Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all articles
Browse latest Browse all 15058

LGBTİ Hareketi, Seçimler ve Meclis

$
0
0
Eskişehir Milletvekili adayı Sulu’ya yönelik çirkin kampanyaya rağmen, yeni dönemde LBGT haklarını savunacak vekillerin artmasını bekliyoruz

Türkiye'deki LGBTİ hareketi dünyanın birçok yerinde olduğu gibi bir yaşam savaşı üzerine inşa edildi. 12 Eylül darbesi sonrasında zulme uğrayan transların bir çığlık şeklinde başlattığı hareket bugün artık seçimlerde söz sahibi oldu. LGBTİ hakları mücadelesi seçim tartışmalarının bir rengi ya da küçük bir azınlığın derdi olmaktan çıktı, iktidarla muhalefet arasındaki ayrışmaları ortaya çıkaran siyasi başlıklardan birine dönüştü. Bu yazıda Türkiye'de yirmi yıldan uzun süredir varlığını sürdüren LGBTİ hareketinin başat siyasi temsil organı olarak meclislerle ve seçimlerle kurduğu ilişkinin tarihine, bu süreçte yaşanan teorik tartışmalara ve önümüzdeki genel seçimler vesilesiyle yaşanan güncel tartışmalara bakacağız.

İlk Adımlar...

2000'li yılların başında uzun tartışmalar sonucunda dernekleşme kararı alan LGBTİ hareketi İstanbul'da Lambdaİstanbul, Ankara'da da Kaos GL olmak üzere iki farklı derneğe sahip oldu. Sonrasında farklı çalışma alanları ve bölgeleri kapsayan dernekler kuruldu. Ancak hareketin seçimler ve meclisle ilişki kurması yakın tarihin bir parçası.

2007 genel seçimlerinde Bağımsız Aday olan Baskın Oran da LGBTİ hakları alanında çalışacağını açıklamalarında belirtmişti. Aynı seçimde ÖDP'den Demet Demir Isparta'dan aday gösterilerek Türkiye'nin ilk trans milletvekili adayı oldu. 2009 yılı yerel seçimlerinde de Belgin Çelik, Beyoğlu Katip Çelebi Mahallesinde muhtar adayı oldu. Baskın Oran ve iki trans aday da kazamamalarına rağmen hareketin seçimlerle ve meclisle olan ilişkilerindeki bakış açısından önemli değişiklikler yarattı. Ancak "LGBTİ örgütleriyle siyasi partiler ve yerel yönetimler arasında sürdürülebilir bir ilişkinin kurulması için şartların henüz oluşmadığı o yıllarda, adaylık süreçleri bireysel bir girişim olarak kalmıştır."[1]

Uzun yıllar boyunca LGBTİ hakları ve görünürlüğü için mücadele eden  dernekler yeni Anayasa tartışmaları başladığında müdahil oldu ve hareketin meclisle olan mücadelesi farklı bir aşamaya gelmiş oldu.[2] CHP'nin ve HDP'nin destekleriyle ortaya konan LGBTİ'lere yönelik nefret suçlarına dair maddeler Anayasa tartışmalarını kilitleyen en büyük faktörlerden biriydi.

Kurumsal Kampanyalara Geçiş

2013 Haziran'ında başlayan Gezi hareketi LGBTİ siyasetinin görünürlüğü açısından önemli bir kırılma yarattı. Gezi süresince LGBT Blok olarak hareket eden örgütler hem LGBTİ hareketine ivme kazandırdı, hem de LGBTİ hareketini Türkiye'nin başat muhalif hareketlerinden biri haline getirdi.

