Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

ILGA eşcinsel hakları 2014 haritası


İtalya'dan Soma'ya saygı

Kadın oyuncu 'erkek oyuncu' dalında aday!

$
0
0
Oyuncu Berna Küçülmez, toplumsal cinsiyet rollerini ters yüz eden filmindeki oyunculuğuyla St. Tropez Uluslararası Film Festivali'nde 'En iyi erkek oyuncu' olarak aday gösterildi.

Oyuncu ve kısa film yönetmeni Berna Küçülmez, yazıp rol aldığı ve İpek Efe ile birlikte yönettiği ‘Pardon! Kim, ben mi?’ ile St. Tropez Uluslararası Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ adayı oldu. Yapımcılığını Füsun Demirel’in üstlendiği 11 dakikalık kısa metraj film, kadınlık-erkeklik rollerini ters yüz eden bir öyküye sahip. Bir kadın oyuncu olan Berna Küçülmez’in filmde canlandırdığı karakter, toplumdaki cinsiyetçi rolleri ve ikili cinsiyet sistemini reddeden ve erkek olarak yaşayan biri. Kadınlık-erkeklik kalıplarına itiraz yükselten filmin başrol oyuncusu, çok sık karşılanmayan bir şekilde, St. Tropez Uluslararası Film Festivali’nde ‘erkek oyuncu olarak’ değerlendirilerek aday gösterildi. Film ayrıca En İyi Senaryo, En İyi Yönetmen, En İyi Kısa Film dallarında da aday gösterildi. Sonuçlar cumartesi akşamı belli olacak. Film 2013’te Some Prefer Cake - Bologna Lezbiyen Film Festivali’nden En İyi Kısa Film Ödülü ile Best Shorts Competition California’dan ‘Best of excellent’ ödüllerini almıştı.

Radikal

Bayern Münih, ‘Gay’ pankartından dolayı gelen para cezasını taraftarına fatura etti

$
0
0
Çirkin pankartın cezasını taraftar ödeyecek

Bayern Münih, Mesut Özil’in yer aldığı ‘Gay’ pankartından dolayı gelen para cezasını taraftarına fatura etti.

UEFA’nın Bayern Münih’e verdiği para cezasını kulüp değil; taraftar ödeyecek. Bavyera ekibi, Şampiyonlar Ligi’nde 11 Mart’ta Arsenal ile karşılaşmada Alman taraftarlar Arsenal’in Gunners (topçular) lakabına ithafen ‘Gay Gunners’ pankartı açmıştı. Bunun üzerine 10 bin euroluk bir ceza verildi.

Bayern kulübü homofobik pankart için cezayı gençlere keserken, faturaları evlerine gönderdi. Bayern kulübü sözcüsü, gençlerin aynı zamanda kulüp bünyesinde kamu hizmeti cezasına da çarptırılacağını açıkladı ve bu uygulamanın bu tip davranışlar içerisine girecek diğer taraftarlara bir uyarı niteliğinde olduğunu söyledi. Açılan pankartta Arsenalli Mesut Özil bir top makinesinin önünde görünüyordu.  

Onur Dinçer/Skorer Dış Haberler

Türk Eşcinseller Dayanışma Grubu tanıtıldı

$
0
0
Hollanda’da değişik alanlarda aktif olan 60 kişinin bir araya gelerek oluşturduğu, Türk Eşcinseller Dayanışma Grubu (Turkse Gay-Straight Alliantie- GSA) üyeleri bugün Den Haag’ta düzenlenen basın toplantısında kendilerini kamuoyuna tanıttı.

Arasında çok sayıda Hollanda Türkiye kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin de bulunduğu Dayanışma Grubu Üyeleri, bulundukları çevrede eşcinselliğin kabulünü kolaylaştırmak amacıyla çalışmalar yapacaklar.

Basın toplantısında bazı grup üyelerinin resimlerinin bulunduğu bir afiş Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanı Jet Bussemaker’a sunuldu.

Bakan Bussemaker, yaptığı teşekkür konuşmasında iki gün sonra kutlanacak olan Uluslararası Eşcinsellik ve Transeksüel Düşmanlığına Karşı Mücadele Gününün (IDAHOT) önemine değindi.

Dünya Sağlık Örgütü 17 Mayıs 1990 tarihinde eşcinselliğin bir hastalık olmadığını kararlaştırmıştı. Bir çok toplumsal alanda dayanışma gruplarının olduğunu belirten Bakan Bussemaker, ancak bir göçmen grup içerisinde ilk kez bir dayanışma grubunun bu konuya sahip çıktığını söyleyerek, bundan dolayı IOT’yi tebrik etti.

Basın toplantısında konuşan IOT Başkanı Emre Ünver, ‘Eşcinsellik üzerine konuşabilmek’ adlı çalışmalar yapan dernek yöneticilerine katkılarından dolayı teşekkür etti.

Bu amaçla yapılan çalışmalar kapsamında düzenlenen 30 toplantıya 988 kişinin katıldığını, oldukça ilerleme sağlanmasına rağmen eşcinsellerin eşit şekilde kabul edilmelerinin daha uzun bir zaman alacağını belirtti.

Eşcinseller Dayanışma Grubu adına konuşan Ali Karacabay ise Türk Dayanışma Grubunun eşcinsel, heteroseksüel ve transseksüel bireyler açısından önemine değindi.

Kendi geçmişinde böylesine dayanışma gruplarını eksikliğini çok hissettiğini söyleyen Ali Karacabay, dayanışma grubunun eşcinsellerin toplumdan dışlanmalarını önleyebileceğini belirtti.

Hollanda’da Türkler için Danışma Kurulu IOT

http://www.sonhaber.nl/gundem/turk-escinseller-dayanisma-grubu-tanitildi-h29605.html

Dawid Plizga

Europa League Soccer Players Share 'Passionate' Kiss??

$
0
0
Are we missing something here? The world seems to be quite up in arms over this supposed "passionate" kiss that was shared between Europa League soccer players Ivan Rakitic and Daniel Carrico.

We think it's more likely that the smooch was accidental--and even if it wasn't, they're European. They don't have the same hang-ups surrounding male-on-male affection.

What do you think, Instincters?​

http://instinctmagazine.com/post/europa-league-soccer-players-share-passionate-kiss

Soma faciasındaki bilinmeyen gerçekler

$
0
0











Soma'daki madenden sızan gaz, bekleyenleri bile zehirlerken cenazeler teker teker toprağa veriliyor. Güllü Çoban: Dün eşimi toprağa verdim, bugün kardeşimi. Yarın da bir akrabamızı...


Kültür Bakanlığı'nın 'Kış Uykusu' filmiyle Altın Palmiye için yarışan Nuri Bilge Ceylan onuruna bugün Cannes'da düzenleyeceği resepsiyon, Soma faciası nedeniyle iptal edildi.




“Korkmuyor musunuz” diye sormuştum Zonguldak’ta bir madenci ağbime. 
“Korkup da napacan” demişti, “korkuyla yaşanmaz ki.” 
Kocaman harflerle ‘önce güvenlik ’ yazıyordu önünde konuştuğumuz duvarın üstünde. 
Önce düşük maliyet. 
Önce yüksek kâr. 
Önce maksimum kapasite. 
Önce karanlık . 
Önce sessizlik. 
Önce duman. 
Önce ölüm. 
Şimdi kriz masalarında kifayetsiz bir telaş. 
Hiçbir yaraya derman olmayan başsağlığı mesajlarımız, gözyaşlarımız. 
“Çizmelerimi çıkarayım mı” diyor mahşerin ortasında çok yüksek kapasiteli bir kalp sahibi, 
“Ambulans kirlenmesin.” Bir de temizlik maliyeti eklenmesin masraflarınıza benden ötürü. 

***
Hadi şimdi gider pusulasına yazın kardeşlerimizin vasiyetlerini. 
Vergiden düşün babasız kalan çocukların acısını. 
Soğuk rakamlar üzerinden bir hayat kurun karanlık ve ıslak maden dehlizlerinde. 
Bu işin sorumlularını affetmeye hiçbir kulun gücü yetmez. Bunu ancak Yaradan yapabilir. 
Allah sizi affetsin. 
Çıkarın o pahalı çizmelerinizi. 
Dünya daha fazla kirlenmesin.





Kömür, Türkiye'deki madenlerin çoğunda hâla ağırlıklı olarak kazma ile çıkartılırken dünyada ise bu işi tamamen robotlar üstlenmiş durumda. 



Türkiye Soma’daki işçilerine ağlarken Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) dün işsizlik oranını şubat 2014 itibariyle yüzde 10.2 olarak açıkladı. İşsiz sayısının 2 milyon 825 bin kişi olduğu şubat 2014’te tarım dışı işsizlik oranının yüzde 12.1’ye yükseldi. Şubat döneminde tam 126 bin madenci ise istihdam edildi. Sanayi istihdamının yüzde 2.35’ini oluşturan madenci istihdamında son iki yıldır 10 binin üzerinde artış yaşandı. Türkiye İş Kurumu (İşkur) verilerine göre ise tam 6 bin 888 madenci iş bekliyor. Verilerde dikkat çeken ise 247 madencinin sadece 15-19 yaş aralığında olması. 2013’te ise 245 çocuk İşkur’a başvurarak madenci olmak istediğini bildirdi.


AK Parti Milletvekili Burhan Kuzu'nun Soma'da meydana gelen maden faciasının ardından Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlar 

Kuzu'nun eleştirilen tweetlerinden bazıları: 

"Kimi fırsatçı alçaklar"Soma olaylarını protesto "ediyoruz diyerek bir çok yeri savaş alanına çevirdi.Şehtlerimize zerre kadar saygıları yok." 

" Türkiye 'de Basın özgürlüğünü en son sıralarda gösteren malum Basın Klübü, gelsin de bu acı olayın bile ne maksatla verildiğini görsün." 

"Basının bir bölümü üç gündür Soma acımızı tıpkı gezi olaylarında yaptıkları alçaklık gibi toplum barışını bozacak biçimde veriyor.Basın!!!!!" 

"Bazı ölü soyucular ve kimi kazmalar ne yazsak anlatamıyorlar.Onlar için ne kadar şehit çıkarsa o kadar bu alçaklara adeta fırsat doğacak.ABV" 

"Dünyada hiç bir ülkede bu tür toplumu deriden sarsan olaylar aralıksız 24sat canlı yayınla verilmez.Sorumlu Basın böyle zamanda anlaşılır." 

