Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

LGBTİ'ler Nefret ve İş Cinayetlerine Karşı Yürüdü

$
0
0
Ankara'da homofobi ve transfobiye karşı yürüyüşte, LGBTİ'ler “Nefret cinayetlerinin sorumluları, Soma’nın da katili” dedi.


Kaos GL Derneği’nin düzenlediği 9. Homofobi Karşıtı Buluşma, homofobi, transfobi, nefret ve iş cinayetlerine karşı yürüyüşle sonlandı.

Soma madeninde hayatını kaybeden yüzlerce işçiye adanan yürüyüşe binlerce kişi katıldı.

“Soma: Katilleri biliyoruz” ve “Ya birlikte özgürleşeceğiz; ya da hep birlikte çürüyeceğiz” yazılı pankartların açıldığı eylem; Ankara Üniversitesi Cebeci kampüsünden başladı.

Eyleme Ankara, İstanbul, Mersin, Adana, Diyarbakır, Kars, Dersim, Malatya, Antalya, İzmir, Eskişehir ve Antep’ten LGBTİ örgüt temsilcilerinin yanı sıra; Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Ezilenlerin Sosyalist partisi (ESP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Sosyalist Gençlik Dernekleri (SGD) ve Özgür Genç Kadın (ÖGK) da katıldı. Liseli Öğrenci Birliği (LÖB) ve İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) önlükleriyle yer aldığı eylemde; Gökkuşağının Kızılı da kızıl gökkuşağı bayraklarını açtı.

Yürüyüşe isyan ve yas hakimdi

Siyah giysiler ve madenci baretleriyle yürünen eylemde gökkuşağı bayrakları ve siyah-pembe bayraklar dışında bayrak taşınmadı. Slogan ve dövizlerde Soma’da yaşanan madenci katliamı ve nefret cinayetleri kınandı. Adalet talebi yükseltildi.

“Soma’nın hesabı sorulacak”, “Roboski’den Soma’ya; katil devlet hesap verecek”, “Homofobik devlet, yıkacağız elbet”, “Travestiyiz, buradayız alışın alışın gitmiyoruz”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “15’inde bir fidan Berkin Elvan” sloganlarının atıldığı eylemde sık sık homofobi, transfobi, iş cinayetleri ve devlet terörüne karşı “İsyan” sesleri yükseldi.

Kitle, Kurtuluş Parkı’ndan geçerken direnişteki Yatağan işçileri ile dayanışmasını, “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganlarıyla gösterdi. Polis araçlarının yanından geçilirken ise, “Polis fuhuş yap, onurlu yaşa” sloganları atıldı.

Çevreden eyleme yoğun destek

Ziya Gökalp Caddesi’nde yolu trafiğe kapatan binlerce kişi buradan Sakarya Caddesi’ne geçti. Soma ve nefret karşıtı sloganlarla Sakarya’ya binlerce kişinin girişi; evlerden ve iş yerlerinden alkışlarla karşılandı. Sakarya’da bulunanlar da eyleme katıldı ve dayanışma sloganları atıldı.

“Nefret cinayetlerinin sorumluları, Soma’nın da katili”

Eylem Sakarya Caddesi’nde, Kaos GL Derneği’nden Melahat Deniz’in okuduğu basın açıklamasıyla sonlandı. Deniz, eşcinsel ve translar olarak “yaşam hakkı” istediklerini kaydederek, “Homofobik ve transfobik cinayetlerin sorumluları Soma katliamının da sorumlularıdır” dedi. (YT/ÇT)

Bianet

LGBTİ'ler İnternette "Çark"a Çıkıyor

$
0
0
LGBTİ'lerin yeni dergisi Çark yayında. Dergi, 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gün’de İstanbul’da düzenlenen bir etkinlikle tanıtıldı.


LGBTİ’lerin bir dergisi daha oldu!

Çark Dergi 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gün’de İstanbul’da düzenlenen bir etkinlikle tanıtıldı.

CHP İstanbul milletvekili Melda Onur’un da katıldığı etkinlikte, Esmeray da kısa bir tiyatro performansı sergiledi.

Girişte Soma’da hayatını kaybeden madencileri anmak için siyah kurdeleler dağıtıldı. Etkinliğin ardından düzenlenmesi planlanan parti ise iptal edildi.

Dergide neler var?

Online bir dergi olan Çark, sürekli güncellenen bir içeriğe sahip. Kültür sanattan siyasete, geniş bir içeriğe sahip olacak dergi, LGBTİ dostu mekanlar, LGBTİ yaşam tarzı, güncel haberlere LGBTİ bakış açısı, röportajlar, etkinlik duyuruları gibi konular içerecek.