2014 yılında gerçekleşen yerel seçimler ise benzer bir kırılmayı hareketin meclisle olan ilişkisinde yarattı. Gezi deneyimindeki LGBTİ Blok deneyiminden güç alan Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) çağrısıyla toplanan LGBTİ Siyasi Temsil ve Katılım Platformu yerel seçimlere yönelik kampanyanın bir ayağı haline geldi. "İstanbul'da oluşturulan platformun çalışmalarının yanında SPoD, Türkiye'nin 10 farklı ilinden gelen LGBTİ aktivistlerinin katılımıyla bir haftalık Yerel Yönetimler Siyaset Okulu'nu düzenledi."[3] Yerel yönetimler üzerinden LGBTİ hakları alanında yapılacak çalışmaların tartışıldığı ve yurtdışındaki örneklerin ele alındığı toplantılar sonrasında SPoD belediye başkanı adaylarından "LGBTİ Dostu Belediyecilik Protokol Metni"ne imza koymalarını talep etti. Aday oldukları kentte LGBTİ'lerin haklarını koruyacak çalışmalar yapacaklarını bildiren protokole Halkların Demokratik Partisi, Barış ve Demokrasi Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Komünist Partisi ve Demokratik Sol Parti'den 40 belediye başkan adayı imza attı. İmzacıların beş tanesi büyükşehir belediye başkan adayıydı.

Kampanyanın diğer önemli ayağı da açık eşcinsel ve trans adayların belediye meclis üyesi olarak aday olmalarıydı. CHP'den Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli ilçelerinde, HDP'den Kadıköy, Beyoğlu, Avcılar, Şişli ve Çankaya ilçelerinde, BDP'den Mersin'in Yenişehir belediyesinde, TKP'den Çankaya'da, DSP'den ise Mersin Mezitli belediyesinde açık kimlikli eşcinsel ya da trans adaylar meclis üyesi adayı olarak seçimlere katıldılar. Adaylardan hiçbiri ilk etapta seçilemedi. Ancak CHP'den Şişli adayı olan Boysan Yakar belediyede danışman olarak çalışmalarına başladı. Yine CHP'den Beşiktaş adayı olan Sedef Çakmak seçim sonrasında kılpayı farkla meclis üyeliğini kaçırarak 1. yedek üye oldu, ancak o da Beşiktaş belediyesinde danışman olarak çalışmalarına başladı. Sonrasında bir meclis üyesinin istifasıyla Sedef Çakmak meclis üyeliğine yükseldi. Şu an açık eşcinsel kimliğiyle seçilmiş ilk belediye meclis üyesi olarak çalışmalarına devam ediyor.

SPoD protokolüne 47 adaydan imza

Yerel seçimlerdeki kampanyadan güç alan SPoD genel seçimlere de Mecliste LGBTİ kampanyasıyla girdi.[4] SPoD milletvekili adayları için bir protokol hazırladı. Şu ana kadar 47 milletvekili adayının imzaladığı protokolde adaylar TBMM çatısı altında LGBTİ hakları alanında çalışma yapacaklarının taahhüdünü vermiş oldu. Çoğunlukla HDP ve CHP'den adayların imzaladığı sözleşmeye ayrıca Anadolu Partisi İzmir Milletvekili adayı trans kadın Deva Özenen ve bağımsız milletvekili adayı Batuhan Aydagül de imzacı oldu.

SPoD'un geçen yerel seçim ile önümüzdeki genel seçim için yaptığı çalışmalar hareket ile seçimler ve meclis arasındaki ilişkiyi kurumsal bir noktaya taşımış oldu. Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz SPoD Yönetim Kurulu Üyesi ve Mecliste LGBTİ kampanyası yürütücülerinden Erdal Partog derneğin kuruluşundan itibaren siyasi temsile yönelik bir amaç güttüğünü belirtiyor. "SPoD Kuruluşundan beri dört çalışma alanından biri olarak siyasi temsil ve katılım alanını belirlemişti. Buradaki amacımız LGBTİ Haklarına sosyal politikalar çerçevesinde çözümler üretmek istiyorduk. Ancak LGBTİ'lerin yaşadıkları sorunları siyasetten bağımsız olarak çözemeyeceğimizi de gayet iyi biliyorduk. Bu anlamda hem LGBTİ Hareketinin siyasete bakışını değiştirmek hem de ana akım siyaseti değiştirmek için böyle bir çalışmayı başlattık. Hem yasaların değişmesi bağlamında TBMM içinde çalışmak hem de yerel anlamda LGBTİ sorunlarını çözmek için Belediyeler ile çalışmayı önemli bulduk. Bu anlamda bizim yaptığımız çalışma LGBTİ bireylerin siyasete katılımını güçlendirmek ve ana akım siyasetin siyaset yapma biçimi dönüştürmekti. "