"Soma'da gelen siyasilere karşı tepki gösterenler kesinlikle şehit yakınların değil,oraya özellikle provokasyon için gelen bazı vampirlerdir." 

"Bazı alçaklar acı-ölüm demeden ve de utanmadan Soma'ya gelerek şehitlerimiz üzerinden siyaset yapıp tahrik ediyorlar.Pes doğrusu"


Beşiktaş'ın taraftar grubu 'Çarşı' 250 kişilik grupla, Soma halkına destek olmak için İstanbul'dan Soma'ya gitti.


Halk TV'de 'Halkın Arena'sı programına katılan ve Soma faciasından sağ kurtulmayı başaran işçilerden birinin anlattıkları ise tam anlamıyla şoke etti:

''Hepsi ölüydü, çıkarırken yüzlerine maske takıp battaniye örttüler ve sağ dediler...''


Fransa'da yayınlanan komedi programı 'Les Guignols de l'Info'da Soma faciasında ölen madenciler için kullanılan ifadeler büyük tepki topladı.
Facebook'ta Paylaş

Kuklaların haber sunulduğu programın açılışını yapan ünlü Fransız gazeteci Patrick Poivre d'Arvor'un kuklası, Soma faciasıyla ilgili yaptığı sunuşun ortasında, "Ben ne anlatıyorum. Türk madenciler kimin umurunda. Bugün bayram; Cannes'deyiz." ifadelerini kullandı. Daha sonra ise stüdyoya giren kadınla Pharell Williams'ın 'Happy' müziği eşliğinde dans etti.


Manisa'nın Soma ilçesinde kömür ocağında meydana gelen faciayla ilgili olarak, arama kurtarma çalışmalarına da katılan maden işçisi Sami Kılıç, "İçeride yangın hâlâ devam ediyor. Girilmeyen panolar var. O panolarda 350-400 kişi olduğu tahmin ediliyor, daha çıkmamış" diye konuştu.


Yusuf Yerkel'in linç edilmek istendiğini iddia eden Akdoğan, "Araçları tekmeleyen ve ekibi linç etmek isteyenlere karşı Yusuf Yerkel’in kendini savunması çok farklı şekilde yansıtılmıştır" ifadesini kullandı.


"Ailelerimizden müracaat edenler, 19 aile şu anda müracaat etti. İçeride yakınım oğlum var diye. DNA testi için 16 ailemizden DNA testi için de örnekler alındı. Adli tıp kurumunda da bunlar değerlendiriliyor.  Biz bu maden kazasında 300 işçi kardeşimizi, 301 veya 299 civarında nihayetlendirebileceğimizi düşünüyoruz. 

"Manisa'nın Soma ilçesinde kömür ocağında meydana gelen faciayla ilgili olarak, arama kurtarma çalışmalarına da katılan maden işçisi Sami Kılıç, "İçeride yangın hâlâ devam ediyor. Girilmeyen panolar var. O panolarda 350-400 kişi olduğu tahmin ediliyor, daha çıkmamış" diye konuştu.


Halk TV'de dün gece Uğur Dündar’ın programına katılan madende emniyetçi olarak çalışan bir işçi söz aldı. İki yıldır Soma Holding’e ait madende çalıştığını anlatan işçi, "Makinalar ötüp duruyordu iki yıldır. Ben farkındaydım. Kazılmaması gereken metan gazlı bölgeleri kazıyorlardı çünkü. Müfettişler geldi ama sadece ana kolları geziyorlar. Detaylara bakılmıyor" dedi.

Kurtulan işçilerle konuşan Milliyet'ten Damla Yur'un haberine göre ise ocağı işleten firmanın sahibi Alp Gürkan, geçtiğimiz yıl verdiği bir röportajda ocakta bir yaşam odası bulunduğunu öne sürmüştü. Gürkan, “Kaza anında 500 işçinin 20 gün süreyle yer altında yeme-içme ihtiyacını karşılayacak, dışarıyla oksijen bağlantısının kurulduğu ‘yaşam odaları’ oluşturduk” demişti.
Habere göre Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait ocakta bazı işçiler 1 adet yaşam odasının bulunduğu belirtiliyor. İşçilerin bazıları ise yıllardır çalıştıkları madende bu odayı hiç görmemiş.
Faciadan sağ olarak kurtulanlardan Fatih Ocay, madende yaşam odası olduğunu ancak oraya ulaşabilen kimseyi görmediğini söyledi. Yaşam odasının bulundukları noktadan 300-350 metre uzakta olduğunu kaydeden Ocay şöyle devam etti:
“O odaya sığınmaya çalışsak giderken zehirlenme olasılığımız yüksekti. Hem orada gazın yoğunluğunun ne olduğunu da bilmiyorduk. Maskelerle odaya erişebilirdik belki ama bu bizim için riskti. Toplu karar alarak bulunduğumuz yerde perdeleme yapıp kendi kendimize yaşam odası yarattık. Ben bu yaşam odasına yaklaşık 1 yıl önce girip, bakmıştım. Oturaklar, yiyecekler vardı. Yaklaşık 150 kişinin sığınabileceği bir kapasitesi vardı. Bizim madende sadece 1 yaşam odası gördüm. Aralıklarla olduğunu görmedim” dedi.

‘Odada oksijen falan yok’
Kurtulan madencilerden Recep Gök ise olayın yaşandığı alanın 350 metre ilerisinde bir oda olduğunu ancak oraya ‘yaşam odası’ denilemeyeceğini söyledi. Gök, “Ben 2 senedir o madendeyim yaşam odası diye bir şey duymadım. Sığınma odası diye bir yer biliyorum. Eğer bizim patronumuz oraya yaşam odası yapmış bunu da gazetelerde söylemişse keşke bize de söyleseydi. Orası yemek yenebilen, sağlık hizmetlerinden yararlanılabilen bir oda. Yukarıdan gelen kumanyalar orada durur. Orada oksijen falan yok onun için oraya ‘yaşam odası’ falan denemez. Orada oksijenli hava olmadığını bildiğimiz için gitmedik. İyi ki de gitmedik gitsek kesin ölürdük” diye konuştu.

‘Oda oraya göstermelik konmuş’
İş güvenliği uzmanı Hasan Yanık, yaşam odalarına ilişkin şunları kaydetti: “Yaşam odaları Türkiye ’de olmayan, yeni yeni konuşulan bir sistem. Soma çevresinde olduğunu duymamıştım. Anladığım kadarıyla facianın yaşandığı bu madende bu oda göstermelik konulmuş. Normal şartlarda kömürün üretiminin yapıldığı, temiz havanın aktığı, panoların olduğu yer ve ana yol arasında bu yaşam odalarının olması gerekir. Çalışan sayısına göre yapılandırmalı. Bin kapasiteli bir yerde vardiya başına 500 kişi çalışır ve bu odalar da 500 kişiye yetecek kadar olmalı. Aynı zamanda bölüştürülmeli de. 1 tane 500 kişilik oda yapılmaz. Hayatta kalan işçiler iyi ki yaşam odasına gitmemişler. Panik halinde insanlar bir de birbirini ezer çok daha fazla ve acı bir ölüm tablosu görürdük.”
Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Cemalettin Sağtekin ise yaşam odalarına ilişkin, “Yaşam odaları hem iletişimin sağlanabilecek hem gaz yoğunluğundan çıkış sağlanabilecek şekilde olmalı. Biz Şili kazasında yaşam odasıyla tanıştık. Odalar üretim panolarına yakın ve ulaşımın kolay olabileceği yerlerde olmalı” diye konuştu.


Soma'da dün akşam yaşanan Öğretmen Evi önünde yaşanan provokasyon girişimi sonrası su deposuna bir pankart asıldı.


Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan, faciadan sonra ilk kez açıklama yaptı: Canım yanıyor. İçim yanıyor. Benimle çalışan insanlar beni bilirler. Dünden beni aşırı yorgunum. Hafızamda tamamen konsantre olamıyorum.



Dünya medyası Soma'daki faciayla ilgili gelişmeleri bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın müşaviri Yusuf Yerkel'in Soma'da yere düşen bir göstericiyi tekmelerken çekilen fotoğrafları üzerinden manşetlerine taşıdı.


Soma Holding tarafından düzenlenen basın toplantısında şirket yetkilileri gazetecilerden gelen sorulara yuvarlak yanıtlar vermeye çalıştı. Ancak gazetecilerin ısrarla, "Yaşam odası var mıydı yok muydu?" sorusunu sorması üzerine şirket yöneticisi, "Yaşam odası yoktu, olsa da bize faydası olmazdı. Şu anda yeni bir yaşam odası hazırlıyoruz" yanıtını verdi.



Hükümet yanlısı gazetelerde Soma Holding'in sahibi Alp Gürkan'ın medya tarafından korunduğuna yönelik iddialar çıktı. Ancak Alp Gürkan'a sahip çıkan hükümetti. Alp Gürkan olayın ertesi günü gün boyu bakanlarla birlikteydi. Başbakan'ı karşılayanlar arasında da Gürkan vardı. Üstelik hükümet yetkilileri tüm açıklamalarında Gürkan'ı hararetle savunuyor.



"Bir CHP genel başkan yardımcısı, sayın Başbakan’ı terbiyesizlikle suçlayacak kadar en büyük terbiyesizliği yapmıştır. Bir iddiadan yola çıkarak, “Başbakan marketin içinde yumruk attı” diye servis edildi, sosyal medyada dolaştırıldı. Bu bir iddiadır. Orada görüntüler var. birisi bir yalan ortaya atar, kendisi bile inanmaya başlar.



Soma'da bir vatandaşı tekmelerken görünen ve oldukça tepki alan Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel ile ilgili bir açıklama AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'ten geldi.

Çelik basın toplantısında kendisine yöneltilen; " Başbakan Erdoğan ’ın, Başbakanlık Müşavirlerinden Yusuf Yerkel’in vatandaşı yerde tekmeleme görüntüleri yayınlandı. Kendisi özür dilemedi. Kendisi hakkında bir işlem yapacak misiniz? İstifasını isteyecek misiniz?" sorusuna

"Yusuf Yerkel’in yaptığı bir açıklama var. Bir tek fotoğraf karesinden yola çıkarak bütün gerçeği saptamanız mümkün değildir. Yusuf Yerkel, yerde tekmelediği kimsenin kendisine saldırdığını, kendisini yaraladığını, 7 günlük rapor aldığına dair açıklama yaptı. Bütün buna rağmen söylediği şey şudur. 'Sükunetimi muhafaza edemediğim için üzüntülerimi beyan ediyorum' diyor.