Dün Beyoğlu The Hall’da düzenlenen lansmanla birlikte yayına giren ilk bölümde hapisteki LGBTİ’ler ve göçmen LGBTİ’lerle ilgili röportajlar, Ahmet Yıldız ve N.Ç. davalarının karşılaştırıldığı bir video röportaj, çeşitli kültür sanat ve siyaset yazıları yer alıyor.

Çark ne demek?

Derginin editörlerinden Seçil Epik, en zorunun isim bulma süreci olduğunu söylüyor.

Lubunca’da “çarka çıkmak”, partner aramak için dolaşmak anlamına geliyor.

“LGBTİ hayatının nabzını tutacağız”

bianet’e konuşan Seçil Epik, Çark’ın hem LGBTİ’lerin sesini duyuracak, hem de geri kalan herkesin hayatı LGBTİ’lerin gözünden görebileceği bir dergi olduğunu anlatıyor.

“LGBTİ’lerin dergisi olarak KaosGL var, bianet’te LGBTİ haberleri çıkıyor. LGBTİ’lerle ilgili güncel haberler, davalar bu mecralarda konuşuluyor. Biz de LGBTİ hayatının nabzını tutacağız.

“Kültür, sanat, sinema, siyaset, tiyatro, röportajlar her şey olacak dergide. Herkesin kendini ifade edebileceği, istediklerinde köşelerinin olabileceği bir dergi hazırladık.

“LGBTİ’lerin dertlerini anlatabileceği bir mecra olsun, aynı zamanda İstanbul’un LGBTİ hayatını da takip etmek istedik.”

Herkese açık

Peki dergide kimler yazacak?  Seçil Epik cevaplıyor:

“LGBTİ hareketinin içinde olan ya da olmayan ama bununla ilgili söyleyecek sözü olan herkese açığız.

“Başta LGBTİ’ler, herkes okusun. Heteroseksüeller de okusun, bizim gözümüzle nasıl görünüyor, onu görsün. Dergide birçok insanı ilgilendirecek konular işlenecek, çünkü etrafımızdaki ötekileştirme çemberi daraldığında herkes içinde kalacak ve Türk, Kürt, Sunni, heteroseksüel, eşcinsel farketmeyecek.” (ÇT)

http://www.carkmag.com/

Bianet

Gerry by Specular

29 Mayıs doğumlu İkizler Burcu eşcinsel ünlüleri

$
0
0
Melvin Dixon (May 29, 1950 – October 26, 1992) was an American Professor of Literature, and an author, poet and translator.



Nancy Cárdenas (1934–1994) was a Mexican actor and writer.



Vicky Gene Robinson (born May 29, 1947, in Fayette County, Kentucky) is an American retired



Rupert James Hector Everett (doğum 29 Mayıs 1959) İngiliz aktör.



Lorraine Vivian Hansberry (May 19, 1930 – January 12, 1965) was an American playwright and writer.



Melissa Lou Etheridge (born May 29, 1961) is an American rock singer-songwriter, guitarist, and activist.


Sam Smith: İlk albümüm âşık olduğum bir adam hakkında

$
0
0
İngiliz şarkıcı Sam Smith, ilk albümünü bir erkeğe olan karşılıksız aşkının sonunda hazırladığını söyledi.

Pazartesi çıkan ilk stüdyo albümü “In the Lonely Hour” hakkında The Fader dergisine konuşan 22 yaşındaki şarkıcı, “In the Lonely Hour, geçen yıl âşık olduğum ama beni sevmeyen bir adam hakkında,” dedi.

“İstediğim gibi gitmeyeceği ortadaydı”

Kişisel hayatından yalnızca müzik formunda bahsetmek isteyen Smith, karşılıksız aşkın acısını atlattığını söylüyor:

“Geçenlerde kendisine anlattım. Benim istediğim gibi gitmeyeceği ortadaydı çünkü beni sevmiyordu.”

Şarkıcının cinsel yönelimine ilişkin sorular “Leave Your Lover” klibinin ardından gündeme gelmişti.