Siyasi tartışmalar

LGBTİ hareketinin başlangıç dönemi tartışmalarına baktığımızda Kaos GL'nin ve Lambdaİstanbul'un da radikal, anarşist bir noktadan hareketle yola çıktığını görürüz. İsminden de anlaşılacağı üzere Kaos GL anarşizan bir çizgideydi, ismindeki A harfi de Anarşizmin logosuyla çizilmişti. Aynı şekilde Lambdaİstanbul içinde de dernekleşme, dolayısıyla devlet tanıması altına girme tartışmaları uzun yıllar aldı. Ancak dönemin Lambda gönüllüsü Sedef Çakmak bu tartışmalardan şu anki meclis tartışmalarına gelmenin LGBTİ hak mücadelesinin doğal bir seyri olduğunu düşünüyor. "10 yıl önce Lambdaistanbul'da 'Lambda dernekleşsin mi inisiyatif olarak mı kalsın'çerçevesinde yaptığımız tartışmalarda o dönem konsensüse ulaşıp 'Dernekleşelim, devlet bizi tanımak zorunda kalsın!'şeklinde verdiğimiz kararla şu anda siyasi partilerden meclis üyeliği ya da milletvekili adaylığı süreçlerine girmiş olmamızın arasında paralellikler görüyorum." SPoD'un, 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gün vesilesiyle verdiği resepsiyonda da Çakmak 2007 yılında Lambdaİstanbul'un kapatılma davası nedeniyle dönemin milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Ufuk Uras'la yaptıkları görüşmeler sonucunda meclisle ilişkinin önemini gördüklerini vurgulamıştı.

Ancak yerel seçim dönemindeki çalışma boyunca da hareketin anaakımlaşması yönündeki eleştiriler de yapıldı. Bu eleştirilere karşılık SPOD'un Siyasi Temsil Çalışmalarını yürüten Sezen Yalçın şunları söyledi. "... adayları hareketi 'anaakımlaştırmakla' eleştirenlerin göz artı ettiği bir noktanın oldukça kritik olduğunu düşünüyorum. LGBTİ'lerin kurumsal siyasete yakınlaşmasının, hareketin kendi sözü ve gündeminin geri planda kalması ve yutulması gibi riskleri taşıdığını yok saymamakla birlikte, siyasetin içinde yer almanın, sistemin LGBTİ varoluşları bütünüyle yok sayan kurum ve politikalarına entegre olmaktan ziyade hak ve özgürlükler mücadelesini yükseltmek ve anaakım siyasetin dilini kendi araçlarını kullanarak dönüştürmek amacına hizmet edeceğine inanıyorum. Bu sürecin akabinde açık eşcinsel ve trans kimlikleriyle aday olan aktivistlerin bir kısmının, seçimlerin sonrasında da siyasi örgütlerin içinde yer almaya devam etmelerinin de bu anlamda çok kıymetli olduğunu düşünüyorum."[5] Benzer bir görüşü Sedef Çakmak da sürdürüyor. "Aslında bu durum hala 'radikal' kimliğini korumakta. Türkiye'deki siyasi partilerdeki hakim anlayış hala eril, heteroseksist ve gençlere çok az yer veren bir durumda. Böyle bir ortamda genç bir kadının eşcinsel kimliğini saklamadan meclis üyesi olması ya da efemine bir erkeğin milletvekili adayı olması radikal ve hâkim siyasi anlayışı ters düz eden bir yaklaşımdır. "Çakmak mücadele içerisindeki belli noktalarda devlet kurumlarının önemine vurgu yapıyor  "Öte yandan, LGBTİ'lerin sıklıkla yaşamış oldukları hak ihlalleri, ayrımcılık ve şiddet vakalarının anaakımlaşmadan çözülebilecek sorunlar olmadığına inanıyorum. Kimliği sebebiyle ailesi tarafından şiddete uğrayan ve evinden kaçmak zorunda kalan bir eşcinsel erkeğin yaşadığı sıkıntıya çözüm bulma konusunda dernekler ve inisiyatifler belli noktalarda oldukça çaresiz hissediyorlar. Keza bu durum zaten devletin sorumluluğunda olması gereken bir konu. Anaakımlaşmanın bu gibi somut sorunların çözüme ulaşmasında çok daha etkili olabileceğine inanıyorum."

