Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

Hamam transa haram

$
0
0
Nefret ve ayrımcılık suçlarının kapsamına bir türlü alınmayan trans bireylere yasak olan yerler listesine hamamlar da eklenmiş gibi görünüyor.

Ebru Kırancı (53), transeksüel lezbiyen. Kız arkadaşı Maria Binder’le birlikte gittiği Galatasaray Hamamı’na alınmadı. Her gün yaşadığı cinsel ayrımcılık, bu kez hamamda karşısına çıktı. Kırancı başından geçenleri Hürriyet’e anlattı:

'KAPIDAN ÇEVRİLDİK'
İki yıldır çalıştığımız ‘Transsex’ adlı AB destekli belgeselin montajını yapıyorduk. Belgesel, benim hayatım, kentsel dönüşümün translara etkisi, Avcılar’daki trans bireylere linç girişimi davası, nefret cinayetleri, Gezi olaylarını anlatıyor. 26 Aralık günü o kadar yorgunduk ki kız arkadaşım Maria “Hamama gidelim” dedi. Öğleden sonra fiyat araştırması için Galatasaray Hamamı’na gittim. Uygun geldi, görevli kadınlar da “Akşam gelebilirsiniz” dedi. O saatte gittik. Ancak kapıdaki kadınlar “Alamayacağız sizi” dedi. Nedenini sorduğumuzda, “Turistler kapattı” cevabını aldık. Ama bakıyorum, başka kadınlar girip duruyor. Şüphelendim, yetkiliyle görüşmek istediğimi söyledim. Erkekler kısmındaki Hasan Karagüney’le görüşmemizi söylediler.

'KENDİ HAMAMLARINIZ VAR'
Gittik, peştemallı Hasan Bey geldi. Durumu anlattık. Şöyle bir süzdü, kabadayı bir tonla “Ben direktif verdim” dedi. Kimliğimi gösterdim, neden alınmadığımızı sordum. “Sizi almıyorum. Görevlileri ben tembihledim. Kendi hamamlarınız var, oraya gidin!” Ayırımcılık yaptığını, savcılığa suç duyurusunda bulunacağımı söylediğimde “Nereye istersen git. Almıyorum seni” diye posta koydu. Görevlilerden biri itiraz edecek oldu ama onu hemen bastırdı. Avukatımı aradım. Karakola gitmemizi söyledi.

'POLİS AYIRIMCILIK YAPTI'
Beyoğlu Ekipler Amirliği’ne geldiğimizde saat 19.30’du. Nöbetçi kulübesinin yanındaki bankta oturup beklerken kız arkadaşım fotoğrafımı çekti. Sivil polisin biri yaklaşıp “O fotoğrafı sil hemen. Güvenliği ihlal ediyorsun” dedi. “Hayır” cevabı alınca “S...in gidin buradan, ifade falan vermeyin” dedi. Buna karşılık nöbetçi polis “Biraz daha bekleyin” dedi. Saat 22.00’ye kadar bekleyip ifade veremeden eve döndük. LGBT Derneği’nden arkadaşlarımla 30 Aralık akşamı kendi aramızda toplanıp davullarla hamamın önüne gittik, içeri girdik. Basın açıklamamızı yapıp dağıldık.

DEVLET BİZDEN ÖZÜR DİLEMELİ
Beyoğlu Ekipler Amiri Hortum Süleyman’ın iki dönemini, Pürtelaş ve Ülker Sokağı’nı yaşadım. Renk renk hortumları vardı. Dövmeden önce “Hangisini istiyorsun” diye soruyordu. Manukyan’ın genelevinde birçok arkadaşım gibi kaçak çalıştım. Ahlak Şubesi Müdürü Doğan Karakaplan, bize ördek dansı yaptırır, namaz kıldırırdı. Devletin bizden özür dilemesi lazım. Trenlere bindirilip Eskişehir’e yollanmadık mı, sahne yasağı konmadı mı? 25 yıl seks işçiliği yaptım. Devlet trans kadınlara seks işçiliğinden başka seçenek tanımıyor. Çok şükür emekli maaşım ve AB projesinden aldığım para sayesinde rahat yaşıyorum.

'NEFRET CİNAYETLERİ BÖYLE ARTIYOR'
Hamam işletmecisi Can Cenik, o akşam “Hatalı bir şey varsa ben özür dilerim” demişti. Geri adım attık, bekledik. Ama ertesi gün basına yaptığı açıklamalardan transfobi ile karşı karşıya olduğumuzu anladık. TCK’nın 122’inci maddesindeki ‘ayırımcılık suçu’ndan savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Nefret cinayetleri böyle artıyor. Sen beni ötekilersen, o beni yalnızlaştırırsa ben ne olacağım? Geçen yıl kafede servis yapılmayan trans arkadaşlarım, 122’inci maddeden açtıkları davayı kazandılar. Geçen yaz Gönen kaplıcalarından da çıkarıldık. Sırf trans birey olduğum için. Mahkemem devam ediyor.

