Röportaj: Bünyamin TOKMAK
Fotoğraflar ve görüntü: Semih ERSÖZLER
Antalya Ajans
Hep farklı gözle baktık onlara...
Yadırgadik, ayıpladık, öteledik.
Kimi zaman dövdük ve hatta öldürdük.
Kendisine verilen nüfus cüzdanının rengine itiraz edenlerden söz ediyorum.
Onlar kendilerini, cinsel yönelimlerini, cinsel kimliklerini farklı adlandırıyor.
Annesi-babası daha doğduğunda bacaklarının arasındaki üreme organına bakarak, onlara mavi renkli nüfus cüzdanı çıkarttılar, mavi renkli kıyafetler giydirdiler, azıcık büyüdüğünde oyuncak olarak kamyon, araba aldılar.
Bunları yaparken de onlara sormadılar tercihlerini. Çünkü küçüktüler, isteklerini dile getiremezlerdi.
Belki pembe renkli zıbın giymek; kamyon yerine bebekle oynamak isteyeceklerdi.
Daha henüz doğduğunda ya da küçücük bir çocukken söyleyemedikleri tercihlerini kimi zaman 10-12, kimi zaman daha ileri yaşlarda dile getirdiler veya ölünceye dek içlerinde yaşattıkları kimliklerini açığa çıkartamadılar.
Sonuçta, toplumda farklı bir kimlikle aramızda olan ama belki iş hayatında pek fazla göremediğimiz transseksüeller ya da trans kadınlar var.
Bir çoğu, başka iş yapmalarına imkan verilmediğinden fuhuş sektörüne yöneldi. Mesleklerini "Seks işçisi" olarak sürdürdü.
Ancak kimileri, cinsel yönelimlerini de açıkça ortaya koyarak, diğer insanlar gibi sıradan işleri yapmayı denedi, zorladı ve başardı.,
Elbette sayıları çok değil.
Antalya'da bunu başaran ve kendi ifadesine göre, "İlk trans kadın esnaf" olan ve sonradan kendisine yakıştırdığı isimle Deniz Beray ile "ekmek teknesi" dükkanında konuştuk.
Deniz Beray, taa küçüklükten beri kendisini "erkek" hissetmiyor. 14 yaşındayken bu durumu ailesine açıklıyor, 20 yaşından sonra vücudunda değişimler başlıyor. Son olarak 6 ay kadar önce göğüslerine silikon taktırıyor. 3 bin 500 TL'ye malolan bu ameliyat için annesi bileziğini satarak, kendisine maddi destek sağlıyor. Deniz Beray, asıl "büyük ameliyat"ını uzun sürecek (2 yıl kadar) hukuki ve sağlık süreçleri yüzünden yaptıramıyor.
Adanalı Deniz Beray bugünlerde hayli heyecanlı. Adana'daki kızkardeşi 3-4 yaşındaki çocuklarıyla ziyaretine gelecek. Bugüne kadar kendisine hep"Dayı" diye hitab eden yeğenlerinin, ameliyatlardan sonra değişen vücudunu görünce kendisine nasıl tepki vereceklerini merak ediyor. Ama artık kız kardeşine, "Çocuklara söyle; bana 'Dayı' değil artık 'teyze' desinler" demeyi düşünüyor.
İşte "Dayı"lıktan "Teyze"liğe terfi eden Deniz Beray ile sohbetimizden satırlar.
Bünyamin Tokmak: Deniz; kimsin sen?
Deniz Beray: Aslen Adanalıyım. 34 yaşındayım. 5 Kardeşiz. Annem ev hanımı. Babam emekli. 11 yaşında kadın kuaförüne çırak olarak girdim. Mesleğimi devam ettirdim. Çok şükür şimdi bir işyeri sahibiyim.
Bünyamin Tokmak: Kendinizi cinsel kimlik bakımından nasıl tanımlıyorsunuz?
Deniz Beray: 11 yaşından beri kadın kuaförlüğü yapıyorum ve zaman zaman çok sıkıntılar çektim, haddinden fazla. Toplumda dışlanmalar yaşadım. Ailemi de çok etkiledi bu durum. Yavaş yavaş alıştılar, kendimi kabullendirdim. Ama hiç bir zaman cinsel tercihimden dolayı pişmanlık yaşamadım. Toplumun hor gördüğü, bizi dışladığı bir ortamda mesleğimi devam ettirebilmek benim için gurur verici bir şey. İsterdim ki, diğer trans arkadaşlar da benim kadar şanslı olsalardı. İnsanlar onları dışlamasaydı. Ben şu anda, ailemin de desteğiyle istediğim hayatı yaşıyorum ve bundan memnunum.