Çağlayan Lisesi'nde bugün öğrenciler Soma'da ölen işçiler için anma ve saygı duruşu etkinliğinde bulundu. Öğrenciler okul bahçesinde bedenleriyle 'SOMA' yazısını oluşturdu. Öğrencilerin bu eylemine okul idaresi müdahale etti. Önce okulun müdür yardımcıları tarafından engellenmek ve dağıtılmak istenen öğrenciler, daha sonra okul müdürünün de devreye girmesiyle dağıtıldı. Öğrenciler, idarecilerin bu tavrına tepki gösterdi. 


Soma Holding'in bugün yaptığı ve gergin geçen toplantıda sorulara net yanıt vermekten kaçınan yetkililer, bir gazetecinin "Kül ve su bastığınız galerilere daha kaç kişiyi gömeceksiniz?" sorusu üzerine salonu apar topar terk etti.


Soma'da vatandaşa vuran Başbakan Erdoğan'ın Müşaviri Yusuf Yerkel kimdir? Yusuf Yerkel'in yıldızı nasıl parladı?



Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan ve ekibi kamera karşına geçip soruları yanıtladı. Ekip kurtulan madenci sayısı olarak 363 rakamına işaret etti. 
Bu bilgiler ışığında yaklaşık dört gündür bir muammaya dönüşen tablo da biraz olsun netleşmiş oldu. 
Maden faciasının meydana geldiği anda madende 787 kişi vardı. 284 işçi hayatını kaybederken 18 işçinin hâlâ içeride olduğu tahmin ediliyor. 122 madenci hastanede tedavi görürken 363 madenciyse kurtuldu.


Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda çalışan maden işçileri, Soma'da yaşamını yitiren madenciler için dün yaptıkları iş bırakma eylemi nedeniyle yasa gereği 2 günlük yevmiyelerinin kesileceğini öğrenince tepki gösterdi.


Soma Holding yetkilileri bugün düzenledikleri basın toplantısında, 'beklemektense kaçmanın daha iyi olduğunu' söyleyerek yaşam odası bulunmamasını açıklamaya çalıştılar ancak işçilere kaçış için 45 dakika veren maskelerin gazının da 20 dakikada bittiği ortaya çıktı. Ölüm ocağından şu ana kadar 284 işçinin cansız bedeni çıkartıldı. Kırkağaç'daki geçici morgda 3'ü tanınmayacak halde olduğundan kimliği DNA testleriyle belirlenecek 7 işçinin cesedi bulunuyor.

19 yaşındaki Cemal 3 yıldır madende çalışıyormuş


Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden 19 yaşındaki Cemal Yıldız'ın 16 yaşında madene girdiği ve 3 yıldır madende çalıştığı ortaya çıktı.

Azeri basını Soma'da yaşanan faciaya kayıtsız kalmadı. Bugün çıkacak olan gazeteler siyah beyaz baskı yapacak.


Soma faciasında madenden çıktıktan sonra tedavi gördüğü hastaneden bugün taburcu edilen 27 yaşındaki Arif Dudu, yoğun duman nedeniyle bayılıp yere düşen ve yaşamını yitiren iş arkadaşlarının üzerinden sürünerek 8.5 saatte dışarı çıkabildiğini söyledi.



Şili'deki madencilerin 69 gün sonra çöken madenden kurtarılmasını sağlayan yaşam odası bizim mevzuatımızda madenlere konması zorunlu değil. Türk Maden Mühendisleri Odası eski Başkanı Mehmet Torun ise Soma'nın 500 kişilik yaşam odası vurgusuna ilişkin olarak, "Onlarınkine yaşam odası değil, toplama kampı denir" dedi. Öte yandan Soma Kömür İşletmeleri'nin madende bir dönem kullandığı yaşam odalarının fotoğrafı ise akıllara 'Bu odaya nasıl 500 kişi sığar' sorusunu yöneltti.



Sarı-lacivertli kulüp, maden faciası yaşanan Soma'ya destek amacıyla özel olarak hazırlanan ve üzerinde 'Soma' yazısı bulunan tişörtleri satışa çıkardı.

İSTANBUL - Fenerbahçe 'den yapılan açıklamada, yaşanan maden faciasının ardından, tüm kazancı kulüp tarafından Somalı çocukların eğitim masraflarının karşılanması için oluşturulan burs havuzuna aktarılmak üzere hazırlanan tişörtlerin satışına başlandığı belirtildi.

AK Parti kendi Soma önergesini verdi


AK Parti, Soma'daki maden faciasının araştırılması için TBMM Başkanlığı'na Meclis Araştırma Önergesi sundu. Maden faciasının yaşandığı gün ''20 gün önce CHP'nin Soma önergesi reddedildi'' diyen CHP'li Özgür Özel, AK Parti'nin hamlesi karşısında çok şaşırdı ve tepkisini ''Ve beklenen oldu'' diye yazarak gösterdi.


Nuri Bilge Ceylan’ın Altın Palmiye yarışındaki 3 saat 16 dakikalık filmi ‘Kış Uykusu’nun bugün 16.00’da yapılacak gösteriminin ardından onuruna düzenlenecek davet de Soma felaketi nedeniyle iptal edildi. 

Nuri Bilge Ceylan ve "Kış Uykusu" filminin oyuncu kadrosu, Soma'da hayatın kaybeden madencileri unutmadı. Ellerinde #Soma yazılı dövizlerle basın mesuplarının karşısına geçtiler.

7 günlük rapor aldı ama Başbakan'la Cuma'daydı



Avrupa'da en fazla kömür üreten ülke olan Almanya'daki madencilik uzmanlarına göre, erken uyarı sistemi bulunsaydı Soma’daki facia hiç yaşanmayabilirdi. 

Zonguldak'taki madenlerde de görev yapmış olan Alman maden ocakları güvenliği uzmanı Günther Apel, teknik açıdan güvenli tesislerde bulunan erken uyarı sistemlerinin Soma'daki madende olmadığına dikkat çekti. 

Apel, güvenlik açısından iyi donatılmış maden ocaklarında bu tür kazaları uygun sensörler aracılığıyla tespit etmenin ve önüne geçmenin mümkün olduğunu söyledi. 

Alman uzman, Türkiye'de genel olarak kullanılan kömür çıkartma tekniğinin eskimiş ve basit olduğuna da vurgu yaptı. 

Madenlerde acil durum planının önceden hazırlanmasının da çok önemli olduğunun altı çizildi. 

Türkiye'de madenlerde iş güvenliğinin artırılması yönünde çalışmalar yapan bir diğer Alman uzman Matthias Sentzel Soma'daki madende yangından korunma önlemlerinin yetersiz olduğu görüşünde. Alman uzman, madenlerde böylesine ağır kazalar meydana geldiğinde, “’bunu düşünmemiştik' demeniz mümkün değil” dedi. 

Sentzel, "Soma'da çok iyi bir acil eylem planı olsaydı, sanırım kazanın sonucu bu kadar ağır olmazdı" dedi. (Ntvmsnbc.com)


Manisa'nın Soma İlçesi'nde yaşanan maden faciasının ardından bölgeye giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı bir grup vatandaş protesto etmiş, Erdoğan da vatandaşlardan birini tokatlamıştı. 

Çarşamba günü yaşanan olaylara ilişkin bugün yeni bir görüntü ortaya çıktı. 

Görüntüde Başbakan Erdoğan'ın vatandaşların olduğu bölgeye giderek vatandaşlarla konuştuğu ve bu sırada bir vatandaşa "Sen bu ülkenin Başbakanı'na yuh çekersen tokatı yersin' dediği görülüyor. (DHA)


Maden faciasını protesto etmek isteyen yüzlerce kişi Soma'da yürüyüş başlattı. Ancak polis yürümesine izin vermediği grubu basınçlı su ve biber gazıyla dağıttı, bazı kişileri gözaltına aldı.


İşçiler, maden sahibi Gürkan’ın ‘olayda sorumluluğumuz yok’ açıklaması yaptığı sırada gazetecilerin arkasında oldukları için kameralara yansımadı.
Foto muhabirlerinin objektifine takılan görüntülerde madendeki arama kurtarma çalışmalarına katıldıkları üzerlerindeki kıyafetlerinden belli olan işçilerin, Gürkan’ı dinlerkenki saygılı duruşları dikkat çekti.


İstanbul Kadıköy'de Soma'da 292 maden işçisinin ölümünü protesto eden gruba polis müdahale etti.





Radikal

Soma için o ülkede gazeteler 4 gün siyah-beyaz çıkacak

newsaze.com sitesinin haberi göre, Azerbaycan basını tam 4 gün siyah-beyaz baskı yapacak. Konu ile alakalı konuşan Azerbaycan Basın Konseyi başkanı Eflatun Amaşov ''Bu gönül işidir ve bürokrasiye gerek yok. Bu sebepten her hangi resmi karar almadık. Tabiki, Türkiye'de baş veren elim kaza hepimizi derinden sarsmıştır'' diye konuştu.

İçeride 100'den fazla Suriyeli var çıkarmayıp cesetlerini betonlaştırdılar

Soma’da salı günü meydana gelen iş cinayetinin bilançosu her geçen dakika artarken Habertürk yazarı ve sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel ses getiren iddialarına devam etti.


Oda TV

AKP'lilerin derdi Taner Yıldız'ın gömleğiymiş

Bakan Taner Yıldız'ın yüzlerce insanın ölümü hakkında canlı yayında açıklamalarda bulunurken iki gündür aynı gömleği neden giydiğini söylemesi büyük tepki çekti.


AKP’li Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, Soma Katliamı’nın ikinci günü akşamı Kanal 24’de söylediği sözler, Soma sokaklarında büyük öfkeye neden olmuş durumda.  O yayından sonra protestolar Yıldız’a da yönelirken, Yıldız’ın uzun süre sokakta kalmadığı ve mevcut kırmızı plakalı makam aracından farklı bir araç kullandığıöğrenildi.

Taner Yıldız canlı yayında “Olayı duyunca hiçbir hazırlık yapmadan geldik. Arkadaşlarım soruyor neden iki gündür aynı gömleği giyiyorsun. Ben de durumumuz bu diyorum” demişti.

