Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

Meksika, homofobik hakaretleri futboldan kovmaya çalışıyor

$
0
0

Meksika'nın Kosta Rika'ya karşı oynadığı Dünya Kupası eleme maçı, uzun süredir devam eden homofobik bir hakareti kovmak amacıyla neredeyse boş bir Azteca Stadyumu'nda oynandı 

Meksika, futbolu seven ülkede gey karşıtı bir karalamayı ortadan kaldırma çabalarının bir parçası olarak sınırlı sayıda sıkı kontrol edilen taraftarın önünde Dünya Kupası elemelerinde oynuyor.

Meksika Çarşamba günü Meksika’nın başkentindeki Azteca Stadyumu’nda Panama ile karşılaştığında, Pazar günü Kosta Rika’ya karşı oynadıkları gibi, 87.000 koltuğun sadece 2.000’i dolu olacak.

Meksika’nın 2026 Dünya Kupası’nın ortak ev sahibi rolünü kaybetmesinden korkan Meksika Futbol Federasyonu (FMF), katılımcılar için bir çevrimiçi bilet kayıt sistemi ve QR kodları tanıttı.

Ayrıca, kale vuruşu yaptıklarında rakip kalecilere sık sık bağırılan homofobik tezahüratı kullanan kişileri tespit etmek için stadyum güvenliğini artırdı.

Yakalanırlarsa, suçlular stadyumlardan beş yıl men ile karşı karşıya kalacak.

Slur – “puto” – erkek fahişe anlamına gelir, ancak Meksika İspanyolcasında kabaca “ibne” olarak tercüme edilir ve birinin erkekliğini aşağılamak için yaygın olarak kullanılır.

Bazı taraftarlar, 20 yıldan uzun bir süre önce bir kaleciye alay konusu olarak ilk kez ortaya çıkan tezahürata karşı alınan sert önlemleri memnuniyetle karşılıyor.

AFP’ye konuşan Jose Jimenez, Kosta Rika ile berabere biten maçın stadına girmeden önce, “Umarım homofobik çığlık bir kez ve herkes için ortadan kalkar” dedi.

Ancak diğer bazı hayranlar, yaygara hakkında ne olduğunu anlamadıklarını söyledi.

Ismael de Jerez, “Bu kelime yaygın olarak kullanılıyor. Bunun kötü bir kelime olduğunu nereden çıkardılar bilmiyorum” dedi.

“Bence abartıyorlar” diye ekledi.


Tekrarlanan ceza

Sıkı izleme, dünya yönetim organı FIFA’nın başlangıçta emrettiği gibi, Meksika takımının kapalı kapılar ardında iki oyun oynamaktan kaçınmasına izin verdi.

24 Mart’ta Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı yapılacak fikstür için sistem, 35.000 veya 40.000 hayrandan oluşan daha büyük bir kalabalıkla test edilecek.

Meksika, homofobik hakareti bağıran hayranlar için yıllar boyunca defalarca yaptırıma uğradı.

Toplam 656.400 dolar para cezası ve Eylül ayında Jamaika’ya karşı kapalı kapılar ardında oyun oynamanın cezası, binlerce taraftarı ilahiyi kullanmaktan caydırmaya yetmedi.

FMF başkanı Yon de Luisa geçen ay yaptığı açıklamada, “Ayrımcı davranışlara müsamaha gösteremeyiz, boş stadyumlarda oynayamayız, futbol yetkililerini puan kaybetme veya spor performansımızı etkileme riskine atamayız.” dedi.

Daha önce, tezahüratlar devam ederse, Meksika’nın 2026 Dünya Kupası’nın ortak ev sahibi rolünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarmıştı.


‘Birbirinize saygı duyun’

Meksikalı taraftarlar ilk olarak 2000’li yılların başında, Meksika’nın ikinci şehri Guadalajara’nın en iyi iki takımı Atlas ve Chivas arasındaki bir derbide maçlarda küfür etmeye başladılar.

Hızla yayıldı ve kısa süre sonra Meksika milli takım maçlarına ulaştı.

Eski Meksika teknik direktörü Miguel Herrera, “bunun konuşma dilinin bir parçası olduğuna” inanıyor.

1999’da tezahüratın ilk hedefi olan eski kaleci Oswaldo Sanchez, bunu “homofobik veya saldırgan” olarak görmüyor.

Ancak, cinsel açıdan çeşitli futbolculardan oluşan amatör bir takımın yaratıcısı Andoni Bello için, bu hakareti kabul etmek, sporu da seven cinsel azınlıklara yönelik bir saldırı anlamına geliyor.

“Homofobik bağırışlardan sadece küçük bir kısım üzülüyor. Sorun bu!” AFP’ye söyledi.

Mexico City’deki Kraken LGBTQ futbol takımının teknik direktörü Alan Rosado, önlemlerin 2026 Dünya Kupası’na ev sahipliği yaptığında ülkenin imajını iyileştirmeye yardımcı olacağını umuyor.

Kendimizi dünyaya açmalı ve ‘gel burası Meksika ve Meksika’da birbirimize saygı duyuyoruz’ demeliyiz” dedi.

https://www.habereguven.com/meksika-homofobik-hakaretleri-futboldan-kovmaya-calisiyor/


Homofobik bir haber: Saadet Partisi bu vaat için ne diyor?

$
0
0
AKP söz konusu oldu mu iyi kötü ayırt etmeden tüm icraatlarını en ağır şekilde eleştiren Saadet Partisi mevzu Millet İttifakı hele de CHP olunca en ahlak dışı hususlara bile susuyor. İşte son genel seçimde Saadet Partisi'nin 20 vekil kazandırdığı CHP'nin bir vaadi! LGBT sapkınları için yasa çıkaracaklarmış! Saadet Partisi'nden çıt ses yok... Zira TV 5'te LGBT propagandası yaptıracak hale gelmişlerdi.

CHP seçim vaatlerine üstü örtülü olarak  LGBT’yi de ekledi. “Telafi edeceğiz. Kaybettiğini yerine koyma vakti” sloganı ile seçim vaatlerini billboard’lara taşıyan Kılıçdaroğlu, LGBT demeden “cinsel yönelim”in yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacağı ifadesine yer verdi. Kılıçdaroğlu, “Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” dedi.

NEYİ KAST EDİYORSUN?
CHP'nin bu söylemi tartışma ve tepkileri de beraberinde getirdi. Genel başkanın bu vaadiyle neyi kast ettiği merak konusu oldu. “Cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” söylemi “Cinsel yönelimle ilgili ne gibi dezavantajların olduğu, nasıl bir yasa çıkarılacağı, eşcinsel evliliklere yönelik bir adım mı atılacağı” sorularını akıllara getirdi.

İLK VUKUATLARI DEĞİL
Genel Başkanın “cinsel yönelim” vaadi öncesinde de CHP’li belediyeler LGBT konusunda tepkileri çekmişti. 2019 yılında CHP’li belediyeler, eşcinsellerin “Onur Haftası” adı altında düzenledikleri etkinlikleri kutlama yarışına girmişti. Aralarında İstanbul, Mersin, İzmir, Eskişehir Büyükşehir Belediyelerinin bulunduğu 33 belediyenin resmi sosyal medya hesaplarında destek mesajları yayınlanmıştı.
 
ÇOCUKLARI DA ALET ETTİLER
LGBT ile ilgili ilk vukuatı olmayan CHP’lilerin önceki yıllarda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Şişli Belediye Başkanının LGBT dostu belediyecilik protokolünü imzalayarak destek vermişti. Yine CHP’li Şişli ve Kadıköy Belediyesi’nin bünyesinde Kadıköy Kent Konseyi LGBT Meclisi ve Şişli LGBT Meclisi kurulmuştu. 23 Nisan'da afişler hazırlayarak çocukların da eşcinsel olabileceklerini algısı oluşturulmuştu.

HEPSİ DESTEK VERİYOR
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, LGBT’ye destek vererek sosyal medya hesabından destek mesajı atmıştı. Tanrıkulu, 2020 yılı “Onur Haftası” ile ilgili şahsi sosyal medya hesabından paylaşımlar yapmıştı. Yine CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da 2021 yılında LGBT onur haftasına destek amaçlı sosyal medyadan paylaşımda bulunmuştu.

SAADET PARTİSİ SESSİZ!
AKP söz konusu olunca iyi kötü ayırt etmeden tüm icraatlarına karşı çıkan Saadet Partisi'nin CHP'nin her türlü ahlaksızlığa destek olup önünü açan faaliyetlerine ise sessiz. CHP'nin ülkenin dört bir yanına asılan billboardlarına Saadet Partisi ve mensuplarından hiç ses çıkmıyor.

TV 5'TE LGBT PROPAGANDASI
 LGBT konusunda Saadet Partisi camiasının ilk vukuatı değil bu... CHP Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Alper Taş, Saadet Partisi'nin kanalı TV5’de eşcinsellik propagandası yapmıştı. Kanal tepkiler üzerine program sunucusu Çağlar Cilara'nın görevine son vermişti ancak bir süre sonra Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamolloğlu LGBT savunucusu Cilara'nın sosyal medya yayınına katılarak destek vermişti.

Trans yüzücülere yeni düzenleme

$
0
0

Amerika Birleşik Devletleri, transseksüel sporcuların uygunluğuna ilişkin politikasını güncellediğini açıkladı.

ABD yetkililerin yaptığı açıklamada, "Atletin erkek olarak önceki fiziksel gelişiminin" trans yüzücülere haksız bir avantaj sağlayıp sağlamadığını artık üç kişilik bir tıbbi ekip ile bu durumun belirleneceği bildirildi. 

Açıklamalarda, müsabakalardan önce 36 ay boyunca transseksüel yüzme sporcularına testosteron testleri yapılacağı ifade edildi. Yetkililer tarafından salı günü yayınlanan yeni düzenlemelerde güncellemelerin hemen yürürlüğe konulduğu aktarıldı.

ABD Yüzme organizasyonu, yaptığı açıklamada, "Cinsiyet eşitliğini ve tüm trans kadınların kapsayıcılığını ve spora katılma haklarını savunurken, aynı zamanda seçkin rekabet seviyelerinde rekabetçi eşitliği hararetle desteklediğini" söyledi. Açıklamada "Erkek ve kadın kategorilerindeki rekabet farkını ve bunun kafa kafaya rekabette sunduğu dezavantajları kabul ediyor" denildi.

Federasyon, yeni politikanın trans kadınlara eşit bir oyun alanı sağlamak için bilime ve tıbbi kanıta dayandığını aktardı. Yeni sistemin "Erkek ergenliği ve fizyolojisi ile ilgili avantajları azaltmaya" hizmet ettiğini ekledi.  

Odatv.com

https://odatv4.com/spor/trans-yuzuculere-yeni-duzenleme-228417

Eşcinsel penguen çiftin ilk yavruları yumurtadan çıktı

$
0
0

Üreme mevsimi boyunca yaklaşık 64 gün boyunca eşcinsel penguen çiftin baktığı yumurtadan ilk yavru çıktı. Çift, başka yumurtalara da koruyuculuk yapmaya başladı.

New York, Syracuse’da iki yetişkin erkek Humboldt pengueni olan Elmer ve Lima, üreme mevsimi boyunca yaklaşık 64 gün aralarında bağ kurup yumurtayı sırayla kuluçkaya yatırdıktan sonra ilk yavrularını karşıladılar.

İki yetişkin erkek Humboldt pengueni olan Elmer ve Lima’nın yavrularının dünyaya geliş tarihi 1 Ocak olarak kayıtlara geçti.

Yetkililer, çiftin üreme mevsimi boyunca birbirine yakınlaştıklarını ve yumurtaya birlikte baktıklarını söyledi.

Elmer 2016’da, Lima ise 2019 da doğmuştu. Eşcinsel koruyucu çifti ve 28 penguenden oluşan bir koloninin parçası olarak yaşamını sürdürüyor.

Yetkililer, yumurtaları kuluçkaya yatırmak için koruyucu penguen ebeveynlerine güvendi. Daha önce de döllenmiş yumurtalarını istemeden kıran penguen çiftlerinin üreme trajedilerinin önünü kesmek için gerçek yumurtayı bir kukla ile değiştirip, yumurtayı ise kuluçka için başka çifte verdi.

Elmer ve Lima geçen sonbaharda bir araya geldiler, bir yuva kurdular ve bölgelerini savundular. Penguenlerle ilgilenen ekip ise onların koruyucu yeteneklerini test etmeye karar verdi.

Penguen Elmer 2016 yılında doğdu.

Hayvanat Bahçesi Müdürü Ted Fox şunları söyledi: “Bazı çiftler, sahte bir yumurta verildiğinde yuvaya oturur, ancak yumurtayı yana bırakır ve doğru şekilde kuluçkaya yatırmazlar ya da kimin ne zaman oturacağı için savaşırlar. Kimlerin iyi koruyucu aile olacağını bu şekilde değerlendiriyoruz. Elmer ve Lima ise yumurta bakımının her alanında örnek teşkil ediyor.”

23 Aralık’ta Poquita, eşi Venta ile bir yumurta bıraktı ve ekip bunu bir kukla ile değiştirdi.

Yumurta Emler ve Lima’ya verildi. Çift üreme süresi boyunca aralarında bağ kurup sırayla yumurtadan çıkana kadar kuluçkaya yattı. O zamandan beri de yavruyu sürekli sıcak tutup beslemek için çaba gösteriyorlar. Koloni içinde ise örnek bir çift haline geldiler ve bundan sonra olacak yumurtalar için de koruyucu olarak seçildiler.