Bünyamin Tokmak: Kadın kuaförü dükkanını ne zaman açtınız?
Deniz Beray: Daha nöce Adana'da ilk kuaför salonumu açtım. Bir 10 yıl sürdü. Sonra Antalya'ya gelme kararı aldım. Burada 5 kadar yıl 3 farklı iş yerinde çalıştım. 1 yıl önce de kendi salonumu açmaya karar verdim.
Bünyamin Tokmak: Cinsel kimliğinizden ötürü ne zorluklar yaşadınız?
Deniz Beray: Cinsel kimliğimden dolayı çok zorluklar yaşadım. Çünkü bu benim tercihimdi. Bu, doğuştan gelen bir şey ve buna tek başına hükmedemezsiniz.
Gittiğim yerlerden çok kovuldum. Kendi işimi, kadın kuaförlüğünü yapmak istedim sadece. Gittiğim yerlerde o baskıyı görmek, insanların dışlamaları, hor görmeleri, iş vermemeleri çok ağır bir şey. Çaba gösterdim ve bir karar verdim. Ben Deniz'im, kuaförlük mesleğine devam edeceğim ve başka hiç bir şekilde hiç kimsenin baskısı altında, onların istediklerini vermeyeceğim. Çabaladım, kendi savaşımı verdim ve o savaşı kazanmak istedim. Her gelen zorluğa, engele göğüs gerdim. Aslında bir trans kadının seks objesi olarak değil de, istedikten sonra neler yapabileceklerini göstermek istedim. Aslında görmek isteseler zaten trans arkadaşlarımın o kadar kaliteli, eğitimli ve iyi insanlar olduklarını görecekler ki, Bunu görmeleri gerekiyor. Toplumda travesti dediğin zaman tehlikeli insanlar ve seks objesi olarak görüyorlar. Aslında o kadar çok yüksek okul bitiren o kadar çok trans arkadaşım var ki, bunlara iş imkanı verilse zaten şu durumda her şey daha iyi olurdu. İnsanların translara, travestilere önyargısı olmaması gerekiyor. İzin verseler translar ve travestiler çok başarılı olurlar.
Bünyamin Tokmak: 11 yaşında çırak olarak girdiğin kuaförde senin cinsel yönelimini fark ettiler mi?
Deniz Beray: Fark ettiler. Ben 14 yaşında aileme cinsel yönelimimi açıkladım. Ben artık trans bireyim dedim. Beni böyle kabul ederseniz kabul edin dedim. Bunun dışında geri dönüşüm yoktu zaten. Çocukken 5-6 yaşında elbise giyerdim, annemin rujlarını sürerdim, bebeklerle oynardım. Hiç bir zaman erkek kimliğine bürünmek istemedim. Hiç bir zaman erkek kimliğini kabul edemedim. 14 yaşında cinsel kimliğimi söylemek zorunda kaldım. Çünkü bunun gizli kalmaması gerekiyordu. Psikolojik çöküntü olarak bana ağır geliyordu. Bir kadınım ama görüntü olarak erkeksiyim. O zaman ben Deniz'im dedim. Başka alternatifim yok. Bundan sonra hayatıma Deniz olarak devam edeceğim ve mesleğimi sürdüreceğim. Kuaför olarak hayatıma devam edeceğim dedim. Başka şekilde insanların baskısı, toplumdaki dışlamalar, horgörmeler beni durduramadı.
Bünyamin Tokmak: Peki ailen nasıl karşıladı bu durumu?
Deniz Beray: Biz Adana'da kenar mahallede yaşıyoruz. Adana'nın insanları tutucudur. Bir yandan kendi hayatımı düşünürken, ailemi de düşünmek zorundayım. Çünkü aileme zarar vermek istemedim. İstemediğim için de yurdumdan gitmeye karar verdim. Kendi bedenimdeki değişimleri gördüğüm zaman çok mutlu oluyorum. Ama ailem, bendeki değişimleri gördüklerinde, her defasında canları yanıyordu.