Beşiktaş Belediye meclis üyesi olarak deneyimlerini aktaran Çakmak, resmi makamda çalışma yapmanın önemine vurgu yapıyor. "LGBTİ Derneklerinin/İnisiyatiflerinin şu zamana kadar ulaşmadığı/ulaşamadığı kitlelere ulaşma şansınız oluyor. Meclis üyeliği, yereldeki milletvekilliği gibi bir pozisyon. Bu sebeple 'göğsünü gere gere' eşcinsel olduğunu söyleyen bir kişinin seçilmiş olması seninle karşılaşan insanların da bakış açısını değiştiriyor. Memleketimizde LGBTİ kimlikleri hala saklanması gereken kimlikler olarak algılandığı için önemli pozisyonlardaki kişilerin açılması hem insanların önyargılarını yıkmak için, hem de kimliği sebebiyle türlü sıkıntılar yaşayan LGBTİ'lere güç vermek için çok önemli bir durum oluyor. Tabii ki konu sadece daha geniş kitlelere açılmaktan ibaret değil. Her ne kadar Türkiye'de merkezi yönetim güçlü olsa da yerel yönetimlerin genel siyasetteki etkileri yadsınamaz. Bu açıdan Beşiktaş Belediyesi'nde uygulamaya koyduğumuz LGBTİ hakları politikası genel siyaseti de etkileyecektir, etkilemektedir de. Türkiye'de bir ilk olduğu için sadece Beşiktaş sınırları içindeki LGBTİ'lere hizmet götürmüyorsunuz. Örneğin Beyoğlu'nda bir LGBTİ Derneğinin yürütmeye çalıştığı trans misafirhanesine ücretsiz sağlık hizmeti götürdük. Bundan sonraki süreçte de hem farkındalık arttırma çalışmalarına hem de LGBTİ'lerin gündelik hayatta karşılaştıkları zorluklara çözüm olarak somut hizmetlerin uygulamaya konulması konusunda adım atmaya devam edeceğim."

Genel Seçimlere Bir Hafta Kala...

Sezen Yalçın ve Sedef Çakmak'ın anaakımlaşma ve radikallik arasındaki bağlantılara dair söylediklerini içinde bulunduğumuz seçim süreci vesilesiyle de görmek mümkün. Makalenin başında, LGBTİ siyasetinin iktidarla muhalefet arasındaki siyasi ayrımı gösteren başat faktörlerden biri olduğu savını yazdıktan birkaç dakika sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada HDP Eskişehir 6'ıncı sıra milletvekili adayı Barış Sulu'yu kast ederek, " Diyarbakır'da sözde bir müftü, Eskişehir'de eşcinsel aday biz göstermiyoruz. Böyle bir derdimiz de yok" açıklamasını yaptı.[6] Çakmak'ın da belirttiği gibi "durum hâlâ radikal kimliğini korumakta."