1 Ocak tarihinde yumurtadan çıkan yavru penguenin sağlık kontrolleri yapıldı. Mirror‘un haberine göre yetkililer beş günlükken yapılan ilk sağlık kontrolünde yavrunun 226 gram ağırlığında olduğunu söyledi.

https://ajanimo.com/escinsel-penguen-ciftin-ilk-yavrulari-yumurtadan-cikti/

Taliban rejiminde LGBTİ+ olarak yaşamak

$
0
0

26 Ağustos günü öğlenden sonra 20 yaşındaki üniversite öğrenci Rabia Balki* Kabil Havaalanı’nın dışındaki kalabalığın ortasındaydı. Biraz ötede Taliban savaşçıları aralıklarla havaya ikaz ateşi açıyor, insanları sopalarla dövüyordu. Beşerler panik içinde dört bir yana kaçışınca, Rabia’nın havaalanına girmesi daha da zorlaştı. Lakin o direndi. DW’nin konuştuğu Rabia, eşcinsel bir bayan olduğu için Afganistan’dan kaçmak zorunda olduğunu söyledi. Çünkü İslamcı örgüt için LGBTİ+ toplumunun varlığı kabul dahi edilemez.

Rabia, tüm zorlukların üstesinden gelip nihayet havaalanı girişine ulaştı. Lakin kapıdaki Taliban vazifelisi onu içeri almadı. Gerisini dönüp gitmekten öbür dermanı yoktu. Bir saat sonra bir intihar bombacısı kalabalığın içinde kendini havaya uçurdu. Rabia’nın akrabalarından biri olay yerinde hayatını kaybetti. Rabia, hücumdan kurulduğu için keyifli. Lakin Taliban’ın LGBTİ+ avından sağ çıkıp çıkamayacağını bilmiyor. DW’ye “Taliban, bizim toplumda çöp olduğumuzu düşünüyor. Bizi ortadan kaldırmak istiyorlar” diye anlatıyor Rabia.

LGBTİ+ toplumuna yer yok

Eşcinselliğin ahlaksız ve İslam’a alışılmamış kabul edildiği Afganistan’da, LGBTİ+ toplumu aslında en başından beri zımnî bir hayat yaşamak zorundaydı. Eşcinsel ilgiye girmekten “suçlu bulunan” bir kişi, ülkenin 2017’deki ceza kanunu ve şeriat kanunları gereği ömür uzunluğu mahpus cezasına çarptırılabilir, hatta idam edilmesi istikametinde karar bile verilebilir.

LGBTİ çatı örgütü Memleketler arası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Birliği’nin (ILGA) raporuna nazaran 2001’den beri Afgan hükümetleri eşcinsel münasebetlere vefat cezası vermedi. Lakin Taliban devrinde bu değişebilir.

Taliban’ın yönettiği yeni Afganistan’da LGBTİ+’lar için neredeyse hiç yer yok. Afganistan’ın merkez eyaletlerinden birinde Taliban’a bağlı yargıç olarak çalışan Gül Rahim, Temmuz ayında Alman Bild gazetesine verdiği bir röportajda şunları söylemişti:

“Eşcinseller için yalnızca iki ceza olabilir: Ya taşlama ya da üzerine duvar yıkma. Duvarın yüksekliği 2.5 ile 3 metre ortasında olmalı.”

Vefatla burun buruna

Taliban’ın Kabil’i almasından birkaç gün sonra, 25 yaşındaki eşcinsel bir erkek olan Faraz*, bir eşcinsel arkadaşının vefat haberini aldı. Arkadaşının nasıl bir ceza aldığı konusunda bilgi sahibi değil. Tek bildiği, Taliban’ın eşcinsellerin peşine düşme konusunda önemli olduğu ve kendisinin de arkadaşıyla tıpkı yazgısı paylaşabileceği gerçeği.

DW’ye konuşan Faraz, “Birileri şikayet edince Taliban tarafından yakalandı. Taliban onu bir yere götürdü, öldürdü ve akabinde cesedini ailesine teslim etti” diye dedi.

“Taliban içinde eşcinselleri arayan makul bir küme var” diyen Faraz, “Sokak sokak dolaşıyorlar ve birinin eşcinsel olduğunu öğrendiklerinde onu öldürmekten çekinmiyorlar” diye anlatıyor.

Amerikalı-Afgan aktivist Nemat Sedat, DW’ye verdiği demeçte Taliban’ın ülkeyi yönetmeye başlamasından sonraki birinci iki haftada, Afgan LGBTİ+ toplumunun üyelerinden toplam 357 bildiri aldığını lakin bunlardan sadece birinin ülkeyi terk etmeyi başardığını söyledi. Sedat, bu kişinin İspanya’ya gitmeyi başardığı bilgisini verdi.

Sedat, LGBTİ+’ların bir listesini derleyip ABD Dışişleri Bakanlığı’na sunsa da ABD ülkeden çekilmesini 31 Ağustos’ta bitirdiğinden, LGBTİ+’ları tahliye etme planının uygulanabilmesi zorlaştı. “Uzun bir mücadele” olacak diyen Sedat, sürecin birkaç yılda tamamlanabileceğini öngörüyor. Fakat Sedat, Afganistan’daki LGBTİ+ dostlarının ne kadar vakitleri kaldığından emin değil:

“Taliban, gazetecilere, Batılı hükümetlere yardım edenlere,  bayanların eğitimlerine devam etmelerine müsaade veren bireylere, bir çeşit af çıkarabileceğini söyledi. Beşerler hala kuşkuyla bakıyor lakin en azından bir kelam verdiler. Lakin Taliban, LGBTİ+ toplumu için kelam veriyormuş üzere yapma zahmetine bile girmedi.”

Farkındalık yaratmak

1979 yılında Afganistan’da doğan Sedat, şimdi 8 aylıkken ailesiyle birlikte yurtdışına taşındı. En sonunda ABD’ye yerleşti. 2012 yılında Afganistan’a döndü ve buradaki bir Amerikan okulunda yardımcı doçent unvanıyla ders vermeye başladı. Vazifesi müddetince LGBTİ+’ların problemleri üzerine farkındalık yaratmayı amaçladı.

Sedat, “O vakitler LGBTi+lar ile ilgili hiçbir şey konuşulmuyordu. Sınıfta tartışmalar düzenleyerek, öğrencilerden LGBTİ+ topluluğu lehinde ve aleyhinde konuşmalarını istedim” diyor.

Milletlerarası kuruluşlarla birlikte çalışarak LGBTİ+ sorunlarıyla ilgili sunumlar yapan Sedat, “Arkada rastgele bir doküman bırakmamaya dikkat ettik” diyor. Lakin buna karşın, o zamanki Afgan hükümetinden de reaksiyon alan Sedat, işten çıkarıldı ve 2013 yazında ABD’ye dönmek zorunda kaldı. Bu esnada, eşcinselliğini açıklamak zorunda kalmasıyla, Sedat, Afganistan’daki birinci açık kimlikli eşcinsel aktivist oldu.

Sedat, akabinde Afganistan’daki LGBTİ+’lardan mektuplar almaya başladı. Bu sayede, Sedat, ülkedeki LGBTİ+ toplumunun, bastırılmış olsalar da toplumsal ilerlemeyi teşvik ettiğini gördüğünü söylüyor.

“İlerlemeler de kaydedildi”

Aktivistlere nazaran Afganistan, son yirmi yılda LGBTİ+’ların toplumsal kabulünde birtakım ilerlemeler kaydetti. O denli ki, kimi LGBTİ’lar medyada çeşitli meslekler icra edip, televizyon programlarının yapılmasına yardımcı olabiliyor ve gençlik eğitim programları düzenliyordu. Sedat, “İnsanlar Afganistan’ın değişmediğini söylüyor ancak ben buna katılmıyorum. LGBTİ’lar, Afgan toplumunu değiştirmek için efor sarf ettiler” diyor.

Faraz’a nazaran ise evvelki Afgan hükümeti de LGBTİ+ topluluğuna karşı baskıcıydı. Fakat polis tarafından yakalandıklarında en berbat ihtimalle mahpusa ya da para cezasına çarptırılıyorlardı. Bu durum da Kabil’de az bireyle de olsa bir LGBTİ+ toplumu yaratmak için biraz alan açtı. DW’ye konuşan Faraz, “Şehirde eşcinsel erkeklerin buluşabileceği birtakım yerler var. Ben beşerlerle tanışmak için telefon uygulamalarını kullanıyorum” diye anlatırken Taliban’ın, eşcinsel erkekleri cezbetmek için farklı numaralar kullanıp yakalamasından korktuğu için kelam konusu telefon uygulamalarını kullanmaktan artık çekindiğini söylüyor. Ayrıyeten, Taliban’ın eşcinsellere gazeteci kılığında toplumsal medya aracılığıyla yaklaştığı durumları anlatıyor.

Meskende izole ve depresif

*Haberde ismi geçen şahısların isimleri güvenlik gerekçesiyle değiştirilmiştir.

Vic Chiang

© Deutsche Welle Türkçe

https://www.gundemtube.com/haberim/taliban-rejiminde-lgbti-olarak-yasamak/

LC Waikiki gökkuşağı motifi kullanmama kararı aldı

Article 6

Homofobiklerden CHP ve İYİ Parti'ye homofobik tepkiler!

$
0
0

İYİ Parti'nin Gençlik Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Merkez Yürütme Kurulu, Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği'ni ziyaret etti.

Seçimin yaklaşmasıyla bazı siyasi partiler, oy almayı hedefledikleri gruplara yönelik çalışmalarını hızlandırdı.

Marjinal grupların da desteğini arayan partiler, özellikle LGBTİ platformlarına destek açıklamaları yapıyor.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu için hazırlanan 'cinsel yönelim' afişinin ardından İYİ Parti de LGBTİ'lerin oylarını almak için harekete geçti.

GENÇLİK YAPILANMASI, LGBTİ DERNEĞİNE GİTTİ

Geçtiğimiz yıl LGBTİ'lerin İyi Parti Lideri Meral Akşener özelinde ettiği teşekkürlerin ardından partinin gençlik yapılanmaları bu yıl LGBTİ derneklerine ziyaret gerçekleştirdi.

İYİ Parti'nin Gençlik Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Merkez Yürütme Kurulu, Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği'ni (SPoD) ziyaret etti.

LGBTİ'LERİN SİYASAL KATILIMINI KONUŞTULAR

Görüşmede LGBTİ'lerin siyasal katılımının seyrine ve siyaset arenasındaki temsillerine dair fikir alışverişleri yapıldığı aktarıldı.

SOSYAL MEDYADA DUYURULDU

Ziyarete ilişkin SPoD'un Twitter hesabından yapılan açıklamada, "İyi Parti Gençlik Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Merkez Yürütme Kurulu, Danışma Kurulu Başdanışmanı Alp Emeç ve İyi Parti Gençlik Uluslararası İlişkiler MYK üyesi Fatih Özgüven derneğimize gelerek ziyarette bulundu.

Siyasal Katılım Koord. Zarife Akbulut ve Gönüllümüz Y. Emre Demir'in bulunduğu görüşmede, TR tarihinde LGBTİ+’ların siyasal katılımının seyri, yapılan kampanyalar ve çalışmalar, örgütlenme deneyimleri ile LGBTİ+’ların siyaset arenasındaki temsillerine ilişkin sorular yanıtlandı." ifadeleri yer aldı.

https://www.haber7.com/siyaset/haber/3190073-chpden-sonra-simdi-de-iyi-parti-lgbti-dernegini-ziyaret-ettiler


Meral Mommy’nin ‘yumuşak’ karnı! İYİ Parti, LGBT derneğini ziyaret etti…HaberMotto

Millet İttifakı oy toplamak için LGTBİ'lere de yanladı - Ulus Haber

İyi Parti, LGBTİ derneğini ziyaret etti - Yeni Akit

CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan gay lezbiyen ve tüm LGBT sapkınlara seçim sözü - Takvim Gazetesi

Kılıçdaroğlu'ndan 'eşcinsel'lere destek afişi - HaberVakti Haberler, Son Dakika, Haber, Gazeteler


CHP’li belediyeler LGBT için gaza bastı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşcinsellere yönelik yasal düzenleme vaadinin ardından CHP’li belediyeler de gaza bastı. Birçok CHP’li belediye ‘Toplumsal Cinsiyet’ adı altında LGBTİ’lerle ilgili adımlar atmaya başladı.

Ayşe Mine Alioğlu  

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşcinsellere yönelik yasal düzenleme vaadinin ardından CHP’li belediyeler de gaza bastı. Birçok CHP’li belediye ‘Toplumsal Cinsiyet’ adı altında LGBTİ’lerle ilgili adımlar atmaya başladı.

GÖRMEZDEN GELEMEZMİŞ

İzmir’de CHP’li Bornova Belediyesi, LGBT faaliyetleriyle öne çıkan Turuncu Dernek ile “Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddetin Önlenmesi” işbirliği protokolü imzalandı. İlçede tepki ile karşılanan protokol Bornova Belediyesi Meclisi’nin 2 Şubat’ta gerçekleştirilen toplantısında da gündeme geldi. AK Parti ve MHP’li üyelerin tepki göstermesi üzerine CHP’li Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, “Global olarak bakınca LGBTİQ+ bireyler görmezden gelinemez” ifadelerini kullandı.

CHP İzmir Gençlik Kolları Başkanlığı da Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konulu toplantılar düzenliyor. Son toplantıda geçtiğimiz pazar günü düzenlendi.

CHP İzmir Gençlik Kolları Başkanlığı da Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konulu toplantılar düzenliyor. Son toplantıda geçtiğimiz pazar günü düzenlendi.

FON DIŞARIDAN

İzmir’de CHP’li Çiğli Belediyesi’nde Avrupa Birliği ile Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği alt hibe programının desteğiyle Turuncu Dernek, Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği ve Yaygın Eğitim Merkezi Derneği ile 6 gün önce toplumsal cinsiyet eğitimi verildi.

