LGBTİ bireylerin intiharları her zaman toplumsal birer olgudur, çünkü LGBTİ birey yaşamı boyunca doğrudan veya dolaylı şekilde kültürel, yasal, fiziksel ve sosyal boyutlarda ayrımcılık ve şiddete maruz kalmaktadır.
BİR LGBTİ BİREYİN YAŞADIĞI UMUTSUZLUK VE ÇARESİZLİK, MARUZ BIRAKILDIĞI AYRIMCILIK VE ŞİDDETİN SONUCUDUR
Bir LGBTİ bireyin yaşadığı, kimi zaman klinik düzeyde depresyona da varan umutsuzluk ve çaresizlik, maruz bırakıldığı bu ayrımcılık ve şiddetin sonucudur. Yapılan araştırmalar, ayrımcılığa maruz kalmanın, hak ihlaline uğramanın ve aileden dışlanmanın depresyon, kaygı, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sağlık bozulmalarına yol açtığını, bireylerin bağışıklık sistemlerini zayıflattığını ve iyileşmeyi geciktirdiğini ortaya koymaktadır.
BİR LGBTİ BİREYİN YAŞADIĞI UMUTSUZLUK VE ÇARESİZLİK, MARUZ BIRAKILDIĞI AYRIMCILIK VE ŞİDDETİN SONUCUDUR.
Bir LGBTİ bireyin yaşadığı, kimi zaman klinik düzeyde depresyona da varan umutsuzluk ve çaresizlik, maruz bırakıldığı bu ayrımcılık ve şiddetin sonucudur. Yapılan araştırmalar, ayrımcılığa maruz kalmanın, hak ihlaline uğramanın ve aileden dışlanmanın; depresyon, kaygı, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sağlık bozulmalarına yol açtığını, intihar düşüncesine yatkınlık riskini arttırdığını, bireylerin bağışıklık sistemlerini zayıflattığını ve iyileşmeyi geciktirdiğini ortaya koymaktadır. Kültürel, yasal, fiziksel ve sosyal ayrımcılık ve şiddet karşısında LGBTİ bireylerle dayanışmak, toplumdaki homofobik ve transfobik tutum ve eylemlerin karşısında durmak hepimizin sorumluluğudur.
MEDYANIN SORUMLULUĞU: MEDYA ÖNCELİKLE İNTİHARI ÖZENDİRİCİ YAYINLARDAN KAÇINILMALIDIR
Bu çerçevede medya kuruluşlarına da önemli sorumluluklar düşmektedir. Öncelikle daha önce bulunduğumuz uyarıyı yinelemek isteriz: İntiharların, özellikle dün yaşanan türden bir intiharın medyada ele alınma biçimi benzer örneklerin önünü açma riski taşıması açısından kritik önem taşır.
Gündemdeki intihar notu videosunu paylaşmamak, yayımlamamak ve bu yolla daha da yaygınlaşmasına katkıda bulunmamak önemlidir. Zira intihar sürecinin ve yöntemin detaylı tarifi, özellikle ergenler ve genç yetişkinler ile depresyona ve intihara eğilimli kişiler için tetikleyici ve alevlendirici bir rol model olabilir, taklit edilme olasılığını arttırır. Pek çok bilimsel araştırma bu riskin altını çizmektedir. Bu nedenle herhangi bir intihar olayı ana başlık ya da flaş haber olarak verilmemeli, mümkün olduğunca görselleştirilmeden ve dramatize edilmeden verilmelidir. Yayımlanan haberlerde, intiharın yöntemiyle ilgili detaylı tariflerden mümkün olduğu kadar kaçınılmalı; intiharın ardında bıraktığı izleri içeren görüntüler yayımlanmamalıdır.
LGBTİ BİREYLERİN ERİŞEBİLECEKLERİ HUKUKİ, PSİKOLOJİK, SOSYAL DESTEK İMKÂNLARINA VURGU YAPILMALIDIR.
Yazar: Queer Adana
İntihar davranışının altında yatan depresyon için destek ve tedavi imkânlarının bulunduğu ve bu imkânların ne kadar hayat kurtarıcı olabileceği vurgulanmalıdır. LGBTİ bireylerin erişebilecekleri hukuki, psikolojik, sosyal destek imkânlarına, parçası olabilecekleri örgütlere ve ruh sağlığı alanında yapılan psikososyal destek çalışmalarına yer verilmeli, bu örgüt ve kuruluşlara erişim bilgileri yaygınlaştırılmalıdır.
TPD LGBTİ Çalışmaları Birimi olarak medya kuruluşlarını LGBTİ bireylerin yaşamın her alanında maruz kaldıkları şiddet ve ayrımcılığı haberleştirmeye ve LGBTİ politik hareketinin yanında durmaya davet ediyoruz.