Şunu söyleyeyim: Ailemin tepkisi çok oldu. Çevrelerinden ötürü çekindiler, "Ne yapacağız, ne edeceğiz" falan diye düşündüler. Ben pes etmedim. Psikiyatristler, psikologlar, doktorlar, tahliller falan derken 20 yaşıma geldiğimde tamamen kabullendiler. O süreç çok uzun bir süreçti. Zaten ilk kadınlık raporumu 20 yaşımdayken aldım. Yüzde 70 oranında kadınlık hormonum olduğu saptandı. O şekilde kabullendiler.
Antalya'ya geldikten bir süre sonra tedavilerime başladım. Artık kimlik değiştireceğim ve ameliyatlarımın tek tek olması gerektiğini aileme açıkladığımda, aramızda 1 yıl kadar yeniden bir soğukluk oldu. Kabullenemediler. Aynı sıkıntıları, zorlukları tekrar yaşadık. Fakat yapabilecek bir şey yok. Benim amacım belliydi. Kimliğimi değiştirmem, işimi yapmam gerekiyordu. Bir şekilde kabullendiler. Sonra tedavilerim başladı. Hormon tedavisi, fizik tedavisi...
Yaklaşık 2 yıldır ailemle ilişkilerimle çok çok iyi. Artık bir şeylerin sonuna gelindiğini biliyorlar ve tamamen bir değişim olacağını kabullendiler. Çok şükür artık ailemle ve çevremle bir sıkıntı yaşamıyorum.
Bünyamin Tokmak: Çıraklık ve kalfalık döneminde çalışma arkadaşların ve patronlarınla diyalogların nasıldı?
Deniz Beray: Çok iyiydi. Beni bir erkek olarak görmediler. Bana hep, sen bizim kızımızsın, seni kızımız olarak görüyoruz dediler. Bunu söyledikleri zaman hoşuma gidiyordu tabii. Müşteriler, çevremiz, kalfalarımız, patronlarım hiç bir sıkıntı yaratmadılar. Ve hepsi benimsedi. Ama bende bu kadar değişimin olacağını düşünemediler.
Bünyamin Tokmak: Yaşadığın zorluklar neydi. Hangi olaylar, seni hangi dönemde sıktı?
Deniz Beray: 14 ile 20 yaşım arasında yaşadığım sorunlar beni çok sıktı. Çok zor dönemlerdi. Depresyonlar, intihar girişimleri... Kimliğimi tamamen kabullenmemeleri... O süreç çok zordu. Çevremin baskısı, ailemin bana karşı olan tavırlarının zorluğunu yaşadım. Bir yere gittiğimiz zaman bizi dışlamaları, kovmaları falan, bunları çok yaşadık. Şu an başka trans arkadaşlarım bunu halen yaşıyorlar, ben de yaşıyorum. Fakat güçlü olmak en iyisi...
Bünyamin Tokmak: Senin gibi trans arkadaşlarınla diyalogların nasıl, onların başına neler geliyor?
Deniz Beray: Ben şu an hiç bir trans arkadaşımla görüşmüyorum. Hem işim, hem çevrem gereği... Ama onları çok seviyorum. Görüşmesem de, onları görmesem de... Onların yaşadığı zorluklar benden daha kötü. Bir yere gidildiği zaman dışlanmaları, rahat bırakmamaları, yolda yürürken arkadan konuşulanlar, rahatsız edici davranışlar ve en kötüsü fuhuşa sürüklenmeleri. Ben eminim ki, hiç bir trans kadın kesinlikle fuhuş yapmak istemiyor. İnsanlar biraz daha duyarlı olsa, bize daha sıcak, daha samimi yaklaşsalar... Trans kadınların içlerinde o kadar kaliteli, işini çok iyi yapabilecek arkadaşlarım var ki... Fırsat verilse, birazcık saygı duyulsa, sevgi verilse translar arasında fuhuş yüzde 40 biter. Hiç bir trans arkadaşımın fuhuş yapmak istemediğini biliyorum. Keşke onlar da benim kadar şanslı olsalardı, aileleri yanlarında olsaydı.
Bünyamin Tokmak: Pek iş ararken, iş başvurusu yaparken ne gibi tepkilerle karşılaşıyor translar, travestiler?