Yıldız’ın bu sözleri Soma’da büyük tepki çekmiş durumda. Yerin altında simsiyah el ve yüzlerle çalışan, toz ve isin içinde her gün evine giden madencilerin olduğu Soma’da, Yıldız’ın beyaz gömleğinin yakasını tutarak söylediği bu sözler öfkeyi kabartmış durumda.

300’e yakın canın verildiği ortamda AKP’lilerin Yıldız’a “neden iki gündür aynı gömleği giyiyorsun” diye sormaları ise ayrı bir tepki konusu.

Soma’da yıllardır madenle ilgili konuşulanlar öfke olup dile gelmiş durumda.

Sendika’nın AKP’li olması, sürekli işverenden yana davranması, madende AKP’den referanssız olanların işten çıkartılması gibi pekçok konu artık açıktan konuşuluyor.

Taner Yıldız’ın iki gündür aynı gömleği giydiği yönündeki  mağduriyet sözlerine öfke ise dinecek gibi değil.



Soma'daki maden faciasında kurtulan işçi 'o anları' anlattı
"Kimimiz gülüyor, kimimiz ağlıyorduk"


'Erdoğan eşimin cesedini vermez diye korktum!'


CHP Manisa Milletvekili Cumhuriyet’e yazdı.


Erdoğan: Yuh çekersen tokadı yersin


Manisa'nın Soma İlçesi'nde yaşanan maden faciasının ardından bölgeye giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı bir grup vatandaş protesto etmişti. Çarşamba günü yaşanan olaylara ilişkin bugün yeni bir görüntü ortaya çıktı. Görüntüde Başbakan Erdoğan'ın vatandaşların olduğu bölgeye giderek vatandaşlarla konuştuğu ve "Sen bu ülkenin Başbakanı'na yuh çekersen tokatı yersin'' dediği duyuldu.

1 dairesi 1 milyon 350 bin TL ama 160 bin TL'lik yaşam odası yok


Türkiye, Soma'da meydana gelen maden faciasının yaralarını sarmaya devam ederken, patlamanın meydana geldiği şirketin sahibi basın toplantısı düzenledi. Şirketin sahibi Gürkan bu toplantıda basın mensuplarına maden ocağının yaşam odalarına ait fotoğrafları dağıttı.

Cumhuriyet

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ’NÜN SOMA'DAKI MADEN FACIASIYLA ILGILI ENDIŞESININ ÜÇ NEDENI

$
0
0
Türkiye’nin batısında bulunan küçük bir kasaba olan Soma’daki maden faciası her açıdan şok edici bir trajedi. Uluslararası Af Örgütü, konuyla ilgili beyanında bu facianın önlenebilir olduğunu açıkça belirtiyor.
Hayatını kaybedenlerin kesin sayısının belirlenmesi bir süre daha mümkün görünmese de yaklaşık 300 kişinin hayatını kaybettiği doğrulanmış bulunuyor.
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan trajedinin ardından karışık mesajlar verdi. Arnavutluk’a seyahatini iptal etti, üç günlük milli yas ilan etti ve soruşturma yapılacağına dair söz verdi. Daha sonra, yükselen eleştiriler daha çok hükümet üzerinde toplanmaya başlayınca, savunmaya geçerek, “madenlerde buna benzer patlamalar sürekli oluyor. Bunlar dünyanın diğer bölgelerinde olmuyor değil” dedi.
Bir başka deyişle, Erdoğan bu hafta Soma’da gerçekleşen maden kazasının – trajik olsa da – o “öngörülemez ve engellenemez olaylardan sadece biri” olduğunu öne sürdü. Fakat aslında, maden faciası ve takip eden saatlerde hükümetin gösterdiği tepki endişelenmek için en az üç önemli sebep olduğunu gösteriyor.

1. Türkiye’nin sanayi işçilerinin iş güvenliğindeki kötü sicili: Türkiye AKP yönetiminde dikkate değer bir ekonomik büyüme yaşadı. Ne yazık ki, bu büyümenin önemli bedelleri oldu. Ekonomik eşitsizlik arttı. Bu arada, Türkiye’nin hiçbir zaman iyi olmayan sanayi işçilerinin iş güvenliğindeki sicili daha da kötüleşti. 1941’den bu yana Türkiye’nin madenlerinde hayatını kaybeden 3000 madencinin üçte birinden fazlası 2002’den bu yana, AKP iktidara geldikten sonra hayatını kaybetti. Reuters’ın bu facia ile ilgili makalesinde de değinildiği gibi:
“ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) 2012’de Türkiye’nin Avrupa’daki en yüksek, dünyada da en yüksek üçüncü işçi ölümü oranına sahip olduğunu söylemişti. ILO’nun en son istatistiklerine göre madencilik sektöründe, 2012’de 61 kişi hayatını kaybetmişti. 2002 ve 2012 arasında Türkiye’deki madenlerde ölenlerin sayısı 1000 kişiden fazla.”
2.Hükümetin denetimle ilgili açık başarısızlığı: Türkiye hükümeti bu madenin, en sonuncusu Mart ayında olmak üzere, geçen iki yıl boyunca birden fazla teftiş de dahil olmak üzere, düzenli denetime tabi tutulduğunu iddia ediyor. Bunun yanı sıra, Wall Street Journal’da da belirtildiği üzere, madenin güvenlik sicili kamuoyunda tartışmalara yol açmış:
Salı günü gerçekleşen kazanın olduğu Soma bölgesinde, geçen yıl gerçekleşen bir dizi kazanın ve ölümlerin ardından, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nden bölgeyi temsil eden milletvekili Özgür Özel, Ekim ayında daha önceki kazaların soruşturulması ve sorumluların belirlenmesi için bir önerge vermişti. Öneri 29 Nisan’da iktidar partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından mecliste reddedilmişti.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner konuyla ilgili açıklamasında:
Bu önlenebilecek bir trajediydi. Türkiye’de madenlerde ölenlerin tarihi, işçilerin güvenliğine dair ürpertici soruları gündeme getiriyor. Hükümetin, millet vekillerinin yakın zamanda, iş kazalarının soruşturulması için yaptığı çağrıları reddetmesi de şoke edici.
3.Barışçıl protestoların polis tarafından bastırılması: Bu facianın ardından Türkiye’nin birkaç şehrinde protesto gösterileri başladı. Ve bir kez daha protestocular TOMA, biber gazı ve cop ile müdahaleye maruz kaldı.
Bu blogu yazarken Gardner ile Skype üzerinden konuşuyorum. İstanbul’daki Uluslararası Af Örgütü ofisinden, sokaklarda yoğun şekilde biber gazı olduğunu, polisin ve TOMA ların göstericileri kovaladığını gördüğünü söylüyordu. Ofisin hemen önünde, bir kişinin “bağırdığı” için yakın mesafeden plastik mermi ile vurulduğuna tanık olmuştu.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye hükümetine acilen bir faciaya neden olan kömür madeni patlamasını ve maden sektöründeki tehlikeli çalışma koşullarını soruşturması için çağrıda bulunuyor. Bunun yanı sıra, bir kez daha Uluslararası Af Örgütü Türkiye yetkililerine, vatandaşlarının temel insan haklarından ifade ve toplanma özgürlüğü haklarına saygı göstermeleri için çağrıda bulunuyor.

Fenerbahçe, Pato ile söz kesti

$
0
0
Bir dünya yıldızını Kadıköy’e getirmek için yoğun bir uğraş içine giren Kanarya çok gizli yürüttüğü operasyon sonrası Alexandre Pato ile her konuda anlaştı. Yönetimin görüştüğü 25 yaşındaki forvet seve seve İstanbul’a gelebileceğini söyledi.







Manning kadınlığa bir adım daha yaklaştı

$
0
0
Wikileaks'te yayımlanan ABD ordusuna ait gizli bilgileri sızdırmaktan 35 yıl ceza alan er Chelsea Manning, cinsiyet değiştirmek için sivil hapishaneye nakledilebilir. Manning, daha önce ismini Chelsea olarak değiştirip hayatının geri kalanını kadın olarak sürdürmek istediğini açıklamıştı.

Sabah

Dünya birincisi Denizli'den çıktı!

$
0
0
Dünya birincisi Denizli'den çıktı! Özel Servergazi Ortaokulu 5’inci sınıf öğrencisi Kutay Kızıl, 6 ay içinde dijital MYON Kitap Okuma Sistemi üzerinden 2 bin 502 İngilizce kitap okuyarak dünya birincisi oldu.

Dünyada dört milyon üyesi olan ’MYON Reader’ adlı dijital kitap okuma şirketinin Genel Müdürü Miles Stevens Hoare, İngiltere’den gelerek düzenlenen törenle Kutay Kızıl’ı ödüllendirdi.

Vatan

Hem tokatladılar hem de sahte resimle Gay yaptılar

$
0
0

Soma'da Başbakan Erdoğan'ın tokatladığı madenci gnci, tokatlandığı yetmiyormuş gibi bir de Gay yaptılar. Googldan buldukları Gay fotoğrafını Erdoğan'ın tokatladığı Taner Kurucan gibi gösteren kişi de AKP'nin anketçisi ANAR'ın Genel Müdürü İbrahim Uslu.

AK Partili troller bugün akıllara durgunluk veren bir skandala imza atarak Başbakan Erdoğan'ın tokatladığı Somalı genci Googledan buldukları bir fotoğrafa dayanarak Gay gibi gösterdiler.

Trollerin AK Partililere malzeme vermek uğruna bu sahtekarlığa AK Parti'nin anketçisi  ANAR'ın Genel Müdürü İbrahim Uslu da yaptığı paylaşımla destek verdi. Söz konusu resim eşliğinde "Başbakan bana tokat attı diyen bakın kim? Mikrofondaki logoya dikkat. Bunların yardımına muhtaç hale geldiler" ifadesini kullanan İbrahim Uslu'ya, gerçeğin ortaya çıkmasının ardından büyük tepki geldi.

PEKİ GERÇEK NE?

AKP'li trollerin Erdoğan'ın tokatladığı genç gibi gösterdikleri kişinin adı Yasin Keskin. Erdoğan'ın tokatladığı gencin adı ise Taner Kurucan. Tokatlanan Taner  Kuruca olarak gösterilen kişi Gezi eylemleri sırasında Women dergisine verdiği roportajla tanınan bir Gay.