MÜŞTERİ SEÇMEK HAKKIMIZ
Can Cenik (Galasaray Hamamı İşletmecisi)
Daha önce benzer sıkıntılar yaşadığımız için böyle bir karar aldık. Personele, müşterilere nahoş teklifler yapıldı. Bunların önüne geçmek için radikal kararlar aldık. Cinsiyet ayırımcılığı yaptığımızdan değil. Dışarıda onlarla sohbet de ederim, yemek de yerim. Ama işletmenin geleceğini düşünmek zorundayım. Bizim gibi kurumsal kimliği olan Cağaloğlu, Çemberlitaş, Süleymaniye hamamları da transları almıyor. Ağa Hamamı eskiden alıyordu ama maddi manevi sıkıntı yaşadığı için artık almıyor onları. Gece kulüpleri de kapıdan müşteri çeviriyor. Müşteri seçmek bizim en doğal hakkımız. Kurumsal kimliğimizden ödün vermeyeceğiz.

Gülden AYDIN / Fotoğraf: Levent KULU

Rubén Cortada photographed by Marcos Domingo

Murat Başoğlu: Seyfi Bey’le karı-koca gibiyiz!

$
0
0
İlk sinema filmi ‘Patron Mutlu Son İstiyor’un heyecanını yaşayan Murat Başoğlu, oyunculuğa ağırlık verdi.


 ‘Bay vücut’ olmak için çok çalıştınız mı?
Spor hayatımın bir parçası haline geldi. Dört yıldır çalışıyorum. Altı  aylık periyotlarla vücudumu şekillendirebiliyorum artık.

45 yaşında bu işi yapmak çok zor. Bir emek var, zaman ayırıyorsunuz, hatta o çalışma dönemlerinde şekeriniz, tansiyonunuz düşüyor, biraz gergin oluyorsunuz.

SEYFİ DURSUNOĞLU’YLA  KARI-KOCA GİBİYİZ

 Televizyon projeniz var mı?
Seyfi Bey’le (Dursunoğlu) bir proje hazırlıyoruz. Talk show tadında bir program yapacağız. Yoğunluğum biter bitmez o projeye başlayacağım.

 Seyfi Bey’le iyi anlaşıyor musunuz?
Onunla ilişkim, Hande’yle olan ilişkim gibi, karı-koca ilişkisi yani. Küsüyoruz, kavga ediyoruz, barışıyoruz, birlikte çok  eğleniyoruz. Seyfi Bey, çok özel bir insan. Onu tanımış  ve birlikte iş yapmış olmaktan  çok keyif aldım.

Senem Aydın - Milliyet

Arda ve Messi'den gecenin hareketi

$
0
0


La Liga'nın 19. haftasında Atletico Madrid, konuk ettiği Barcelona ile 0-0 berabere kaldı.

Atletico'da milli futbolcumuz Arda Turan, 90 dakika forma giydi. Barcelona'da ise maça yedek kulübesinde başlayan Lionel Messi, ikinci yarıda görev yaptı.

İŞTE O AN

Sakatlanan Iniesta’nın yerine oyuna dahil olan Messi ile Atletico'nun yıldızı Arda Turan, karşılaşma sonrası formalarını değiştirdi. Milli futbolcumuz, maçın ardından yaptığı açıklamada, "Messi bu dünyadan değil, o bir uzaylı. Benim için o dünya tarihinin en iyi oyuncusu" dedi.

Performansıyla alkış alan Ada Turan'a bir tebrik de sürpriz bir isimden geldi. Instagram'dan yıldız oyuncu ile yan yana oldukları bir fotoğrafı paylaşan Fenerbahçe 'nin eski kaptanı Alex de Souza, 'Arda, hep senin bir hayranın oldum, bir kez daha harika oynadın" yorumunda bulundu.

Radikal

Hira Tekindor

Meltem Cumbul: Gay olmayan birinin gay’i oynaması zordur, yumuşaması gerekir...

$
0
0

Hayatı deneyimleyebilmek için buradayız ‘Bent’ olağanüstü güzel bir oyun. Ve bu oyunla sen ilk yönetmenlik deneyimini gerçekleştirdin? Ne hissettin?
-Önce korktum çünkü yönetmenlik zor. Oyuncu olarak daha rahatsın. Yönetmenlikte bütüne hâkim olman gerekiyor. Bir de çocukların hepsi okuldan öğrencilerimdi. Onların çok iyi bir perfonmans sergilemelerini istedim. Sorumluluk hissettim.
Ama başardılar! Şahaneler! Oyunculukları üzerine çok çalıştık. Çünkü hiçbiri gay değil…
Gay olmayan birinin gay’i oynaması zor mudur?
-Hem de nasıl. Vücut ritmini bulabilmen için, belli bir dönem geçirmen gerekir. Bakış açısı keşfetmen gerekir. Yumuşaman gerekir. Bayağı çalıştık…
Oyun neyi anlatıyor?
-Faşist bir rejimin, insanları nasıl yaşayan ölü haline getirdiği, sonra da öldürdüğü. Buna direnmenin tek yolu da aşk.
Mesaj var mı bize?
-Olmaz mı? Hepimize var! Karşı çık, yaşamda olduğunu idrak et ve bunu hatırlat!
Hangi gerekçeyle bu oyunu seçtin?
-Hani bu gençler, “Kahrolsun bağzı şeyler!” diyorlar ya, işte o hali deneyimlemelerini istedim.

