"İşte tarih bir kere daha tekerrür etti ve kolaya kaçanlar, CHP’nin yarı kırık kanatları altına sığınanlar, umudu Mustafa Kemal’in kokuşmuş partisinde görenler kazığı yediler. Park’ta Kılıçdaroğlu’na kürsü vermeyip, onu konuşturmayan bir hareketin içinden böyle bir noktaya gelebilmek gerçekten çok üzücü."
Yiğit Karaahmet Taraf gazetesine CHP’den aday adayı olan LGBTİ aktivistlerinin geri sıralardan aday gösterilmesi ve yedek listeye atılmasını yazdı: “Seçimler öncesi en ciddi kıyafetlerini giyip Kılıçdaoğlu’yla poz verenler, ana muhalefet partisinin 1945’te takılı kalan koyu karanlık imajını düzeltip renklendireceğini düşünenlere ne oldu dersiniz?”
Karaahmet’in yazısının tamamı şöyle:
Barikatların en önünde de en gerisinde de onlar vardı, o zamana kadar toplum tarafından nefretle sempati arasında değişen bir çizgiye layık görülen bizim kızlar, bizim oğlanlar, en sevdiğimiz gacılar, tatlı genç zırıllar, o biçim ablalar, delikanlılığın bacak arasında değil kalplerde yer aldığını herkesin kafasına soka soka öğretti.
Ve kazanılan bu büyük görünürlüğün ardından LGBT’ler 30 Mart yerel seçimlerinde belediye meclis üyelikleri için de adaylıklarını koymaya başladılar. Geçen gün kimlerin kaçıncı sıradan aday olacakları açıklandı ve acı, hüsran, gözyaşı birarada geldi. İstanbul’da HDP’nin aday gösterdiği LGBT üyeleri ikinci, üçüncü ve dördüncü yani seçilme olasılıkları gayet yüksek hatta garanti olan sıralarda kendilerine yer buldu.
Peki, ya CHP’den aday olanlar? Seçimler öncesi en ciddi kıyafetlerini giyip Kılıçdaoğlu’yla poz verenler, ana muhalefet partisinin 1945’te takılı kalan koyu karanlık imajını düzeltip renklendireceğini düşünenlere ne oldu dersiniz?
Biri 12. sıradan, diğeri 27. Sıradan, bir başkası da yedek listenin en sonlarından aday gösterildi.
İşte tarih bir kere daha tekerrür etti ve kolaya kaçanlar, CHP’nin yarı kırık kanatları altına sığınanlar, umudu Mustafa Kemal’in kokuşmuş partisinde görenler kazığı yediler. Park’ta Kılıçdaroğlu’na kürsü vermeyip, onu konuşturmayan bir hareketin içinden böyle bir noktaya gelebilmek gerçekten çok üzücü.
CHP’den bu zamana kadar kime fayda gelmiş ki LGBT’lere gelsin?
Cumhuriyet Hırt Partisi. Bu ülkenin başına gelen en kötü şey AKP ise ikincisi de CHP. Onlar takoz ve tıkaç gibiler. Biri tüm kötülüklerin anası ise diğeri de babası.
Bu işin baştan kokacağı Kılıçdaroğlu’nun “Toplum henüz eşcinsel vekillere hazır değil” açıklamasını yaptığı zamandan belliydi. Toplum eşcinsellere henüz hazır değilmiş. Bunu söyleyen kim? Yürüyen merdivene düz binmeyi başaramayan bir genel başkan. Sen git önce oyunu kullanmayı başar ondan sonra toplumun geneli hakkında vardığın bir kanıyı tartışırız.
Ama bence balığın baştan kokması iyi oldu. Kimin ne olduğu anlaşıldı. Daha önümüzde çok uzun bir yol var. Bu aşırı acıklı hikâyede tek sorumlu sadece CHP’de değil. Kurtuluş umudunu bu köhne partide görenler de en az onlar kadar hatalı.
Gerçekten ne CHP’si yani? Biz yepyeni tertemiz bir siyaset isterken, gidip bir de CHP’nin o bozuk imajını LGBT’lerin gözünde temizlemeye çalışmanız sadece onların işine yaradı bunu bilesiniz.
Ayol siz LGBT’siniz büyük düşünün. Bizim onlara ihtiyacımız yok, onların bize ihtiyaçları var. LGBT hareket sadece Gezi Parkı’yla ortaya çıkan bir oluşum değil 20 yıldan bu yana örgütlü mücadelesini devam ettiriyor. Ve kim iktidara gelirse gelsin, İstanbul’u kim yönetirse yönetsin bu mücadele devam edecek. Bizden önce olduğu gibi bizden sonra da var olacak.
CHP’nin kazazedelerine geçmiş olsun. Umarım bu acıklı hikâyeden bir ders çıkarmayı başarmışlardır. Şimdi bizlere düşen ise HDP’nin kendine yakışanı yaparak üst sıralardan aday gösterdiği arkadaşlarımızı oylarımızla belediye meclisine taşımak.
Kadıköy 2. Sıradan Asya Elmas’ı,
Beyoğlu 4. sıradan Ebru Kırancı’yı
Avcılar 2. Sıradan Niler Albayrak’ı
Şişli 2. Sıradan Şevval Kılıç’ı...
Onları belediye meclisine sokmak için gerekirse tek tek kulis yapacağız, kapı kapı dolaşıp oy isteyeceğiz.
Görsünler bakalım, LGBT’lerin ve destekçilerinin oylarının etkisi ne boyuttaymış. Önümüzde genel seçimler var belki biraz akılları başlarına gelir.