SPoD'dan Erdal Partog bu tarz saldırıların olacağını tahmin ettiklerini belirtti. "Bu nedenle de tavrımız net oldu. Hangi parti olursa olsun LGBTİ haklarını savunan siyasetçilere ve partilere yönelik ayrımcı ve homofobik söylemlere karşı destek olmayı önemli bulduk. Barış Sulu örneğinde yaptığımız basın açıklaması da bunun bir neticesiydi. Bu durum CHP'ye yönelik olsa yanı şeyi yapardık." SPoD ayrıca Mecliste LGBTİ kampanyası çerçevesinde saldırıları kınadı.[7]

HDP'nin LGBTİ haklarına yönelik çalışmalarına dair saldırılar aslında seçim beyannamesinin açıklanmasıyla başladı. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın HDP'nin seçim beyannamesine yönelik Türkiye toplumunu yansıtmadığı açıklaması verilen savaşın kurumsal düzeydeki göstergelerinden biri oldu. “‘Din dersini kaldıracağım, Diyaneti kaldıracağım, şunu kaldıracağım, bunu kaldıracağım’ Ermeni soykırımını tanıyacakmış. Sen, nasıl Türkiye partisi olacaksın? 8 defa Kürt geçiyor beyannamelerinde 9 defa da lezbiyenler falan geçiyor. Türkiye toplumu bu mudur?” diye konuşan Akdoğan partinin kurumsal karşıtlığını da yansıtmış oldu.[8] Star gazetesi yazarı Fadime Özkan da iki defa üst üste köşesinde HDP'nin LGBTİ politikasının partinin tabanını, yani Kürtleri yansıtmadığına dair yazdı.[9]

Bütün bu saldırılar karşısında HDP tavizsiz bir tavır aldığını ve bundan sonra da alacağını söyledi. HDP LGBTİ koordinasyonunun etkinliğinde konuşan İstanbul 2. Bölge Milletvekili adayı Sezai Temelli, “Bugün iktidar partisi HDP’nin LGBTİ politikası üzerinden karşı siyaset üretmeye çalışıyor. Bu konuyu kullanıyorlar ancak bizim bu konuda tavrımız net. İstedikleri kadar kullansınlar,” açıklamasını yaptı.

Bu noktada HDP İstanbul LGBTİ koordinasyonu üyesi Salih Canova'nın vurgusuna da dikkat çekmek gerek. Canova HDP'nin seçimlerde AKP'yi zorlayan parti olarak öne çıktığı için HDP'ye saldırıldığını belirtiyor. "Eskişehir milletvekili adayımız Barış Sulu özelinde, iktidar cephesinde  LGBTİ'lere dönük gelişen nefret ve ayrımcılık söylemleri, her şeyden çok Sulu'nun HDP'nin adayi olmasıyla ilgili. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP HDP'nin bu seçimlerden barajı aşarak güçlü biçimde çıkacağını öngördüğü, bunun da tek başına iktidar olasılığını  ortadan kaldıracağını bildiği için en başından beri HDP'ye karşı saldırgan ve demokratik bir seçim ortamına uymayan tutumlar içine girdi. HDP'nin barajı aşmasında, bugüne kadar AKP'ye oy vermiş, ancak özellikle Roboski ve Kobane sonrası AKP ile mesafelenen Kürt tabanının büyük etkisi olacağı kaçınılmaz. Bu tabanın görece daha muhafazakar olduğu kabulü AKP'nin HDP'ye karşı geliştirdiği seçim stratejisini de din ve eşcinsellik gibi daha ‘hassas’ noktalar üzerinden ve daha saldırgan bir çizgiye yerleştiriyor."

