Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde öğrenim gören bir genç, eşcinsel olduğu gerekçesiyle sokak ortasında fiziksel saldırıya uğradı.
Olay, 8 Mart günü saat 15:00 sıralarında Tabaklar Mahallesi’nde meydana geldi. İsmini güvenlik gerekçesiyle vermek istemeyen genç, olayı şu ifadelerle anlattı; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde yapılan yürüyüşe katıldıktan sonra şehir merkezine indim. Tabaklar Mahallesi’nde bulunan bir markete yakın kaldırımda iki kişi gelerek beni bir yere götürmeye çalıştılar. Ben direnince beni darp etmeye başladılar. Daha sonra yakındaki kafeden çıkan bir kişinin daha bize doğru geldiğini fark ettim.
OLAY ANINI ANLATTI
Ayırmaya geldiğini düşündüm; ama sonra o da bana vurmaya başladı. O üçüncü kişini de kafede çalıştığını öğrendim. Beni uzun srüe darp ettiler. Daha sonra olayı gören bir bey, yardım etmeye ve ayırmaya çalıştı. Ona da ‘Bunun gibi ib.eleri, bölücüleri savunmayın’ diyerek ona da çıkıştılar. Ben daha sonra koşarak evime gittim. Olayı arkadaşlarıma anlattım. Şikayetçi olmak için karakola gittim. İfade verdiğimi polis de bana ‘Sen de niye böyle döneklik yapıp başına bela alıyorsun. Zaten sizin gibilerin başına hep ekmek almaya giderken böyle şeyler gelir’ dedi.” Üniversiteli genç, ayrıca LGBTİ’lere yapılan sözel ve fiziki saldırıları hep yaşadıklarını söyledi.
SALDIRI ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO EDİLDİ
Eşcinsel gence yapılan saldırı, Bolu Emek ve Demokrasi Plaformu üyeleri tarafından da protesto edildi. Adliye önünde toplanan yaklaşık 30 kişi, saldırıyı kınadılar. Grup adına açıklama yapan Eğitim Sen Bolu Şube Sekreteri Abdullah Berberoğlu, şu açıklamayı yaptı; “AKP hükümeti 12 yıldır bu ülkeye kin ve nefret tohumları ekmiştir. Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum diyerek kadınları, cinsel yönelimleri farklı diye sapkın ilan ettikleri LGBTİ’li bireyleri aşağılamıştır. Çünkü Türkiye’de toplumu yönetenler cinsiyetçidir, homofobiktir, transfobiktir. Trans cinayetlerinde, kadın cinayetlerinde ve saldırılarında kurbanlarla değil, katillerle özdeşlik kurulması bundandır.
Hakim ideoloji ataerkil, heteroseksist olduğunu defalarca açık etmiştir. Bu ağır maço zihniyet dönüştürülmedikçe, transseksüel, eşcinsel ve kadın cinayetleri son bulmayacak, faşizan saldırılar sürecek, saldırganlar kendilerini suçlu gibi görmeyecek, nefret cinayetleri ve saldırılarına toplumsal hatta yasal bir onay verildiğini düşüneceklerdir. Toplumdaki cinsiyetçi, transfobik, eril dil dönüştürülmedikçe; nefret söylemlerinin etkisindeki lümpen ve faşist zihniyetin saldırıları son bulmayacaktır.
ANAYASA MADDELERİNİ HATIRLATTILAR
Oysa Anayasa’nın 17. maddesi, yaşama hakkını “herkes için” güvence altına almaktadır. Buna göre; ‘Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Yaşama hakkı kişilerin etnik kökeni, dini, dili, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliğine göre ayrı ayrı değerlendirilemez. Hiçbir yurttaşın canı bir diğerinden daha kıymetsiz değildir.
‘LGBTİ BİREYLERE ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ ETKİN TEDBİRLER ALINMALI’
Cinsel yönelim ve Cinsiyet Kimliği ibarelerinin, Anayasa’nın eşitliğini düzenleyen onuncu maddesine eklenmesini, nefret suçlarının, ağırlaştırıcı sebep ya da bağımsız bir suç tipi olarak yasada tanımlanmasını ve etkili bir şekilde uygulanmasını, transseksüellere yönelik baskıcı, polisiye uygulamalar yerine LGBTİ bireylere yönelen şiddeti önleyici etkin tedbirler alınmasını, genel ahlaka aykırılık bahanesiyle eşcinsellere yapılan baskıya son verilmesini talep ediyoruz.
Biz yüreği insanlıktan, kardeşlikten, barıştan ve eşitlikten yana olanlar bu ülkenin her bir bireyinin insanca yaşam hakkını elde edene kadar mücadele edeceğimizi ve konunun takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.”