Mersin’de ise CHP’li Yenişehir Belediyesi Sertifikalı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği eğitimleri başlatma kararı aldı. Sabancı Vakfı ve Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) işbirliği ile 17-18-19-20 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek olan eğitimin başvuruları internet sitesinden yapılıyor. Bursa’da CHP’li Nilüfer Belediyesi, ilçede yaşayan kadınlar ve dezavantajlı gruplara yönelik eylem planı hazırladı. Hazırlanan plan kapsamında belediye çalışanlarına toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verilecek.

Ortakları ziyaret etmiş

Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “cinsel yönelim” vaadi tartışılırken ortağı İYİ Parti’nin de bir ziyareti ortaya çıktı. İYİ Partili gençlik kollarından iki isim Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’ni ziyaret etti. Dernek, ziyareti sosyal medyadan duyurdu.

https://www.yenisafak.com/gundem/chpli-belediyeler-lgbt-icin-gaza-basti-3743434


Avrupa Konseyi LGBTİ nefretine 'Dur!' dedi

$
0
0

Varduhi Balyan 

Avrupa Konseyi’nin 25 Ocak’ta oy çokluğuyla kabul ettiği, uluslararası kamuoyunda LGBTİ hakları açısından büyük bir kazanım olarak karşılanan ‘LGBTİ’lere Karşı Artan Nefretle Mücadele Kararı’, LGBTİ’lere yönelik artan şiddete dikkat çekiyor. Karar, özellikle Macaristan, Polonya, Rusya, Türkiye ve İngiltere’de LGBTİ hakları alanında kaydedilen önemli ilerlemelerin bugün tehdit altında olduğunu vurguluyor.

Avrupa Konseyi’nin bu kararını velvele.net Türkçeye çevirerek yayınladı. Metnin çevirmenlerinden ve sitenin editörlerinden Ari P. Büyüktaş’la konsey kararının önemini, yükselişte olan transfobi ışığında bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de transları hedef alan trans dışlayıcı radikal feministleri (TERF) konuştuk.

Avrupa Konseyi’nin kararı, LGBTİ hakları açısından büyük bir kazanım olarak karşılandı. Kararın öneminden bahseder misiniz?

Avrupa Konseyi’nin LGBTİ haklarını kapsamlı şekilde korumaya dair üye devletlere yönelik kararı, özellikle son yıllarda farklı ülkelerde farklı biçimlerde artışta olan devletin doğrudan baskı ve müdahalelerinin, şiddetin ve nefret söyleminin LGBTİ’lerin hak ve özgürlüklerine zararını ve tehlikenin boyutunu özetliyor. İç hukuka doğrudan bağlayıcı bir etkisi olmasa da bu kararlar ışığında üye devletlerin insan hakları açısından yükümlülüklerini yerine getirme sorumlulukları talep edilebiliyor. Türkiye’ye baktığımızda LGBTİ’lere yönelik resmî makamların nefreti ve şiddeti körükleyecek söylemleri artan bir hızla LGBTİ’lerin hayatlarının her alanına sirayet ediyor. Bu şiddet söyleminin sadece LGBTİ’lere yönelik olmadığı, kesişimsel düşünülmesi gerektiği Konsey kararında da net bir şekilde belirtiliyor. Kararda bu nefretin kadın ve çocuk haklarına da zarar verdiği vurgusu önemli.

Bir diğer önemli nokta da Türkiye’nin Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından LGBTİ haklarını koruyacak bağlayıcı hiçbir sözleşmenin kalmaması. Anayasa’da cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli koruyucu bir madde veya ek olmamasından dolayı Türkiye’de yaşanan hak ihlallerine karşı ancak ya uluslararası hukuka başvurularak ya da dolambaçlı yöntemlerle hak mücadelesi sürüyor. Bu esnadaysa temel hak ve özgürlükler ihlal ediliyor. Yıllardır Onur Yürüyüşlerinin yasaklanması da buna bir örnek. Yine, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanmış olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi için hükümet ve yandaşları tarafından yapılan propagandada da LGBTİ’ler hedef gösterilmişti. Bunların hepsini bütüncül bir şekilde değerlendirmek bu açıdan çok önemli.


İngiltere’nin de bu ülkeler arasında yer alması kafa karıştırıcı. İngiltere’yi bu listeye dahil eden nedir?

Macaristan ve Polonya, LGBTİ haklarının ihlal edildiği yeni yasalar nedeniyle 2021’de Avrupa Birliği Komisyonu tarafından temel insan haklarını ve eşitlik ilkesini göz ardı etmekle ve AB temel ilkelerini uygulamamakla suçlanmıştı ve bu iki ülke için halihazırda Avrupa Birliği’nin çeşitli organları tarafından süreç işletiliyor.

Avrupa Konseyi’nde bu karar oylanırken yapılan tartışmalara göz attığımızda özellikle İngiltereli parlamenterlerin çok tepki gösterdiğini gözlemledik. İngiltere’nin adı geçen ülkeler arasından çıkarılması talepleriyse reddedildi. Bu talebi çeşitli politik çıkarlar açısından değerlendirmek mümkün ancak İngiltere’de özellikle son beş-altı yılda artarak devam eden transfobik söylemin kararda yazıldığı şekliyle ‘iyi organize edilmiş’ saldırılardan olduğunu belirtmek önemli. Bu transfobik söylemler ve çağrılar ve yasal mevzuatta yapılması istenilen değişiklikler ciddi bir medya propagandasıyla el ele yürütülüyor. Burada lafı hiç dolandırmadan söylemek gerekiyor ki, tüm dünyada sözde kadın haklarını korumak adına acımasızca ve yoğun aşağılama, nefret ve şiddet çığırtkanlığıyla sürdürülen, LGBTİ’lere yönelik transfobik söylemler Türkiye’de de maalesef sıklıkla şahit olduğumuz, faşist söylemlerle kol kola yürüyor. Son yıllarda transfobik söylemlerin çok yoğun bir etkiye sahip olduğu İngiltere’nin bu listede yer alması bu açıdan şaşırtıcı değil. Çünkü ülke son yıllardaki transfobik söylemin ve eylemlerin merkezi olarak kabul ediliyor.


TERF’lik gerek uluslararası ölçekte gerek Türkiye’de yükselişte. TERF’ler kimler? Trans dışlayıcı feminizmi savunanların argümanları ve transfobisi nelere yol açıyor veya açabilir?

“TERF’ler kimler” sorusu, yanıtlaması hem kolay hem de çok karmaşık bir soru. Trans dışlayıcı radikal feministler (kendilerine ‘radikal feminist’ diyorlar) trans kadınlar üzerinden yarattıkları toksik bir korku üzerine siyaset yapan bir grup. Yıllar içerisinde her ne kadar kendilerine ‘radikal’ deseler ve bazıları kendilerini solda tanımlasa da aşırı sağ nefret gruplarıyla yan yana gelmeye başlamış, beraber trans karşıtı eylemler ve kampanyalar düzenleyen bir grup. Sağcı hükümetlerle ve aşırı sağ partilerle araları çok iyi. Trans nefretinde ortaklaştıkları gruplarla, örneğin ABD’de Nazilerle yan yana gelmekten hicap duymayan bu grup, (Türkiye’de de AKP’li kadınlarla bir araya geldiklerine şahit olduk), çevrimiçi ortamda kendilerinin mağdur oldukları trans karşıtı söylemi yayıyor, trans kişileri hedef gösteriyorlar. Avrupa Konseyi’nin özellikle belirttiği ülkelerde sağcı hükümetlerle ve gruplarla yakın ilişkileri var. Beyaz olmayan feministlerce ‘beyaz feministler’ olarak da adlandırılıyorlar. Özetle sırtlarını egemene yaslamış bir grup ve sonunda özellikle trans kadınların şiddet görmesiyle biten mevzunun fitilini ateşlediklerini görüyoruz. İnternette neredeyse hiç uyumadan ürettikleri nefret ve hedef göstermeler transların hayatlarına şiddet ve ayrımcılık olarak yansıyor. İngiltere’de trans çocukların hormon kullanmalarını engellediler. Oysa hormon kullanımı trans çocuklar arasındaki intihar vakalarını büyük oranda düşürmüştü. Birkaç yıl evveline kadar feministlerin asla ve asla gündeminde olmayan konular (genitale indirgenen cinsiyet meselesi, tuvaletler gibi) bugün sanki ana gündem maddeleriymiş gibi bir ortam yaratılıyor ve feministler arasında bir ayrım için zemin oluşturulmaya çalışılıyor. Oysa natrans ya da trans fark etmeksizin, kadın dayanışması ve feminizm zaten bu insanların karşısında duruyor.


TERF’ler transfobik mi, değil mi tartışması sürüyor. TERF’ler neden transfobik?

Trans kadınlara “Siz gerçek kadın değilsiniz” diyen bir grubun transfobik olup olmadıklarına dair bir tartışma olduğunu sanmıyorum. Kendilerinin ‘hayır’larına karşı geri kalanlarımızın ‘evet’leri var. TERF’ler kendilerini en tepesine koydukları bir hiyerarşik piramitte trans kadınlara da yer gösteriyorlar kendilerince. Translarla eşit olma fikri karşısında düştükleri dehşet ve uydurma korku senaryoları ve manipülasyonlarla nefret saçan bir grup. Yan yana durdukları sağcı ve şiddet gruplarının yanı sıra hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde birçok şiddet faili erkeği aklamak için uğraşmaları, ‘kadının beyanı esastır’ın içini boşaltma girişimleri, feminist mücadelenin kazanımlarının altını oyma girişmeleriyle bu grup sadece transfobik değil, aynı zamanda kadın düşmanı olarak da anılıyor.

http://www.agos.com.tr/tr/yazi/26730/avrupa-konseyi-lgbti-nefretine-dur-dedi

Eşcinsel İnsanlar Yaşlanmayı İncelikle Yönetebilir mi?

$
0
0

Genel olarak konuşursak, eşcinseller bedensel şeylere takıntılıdır. Bu, altın yıllarımıza bel ölçülerimizi takıntı haline getirmemiz veya hayatımızın süresini spor salonunda geçirmemiz gerektiği anlamına gelmez.

Aman Tanrım, ayna bir meydan okumadır. Yerçekiminin amansız çekişmesi ve tüm o yaz bronzlukları zamanla komplo kuruyor. Kutsal olmayan, asi bir triatlonda koşarlar, buna olgunlaşma diyelim. Sanki uyarılmamışım gibi değil. Güzellik sadece derindedir ve güneşten uzak durun. Ama itiraf etmeliyim ki yerçekimi beni biraz şaşırttı. Bir uçurum söz konusu olmadığı sürece, onun her zaman çok iyi huylu ve yardımcı bir güç olduğunu düşündüm. Yerçekimi her şeyi yerinde tutar ve göksel gök cisimlerini olması gerektiği gibi yörüngede tutar. Ama bu sinsilik, yerçekimi sonunda yüzünüzü, kıçınızı ve vücudunuzdaki diğer her şeyi kesinlikle yanlış yöne çeker.

Bazen olgunlaşan yüzünüzle yüzleşmenin zor olduğu inkar edilemez. Babamın bir kez yansımasına baktığını ve "Cehennem çanları, bu yaşlı adam kim?" Diye haykırdığını hatırlıyorum. Anladım, ama o zaman sadece acısına sempati duyabiliyordum. Şimdi ben de hissediyorum. Zarif yaşlanma arayışı - ve iç güzelliğin gerçeğine belirgin bir inanç - resmi olarak acildir.

Kırmızı Kod: Bu bir tatbikat değildir.

Bu yüzden derin bir nefes alın, yeni müziğin çoğunu, modanın çoğunu ve tüm genç süper modelleri görmezden gelin. Daha piyasaya sürülmeden sizi geçen yılın iPhone'u yapmak için komplo kuran ekonomik demograflara aldırmayın. Kendinize yaşlanmanın bir onur ve ayrıcalık olduğunu hatırlatın. Bunun BS olduğunu da bilin, ancak birlikte çalışmanız gereken BS türüdür. İki seçenek var: Yaşlan ya da yaşlan.

İşin püf noktası, "zarif bir şekilde yaşlanma" olayını tamamen ve kesinlikle bir anda benimsememek olduğunu düşünüyorum. 60 yaşındaki bir vücutta süper skinny jean pantolonlar içermediği sürece, tekmelemek, çığlık atmak ve topuklarınızı biraz kazmak sorun değil. Ama aydınlanmaya doğru bebek adımları atmaya çalışın. Sadece birçoğunu ve hızlı bir şekilde alın. Old Man Time'ın bitiş çizgisine giden uzun, yavaş yavaş adımlarına ayak uydurmak gerekir.

Öyleyse neden zarafetle yaşlanma tutkumuz ve bir yıkım derbisinde yaşlanmanın gerçek gerçeği? Bu bir nevi piyasa odaklı gençlik kültürünün hatası. Ama Çekirge, içine bak. Genç ve güzelken kolayca vaaz ettiğiniz o içsel, güzel bilgeliği uygulayın. Ve toplam kültürün yanardöner cam evlerinden gökkuşağı renginde taşlar dökmeden önce, ayrıntılara bakın. Gökkuşağı bayrağının gölgesinde neyin gizlendiğini düşünün.

LGBT topluluğu nispeten kısa sürede muazzam bir şekilde büyüdü. Kapalı küçük çocuklardan kabadayı gençlere, daha düşünceli, AIDS'li yetişkinlere dönüştük. Ancak topluluğumuzdaki bölünmeler göz kamaştırıyor. Bir süpernova kadar parlak ya da kasada alt ettiğiniz huysuz müşteri kadar ince, parlıyoruz. Gerçek suçluyu görmek için aynaya bakmak yeterlidir.

