Her ne kadar halen halk arasındaki baskın kanı cinsiyetlerin "erkek" ve "dişi", cinsel yönelimin ise "erkek dişiyi sever" ile "dişi erkeği sever"den ibaret olduğu ise de, bilimsel camia giderek bu fikirden uzaklaşmaktadır. Hem doğayı giderek daha iyi tanımamız, buna bağlı olarak kendimizi daha iyi anlamamız, hem evrimsel biyoloji gibi bilim dallarının bilimsel algı ufkumuzu katlayarak arttırması sayesinde, bazı "kategorik tanımlamalarımızın" hatalı olduğu sonucuna varmaya başladık.
Bu değişim yeni başlamadı. Cinsel yönelimin tek yönlü ve katı bir kategorizasyona sahip olamayacağına dair seslerini yükseltip, bilim camiasının dikkatini çekmeyi başaran bilim insanlarının tarihi yüzlerce yıl geriye gidiyor. Bunlardan birisi, 1948 yılında yayınlanan"İnsan Erkeklerinde Cinsel Davranışlar", 1953 yılında yayınlanan "İnsan Dişilerinde Cinsel Davranışlar" isimli kitapların yazarı olan Alfred Charles Kinsey'dir. Bu iki kitap, bilim tarihindeki ve insandaki seks davranışlarındaki önemli başyapıtlardan birisi olması bakımından toplu bir şekilde Kinsey Raporları olarak anılmaktadır.1894-1956 yılları arasında yaşamış ünlü biyolog, psikolog, entomolog, zoolog ve seksolog Kinsey, bu iki kitabında cinsel yönelimlerin sadece "erkek dişiyi, dişi erkeği sever"şeklinde kategorize edemeyeceğimizi net bir şekilde ispatlamış, bilim camiasını bu antik yaklaşımdan uzaklaştırmak konusunda en büyük adımlardan birini atmış isimdir. Hatta Kinsey, bir adım daha öteya giderek "düzcinsellik" ve "eşcinsellik" kategorizasyonunu da bu kadar katı bir şekilde yapamayacağımız gerçeğini görmüş, insanlardaki cinsel yönelimleri geniş bir yelpazeye bölmüştür.
Görseldeki, Kinsey'in bu kitaplarda ileri sürdüğü ve günümüzdeki çok sayıda psikolog tarafından yeterince kapsamlı olduğuna kanaat getirilen Kinsey Skalası'dır. Skalada, bir erkeğin veya bir dişinin yaşamı boyunca cinsel olarak çekildiği cinsiyetlere göre belli bir değer yer alır. Buradan da anlaşılacağı üzere, bir insan illa tam eşcinsel veya tam düzcinsel olmak zorunda da değildir. Yapılan araştırmalar, erkeklerde ve dişilerde hayatın ezici bir çoğunluğunda düzcinsellik görülürken, arada sırada da olsa eşcinsellik görülebildiğini göstermiştir. Benzer şekilde, kendilerini tamamen eşcinsel olarak tanımlayan bazı kişilerin aslında arada sırada (veya dikkate değer miktada da olabilir) düzcinsel davranışlar sergileyebildiği de gösterilmiştir. Kinsey, kitaplarında bu skalanın doğruluğunu gösteren çok fazla sayıda araştırmaya yer vermektedir.
Kinsey Raporları ile ilgili çok fazla şey söylenebilir; ancak 2 önemli bilgiye yer vermek istiyoruz: ilki, Kinsey'in yaptığı kapsamlı araştırmaların bir özeti:
Araştırmalarına göre 20-35 yaş arası erkeklerin %11.6'sı, bu yaş aralığında kendilerini skalada 3 değerinde görüyor. Araştırmaya katılan Amerikalı deneklerin %10'u, 16-55 yaşları arasında kendilerini 5-6 skalasında görüyorlar. Dişilerde de durum benzer: 20-35 yaş arasında evli olmayan kadınların %7'si ve daha önceden evli olup boşanan kadınların %4'ü kendilerini bu yaş aralığındayken skalada 3 değerinde görüyorlar. 20-35 yaş arası kadınların %2-6 arası 5 değerinde, evlenmemiş kadınların %1-3 arası ise kendilerini 6 değerinde görüyor. Dolayısıyla popülasyon içerisinde eşcinsellik-heteroseksüellik yelpazesinin farklı noktalarında yer alan çok sayıda insan bulunuyor.
İkinci ve son olaraksa, Kinsey'in bu skalayı ilk kitabında ilk defa tanımlarken kullandığı ve günümüzde halen geçerli olan cümlelere yer vermek istiyoruz:
"Erkeklere baktığımızda heteroseküel ve homoseksüel olarak iki gruba bölünmediklerini görüyoruz. Dünya, koyunlar ve keçiler olarak ikiye bölünemez. Doğanın temel sınıflandırması çok nadiren katı kategorilere yer verir... Yaşadığımız dünya, her bir açısı bakımından bir süreklilik halindedir.
Tamamen eşcinsel ve tamamen düzcinsel insanlar arasındaki süreklilikten bahsederken, kişilerin kendi tarihlerine bakarak yelpazede göreli bir noktada bulunduklarını fark edebilecekleri bir çeşit skala oluşturmak gerekti. Bir birey, ömrünün her bir kısmında bu skalada farklı bir noktada yer alabilir. Bu 7 parçalı skalada gerçekten farklı noktalarda bulunan insanlar keşfetmek, bu tür bir sürekliliğin gerçekten de var olduğunu göstermeye yaklaştığımızın işaretidir."
Günümüzde 10 parçalı bazı diğer skalalar bulunuyor olsa da, Kinsey Skalası tek başına yeterince geniş bir aralığı kapsamakta ve sürekliliği göstermeye yetmektedir. Bu nedenle Kinsey'in bu skalası, seksoloji alanında önemli bir dönüm noktası olarak kabul görmektedir.
Cinsiyetler, cinsel yönelimler, eşcinsellik ve evrim ile ilgili daha fazla bilgi almak için buraya tıklayabilir, aseksüellik için daha fazla bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz. Eğer Kinsey Skalası'nda nereye düştüğünüzü öğrenmek istiyorsanız (ve İngilizce biliyorsanız) buraya tıklayarak bir testi yapabilir ve sonucu görebilirsiniz.
Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)
Kaynaklar ve İleri Okuma:
Kinsey Institute
Planned Parenthood
Wikipedia
http://www.evrimagaci.org/fotograf/81/6980