Canova, Sulu'nun eşcinsel olmasından çok HDP'li olmasının saldırılara uğramasında önemli bir faktör olduğunu ekliyor, "Recep Tayyip Erdoğan'ın 2002 yılında eşcinsellik ile ilgili açıklamalarından, bugün geldiğimiz noktaya savrulmuş olması meselenin eşcinsellikten çok HDP olduğunu gösteriyor zaten. Sadece eşcinsellik  üzerinden baktığımızda Anadolu Partisi'nin de LGBTİ adayı, daha önce yerel seçimlerde de LGBTİ adaylar oldu vs. Dolayısıyla da AKP'nin bu denli şiddetli bir homofobi ve nefret söylemini dolaşıma sokmuş olması tek başına herhangi bir adayın LGBTİ olmasından çok bu adayın HDP'den olmasıyla ilgili. HDP'nin bu noktada geri adım atmak gibi bir konuyu tartışmaya bile açmaması, bildirgesinde, parti programı ve disiplin yönetmeliğinde belirttiği gibi LGBTİ hak mücadelesini 'ama'sız sürdürmesi, LGBTİ'lerin bu seçimlerde oylarını neden HDP'ye vermeleri gerektiğini de özetliyor."

Formun ÜstüKaos GL ve Pembe Hayat da basın açıklamalarında "Homofobi bahane, faşizm şahane!" diyerek saldırının HDP'ye yönelik olduğuna dair vurgu yaptılar.[10]

Seçimlerden Sonra

Peki seçimlerden sonra LGBTİ siyasetini nasıl bir süreç bekliyor?

Yazımın sonuna gelirken İstanbul'da iki trans kadının saldırıya uğradığı haberi sitelere düştü.[11] Ki translara yönelik şiddet neredeyse sıradan bir olay haline geldi. Türkiye trans cinayetlerinde birinci sırada.[12]

AKP LGBTİ siyaseti üzerine tartışmayı eşcinsel evlilik karşıtlığına yönlendirmeye çalışsa da, LGBTİ hareketinin acil gündemleri başka noktalarda. SPoD'un sözleşmesini imzalayan 47 adaydan büyük bir kısmı TBMM çatısı altına girecek. Bu nedenle son olarak CHP'nin ve HDP'nin bu alanda mecliste yapacağı çalışmalara göz atmak gerek.

Sedef Çakmak LGBTİ haklarının insan hakları olduğu gerçeğinin giderek güçlü bir şekilde vurgulanacağını belirtiyor. "Genel Başkan Yardımcılığı düzeyi dahil olmak üzere bir çok düzeyde CHP'li LGBTİ hakları için somut çalışmalar düzenlemektedir. İstihdam zorluğu, şiddet, ayrımcılık, geçiş süreci operasyonları gibi LGBTİlerin ciddi hak ihlallerine uğradıkları alanda milletvekillerimiz sayısız defa konuyla ilgili soru önergeleri vermiştir, derneklerle işbirliği içinde olmuştur. Hem parti içinde hem de toplumun genelinde LGBTİ haklarının insan hakları olduğu gerçeğinin giderek daha güçlü bir şekilde vurgulanacağına inanıyorum. SPoD LGBTİ'nin hazırlamış olduğu LGBTİ Hakları Sözleşmesi'nin tereddütsüz bir biçimde CHP'li vekiller tarafından imzalanması bu düşüncemi doğrulamaktadır. Parti içinde halihazırda emek veren ama açılmaktan çekinen LGBTİ’lerin endişelerini aza çekmek açısından da parti içinde çeşitli mekanizmalar kurulacaktır. Önceki dönemde Melda Onur, Binnaz Toprak, Aykan Erdemir, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal gibi vekillerin bireysel çabalarıyla yürütülen LGBTİ hakları savunuculuğunun hem parti içinde hem de mecliste daha kurumsal bir yapıya bürünmesi için de seçim sonrasında çeşitli adımlar atılacaktır."