Topluluğumuz fizikselliğe komik bir şekilde takıntılıdır. Çok sık olarak, yalnızca yontulmuş karın ve çenelerin uygulanması gerekir. O yontulmuş çiftleri eşcinsel gemileri için basılı bir reklamda her gördüğümde içimi bir ürperti kaplıyor. Şahsen, denizde geçirdiğim süre boyunca burka giymeyi hayal edebiliyorum. Sanırım tam vücut dökümü de işe yarayabilir ve sempati etkili bir buz kırıcı olabilir. Her şey çok çılgın, çünkü ışığın tenimizden yansıyan formundan daha iyi olduğumuzu biliyorum. Ama ben dahil çok az insanın yargılamadığını da biliyorum. Başkaları hakkındaki ilk izlenimimiz onların görünüşüdür ve ne kadar denesem de değerlendiririm. Bunu heteroseksüel ya da gey hepimiz yapıyoruz ama bence geyler bunu daha çok yapıyor ve daha uzun süre yapıyor.

İşte başka bir teori. Bence heteroseksüel insanlar bir kez çocukları olunca işin içinden sıyrılıyorlar. Annem inanılmaz bir fiziksel çileden geçti. Besinleri ve gebeliğin şaşırtıcı derecede gizemli yaşam güçlerini iletmek, sonra inancın ötesine geçmek ve sonunda doğum yapmak, ki bu gerçekten korkunç bir süreç için çok hoş bir örtmecedir. Gizlice insan üreme sisteminin akıl almaz olduğuna inanan çocuk doktorları ve yeni doğan tıp camiasını tanıyorum. Marsupials bunu bir milyon yıl önce buldu. Ama mesele şu ki, annemin bir süre bikini giymemesine izin veriliyor.

Bu arada babam işini yaptı. İşe gidiyor, eve geliyor ve bir aileyi büyütmek için işe gidiyor. Yapmak zorunda, çünkü iki gelir Amerika'da hayatta kalmanın temeli. Aniden, artık spor salonu zamanı kalmadı ve kalan az zaman, yatar koltukta hak edilmiş bir molaya ayrıldı.

Bunlar devasa, kapsamlı genellemeler mi? Cehennem, evet! Ve bekleyin, dahası var!

Eşcinseller, özellikle erkekler, genellikle bu toplumsal geri dönüş pozisyonlarına sahip değildir. 10 tekrardan oluşan üçüncü sette çalışan pec fly makinesinde ölmemiz bekleniyor. Ve 501'lerimizde bir düğmeyi açmadan bırakmak zorunda kalırsak, bu üst düğme olamaz. Alt düğmeler için yeterli yer yoksa, insanların spekülasyon yapmasına izin verebiliriz.

Gerçek, sağlıklı fetişler ile ulaşılamaz veya gerçekçi olmayan klişeler arasındaki ince çizgidir. Herkes kaslı bir motorcu ya da yaban arısı belli rujlu bir lezbiyen olamaz. Ve eşcinsel topluluğunda yaş ayrımcılığına girmeyelim bile. Ahem ... bu sütuna dikkat edin, eski eşcinsel fil mezarlığından gelen ses. Ama mesele şu ki, dar kot pantolonlu, tek başına içki içen çılgın, acı bir kraliçe olmak istemiyorsak, yaşlandıkça bu özlemlerin ve fetişlerin biraz kontrolünü kaybetmesi gerekiyor.

Şimdi, bunları nasıl yapacağız? Nasıl zarif bir şekilde yaşlanırız? Altın yıllarda bize rehberlik edecek rol modellerimiz kimler? Neden. bu biziz, çok şükür! Bu sana ve bana bağlı ve bence altın sarısı tuğlalı yolda pek çok yol var. Bahçe, briç oynayın, spor salonuna gidin ve 10 yerine sekiz tekrar yapın. Her şey yolunda. Sadece yutturmaca satın almayın. İşletmeler ve şirketler her zaman size bir şeyler satmaya çalışacaklar ve çoğu 20 yaşındaki birinin her şeyi satabileceğini düşünüyor.

Tamam, başka bir kapsamlı genelleme. Üzgünüm.

20 yaşında bir Viagra atışı biraz ürkütücü olabilir.

KURT NIECE, bir sanatçı, kuyumcu ve The Breath of Rapture ve Mercury Fields kitaplarının yazarıdır. O ve ortağı Gary, sevgili kedileriyle Ark'taki Hot Springs Köyü'nün kristal vadilerinde yaşıyorlar.

https://www.advocate.com/commentary/2016/4/25/can-gay-people-ever-master-aging-gracefully

Esas mesele LGBTİ’leri ezen bu eril tahakkümü sorgulamak

$
0
0

'Toplumdaki homofobiyi yenmek için beraber mücadele etmek, her zorluğunda destek olabileceğinizi söylemek varken ilk işiniz LGBTİ bir bireyi kendi gibi yaşamaktan vazgeçirmeye çalışmak mı olur?'

Menevişli KUŞ 

Toplumda var olmaya çalışırken kendimizi fark etmemiz, tanımamız oldukça zor. Ne acıdır ki insan kendinin nasıl biri olduğunu, neleri sevdiğini, nelerden hoşlandığını bile anlayamıyor çoğu zaman! Büyürken çevremizden duyduğumuz ayrımcı, ırkçı, ötekileştirici birçok şeyi de içselleştiriyoruz. Ben de sanırım tüm bunların etkisinde kalarak kendimi uzunca bir süre yönelim anlamında tanımlayamamıştım. Büyümek ya da gelişmek beraberinde kendini daha iyi tanımlamayı da getiriyor. Ben bana kabul ettirilmeye çalışılan şeylerin aslında doğru olmadığını zamanla anladım ve şimdi buna karşı duruyorum. Heteroseksüel olsaydım kendimi tanımam bu kadar zor olacak mıydı gerçekten? Hoşlandığım kişileri kendime bile itiraf etmekte bu kadar zorlanacak mıydım? Tabii ki hayır! Heteroseksüel ilişkilerin kutsandığı, törenlerle reklamının yapıldığı, edebiyatla dizilerle tiyatrolarla romantikleştirildiği bir toplumda heteroseksüel biri nasıl zorlanır ki kendini tanımlamakta?

Homoseksüel ilişkilerin “iğrenç, yanlış, ayıp, günah” olduğu bir toplumda işte bu kadar geç kalıyorsun kendini öğrenmeye. Böyle bir toplumun getirisi midir bilinmez, kendini açıklamaya karar verdiğinde en açık fikirli olduğunu düşündüğün arkadaşlarına bile kendini fark ettiğini söylemek bir savaşa hazırlanmak gibi oluyor. Nasıl tepki vereceklerini, ağızlarından seni kıracak hangi cümlenin çıkacağını kestirmekle geçiyor günlerin. Basit bir “Gerçekten ‘böyle’ hissettiğine emin misin? Bir hevestir belki?” cümlesinin bile kırıcı ve hatta homofobik olduğunu fark edemiyorlar.

Çevrenizde daha önce heteroseksüel olduğunu “açıklamak” zorunda kalan birini gördünüz mü? Çünkü bu “normal”dir, “olması gereken”dir, “herkesin olduğu”dur. Öyle bir bilinç yerleşmiş ki zihinlere, herkes karşısındakini heteroseksüel kabul ediyor. Bir kadının sevgilim diye anlattığı o kişi birçoklarının zihninde otomatik bir biçimde erkek olarak belirir. Kendi yakın çevremin her ne kadar açık fikirli olduğunu düşünsem de yaşadığım şeyler aslında çevremdeki kimsenin homofobiyi yenemediğini göstermiş oldu. Zamanla aşmış olsalar da birçoğunun ilk tepkisi gücendiriciydi, elbette son günlerde yükselişte olan o meşhur cümle gibi “kimsenin bizi yılgın bir hoşgörüyle benimsemesine kalmadık” ama gizli bir homofobiyi barındırdığını da görmek istemezdim.

DESTEK OLMAK VARKEN…

Kendimi açıklarken bana bazı soruların gelebileceğinin farkındaydım fakat bunun benim aklımın ve kararlarımın sorgulanması noktasına geleceğini düşünmemiştim. Çoğu kişi heteroseksüel bir kişiye cinsel hayatını sorma cesaretini gösteremez. Pornografik sorularla kendi fantezi dünyalarını beslemeye çalışan insanlar bile oldu. Anlayacağınız benim ilişkim saygıyı, ihtimamı hak etmiyordu onlar için. Öte yandan beni sevip düşündüğünü iddia eden yakınlarımınsa ilk cümlesi “Bir kadınla bu toplumda ilişki yaşamak çok zor olacak, kendinden emin misin, bu zorlukları göze alıyor musun?” oldu. Toplumdaki homofobiyi yenmek için onunla beraber mücadele etmek, ona her zorluğunda destek olabileceğinizi söylemek varken ilk işiniz onu kendi gibi yaşamaktan vazgeçirmeye çalışmak mı olur? Ne isteniyor benden? Olduğum kişiliği inkâr etmem mi?

Kaldı ki heteroseksüel bir kadına “Her gün kadın cinayetleri işleniyor, psikolojik/ekonomik/fiziksel şiddete uğruyor kadınlar, gerçekten bir erkekle ilişki yaşamak istediğine emin misin?” deniyor mu? Elbette her ilişkide şiddet yaşanmıyor olabilir ama heteroseksüel kadınların bu şiddet biçimlerinden en az birine hayatının bir döneminde bile olsa maruz kalmadığını söyleyebilir miyiz? İnsanlar LGBTİ’lerin ilişkilerine karıştıkları kadar neden şiddet içeren ilişkilerdeki mağdurları düşünmüyor? Neden şiddete tanık olsalar bile görmezden gelebiliyorlar? Hissettiği gibi yaşamak isteyen insanların kimseye bir zararı yokken neden buna karışmaya harcanan mesai, şiddeti var eden ilişkiler hakkında bir söz söylemeye harcanmıyor?

BİRLİKTE MÜCADELE

Belki bunun onlarca cevabı var ama sanırım en kapsayıcı cevap şu: Toplumda zaten ayrımcılığa uğrayanı sorgulamak kolay, asıl zor olan yüzlerce yıldır kadınları ve LGBTİ’leri ezen bu eril tahakkümü sorgulamak. Bizi sorgulamak fark edilmese de var olan düzeni güçlendiriyor.

Kendimi bir şekilde, olduğum halimle kabul ettirmek zor olsa da bunun mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğim. Çünkü yalnız değilim. Toplumun, çevremin içindeki örtülü ya da açık homofobiyi yenmesi için elimden geleni yapacağım. Bunun yolu bireysel bir mücadeleden çok birlikte bir mücadeleden geçiyor. Kadınlar ve LGBTİ’lerle ortak bir mücadele örmemiz ve eril, homofobik toplumu değiştirmemiz gerekiyor! Birimizin iyileşebilmesi ancak hepimizin iyileşebilmesiyle mümkün. Mücadeleyi ve dayanışmayı büyüteceğiz, daha güzel bir yarını hep birlikte kuracağız!

https://ekmekvegul.net/dergi/esas-mesele-lgbtileri-ezen-bu-eril-tahakkumu-sorgulamak

İHD LGBTİ+ Komisyonu: Nerede ihtiyaç varsa, orada var olacağız

$
0
0

 CÜNEYT YILMAZ ANLATIYOR

Her ne kadar örgütlenme yeni olsa da derneğin savunuculuk ve hak mücadelesi anlamındaki deneyimi düşünüldüğünde, komisyon, özellikle İstanbul’daki LGBTİ+’ların başvuru noktası olacak gibi görünüyor.

“Daha üç gün önce bir arkadaşımız intihar etti, abisi bir başka arkadaşımızı öldürdü. Yöneticilerin ayrımcı ve nefret söylemi içeren söylemleri tam da böyle etkiliyor toplumu.

“Bir insanı öldürmeye götürecek kadar bir nefret büyüten bu sistemi durdurmak için komisyonlar kuruyor ve kurumlar açıyoruz…”

Lubunyalara karşı özellikle iktidarın ürettiği nefret ve ayrımcı söylemler, LGBTİ+ topluma şiddet olarak yansısa da bu ve benzer şiddetin karşısında ilmik ilmik emekle örülen yeni örgütlenmeler kuruluyor.

İnsan Hakları Derneği LGBTİ+ Komisyonu da bu örgütlenmelerden. Her ne kadar örgütlenme yeni olsa da derneğin savunuculuk ve hak mücadelesi anlamındaki deneyimi düşünüldüğünde, komisyon, özellikle İstanbul’daki LGBTİ+’ların başvuru noktası olacak gibi görünüyor.

Komisyon’dan Cüneyt Yılmaz da tam olarak bu noktaya vurgu yapıyor, ısrarla diyor ki “Kimse yalnız değil. Kimse bu baskı altında kendini yalnız hissetmemeli. Komisyonlar ve STK’lar bunun için var. Biz bunun için varız İHD bunun için var.”

Komisyonun yola çıkış amaçlarını, Cüneyt Yılmaz anlatıyor.

“İHD’de LGBTİ+’ların olmaması düşünülemezdi”


Öncelikle İHD’de LGBTİ Komisyonu kurma fikri nasıl oluştu?

Çok uzun zamandır konuşulan bir şeydi bu komisyon eksikliği. Benden evvel de sürekli denenmiş ancak bir türlü sonuca ermemiş bir girişimdi. Yalnızca bir söylem olarak dönüp durmuş.

Ancak işte bilirsiniz bir şekilde onun vakti gelmiştir ve yapılır. O vakit biraz şekillendi diyebiliriz.

