Eşcinsellik Bir Tercih mi?

Çokça karıştırılan kavramlardan olan ''tercih'' ve ''yönelim'' sürekli yanlış kullanılıyor. Özellikle Türkiye'de, insanlar eşcinselliği bir tercih olarak görme eğilimindeler. Kendini hümanist zanneden bazı insanlar '' eşcinsel olmak onların tercihi, saygı duyuyorum'' gibi laflar edip, sanki manavdan domates seçer gibi insanların cinsel istek duyacağı kişileri seçebileceklerini zannediyorlar. Bu tip algılar bilimden ne kadar uzak bir toplum olduğumuzu gözler önüne seriyor. Artık bilimsel olarak biliyoruz ki; eşcinsellik ne tercihtir, ne de anormaldir. Eşcinsellik çok büyük ihtimalle genetiktir ve buna neden olan bazı genlerin varyasyonudur. Kesin olarak bilinmemekle birlikte, cinsel yönelim çok küçük yaşlarda belirlenmekte ve bir daha değiştirilememektedir. 1993 senesinde Dean Hamer adındaki genetikçi ''gay genleri'' olabileceğini ortaya attı. Araştırmasının sonuçları tartışmalı olsa da, onun iddiası 2014'te kanıtlandı. 2014 yılında ise gay erkek kardeşler üzerinde yapılan çok daha kapsamlı bir araştırma, İnsan Genom Projesi sayesinde sahip olduğumuz genetik işaretleyicileri kullanarak orijinal bulguyu doğruladı ve 8. kromozom üzerinde bir "gay geni" tespit etti. Bu da, Dünya çapında tartışmaları yeniden alevlendirdi. Peki eşcinsellik, hastalık veya anomali midir? Bu soruya da bilim ''hayır'' diyor. 1974 yılından beri eşcinsellik psikiyatrik bir hastalık veya anomali olarak tanımlanmıyor. Buna bağlı olarak da tedavi gibi girişimler de anlamsız kalıyor. Bu tarihten önce ''caydırma terapileri'' adında birtakım tedavi yöntemleri geliştiriliyordu. Maalesef bu yöntemler acı verici şoklar gibi öğeler içeriyordu. Psikolojide ''şartlama'' denilen olguyla eşcinselliğin tedavi edileceği varsayılmıştı. Örnek olarak bu terapilerde hastaya eşcinsel görüntüler gösteriliyor ve akabinde elektrik şoku veriliyordu. Bu sayede eşcinsellikten soğutalabileceği düşünülmekteydi fakat tahmin edileceği üzere bunlar hiçbir işe yaramadı. 1994 yılında Amerikan Psikiyatri Derneği bu yöntemlerin tamamının işe yaramaz olduğunu ilan etti. Eşcinsellik doğada da görülen olgudur. Bugüne kadar eşcinselliğin görüldüğü 500'e yakın tür gözlemlenmiştir. İnternet'ten eşcinsel aslanların veya maymunların görüntülerini bulabilirsiniz. Bazı insanlar şöyle demektedir; ''Doğada kendi yavrusunu yiyen hayvanlar da var, onu da mı doğal sayalım?'' Bu saçma savunma, sanki eşcinsellikle kendi evladını yemenin aynı şey olduğu gibi bir algı yaratmaktadır. Eşcinselliğin kimseye zararı yoktur. Eşcinselliğin doğal ve normal bir şey olduğuna karşı çıkan insanların bunu yapma nedeni insanların kusursuz yaratıldığı gibi bir inanca sahp olmalarındandır. Aynı inançlılar eşcinselliği çok büyük bir günah olarak da gördükleri için eşcinselliğe doğal diyemezler. Çünkü Tanrı hem bu şekilde yaratıp, hem de günah ilan etmiştir ve çelişkiye düşmüştür. Ülkemizde de bu durum var. Türkiye'nin hala büyük bir kısmı eşcinselliği sapkın bir ilişki türü olarak görüyor. Maalesef cinayetler bile işleniyor. Bu, bilimden uzak olmanın nelere yol açacabileceğini gösteren bir durumdur.

http://gecegunlugum.tumblr.com/post/125927522653/e%C5%9Fcinsellik-bir-tercih-mi