Hodri Meydan Kılıçdaroğlu. Sen ve köhne partin hazır olsa da olmasa da...
Meclis’teyiz aşkım!
Kaos GL
Yiğit Karaahmet Taraf gazetesine CHP’den aday adayı olan LGBTİ aktivistlerinin geri sıralardan aday gösterilmesi ve yedek listeye atılmasını yazdı: “Seçimler öncesi en ciddi kıyafetlerini giyip Kılıçdaoğlu’yla poz verenler, ana muhalefet partisinin 1945’te takılı kalan koyu karanlık imajını düzeltip renklendireceğini düşünenlere ne oldu dersiniz?”
Karaahmet’in yazısının tamamı şöyle:
Barikatların en önünde de en gerisinde de onlar vardı, o zamana kadar toplum tarafından nefretle sempati arasında değişen bir çizgiye layık görülen bizim kızlar, bizim oğlanlar, en sevdiğimiz gacılar, tatlı genç zırıllar, o biçim ablalar, delikanlılığın bacak arasında değil kalplerde yer aldığını herkesin kafasına soka soka öğretti.
Ve kazanılan bu büyük görünürlüğün ardından LGBT’ler 30 Mart yerel seçimlerinde belediye meclis üyelikleri için de adaylıklarını koymaya başladılar. Geçen gün kimlerin kaçıncı sıradan aday olacakları açıklandı ve acı, hüsran, gözyaşı birarada geldi. İstanbul’da HDP’nin aday gösterdiği LGBT üyeleri ikinci, üçüncü ve dördüncü yani seçilme olasılıkları gayet yüksek hatta garanti olan sıralarda kendilerine yer buldu.
Peki, ya CHP’den aday olanlar? Seçimler öncesi en ciddi kıyafetlerini giyip Kılıçdaoğlu’yla poz verenler, ana muhalefet partisinin 1945’te takılı kalan koyu karanlık imajını düzeltip renklendireceğini düşünenlere ne oldu dersiniz?
Biri 12. sıradan, diğeri 27. Sıradan, bir başkası da yedek listenin en sonlarından aday gösterildi.
İşte tarih bir kere daha tekerrür etti ve kolaya kaçanlar, CHP’nin yarı kırık kanatları altına sığınanlar, umudu Mustafa Kemal’in kokuşmuş partisinde görenler kazığı yediler. Park’ta Kılıçdaroğlu’na kürsü vermeyip, onu konuşturmayan bir hareketin içinden böyle bir noktaya gelebilmek gerçekten çok üzücü.
CHP’den bu zamana kadar kime fayda gelmiş ki LGBT’lere gelsin?
Cumhuriyet Hırt Partisi. Bu ülkenin başına gelen en kötü şey AKP ise ikincisi de CHP. Onlar takoz ve tıkaç gibiler. Biri tüm kötülüklerin anası ise diğeri de babası.
Bu işin baştan kokacağı Kılıçdaroğlu’nun “Toplum henüz eşcinsel vekillere hazır değil” açıklamasını yaptığı zamandan belliydi. Toplum eşcinsellere henüz hazır değilmiş. Bunu söyleyen kim? Yürüyen merdivene düz binmeyi başaramayan bir genel başkan. Sen git önce oyunu kullanmayı başar ondan sonra toplumun geneli hakkında vardığın bir kanıyı tartışırız.
Ama bence balığın baştan kokması iyi oldu. Kimin ne olduğu anlaşıldı. Daha önümüzde çok uzun bir yol var. Bu aşırı acıklı hikâyede tek sorumlu sadece CHP’de değil. Kurtuluş umudunu bu köhne partide görenler de en az onlar kadar hatalı.
Gerçekten ne CHP’si yani? Biz yepyeni tertemiz bir siyaset isterken, gidip bir de CHP’nin o bozuk imajını LGBT’lerin gözünde temizlemeye çalışmanız sadece onların işine yaradı bunu bilesiniz.
Ayol siz LGBT’siniz büyük düşünün. Bizim onlara ihtiyacımız yok, onların bize ihtiyaçları var. LGBT hareket sadece Gezi Parkı’yla ortaya çıkan bir oluşum değil 20 yıldan bu yana örgütlü mücadelesini devam ettiriyor. Ve kim iktidara gelirse gelsin, İstanbul’u kim yönetirse yönetsin bu mücadele devam edecek. Bizden önce olduğu gibi bizden sonra da var olacak.
CHP’nin kazazedelerine geçmiş olsun. Umarım bu acıklı hikâyeden bir ders çıkarmayı başarmışlardır. Şimdi bizlere düşen ise HDP’nin kendine yakışanı yaparak üst sıralardan aday gösterdiği arkadaşlarımızı oylarımızla belediye meclisine taşımak.
Kadıköy 2. Sıradan Asya Elmas’ı,
Beyoğlu 4. sıradan Ebru Kırancı’yı
Avcılar 2. Sıradan Niler Albayrak’ı
Şişli 2. Sıradan Şevval Kılıç’ı...
Onları belediye meclisine sokmak için gerekirse tek tek kulis yapacağız, kapı kapı dolaşıp oy isteyeceğiz.
Görsünler bakalım, LGBT’lerin ve destekçilerinin oylarının etkisi ne boyuttaymış. Önümüzde genel seçimler var belki biraz akılları başlarına gelir.
Hodri Meydan Kılıçdaroğlu. Sen ve köhne partin hazır olsa da olmasa da...
Meclis’teyiz aşkım!
Kaos GL