ABD Yüksek Mahkemesi’nin eşcinsel evliliğini destekleyen kararının simge isimlerinden olan Obergefell, Türkiye’de Onur Yürüyüşü’ne yönelik saldırı için “Bunun altında LGBTİ’lerin eşit haklar için daha sert mücadele etmelerine ve ayaklanmalarına dair korkunun yattığına inanıyorum” diyor
![]()
ABD Yüksek Mahkemesi’nin 26 Haziran’da verdiği ‘Eşcinsel evlilik yasaklanamaz’ kararı tüm dünyayı gökkuşağı renklerine bürüdü.
Yüksek Mahkeme’de görülen davanın simge ismi Jim Obergefell’di. Kararın çıktığı gün ABD Başkanı Barack Obama’dan canlı yayında bir tebrik telefonu alan Obergefell, tarihe ‘Obergefell v. Hodges’ şeklinde geçen davalar toplamının müştekilerinden biri. Çok özel bir hikâyesi var.
Hayatı 21 yıllık sevgilisi John Arthur’un ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenmesi sonrası değişti. Öldüklerinde ‘yan yana gömülebilmek’ istiyorlardı, bunun için ‘aile’ olmaları gerekiyordu, yaşadıkları Ohio eyaletinde eşcinsel evlilik yasal değildi. 2013’te Maryland’de Arthur hasta yatağındayken evlendiler. Ohio, evliliklerini resmi evraklara işlemeyi reddetti. Kısa süre sonra Arthur hayata gözlerini yumdu. Adı ölüm belgesine ‘eş’ olarak yazılmayan Obergefell, yasal mücadelesini sürdürdü ve galip çıktı! Yüksek Mahkeme eşcinsel evliliklerin yasaklanamayacağına dair bir karar verdi. Karar 50 eyaleti de bağlıyordu.
Bütün dünya onun zaferine sevinirken Türkiye’deki LGBT hareketi İstanbul’daki Onur Yürüyüşüne yönelik polis saldırısına, hükümetin düşmanca tavrına direniyordu. Obergefell’in o görüntüleri izlediğinde ne düşündüğünü, Türkiye’deki LGBT hareketine bir mesajı olup olmadığını merak ettim, sordum.
>>Türkiye’de 13 yıldır yapılan Onur Yürüyüşü’nün bu yıl engellenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Polisle yaşanan çatışmanın, ABD Yüksek Mahkemesi’nin eşcinsel evliliğini destekleyen kararının ardından gerçekleşmesi ilginç. Bu bir tesadüf olabilir ancak ben bu saldırıların altında uluslararası toplumumuz için tarihi değeri olan etkinliği kutlama hakkına sahip Türkiyeli LGBT’lerin ayaklanmalarına ve eşit temel haklar için daha sert mücadele etmelerine yönelik korkunun yattığına inanıyorum.
>> Eşcinsellere yönelik saldırıların din ya da ‘toplumsal düzen’ bahane gösterilerek savunulduğunu görüyoruz. Cinsel kimliğin dinle bir bağlantısı olduğunu düşünüyor musunuz?
Herkes inanç hakkına sahiptir ve bu inançlar sadece LGBT toplumuna dair değil başka pek çok konuda fikir beyan eder. Ancak bu inançlar bir bireye ya da topluluğa farklı olduğu için ya da belirli bir inanca bağlı olmadığı için saldırma hakkı vermez. Dünyadaki pek çok yerde LGBT karşıtları ayrımcılığa mazeret olarak ve bu örnekte de görüldüğü gibi hükümetin saldırılarına arka çıkmak için dini kullanırlar. Bu kabul edilemez olsa da çok dikkatlice sürdürmek zorunda olduğumuz küresel eşitlik mücadelemizin bir parçası…
>>Sadece yasa yapmak homofobiyle savaş için yeterli değil. ABD’de homofobiyle savaşmak için önlemler alınıyor mu?
ABD’de LGBT bireylere karşı takınılan tavırın değişmesi yıllar aldı. Ve bu öncelikle LGBT yurttaşların kendilerini açık etme konusundaki cesaretleri, kim olduklarını ifade ederkenki dürüstlükleri sayesinde oldu. LGBTİ’ler bu şekilde diğerlerinin onların farklı olmadığını anlamasını sağladı.
>>Yöneticilerin homofobik açıklamalarının toplum üzerinde nasıl etkileri oluyor?