Kaos GL

Juan Forgia by Delfina Bucure

Madende mesai artık 6 saat

$
0
0
Soma faciasından sonra çok eleştiri konusu olan maden işçilerinin çalışma koşulları ve sosyal hakları, son rötuşları dün yapılan “maden paketinde” yeniden düzenlendi. Soma’da hayatını kaybeden 301 madencinin ailelerine yapılacak yardımın yanı sıra, tüm maden ocaklarında özellikle yeraltında çalışan işçilere yeni haklar veriliyor. Pakete göre, bundan sonra rödovans sistemiyle özelleştirilen madenlerde, taşeron işçi çalıştırılamayacak. Yeraltında çalışma süresi haftalık 30 saati geçemeyecek. Yeraltında çalışan tüm madencilere, yılda 6 ay ikramiye verilecek. Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantıların ardından şekillenen “maden düzenlemeleri”, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırladığı taşeron paketine monte edildi. Düzenlemenin önümüzdeki günlerde TBMM’ye gönderilmesi bekleniyor. (Radikal)

Guardian: Gezi korku duvarını yıktı, Türkiye'ye dayanışmayı öğretti

$
0
0
Guardian: Gezi korku duvarını yıktı, Türkiye'ye dayanışmayı öğretti


İngiliz Guardian, Gezi'yi 'Erdoğan'ın giderek artan otoriterliğine karşı bir isyan' olarak yorumladı (Radikal)

Lady Gaga: Cesur bir adam bulana kadar kadınlarla devam edeceğim

$
0
0
Gaga'ya lezbiyen geçmişiyle iligli sorular sorulduğunda, daha önce lezbiyen ilişkileri olduğunu ve kadınlardan hoşlandığını ifade etti.

Lady Gaga, İnsanların onun söylediği şeyleri sadece etkileyici olmak için söylediğini düşündüklerini fakat gerçekten kadınlardan hoşlandığını ifade etti.

Kadınlara karşı duyduğu ilginin erkelere karşı duyduğu ilgiyle çok benzer olduğunu ama sadece karşılıklı enerji hissetmekten daha fazlası olduğunu söyledi.

Eskiden sık sık lezbiyen gece klüplerine gittiğini söyleyen Lady Gaga, lezbiyenlerin cesur ve atik tavırlarının onu çok etkilediğini ve ancak lezbiyenler kadar cesur bir adam bulana kadar kadınlardan gerçekten çok etkilendiğini ifade etti

magazinkolik

Antikçağda eşcinsellik

$
0
0
Dr. Rıza TUNCEL
Doğu Akdeniz Üniversitesi,
Sanat, Beşeri ve Sosyal Bilimler Bölümü.

İnsan cinselliğinin gelişiminin evrimsel sürecini anlamak isteyen bilim insanları, üyesi olduğumuz primat ailesinin cinsel davranışlarının belgelenmesine ve anlaşılmasına çalışmışlardır.  İnsanlara en yakın genetik özelliklere sahip olan iki primat, bonobolar ve şempanzelerdir.  Bu iki cins de aslında birbirine genetik ve görünüm olarak o kadar yakındırlar ki, bonoboların keşfedildiği ilk zamanlarda kendilerine “pigme şempanze” adı verilmiştir.  Ne var ki bu iki yakın akrabamızın cinsel davranışları oldukça büyük farklılıklar sergilemektedir.  Bonobolar cinselliği topluluk içi çatışmaları en aza indirgemek ve çözmek, rahatlamak ve sosyal ilişkileri pekiştirmek için kullanırken, şempanzelerde ise cinsel rekabet ön plana çıkmakta ve şiddete yol açmaktadır.  Her iki cins de çok eşlidir. Erkek şempanzeler kendilerine seçmiş oldukları (dişi) eşleri himayelerinde tutabilmek için diğer erkeklerle savaşmak ve onları yenmek durumundadırlar, ki bu da şiddete yol açmaktadır.  Bonobolar ise nerdeyse pan-seksüel olarak tanımlanabilirler.  Şempanze topluluklarında erkek egemen bir yapı varken, bonobo topluluklarında dişinin daha ön planda olduğu söylenebilir.   Dişiler arasında süregelen ve anne-çocuk arasındaki bağ, çocuğun cinsiyeti fark etmeksizin uzun yıllar devam eder.  Bonoboların genel olarak karakteristik olan paylaşımcılığı cinsellikte de geçerlidir.  Genç veya olgun bireyler cinsiyet farkı gözetmeksizin birbirleriyle (genel olarak çok kısa süren) cinsel birleşme gerçekleştirirler.  Doğan yeni bireyler ise topluluk içerisinde beraberce yetiştirilir.  Erkek ve kadın bireyler birbirleriyle cinsel haz paylaşarak sosyal ilişkilerini güçlendirirler.  Kısacası bonobolar için cinsellik bir el tokalaşmadır.

