Eşcinsellik, yakın zamana kadar tüm toplumlarda normal kabul edilmezken son yıllardaki çeşitli çalışmalarla normalizasyon sürecine girilmiştir. Bu konuda nöropsikiyatri araştırmacısı Marshall Kirk ve pazarlama uzmanı Erastes Pill tarafından 1987 yılında yazılan bir makalenin hatrı sayılır etkisinden bahsetmek gerekir. Makale, Amerika Birleşik Devletleri’nde eşcinselliğin yerleştirilmesi için izlenmesi gereken yolu bilimsel bir teknik içerisinde anlatmaktadır.
Makaleye göre eşcinselliği topluma yerleştirip kabul ettirmek için altı basamaktan oluşan yol izlenmelidir. Makalede yer alan altı maddeyi incelediğimizde söz konusu teklifin ülkemizde de aynı yolla takip edildiği hemen anlaşılmaktadır.
Eşcinselliğin ABD toplumunda yerleştirilmesi için bilinçli ve sistematik bir çalışmanın kodlarını veren makalenin altı maddesi, bu propaganda metodunun sadece ABD’de, Avrupa’da değil ülkemizde de bilinçli bir şekilde uygulamada olduğunu gösterir. Buna göre eşcinselliğin yaygınlaştırılıp normalden kabul edilmesi için yapılması gereken uygulama metodu şu şekildedir:
1- Eşcinseller hakkında olabildiğince sık ve yüksek sesle konuş.
2- Eşcinselleri bir kurban olarak, acınacak portre olarak resmet, saldırgan bir tehlike olarak değil.
3- Koruyucu olarak adil/yasal bir sebep bul.
4- Eşcinselleri iyi ve sempatik göster.
5- Eşcinsellere saldıranları kötü göster.
6- Ekonomik kaynak oluştur ve talep et.
Altı maddelik stratejik plan önce ABD ve Batı’da şimdilerde de yoğun bir şekilde ülkemizde uygulanarak topluma eşcinsellik propagandası yapıldığı gibi eşcinselliğin normalleştirilmesi süreci devam ettirilmektedir.
Eşcinsellik çeşitli sebeplere gündeme taşınıp konuşulurken film ve dizilerle de hem eşcinselliği konuşma hem de iyi ve sempatik gösterme maddesine hizmet edilmekte, aynı zamanda da bunlara saldırıp, eleştirenler, önyargılı davrananlarla ilgili olumsuz ve kötü bir algının ortaya çıkması sağlanmaktadır.
Film ve diziler, yarışma ve eğlence programlarında bazen masum bir kurban bazen eğlence figürü olarak kullanılan eşcinsellik kimliği üzerinde eşcinselliğin gündemde kalması, konuşulması, iyi ve sempatik gösterilmesi sağlandığı gibi gerçekte eşcinsellerin değil bunlara düşmanlık edenlerin kötü insanlar olduğu titizlikle işlenmektedir.
Konu, toplumun her kesimindeki insanlara ulaşmanın en etkili ve kolay yolu olan televizyon yapımlarında büyük bir profesyonellikle kullanılır. Sözgelimi 2013’de ABD’de Hakarete Karşı Gay ve Lezbiyen Birliğinin (GLAAD) televizyondaki cinsiyet ve etnik çeşitliliği inceleyen raporuna göre sadece bu ülkedeki dizilerdeki LGBT karakter sayısı 111 olmuştur. GLAAD Başkanı Herndon Graddick, artan sayının toplumun gay ve lezbiyenlere bakış açısındaki başkalaşımı yansıttığı yorumunda bulunsa da gerçekte bu, eşcinselliğin yayınlaştırılması projesine hizmet eden anlayışın ürünüdür.
Yerli dizi ve filmlerde de son yıllarda eşcinsel karakterlerinin kullanılmaya başlandığını, bunun toplumsal tepkiyle karşılandığını hepimiz biliyoruz. Öte yandan uzun zamandır eğlence ve yarışma programlarında eşcinsel tiplerin yaygın şekilde kullanıldığı, bunun gerçek amacının ne olduğu çoğu kişinin dikkatini bile çekmemektedir.
Nitekim son olarak ramazan ayında İstanbul’da düzenlenen illegal eylemle eşcinsellik medyanın gündemine oturmuş, toplumun her kesiminde gündeme gelmiş ve konuşulmuştur. Yine ramazan ayında Boğaziçi Üniversitesinde gay korosunun verdiği konser de bu propagandanın önemli bir malzemesi olmuştur.
Projenin önemli bir maddesi olan “adil ve yasal bir sebep bul” direktifi ise bunun bir cinsel yönelim, kişisel tercih olduğu tezinden hareketle insan hak ve özgürlüğü bağlamına alınarak sonuca çoktan bağlanmıştır zaten.
ABD ve Avrupa’da eşcinselliğin yaygınlaştırılması projesi altı maddeyi tamamlamış olsa da bizdeki uygulamalar henüz “konuş, normalleştir, eşcinseli iyi, karşı çıkanı kötü göster” aşamasındadır. Ancak çok kısa bir sürede atağa geçen propaganda ve eylemler, sürecin eşcinselliği meşru ve yasal/adil göster boyutuna taşınmaya çalışıldığının işaretleridir...
Bu konuda belki ilk sormamız gereken, bazı odakların toplumda eşcinselliği meşru ve mübah göstererek yaygınlaştırmaktan nasıl bir çıkar sağlamaya çalıştığı olmalı değil midir? Neden gizli bir el, ABD’den başlayarak tüm dünyada eşcinselliği yaygınlaştırma çabası içerisindedir, bundan nasıl bir çıkar elde etmeyi düşünmektedir? Bu soru sizlerin aklında da karmaşık cevaplara yol açmıyor mu; bu soruya hep birlikte cevap aramaya ne dersiniz?