Deniz Beray: Direkt sen travestisin, sana iş yok diyorlar. İşsiz kaldığı 2 aylık dönemde, her gün 4-5 yere iş başvurusu yapmaya gittim. Bu süreçte mesleğimi bırakmayı dahi düşündüm. Ne iş olursa olsun yapacağım diye düşündüm. İş görüşmesine gittiğim zaman, "Sen olmazsın, sen transsın, sen erkeksin, sen kadın mısın, senin cinsiyetin belli değil, kişiliğin belli değil" dedikleri zaman ağırımıza gidiyor. Bunun zorluklarını çok yaşadım. Çok darda kaldığım vakit, bana destek olan ailemdi.
Bünyamin Tokmak: İşsizlik döneminde nasıl yaşadın?
Deniz Beray: Çalışmadığım dönemlerde ben hep Adana'ya ailemin yanına gittim. Hep uzak durdum. Bir çok şeyi yapmamak için hep uzak durdum. Kişiliğime ve mesleğime zarar gelmemesi için uzak durdum. Adımın kirlenmesini istemedim.
Bünyamin Tokmak: Bu semte bu dükkanı açtığında nasıl başladın? İlk müşteri nasıl geldi?
Deniz Beray: Dükkan açabilmem için bir ablam benim için kredi çekti, sağolsun. Onun aracılığıyla dükkan açtım. Dükkanı ilk açtığımda çok korktum, çekindim. Antalya'da ilk defa bir transın, kendi mesleğinde kendi işini kurması ve insanlara hizmet etmesi, belki insanlara tuhaf gelecekti. Toplumda transları, travestileri bir seks objesi olarak gördükleri için onlara tuhaf geleceğini düşündüm. Ama şöyle bir şey var. Bir trans istese her şeyi yapabilir. Bu yüzden çok tedirgin oldum. Acaba yapabilir miyim? Acaba iş olur mu? İnsanların tepkisi ne olur diye düşündüm ve gözümü kararttım açtım. İlk gelen müşterim, "Seni takdir ediyorum, aramıza hoşgeldin" dedi. Şu anki müşteri potansiyelim çok iyi. Çevremdeki insanlar çok kaliteli insanlar. Çevrem o kadar çok benimsedi ve sevdiler ki beni, bir evlatları, kızları, kardeşleri olarak görüyorlar. Gelen tepkilerden çok mutluyum. Dükkanı açalı 1 yıl oldu.
Bünyamin Tokmak:: İşini döndürebiliyor ve vergi ödüyor musun?
Deniz Beray: Evet işyeri kendi üzerime açıldı. Vergimi de veriyorum. Yani bir şeyleri başardığıma inanıyorum.
Bünyamin Tokmak:: Antalya'da bir trans kadın ilk defamı dükkan açtı gerçekten?
Deniz Beray: Ben bir transın kendi adına işyeri açtığını hiç duymadım. Benim ilk olduğumu düşünüyorum. Antalya'da bir travestinin kendi dükkanını açıp da kendi dükkanının başında durması ilk diye düşünüyorum.
Bünyamin Tokmak: Gay, lezbiyen, travesti ve transseksüellerin bir araya geldikleri dernekler ya da platformlarla ilişkin var mı?
Deniz Beray: Hayır. Hiç olmadı. Hiç bir derneğe üye değilim. Çok fazla transların, travestilerin arasında bulunmuyorum. Onlara bir desteğim de olamıyor. Onlarla çok fazla vakit geçiremiyorum çünkü Konyaaltı'ndan dışarı çıkamıyorum.
Bünyamin Tokmak: Ailenin bir dönem sıkıntı yaşatsalar da genel olarak seni anlayışla karşıladığını söyledin. Annnen ev hanımı ve ilkokul mezunu peki baban?
Deniz Beray: Babam da ilkokul mezunu ve işçi emeklisi. Annem hep yanımdaydı, baştan beri biliyordu. Babam çekiniyordu. Çünkü babam 8 kardeş ve bütün akrabalarıyla aynı mahallede oturuyor. Akrabalarımın hepsi, kuzenlerin hepsi benim durumumum farkındalardı. Şu an bendeki değişimi duydukları zaman "Olacağı buydu" dedikleri oluyor.
Bünyamin Tokmak: Akrabalarından tepki geldi mi?