HDP'den Salih Canova ise hem mecliste hem de kitlesel örgütlerde LGBTİ çalışmaları yapacaklarını söylüyor. "Öncelikle HDP olarak LGBTİ hakları ile ilgili çalışmalarımızı sadece meclisten ibaret görmediğimizi, dolayısıyla HDP LGBTİ Koordinasyonu olarak önümüzdeki dönemde meclis dışı faaliyetlerimizi de etkin biçimde yürüteceğimizi belirtmek isterim. Tabana dönük eğitim ve atölye çalışmaları, LGBTİ'lerin HDP içinde örgütlenmesini kolaylaştırıcı faaliyetler gibi faaliyetlerimiz devam edecek. Diğer yandan merkez yürütme kurulumuz ve parti meclisimizde LGBTİ'ler var, önümüzdeki dönemde bu alanlarda da LGBTİ özneler olarak varolmaya devam edeceğiz. Mecliste hali hazırda HDP olarak LGBTİ'ler için yürüttüğümüz çeşitli çalışmalar zaten vardı. Özellikle LGBTİ'lerin sağlık, çalışma koşulları, LGBTİ'lere dönük nefret söylemi ve cinayetlere dair fazla sayıda soru önergemiz var, iktidarlara bunları sormaya devam edeceğiz. Anayasa Komisyonu içinde özellikle anayasaya 'cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği' ibaresinin eklenmesindeki ısrarımız devam edecek. Seçim bildirgemizde de belirttiğimiz gibi LGBTİ hakları ile ilgili doğrudan komisyonlarda yer almak, LGBTİ'lerin yerel yönetimlerde birer özne olarak yer alabilmesini sağlamak, eğitim, sağlık, istihdam, barınma gibi alanlar başta olmak üzere, tüm yasal mevzuatı LGBTİ’lerin eşit yurttaşlar olduğu kabulüyle ve saldırılara karşı korunması ilkesiyle kapsamlı biçimde düzenleyici mekanizmaları harekete geçirmek, LGBTİ’lere yönelik ayrımcılık ve şiddete yönelik ulaşılabilir ve sonuç alıcı mekanizmalar oluşturmak meclisteki ana faaliyet alanlarımızdan biri olacak."

Seçimler ve oluşacak meclis Türkiye siyasetinin ana arterlerinde neler yaratacak, belki şu andan tahmin edemiyoruz. Ancak LGBTİ siyasetini önümüzdeki dönemlerde daha çok ön planda göreceğimiz aşikâr.

[1] Yerel Siyasette LGBTİ Hakları, SPoD Yayını, syf. 11
[2] http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=14653
[3] Yerel Siyasette LGBTİ Hakları, SPoD Yayını, syf. 15, devamındaki bilgiler aynı kitaptan
[4] Kampanya hakkında ayrıntılı bilgi için: http://meclistelgbti.org/
[5] Siyasetin "o biçimi": LGBTİ hareketinin anaakım siyasetle imtihanı, Birikim dergisi, LGBTİ'ler ve siyaset sayısı (308),  syf. 9
[6] http://www.bianet.org/bianet/siyaset/164866-erdogan-biz-escinsel-aday-gostermeyiz?bia_source=facebook&utm_source=dlvr.it&utm_medium=facebook
[7] http://meclistelgbti.org/
[8] http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=19254
[9] İlk yazı: http://haber.star.com.tr/yazar/hdp-escinsel-evlilik-vaat-ediyor/yazi-1030115 ve ikinci yazı: http://haber.star.com.tr/yazar/hist-uyandirma-kurtleri/yazi-1031620
[10] http://kaosgl.org/sayfa.php?id=19496
[11] http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=19524
[12] http://www.verigazeteciligi.com/varoluslari-olum-nedenleri-trans-kadinlar/

KÜLTİGİN KAĞAN AKBULUT
http://platform24.org/lgbti/928/lgbti-hareketi--secimler-ve-meclis

Viewing all articles
Browse latest Browse all 15058

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue



<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>