Haber: psikolog.org
BİR LGBTİ BİREYİN YAŞADIĞI UMUTSUZLUK VE ÇARESİZLİK, MARUZ BIRAKILDIĞI AYRIMCILIK VE ŞİDDETİN SONUCUDUR
Bir LGBTİ bireyin yaşadığı, kimi zaman klinik düzeyde depresyona da varan umutsuzluk ve çaresizlik, maruz bırakıldığı bu ayrımcılık ve şiddetin sonucudur. Yapılan araştırmalar, ayrımcılığa maruz kalmanın, hak ihlaline uğramanın ve aileden dışlanmanın depresyon, kaygı, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sağlık bozulmalarına yol açtığını, bireylerin bağışıklık sistemlerini zayıflattığını ve iyileşmeyi geciktirdiğini ortaya koymaktadır.
BİR LGBTİ BİREYİN YAŞADIĞI UMUTSUZLUK VE ÇARESİZLİK, MARUZ BIRAKILDIĞI AYRIMCILIK VE ŞİDDETİN SONUCUDUR.
Bir LGBTİ bireyin yaşadığı, kimi zaman klinik düzeyde depresyona da varan umutsuzluk ve çaresizlik, maruz bırakıldığı bu ayrımcılık ve şiddetin sonucudur. Yapılan araştırmalar, ayrımcılığa maruz kalmanın, hak ihlaline uğramanın ve aileden dışlanmanın; depresyon, kaygı, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sağlık bozulmalarına yol açtığını, intihar düşüncesine yatkınlık riskini arttırdığını, bireylerin bağışıklık sistemlerini zayıflattığını ve iyileşmeyi geciktirdiğini ortaya koymaktadır. Kültürel, yasal, fiziksel ve sosyal ayrımcılık ve şiddet karşısında LGBTİ bireylerle dayanışmak, toplumdaki homofobik ve transfobik tutum ve eylemlerin karşısında durmak hepimizin sorumluluğudur.
MEDYANIN SORUMLULUĞU: MEDYA ÖNCELİKLE İNTİHARI ÖZENDİRİCİ YAYINLARDAN KAÇINILMALIDIR
Bu çerçevede medya kuruluşlarına da önemli sorumluluklar düşmektedir. Öncelikle daha önce bulunduğumuz uyarıyı yinelemek isteriz: İntiharların, özellikle dün yaşanan türden bir intiharın medyada ele alınma biçimi benzer örneklerin önünü açma riski taşıması açısından kritik önem taşır.
Gündemdeki intihar notu videosunu paylaşmamak, yayımlamamak ve bu yolla daha da yaygınlaşmasına katkıda bulunmamak önemlidir. Zira intihar sürecinin ve yöntemin detaylı tarifi, özellikle ergenler ve genç yetişkinler ile depresyona ve intihara eğilimli kişiler için tetikleyici ve alevlendirici bir rol model olabilir, taklit edilme olasılığını arttırır. Pek çok bilimsel araştırma bu riskin altını çizmektedir. Bu nedenle herhangi bir intihar olayı ana başlık ya da flaş haber olarak verilmemeli, mümkün olduğunca görselleştirilmeden ve dramatize edilmeden verilmelidir. Yayımlanan haberlerde, intiharın yöntemiyle ilgili detaylı tariflerden mümkün olduğu kadar kaçınılmalı; intiharın ardında bıraktığı izleri içeren görüntüler yayımlanmamalıdır.
LGBTİ BİREYLERİN ERİŞEBİLECEKLERİ HUKUKİ, PSİKOLOJİK, SOSYAL DESTEK İMKÂNLARINA VURGU YAPILMALIDIR.
Yazar: Queer Adana
İntihar davranışının altında yatan depresyon için destek ve tedavi imkânlarının bulunduğu ve bu imkânların ne kadar hayat kurtarıcı olabileceği vurgulanmalıdır. LGBTİ bireylerin erişebilecekleri hukuki, psikolojik, sosyal destek imkânlarına, parçası olabilecekleri örgütlere ve ruh sağlığı alanında yapılan psikososyal destek çalışmalarına yer verilmeli, bu örgüt ve kuruluşlara erişim bilgileri yaygınlaştırılmalıdır.
TPD LGBTİ Çalışmaları Birimi olarak medya kuruluşlarını LGBTİ bireylerin yaşamın her alanında maruz kaldıkları şiddet ve ayrımcılığı haberleştirmeye ve LGBTİ politik hareketinin yanında durmaya davet ediyoruz.
Haber: psikolog.org