Deniz Beray: Hepsinin arkamda olduklarını düşünüyorum. Çünkü uzun zamandır görüşmediğim akrabalarımla konuştuğum zaman "Senin arkandayız" diyorlar ve bundan mutlu oluyorum. 5 yıldır görmediğim akrabalarım var.
Bünyamin Tokmak: Peki kardeşlerin?
Deniz Beray: 5 kardeşiz. 2 erkek kardeşim evli. Bir büyük abim evli. Bir kızkardeşim evli. Bir kızkardeşim bekar, açık öğretimde okuyor. Zaman içinde tabii ki tepkileri, kırgınlıkları, hakaretleri oldu. Aile için, anne-baba için çok zor bir durum ve bunu yaşayan bir kişi daha da kötü durumda. Tercih yapmak zorunda kalıyorsun, baskılar da üstüne geldiğinde ikilemde kalıyorsun. Ailenden vazgeçemiyorsun. Cinsel kimliğinden de vazgeçemiyorsun. Ben çok şükür bunu başardım. Ailemde yanımda. Cinsel kimliğimi de aldım.
Bünyamin Tokmak: Erkeklerle ilişkilerin nasıl?
Deniz Beray: Erkeklerle ilişkilerim iyi. Uzun süren bir birlikteliğim vardı. 3 yıl birlikte olduğum erkek arkadaşım vardı ama şu an bitti. Erkeklerle sıkıntı yaşamadım. O ilk ve tek erkek arkadaşımdı, bundan sonra da olmasını istemiyorum.
Bünyamin Tokmak:: Niye?
Deniz Beray: O'nu seviyorum hala...
Bünyamin Tokmak: Ameliyat sürecinde yaşadığın zorluklar, sıkıntılar neydi?
Deniz Beray: Ben isterim ki, bu durumu kimse yaşamasın. Yani çok zor bir durum. İçinden çıkılması zor bir durum. Ameliyatlarda psikolojik çöküntü yaşıyorsun. Çünkü vücudun tamamen değişiyor ve tamamen başka bir kişiliğe bürünüyorsun. Ameliyatlarımda zorlanmadım. Desteğim çok büyüktü. Müşterilerim, çevrem ve ailem yanımdaydı. Bu yolda devam etmek isteyenlere tek tavsiyem; çok dikkat etsinler. Kendilerini kullandırmasınlar. Kendilerinden emin değillerse trans geçişe kalkışmasınlar. Bu çok zor bir süreç. İyi düşünsünler, iyi karar versinler. Çünkü bu yolun dönüşü yok. Ameliyat öncesi yaşadıklarını, ameliyattan sonra çok daha zor şartlarda yaşayabilirler. Her şeyi düşünüp, her şeyi göze alıp karar verdikten sonra ameliyat olabilirler.
Bünyamin Tokmak: Çarşıda, pazarda nasıl karşılanıyorsun?
Deniz Beray: Sosyal yaşamda normal bir kadının yaşadıklarını yaşıyorum. Yani hiç bir sıkıntı yaşamıyorum. Bir kafeye ya da mağazaya gittiğimde normal karşılanıyorum. Tepkiler almıyorum. Bunun 3-4 sene öncesine göre daha farklı artık. Kadın arkadaşlarımla gidip eğlenebiliyorum, gittiğim yerde saygı görüyorum. Bu çok güzel.
Bünyamin Tokmak: Adana ile Antalya karşılaştırıldığında, trans bireye yönelik tutum nasıl?
Deniz Beray: Adana'ya göre Antalya'da bir transın yaşaması çok rahat. Adana'da hangi mahalle, hangi semtte yaşadığınız önemli değil. Adana'nın insanları, kültürü insanların canını acıtabiliyor. Adana'nın insanları daha çok canını acıtıyor. Yolda yürürken, "Şu travestiye bak" diyorlar ama Antalya'da böyle bir şeyle karşılaşmadım. Antalya'da yolda daha rahat yürüyebiliyorum. Adana'da bir yere gittiğimde, "Travesti geldi. Bunlardan uzak durun. Bunlar çok tehlikeli" gibi laflar da duydum. Çok ağır kelimeler kullananlar oluyor. Ama yıllar geçtikçe anlayış farkediyor.
