tayfasına ağız dolusu öfke kusmak ayıp olmasının ötesinde lüzumsuz da.
**
Ama ama ve de ama…
Bu şarkıcı, oyuncu, sunucu tayfasının sosyal medyada karşılarına çıkan tepkiden sonra yaptıkları açıklamalar bu vaka çerçevesinde anlaşılmayan bir konu olduğunu ortaya koyuyor.
Vizyon katılımcısı Zerrin Özer ne dedi? “Zülfikarıma laf yok… Aklınızı alırım küçük beyinli cahiller… Düne kadar Aleviyim demeye korkan cahiller Zülfikarı ilk takan Aleviyim. Sizin salaklığınızdan birleşemiyoruz. Yoksa kim bizim kadar çoğunluk. Yıllardır, korka korka saklandınız utançmışız gibi. Bana Alevilikten söz etmeyin de karşıma gelin korkaklar!”
Vizyon katılımcısı Şahan Gökbakar ne dedi? “Erdoğan'ın nasıl projeleri olduğunu dinlemeye gittiğim için. Sizce bu küfür edilecek bir hareket midir? Bence değil. Yıllardır süre gelen kutuplaşma ve nefret sebebi ile gözler körleşebiliyor. Senin gibi düşünmeyen herkese küfür etmek, aşağılamak ve yok etmeye çalışmak hak görülebiliyor maalesef. Ne büyük bir acz ve ne fena bir yanılgı!”
Vizyon katılımcısı Metin Arolat ne dedi? “Ben Çapulcu Metin Arolat demek için gittim. Korumalar beni dışarı attı.” Sonra Erdoğan’ın yanında gülerek kitap imzalatırken fotoğrafı yayınlanınca: “Ben kitap istemiyorum diyecek bir durum yoktu. İmzalattım, bunu çok büyüttünüz.”
**
Belli ki olmuyor.
Bu tayfa, yani Zerrin Özerler, Arolatlar, Şahan Gökbakarlar anlamıyorlar ya da anlamamış gibi yapmayı tercih ediyorlar.
Kafir küfür üstlerine gidilmesini -dediğim gibi- ayıplıyor ve enerji sarfiyatı olarak görüyoruz. Ama bu aptal yerine konup kafa sallayacağız manasına da gelmiyor.
Miting meydanlarında Ebu Suud’u hürmetle anan, rakibini ‘candaş’ diye aşağıladığını düşünen ve dev köprü inşa edip ismini Yavuz Sultan Selim koyan bir devletin yanında neşeyle durabilirsiniz. Ama o zaman Alevi vatandaşların eleştirisine de kendini kaybederek yanıt vermeyeceksiniz. Değil mi sevgili Zerrin Özer…
Eşcinselliği, trans ve intersex bireyleri ‘hastalanmış’, ‘sapmış’, ‘ucube’ olarak gören zihniyetle el sıkışıp yan yana durabilirsiniz. Ama o zaman öz saygınızın ve saygınlığınızın sorgulanmasına şaşırmayacaksınız. Değil mi sevgili Bülent Ersoy… Değil mi sevgili Metin Arolat…
Kafaya huni, ayaklara simli çizme giyince Lady Gaga oldum sanan sevgili Hande Yener de, havaya göre Ali İsmail Korkmaz deyip, havaya göre devletlünün yanında şirin şirin durabilir örneğin. Ama o zaman hesap defterlerinin açılmasına da şok şok şok olmayacak. Değil mi ama…
Kendisini eleştirenlere “Senin gibi düşünmeyen herkese küfür etmek, aşağılamak ve yok etmeye çalışmak hak görülebiliyor maalesef” diye derin bir sitem koyan Şahan Gökbakar’a da önemli bir not iletmek lazım: Kendisi gibi düşünmeyenlere karşı “elindeki yüzde 50’yi” salma, gaza boğma, aşağılama, kalabalıklara yuhalatma gibi araç ve gereçleri kullanan başka birilerini daha tanıyoruz. Tanıştırmamızı ister mi?
**
Sevgili şarkıcı, türkücü ve komedyen tayfası… İşittiğiniz laflar sahiden de çok sinir bozucu ama işte buyrun, memleketin geldiği nokta budur. Ve maalesef bu noktaya gelişteki son dev atılımları vizyonuna kurban olduklarınız gerçekleştirmiştir. Bunu hatırlamak ister misiniz?
Sevgili şarkıcı, türkücü ve komedyen tayfası… İşin özü şu aslında: Samimi olun, ciğerimizi yiyin.
Şarkılarınızı, türkülerinizi, şakalarınızı yaptığınız bir kesim var. Hani kafaya huni takıp çıktığınız sahneden shot bardaklarıyla selamladığınız o kalabalık… Hani mankenin memelerine muhallebi döküp kaşıkladığınız yazlık kliplerinizle eğlenen, belden aşağı şakalarınızı tüketen insanlar…
Sizin sunduğunuz eğlenceyi satın alan bu insanlar bir kenarda sessiz sessiz dursun, beri yandan siz, onların eğlence ve dünya anlayışından hiç hazzetmeyen, daraltmaya yemin etmiş güce yanaşın. Bu yanaşmadan medet umun.
E öyle olmuyor. Her istediğiniz aynı anda olmuyor. Mahalle bakkalınızda bile böyle bir alışveriş bulamazsınız. Bunu bilin, yeter.
Yoksa sizden ilkesel bir duruş, bir direniş bekleyen yok.
Ezgi Başaran - Radikal