Homofobinin yüzlerce yıl geriye giden derin kökleri var. Eşcinsel ilişkiye dair önyargılar, LGBT toplumuyla ilgili olumsuz yorumların tekrar tekrar tek taraflı olarak dile getirilmesine izin verdiğimizde güçleniyor. Halk liderlerine ve onun söylediklerine inanıyor. Yani hükümet konuştuğunda, takipçileri o ne derse inanıyor ve homofobi bu yolla onaylanmaya devam ediyor. Türkiye’de ve diğer pek çok ülkede insanlar sürekli kendileri oldukları ve birini sevdikleri için ayrımcılığa ve saldırıya uğruyor, öldürülüyor. Dünya çapında bir eşcinsel algısı yaratmak için çalışmaya devam etmeliyiz.
>>Yaşanan saldırıların ardından Türkiye’ki LGBT hareketine nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Uluslararası LGBT toplumunun liderleriyle bir araya gelip mücadelemizi birleştirmeli ve eşitlik için sıkı çalışmaya devam etmeliyiz. Eğer savaşmayı bırakırsak yenilgiyi kabul etmiş oluruz fakat bunu yapamayız ve yapmayacağız. ABD Yüksek Mahkemesinin ‘Obergefell v. Hodges’ davasına ilişkin kararının ardından Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu (IGLHRC) Direktörü Jessica Stern’in açıklamalarına ben de katılıyorum: ”Evlilik eşitliği, pastanın sadece bir parçası, fakat homofobi ve transfobi hukukta ve uygulamalarda farklı şekillere bürünüyor. Yaklaşık 80 ülkede eşcinsel ilişki hâlâ suç ve sayısız ülke ‘cross-dressing’ (Karşı cinse ait olduğu kabul edilen kıyafeti giymek) denilen şeyi yasaklıyor. Aklınıza getireceğiniz herhangi bir ülkede, neredeyse her gün, homofobik ve transfobik pek çok kaba hareket görürsünüz. Umarım bu tahammülsüzlüğe karşı savaşan ve haysiyetini savunan küresel güce katılırız. Şayet hepimiz için özgür ve eşit bir dünyaya ulaşmak istiyorsak bu işi sahiden sahiplenmeliyiz. Bugün bir son değil yeni bir başlangıçtır…”
***
John artık huzur içinde uyuyabilir!
escinsel-evlilik-yasaklanamaz-kararinin-ardindaki-isim-birgun-e-konustu-saldirinin-nedeni-korku-56620-1.>> Bütün bu mücadelenin ardından kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Bu karar sizin için neden önemliydi?
Bu karar, Ohio eyaletinin neredeyse 21 yıllık ilişkimizi ve yasal evliliğimizin John’un ölüm belgesinden silinemeyeceğinden emin olmamı sağlayarak beni çok rahatlattı. John artık huzur içinde uyuyabilir.
Daha geniş bir pencereden bakarsak, bu karar isteyen bütün çiftlerin ilişkilerini yasal ve açık hale getirebilecek ve böylece diğer bütün çiftlerin yararlandığı hak ve önlemlerden yararlanabilecek. Bu karar sayesinde ben ve diğer LGBT’ler, kendimizi daha eşit yurttaşlar hissediyoruz.
***
Obama’nın telefonu onurlandırdı
>> Başkan Obama’nın arayıp sizi tebrik etmesine ne diyorsunuz? Başlattığınız mücadelenin bu kadar büyük bir etki yaratmasını bekliyor muydunuz?
Başkan Obama’nın telefonu beni onurlandırdı! Ailem ve arkadaşlarım dışında böyle bir etkide bulunacağını hiç düşünmemiştim. Başkan’ın bana ülkemizi ileri gitmesine ve daha iyi bir yer olmasına katkıda bulunduğum için teşekkür etmesi harikulade bir iltifattı.
>>2016’daki seçim sonrası ne olur sizce? Cumhuriyetçilerin iş başına gelme ihtimali sizi endişelendiriyor mu?
Endişem, eşitlik karşıtlarının bizim yasalar önünde eşit korunma hakkımızı reddedecek yasalar ya da politikalar önermeleri ve uygulamaları.