Ayşe Arman - Hürriyet

http://www.hurriyet.com.tr/magazin/haber/25547510.asp

Tabiat bizi her dürttüğünde gidelim mi?

$
0
0

Düşünen, konuşan, bir başka canlıyı eğitip kendi boyunduruğu altına alabilen, boyunduruğu altına aldığı canlıyla dost olabilen, en sevdiğine küsebilen, kırılan, mutlu olan, yaşadığı mutlulukla ağlayabilen, yegâne varlık canımın içi insanın, dünya tarihi boyunca sadece
26 gün birbirini katletmeden durabildiğini biliyor muydunuz?
Doğada anne çita, yavrusunun gelişimi ve kendisinden ayrıldıktan sonra hayatta kalabilmesi adına, zamanı geldiğinde ona canlı yemler getirir. Yavru yakalanan o canlı yemle önce bir süre oynar, daha sonra pençeleriyle onu nasıl devirebileceğini öğrenir, iç güdüsel olarak sonunda yakalanan yemin boğazını ısırır, onu nefessiz bırakarak kendine besin yapar.
İnsanoğlunun ‘vahşi’ olarak adlandırdığı bu tür hayvanlar, çok acıkmadıkları sürece avlanmazlar. Bir kafes ardında bile görsek ‘vahşiliklerinden’ ürperdiğimiz timsah ya da metrelerce uzunluktaki anakonda yılanı aylarca avlanmazlar. Bu ‘vahşilik’
tabiatın kanunudur…
Yeryüzünde kendi ırkını besin olarak tüketen insanlar vardır. Bunlar ‘ilkel’ adıyla bilinen yamyamlardır… İlaçlarını, silahlarını, alet edevatlarını doğadan temin ederler. Ama ‘ilkeldirler’.
Peki,  kendi ırkıyla beslenmeyen medeni insan niye öldürür?

ÖKLİT ÇALIŞAN SELAHADDİN

Orta öğrenimdeki bilgilerimizi tazeleyelim, okula gideriz, genelde çarşamba günleri tarih dersinde bir aksilik olur, Haçlı ordusu toplanır, Hıristiyanlar, Müslümanları kutsal yerlerden çıkarmak ister; Müslümanlar, “Vay efendim sen dağdan gelip bağdakini mi kovuyorsun?” der, birbirlerini öldürürler…
Selahaddin, dünyaya gelir, ömrünün pek çoğunu kılıçla değil, tüy kalemle geçirir; Öklit Geometrisi üzerine çalışır, çözümü imkânsız problemleri çözmekle uğraşır, sonra bir şeyler olur Hıristiyanlar için kutsal olan topraklara saldırır, fetih gerçekleşir, insanlar ölür…
Zaman geçer, düzen bozulur, artık ne oynanan tavlanın ne de içilen kahvenin eski tadı vardır. Öyle ki dinler bile kendi içinde mezheplere ayrılır, kendi dinine inansa bile, kendi mezhebine inanmadığı için birbirlerini öldürürler, soykırımlar yaparlar, katlederler ama medenidirler, öldürdükten sonra birbirinin etlerini yemezler, bunu daha önceki ünitede görmüştük; ilkel kabilelerde insan eti yenir.
Lidyalılar parayı bulur, Karadenizliler hamsiyi… Bursaspor şampiyon olur; ki İskender kebabı bundan çok önce bulunmuştur, Japonlar otomotivde gelişir, modanın merkezi Milano’dur, Salı
Pazarı’nda Çin’in övünmemesi gereken
bir ünü vardır…
Birbirinin etini yemeyen medeni insanların ekonomiyle dertleri olgunlaşır ve birbirini öldürmeleri için gereken
bahane çok geçmeden bulunur; ‘adını hammadde koydum’…
Yollarda, viyadüklerde, çevresine göre alçakta kalan düzlüklerde buluşulur, bir iş, bir oluş, bir hareket bildirilir, güzel güzel ölünür, öldürülür.
Medeniyetle beraber silahların huyu suyu da değişir, kimyasal kullanılır, bir düğmeye basılır milyonlar ölür. Yeryüzü ölür, toprak ölür, ağaç ölür, papatya ölür, krizantem ölür, kasımpatı ölür
Ondan geriye doğru sayılır, ‘üç iki bir’ ve uzay çağına girilir, uzay çağına girilen ilk saniyelerde yüksek seslerle bağırılır, yanındakine sarılır, öpülür, kucaklanır, bu çağda henüz insanın hayatta kalabilmesi için gerçekleştireceği su savaşları çıkmamıştır, doğa insana karşı henüz direnmektedir, vahşi dediklerimiz direnmektedir, yeryüzünün bilmediğimiz coğrafyasında, bilmediğimiz kimlikler direnmektedir, sokak hayvanları direnmektedir, çimenler direnmektedir..
Bütün bunlar göz önüne alındığında vardığım sonuç, insan henüz vahşi hayvan bile olamamıştır.
Doğa bizi çağırmaktadır.
Fakat tabiat bizi her dürttüğünde gidersek nerede kalır bizim insanlığımız?