İnsan hakları savunucusu Gülseren Yoleri ile konuştuk ilk başta ve Eren Keskin her yerde olduğu gibi burada da bu meseleyi omuzladı ve bize güç verdi.

Aslında fikrin oluşmasından ziyade gerekliliği üzerine şekillendi. İnsan haklarının olduğu bir kurumda LGBTİ+’ların olmaması düşünülemezdi zaten.


Komisyonun öncelikli çalışma başlıkları neler olacak?

Derneğin isminden de anlaşılacağı üzere hak ihlalleri ekseninde şekillenecek çalışmalarımız. Derneğin konumu herkesin ulaşabileceği bir yerde, Taksim’deyiz. 

LGBTİ+ların kısmen de olsa kendilerini var ettiği ve diğer ilçelere göre biraz daha rahat yaşadığı bir yer taksim. Bu yüzden hak ihlallerinin de çok yaşandığı bir yer. Çalışma başlıklarımız aslında gelen başvurulara göre şekillenecek yani nereden ihtiyaç duyulacaksa orada var olacağız.


Peki komisyon kaç kişiden oluşuyor? Faaliyet süreci nasıl ilerliyor biraz anlatır mısınız?

Komisyonumuz 10 kişiden oluşuyor. Gazeteci yazar, avukat, insan hakları savunucuları ve bağımsız aktivistlerden oluşuyor.

Faaliyet sürecini konuşmak için biraz erken olduğunu düşünüyorum çünkü çok yeniyiz.

Ama diğer STK’lardan pek bir farkı olmayacaktır, yalnızca hak ihlali eksenli bir faaliyet işleyişimiz olacak. Henüz başvuru almadık, ancak kendi aramızda konuştuğumuz ve yapılmasını istediğimiz faaliyetlerimiz var.

Tüm LGBTİ+ kurumları ile temas halinde olup büyük bir dayanışma içinde olmayı ve ihtiyaç temelli bir komisyonu tercih ediyoruz.


"Hiç kimse yalnız veya yanlış değil"

Bu komisyonu kurmak sizin için neden önemli?

Neredeyse her hafta bir arkadaşımızı kaybediyoruz, intiharların ve cinayetlerin politik olduğunu sürekli söylemekteyiz zaten. Bu intiharların  ve intiharlara götüren süreçlerin hak ihlallerinden geçtiğini biliyoruz. Hak ihlali yaşamayan kişilerin halledemeyeceği pek sorunu kalmayabiliyor.

Çünkü bir transın evinden çıkıp markete gidip eve geri dönme sürecinde bile yaşadığı birden fazla hak ihlali var. Gündelik yaşantınızı bile sürdürmenize engel olan ihlaller çok üzülerek söylüyorum ki böyle sonuçları getiriyor. Keza öldürülen LGBTİ+lar için de aynı şeyleri söylüyoruz. Hak ihlali yaşandığı, aslında haklarının elinden alındığı bir sistemin içinde işleniyor bu cinayetler. 

Ve tabi ki katilin güvendiği yargı sistemi(miz) Biz bu hak ihlalleri sonucu ortaya doğacak kötü sonuçları yok etmek amacıyla kuruduk. Hata kişinin direk hak ihlaline uğramadan yaşaması için çalışacağız.  Bu sebeple b u komisyon çok önemliydi.


LGBTİ+’lar komisyona nasıl ulaşacak?

Komisyonumuza ulaşabilmek için derneğin tüm dijital yolları kullanılabilir. Görünürlük sorunu yaşayanlar için telefon hatlarımız var, taksim’deki derneğimiz ziyaret edilecek başvuru yapılabilir. Twitter adresinden veya whatsapp hattımızdan ulaşabilirler.


Türkiye’de son dönemde özellikle LGBTİ+ toplumuna yönelik iktidarın ayrımcı ve nefret söylemi yayan cümleleri duyuluyor. Komisyonun çalışmaları arasında nefret söylemine karşı mücadele de olacak mı?

Elbette olacak. Zaten komisyonun ortaya çıkması ve var olması da bu nefret söylemleri sonucu oldu.

Bizim ve diğer tüm LGBTİ+ kurumların yaptığı tüm eylem etkinlikler nefret söylemine karşı bir mücadeledir zaten. Varoluşumuz bile tek başına bir karşı duruş. Nefret söylemlerinin sonucunda yaşanmasını istemediğimiz ihlaller ve kötü sonuçlardan önce tüm LGBTİ+ların yollarının bizimle veya başka bir kurumla kesişmesini istiyoruz.

Bir telefon kadar uzağında olan ve temas ettiği andan itibaren, yaşamının pozitif anlamda değişmesine imkân sağlayabilecek olan her yere ulaşmasını sağlamalıyız. İktidarın ve diyanetin nefret söylemlerine karşı topyekün bir şekilde saf tutuyoruz. Hiç kimse yalnız veya yanlış değil. Herkes farklı herkes eşit.


Ayrıca şunu da merak ediyoruz, genel olarak artan baskı ortamı LGBTİ+ toplumu nasıl etkiliyor?

Yaşadığımız bu süreçte var olan baskı en fazla LGBTİ+ları etkiliyor desek abartmış olmayız. 

Transların yaşadığı baskının üstüne bir de yönetenlerin baskısı geliyor. Yönetenlerin söylemi sadece baskı değil hayatı yaşanmaz hale getiriyor.

Daha üç gün önce bir arkadaşımız intihar etti bir başka arkadaşımız abisi tarafından öldürüldü. Tam da böyle etkiliyor toplumu.

Bir kişiyi öldürmeye götürecek kadar bir nefret büyüten bu sistemi durdurmak için komisyonlar kuruyor ve kurumlar açıyoruz.


“Komisyonu kurduk, güçlü olduğumuzu gördük”

LGBTİ+ toplumu açısından bu Komisyonun güçlendirici bir yönü olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle öyle bir yönü var. Her şeyden önce bu komisyonun isminin içinde “insan hakları” olması bile karşıdakini güçlü ve güvende hissettiren bir olgu. İHD’nin geçmişine baktığınızda zaten nasıl bir yerde durduğunu hepimiz biliyoruz.

Ama İHD ile yolları hiç kesişmemiş bir insan bile bir hak ihlali yaşadığı zaman başvurabileceği yerin burası olduğunu biliyor. Ve yukarıda da söylediğim gibi.

Biz komisyon olarak hiçbir şey yapmasak bile, orada başvurulacak bir yer olduğunun bilinci bile karşıdakine güçlendirici bir hal aldırıyor. Biz de bu komisyonu kurarak kendimizin güçlü olduğunu gördük.


“Hak ihlallerinde bize başvurun”

Son olarak ne eklemek istersiniz?

Komisyonumuz çalışmak isteyen herkese açık bir komisyondur. Bizimle irtibata geçmesi yeterlidir, gelip hemen yanımızda yer alabilirler. Ve zaten ihtiyaç duyuyoruz buna. Ayrıca içinden çıkamadıkları tüm konularda yalnız olmadıklarını bilmeleri gerekli.

Yaşadıkları tüm hak ihlallerinde bizlere başvurmalarını tavsiye ediyoruz bekliyoruz. Kimse yalnız değil. Kimse bu baskı altında kendini yalnız hissetmemeli. Komisyonlar ve STK’lar bunun için var. Biz bunun için varız İHD bunun için var.

(EMK)

https://bianet.org/biamag/diger/257252-ihd-lgbti-komisyonu-nerede-ihtiyac-varsa-orada-var-olacagiz

Article 0

$
0
0

 İran’da Eşcinsellik Suçlamasıyla 6 Yıl Önce Hapse Atılan İki Erkeğin İdam Edilmesi Tepkilerin Odağında!

Elif

Onedio Üyesi

İran'da altı sene önce cinsel kimliklerinden dolayı hapse atılan ve geçtiğimiz günlerde idam edilen Mehrdad Karimpour ve Farid Mohammadi isimli iki gencin ardından gelen tepkiler çığ gibi büyümeye başladı. Detaylar için buyurun...

1979 devriminden itibaren homoseksüelliğin yasadışı kabul edildiği İran LGBTİ+ bireyler için dünya üzerindeki en tehlikeli ülkelerden biri olmaya devam ediyor.

İran'da altı sene önce 'oğlancılık' suçuyla hapse atılan Mehrdad Karimpour ve Farid Mohammadi isimli iki erkeğin geçtiğimiz günlerde idam edilmesi haberi tüm dünyayı kasıp kavurdu.

Mehrdad ve Farid davalarında 'iki erkek arasında zorla cinsel ilişki' suçuyla yargılanmış ve ömür boyu hapis cezası almışlardı.

Başkent Tahran'dan 500 kilometre uzaklıkta bulunan Maraga şehrindeki hapishanede geçtiğimiz günlerde idam edildiler.

İki erkeğin kimlikleri İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı (HRANA) tarafından açıklanarak doğrulandı.

Geçtiğimiz senenin Mayıs ayında ise 20 yaşındaki Alireza Fazeli Monfared isimli genç Huzistan Eyaleti'nde aile üyelerinin erkek bireyleri tarafından kaçırılıp öldürülmüştü.

İran'daki yetkililer ve resmi haber ajansları ise henüz konu hakkında bir açıklamada bulunmadılar ancak dünyanın dört bir yanından bu insanlık dışı suçlar hakkında tepkiler yağmaya başladı.

Yıllar önce İran'dan Almanya'ya kaçan Sheina Vojoudi yabancı haber kaynaklarına 'İran'ın hapishaneleri suçsuz insanlarla dolu' diyerek açıklama yaptı.

LGBTİ+ hakları savunucusu Peter Tatchell medya kuruluşlarına verdiği demecinde İran'da eşcinsel bireylerin, adil olmayan yargılamalardan sonra genellikle tartışmalı suçlamalarla devlet tarafından öldürülmesine ilişkin uzun süredir bir rejim politikası izlendiğini, infaz haberlerinin Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından kınandığını belirtti.

Ayrıca dünya örgütlerinin, bu infazlara izin veren yetkililerin, yargıçların ve hapishane personellerinin işlediği insan hakları ihlaline karşı yaptırım uygulanması gerektiğini söyledi.

İranlı-Amerikalı gazeteci Karmel Melamed sosyal medya hesabından ABD Dışişleri Bakanı'na ulaşarak isyanını dile getirdi.

'İran'da Ayetullah rejimi 'oğlancılık' suçuyla iki gay erkeği idam etti. İşte bu kişiler idam edilen Mehrdad Karimpour ve Farid Mohammadi. ABD'deki yetkililerin ve LGBT gruplarının bu korkunç suça karşı öfkeleri nerede?'

https://onedio.com/haber/iran-da-escinsellik-suclamasiyla-6-yil-once-hapse-atilan-iki-erkegin-idam-edilmesi-tepkilerin-odaginda-1042049

Yeni Akit'ten homofobi: Kılıçdaroğlu’nun LGBT vaadini yorumladı! “TSK’ya saldırı ilanı”

$
0
0

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun LGBT vaadinin göründüğü kadar masum olmadığı, Türk aile yapısına ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) alenen saldırı ilanı olduğu belirtildi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2023 seçimleri için şimdiden çalışmalara başladı. Kılıçdaroğlu boş bulduğu tüm panolara vaatlerini asarken, LGBTİ sapkınlığına verdiği sözler de dikkatlerden kaçmadı.

Reklam panolarından birinde Kılıçdaroğlu’nun, “Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak.” sözü vermesi dikkat çekti.

Kılıçdaroğlu’nun söz konusu vaadinin masum bir vaat olmadığı, alt metininin göründüğünden çok daha ciddi olduğu ifade edildi.

Sosyal medyada Abese İrca isimli kullanıcı, Kılıçdaroğlu’nun vaadi hakkında şunları yazdı:

Pek çoğunuz Kemal Kılıçdaroğlu'nun hazırlattığı bu afişi görmüşsünüzdür. Birlikte " cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak" sözünün hukuki olarak ne anlama geldiğini, Kılıçdaroğlu'nun Lgbti'ye ne vaat ettiğini inceleyelim.

Bu aslında özellikle batılı ülkelerde uzun zamandan beri tartışılan bir konu. Kişinin bir takım özelliklerinin ona diğer kişilerin sahip olduğu haklar konusunda dezavantaj olmasının giderilmesi üzerinden yapılan bir tartışma.

Mesela Abd'de siyahilerin otobüsün arka tarafında oturmak zorunda olması gibi konular bu başlıkla tartışıldı ve bu dezavantaj, çıkarılan yeni yasalarla giderildi. Böyle bakınca haklı ve masum bir tartışma olarak görülebilir. Kılıçdaroğlu da zaten bunu amaçlıyor.

Ancak meselenin bir de başka boyutu var. Cinsel yönelim üzerinden ortaya çıkan sorunlar da batıda yine dezavantajlar üzerinden tartışılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu bu kelimeyi özellikle seçmiş. Peki Batıda tartışılan ve Lgbti'ye verilen yasal haklar neler? İşte burası önemli.

Lgbti'nin dezavantajlar olarak ilan ettiği bir liste var. Buna göre:

1- Evlilik hakkı. Cinsel yönelimleri yüzünden diğer Türk vatandaşlarına verilen evlenme hakkına sahip olmadıklarını ve bunun bir dezavantaj oluşturduğunu iddia ediyorlar. Kılıçdaroğlu evlenme hakkı vaat ediyor.

2- Batılı ülkelerin aksine Türkiye eşcinsel çiftlere evlatlık edinme vermiyor. Lgbti bunun bir dezavantaj olduğunu savunuyor. Kemal Kılıçdaroğlu Lgbti'ye evlatlık edinebilme sözü veriyor.