Daha ileriye bakarsak, gelecek Başkan belki de en az bir Yüksek Mahkeme üyesi aday gösterebilecek. Daha muhafazakâr ve sadece LGBT toplumuna değil tüm yurttaşlık haklarına düşman bir mahkemeye sahip olabiliriz.
http://www.birgun.net/haber-detay/escinsel-evlilik-yasaklanamaz-kararinin-ardindaki-isim-birgun-e-konustu-saldirinin-nedeni-korku-84483.html
ÖMÜR ŞAHİN KEYİF - birgun.net
Yüksek Mahkeme’de görülen davanın simge ismi Jim Obergefell’di. Kararın çıktığı gün ABD Başkanı Barack Obama’dan canlı yayında bir tebrik telefonu alan Obergefell, tarihe ‘Obergefell v. Hodges’ şeklinde geçen davalar toplamının müştekilerinden biri. Çok özel bir hikâyesi var.
Hayatı 21 yıllık sevgilisi John Arthur’un ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenmesi sonrası değişti. Öldüklerinde ‘yan yana gömülebilmek’ istiyorlardı, bunun için ‘aile’ olmaları gerekiyordu, yaşadıkları Ohio eyaletinde eşcinsel evlilik yasal değildi. 2013’te Maryland’de Arthur hasta yatağındayken evlendiler. Ohio, evliliklerini resmi evraklara işlemeyi reddetti. Kısa süre sonra Arthur hayata gözlerini yumdu. Adı ölüm belgesine ‘eş’ olarak yazılmayan Obergefell, yasal mücadelesini sürdürdü ve galip çıktı! Yüksek Mahkeme eşcinsel evliliklerin yasaklanamayacağına dair bir karar verdi. Karar 50 eyaleti de bağlıyordu.
Bütün dünya onun zaferine sevinirken Türkiye’deki LGBT hareketi İstanbul’daki Onur Yürüyüşüne yönelik polis saldırısına, hükümetin düşmanca tavrına direniyordu. Obergefell’in o görüntüleri izlediğinde ne düşündüğünü, Türkiye’deki LGBT hareketine bir mesajı olup olmadığını merak ettim, sordum.
>>Türkiye’de 13 yıldır yapılan Onur Yürüyüşü’nün bu yıl engellenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Polisle yaşanan çatışmanın, ABD Yüksek Mahkemesi’nin eşcinsel evliliğini destekleyen kararının ardından gerçekleşmesi ilginç. Bu bir tesadüf olabilir ancak ben bu saldırıların altında uluslararası toplumumuz için tarihi değeri olan etkinliği kutlama hakkına sahip Türkiyeli LGBT’lerin ayaklanmalarına ve eşit temel haklar için daha sert mücadele etmelerine yönelik korkunun yattığına inanıyorum.
>> Eşcinsellere yönelik saldırıların din ya da ‘toplumsal düzen’ bahane gösterilerek savunulduğunu görüyoruz. Cinsel kimliğin dinle bir bağlantısı olduğunu düşünüyor musunuz?
Herkes inanç hakkına sahiptir ve bu inançlar sadece LGBT toplumuna dair değil başka pek çok konuda fikir beyan eder. Ancak bu inançlar bir bireye ya da topluluğa farklı olduğu için ya da belirli bir inanca bağlı olmadığı için saldırma hakkı vermez. Dünyadaki pek çok yerde LGBT karşıtları ayrımcılığa mazeret olarak ve bu örnekte de görüldüğü gibi hükümetin saldırılarına arka çıkmak için dini kullanırlar. Bu kabul edilemez olsa da çok dikkatlice sürdürmek zorunda olduğumuz küresel eşitlik mücadelemizin bir parçası…
>>Sadece yasa yapmak homofobiyle savaş için yeterli değil. ABD’de homofobiyle savaşmak için önlemler alınıyor mu?
ABD’de LGBT bireylere karşı takınılan tavırın değişmesi yıllar aldı. Ve bu öncelikle LGBT yurttaşların kendilerini açık etme konusundaki cesaretleri, kim olduklarını ifade ederkenki dürüstlükleri sayesinde oldu. LGBTİ’ler bu şekilde diğerlerinin onların farklı olmadığını anlamasını sağladı.
>>Yöneticilerin homofobik açıklamalarının toplum üzerinde nasıl etkileri oluyor?