Hakan Yufkacıgil - Akşam

FIFA, eşcinsel futbolcuları destekliyor

$
0
0
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA), eşcinsel olduğunu açıklayan Alman futbol milli takımı eski futbolcusu Thomas Hitzlsperger'e destek verdi.

FIFA'nın internet sitesindeki açıklamada, FIFA ve FIFA Başkanı Sepp Blatter'ın, geçen sene futbolu bırakan Hitzlsperger'in eşcinsel olduğunu açıklama kararını destekledikleri ifade edildi.

Açıklamada "Maalesef, önyargılar futbolda hala var. FIFA bunların üstesinden gelmek için çok çalışıyor ve Thomas'ın açıklamasının, futbolu ve ötesini anlamada büyük cesaret vereceğini umuyor" ifadeleri yer aldı.

FIFA'nın uzun yıllar boyunca, ayrımcılığa karşı keskin bir duruş sergilediği belirtilen açıklamada, cinsel eğilimin de bunlar arasında olduğu belirtildi. FIFA Kongesi'nde alınan "Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Savaş" kararı da bu duruşu sağlamlaştırdığı ifade edildi.

Futbolu geçen yıl 31 yaşındayken bırakan Hitzlsperger, Stuttgart, Aston Villa, Lazio, West Ham United, Wolfsburg ve Everton kulüplerinde forma giydi.

 Cumhuriyet

Kamerun'da "Düşünce Suçlusu" Eşcinsel Öldü

$
0
0
Kamerun'da bir erkeğe aşk mesajı gönderdiği için üç yıl hapis cezasına çarptırılan eşcinsel Roger Jean-Claude Mbede'nin öldüğü bildirildi.
Mbede'nin avukatı Alice Nkom, fıtık tedavisi gördüğü hastaneden ailesi tarafından evine getirilen 34 yaşındaki müvekkilinin önceki gün yaşamını yitirdiğini belirtti. Ailesinin bir "lanet" olarak gördüğü Mbede, birkaç gündür yemek yemiyor ve su içmiyordu.
Roger Jean-Claude Mbede, bir erkeğe cep telefonundan aşk mesajı gönderdiği için Mart 2011'de aynı cinsle ilişki kurmaya ceza getiren yasayı ihlal etmekle suçlanmış ve üç yıl hapse mahkum edilmişti. Mbede, sağlık nedeniyle Temmuz 2012'de salıverilmiş ve hayatını gizlenerek sürdürmüştü.
Uluslararası Af Örgütü, Mbede'yi "düşünce suçlusu" olarak nitelendirmişti.
Kamerun'da yasa, aynı cinsiyete sahip kişilerle cinsel ilişkide bulunanlara altı aydan beş yıla hapis ve para cezası getiriyor.
Muhabir: Şeyma Tahan
Yayınlayan: Tuğrul Çam

http://www.platinhaber.com/kamerun39da-dusunce-suclusu-escinsel-oldu-245782h.htm

Dolce - Gabbana Men's Fall/Winter 2014-2015

2013'te 1235 İşçi Öldü

$
0
0
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'ne göre 2013'te 1235 işçi yaşamını yitirdi. 103'ü kadın 1132'ü erkek, 59’u çocuk, 22’si göçmendi. Ölüm en çok inşaat sektöründe yaşandı. Ancak işçilerin çoğu yollarda öldü.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin yazılı, görsel, dijital basın ve emek-meslek örgütleri ve işçilerden gelen bilgiler doğrultusunda 2013 yılında en az 1235 işçi yaşamını yitirdi.
Rapora göre ölen işçilerden 103'ü kadın 1132'ü erkek işçiydi. İşçilerden 59’u çocuktu, 22’si göçmendi.
Şehirde İstanbul başı çekerken, en çok ölüm inşaat sektöründe yaşandı. Ancak ölüm nedenlerinde trafik kazası başı çekti, 433 işçi yollarda öldü. Mayıs ayıyla birlikte mevsimlik işçilik artmaya başladığı için ölümler de bu aydan itibaren artmaya başladı.
59 çocuk işçi

Yaşa göre dağılım şöyle:
14 yaş ve altında 18 çocuk işçi; 15-17 yaş arasında 41 çocuk/genç işçi; 18-27 yaş arasında 249 işçi; 28-50 yaş arasında 594 işçi; 51 yaş ve üstünde 189 işçi ve yaşı bilinmeyen 144 işçi.