3- Batılı ülkelerin ordularında eşcinsellik serbest, ülkemizde ise eşcinseller Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev alamıyor. Eşcinsellerin taleplerinden birisi de bu. Tsk'da subay olamamalarının bir dezavantaj olduğunu savunuyorlar. Kılıçdaroğlu işte bunu kastediyor.

4- Eşcinsel yakınlaşmanın ahlaka mugayir kabul edilmesinin yasa ile ortadan kaldırılmasını istiyorlar. Yani bir kafede ailenizle otururken yan masada iki erkek öpüşmeye başlarsa ve siz tepki gösterirseniz siz suçlu olacaksınız.

Bunlar size abartı geliyor olabilir ama yakın zamanda Avrupa ülkelerinde bu maddeler tam olarak "cinsel yönelimin dezavantajları" kavramı üzerinden tartışıldı ve yukarıda bahsettiğim maddeler lgbti'ye yasal hak olarak verildi. İşte Kılıçdaroğlu bunun ilanını vermiş.

Yani mesele Lgbti'nin masum talepleri değil, Türk aile yapısına ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı hazırlanan ciddi bir saldırının ilanı. Bu yasalar 10 sene önce Avrupa için de marjinaldi ve büyük tepki almıştı ama bugün hepsi bu yasaları çıkardı. İşte bizi buna hazırlıyorlar.

https://www.yeniakit.com.tr/haber/kilicdaroglunun-lgbt-vaadini-yorumladi-tskya-saldiri-ilani-1624732.html

Yobaz basın, CHP'nin eşcinsellere afiş yoluyla verdiği eşitlik sözünü nefretle köpürtmeye devam ediyor!

$
0
0


CHP NE VAAT ETTİĞİNİN FARKINDA MI?

CHP lideri Kılıçdaroğlu, partinin vaadlerini ülkemizin çeşitli kentlerindeki ilan panolarından duyuruyor. Bu panolardan birisinde Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafının yanında şöyle yazıyor: "Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak."

Burda bahsedilen üç toplumsal kategori zaten anayasal olarak koruma altında ama belki de Kılıçdaroğlu daha kapsamlı bir yasadan bahsediyordur, kendisi açıklarsa öğreniriz. Ancak dikkatimi çeken "cinsel yönelim" ibaresi oldu.

Kılıçdaroğlu ve müttefikleri, "cinsel yönelim" ibaresinin beraberinde getirdiği anlamlar silsilesinden haberdar iseler, "dezavantaj" diye adlandırdıkları durumların aslında eşcinsel-feminist söylem dünyasının ve onun beraberinde getirdiği pratiklerin de kanun yolu ile üzerimize zorlayacaklar demektir. Bu, geleneksel aile düzenin dezavantajlı duruma düşmesine neden olacak politikalar bütünüdür.

Şayet cinsel sapkınlığı siz bir cinsel yönelim olarak yasa çerçevesinde tarif ederseniz, o da artık yönelimlerden biri haline gelir. Eğitimden medyaya her şey o yasa çerçevesinde düzenlenmek durumunda kalır. Mesela artık "cinsel sapkınlık" demek, bir ayrımcılık haline gelir. Diyânet işleri, eşcinsel ilişkinin haram olduğundan dahi bahsedemez. Eğitim hayatında bu sapkınlığı farklılık olarak çocuklarımıza öğretmek zorunlu hale gelir. Ordudan emniyete, bürokrasiden gündelik hayata lgbt+ şeklinde tabir ettikleri kimliklerin resmen tanınması ve normal olarak benimsenmesi beklenir. Aksi takdirde yasaya aykırı hareket edilmiş sayılır.

Bugün geldikleri noktaya ibretle baktığımız Batı ülkelerinde de hikâye esasen böyle başlamıştır. CHP ne vaat ettiğine dikkat etsin; seçmenleri de...

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2022/02/07/erdoganin-birlestirici-degeri


Afişli sapkınlık!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile örtülü bir Cumhurbaşkanlığı yarışına giren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “telafi edeceğiz” sloganıyla LGBTİ’li sapkınların hamiliğine soyundu.

Tek ortak paydaları Başkan Erdoğan’ı koltuğundan indirmek olan zillet ittifakının paydaşları henüz oturma düzeninde bile anlaşamazken, ittifakın büyük ortağı CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şimdiden vaatlerini sıralamaya başladı. Seçim planlamalarına erken başlayan Kılıçdaroğlu’nun, olası CHP iktidarında LGBT sapkınlığının yasayla normalleştirileceğinin duyurması akıllara benzer uygulamalarını getirdi. İşte CHP’liler tarafından “Seyyid” olduğu iddia edilen Kılıçdaroğlu’nun, İslam’ın lanetlediği eşcinsel sapkınlığı meşrulaştırmaya yönelik attığı adımlarından bazıları:

Sapkınlıkların önünü açtı

YSK tarafından milletvekilliği başvurusu veto edilen Öykü Özen adlı transseksüel, Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlık koltuğuna oturmasının ardından CHP’den aday adayı oldu. 2008 yılına kadar eşcinsel sapkınlara randevu vermeyen CHP, 2011 yılında LGBTİ sapkınlar için Meclis’te soru önergesi verdi. 2012 yılında LGBT Derneği’nden trans Kemal Ördek ile Kaos GL Derneği’nden Hayriye Kara’yı kabul eden Kılıçdaroğlu, eşcinsel sapkınları Gazi Meclis’te ağırlayan ilk parti lideri oldu. Kendisini ziyaret eden Lezbiyen, Gay, Biseksüel ve Transseksüel’lerden oluşan kalabalık bir heyetle, “LGBTİ’nin Gezi olaylarındaki rolü” üzerine sohbet eden Kılıçdaroğlu, homolara; “Belediye meclis üyeliklerine aday olmanız halinde üst sıralarda yer almanızı değerlendiririz” sözünü verdi. 2014 seçimlerinde, Beşiktaş Belediye Meclisi üyesi seçilen Sedef Çakmak, Türkiye’nin ilk lezbiyen belediye meclis üyesi oldu. LGBTİ’li Boysan Yakar, 2014 yılında gerçekleşen CHP’nin 18. Olağanüstü Kurultayında, Kılıçdaroğlu kontenjanından anahtar listeye kondu. 4 Aralık 2015’te Uluslararası Şeffaflık Derneği öncülüğünde oluşturulan “Açık Koalisyon” girişimiyle masaya oturan Kılıçdaroğlu, aralarında Pembe Hayat LGBT Dayanışma Derneği üyelerinin de olduğu lezbiyenlerle “Dürüstlük Taahhütnamesi” imzaladı.

Ekrem de homoların arkasında

Öte yandan; 2023 seçimleri için şimdiden idmana başlayan CHP’li Ekrem İmamoğlu da koltuğa oturduktan sonra İBB kaynaklarını ve mesaisini LGBTİ sapkınlığına resmiyet kazandırmak için harcamaya devam ediyor. Göreve gelir gelmez “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Şube Müdürlüğü” kurulmasını teklif eden, söz konusu teklifi 16 Temmuz 2020’de, AK Parti ve MHP gruplarının aleyhte oylarıyla reddedilen İmamoğlu, daha önce de Şişli Belediyesi’ne ait Toplumsal Eşitlik Merkezi’nde ‘uzman’ sıfatıyla çalışan LGBTİ sevicisi Zelal Yalçın ile Elif Avcı’yı İBB’ye transfer etti. Geçmişte katıldığı bir televizyon programında, eşcinsel evlilik talebinin kabul edilebilir olduğunu söyleyen İmamoğlu, 12 Mart 2021’den beri İBB yönetici ve personeline katılım zorunluluğu dayatmasıyla “Toplumsal Cinsiyet Eşitliliği” eğitimi veriyor.

https://www.yeniakit.com.tr/haber/afisli-sapkinlik-1624997.html


Sapkınlık hak değildir; suçtur

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sapkınlar için vaad ettiği “cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” sözü afişte kalmadı. CHP yasal düzenleme için çalışma başlattı.

HDP’den sonra CHP de sapkınları savunma moduna geçti.

Kılıçdaroğlu, “cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” afişi ile Batı Emperyalizminin halkları ifsat aracı olarak kullandığı sapkın gruplara yasal statü verileceği işaretini vermişti.

Kılıçdaroğlu’nun “cinsel yönelim” tabir ettiği sapkınlık açıklamasına bir destek de CHP Genel Başkanı Yardımcısı Faik Öztrak’tan geldi.

“AYRIMCILIK”MIŞ!

CHP MYK'sı sonrası kameralar karşısına geçen Öztrak, ayrımcılığı önlemek için bu adımı attıklarını iddia etti.

Batı emperyalizminin sihirli “ayrımcılık” sözüne sığınan CH,  geçmişte bu ülkede dindarlara yönelik ayrımcılığın merkez noktası iken söz konusu sapkınlar olunca ayrımcılık karşıtıymış gibi rollere bürünmesi manidar bulundu.

Öte yandan sapkınlığı etnik köken, inanç ve engellilik ile aynı cümle içine serpiştirerek haklılık kazanmaya çalışan CHP yönetimine birileri eşcinselliğin bir hak olmadığını tüm inançlarda ve bundan birkaç yıl önce tüm ülkelerde bir suç olduğunu hatırlatmalıdır.

Sermaye sahipleri ve küresel sistemin bu suçu hak gibi gösterme çabasına CHP ya da herhangi bir parti alet olmamalıdır. Türkiye'de bu şu işleyenler hukuk önünde hesap vermelidir.

https://dogruhaber.com.tr/haber/811592-yunan-vahseti-insanlik-dondu/


Muhlefe,din düşmanlığına ve sapkınlığa neden sessiz?

Millet İttifakı adı altında birleşip CHP’ye birçok belediye ve milletvekili kazandıran İP, SP ve diğer milliyetçi-mütedeyyin görünümlü partiler,destek oldukları CHP ile HDP’nin rezaletlerine çıt çıkaramıyor.

Millet İttifakı adı altında birleşip CHP’ye birçok belediye ve milletvekili kazandıran İP, SP ve diğer milliyetçi-mütedeyyin görünümlü partiler, vagon oldukları CHP ile HDP’nin rezaletlerine çıt çıkaramıyor. Muhafazakar çizgide siyaset yaptığını iddia eden İyi Parti, Saadet Partisi ve Davutoğlu’nun Gelecek Partisi sessiz halde...

Yeni Akit gazetesinden Yavuz Selim'in haberine göre,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarını devirmek için bir araya geldikleri CHP ile HDP’nin din dışı söylem ve eylemlerine itiraz edemeyip zillet halini yaşayan üç parti; koltuk değneği oldukları CHP-HDP’nin Diyanet’i hedef almasına susuyor, İslam’ın mukaddeslerine dil uzatmasına çıt çıkarmıyor, Allah’ın lanetlediği eşcinsel sapkınlığı meşrulaştırmayı vaat etmesi karşı üç maymunu oynuyor.

İSLAM'A SÖVENLERLE AYNI FATA

Ayasofya’yı ibadethaneye çevirip Taksim’e cami yapan, Kur’an kurslarını bütün ülkede yaygınlaştıran, başörtüsü yasağını kaldıran AK Parti iktidarını hemen her gün hedef alan Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu, alenen Peygamber Efendimiz dönemine dil uzatan HDP’li densize ses çıkarmadı. HDP’li Oya Ersoy, mübarek Regaib Kandili akşamında Meclis kürsüsünden “Bugün karşı karşıya olduğumuz yıkım, 500 yıl önceki Osmanlı yönetimini, 1500 yıl önceki dini toplum ilişkilerini ve 2 bin 500 yıl önceki Orta Asya masallarını yeniden kurma hayalidir” sözlerini sarf etti.

SAPKIN EVLİLİKLER VAADİ

CHP, LGBT sapkınlığının kanunla normalleştirileceğini seçim vaadi yaptı. Kılıçdaroğlu’nun görseliyle bilbordlara “Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” yazıldı. Eşcinsel evliliğin önünü açma sinyaline SP, İP, GP’den tek kelime tepki gelmedi.

DİYANET HEDEFTE

CHP milletvekilleri Özgür Özel, Engin Altay, Atila Sertel ve Mehmet Tüm gibi isimler Diyanet’i siyaset konusu yaparak Diyanet personeli imam ve müezzinleri hedef gösterdi. Diyanet üzerinden İslam’la hesaplaşan CHP’nin vekillerine Karamollaoğlu-Akşener-Davutoğlu üçlüsü tepkisiz kaldı. Sadece Saadet Partisi, 4-6 Yaş Kur’an Kursları için “orta çağ zihniyeti, bilim dışı kurumlar” diyen Özgür Özel’i isim vermeden yaptığı açıklamayla kınadı. Açıklamada ne CHP ne de Özgür Özel ifadesi geçmedi.

LGBT SEVDALIOLARI BAŞ TACI

CHP’li belediyeler 2019 yerel seçimlerinin ardından her sene LGBT “Onur Haftası”nı kutlayan mesajlar paylaştı. İP, SP oylarıyla seçilen İstanbul, Mersin, İzmir, Eskişehir gibi 33 CHP’li belediyenin sapkın homolara yönelik mesajlarına da ses çıkarılmadı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Şişli Belediyesi “LGBT dostu belediyecilik protokolünü” imzaladı. Zillete payanda olan sözde muhafazakar partiler CHP’yi değil, alnı secdeli Erdoğan ve kurmaylarını hedef aldı.

CHP’li Şişli ve Kadıköy Belediyesi’nin bünyesinde “Kadıköy Kent Konseyi LGBT Meclisi” ve “Şişli LGBT Meclisi” kuruldu, Zillet ortakları bunlara değil, 4-6 yaş Kur’an kurslarını bütün ülkeye de yaygınlaştıran AK Parti iktidarına saldırdı.