Homofobinin yüzlerce yıl geriye giden derin kökleri var. Eşcinsel ilişkiye dair önyargılar, LGBT toplumuyla ilgili olumsuz yorumların tekrar tekrar tek taraflı olarak dile getirilmesine izin verdiğimizde güçleniyor. Halk liderlerine ve onun söylediklerine inanıyor. Yani hükümet konuştuğunda, takipçileri o ne derse inanıyor ve homofobi bu yolla onaylanmaya devam ediyor. Türkiye’de ve diğer pek çok ülkede insanlar sürekli kendileri oldukları ve birini sevdikleri için ayrımcılığa ve saldırıya uğruyor, öldürülüyor. Dünya çapında bir eşcinsel algısı yaratmak için çalışmaya devam etmeliyiz.
>>Yaşanan saldırıların ardından Türkiye’ki LGBT hareketine nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Uluslararası LGBT toplumunun liderleriyle bir araya gelip mücadelemizi birleştirmeli ve eşitlik için sıkı çalışmaya devam etmeliyiz. Eğer savaşmayı bırakırsak yenilgiyi kabul etmiş oluruz fakat bunu yapamayız ve yapmayacağız. ABD Yüksek Mahkemesinin ‘Obergefell v. Hodges’ davasına ilişkin kararının ardından Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu (IGLHRC) Direktörü Jessica Stern’in açıklamalarına ben de katılıyorum: ”Evlilik eşitliği, pastanın sadece bir parçası, fakat homofobi ve transfobi hukukta ve uygulamalarda farklı şekillere bürünüyor. Yaklaşık 80 ülkede eşcinsel ilişki hâlâ suç ve sayısız ülke ‘cross-dressing’ (Karşı cinse ait olduğu kabul edilen kıyafeti giymek) denilen şeyi yasaklıyor. Aklınıza getireceğiniz herhangi bir ülkede, neredeyse her gün, homofobik ve transfobik pek çok kaba hareket görürsünüz. Umarım bu tahammülsüzlüğe karşı savaşan ve haysiyetini savunan küresel güce katılırız. Şayet hepimiz için özgür ve eşit bir dünyaya ulaşmak istiyorsak bu işi sahiden sahiplenmeliyiz. Bugün bir son değil yeni bir başlangıçtır…”
***
John artık huzur içinde uyuyabilir!
escinsel-evlilik-yasaklanamaz-kararinin-ardindaki-isim-birgun-e-konustu-saldirinin-nedeni-korku-56620-1.>> Bütün bu mücadelenin ardından kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Bu karar sizin için neden önemliydi?
Bu karar, Ohio eyaletinin neredeyse 21 yıllık ilişkimizi ve yasal evliliğimizin John’un ölüm belgesinden silinemeyeceğinden emin olmamı sağlayarak beni çok rahatlattı. John artık huzur içinde uyuyabilir.
Daha geniş bir pencereden bakarsak, bu karar isteyen bütün çiftlerin ilişkilerini yasal ve açık hale getirebilecek ve böylece diğer bütün çiftlerin yararlandığı hak ve önlemlerden yararlanabilecek. Bu karar sayesinde ben ve diğer LGBT’ler, kendimizi daha eşit yurttaşlar hissediyoruz.
***
Obama’nın telefonu onurlandırdı
>> Başkan Obama’nın arayıp sizi tebrik etmesine ne diyorsunuz? Başlattığınız mücadelenin bu kadar büyük bir etki yaratmasını bekliyor muydunuz?
Başkan Obama’nın telefonu beni onurlandırdı! Ailem ve arkadaşlarım dışında böyle bir etkide bulunacağını hiç düşünmemiştim. Başkan’ın bana ülkemizi ileri gitmesine ve daha iyi bir yer olmasına katkıda bulunduğum için teşekkür etmesi harikulade bir iltifattı.
>>2016’daki seçim sonrası ne olur sizce? Cumhuriyetçilerin iş başına gelme ihtimali sizi endişelendiriyor mu?
Endişem, eşitlik karşıtlarının bizim yasalar önünde eşit korunma hakkımızı reddedecek yasalar ya da politikalar önermeleri ve uygulamaları.
Daha ileriye bakarsak, gelecek Başkan belki de en az bir Yüksek Mahkeme üyesi aday gösterebilecek. Daha muhafazakâr ve sadece LGBT toplumuna değil tüm yurttaşlık haklarına düşman bir mahkemeye sahip olabiliriz.
http://www.birgun.net/haber-detay/escinsel-evlilik-yasaklanamaz-kararinin-ardindaki-isim-birgun-e-konustu-saldirinin-nedeni-korku-84483.html
ÖMÜR ŞAHİN KEYİF - birgun.net