HEM TOKATLADILAR HEM DE GAY GİBİ GÖSTERDİLER

Soma'da bir madende çalışan Taner Kuruca'yı Gay gibi göstererek AK Partililere sözde malzeme vermeye çalışan İbrahim Uslu ve AKTroller, gencin kendi çevresinde ve arkadaşları arasında düşeceği durumu ve yaşayacağı psikoloji de hiç saydılar.

BUNU HEP YAPIYORLAR

AKTroller bu taktiği ise sürekli uyguluyor. Gözden düşürmek ve AK Partililere malzeme vermek adına Google'in rsim arama özelliğini kullanarak o kişiye benzer birinin resmini buluyor ve hem bu resimle o kişiyi vuruyor, hem de AK Partililerin hedefi haline getiriyorlar.

İŞTE WOMEN DERGİSİNDE YAYINLANAN O RÖPORTAJ VE RÖPORTAJDAKİ GAY YASİN KESKİN


Rota Haber

Dünya yerinden oynar ibneler özgür olsa!


womendergisi · Tarih: 02 Temmuz 2013
Gezi Parkı olaylarının içinden biri, LGBT bireylerinden Yasin ile konuştuk.

Bir gece, müdahaleler sonrası festival havasına bürünmüş olan Gezi Parkı’nda dolaşırken gördüm Yasin’i. Elinde “ÇAPULCU GELDİ HAANIIIM” yazılı bir pankart; gözlerinde müthiş, özgüven dolu bakışlar; yüzünde ise sıcak, samimi, sempatik ve sevimli bir gülümseyiş vardı. Gözleri ışıldıyordu o an içinde bulunduğu atmosferin de etkisi ile.

Üzerinde kısacık, siyah ve parlak, dekoltesi bol, seksi elbisesi; ayaklarında ise birçok kadının giyip yürümekte zorlanacağı kadar yüksek topuklu ve yine seksi olan ayakkabıları ile narin narin dolaşıyordu. El ve ayak tırnaklarında kırmızı ojeler, dudağında kırmızı ruj, kolunda çantası vardı. Gülümseyen yüzü sakallı, uzun bacakları kıllıydı. Fakat bu kadar mı güzel taşınırdı o elbise ve aksesuarlar?

Etrafına gülücükler atıyordu yürürken bir yandan. Çevresi epey kalabalıktı. Kendisi ile fotoğraf çekilmek isteyenler, yanında dikilip hayranlıkla seyredenler, alkışlayanlar, şaşkın gözlerle bakanlar vs.

İnanılmaz dikkatimi çekmişti. Sadece benim mi? Tabii ki hayır. Çevresinde bulunan ve görüş mesafelerinde olduğu herkesin. Hayranlıkla izledim kendisini. Özgüveni beni çok etkilemişti. Hemen yanına gittim ve şu an anımsamadığım bir şey söyledim. Sanırım “Harikasın! Süpersin! ya da Tebrik ederim!” benzeri bir şey idi sanırım söylediğim. Fotoğraf çekilmek istediğimi belirttim. Kabul etti ve eşimden Yasin’le fotoğrafımızı çekmesini istedim. Yazık ki makinemiz yanımızda yoktu ve akıllı denilen telefona mecbur kaldık, maalesef onun da batarya enerjisi bitmek üzere olduğu için kamerası çalışmadı. Fotoğraf çekilmeyi beklerken narin eli omzumdaydı. Elinin üzerine elimi koyduğumda cana yakınlığını, güzel enerjisini ve samimiyetini açıkça hissedebiliyordum. İtiraf ediyorum; o anın resmedilemeyişinden dolayı üzülmüştüm.

Sonra kendisine röportaj yapmayı önerdim. Gülümseyerek “çok sevinirim” dedi ve kabul etti bu önerimi. Sevinmiştim! Yasin Keskin’den herkesin haberi olsun istiyordum. Onun o dik duruşundan, ne istediğini bilen tavrından, her yanından kültür fışkıran tarzından ve cesaretinden başkalarının da haberi olmalıydı.. Cesareti; özünü benimseyemeyen, pasif kalan ve korkan (zorunda bırakılan) eşcinsellere ve azınlıktaki diğer topluluklara örnek olsun istiyordum. Ve şunu çok iyi biliyordum; Yasin, sorduğum sorulara açık yüreklilikle yanıt verecek kişiydi. Yanılmadığımı da gördüm zaten sonrasında.

Söyleyecek çok sözüm var fakat lafı daha fazla uzatmayacağım. Son olarak şunu belirtmek istiyorum;

Bu yaşıma dek daima azınlık topluluklardan yana oldum; Alevi, Kürt, Süryani, Ermeni, Çingene vb. Saymakla bitmez.. Ama en önemli topluluk benim için, özellikle, eşcinseller oldu. Yakından takip ettim daima. Bazı insanların (çevremdeki birkaç kişi de dâhil) nefret duydukları eşcinsel dostlarımın, yine o insanlara inat, daima ve elimden geldiğince yanlarında olmaya çalıştım. Birçok kişiden farklı olarak, eşcinsellerin oldukça “ÖZEL” ve “GÜZEL” kişiler olduklarına inanmışımdır. Vicdanlı ve yüreklidirler ki buna defalarca tanık oldum. İşte bu yüzden de hayatımda “ÖZEL” yerleri vardır, daima da öyle olacaktır!

Dileğim, Türkiye’nin ve dünyada geri kalmış birçok ülkenin yakın zamanda tüm LGBT bireylerinin haklarına saygı duyması, toplumun onları dışlayacakları yerde, önlerinde saygı ile eğilmesidir.

Bu röportaj sadece Yasin Keskin ile yapılmış bir röportaj değildir. Yeryüzündeki tüm eşcinseller dostlarımızın ortak mesajıdır. İyi okumalar…


Bize biraz kendinden bahsedebilir misin?
1985 Ankara doğumluyum. Güzel Sanatları Antalya’da bitirdim. 4 yıldır İstanbul’da yaşamaktayım. Muhafazakâr bir aile geleneğinde eşcinselliğimin farkında büyüdüm. Bir dolu alanda ifadem tıkalıydı. Tepkisel ve içe atarak büyüdüm. Bu süreç direncimi ve tepkiselliğimi geliştirdi. Bunun ifadesi de yine tepkisel ve sembolik yollarla oldu. Üniversitede tez konum “Giysi ve Kimlik” ti!

Dün akşam cesur bir şekilde kalabalığın içinde dolaşmak sana ne hissettirdi?
Herhangi bir cesaret motivasyonu ile değil, gezi protestolarının yarattığı özgürlük atmosferinde insanların daha tepkisiz anlayabileceği, marjinalize etmeyeceği, durup düşünebileceği bir ruh hallerine hitap etmek istedim. Normalde linç edebilecek insanların dahi gelip beraber fotoğraf çektirmeleri, kitle hareketlerinin gücünü göstermesi açısından şaşırtıcı hissettirdi.

Sokağa ilk adım attığında aklından ne geçti?
Dışavurum, özgürlük, kendi dilimce protestolara güç katmak ve özgürlüğün ne olduğuna dair algıyı genişletmek!

İnsanların seni ilk gördükleri andaki tepkileri nasıldı?
Kafası kasklı, gaz maskeli, dekolte kıyafetli, mini etekli, topuklu ayakkabılı; diğer taraftan sakallı, bacakları kıllı, gülümseyen bir insan vardı karşılarında. Birçok kişi tebrik etti. Alkışlayanlar çoğunluktaydı. Normalde “Homofobik” tepki verecek kişilerinde adeta ezberi bozulmuştu. Zaten ezberlerimizin bozulduğu bir süreç yaşıyorduk. İnsanlar da bu sürece uyum sağladılar. Tabi küçük tacizler de yaşamadım değil!

Türkiye’de öyle bir dünya mümkün mü sence?
Örneğin, işte o gece mümkündü. Gezi parkında 15 gün insanlar öyle bir dünya yaşatmaya çalıştılar. Her devrimde aslında böyle bir dünyanın mümkün olduğunu söyleyen azınlık tarafından örgütlenir. Türkiye’de de yaşanan yılların tek tipleştirici hetero-normatif, milliyetçi, bencil, vicdansız siyaset diline ve onun pratiğine karşı bir isyandı. Bunun mümkün olacağına ben inanıyorum!

31 Mayıs akşamı haklı taleplerimize karşı biber gazı yiyerek geri döneceğimizi zannettik. Tepkili kalabalıklardık. O bireysel ve yalnız tepkilerimiz toplumsal bir çoğunluğa dönüştü. Gezi parkını aldık. Çöpleri topladık, ağaç diktik, forumlar yaptık, onlarca farklılık; aptal, baskıcı, ötekileştirici dil karşısında birbirini tanıyarak dönüştü, bütünleşti. Bunun sürekliliği önemli.. Farkındalık önemli!

Gezi direnişi sonrası hak ve özgürlüklerin için beklentilerin neler?
Direniş bir yerde biten bir şey değildir. Her gün hayatımızın içindedir. Özgürlük idealdir ama özgürleşme mümkündür ancak. Çocukluğumda “İBNE” diye aşağılanan ben, dün 50 bin kişiyle İstiklal’de yürüdük. Dün kart kurt olanlar, bugün Kürtler olarak özgürlüğünün peşinde. Onun dışında, seçim barajının düşürülmesini istiyorum. Devletin  internet üzerinden röntgenciliği ve beni rahat bırakmasını istiyorum. İnternetin bir tehdit olarak sınırlamasını istemiyorum. Ezberci, yaratıcılığı yok eden eğitim yerine yeteneklerimizle barışık bir eğitim istiyorum. Kalpsiz siyasetle belirlenen reel politikalarla değil, vicdanla gelecek “Kürt/Türk” halk barışını istiyorum. Tüm LGBT bireylerinin varoluş hakkının tanınmasını istiyorum!

Son olarak konuyla ilgili eklemek istediklerin varsa bizimle paylaşır mısın?
Mücadele insanı özgürleştirir.. Direniş umudu doğurur.. Devrimin vaat ettiği  cennetler bir hayal olsa da, özgürleşme için verilen mücadele zevkli ve güzeldir. Zaten, Ursula K. Le Guin’in de  dediği gibi “Devrim yapamazsın devrim olabilirsin ancak!”..

Sevgili Yasin Keskin’e bizimle röportaj yapmayı kabul ettiği için ve sorularımıza verdiği samimi yanıtlarından dolayı WoMEN Dergi ekibi olarak sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum.