CANANA'A SUS, AYASOFYA'YA KİN

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, LGBT “Onur Haftası” ile ilgili sosyal medya hesabından eşcinsellere destek mesajları attı. SP, İP, GP’nin kurmayları bunlara değil Ayasofya’yı yeniden cami yapan Erdoğan’a çattı.

CHP Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Alper Taş, yerel seçim öncesinde SP’nin kanalı TV5’te eşcinsellik propagandası yaparak, “Biz LGBT konusunda onların kendi meclislerinde aldıkları kararları ve sorunlarının takipçisi olacağım. Biz LGBT için söylediklerimizin her zaman arkasındayız” dedi. Yayını kesmek yerine Taş’ı seyretmeyi tercih eden SP, bu rezilliği de yiyip yuttu.

https://www.ortadogugazetesi.com/yasam/muhlefedin-dusmanligina-ve-sapkinliga-neden-sessiz-h51420.html


Faik Öztrak eşcinsel sapkınlara verilen sözü yineledi!

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşcinsel sapkınlara seçim vaadi olarak verdiği, "Cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak." sözünü değerlendirdi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kendi belediyelerinin bilboardlarında eşcinsel sapkınlara, "haklarınızı anayasal güvenceye alacağız." sözünü veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun vaadi sorulan Öztrak, 28 Şubat zulmünün mimarı partisini, "CHP tüm yurttaşlarımızın insan hak ve özgürlüklerinden tam ve eşit fırsatlarla yararlanmasını, her türlü ayrımcılığın önlenmesini en önemli hedeflerinden biri görüyor." sözleri ile güzelledi.

Eşcinsel sapkınlara verilen sözü yinelen Öztrak, şöyle devam etti:

İlgili birimlerimiz gerekli çalışmaları yürütüyor. Bizim tek bir amacımız var. Devletin adaletle herkese sahip çıkması.

https://www.yeniakit.com.tr/haber/faik-oztrak-escinsel-sapkinlara-verilen-sozu-yineledi-1625271.html


LGBTİQ+ The Gayming Awards 2022 Adayları Açıklandı

$
0
0

 Oyun Dünyasında LGBTİQ+ Kültürünü Onurlandıran The Gayming Awards 2022 Adayları Açıklandı

Twitch tarafından düzenlenen ve oyun dünyasındaki queer geek kültürünü desteklemek ve görünür kılmak için düzenlenen tören geri döndü!

The Gaymin Awards ilk olarak geçtiğimiz yıl düzenlenmişti.

Her alanda olduğu gibi oyun dünyasının da bir parçası olan LGBTİQ+ kültürünü daha da görünür kılmayı ve bu alandaki oyunları, yayıncıları ve paydaşları ödüllendirmeyi hedefleyen törenin ilk yılında Yılın Oyunu ödülüne Hades layık görülmüştü.

The Gayming Awards 2022 yılında da karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.

Arkasında Twitch ve EA Games gibi oyun dünyasının önemli isimlerinin desteği de bulunan ödül töreninde bu yıl da pek çok farklı kategoride ödül sahiplerini bulacak.

The Gayming Awards 2022 ödül töreni için tüm adaylık ve kategoriler ise şöyle:


Yılın Oyunu (PlayStation Sponsorluğunda)

Boyfriend Dungeon 

Life is Strange True Colors 

Psychonauts 2 

Unpacking


Gayming Magazine Okurları Ödülü (EA Sponsorluğunda)

Boyfriend Dungeon

Forza Horizon 5

Metroid Dread

Resident Evil Village

Sable

Shin Megami Tensei V

Super Monkey Ball Banana Mania

The Great Ace Attorney Chronicles


En İyi Bağımsız LGBTQ Oyunu (Xbox Sponsorluğunda)

A Year of Spring

Boyfriend Dungeon

Lake

Sword of the Necromancer 

Unpacking

When The Night Comes


Yılın LGBTQ Yayıncısı (Twitch Sponsorluğunda)

Aimsey

BlizzB3ar

CriticalBard

Eevoh

Eret

Nihachu

ReadySetBen

RekItRaven

Sammy M Jay

Shaaba and Jamie

Shawn

Toph


Otantik Temsil Ödülü (Marvelous Europe Sponsorluğunda)

Boyfriend Dungeon

Life is Strange: True Colours

Unpacking

Unsighted


En İyi LGBTQ Karakter (Rocksteady Sponsorluğunda)

Alex Chen, Life is Strange: True Colors

Helmut Fullbear & Bob Zanotto, Psychonauts 2

Steph Gingrich, Life is Strange: True Colors

Meredith Weiss, Lake


Endüstri Çeşitliliği Ödülü

I Need Diverse Games 

London Gaymers 

Ukie’s #RaiseTheGame pledge

Women in Games International 


Gayming Icon Ödülü (Facebook Sponsorluğunda)

Bu ödül oyun endüstrisinde LGBTQ+ görünürlüğünü arttırmak için yararlı çalışmalarda bulunmuş kişilere verilmekte. Kategori kazananı daha sonra açıklanacaktır.


Yükselen LGBTQ Yayıncısı Ödülü (Twitch Sponsorluğunda)

ItsMeHollyy

Cruuuunchy

CoderGirlChan

LuciaEverblack

Luke_Boogie

AwkwardishPanda


Esporda En İyi LGBTQ Katkısı Ödülü 

Amanda Stevens

Cloud9 White Valorant Team 

Chicago Metropolitan Sports Association [CMSA] 

Emi “CaptainFluke” Donaldson


Yılın Masaüstü LGBTQ Oyunu Ödülü

Adventuring With Pride: Queer We Go Again – Jack Dixon

The House Doesn’t Always Win – Michael ‘Wheels’ Whelan

Thirsty Sword Lesbians – Evil Hat Productions

Wanderhome – Possum Creek Games


En İyi LGBTQ Çizgi Roman Anı Ödülü (Square Enix London Mobile Sponsorluğunda)

DC Pride #1 – DC Comics

Killer Queens – David Booher / Dark Horse Comics

The Pride Omnibus – ComiXology/Dark Horse Comics

X-Factor #10 – Leah Williams / Marvel


https://onedio.com/haber/oyun-dunyasinda-lgbtiq-kulturunu-onurlandiran-the-gayming-awards-2022-adaylari-aciklandi-1043081

CHP'li Öztrak: Birimlerimiz eşcinseller için yasal düzenleme üzerinde çalışıyor

$
0
0

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun LGBT’liler için yasal düzenleme vaadinde bulunarak eşcinsel evliliğin önünü açma girişimine partisinden açıklama geldi. Parti sözcüsü Faik Öztrak, ayrımcılığın önlenmesini amaçladıklarını söyleyerek partideki ilgili birimlerin bu konuda çalışma yürüttüklerini ifade etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşcinseller için yasal düzenleme vaadinde bulundu. Kılıçdaroğlu, “cinsel yönelim”in yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacağını açıkladı.

CHP'DEN İLK AÇIKLAMA GELDİ

Kılıçdaroğlu’nun bu söylemi, eşcinsel evliliklere yönelik bir adım mı atılacağı” sorularını ve tepkilerini de beraberinde getirdi. Bu vaate ilişkin CHP Genel Başkanı Yardımcısı Faik Öztrak açıklama yaptı.

"AYRIMCILIĞI ÖNLEMEK İÇİN"

CHP MYK'sı sonrası kameralar karşısına geçen Öztrak, ayrımcılığı önlemek için bu adımı attıklarını ve partideki ilgili birimlerin çalışma yaptığını söyledi.

Öztrak, "CHP tüm yurttaşlarımızın insan hak ve özgürlüklerinden tam ve eşit fırsatlarla yararlanmasını her türlü ayrımcılığın önlenmesini en önemli hedeflerinden biri görüyor. İlgili birimlerimiz gerekli çalışmaları yürütüyor" dedi.

https://www.superhaber.tv/chpli-oztrak-birimlerimiz-escinseller-icin-yasal-duzenleme-uzerinde-calisiyor-haber-380095

Günün yobaz basın homofobileri

$
0
0

 Zillet sapkınlığı yayma yarışında

250 STK’nın katılımıyla oluşturulan ve mülki idare onayıyla yurt genelinde “Aileni ve neslini koru”, “Sapkınlığa dur de” sloganıyla kampanya yürüten Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun toplantısına Cübbeli Ahmet Hoca, Mustafa Özşimsekler Hoca, Platform Başkanı Kürşat Mican ile Eğitimci Yazar Fehmi Demirbağ katıldı.

Türk aile yapısının ruh kökünü hedef alan LGBTİ sapkınların faaliyetlerinin yasaklanması için çalışma başlatan Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu ile Yesevi Alperenler Derneği önemli bir etkinliğe imza attı. Platform tarafından ‘Aileni ve neslini koru’, ‘Sapkınlığa dur de’ sloganıyla gerçekleştirilen konferansta, eşcinsel sapkınlığın ailemizi ve toplumuzu hedef aldığına dikkat çekilerek, mücadele etmenin önemine vurgu yapıldı.

Mican: Zillet yayma yarışında

Konferansta konuşan Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu Başkanı Kürşat Mican, şunları söyledi: “Maalesef ülkemizde de bazı siyasi parti ve yöneticileri bu sapkın örgüte açık açık destek verir hale gelmiştir. Kılıçdaroğlu, iktidara gelirlerse eşcinsel evliliklerin önündeki tüm engelleri kaldıracaklarını, bu sapkın örgüte destek vereceklerini söyledi. İyi Partili gençler sapkın dernekleri ziyaret ederek desteklerini ifade ettiler. CHP’li İmamoğlu bir adım daha ileri giderek zaten desteklediği bu sapkınlar için İBB’de müdürlük açmaya kalkıştı. HDP’liler ise sapkınların her onursuz yürüyüşlerinde en ön sırada yer alıyor. Ali Babacan da geri kalmayarak LGBTİ mensuplarının tüm haklarını koruma altına alacaklarını açıkça ifade etmiştir. Görüyoruz ki bazı siyasiler, eşcinsel sapkınlığı bu topraklarda yaymak ve tamamen meşrulaştırmak için adeta birbirleriyle yarışmaktalar.”

Cübbeli: Sessiz kalan helak oldu

Cübbeli Ahmet Hoca da, şunları söyledi: “Artık bu sapkın akımın durdurulması gerekiyor. Allah’ın lanetlediği Lutilik ailemizi ve çocuklarımızı tehdit ediyor. Bugün yaşanan bereketsizliğin ve buhranın arkasında eşcinselliğin, homoseksüelliğin, lezbiyenliğin yaygınlaşması yatıyor. Lut Peygamber zamanında bu sapkın fiili 80 kişi işliyordu. Toplumun diğer kısmı ise gece ibadetini bile aksatmayan düzgün insanlardı. Ancak buna rağmen, yapılan bu rezil fiillere, sapkınlığa ses çıkarmadıkları için onlar da helak oldular. LGBTİ oluşumları yasaklanmalı. Artık ‘şu yapıyor, bu yapıyor’ söylemini bırakın. Herkes Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu ile Yesevi Alperenler Derneği’nin sapkınlarla mücadelesine destek çıksın.”

Özşimşekler: Zührevi hastalık

Mustafa Özşimşekler Hoca ise, “LGBTİ sapkınlığı ailenin ve toplumun dibine konulmuş bir dinamittir. Aile bağlarımızı parçalıyor. Gençleri bireyselleştiriyor ve değerlerinden koparıyor. Bu sapkın akımla birlikte zührevi hastalıklar da arttı. Artık hep birlikte bu sapkın akımı durdurmalıyız” şeklinde konuştu.

Demirbağ: Nesli ihmal ettik

Eğitimci Yazar Fehmi Demirbağ da şunları ifade etti: “Evrenin ulu mimarı inancına sahip satanist yapılanmalar tek dünya dini, dili, devleti ve cinsiyeti adı altında bütün dünyaya ve kadim değerlere ‘yeni dünya düzeni’ adı altında operasyon çekerlerken özellikle LGBT isimli terörist yapıdan istifade etmeye çalışıyor. Çocuklarımızı paganizm, sprütelizm, eşcinsellik ve şovenist fikriyatla önce itikaden sonra da ahlaken bitirmek istiyorlar. Bu doğrultuda dilimizi, dinimizi ve dünümüzü iğdiş ediyorlar. Toplum olarak biz de buna müsaitiz. Çünkü nesillerimizi ihmal ettik. Tüm Müslümanları Allah’a ve Resulüne itaate davet ediyoruz.”

https://www.yeniakit.com.tr/haber/zillet-sapkinligi-yayma-yarisinda-1625394.html


​CHP'li İBB'den skandal sapkınlık

Sözde eğitim verdiği küçük çocukları istismar ettiği ortaya çıktığı için hakkında soruşturma yürütülen LGBT sapkınlığının merkezi Tarlabaşı Toplum Merkezi'yle(TTM) CHP'li İBB'nin iş birliği yaptıkları ortaya çıktı. Haziran 2021'den beri TTM'de yaşanan çocuk istismarları ifşa olmasına rağmen CHP'li İBB yayınladığı raporda TTM'ye övgüler yağdırarak destek veriyor.