Nilay VARDAR
İstanbul - BİA Haber Merkezi

http://www.bianet.org/bianet/toplum/152773-2013-te-1235-isci-oldu
http://www.bianet.org/bianet/cocuk/152779-2013-te-en-fazla-cocuk-isci-olumu-tarim-sektorunde-yasandi

Bülent Ersoy türban takıp ilahi okudu

$
0
0
Bülent Ersoy, Mevlid Kandili'ne denk gelen dün geceki TV programına türban takarak çıktı. 

Ersoy, semazenlerin eşliğinde ilahiler söyledi. Programın bir bölümünde de konuk şarkıcı Umut Zen Fethullah Gülen'in şiirinden bestelenen Hüzünlü Gurbet adlı şarkıyı seslendirdi. Bülent Ersoy'un da oturuduğu masada eşlik ettiği görüldü.

Türkücü Latif Doğan ve İntizar’ın konuk olduğu programa çıkan Ersoy’un tesettürlü hali, Twitter ’da gecenin konusu oldu..

Sosyal medyada çok konuşulan Ersoy, programını semazen gösterileri ile açtı, 'Tela Al Bedru Aleyna' adlı ilahiyi okudu.

Radikal

Osmanlı’da Eşcinsellik ve Divan Edebiyatı

$
0
0
KADIN KILIĞINA GİRMİŞ RAKS EDEN OĞLANLAR...

Zene rağbet eder mi akil olan
Tabı Ali civana maildir.
(Kadına rağbet eder mi akil olan?
Ali’nin doğası oğlana meyleder.)
Gelibolulu Ali

Türk psikiyatrisinin kurucusu Ord. Prof. Mazhar Osman Usman (1884-1951) ın öğrencisi olan Prof. Dr. Ayhan Songar (1926-1997) cinsel patolojiyi incelerken, Osmanlı Saray Edebiyatı ve Divan şiirinden örnekler verir. Songar, Osmanlı Sarayındaki "içoğlanı" kurumunun sübyancılık ve oğlancılığın en somut örneklerinden biri olduğuna vurgu yapar. Songar’ın belirttiği üzere, Sarayın oğlan gereksinimini karşılamak üzere özellikle Sakız adasında edilgen eşcinseller yetiştirilirmiş. Oğlan çocuğunu bu iş için yetiştiren ve geçimlerini bu yolla sağlayan aileler, önce çeşitli kateterleri çocuğun anüsüne sokmak suretiyle onu alıştırır, daha sonra aile bireylerince anal ilişki (fiili livata) bizzat uygulanır ve sonunda oğlan istenilen kıvama gelince, altın karşılığında Saraya satılırmış. Ayrıntıları Ayhan Songar’ın “Psikiyatri” adlı eserinin “Seksüel Patoloji” bölümünde bulabilirsiniz. (Psikiyatri, Prof. Dr. Ayhan Songar, Seksüel Patoloji, s: 345, Gül Matbaası, 1971)

Klasik psikiyatride homoseksüellik (eşcinsellik), pederasti (oğlancılık) ve pedofil (sübyancılık) üç ayrı psikoseksüel sapkınlıktır. Modern psikiyatri bunları psikoseksüel hastalıklar olarak görür.

Yetişkinlerin erkek çocuklara karşı duydukları cinsel ilgi pederasti, küçük erkek ve kız çocuklarına karşı duyulan cinsel ilgi ise pedofili olarak tanımlanır. Pedofil ve pederastların çoğu genelde erkektir. İster sapkınlık, ister sapıklık, ister hastalık olsun, çağdaş toplumda eşcinsellik belli bir yere kadar hoş görülse de çocukların cinsel istismarına yönelik pederasti ve pedofili kesinlikle kabul görmez ve yasalara göre suçtur.

Ancak, feodal ve köleci toplum anlayışı üzerine kurulmuş olan Osmanlı İmparatorluğunun tarihine baktığımızda belli bir dönemde pederasti ve pedofilinin özellikle Saray çevresinde bir hayli beğeni kazandığını görmekteyiz. Şark-İslam geleneğinde erkek  adam(!)  için "edilgen eşcinsellik" pek hoş karşılanmasa da, "etken eşcinsellik", yani, oğlancılık, kulamparalık ve  zoofili (hayvanla cinsel ilişki) belli çevrelerde ve kırsal kesimde kabul görmüştür.  (Kulampara < gulam="" pare="oğlan" parçası,="" anlamına="">

Oğlanlara düşkünlüğün  (özellikle XIV-XVIII. Yüzyıl) Osmanlı kültüründe  onay görmesi ve Saray çevresinde çok revaçta olması nedeniyle eşcinsel-pederastik-erotik bir edebiyat -Divan Edebiyatı- gelişmiştir. Divan şairlerinin cennette hizmet eden, sakilik yapan, “saklı inciler”e benzetilen “gılman” (gulam’ın çoğulu) tasvirlerinden esinlenerek pederastik içerikli dizelere veya tümüyle pederastik şiirlere yer verdikleri görülmektedir.