Twitter.com/sabihadogann
Sabiha Doğan
Milat
http://www.milatgazetesi.com/escinsellik-tercih-mi-kader-mi-sosyalmedya-son-dakika-haberi/70953/#.VZg4T_ntlBc
Makaleye göre eşcinselliği topluma yerleştirip kabul ettirmek için altı basamaktan oluşan yol izlenmelidir. Makalede yer alan altı maddeyi incelediğimizde söz konusu teklifin ülkemizde de aynı yolla takip edildiği hemen anlaşılmaktadır.
Eşcinselliğin ABD toplumunda yerleştirilmesi için bilinçli ve sistematik bir çalışmanın kodlarını veren makalenin altı maddesi, bu propaganda metodunun sadece ABD’de, Avrupa’da değil ülkemizde de bilinçli bir şekilde uygulamada olduğunu gösterir. Buna göre eşcinselliğin yaygınlaştırılıp normalden kabul edilmesi için yapılması gereken uygulama metodu şu şekildedir:
1- Eşcinseller hakkında olabildiğince sık ve yüksek sesle konuş.
2- Eşcinselleri bir kurban olarak, acınacak portre olarak resmet, saldırgan bir tehlike olarak değil.
3- Koruyucu olarak adil/yasal bir sebep bul.
4- Eşcinselleri iyi ve sempatik göster.
5- Eşcinsellere saldıranları kötü göster.
6- Ekonomik kaynak oluştur ve talep et.
Altı maddelik stratejik plan önce ABD ve Batı’da şimdilerde de yoğun bir şekilde ülkemizde uygulanarak topluma eşcinsellik propagandası yapıldığı gibi eşcinselliğin normalleştirilmesi süreci devam ettirilmektedir.
Eşcinsellik çeşitli sebeplere gündeme taşınıp konuşulurken film ve dizilerle de hem eşcinselliği konuşma hem de iyi ve sempatik gösterme maddesine hizmet edilmekte, aynı zamanda da bunlara saldırıp, eleştirenler, önyargılı davrananlarla ilgili olumsuz ve kötü bir algının ortaya çıkması sağlanmaktadır.
Film ve diziler, yarışma ve eğlence programlarında bazen masum bir kurban bazen eğlence figürü olarak kullanılan eşcinsellik kimliği üzerinde eşcinselliğin gündemde kalması, konuşulması, iyi ve sempatik gösterilmesi sağlandığı gibi gerçekte eşcinsellerin değil bunlara düşmanlık edenlerin kötü insanlar olduğu titizlikle işlenmektedir.
Konu, toplumun her kesimindeki insanlara ulaşmanın en etkili ve kolay yolu olan televizyon yapımlarında büyük bir profesyonellikle kullanılır. Sözgelimi 2013’de ABD’de Hakarete Karşı Gay ve Lezbiyen Birliğinin (GLAAD) televizyondaki cinsiyet ve etnik çeşitliliği inceleyen raporuna göre sadece bu ülkedeki dizilerdeki LGBT karakter sayısı 111 olmuştur. GLAAD Başkanı Herndon Graddick, artan sayının toplumun gay ve lezbiyenlere bakış açısındaki başkalaşımı yansıttığı yorumunda bulunsa da gerçekte bu, eşcinselliğin yayınlaştırılması projesine hizmet eden anlayışın ürünüdür.
Yerli dizi ve filmlerde de son yıllarda eşcinsel karakterlerinin kullanılmaya başlandığını, bunun toplumsal tepkiyle karşılandığını hepimiz biliyoruz. Öte yandan uzun zamandır eğlence ve yarışma programlarında eşcinsel tiplerin yaygın şekilde kullanıldığı, bunun gerçek amacının ne olduğu çoğu kişinin dikkatini bile çekmemektedir.
Nitekim son olarak ramazan ayında İstanbul’da düzenlenen illegal eylemle eşcinsellik medyanın gündemine oturmuş, toplumun her kesiminde gündeme gelmiş ve konuşulmuştur. Yine ramazan ayında Boğaziçi Üniversitesinde gay korosunun verdiği konser de bu propagandanın önemli bir malzemesi olmuştur.
Projenin önemli bir maddesi olan “adil ve yasal bir sebep bul” direktifi ise bunun bir cinsel yönelim, kişisel tercih olduğu tezinden hareketle insan hak ve özgürlüğü bağlamına alınarak sonuca çoktan bağlanmıştır zaten.
ABD ve Avrupa’da eşcinselliğin yaygınlaştırılması projesi altı maddeyi tamamlamış olsa da bizdeki uygulamalar henüz “konuş, normalleştir, eşcinseli iyi, karşı çıkanı kötü göster” aşamasındadır. Ancak çok kısa bir sürede atağa geçen propaganda ve eylemler, sürecin eşcinselliği meşru ve yasal/adil göster boyutuna taşınmaya çalışıldığının işaretleridir...
Bu konuda belki ilk sormamız gereken, bazı odakların toplumda eşcinselliği meşru ve mübah göstererek yaygınlaştırmaktan nasıl bir çıkar sağlamaya çalıştığı olmalı değil midir? Neden gizli bir el, ABD’den başlayarak tüm dünyada eşcinselliği yaygınlaştırma çabası içerisindedir, bundan nasıl bir çıkar elde etmeyi düşünmektedir? Bu soru sizlerin aklında da karmaşık cevaplara yol açmıyor mu; bu soruya hep birlikte cevap aramaya ne dersiniz?
Twitter.com/sabihadogann
Sabiha Doğan
Milat
http://www.milatgazetesi.com/escinsellik-tercih-mi-kader-mi-sosyalmedya-son-dakika-haberi/70953/#.VZg4T_ntlBc