Bir yandan robotların insanlaşması, diğer yandan da insanların robotlaşması… İşte bütün mesele bu!
Bilim adamları, insan kasından çok daha güçlü sentetik kas ürettiklerini açıklayalı yaklaşık bir hafta oluyor. Peki, bu sentetik kaslar beraberinde ne getirecek?
Bilimkurgu sineması ve edebiyatın en büyük düşlerinden biri ‘androidler’ oldu bugüne kadar. Bazen kötü, bazen iyi anlamda anıldı android olmak. Ama belki de Ridley Scott’ın klasik filmi Blade Runner’ın başkahramanı Rick Deckard’ın baktığı gibi bakmak gerekiyor meseleye; “Androidler de diğer makineler gibidir. İyi ya da kötüdürler. Eğer iyilerse bu durum beni ilgilendirmez.”
Makinelerin hayatımıza kattığı kolaylıklar ortada fakat android yaratma kapasitesini sağlayacak gibi görünen yapay kasın nasıl ufuklar açacağı pek de öngörülebilir bir mevzu değil. Bilim adamları bu kas sayesinde bir robotun daha fazla insana benzeyebileceğini fakat üstüne bir insandan 10 kat daha fazla yük taşıyabileceğini söylüyorlar.
Android kavramı ahlâki olarak da tartışmalar getiriyor. Çünkü bilimin, teoloji ve hümanizmin sınırlarını zorlaması demek bir anlamda. İnsanın, insansı bir canlı yaratmasının getirdiği ahlâki tartışma, onların canlı sayılıp sayılmayacağı ikilemini de ortaya koyacaktır. Çünkü her robotun hesaplama ve dolayısıyla muhakeme kapasitesi de olacak. İlerleyen teknolojinin androidleri daha da insanlaştırma isteğiyle düşünme kapasiteleri de zorlanmış olacak bir anlamda. Örneğin bir android eş bulmak, android bir hayvan beslemek gibi gerçeklikle-insanın temasını azaltan bir dünyada insanın yönünü tayin edebilmesi oldukça zorlaşacak mı? Bunlar şu an distopik komplo teorileri olarak görülse de daha önce kurulan teorilerin başlangıca ön ayak olması bakımından korkutucu da.
ANDROİDLEŞMEK!
Androidlerin hayatımıza soktuğu en büyük kavramlardan biri belki de ‘androidleşmek’ kavramı. Philip K. Dick’in ‘Android ve İnsan’ kitabında bahsettiği ‘hissizleşme sendromu’ olarak anlaşılabilir kılabileceğimiz bu sendrom, pek çok doktor tarafından da kullanılmaya başlandı. Bir yandan robotların insanlaşması, diğer yandan da insanların robotlaşması… İşte bütün mesele bu!
Kaan Kavuşan - Akşam
Bilim adamları, insan kasından çok daha güçlü sentetik kas ürettiklerini açıklayalı yaklaşık bir hafta oluyor. Peki, bu sentetik kaslar beraberinde ne getirecek?
Bilimkurgu sineması ve edebiyatın en büyük düşlerinden biri ‘androidler’ oldu bugüne kadar. Bazen kötü, bazen iyi anlamda anıldı android olmak. Ama belki de Ridley Scott’ın klasik filmi Blade Runner’ın başkahramanı Rick Deckard’ın baktığı gibi bakmak gerekiyor meseleye; “Androidler de diğer makineler gibidir. İyi ya da kötüdürler. Eğer iyilerse bu durum beni ilgilendirmez.”
Makinelerin hayatımıza kattığı kolaylıklar ortada fakat android yaratma kapasitesini sağlayacak gibi görünen yapay kasın nasıl ufuklar açacağı pek de öngörülebilir bir mevzu değil. Bilim adamları bu kas sayesinde bir robotun daha fazla insana benzeyebileceğini fakat üstüne bir insandan 10 kat daha fazla yük taşıyabileceğini söylüyorlar.
Android kavramı ahlâki olarak da tartışmalar getiriyor. Çünkü bilimin, teoloji ve hümanizmin sınırlarını zorlaması demek bir anlamda. İnsanın, insansı bir canlı yaratmasının getirdiği ahlâki tartışma, onların canlı sayılıp sayılmayacağı ikilemini de ortaya koyacaktır. Çünkü her robotun hesaplama ve dolayısıyla muhakeme kapasitesi de olacak. İlerleyen teknolojinin androidleri daha da insanlaştırma isteğiyle düşünme kapasiteleri de zorlanmış olacak bir anlamda. Örneğin bir android eş bulmak, android bir hayvan beslemek gibi gerçeklikle-insanın temasını azaltan bir dünyada insanın yönünü tayin edebilmesi oldukça zorlaşacak mı? Bunlar şu an distopik komplo teorileri olarak görülse de daha önce kurulan teorilerin başlangıca ön ayak olması bakımından korkutucu da.
ANDROİDLEŞMEK!
Androidlerin hayatımıza soktuğu en büyük kavramlardan biri belki de ‘androidleşmek’ kavramı. Philip K. Dick’in ‘Android ve İnsan’ kitabında bahsettiği ‘hissizleşme sendromu’ olarak anlaşılabilir kılabileceğimiz bu sendrom, pek çok doktor tarafından da kullanılmaya başlandı. Bir yandan robotların insanlaşması, diğer yandan da insanların robotlaşması… İşte bütün mesele bu!
Kaan Kavuşan - Akşam