Röportaj: Gülcan Çengel

Soma daha önce yaşadıklarımızın bir hatırlatmasıdır

$
0
0













Facianın gerçekleştiği madenin sahibi Alp Gürkan, "Yaşam odası kuracaktık. Kaza 3-4 ay sonra olsaydı o işçiler kurtulacaktı" dedi.





Soma'daki mezarlık madencilerin cenazeleri için belediye tarafından çiçeklendirildi. Mezarlara konulan toprak testiler ise "Madenci susar, kana kana su içmek ister" diye açıklanıyor.


Soma’da maden faciasını protesto için yürüyen gruba polisin sert müdahalesi sonucu çok sayıda yurttaş yaralandı



"Türkiye ’deki bütün işçilere çağrı yapıyorum. Alo 170’e işyerindeki bütün yanlış ve haksız uygulamaları bildirin."





Kömür tüketimi 30 yılın zirvesinde. Nedeni basit. Pahalı doğalgaza karşı yönelinilen kömüre bedava dağıtıldı, ucuza çıkarıldı.



Vergi uzmanı ve Hürriyet yazarı Prof. Dr. Şükrü Kızılot maden faciasının ardından merak edilen soruları yanıtladı. Kızılot eğer savcılık Soma'daki kaza hakkında 'taksir'den dava açarsa sorumluların en fazla 15 yıla kadar hapis cezası alabileceğini vurguladı.


İzmir'de Soma protestosuna polis gece saatlerinde müdahale etti. Bu sırada yakınlarıyla eğlenmeye gelen 10 yaşındaki çocuğun da gözaltına alınmak istemesine çevredekiler tepki gösterdi.


Pek çoğu madenciliğin zor olduğunu hele bu coğrafyada en tehlikeli iş olduğunu biliyordu. Kimisinin ailesinde maden şehitleri vardı. Ama eğitim ve başka bir iş herkese nasip olmuyordu. Madende hayatını kaybedenlerin hikâyeleri hep bir 'çaresizlik' içeriyor.



Maden kazaları 70'li yılların başından beri şarkılara konu oluyor. Âşık Mahzuni Şerif'ten Cem Karaca'ya, Selda Bağcan'dan Grup Yorum'a madencilerin şarkılardaki izlerini anımsayalım...







Soma'da yaşanan ölümleri protesto eden Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi yaklaşık 40 kişi, İTÜ'de başlatılan 'işgal' eylemine destek vermek için üniversite kampüsü önünde toplandı.


Kazanın gerçekleştiği madeni işleten Soma Holding, İstanbul'da inşa ettiği Spine Tower için bankaların kapısını çalmış fakat bir yabancı banka, "Ya madeninde kaza olursa... Bunu kamuoyuna açıklayamam" diyerek talebi geri çevirmiş.


Soma Holding patronları Alp Gürkan ve İsmet Kasapoğlu'nun İTÜ Maden Fakültesi Akademik Danışma Kurulu üyeliklerine son verildi.




Eski milli futbolcu Tümer Metin, "Çizmemi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin" diyen madencinin ev borcunu üstlendi.


CHP'li Akif Hamzaçebi, AKP'nin Meclis'te verdiği önergesi ile Soma faciasındaki sorumluluğu denetimi yapan müfettişe ve işletmenin ölmüş olan müdürüne yıkarak kendisini siyasi sorumluluktan kurtarmak istediğini söyledi.





Soma'da ilçeye girişler kontrol altına alındı. Manisa Valiliği de bugün de ilçede yapılması beklenen tüm gösteri, protesto ve yürüyüşleri yasakladı. Faciadan sonra bölgeye giden Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar Selçuk Kozağaçlı, .Nergiz Tuba Aslan, Dinçer Çalım, Günay Dağ, Efkan Bolaç, Fatma Demirer gözaltına alındı. Avukatların gözaltına alınırken darp edildikleri ve spor salonunda tutuldukları belirtildi. Soma'da haber için bulunan gazetecilerden sarı basın kartı olmayanların da ilçe dışında bırakıldığı ifade edildi.


Soma'daki maden ocağının sahibi Alp Gürkan'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kurulan örgüte üye olma, hileli iflas, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı, 6183 Amme Alacakları Usulü Hakkındaki Kanunun 110. Maddesine muhalefet" gibi suçlardan 17 şüpheliyle birlikte hakkında dava açıldığı ortaya çıktı.


Manisa'nın Soma İlçesi'ndeki nüfus tabelasına, maden ocağındaki ölümlerin ardından, sprey boyayla eksi 302 yazıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın koruması ile bir gazeteci arasında yumruk tartışması 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , evinden çıkışta arabasını durdurarak kendisini bekleyen vatandaşlarla sohbet etti. Bu sırada görüntü almaya çalışan gazetecilerle, Başbakan Erdoğan'ın korumaları arasında tartışma yaşandı. 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın koruması ile bir gazeteci arasında yumruk tartışması yaşandı. Korumanın yüzüne yumruk attığını söyleyen gazeteci, gözaltına alınmak istendi. 
"KORUMALAR YUMRUK ATTI"İDDİASI 
Başbakan Erdoğan, Kısıklı’daki konutundan ayrılırken makam aracına yaklaşan bir kadınla sohbet etti. Bu sırada Habertürk gazetesi muhabiri Umut Tütüncü, Erdoğan’ın korumalarından birinin kendisine yumruk attığını söyledi. 
GAZETECİ GÖZLÜĞÜNÜ FIRLATTI, KORUMALAR GÖZALTINA ALMAK İSTEDİ 
Tütüncü, kendisine yumruk attığını belirttiği korumaya gözlüğünü fırlattı. Diğer korumalar da Tütüncü’yü gözaltına almak istedi. Daha sonra korumalar Tütüncü’yü gözaltına almaktan vazgeçti.
TEKME ATAN DANIŞMAN YİNE YANINDAYDI 
Soma'da bir vatandaşa attığı tekmeyle gündeme gelen Başbakanlık Müşaviri Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel'in bugün de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında olması dikkatlerden kaçmadı. 7 gün iş göremez raporu aldığı açıklanan Yerkel, dün de Eyüp Sultan Camii'nde cuma namazı kılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanındaydı. (Cihan)


Tüketiciler Birliği Derneği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, Soma'da maden ocağında yaşamını yitiren madencilerin ailelerinin banka borçlarının silindiğine yönelik söylentilerle ilgili uyarıda bulundu. Bunun bir şirinlik gibi gösterilmeye çalışıldığını belirten Gündüz, bankaların borcu hayat sigortası fonundan tahsil ettiğini kaydetti.



İsmailağa Cemaati tarafından Afrika'dan getirilen öğrenciler Soma'da hayatını kaybeden madenciler için hatim indirdi. Öte yandan Cemaat, Soma'ya 50 hoca gönderdi.


Galatasaraylı futbolcular, Kayseri Erciyesspor karşılaşması öncesinde kafalarına baret takarak sahaya çıktı.


Bu gün öğle saatlerinde Soma'da polis keyfi gözaltı yaparak 8'i avukat olmak üzere 36 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında izmir'den gelen Gökalp ailesi de var. Gözaltına alınan Oya Gökalp, "polis bize izmirlisiniz soma'ya gelmeniz yasak diyerek bizi gözaltına aldı.


Soma'daki maden faciasında hayatını kaybedenlerini anmak için Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı'na kömür bırakmak isteyen gruba polis müdahale etti.


Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, bazı basın organlarında "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın Soma'da İsrail'le ilintili bazı uygun olmayan ifadeler sarfettiğine dair" iddialara ilişkin, "Başbakanımıza atfedilen ifadeler tamamen gerçek dışıdır" dedi. 

Bilgiç, bir soru üzerine, Türkiye 'nin Tel Aviv Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Doğan Işık'ın, bazı basın organlarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın söylediği iddia edilen sözlerine yönelik açıklamasını, Dışişleri Bakanlığı'nın talimatıyla yaptığını açıkladı. 

Bilgiç, Erdoğan'ın hiçbir şekilde iddia edildiği gibi bir ifadede bulunmadığına dikkati çekerek, "Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isteriz ki sayın başbakanımıza atfedilen ifadeler tamamen gerçek dışıdır. Bu gibi temelsiz iddialarda bulunanları şiddetle kınıyoruz" dedi.


Madenden 6 arkadaşıyla birlikte sağ kurtulan 39 yaşındaki Mehmet Ali Dinçer, teknisyen arkadaşının "Kablolar dayanmaz" diyerek 17 gün önce vardiya amirlerini uyardığını ancak dinletemediğini öne sürerek, "Dediği gibi de oldu, faciayla sonuçlandı" dedi.


Azerbaycan parlamentosu milletvekili, Soma'ya ulaştırılmak üzere maaşının bir kısmını bağışladı. Milletvekili Ganire Paşayeva öncülüğünde gerçekleştirilen kampanyaya, bütün milletvekillerinin katılması bekleniyor.

Radikal



17 gündür uyarıyordu: Felaket olacak

Yürekleri dağlayan Soma faciasının nasıl meydana geldiği hâlâ muamma. Ancak kurtulan işçilerin anlattıkları olayın ihmal zincirinin sonucunda faciaya dönüştüğünü ortaya koydu.

İşte, 140 kişinin bulunduğu H panosundan 6 arkadaşıyla kurtulan Mehmet Ali Dinçer’in anlattıkları: Madende ölen teknisyen Ergün Sidal, kabloların yükü kaldıramadığını 17 gün önce tespit etti. Yönetimi her gün uyardı, “Burada büyük felaket olacak, kimse bunun altından kalkamaz.” dedi, dinletemediOlaydan 10 gün önce temiz hava veren fanlar bozuldu, oksijensiz kalan 4 işçi hastaneye kaldırıldı. İlk müdahale yanlış yapıldı, madene ilk giren yetkili, “Bunlar için yapacak bir şey yok.” dedi. Halbuki arkadaşların çoğu yaşıyordu, sadece bayılmışlardı. S panosundaki 140 kişi yanlış yönlendirildiği için öldü. Facia günü, bana ve yangından sağ kurtulan diğer arkadaşlara para teklif ettiler.

‘Dava açmayalım diye imza attırıyorlar’


Gazetemiz yazarı CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, facianın meydana geldiği madene gitti. Arama kurtarma çalışmaları hakkında yetkililerden bilgi alan Balbay ve Özel, yakınlarını kaybeden ve hâlâ ocaktan cenazelerin çıkarılmasını bekleyen ailelerle görüştü. Aileler, Balbay ile Özel’e, kendilerinden işveren tarafından dava açmamaları için imza istendiğini ilettiler.