Hemen hemen tüm Divan şairlerinin kullandığı oğlancılık ve eşcinsellikle ilintili Hamamnamelerde,  hamam alemlerinden, oradaki yakışıklı gençlerden ve her tür hizmet sunan hamam oğlanlarından söz edilir. Şehrengizler,  başta başkent İstanbul olmak üzere, büyük kentlerin eğlence yerlerini ve güzellerini anlatır. Erkekler erotik bir şekilde övülür. Mesihi’nin "Medhi Cüvânânı Edirne" (Edirne'nin Oğlanlarına Övgü) adlı şehrengizi ünlüdür.

Enderunlu Fazıl Bey'in "Hubabname"si çeşitli uluslardan delikanlıların cinsel özelliklerini şiirsel bir dille anlatır. "Defteri Aşk" adlı eseri eşcinsel aşkla ilgilidir. "Çenginame"si XVIII.  yüzyıl İstanbul’unun erkek dansçılarını anlatır. Divanı da eşcinsel,  pederastik temalı şiirlerle doludur.

DİVAN EDEBİYATINDA PEDERASTİK ŞİFRELER

İlk bakışta bir kadın sevgiliye yazılmış gibi görünen Divan şiiri mercek altına alındığında dizelerde sözü edilen sevgilinin erkek veya oğlan olduğu anlaşılır. Divan edebiyatının kendine özgü pederastik şifreleri, sözcükleri, simgeleri, benzetmeleri vardır. Divan şairleri bu şifreli sözcükleri gerektiğinde kullanırlar. Divan şiirini çözümlemeye yardımcı olacak jargonun bazı şifreler şunlardır:

Civan: Genç, taze delikanlı, oğlan anlamına gelen Farsça bir sözcüktür. "Cüvan" ve "nevcivan"şeklinde de kullanılır. Şiirlerdeki civan heveskârdır, eğlenceye düşkündür, aşırı ateşlidir, yeni açılmaya başladığı için de mahcup ve ürkektir.

Hat: Gençlerin yanağında çıkan ince tüy, ayva tüyü anlamına gelir. Kelime "yazı" anlamına da geldiğinden  yazıya benzetilen tüyler "yanak sayfası" betimiyle kullanılır.

Hal:  Oğlanın vücudunun çeşitli yerlerinde bulunan  "benek ve benler" için kullanılır.

Hub: Güzel, günah; “huban”: erkek ve kadın güzeller, anlamlarına gelir. Hat ile eşanlamlı olarak kullanılır.

Yusuf: Tevrat ve Kuran’da adı geçen Yusuf Peygamber şairlerin erkek güzellerini betimlemekte kullandıkları bir simgedir.

Serv: Servi ağacı, erkek sevgilinin uzun boylu olduğuna işaret eder.

Ruh, rüh:  Bu sözcük Farsçada "yanak" anlamına da gelir. Ruhi al: pembe yanak, al yanak; ruhi zerd: sarı, solgun yanak anlamındadır.

ŞİİRLERDEN SEÇMELER

Henüz ergenlik aşamasına gelmemiş, sesi kalınmamış, sakalı ve bıyığı çıkmamış, yani “erkek” olmamış olan oğlanlar Divan şairleri gözünde nazlı kızlar gibidir:

"Kızoğlan kızı nâzın, şehlevend âvâzı âvâzın,

Belâsın ben de bilmem, kız mısın, oğlan mısın kâfir."

(Nazlanman kızoğlan kız gibi, haykırman güzel delikanlı gibi

Belasın ben de bilmem, kız mısın oğlan mısın kafir)

Nedim

Ya da, oğlanların ateşli bir Rum dilberinden farkları yoktur:

"Dilde bu âteşi yakan mahdum

Tıflı nevres henüz dahi masûm

Görünür gerçi sûretâ mazlûm

Hâli Hindûsu lîk âfeti Rûm

Yaktı gönlümde nârı Bû Leheb'i

On üç on dört yaşında bir Çelebi."

(Dilde bu ateşi yakan oğul,

Daha yeni yetişmiş bir masumdur.

Görünüşte uysaldır ama

Hint beniyle bir Rum afeti gibidir.

Gönlümde Ebu Leheb'in ateşini yaktı

On üç on dört yaşında bir Çelebi.)

Sükkerî

Oğlan çocuğu yaşı ilerleyip ergenlik başlayınca, sakal ve bıyıklar çıkmaya başlayınca herşey mahvolur, pederastik hayaller de yıkılır:

"Sakalın geldi vü mahvoldu zülfün

Demişler hata bâkî, ömre fânî.”

