Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all articles
Browse latest Browse all 15058

Bize de bekleriz: +1

$
0
0
Kerem Akça, bizde vizyon şansı bulmayan özgün gençlik filmini ele aldı

“Soldaki Son Ev” (2009) ile Hollywood’da tanınmaya başlayan Yunan yönetmen Denis Iliadis’in en iyi eseri... ‘Gençlik-bilimkurgu filmi’ kırması “+1”, şüphesiz sürprizli ve merak uyandıran seyir süreciyle herkesi içine alma potansiyeli sahip... Sanki “Şeytan Üçgeni” ile “Fakülte” arasında enerjik bir köprü kuruyor. Ama parti filmlerinin “Ceset Yiyicilerin İstilası” olduğunu da iddia edenler çıkabilir.
 İlk olarak “Thelma ve Louise”in (“Thelma & Louise”, 1991) türevi “Hardcore” (2004) ile dikkat çekmişti… Kısa sürede Hollywood’a yükselen Denis Iliadis, cinsellik ve şiddetle uğraşmayı seven bir yönetmen. Onu ülkesinde ‘sanat sineması’nda etkisini hissettirmeye başlayan sıra dışı akımın popüler sinema temsilcisi olarak ananlar da çıkacaktır. Oradaki lezbiyen katil aşıklar filmi tanımının ardından Craven’ın ‘istismar filmi’ “Kanlı Tecavüz”ü (“The Last House on the Left”, 1972) 2009’daki yeniden çevrimle profesyonelleştirmek tesadüf değildi. Filmin özündeki çiğ ve sıkıntılı ‘aileyi tehdit etme meselesi’ yerli yerinde dursa da reji açısından başarılı bir işçilik vardı.
 “FAKÜLTE” İLE “ŞEYTAN ÜÇGENİ”Nİ BİRLEŞTİRİYOR
 Burada ise yönetmen kült olma ihtimali yüksek bir gençlik-bilimkurgu filmi kırmasıyla karşımıza çıkıyor. Sinemada da gördüğümüz ‘doppelgänger’ (çiftgezer) meselesinin dehlizlerine inen eser, arkasına uzaylı istilası filmi klasiği “Ceset Yiyicilerin İstilası”ndan (“Invasions of the Body Snatchers”, 1956) beslenen “Fakülte”yi (“The Faculty”, 1998) alıyor. Onunla adeta Christopher Smith’in uzun vadede keşfedilip belirleyici olacak devrimci eseri “Şeytan Üçgeni”ni (“Triangle”, 2009) çarpıştırıyor. Bu canlılık bize de yansıyor. Film, gençlik korku-komedisi olarak başlasa da bu damardan basit bir yönelime sapmıyor. Birilerini kesip biçen katilleri izlemiyor, teşhir malzemelerini boşuna kullanmıyor.
 Aksine tek bir partide olup bitene odaklanıp bir çeşit ‘gizemli parti filmi’ olarak hareket ediyor. Eğlenen gençlerin –okulu önemsemeden- yaşlarına uygun davranışları bir meteorun düşmesiyle yarıda kalıyor. Elektrik direklerine denk gelen bu cisim, bir anlamda bütün düzeni allak bullak ediyor. Önce garip hareket eden insanların, sonrasında birbirinin üretimi olduğunu görebiliyoruz. Böylece ‘gizem’ başlıyor: Klonlama, uzaylı istilası, zaman yolculuğu gibi bilimkurgu motifleri zihinleri meşgul ediyor.
 KLONLANARAK YAŞAYAN GENÇLİK
 Iliadis, kamera kaydırmalarını, yüksek volümlü müziği ve gecenin renklerini kaybetmeyen bir renk paletini tercih etmiş. Hareketli uzun planlar kullanabiliyor. Daha ziyade de hikayenin gerçeklerine odaklanmak istiyor. Bir kişinin ‘ekstra’ olmasıyla gerçekleşebilecek olayları inceliyor. Eğer bizden bir tane daha olup önceki anlarımızı 10-15 dakika erkenden yaşasaydı hayat nasıl işlerdi? sorusuyla ilerliyor. “Suç Zamanı”ndaki (“Los Cronocrimenes”, 2007) fikrin “Şeytan Üçgeni”nde daha iyi değerlendirilip zaman yolculuğu motifini klonlama ya da üçgen filmine transfer ettiği süreç böylece yeniden canlanıyor.
 Christopher Smith’in o ustalıklı eseri bir gençlik/parti filmi şablonuna transfer ediliyor. Dramatik yapıda oyuklar açılmasıyla karakterler farklı kaderlerde yeniden diriliyor sanki. Filmin “Kelebek Etkisi”nin (“The Butterfly Effect”, 2004) üvey kardeşi ya da kuzeni olduğu da söylenebilir…
 Rhys Wakefield, Ashley Hinshaw gibi çıkıştaki oyuncuların eşliğinde gençlerin ilişkilerinden cinsellik, aşk, cinsel kimlik bunalımı gibi meseleler çekip alınıyor. Bunların inadına yapay durması, ‘tekrar edilen karakterler’i beslemek için devreye giriyor. Film ergenlik dönemindeki ‘şarj’ edilme şartına dikkat çekiyor. Aslında yönetmenin özellikle reji konusunda girizgahta sıkıntıları var. Parti sahnesi dışında iz bırakamıyor. Ama açılış sekansının “+1”in (2013) yüzde 10’unu kapsaması bir avantaj.
 CANLILIK, GİZEMİ BESLİYOR
Bill Gullo’nun senaryosunun inandırıcılık sıkıntısı çektiği anlarda ‘her karakterin aşığı aynı şeyi mi tercih edecek?’ sorusu da tesadüflerle bağlantılı olarak devreye giriyor. İki yıllık sevgilisine kendini affettirme çabasındaki yakışıklı adam, okulun en seksi kızı ile cinsel ilişkiye giren bir erkek ve kendi kendini tatmin eden lezbiyen bir kız ana bireyleri oluşturuyor. Özel hayatla ilgili varoluş problemleri bir ‘kıvılcım’ın etkisiyle incelemeye sunuluyor.

 Canlılık, video klibe kaymadan hikayeye odaklanıyor. Zamanla bir sorgulama süreci hikayeyi ele geçiriyor. “+1” gizemli, değişken, bozucu ve şaşırtıcı bir iş… Gullo’nun senaryosu ‘başyapıt’ çıkaracak kadar planlı değil. Ama genç ve hevesli bir yönetmene iddialı bir yol açma konusunda bir hayli becerikli. Final karesinin anlamı da bu konuda işlevsel duruyor. Iliadis’in 2016’ta Wes Craven’ın yürütücü yapımcılığını üstlendiği bir projede yönetmenlik koltuğuna oturacak olması buradaki çıkışın haklı mükafatı gibi…

Ne durumda?

Ülkemizde sahibi yok. Bu sebeple DVD’den veya vizyonda izleme şansımız yok gibi şimdilik.

Künye:

Yönetmen: Dennis Iliadis
Oyuncular: Rhys Wakefield, Ashley Hinshaw, Logan Miller, Natalie Hall, Adam David Thompson
Süre: 95 dk.
Yapım yılı: 2013

Not: Bu bölümdeki filmler, ya uluslararası festivallerde ya da yurt dışında piyasaya çıkmış orijinal DVD’lerinden izlenerek yazılmaktadır. Bu yasal durum, diğer yazdığım filmler için de geçerlidir.

http://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/1114761-bize-de-bekleriz-1

Viewing all articles
Browse latest Browse all 15058

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue



<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>