Hüseyin Çelik'in 'yalan' dediği, Erdoğan'ın en net yumruk görüntüsü


Başbakan Erdoğan protestolarla karşılandığı Soma'da vatandaşa yumruk attı. İki video kaydı ile belgelenen olay sırasında Erdoğan'ın korumaları da kadın-erkek demeden acılı Soma halkına saldırıyor. AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik, işte bu görüntülere 'yok' dedi ve olayın yalan olduğunu savunmuştu.

Bu kadar ölümün sebebi gaz maskeleri mi?

Kullanılan gaz maskeleri olması gereken maskeler miydi, madende aniden parlayan yangın olmaz, için için başlar ve dört ayda yangına dönüşür. Peki maden sahiplerinin sözünü ettiği yangın nasıl fark edilmedi?

Cumhıriyet

25 temel kurmaca dışı LGBT kitabı

$
0
0
Bugün 17 Mayıs. Diğer bir deyişle Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü. Eksiksiz olma iddiasından uzak, LGBT toplumu üzerine kurmaca dışı 25 kitaptan oluşan bir liste hazırladık.


Choire Sicha’nın mükemmel kitabı Very Recent History geçen yılın ortalarında yayımlandı. Kitap, son on yılın mali krizinin ortasında New York’ta ayakta kalmaya çalışan bir grup genç gayin hikâyesini anlatıyor. “Gay” sözcüğünün bile hiçbir şekilde geçmediği  Very Recent History, çok özel ve genellikle yeterince temsil edilmeyen bir camiaya pencere açmaya çalışan, uzun geçmişe sahip bir geleneğin parçası. Bizim hazırladığımız liste de LGBT toplumu üzerine diğer kurmaca dışı kitaplardan bazılarını içeriyor. 25 kitaplık listemiz, eksiksiz ya da nihai olma iddiasında olmasa da az bilinen bir alan hakkında daha geniş bilgi edinmek isteyenlere yardımcı olabilecek nitelikte.

The Gay Metropolis: The Landmark History of Gay Life in America, Charles Kaiser
Kaiser’ın gaylerin Amerika’nın kentsel alanlarını—özellikle New York City—nasıl etkilediğine ilişkin tarihsel bakışı, sessiz kabul görme dönemleri, çalkantılı Stonewall yılları, meşruiyet kazanma yılları ‘70’ler ve AIDS krizinin belirlediği 80’ler gibi dönemlerin yer aldığı 56 yıllık bir süreci kapsıyor.

The Velvet Rage: Overcoming the Pain of Growing Up in a Straight Man’s World, Alan Downs
Psikolog Alan Downs, eşcinsellik konusunda giderek artan sosyal kabule karşın gay toplumunda varlığını hala koruyan derin sorunlara—madde kullanımı, depresyon, seks bağımlılığı ve utanç—bir bakış atıyor. Velvet Rage, marjinal kimlikten filizlenen öfkeyi bir bağlam içinde inceleyen önemli bir kişisel gelişim kitabı.

Before Night Falls, Reinaldo Arenas
Uluslararası üne sahip şair bu kitapta Castro rejimiyle mücadele içinde geçen yetişkinliğinden cinsel tercihi nedeniyle mahkumiyetine ve Küba’dan kaçışından New York’ta ölüm döşeğinde olduğu günlere kadar hayat hikâyesinin ayrıntılarını paylaşıyor. “Before Night Falls” kişisel ve siyasal olanı buluşturan güçlü bir hatırat.

Beyond Shame: Reclaiming the Abandoned History of Radical Gay Sexuality, Patrick Moore
Moore’un, ‘70’lerin AIDS krizi mirasının yarattığı kalıcı utancı reddetme girişimlerinin ortaya çıkardığı uç cinsel pratikler üzerine kışkırtıcı yorumu. Moore bir kuşağın söz konusu hastalığa karşı yenilgisinin genç gayler arasında cinsel farkındalık ve özsaygı eksikliğiyle sonuçlandığını ileri sürüyor.

A Queer History of the United States, Michael Bronski
Bronski’nin kapsamlı metni ABD’nin köklerinin ta başlangıcından itibaren—Kolomb’un 1492’de Amerika’la çıkışından bugüne—heteroseksüelliğin güncesini tutuyor.

Lost Prophet: The Life and Times of Bayard Rustin, John D’Emilio
Bayard Rush, Martin Luther King, Jr.’a şiddetsiz protestonun ilkelerini öğretmekten sorumluydu, buna karşın insan hakları hareketinin ortasında açık gay bir erkek olarak konumu onun çaba ve eylemlerinin önüne geçti.

The Gentrification of the Mind: Witness to a Lost Generation, Sarah Schulman
Schulman’ın AIDS’li yıllara ilişkin hatıratı, Manhattan merkezinde yaşayan canlı sanatçılar ve aktivistler camiasına hüzünlü bir bakış ve New York’un East Village ve Lower East Side semtlerinin ‘80’lerin sonu ve ‘90’ların sonundaki “mutenalaştırma” öncesi halinin özlemini çekenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.

Close to the Knives: A Memoir of Disintegration, David Wojnarowicz
Daha çok “Fire in My Belly” adlı filmiyle tanınan provokatif sanatçı bu denemeler seçkisinde bir kuşağın seks, umut, yaftalanma ve krize ilişkin deneyimlerine önemli ve kişisel gözleme dayalı bir bakış getiriyor .

And the Band Played On: Politics, People, and the AIDS Epidemic, Randy Shilts
Shilts’in AIDS salgını üzerine kalıcı ve tartışma yaratan kitabı virüsün yayılışının kökenlerini ifşa ettiği gibi tıp dünyası ve hükümetlerin krizle ilgili bilgisizliğinin yarattığı sonuçları da inceliyor.

Beyond Paradise: The Life of Ramon Novarro, André Soares
Bu biyografi, ölümü Hollywood’un ilk günlerinin en sarsıcı skandallarından birine neden olan Latin Amerikalı film yıldızının hikâyesini anlatıyor. İki erkek fahişe tarafından öldürülmesi, tipik “Latin Aşık” karakterleri canlandıran Roman Navarro’nun imajını kalıcı olarak lekelemişti.

Eminent Outlaws: The Gay Writers Who Changed America, Christopher Bram
Savaş sonrası Amerikan edebiyatı Truman Capote, James Baldwin, Tennessee Williams ve Allen Ginsberg gibi önemli yazarların katkılarıyla şekillenmişti, Bram’in kitabı ise bu isimlerin aralarında Tony Kushner, Edmund White ve Armistead Maupin’in de bulunduğu sonraki bir yazarlar kuşağının yanı sıra Amerikalıların kültürel kimliğini de nasıl biçimlendirdiğini ayrıntılandırıyor.

Covering: The Hidden Assault on Our Civil Rights, Kenji Yoshino
Yoshino, Asyalı-Amerikalı bir gay kimliğiyle kısmen manifesto, kısmense hatırat niteliği taşıyan kitabında toplumun çeşitliliğe verdiği sözde değere karşın hakim kültürel normlardan hala vazgeçmediğine dikkat çekiyor. Kitap kimlik politikalarının çok yönlülüğünü öne çıkarırken asimilasyon kavramına yükleniyor.

Sister Outsider, Audre Lorde
Etkileyici ve dobra insan hakları aktivisti Audre Lorde’nin bu nutuk ve denemeler seçkisi ırkçılık, cinsiyetçilik ve homofobi gibi konulara değiniyor.

Dreadful: The Short Life and Gay Times of John Horne Burns, David Margolick
Margolick’in biyografisinin odağında yer alan John Horne Burns, “The Gallery” adlı romanında ordudaki gay yaşamını tasvir eden ilk roman yazarı.

Tango: My Childhood, Backward and in High Heels, Justin Vivian Bond
Performans ve kayıt sanatçısı Justin Vivian Bond, Maryland’in kırsal bölgelerinde büyümek ve cinsiyet normlarıyla yüzleşmek üzerine dokunaklı ve yoğun bir hatırat ortaya koyarken çocukluğunda yaşadığı ve duygusal olarak istismara uğradığı uzun süreli cinsel ilişkisini de ayrıntılarıyla anlatıyor.

“Cenaze Evi Şenlik Evi” (Fun Home), Alison Bechdel
Alison Bechdel’in enfes ve yürek burkan çizgi hatıratı, sanatçının hem kendi cinselliğiyle hem de soğuk, mesafeli  babasının bir gay olarak gizli bir hayat sürdürdüğü gerçeğiyle boğuştuğu yıllara odaklanıyor.

Ceremonies, Essex Hemphill
Hemphill’ın şiir ve yorum seçkisi her iki kimliğin de reddedildiği bir toplumda Afrikalı Amerikalı bir gay erkek olma deneyimini ele alıyor.

Queer and Loathing: Rants and Raves of a Raging AIDS Clone, David B. Feinberg
Bu denemeler seçkisi AIDS’le yaşama deneyimini anlatıyor. Kitap, cesur ve hararetli tartışmaya gelmeyen tabu niteliğinde bir konu üzerine güçlü, acı verici ve zaman zaman mizahi bir yorum.

Gender Outlaw: On Men, Women, and the Rest of Us, Kate Bornstein
Efsanevi transgender aktivist ve yazar Kate Bornstein, cinsiyet ve kültür normlarına meydan okuma üzerine bu modern klasikte heteroseksüel bir erkek kimliğinden lezbiyen bir kadın kimliğine geçişini hikâye ediyor.

The Naked Civil Servant, Quentin Crisp
Frapanlığıyla ünlü Quentin Crisp, bu mizahi ve gözüpek hatıratta 1920’ler ve 1930’ların Londrası gibi kabul görmenin zor olduğu bir zaman ve yerde yaşamanın deneyimlerini paylaşıyor.

Secret Historian: The Life and Times of Samuel Steward, Professor, Tattoo Artist, and Sexual Renegade, Justin Spring
Gertrude Stein, Alice B. Toklas ve Thornton Wilder’ın çağdaşı Samuel Steward, bir dizi güncede ayrıntılarıyla anlattığı olağanüstü gizli bir seksüel hayat yaşadı. Biyografi yazarı Justin Spring, daha sonra Şikago’nun Güney Yakası’nın namlı dövme sanatçısı Phil Sparrow kimliğine bürünecek olan Steward’ın metinlerini ve özel hayatı üzerindeki sır perdesini aralıyor.