 (Sakalın çıktı ve zülüflerin mahvoldu.

Demişler sakal kalıcı, ömür geçici

Mesîhî

Oğlanların tüyleri ergenlik zamanı gelişip sakal ve bıyığa dönüşünce, onlar artık sevgili olmaktan çıkar ve güzelliklerini kaybederler:

"Meydânı ruhi yarda oynar iken dil

Hattı erişip dedi bunun bitti sakalı

Veren ruhuna zîb ü bahâ hâl ü hatındır

K'onlardır eden hüsn metâını bahâlı."

(Sevgilinin yanak meydanında dil oynarken,

Ayva tüyleri büyüyüp dedi bunun sakalı çıktı.

Yanağını süsleyen ben ve tüylerindi

Senin güzel malını değerli kılan onlardı.)

Mesîhî

Erol İrdelme - Milliyet

Zeki Müren: İcap ederse bir tek yaprakla sahneye çıkarım.

$
0
0
“Sanatçı Zeki Müren mini ve maksi etekle sahneye çıkmasının bazı çevrelerde büyük tepki yaratması üzerine ‘İcap ederse günün birinde dünya çapındaki bir revüde Adem ile Havva’nın ‘Adem’ini temsil eder bir tek yaprakla sahneye çıkarım. Bu biraz cesaret işidir,’ demiştir. Zeki Müren’in bu konudaki yazısı:


1. Yıllar önce sahneye çıktığım ilk sezonda papyonuma işlettiğim bir tek inci ve giydiğim bordo renkli smokin için neler yazılmış neler söylenmişti… Hâlbuki bugün?
2. Artist sahnede her şey yapabilir… Ben yeniliklerimi caddede tatbik etmiyorum ki…
3. Futbolcular maça pijama ile mi çıkıyorlar? Boksörler ringde tulum mu giyiyorlar? Pehlivanlarımız mayo ile güreşmiyorlar mı? Judo veya barfiks yapanların veya trapezcilerin suspansuarlarına sözümüz var mı? Zeybeklerimizin kıyafetinde diz kapakları kapalı mı?
4. Cinsilatif dediğimiz cici hanımlarımızın süper mini modasına uyduğu son yıllarda benim, eski Romalılardan, gladyatörlerden, Antuan’dan, Sezar’dan modernize ettiğim bir kıyafeti giymeye neden hakkım olmasın?
5. Pek çok hanım sanatçının göbek ve göğüslerinin ve mevzun bacaklarının teşhir edildiği sahnelerde benim lame çizmemin üstünden bir karış fazla görünen sarı tüylü bacağımın sözü olur mu? İyi ki oldu… İnsan estetiğine güvenemediği yerini açabilir mi?

Rusya'dan Eurovision'a "travesti" tepkisi

$
0
0
Türkiye’den sonra Rusya’nın da Eurovision Şarkı Yarışması’na sırt çevirebileceği belirtiliyor. Rusyalı insan hakları savunucuları, Avusturyalı travesti şarkıcı Conchita Wurst’ın yarışmaya kabul edilmesi nedeniyle Rusya’nın Eurovision’a katılmaktan vazgeçmesi çağrısında bulunuyor.

Rus ajanslarının bildirdiğine göre, insan hakları uzmanları, sahneye kadın elbiseleri ile ve sakallı halde çıkan Avusturyalı şarkıcının çocukların psikolojisine olumsuz etkide bulunabileceğini savunuyor.

Daha önce Belarus, Wurst nedeniyle bu yıl Eurovision’un TV’de gösteriminin yasaklanması talebinde bulunmuştu.

10 Mayıs tarihinde Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da düzenlenecek 2014 Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmaktan Türkiye’nin de dahil olduğu 14 ülke vazgeçmişti.

http://turkrus.com/

Evrenin en eski görüntüleri

$
0
0
Hubble uzay teleskobu, yaklaşık 14 milyar yaşında olduğu hesaplanan
evrenin ortaya çıktığı Büyük Patlama'dan 600 milyon yıl sonraki halini görüntülemeyi başardı

Bugüne kadar elde edilmiş en eski galaksi görüntüleri, Hubble'a yeni yerleştirilen geniş alan kamerası sayesinde görüntülendi. Yazın alındığı belirtilen görüntülerde bir kaç bin galaksi bulunuyor.

Görüntülenen galaksiler, 13 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Bu görüntü, Hubble'un 2004 yılında taramış olduğu bir bölgeye yeniden odaklanılması ile alındı. Yeni yerleştirilen kameranın kızıl ötesi kanalı sayesinde böylece, evrenin ulaşılabilmiş en derin mesafeleri görüntülenebildi.

Vatan

‘Bilgilendirme Dosyası-10 Eşcinsellik’

$
0
0
Derneğimizce hazırlanan ‘Bilgilendirme Dosyası-10 Eşcinsellik’ yayını hazırlanmış olup satışa sunulmuştur.

