Ötekilerin ötekisi bir seks işçisi
Öykü, 24 yaşında bir seks işçisi...
Mardinli bir transseksüel...
Diyarbakır’da yaşıyor.
Onunla Diyarbakır’ın merkezi bir yerindeki Hebun (“Varoluş”) - LGBT ofisinde buluşuyoruz.
LGBT, “lezbiyen”, “gey”, “biseksüel” ve “transgender”ların çatı örgütü...
Hebun, bu yılın şubat ayında kurulmuş. Toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çalışmaları yapan bir dernek...
Binanın en üst katındaki ofisin kapısında hiçbir şey yazmıyor. Giriş, güvenlik kamerasının gözetiminde...
İçerde, bir oda kütüphane olarak kullanılıyor; kütüphanede cinsel ayrımcılığa dair kitaplar ve Hevjîn dergisinin eski sayıları var.
Bu, dünyanın ilk Kürtçe LGBT dergisi...
İki kere öteki
Öykü, derneğin aktivistlerinden biri...
Zaten ötekileştirilmiş bir cinsel kimliğin, bir de Diyarbakır’da nasıl yaşadığını soruyorum:
“Ötekilerin ötekisiyiz biz” diyor; “İki kere ötekiyiz.”
Polis, göz açtırmıyormuş.
Yerel basın nefret kusuyormuş.
Hizbullah türü örgütler ölümcül saldırılar yapıyormuş.
İstanbul’da, İzmir’deki arkadaşları, “Diyarbakır’da nasıl yaşarsın, buraya gel” demiş, ama o Diyarbakır’ı terk etmemiş.
Transseksüelliğinden ziyade Kürtlüğünü gizliyormuş burada...
Bölgede cinsel kimliği nedeniyle ayrımcılık yapanlar, etnik kimliğini öğrenirlerse “Hem Kürt, hem eşcinsel olamazsın” diye daha da saldırganlaşıyormuş.
Gökkuşağı altında
Bölgedeki siyasal yükseliş, Öykü’nün hayatını da etkilemiş.
Ayrımcılığa karşı tepkisi, onu ötekileştiren ötekilerin safına itmiş. O da Hebun hareketiyle birlikte Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri arasına katılmış.
Barış sürecine omuz vermiş.
Nevruz’da Diyarbakır’da gökkuşağı bayrağının altında yürümüşler.
Bir özgürlük hareketinin içinde eriyerek ilk kez kimliklerini gizlemeden, gönüllerince yürüyüp gösteri yapmışlar.
Seks işçileri için düzenlenen sempozyumlara katılmışlar. Öldürülen transseksüellerin duruşmalarında yalnız olmadıklarını anlamışlar. Katillere en yüksek cezanın verilmesi konusunda İHD’nin avukatlarından destek görmüşler. Psikolojik Danışmanlar Derneği’ni yanlarında bulmuşlar. Sosyal medyada 5 bin takipçiye ulaşmışlar.
Bu dayanışma üzerine yıllar önce Diyarbakır’ı terk eden “LGBT’liler” geri göçe başlamış.
Hebun, Dernekler Masası’na kaydolmuş. Bir farkındalık yaratılmış.
Baskılar bitmemiş tabii ama azalmış.
Öykü, “Homofobi, transfobi bir günde bitmez tabii, ama bir değişim başladı” diyor. “Esnaf, polis, mahkemeler artık daha anlayışlı yaklaşıyor. Şimdi haklarımızı kurumsallaştırmamız gerekiyor. Bütün kimlikler eşittir ve özgür olmalıdır.”
Hebun LGBT, iki kere öteki olanların örgütü...
Bu zor coğrafyadaki inanılmaz değişimin bir başka yüzü..
Can Dündar - Cumhuriyet
Öykü, 24 yaşında bir seks işçisi...
Mardinli bir transseksüel...
Diyarbakır’da yaşıyor.
Onunla Diyarbakır’ın merkezi bir yerindeki Hebun (“Varoluş”) - LGBT ofisinde buluşuyoruz.
LGBT, “lezbiyen”, “gey”, “biseksüel” ve “transgender”ların çatı örgütü...
Hebun, bu yılın şubat ayında kurulmuş. Toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çalışmaları yapan bir dernek...
Binanın en üst katındaki ofisin kapısında hiçbir şey yazmıyor. Giriş, güvenlik kamerasının gözetiminde...
İçerde, bir oda kütüphane olarak kullanılıyor; kütüphanede cinsel ayrımcılığa dair kitaplar ve Hevjîn dergisinin eski sayıları var.
Bu, dünyanın ilk Kürtçe LGBT dergisi...
İki kere öteki
Öykü, derneğin aktivistlerinden biri...
Zaten ötekileştirilmiş bir cinsel kimliğin, bir de Diyarbakır’da nasıl yaşadığını soruyorum:
“Ötekilerin ötekisiyiz biz” diyor; “İki kere ötekiyiz.”
Polis, göz açtırmıyormuş.
Yerel basın nefret kusuyormuş.
Hizbullah türü örgütler ölümcül saldırılar yapıyormuş.
İstanbul’da, İzmir’deki arkadaşları, “Diyarbakır’da nasıl yaşarsın, buraya gel” demiş, ama o Diyarbakır’ı terk etmemiş.
Transseksüelliğinden ziyade Kürtlüğünü gizliyormuş burada...
Bölgede cinsel kimliği nedeniyle ayrımcılık yapanlar, etnik kimliğini öğrenirlerse “Hem Kürt, hem eşcinsel olamazsın” diye daha da saldırganlaşıyormuş.
Gökkuşağı altında
Bölgedeki siyasal yükseliş, Öykü’nün hayatını da etkilemiş.
Ayrımcılığa karşı tepkisi, onu ötekileştiren ötekilerin safına itmiş. O da Hebun hareketiyle birlikte Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri arasına katılmış.
Barış sürecine omuz vermiş.
Nevruz’da Diyarbakır’da gökkuşağı bayrağının altında yürümüşler.
Bir özgürlük hareketinin içinde eriyerek ilk kez kimliklerini gizlemeden, gönüllerince yürüyüp gösteri yapmışlar.
Seks işçileri için düzenlenen sempozyumlara katılmışlar. Öldürülen transseksüellerin duruşmalarında yalnız olmadıklarını anlamışlar. Katillere en yüksek cezanın verilmesi konusunda İHD’nin avukatlarından destek görmüşler. Psikolojik Danışmanlar Derneği’ni yanlarında bulmuşlar. Sosyal medyada 5 bin takipçiye ulaşmışlar.
Bu dayanışma üzerine yıllar önce Diyarbakır’ı terk eden “LGBT’liler” geri göçe başlamış.
Hebun, Dernekler Masası’na kaydolmuş. Bir farkındalık yaratılmış.
Baskılar bitmemiş tabii ama azalmış.
Öykü, “Homofobi, transfobi bir günde bitmez tabii, ama bir değişim başladı” diyor. “Esnaf, polis, mahkemeler artık daha anlayışlı yaklaşıyor. Şimdi haklarımızı kurumsallaştırmamız gerekiyor. Bütün kimlikler eşittir ve özgür olmalıdır.”
Hebun LGBT, iki kere öteki olanların örgütü...
Bu zor coğrafyadaki inanılmaz değişimin bir başka yüzü..
Can Dündar - Cumhuriyet