Gay New York: Gender, Urban Culture, and the Making of the Gay Male World, 1890-1940, George Chauncy
Chauncy’nin New York’ta Stonewall isyanlarından onlarca yıl önceki gay yaşamıyla ilgili tarih çalışması eşcinselliğin 1960’lara kadar gözlerden uzak yaşandığı inancına karşı duran şaşırtıcı bir metin.

Real Man Adventures, T Cooper
Transgender roman yazarı T Cooper’ın denemeler, röportajlar ve cinsiyet değiştirme, erkeksilik ve Amerika’daki kimlik politikaları üzerine düşünceleri içeren seçkisi okunmaya değer bir metin olmasının yanı sıra aşırı derecede az temsil edilen, genellikle sessiz bir toplumu anlamak için  önemli bir başvuru kaynağı da.

The Trouble with Normal: Sex, Politics, and the Ethics of Queer Life, Michael Warner
Michael Warner’ın tartışma yaratan tezi evlilikte eşitlik arayışının aslında LGBT haklarıyla ilgili hedeflere zarar verdiğini iddia ediyor. Warner’ın LGBT politikaları üzerine bu provokatif yorumu, genellikle homojen bir grup olarak tanımlanan bir toplum içindeki çeşitli seslere dikkat çeken sağlam ve önemli bir metin.

Borderlands / La Frontera: The New Mestiza, Gloria Anzaldua
Meksika kökenli Amerikalı lezbiyen aktivist Gloria Anzaldua çokyüzlü bir kimliğin perspektifinden yazıyor. Deneysel, sınıflandırılamaz nitelikteki “Borderland” yalnızca fiziki sınırlara değil var oluşumuzu biçimlendiren duygusal mekanlara ve kimliklere de odaklanan bir kimlik kavramına ulaşıyor.
(Flavorwire'den çeviren Tanju Günseren)

TYLER COATES

Radikal

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü: 'Erdoğan, 19'uncu yüzyıl İngiltere'si ile 2014 Türkiye'sini kıyasladı'

$
0
0
Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Türkiye Uzmanı Emma Sinclair Webb, Soma'daki maden faciası ile ilgili "Erdoğan, 'bu işin doğasında var' diyerek 19'uncu yüzyıl Victoria İngiltere'sindeki çalışma şartları ile 2014’ün Türkiye’sini kıyasladı" dedi.

Cihan

Dünyanın en büyük dinozoru Arjantin'de ortaya çıktı

$
0
0
Arjantin'in Patagonya bölgesindeki kazı çalışmaları, dünyanın en büyük dinozoruna ait kemikleri ortaya çıkardı.

Dinozora ait son derece iyi durumdaki fosilleşmiş kemikleri inceleyen uzmanlar, 77 ton ağırlığındaki dinozorun dünyada şimdiye kadar bilinen en büyük dinozor türü olan Arjantinozor'dan yedi ton daha ağır olduğunu bildirdi. Yapılan incelemeler, dinozorun başından kuyruğunun ucuna kadar uzunluğunun 40 metre, boyununsa 20 metre olduğunu gösterdi.

BBC'ye açıklamada bulunan araştırmacılar, "Dünyadaki tüm dev yapıdaki hayvanları geride bırakan büyüklükteki bu kemikler, yeni dinozorun dünyadaki gelmiş geçmiş en iri cüsseli hayvan olduğunu gösteriyor" dedi.

Dinozora ait fosiller ilk kez, Patangonya bölgesindeki La Flecha kenti yakındaki çöllük arazide yürürken dinozor kalıntılarına takılarak sendeleyen bir çiftçi tarafından bulundu.

Daha sonra Dr. Jose Luis Carballido ve Dr. Diego Pol başkanlığındaki, Egidio Fergulio Palaentoloji Müzesi'nden bilim ekibi tarafından yapılan kazı çalışmalarında, dinozora ait, tamamı son derece iyi durumda olan toplam 150 kadar kemik ortaya çıkarıldı.

Araştırmacılar, kemiklerin bulunduğu yerdeki kayalar üzerinde yapılan incelemelere göre, 95 ila 100 milyon yıl önce, Patagonya ormanlarında yaşamış olduğu tahmin edilen bu dev cüsseli dinozor türünün henüz bilimsel bir adının bulunmadığına dikkati çekti.

Hürriyet

Fazla spor kalbe zarar

$
0
0
Konuyla ilgili Heart dergisinde Almanya ve İsveç kaynaklı iki araştırma yayımlandı. Almanya’daki araştırmada, 60’lı yaşlarında, haftada bir saatten dört kezden fazla orta yoğunlukta aerobik yapanlarda kalp krizi geçirme riskinin, normal yoğunlukta egzersiz yapanlardan daha yüksek olduğu belirlendi. İsveç’teki araştırmada ise, haftada 5 saatten fazla yoğun egzersiz yapan gençleri, ileride düzensiz kalp ritmi riskinin bekleyebileceği belirlendi.

Hürriyet

Fil yavrusunu ölen annesinin başından ayıramadılar

$
0
0

Kenya’nın Samburu Ulusal Parkı’nda koruma altında olan bir yavru fili, ölen annesinin başından kimse alamadı.

Annesinin üzerine sarılır gibi uzanan beş aylık yavru fil, gören herkesi duygulandırdı.

Save the Elephants görevlilerinin hiçbiri, bebek fili, annesinin yanından ayrılmaya ikna edemedi.

Bakıcılarının üzüntüden hasta olmasından korktukları yavru fil, yeni evi olan kimsesiz filler barınağına götürüldü.

Hürriyet

O gün çavuşuyla tartıştı, madeni terketti

$
0
0
Ceyhan Bağdatlı, Soma'daki facia öncesinde içeride bulunan 800 kadar madenciden biri. 22 yaşında ve 9 aylık evli. Askerden döndükten sonra yeniden madende iş başı yaptı. Daha bir haftasını doldurmadan, Türkiye'yi yaralayan felaketi yaşadı.















Bağdatlı, o gün madendeydi, çavuşuyla tartıştı ve işi bıraktı.  Tartışma sonrasında verdiği bu karar genç madencinin hayatta kalmasında büyük rol  oynadı. Bağdatlı, onu "hayata bağlayan tartışmasını" Anadolu Ajansı (AA)  muhabirine anlattı.

 Facianın yaşam panosunda çalışan Bağdatlı, çavuşun 4 işçiyi yer üstüne  gönderip, kendisine izin vermemesi üzerine başlayan tartışmasını şöyle anlattı:

 "Yer üstüne gidip ne yapacaksınız" dedi, "yorulduk" dedik. Israr etti.  Öbür arkadaşım "ben gidiyorum" dedi, ben de "geliyorum" dedim. "Gidemezsiniz bir  yere" dedi. Ben "giderim" dedim. "Ben çavuşum yollamazsam gidemezsin" dedi. Ben  "giderim" dedim. "Nasıl gideceksin" dedi. "Bak dedim, böyle giderim", aldım  çantamı yer üstüne doğru gidiyorum."

 Askerden döndükten sonra yolların kısmen değiştiğini söyleyen  Bağdatlı, yer üstene ilerlerken rampalarda tıkandığını, o sırada uzaktan  bağırışmalar duyduğunu belirtti. Çavuşla tartışan diğer arkadaşının banttan  gittiğini, kendisinin ise tehlikeli olduğu için o yolu tercih etmediğini kaydeden  Bağdatlı şöyle devam etti:

"Yukarı doğru koştururken tıkanmaya başladım. Yer üstüne 1-2 kilometre  vardı, görev yaptığımız yer ocağın sonu. Yanımdan da nakil bandı geçiyor ama  gidemiyorsun. O da tehlikeli olduğu için yaya gitmeyi tercih ettim. Bağırış,  çağırış ve yanık kokusu geliyor ama Duman göremiyorsun, biraz da panik oldum gaz  maskemi taktım yer üstüne 200 metre kaldı gaz maskesi benim elimde alev topuna  döndü. Üstüm başım zaten ıslak ıslak, penyemi ısırdım. Kapıyı zorlamaya başladım  amirler koşturmaya başlıyorlardı. 20 dakika orada durdum, yoruldum. Kapılardan  çıktıktan sonra yer üstüne çıktım, o zaman ambulans, sedye gelmişti, millet  bağırıyordu. Ben kapılara çıktım ama 20 dakika durdum dışarı çıktığımda iş  arkadaşlarımı revirlere götürdüler."

"Kavga etmeseydim, ben de olmayabilirdim" 

Tartıştığı çavuşunun ve tartışan diğer arkadaşının hayatını  kaybettiğini belirten genç madenci, "Kendimi şanslı hissediyorum ama  sevinemiyorum. Bu saatten sonra da benim sağlığım önemli trilyonlar da versinler  ben çalışmam" dedi.

  "Çavuşla kavga yapmasaymışım ben de olmayabilirdim" sözleriyle hayatta  kalmasında yaşadığı tartışmanın rolünü anlatan Ceyhan Bağdatlı, "Kendimi yeniden  doğmuş gibi hissediyorum. Düşen uçağı kaçıran yolcu gibi hissediyorum. Alnımızda  ne yazılıysa o" dedi.

Anne Bağdatlı: Mucize

Anne Hanife Bağdatlı, düğün borcunu ödemek için madende çalışan  oğlunun tartışma sonucu madenden çıkmaya karar vermesini ve hayatta kalmasını  "bir mucize" olarak yorumladı.

Sık sık gözyaşları içinde oğlunu alnından öpen Korkmaz, facia  haberiyle koştuğu madendeki bekleyişini şöyle anlattı:

"7 saat beklediğimiz akrabalarımız oldu, 2 saat de... Bunu da  bekleyince malzeme taşıyormuş, feryat ettim herkes bana baktı. Herkesin kendine  göre acısı var. Evlat acısı çok zor. 2 oğlum var tanede de kızım (gelin) var.  İstemedim madene gitmesini, istemedim. Yeni girdi işe babasına yük olmamak için.  Rabbim bize bağışladı, herkesi annesine, babasına bağışlasın."
 Hayata dönüş hikayesini AA çalışanlarına anlatan genç madenci ile  annesi ve eşi Merve Bağdatlı objektiflere "mutluluk pozu" verdi.

MANİSA (AA) - SABRİ ÇELEBİOĞLU / EFSUN YILMAZ
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live
<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>