‘Bilgilendirme Dosyası-10 Eşcinsellik’ toplumun, sağlık profesyonelleri ve diğer meslek gruplarının cinsel yönelimi ile ilgili bilgilenmesi amacı ile eşcinsellik başlığı altında hazırlanmıştır.

Adet Ücreti : 10 TL (KDV dahil) Satın almak istendiği takdirde CETAD ile iletişime geçilebilir. İletişim Bilgileri : 0212 219 59 54 & 0535 309 40 17

Ödeme elden nakit olarak veya ilk iletişimde iletilecek hesap numarasına yapılabilir. Kargo ile teslimat istendiği takdirde, kargo ücreti alıcıya aittir.

BATMAN'DA İLK KEZ ‘EŞCİNSELLİK’ PANELİ DÜZENLENDİ

$
0
0
Eğitim-Sen Batman Şubesi, hafta sonu Belediye Konferans Salonunda “Cinsel yönelim ve Cinsiyet Kimliği Yaşayan Öğrenciler” konulu panel düzenledi.
Panele, eşcinsel hareketi aktivistleri ve eğitimciler katıldı. Batmanda ilk kez düzenlenen ve adını Gezi olaylarından sonra duyuran ‘LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) aktivisti Kaos Gey Derneği üyesi Remzi Altunpolat ve Psikolojik Danışman Berna Savcı, cinsel eğilim ve tercihleri konusunda Eğitim-Sen üyeleriyle bilgi alışverişinde bulundu.
‘İBNELİK BİR KİMLİKTİR!..’
Batmanda ilk kez böyle bir etkinliğin yapılmasını anlamlı bulduklarını belirten Kaos Gey Derneği üyesi Remzi Altunpolat, “Kürdistan’da ve özellikle Batmanda böyle bir panelin düzenlenmesi oldukça anlamlıdır. Yerel ve bölgesel alanda cinsel tercih kimlikleri genelde küfür olarak söylenir. Örneği ‘İbne’ bir küfür olarak söylenir. Ancak İbnelik denilen söylem bir cinsel tercih ve cinsel kimliktir. Kaos Gay Derneği olarak Eğitim-Sen ile bu tür etkinlikleri düzenliyoruz. LGBT öğrencilerle iletişim konusu oldukça önemli. Ayrıca LGBT hareketi olarak cinsel özgürlüğü ve çeşitliliğini savunuyoruz” dedi.
Psikolojik Danışman Berna Savcı ise panelde cinsel kimlikleri nedeniyle LGBT öğrencileri ile veya aileleri ile iletişim hakkında soru-cevaplı bilgiler sundu.

http://www.batmangazetesi.com/

Tommy Spence By Thomas Synnamon!

Kullanıcılar şokta: YouTube kapatıldı mı

$
0
0
YouTube'a mahkeme yasağı şoku

Bir süre önce Vimeo’nun mahkeme kararıyla kapatılmasının ardından bu kez de YouTube’a girmeye çalışan kullanıcılar ‘Bu site mahkeme kararıyla engellenmiştir’ uyarısıyla karşılaşıyor ve siteye erişim sağlayamıyor.

Günler önce Vimeo mahkeme kararıyla kapatılmış; ancak aynı günün akşamı tekrar erişime açılmıştı. Çok geçmeden bu kez de kullanıcılar bir şok daha yaşadı. TurkNet ve UyduNet üzerinden YouTube’a girmeye çalışan kullanıcılar siteye erişim sağlayamadı ve karşılarında ‘Bu Siteye Erişim Mahkeme Kararı ile Engellenmiştir!!!’ uyarısını gördü.

YOUTUBE TURKNET’TE KAPALI

Twitter’da kullanıcıların şikayetlerinin artması üzerine önce TurkNet’in çağrı merkezine ulaştık. TurkNet çağrı merkezinin konuyla ilgili yaptığı açıklamada sitenin mahkeme kararıyla yasaklı olduğu, bazı TurkNet kullanıcılarının hala YouTube’a girebildiği; ancak iki hafta içinde tüm kullanıcıların YouTube’a olan erişiminin kapatılacağı kaydedildi.

UyduNet’in çağrı merkezinden ise daha farklı bir açıklama geldi. Mahkeme kararının gün içinde alındığını ve gün sonuna doğru yasağın kalktığını dile getiren çağrı merkezi yetkilileri YouTube’a gün içinde erişimin sağlanamadığını doğrularken, akşam saatlerinde erişim probleminin ortadan kalktığını dile getirdi.

TTNET VE SUPERONLINE'DA SORUN YOK

TTNET ve SuperOnline’a ise henüz böyle bir mahkeme kararı ulaşmış değil ve YouTube’a bu servis sağlayıcıları kullananlar erişebiliyor.

Hürriyet
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live


<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>