İnsan cinselliğinin günümüzde tek eşli, cinselliği tabu olarak gören ve eşcinselliği dışlayan halinin sosyo-evrimsel süreci farklı terorik yaklaşımlarla açıklanmaya çalışılmıştır.  Batı dünyasının yeni dünyayı ve farklı kıtaları kolonizasyonu daha “ilkel” kültürlerin (batı dünyası tarafından) keşfini de sağlamıştır.  Burada bulunan avcı-toplayıcı toplumların her anlamda – cinsellik de dahil – daha paylaşımcı oldukları (çok eşlilik, eşcinsel yönelimler, vs.) birçok gezginin yazılarında dile getirilmiştir.  Her toplumda cinselliğe yaklaşım aynı olmasa da, insan cinselliğinin çeşitliliğini belgelemesi açısından bu gözlemler önemlidir.

Avcı-toplayıcı toplumlarda mülkiyet kavramının olmadığı birçok etnoğrafik araştırma ile tespit edilmiştir.  Sürekli konar-göçer bir hayat süren toplumların zaten beraberlerinde fazla bir “mülk” taşıması mümkün değildir.  İnsanların yerleşik hayata geçmesiyle beraber sürekli aynı mekanda kalması, ev ve mülk kavramını da beraberinde getirmiş, mülkün gelecek nesillere devri söz konusu olmuştur.  Bununla beraber cinselliğin de üreme ile ilişkisi ve artık ekonomik erki elinde tutan erkeğin mülk varislerinin kendi “kanından” olması daha da önem kazanmıştır.  Bu görüşe göre erkek bundan sonra kadını kendi “mal”ı olarak görmeye başlayarak  hem tek eşliliği kurumsallaştırmış, hem de üremenin – veraset bağlamında değerli olması açısından – değerini artırarak eşcinselliği tabulaştırmıştır.

Eşcinsel ilişkiler konusunda – yukarıda bahsedilen primat cinselliği dışında – tarih öncesi dönemlere ait elimizde çok fazla bilgi olmamasına rağmen, tarihsel dönemler için giderek artan belgesel veriler bulunmaktadır.  Tarihsel dönemlerden ve “eşcinsellik”ten bahsederken belki bu noktada günümüzde kullanılan “eşcinsellik” teriminin yeni bir kavram olduğundan bahsetmek gerekir.  Günümüzde “eşcinsellik” bir kişinin kendi cinsine karşı duyduğu duygusal ve cinsel çekim olarak tanımlanaktadır.  Eski kültürlerin modern anlamda bir “eşcinsellik” kavramının olup olmadığı tartışılabilir.  Aşağıda, çok kısa ve birçok eksik içeren özet, bu gerçek göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir.  Yine, tarihin erkekler tarafından yazıldığı, tarih boyunca kadınların seslerinin – istisnai durumlar dışında – duyulmadığı hatırlanmalıdır.  Dolayısıyla, aşağıda eşcinsellik konusundaki verilerin erkek eşcinselliğine vurgu yapması, yazardan değil, tarihsel verilerden kaynaklanmaktadır.

Tarihin doğduğu Mezopotamya ve Yakın Doğu coğrafyasında eşcinsel ilişkilere farklı yaklaşımlar olduğu bilinmektedir.  Tarihin ilk epik şiiri sayılabilecek olan Gılgamış destanında yer alan Enkidu-Gılgamış ilişkisinin homoerotik okunabileceğini birçok bilim insanı kabul etmiştir.  Gılgamış’a bir “arkadaş” olarak yaratılan Enkidu’nun ölümünden sonra Gılgamış’ın ağıtı nerdeyse bir “kadın”ın ağıtıdır. Gılgamış kendini yerden yere atar, giysilerini parçalar, saçını yolar.  Sümer (güney Mezopotamya) edebiyatının ilk eserlerinden kabul edilen bu destan,  daha sonraları Mezopotamya’nın kuzey/güney farklılığı konusunda da öngörüleri doğrulamaktadır.  M.Ö. 2. binyıl içerisinde kuzeyde Asur, güneyde ise Babil olarak tanımlanan Mezopotamya uygarlıklarında, Babil’in eşcinselliğe daha ılımlı yaklaşımı göze çarpmaktadır.  Asur yasalarında eşcinsellik cezalandırılırken, Babil yasalarında bu konuda herhangi bir ceza bulunmamaktadır.  Aynı dönem içerisinde diğer bir önemli uygarlık olan Hititlerde de eşcinsellik karşıtı bir yasa yoktur.