Haber: Özge ELÇİ
http://www.bolugundem.com/escinsel-gence-sokak-ortasinda-saldiri-87760h.htm
Olay, 8 Mart günü saat 15:00 sıralarında Tabaklar Mahallesi’nde meydana geldi. İsmini güvenlik gerekçesiyle vermek istemeyen genç, olayı şu ifadelerle anlattı; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde yapılan yürüyüşe katıldıktan sonra şehir merkezine indim. Tabaklar Mahallesi’nde bulunan bir markete yakın kaldırımda iki kişi gelerek beni bir yere götürmeye çalıştılar. Ben direnince beni darp etmeye başladılar. Daha sonra yakındaki kafeden çıkan bir kişinin daha bize doğru geldiğini fark ettim.
OLAY ANINI ANLATTI
Ayırmaya geldiğini düşündüm; ama sonra o da bana vurmaya başladı. O üçüncü kişini de kafede çalıştığını öğrendim. Beni uzun srüe darp ettiler. Daha sonra olayı gören bir bey, yardım etmeye ve ayırmaya çalıştı. Ona da ‘Bunun gibi ib.eleri, bölücüleri savunmayın’ diyerek ona da çıkıştılar. Ben daha sonra koşarak evime gittim. Olayı arkadaşlarıma anlattım. Şikayetçi olmak için karakola gittim. İfade verdiğimi polis de bana ‘Sen de niye böyle döneklik yapıp başına bela alıyorsun. Zaten sizin gibilerin başına hep ekmek almaya giderken böyle şeyler gelir’ dedi.” Üniversiteli genç, ayrıca LGBTİ’lere yapılan sözel ve fiziki saldırıları hep yaşadıklarını söyledi.
SALDIRI ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO EDİLDİ
Eşcinsel gence yapılan saldırı, Bolu Emek ve Demokrasi Plaformu üyeleri tarafından da protesto edildi. Adliye önünde toplanan yaklaşık 30 kişi, saldırıyı kınadılar. Grup adına açıklama yapan Eğitim Sen Bolu Şube Sekreteri Abdullah Berberoğlu, şu açıklamayı yaptı; “AKP hükümeti 12 yıldır bu ülkeye kin ve nefret tohumları ekmiştir. Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum diyerek kadınları, cinsel yönelimleri farklı diye sapkın ilan ettikleri LGBTİ’li bireyleri aşağılamıştır. Çünkü Türkiye’de toplumu yönetenler cinsiyetçidir, homofobiktir, transfobiktir. Trans cinayetlerinde, kadın cinayetlerinde ve saldırılarında kurbanlarla değil, katillerle özdeşlik kurulması bundandır.
Hakim ideoloji ataerkil, heteroseksist olduğunu defalarca açık etmiştir. Bu ağır maço zihniyet dönüştürülmedikçe, transseksüel, eşcinsel ve kadın cinayetleri son bulmayacak, faşizan saldırılar sürecek, saldırganlar kendilerini suçlu gibi görmeyecek, nefret cinayetleri ve saldırılarına toplumsal hatta yasal bir onay verildiğini düşüneceklerdir. Toplumdaki cinsiyetçi, transfobik, eril dil dönüştürülmedikçe; nefret söylemlerinin etkisindeki lümpen ve faşist zihniyetin saldırıları son bulmayacaktır.
ANAYASA MADDELERİNİ HATIRLATTILAR
Oysa Anayasa’nın 17. maddesi, yaşama hakkını “herkes için” güvence altına almaktadır. Buna göre; ‘Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Yaşama hakkı kişilerin etnik kökeni, dini, dili, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliğine göre ayrı ayrı değerlendirilemez. Hiçbir yurttaşın canı bir diğerinden daha kıymetsiz değildir.
‘LGBTİ BİREYLERE ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ ETKİN TEDBİRLER ALINMALI’
Cinsel yönelim ve Cinsiyet Kimliği ibarelerinin, Anayasa’nın eşitliğini düzenleyen onuncu maddesine eklenmesini, nefret suçlarının, ağırlaştırıcı sebep ya da bağımsız bir suç tipi olarak yasada tanımlanmasını ve etkili bir şekilde uygulanmasını, transseksüellere yönelik baskıcı, polisiye uygulamalar yerine LGBTİ bireylere yönelen şiddeti önleyici etkin tedbirler alınmasını, genel ahlaka aykırılık bahanesiyle eşcinsellere yapılan baskıya son verilmesini talep ediyoruz.
Biz yüreği insanlıktan, kardeşlikten, barıştan ve eşitlikten yana olanlar bu ülkenin her bir bireyinin insanca yaşam hakkını elde edene kadar mücadele edeceğimizi ve konunun takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.”
Haber: Özge ELÇİ
http://www.bolugundem.com/escinsel-gence-sokak-ortasinda-saldiri-87760h.htm