HABER: ÖZLEM DOĞAN

Küresel sapkınlık LGBT ile kol kola yürüyen CHP yeni bir skandala imza attı. Milat Gazetesi, CHP Şişli Belediyesi’nde çalışan LGBT aktivisti Ceren Suntekin’in de kurucuları arasında yer aldığı Tarlabaşı Toplum Merkezi’nde yaşı küçük çocuklara +18 cinsellik eğitimi verildiğini belgelemiş, Suriyeli, Roman ve Türk çocuklarına LGBT, PKK propagandası yapan merkeze toplumdan büyük tepki yağmıştı. LGBT’nin odağı Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin sözde eğitim verdiği çocuklara yönelik pedofili faaliyetlerinde bulunduğu ve PKK sempatizanlığı empoze ettiği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesince faaliyetten alıkonulması ve derneğin feshi için önceki gün dava açılmasına rağmen CHP’li İBB’nin birkaç gün önce yayınladığı raporda sapkın merkeze övgüler yağdırıp iş birliği yaparak TTM’yi kurtarmaya çalıştığı ortaya çıktı.

CHP’li İBB raporunda polis nefreti

LGBT eğitimi verdikleri çocuklara öğretmen ve polis nefreti de aşılayan sapkınlık yuvası Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne CHP’li İBB sahip çıktı.  İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı ve İstanbul Planlama Ajansı’nın katkılarıyla hazırlanan ‘Beyoğlu Senin Katılımınla Beyoğlu’ adlı Ekim-Kasım 2021 tarihleri arasında hazırlanan raporda skandal ifadeler yer alıyor. Tarlabaşı ve Dolapdere bölgelerinde yaşayan kadınların görüşleri olarak lanse edilen raporda ‘polis şiddeti çocukları korkuttuğu, hatta bu nedenle annelerin çocuklarını dışarıya çıkarmak istemedikleri neredeyse tüm kadınlar tarafından söylendi’ şeklinde polis düşmanlığı yapılıyor. Ayrıca raporda bekçilerin de hiçbir şey yapmayıp bütün gün çorbacı da oturdukları iddia ediliyor.

Sapkın TTM ile CHP işbirliği

Küçük çocukları travesti gibi giydiren, yayınladıkları ‘Parlayan Çocuklar’ dergisinde erkek çocuklarına kız olma hayalleri kurduran, reşit olmayan çocuklara +18 cinsellik öğreten, PKK güzellemesi yaptıran, sözde LGBT çocukların cinsel deneyimlerini dinlemek için toplantılar yapan Tarlabaşı Toplum Merkezi hakkında savcılık tarafından yürütülen bir süreç olmasına rağmen CHP’li İBB bu sapkın kuruluşla iş birliği yaparak gerçek yüzünü bir kere daha gözler önüne serdi.

CHP’lilerin eşcinsellik sevdası bitmiyor

Özellikle CHP Şişli, CHP Beşiktaş ve CHP Kadıköy’ün başını çektiği CHP’li belediyelerin LGBT’nin sözde onur yürüyüşlerine verdiği destek toplumdan büyük tepki görmesine rağmen sürüyor. ‘Trans Çocuklar Vardır’ paylaşımıyla zihin yapısını ortaya koyan CHP’li Feyza Altun gibi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da billboardlardaki görsellerde cinsel yönelimi yasayla koruma altına alacaklarını ifade ederek LGBT’nin ve eşcinsel evliliklerin önünü açacaklarını itiraf etti.

CHP’Lİ İBB’DEN TTM’YE ÖVGÜ

Sapkınlığın merkezi TTM’ye övgüler yağdırılan ve TTM’nin gözlem ve bilgileriyle oluşturulan CHP’li İBB raporunda şu ifadeler yer alıyor: 15 yıldır çalışmalar yürüten Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin uzun yıllardır kurduğu güven ilişkileri ve alandaki bilgi birikimi nedeniyle kadınlar kendileri ve çocukları için TTM’de dahil olabilecekleri etkinlik talebiyle TTM İBB ile işbirliğine açık bir kurumdur.

https://www.milatgazetesi.com/haber/chpli-ibbden-skandal-sapkinlik-6330/

Nuti Yerlitaş: Temel problem toplumsal sevgisizlik

$
0
0

Şanlıurfalı Drag Queen, sahne şovu sanatçısı ve LGBTİ+ aktivisti Nuti Yerlitaş (22), görmezden gelindiklerini belirterek, toplumsal sevgisizliğin temel problem olduğunu söyledi. 


Şanlıurfa’da doğup büyüdükten sonra, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği okumak için İzmir’e gelen Nuti Yerlitaş, ekonomik sıkıntılar nedeniyle okulunu dondurmak zorunda kaldı. Çalışmak istediğinde iş bulmakta zorlandığını ve İstanbul’da sahne sanatçısı olduğunu anlatan Yerlitaş, bugün Drag Queen olarak tanınıyor. 

LGBTİ+ aktivisti de olan Yerlitaş, “Trans insanlara ve LGBTİ+ bireylere ne yazıkki iş olanağı sunulmuyor. LGBTİ+ bireylerin ülkemizde yaşadığı sorunlardan birisi bizi görmezden gelmeleridir. Sorunları aşmak için öncelikle nefret dilinin yok edilmesi gerekiyor. Sadece LGBTİ+ bireylere değil, kadınlara ve hayvanlara da ateş püskürülüyor” diyor. 

'CİNSİYETİN BEDENLE İLGİSİ YOK' 

“LGBTİ+ aktivistiyim” diyen Nuti Yerlitaş, “Yaşamım için doğru olanı savunuyorum. Olması gerekeni insanlara hatırlatıyorum. Operasyon geçirmesem bile, yüzümde dolgu olmasa da, göğsüm olmasa da kendimi kadın gibi hissediyorum. Cinsiyetin ya da hislerin bedenle ilgisi yok” ifadelerini kullandı. Baskıcı bir ailede büyümediğini ifade eden Nuti Yerlitaş, ailesinin Şanlıurfalı olmasına rağmen, ileri görüşlü olduklarını ve ailesinden baskı görmediğini anlattı. 

'NEFRET DİLİ YOK EDİLMELİ' 

LGBTİ+ bireylerin ülkemizde yaşadığı sorunlardan birisinin “görmezden gelme” olduğunu belirten Nuti Yerlitaş, “Bilinçli bir şekilde bizi istememe durumu, ne yazık ki var. Sadece LGBTİ+ bireylere değil, kadınlara ve hayvanlara da ateş püskürülüyor. Bu sorunları aşmak için öncelikle nefret dilinin yok edilmesi gerekiyor. Ayaklarımın üstünde duruyorum ve bizi kabul etmeyen insanları önemsemiyorum. Tamamen acınası durumda olduğumuzu düşünmüyorum ve o gözle bakmıyorum. Genellikle haberlerde kullanılan acı dili de kabul etmiyorum. En sonunda iyi yerlere varacağımızı düşünüyorum. Mücadele ediyoruz ve mücadele etmeye devam edeceğiz“ diye konuştu. 


DOĞRU YOLLAR AÇILMALI 

LGBTİ+ bireylerin özellikle iş konusunda büyük zorluklar yaşadıklarını ifade eden Nuti Yerlitaş, kısıtlı bir alanda çalışabildiklerini söyledi. Yerlitaş, “LGBTİ+ bireylerin iş alanlarını gasp etmek yerine, doğru yollar açılmalı. Biz de vergi verip bu ülkede yaşayan insanlarız. Vergiye gelince ayrım yok ancak yaşama gelince büyük bir ayrım var. Trans insanlara ve LGBTİ+ bireylere iş olanağı sunulmuyor. Elbette translara ve LGBTİ+ bireylere iş imkanı sağlayanlar var. Ancak iş imkanı sağlayanların sayısı çok az. İş konusunda ne yazık ki çok küçük bir alan var” dedi. 

Cinsiyet kimliği ne olursa olsun tüm insanların eşit haklara sahip olduğunun altını çizen Yerlitaş, LGBTİ+ bireylerin eğitim, barınma, çalışma ve sağlık haklarına erişimlerinin daha kapsayıcı olması gerektiğini belirtti. Herkesin yaşama ve güvenlik hakkı olduğunu söyleyen Yerlitaş, Türkiye’de LGBTİ+ bireylerin hayatın her alanında problemlerle karşılaştığını ve yurtdışına gitmek zorunda kaldıklarını kaydetti. 

DAHA İYİ BİR YAŞAM İÇİN 

Toplumsal cinsiyet normlarına uymayı reddedenlerin genellikle ekonomik ve sosyal olarak dışlandığını ifade eden Yerlitaş, LGBTİ+ bireylerin hayatlarına saygı duyarak sorunlara karşı çözüm üretilmesi gerektiğini dile getirdi. Nuti Yerlitaş, “Trans bireyler için hormonlara ulaşımdan tutun, psikolojik desteğe kadar birçok alanda uzman kişiler ilgilenmeli. Hayatı kolaylaştırmak için gerekli birimler kurmalı. İş ve daha iyi bir yaşam için LGBTİ+ bireyler yurtdışına gidiyor. Benim de aklıma yurtdışına gitmek geldi fakat ben ülkemi seviyorum. Bazı insanlar yurtdışına gitmeyi ‘pes edip gittiler’ şeklinde algılıyor. Bu görüşü de saygı ile karşılıyorum. Lakin ben 

Türkiye’de yaşamayı tercih ediyorum. Ülkemizi değiştirip, dönüştüreceğime inanıyorum” açıklamasında bulundu. Türkiye'nin ilk Dark Queen'i Huysuz Virjin Drag Queen, sahne şovu ve sahne sanatı olarak tanımlanır. Drag Queen’ler kadın cinsiyetine göre kıyafetler giyer. Renkli, pastel tonları ve abartılı  makyajlarıyla dikkat çeken Drag Queen’ler  sahnede şarkı söyleyip, dans ederler. Dramatik veya hicivsel bir etki yaratırlar. Ülkemizin ilk Drag Queen’i Huysuz Virjin’dir. Drag Queen’in tarihi ise 27 Haziran 1969 yılına dayanır. Dünyanın her yerinde düzenlenen onur yürüyüşlerinde sembolik bir öneme sahip olan Drag Queen’ler, şiddet gören  LGBTİ+ bireylerin haklarını da savunmuşlardır. 

Bu yayın Hollanda Büyükelçiliği İnsan Hakları hibe programı desteğiyle yürütülen ‘Kadın ve LGBTİ+ Odaklı Şiddete Karşı İletişim Projesi-NAR Projesi’ kapsamında hazırlanmıştır. Bu yayının içeriğinden yalnızca 9 Eylül Gazetesi sorumlu olup herhangi bir şekilde Hollanda Büyükelçiliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır. #Şanlıurfa, #LGBTİ+, #Nuti Yerlitaş, #Drag Queen, #şiddet, #cinayet

Tuğçe YERDELEN

Bu içerik Dokuz Eylül Gazetesi'nden alıntılanmıştır. 

https://www.dokuzeylul.com/nar-projesi/temel-problem-toplumsal-sevgisizlik-h200059.html

James Dean Eşcinsel Miydi? Marlon Brando Gay Miydi? Seks Kölesi İddiaları Nasıl Çıktı?

$
0
0

Hollywood'un ikonik aktörleri James Dean ve Marlon Brando arasındaki eşçinsel iddiaları yeniden gündemde! Peki James Dean ve Marlon Brando ilişki mi yaşıyordu? James Dean ve Marlon Brando gay miydi? James Dean ve Marlon Brando eşcinsel mi?

Sinema tarihinin kült Baba (Godfather) filmindeki Don Vito Carleone rolüyle bir efsane olarak sinema tarihine geçen Marlon Brando ile stil ikonu James Dean arasındaki eşcinsel iddiaları tartışma yaratmaya devam ediyor.

Peki bu iddiaları kim ortaya attı? James Dean ve Marlon Brando arasındaki eşcinsel iddiaları ortaya nasıl çıktı?

Erkan Petekkaya’nın Yetiş Ya Muhammed Yetiş Ya Ali videosu sosyal medyada viral oldu

Darwin Porter ve Danforth Prince’in yazdığı In James Dean: Tomorrow Never Comes isimli adlı kitapta Marlın Brando ile James Dean ilişkisine yer verilmişti.

Bu iddialara göre sinemanın en yakışıklı iki aktörü Marlon Brando ile James Dean efendi ve köle fantezisi yaşıyor ve ikili seks seanslarında buluşuyordu..

İddialarda James Dean ve Marlon Brando’nun bilinen aksine East of Eden filminin setinde değil çok daha önce 1949 yılında tanıştığı yer alıyordu.

İddialarda James Dean, Brando’ya büyük hayranı olduğunu söyledi ve Brando bu çocukluk karşısında James Dean’in kendisine aşık olduğunu anladı. Kitapta James Dean’in insanların ne zaman öleceğine dair yaptığı tahmin yorumları ile Brando ile konuşurken ikili birbirlerinin gözlerini içine baka kaldı ve Brando eğilip Dean’i öptü.

Bir başka iddiada ise Marlın Brando’nun Dean’in aşkına hiçbir zaman karşılık vermediği yazıldı.

İddialarda Brando başkalarıyla cinsel ilişkiye girip bu anları James Dean’e izletiyordu.

Kitapta James Dean’in diğer sevgilisinin de Walt Disney olduğu iddia edildi.

Darwin Porter, Marlon Brando öldükten sonra çıkardığı Brando Unzipped adlı başka bir kitabında da Brando’nun Hollywood’un başka ünlü isimleriyle eşcinsel ilişki yaşadığını iddia etmişti..

Kitapta ayrıca James Dean’ın vücudunda sigara söndürülmesini istediği yer alıyordu.

Bu iddiaların yalan olduğu söyleneler ise eşcinsel provakasyonu yapılmak için bu iddiaların ortaya atıldığını, Darvin Porter’in kendi reklamını yapmak için böyle bir şey uydurduğunu savundu.

https://www.sonbirhaber.com/magazin/james-dean-escinsel-miydi-marlon-brando-gay-miydi-seks-kolesi-iddialari-nasil-cikti/

Viewing all 15059 articles
Browse latest View live


<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>