Diğer bir uygarlığın, Mısır’ın ise, eşcinsellik konusundaki yaklaşımı bazı arkeolojik kalıntılar ve tarihi belgelerden bilinmektedir.  Bu kadim uygarlığın mitolojisinde yer alan öneli tanrılardan Seth ve Horus’un hikayesi ilginç bir örnek sunmaktadır.  Her ikisi de erkek tanrılar olan Seth ve Horus, Seth’in Horus’u baştan çıkarma girişimiyle farklı bir boyut kazanır.  Bir hikayede Seth, Horus’u baştan çıkarmayı başaramaz, ama Horus’a “arkan ne güzelmiş” der.  Seth, Horus’u evine yemeğe çağırır ve bu buluşma Seth’in Horus’un bacakları arasına boşalmasıya sonuçlanır.  Hikayenin başka bir türevinde ise Horus kendi spermini Seth’in en çok sevdiği sebzelerden biri olan marul üzerine akıtarak ve Seth’in bunu yemesini sağlayarak Seth’i hamile bırakır.

Mısır’ın farklı cinsiyet kimliklerine yaklaşımının bir diğer dışavurumu ise tanrı Hapi’dir.  Nil nehrini temsil eden bu tanrı bir erkek olarak tasvir edilmesine rağmen, bir kadının göğüslerine sahiptir.  Kadın göğüsleri Nil nehrinin bereketini simgelemektedir.  Belki de günümüzde “trans-gender” olarak tanımlanabilecek olan bu tanrının Mısır’ın en önemli tanrılarından biri olduğunu unutmamak gerekir.

Eşcinsellik tarihi açısından diğer bir önemli buluntu ise, yine Mısır’da Niankhnum ve Knumhotep’e ait mezardır.  Meslekleri “saray maniküristlerinin şefleri” olarak tanımlanan bu iki kişinin birbirleriyle olan ilişkisi de tartışma konusudur.  Klasik Mısır sanatında sadece eşler için kullanılan yakınlık göstergeleri (yakın kucaklaşma, burunların birbirine değmesi), bu mezarda iki erkek için kullanılmıştır.  Her ikisinin de evli olduğu bilinen Niankhnum ve Khnumhotep’in bu derece yakın bir ilişki içerisinde tasvir edilmesi kimi bilim insanları tarafından ikiz oldukları şeklinde yorumlanmış olsa da, Mısır sanatı ve kültürü içerisinde ayrıcalıklı bir durum olarak göze çarpmaktadır.

Antik çağ içerisinde eşcinsellik konusunda en zengin kaynaklardan birine sahip olan kuşkusuz antik Yunan uygarlığıdır.  Belgeler yanında sanat eserleri de antik Yunan eşcinselliği konusunda oldukça geniş bilgiler sunmaktadır.  Yazınsal olarak elimizdeki en eski kaynaklardan biri olan Homeros’un İlyada’sında (M.Ö. 8. yüzyıl) doğrudan değinilmemesine rağmen, destanın en önemli karakterlerinden biri olan Akhilleos’un Patroklos’la olan ilişkisi klasik dönem (M.Ö. 5. yüzyıl) yazarları tarafından bir aşk ilişkisi olarak tanımlanmıştır.  Paiderastia, bu dönemde daha olgun bir erkeğin (erastes –  20’li yaşlarında) daha genç bir erkekle (eromenos – ergenlikten 18 yaşa kadar) olan ve cinsellikle beraber genç erkeğin eğitimini de içeren ilişkisini tanımlamak için kullanılan bir terimdir.  Bu tür ilişkilerde (“aktif” tarafın daha olgun olan taraf olduğu) anal cinsellik yazınsal olarak yadırgansa bile, (genel olarak öngörülen bacak arası sürtünerek yaşanan bir cinsel birliktelikti) gerçeğin (!) ne olduğu konusunda komedi yazarları ipuçları sunmaktadır.

Antik Yunanistan’daki eşcinsellik konusunda belki de en çarpıcı ilişkilerden biri, Atina’nın adlarına heykeller dikerek kutladığı Harmodios ve Aristogeiton’dur.  Tiranisid’ler olarak bilinen bu ikili, bir tiran (siyasi erki zorla ele geçiren biri) olan Hipparkhos’u öldürmüşlerdir.  Sevgili oldukları bilinen Harmodios ve Aristogeiton, Atina agorasında (pazar yeri) heykelleri dikilen ilk vatandaşlardır.  Antik Yunanistan’da tüm eşcinsel ilişkilerin erastes-eromenos idealine bağlı olmadığı ve bu “ideal” dışındaki ilişkilerin de horlanmadığı bazı diğer belgelerden de bilinmektedir.