Bünyamin Tokmak: Travestiler tehlikeli insanlar algısı boşa oluşmamıştır herhalde?
Deniz Beray: Hayır, hiç bir travesti tehlikeli değildir. İyi insanlardır. Samimiler, dostukları candandır. Severlerse severler. Bize zararı olmayacak insanlara biz asla zarar vermeyiz. Bizim yapımızda o yok. Biz sevgiye, dostluğa açız.
Bünyamin Tokmak: Travestilerin, transseksüellerin fuhuş sektörü içindeki oranı nedir?
Deniz Beray: Oranı çok yüksek olduğunu duyuyorum. Ben hiç bu sektörün içerisinde yer almadım. Dediğim gibi işsiz kaldığım dönemlerde ailemin yanına gittim, onlardan maddi manevi destek aldım....
Ancak hiç bir travesti, trans arkadaşıma iş imkanı sunmuyorlar. Sürekli horlandıkları ve dışlandıkları için fuhşa yöneliyorlar. Hiç bir trans arkadaşımın bu işi yapmak istediğine inanmıyorum.
Örnek vereyim:
Yüksek okul mezunu, master yapmış bir arkadaşım iş bulamıyor. Beden öğretmeni bu arkadaşım fuhuş yapmak zorunda. İş başvurusu yaptığı, CV'sini verdiği işyerlerinde bir türlü kabullenmediler. Cinsel kimliğinden dolayı iş vermiyorlar.
Bir başka arkadaşım aşçı. yıllardır aşçılık yapıyor. Ama gittiği restaurantlardan eli boş dönüyor. Ve şu an fuhuş yapıyor. Yani iş imkanı, fırsat, şans tanımıyorlar. İnsanlarda öyle bir önyargı var ki, yüzüne baktığın zaman, "Bu transtır" diyor. Ama yarın bir gün onların çocuğu da trans olabilir.
Bünyamin Tokmak:Translar, travestiler için fuhuş yapmak kolay geliyor; o nedenle başka iş yapmak istemiyorlar deniyor, doğru mu bu?
Deniz Beray: Doğru değil. Fuhuş yapmak kolay değil., Normal bir hayat kadını dahi fuhuş yaparken onun ne hissettiğini, ne zorluklar yaşadığını kimse bilemez. Ben hiç bir transın ya da normal bir kadının fuhuş yapmasını istemem. Onlarla aynı kaderi paylaşıyorum. Toplumda transların sadece seks objesi olarak görülmesi çok can yakıcı. Yapacak başka bir şeyleri yok ki... İş imkanı yok, işyerlerinde dışlanıyorlar, kovuluyorlar. Yeri geliyor dövülüyorlar, yeri geliyor öldürülüyorlar. Bizim de bir ailemiz var, bizim de yaşamaya hakkımız var. İnsanların daha duyarlı olmalarını, önyargılarından kurtulmalarını istiyorum.
BİR MÜŞTERİSİNİN GÖZÜYLE DENİZ BERAY
Deniz Beray ile söyşeşimiz esnasında bir müşterisi de kuaför salonundaydı. Röportaj sona erdiğinde, kendisinin de bir şeyler söyleyip söylemeyeceğini sorduk; bizi kırmadı.
İşte soyadı bizde saklı Yıldız Hanım'ın Deniz Beray ile ilgili görüşleri:
Bünyamin Tokmak: Yıldız Hanım, siz Deniz'in müşterisisiniz. Deniz'i nasıl tanıdınız, buraya nasıl geldiniz, ne hissettiniz?
Yıldız Hanım: Ablam bu civarda oturuyor. Abla da kardeşini, sevdiği, işinden emin olduğu ve güvendiği insanlara göndermek ister. Ben İzmir'de yaşıyorum. Antalya'da misafirim. Kuaföre gitmek istediğimde ablam beni Deniz'e yönlendirdi. Bir süredir bu kuaföre geliyorum. Saçlarımı ve diğer bakımlarımı yaptırıyorum. Ama bir kaç gündür de çay kahve sohbeti yapıyoruz. Dostuğumuz da başladı. Deniz insan ilişkilerinde çok iyi. Ablamın kızı da buraya gelir, gider. Ailecek Deniz'in kuaför salonuna geliyoruz.
http://www.antalyaajans.net/artik-bana-dayi-degil-teyze-desinler-roportaj,28.html