Kadın eşcinselliği konusunda antik Yunanistan’dan en iyi bilinen kişi kuşkusuz Sappho’dur.  Antik yazarlar da dahil olmak üzere şiirleri hayranlık uyandıran bu şair, Yunanistan’ın Lesbos (Midilli) adasındandır (günümüzde kadın eşcinseller için kullanılan lezbiyen terimi bu adanın isminden gelmektedir).  Evli olsa da ve erkeklere de aşk şiirleri yazsa da, şiirlerinin ana temasını oluşturan kadın güzelliği ve kadın bedenine şiirsel yaklaşımı, antik yazında ender raslanan kadın eşcinselliği konusunda kısmen de olsa zengin bir kaynak oluşturmaktadır.

Roma uygarlığının, Yunan uygarlığından etkilendiğinin açık olmasına rağmen, cinselliğe daha heteronormatif olarak yaklaştığı söylenebilir.  Bir erkeğin diğer bir vatandaş erkekle cinsel ilişkisinin tabu olduğu Roma’da, bir erkeğin köle bir erkekle (veya eğlence sektöründe çalışan infames – şarkıcı, dansçı, vs. – kişilerle) aktif olarak yaşadığı eşcinsel bir ilişki normal kabul edilmekteydi.  Bu öngörüye rağmen, bazı ileri gelen Roma liderlerinin cinsel yaşantılarının normatif olmadığı da bilinmektedir.

Julius Caesar hakkında “her kadının erkeği, her erkeğin kadını” dendiği, Roma İmparatorlarından Tiberius’un cinsiyet ayrımı gözetmeksizin orjiler düzenlediği, Nero’nun ise sevdiği bir genç erkeği hadım ettirerek evlendiği bilinmektedir.  Belki “skandallar” başlığı altında anılabilecek bu Roma imparatorların cinsel hayatları dışında bir istisna Hadrian’ın Antinoos’a olan aşkıdır.  Bir Anadolu kentini ziyareti sırasında (büyük olasılıkla modern Bolu’da) karşılaştığı Bithinya’lı gence aşık olan Hadrian onu korumasına almıştır.  Antinoos’un daha 20 yaşındayken Mısır’da sebebi bilinmeyen ölümünden sonra Hadrian onun adına bir şehir kurmuş (Antinoopolis), imparatorluğun her yanına heykellerini diktirmiş, hatta onu tanrılaştırarak adına tapınaklar inşa etmiştir.

Yukarıdaki çok kısa özet, Roma imparatorluğunun sonuna kadar olan süreçte eşcinsellik tarihinden kısa “kapı-aralıkları” sunmaya çalışmıştır.  Kuşkusuz, gerçek bundan çok daha karmaşıktır.  Tarih boyunca cinsellik (eşcinsellik de dahil olmak üzere) ve cinsiyet, bir güç arenası olmuş, olmaya da devam etmektedir.  Siyasi erkler tarafından kategorilere ayrılan, tabulaştırılan ve çoğu zaman yasaklanan cinsellik tüm formlarıyla insan doğasının her zaman ayrılmaz bir parçası olmuştur.

http://alternatifim.org/2014/05/29/antik-cagda-escinsellik-kisa-bir-bakis/

Braeden Wright by Domonick Gravine

Parmakarası Teo paçalarını kıvırdı

$
0
0

Bir dönem hızlı gece hayatıyla gündemde olan Teoman, evlenip baba olduktan sonra duruldu.

Önceki gün bir grup müzisyen arkadaşıyla Cihangir’in arka sokaklarında görüntülenen rockçının kot pantolonun paçalarını kıvırması ve parmakarası terlik giymesi dikkati çekti.

Akşam

Beş yaşında cinsiyet değiştirdi

$
0
0
ABD'de beş yaşında bir çocuk cinsiyet değiştirerek erkek oldu.

ABD'de Jeff ve Hillary Whittington'ın çocuğu olarak San Diego' da dünyaya gelen Ryland'ın ilk cümlelerinden biri "Ben erkeğim" oldu. Aile bu duruma kayıtsız kalamadı ve Ryland'ın cinsiyet değiştirmesi için gerekli tüm prosedürleri yerine getirdi.

5 yaşında cinsiyet değiştiren Ryland, 2.ci yaş doğum gününde giydiği beyaz elbisesinin yerine şimdi gömlek ve kravat giyiyor, futbol maçı yapıyor.

Doğum günü partisinde bir konuşma yapan Ryland, "Benim adım Ryland Whittington, Ben cinsiyet değiştirmiş bir çocuğum" diyerek özgüvenini ve kararını arkadaşlarıyla paylaştı.

Cumhuriyet

Chad White by Fabian Morassut

Gezi olaylarının yıldönümünde Gezi Parkı kapatıldı

$
0
0
İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün aldığı Gezi Parkı kararları uygulanmaya başladı. Gezi Parkı kapatıldı, Anadolu yakasından Avrupa yakası yönüne yapılan tüm vapur seferleri iptal edildi.


Gezi Parkı olaylarının yıl dönümü nedeniyle önlem alan polis, Gezi Parkı'nı saat 10.50 sıralarında vatandaşlara kapattı.

ŞEHİR HATLARI SEFERLERİ İPTAL

İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün aldığı kararlar uyarınca saat 15:00'ten itibaren ikinci bir duyuruya kadar Anadolu 'dan Avrupa 'ya tüm seferlerimiz iptal edilmiştir.

Radikal

LGBTİ tayfası o gece en geniş katılımı sağladı

$
0
0
Gezi Parkı'nın ilk 'işgalcileri' anlatıyor

Gezi Parkı'na yapılması planlanan Topçu Kışlası'nın hukuksuzluğunu anlatmak için aylardır çalışıyorlardı. Parka giren ilk dozeri de onlar fark etti. Haber yayıldıkça her biri parka koştu o gece. İlk pankartı bir inşaat reklamı brandasından yaptılar, ilk iki çadırı kurdular. Türkiye geneline yayılacak Gezi direnişi onların nöbetiyle başladı... 27 Mayıs 2013'te parka ilk giden 30 kişilik gruptan altısı o geceyi anlatıyor...
ELİF İNCE

LGBTİ tayfası o gece en geniş katılımı sağladı

Ece Demirel, çevirmen, 38: Telefondan gelen seslerle 23.00 civarında uyandım. E-postama baktım, Taksim Dayanışması grubundan gelen mail’de Gezi Parkı’na dozer girdiğini okuyunca son toplantıda acil durum senaryosu oluşturulmasını istediğim konu olduğunu idrak ettim. Ne yazık ki konuşma sürelerine uyulmadığı için konu netleştirilememişti. Parka vardığımda Taksim Dayanışması ve Müşterekler’den arkadaşlarımı görünce rahatladım. Özellikle LGBTİ tayfası o gece nöbetinde birkaç saat durup diğer grup gelince ayrılmak suretiyle en geniş katılımı sağladı. Sabah iş makineleri yeniden geleceğinden yola engel koymak gerektiği konusunda fikir birliği oluştu, büyük bir beton parçasını dozerleri engelleyecek şekilde Gezi Parkı’nın hemen dışına yerleştirmeyi imece usulü başardık. Sabah gerçekten de dozer geçemedi ancak engeli kaldırabildiler. O esnada zaten park kalabalıklaşmıştı…

http://www.radikal.com.tr/hayat/gezi_parkinin_ilk_isgalcileri_anlatiyor-1194793

Saygın Soysal: Gerçek hayatta sadece sabahları psikopatım

$
0
0
‘Kötü adam’ sıfatından biraz ötede onun karakteri, psikopat demek daha doğru olur. ‘Kara Para Aşk’ dizisinin Metin’ini canlandıran Saygın Soysal, “Psikopatlığım sabah erken olur geçer, insanlarla da kendimle de aram iyidir” diyor.

Çocukken oyuncu olmayı hayal ediyordum evet. Bekçi olmayı da TIR şoförü olmayı da hayal ettim sanırım. Oyunculuk da hayalini kurduğum bir dolu meslek ya da uğraş gibi zihnimde bir yerlerde durdu uzun süre. Sonra hepsini unuttum bir o kaldı. Konservatuvara girmek istedim. Trabzon’da bazı amatör tiyatrolar vardı ben de bir kaçına katılmıştım ama okulun sınavına hazırlanmak daha zorlayıcı bir deneyim olmalıydı. Kafamı açacak birlikte çalışabileceğim iyi bir oyuncuya ihtiyacım vardı ve hayat bana Durukan Ordu’yla tanışma fırsatını verdi. Benimle çalışmayı kabul etti ve yaklaşık bir yıllık bir sürenin sonunda sınavlara girdim ve konservatuvara kabul edildim. (Vatan)










Gezi'de başlayan temasın çoğullaşması

$
0
0
LGBT Aktivisti Levent Pişkin, Cumhuriyet için yazdı.

Toplumsal bir özgürleşme pratiği olarak okuyabileceğimiz Gezi Direnişinin üstünden bir yıl geçti. Kazanılmış alanlarımızın yasaklanmasına, polis şiddetine, hükümetin muhafazakâr politikalarına ve özgür yaşam hakkımızın gaspına karşı diğer toplumsal hareketlerle beraber büyük bir dayanışma içinde örgütlediğimiz Gezi Direnişi, bir yılın soğukkanlılığı içinden baktığımızda gördüğümüz üzere, daha önce kompartıman usulü ayrı ayrı yürüttüğümüz mücadelelerin ortaklaşabileceğini ve bu ortaklıkta aidiyetlerimizi/kimliklerimizi/kültürlerimizi yaşayabileceğimizi öğretti.

Direnişin “erkeklere” ait olmadığını; bilakis eril olmayan bir mücadele pratiğinin mümkün olduğunu ve buradan doğru homofobik, transfobik ve cinsiyetçi olmayan bir dille mücadele edilebileceğini Gezi Direnişi boyunca ve sonrasında deneyimledik. Bu deneyimin ortaya çıkmasındaki en önemli etken kuşkusuz LGBTİ hareketinin özne olarak Gezi Direnişi boyunca orada var olması ve 21 senelik mücadelesini alanda görünür kılmasıydı.

Gezi’den sonra LGBTİ hareket açısından gerçekleşen en önemli şey kanımca insanların LGBTİ’nin anlamını öğrenmeleri oldu. LGBTİ açısından toplumsal meşruiyet perçinlenirken diğer toplumsal hareketler LGBTİ alanına dair söz söyleme ve birlikte eyleme geçme ihtiyacını giderek daha çok hissettiler. Gerçekleştirilen 11. Onur Yürüyüşüne elli binin üstünde insanın katılması, homofobi ve transfobinin birçok sol/sosyalist örgütlenmede disiplin suçu sayılması ve LGBTİ komisyonlarının bu yapılar içinde kurulmaya başlanması bunun en somut göstergesi. Keza merdiven boyama eylemlerinde gökkuşağı renklerinin tercih edilmesi, geniş kitlelerin LGBTİ mücadelesini kendi özgürlük alanlarının da genişlemesinin ifadesi olarak gördüklerinin, bir diğer önemli göstergesi.  Ayrıca bu süreçte LGBTİ öz örgütlülüğü açısından önemli gelişmeler yaşandı ve ondan fazla yerelde yeni LGBTİ oluşumları ortaya çıktı. Bu görünürlükten ana akım siyaset de elbet nasibini aldı. Farklı partiler içerisinde LGBTİlerin belediye meclisi için aday gösterilmesi ve LGBTİ dostu belediyecilik protokolünün belediye başkan adayları tarafından imzalanması kuşkusuz 21 senelik mücadelenin ve hareket açısından dönüm noktası sayılabilecek Gezi Direnişi’nin kazanımlarındandı. Ancak, Gezi Direnişi ve o alanın sadece bir temas alanı olduğunu ve esas meselenin nefret cinayetleri sürerken beraber mücadele etmekten geçtiğini yani Gezi’de başlayan temasın çoğullaşması gerektiği aşikârdır.

METROPOLİT İSEAS’TAN EŞCİNSELLİK KONUSUNDA PROTESTO MEKTUBU

$
0
0
METROPOLİT İSEAS’TAN EŞCİNSELLİK KONUSUNDA PROTESTO MEKTUBU

“Tamasu ve Orinis  Metropoliti” İseas’ın yarın Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e eşcinsellikle ilgili konularda bir protesto mektubu vereceği bildirildi.

Alithia gazetesine göre, İseas, sunacağı mektupta, ACCEPT – LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) desteğiyle homoseksüel çiftlerin evlat edinmesi ve bu tercihe karşı yorumlarda bulunanların cezalandırılmasının öngörüldüğünü ileri sürdüğü yasa tasarılarıyla ilgili protestosunu dile getirecek.

Habere göre mektuba bu yönde toplanan imzalar da eşlik edecek.

(HC/FEZ)

Louis Mayhew by Topher Scott

Viewing all 15059 articles
Browse latest View live