↧
Paul Kelly photographed by Brent Chua!
↧
Şişli Belediyesi'nden LGBTİ'lere ücretsiz hizmet
Şişli Belediyesi, LGBTİ'lere sağlık hizmeti vermeye başladı. LGBTİ bireyler, belediyenin sunduğu sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak ve dilerlerse kimliklerini bildirmeksizin 'rumuzla kayıt' imkanıyla faydalanabilecek.
![]()
Türkiye ’de ilk kez İstanbul ’da Şişli Belediyesi LGBTİ’lere yönelik sağlık hizmeti sunmaya başladı. Kaos GL’nin haberine göre Lambdaistanbul ve SPoD LGBTİ’nin “LGBTİ Dostu Belediyecilik Protokolü”nü imzalayan Şişli Belediyesi ile yaptığı görüşmeler sonucunda, belediye kapsamında LGBTİ’lere yönelik sağlık hizmeti sunulmasına karar verildi.
AİLE HEKİMİ HİZMET VERECEK
1 Ekim itibariyle Şişli Belediyesi’ne ait Sağlık İşleri Müdürlüğü Binası’nda bulunan polikliniğin çalışma saatleri uzatıldı. Poliklinik bünyesinde bir aile hekimi haftanın 5 günü saat 20:00’a kadar hizmet vermeye başladı.
Ayrıca LGBTİ’lere yönelik sağlık hizmetlerinin daha geniş kapsamlı verilmesi amacıyla poliklinikte cinsel yolla bulaşan hastalıklar için 3 ayda 1 ücretsiz tahlil, rumuz ile kayıt ve anonim test imkânı sağlanacak.
“ÇALIŞMA ARKADAŞIMIN KİŞİLİK HÜRRİYETİ TEHDİT EDİLDİ.... KEŞKE DAHA ÖNCE GÖREV ALSAYDI...”
Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nin Başdanışmanı Boysan Yakar, bir süre önce Sabah gazetesinde katıldığı LGBTİ eylemlerindeki fotoğraflarıyla haber olmuş, haberde fotoğrafların ve Yakar’ın “ CHP ’yli karıştırdığı” iddia edilmişti. Belediye Başkanı İnönü bunun üzerine twitterdan bir açıklama yapmış ve şunları demişti:
“Bugün gazetelerde bir çalışma arkadaşımız hakkında çıkan ve kişilik hürriyetini tehdit edecek türde haberlere yönelik kamuoyuna duyurumdur. Ben çalışma arkadaşlarımın cinsel yönelimlerine değil, dürüst ve güvenilir olmasına ve yetkinliklerine bakarım. Benim için önemli olan gösterdikleri çalışma performansıdır. Adı geçen çalışma arkadaşımdan son derece memnunum. Keşke belediyemizin daha önceki dönemlerinde de görev alsa idi .”
Türkiye ’de ilk kez İstanbul ’da Şişli Belediyesi LGBTİ’lere yönelik sağlık hizmeti sunmaya başladı. Kaos GL’nin haberine göre Lambdaistanbul ve SPoD LGBTİ’nin “LGBTİ Dostu Belediyecilik Protokolü”nü imzalayan Şişli Belediyesi ile yaptığı görüşmeler sonucunda, belediye kapsamında LGBTİ’lere yönelik sağlık hizmeti sunulmasına karar verildi.
AİLE HEKİMİ HİZMET VERECEK
1 Ekim itibariyle Şişli Belediyesi’ne ait Sağlık İşleri Müdürlüğü Binası’nda bulunan polikliniğin çalışma saatleri uzatıldı. Poliklinik bünyesinde bir aile hekimi haftanın 5 günü saat 20:00’a kadar hizmet vermeye başladı.
Ayrıca LGBTİ’lere yönelik sağlık hizmetlerinin daha geniş kapsamlı verilmesi amacıyla poliklinikte cinsel yolla bulaşan hastalıklar için 3 ayda 1 ücretsiz tahlil, rumuz ile kayıt ve anonim test imkânı sağlanacak.
“ÇALIŞMA ARKADAŞIMIN KİŞİLİK HÜRRİYETİ TEHDİT EDİLDİ.... KEŞKE DAHA ÖNCE GÖREV ALSAYDI...”
Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nin Başdanışmanı Boysan Yakar, bir süre önce Sabah gazetesinde katıldığı LGBTİ eylemlerindeki fotoğraflarıyla haber olmuş, haberde fotoğrafların ve Yakar’ın “ CHP ’yli karıştırdığı” iddia edilmişti. Belediye Başkanı İnönü bunun üzerine twitterdan bir açıklama yapmış ve şunları demişti:
“Bugün gazetelerde bir çalışma arkadaşımız hakkında çıkan ve kişilik hürriyetini tehdit edecek türde haberlere yönelik kamuoyuna duyurumdur. Ben çalışma arkadaşlarımın cinsel yönelimlerine değil, dürüst ve güvenilir olmasına ve yetkinliklerine bakarım. Benim için önemli olan gösterdikleri çalışma performansıdır. Adı geçen çalışma arkadaşımdan son derece memnunum. Keşke belediyemizin daha önceki dönemlerinde de görev alsa idi .”
Radikal
↧
↧
Hastanede 4.5 yaşındaki erkek çocuğa tecavüz iddiası
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şube Başkanı Aydın Erol, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 4,5 yaşındaki bir erkek çocuğa amcasının tecavüz ettiğini iddia etti. Erol, "Arkadaşlarımız bu olayın bire bir şahidi oldular. Gözleriyle gördüler bu yaşanan olayı" dedi. Olayın polise ve adli unsurlara yansıdığını ifade eden Erol, konunun takipçisi olacaklarını söyledi.
SES Başkanı Aydın Erol, pazartesi günü Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi 29 Mayıs Ek Hizmet Binası’nda 4,5 yaşındaki bir erkek çocuğa amcası olduğu belirtilen bir kişinin tecavüz ettiğini iddia etti. Konuyla ilgili bir basın toplantısı yapan Erol, “Tüyleri diken diken eden bir olay yaşandı. 4.5 yaşında erkek bir çocuk, sağlık çalışanlarının vizite yaptığı bir esnada çocuğa tecavüz ederken suçüstü yakalandı. Adli süreç başlatıldı. Polis kişiyi gözaltına aldı. Şuan bildiğimiz kadarıyla emniyet ya da savcılıkta.” diye konuştu.
Çocuğun alt solunum yolları enfeksiyonu kanısıyla tedavi gördüğünü ifade eden Erol, şöyle devam etti: “Annesi refakatçi. Bir süre sonra erkek bir şahıs geliyor. Annesi oradaki sağlık çalışanına amcası olduğunu beyan ediyor. Bir süre için eve gitmesi gerektiğini, bu süre içinde amcası yanında refakat edebilir mi diye soruyor. Oradaki sağlık çalışanları da annenin beyanı doğrultusunda izin veriyorlar. Burada görüldüğü kadarıyla hastane ya da sağlık çalışanlarının bir su istimali ya da eksikliği görülmüyor ama bu tür yerlerde özellikle kadın doğum gibi, çocuk klinikleri gibi yerlerde refakatçilerin kartlarla birlikte inip çıkmaları sağlanmalı ve kayıt altına alınmalı diye düşünüyoruz ve öneriyoruz da. Bunların onlarcası yaşandığını biliyoruz ve toplumda bir şekilde eritiliyor, üstü kapatılıyor. Basına yansıyan ya da adli sürece yansıyan bu gibi olaylar yaşandığı zaman ortaya çıkıyor.”
Bunun sendika olarak takipçisi olacaklarını kaydeden Erol, “Bizim burada asıl vurgulamak istediğimiz bu yaşanan iğrenç olayın elbette ki sendika olarak takipçisi olacağız. Ailenin bilinmesini istemiyoruz. Arkadaşlarımız bu olayın bire bir şahidi oldular. Gözleriyle gördüler bu yaşanan olayı. Olaydan sonra annesinin oraya gelmesinden sonra bir tepki vermiyor. Normal olağan bir durummuş gibi yaşamaya devam ediyor. Çocuğun daha sonraki beyanlarında, ‘Uzanmaca oyunu oynuyorduk’ diyor. Çocuk bunu bir oyun olarak görüyor. Kişi amcası olarak tanıtılmış. 30 ? 35 yaşlarında bir kişi.” ifadelerini kullandı. Olaydan sonra annesinin de ifadesi alınan çocuğun halen aynı hastanede tedavi gördüğü ifade edildi.
BAKANLIK: PERSONEL ENGEL OLDU
İddialar üzerine sağlık bakanlığı'ndan açıklama yapıldı:
Bugün medyada “4 yaşındaki çocuğa tecavüz iddiası” başlığı ile yayınlanan haber ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.
Habere konu 4,5 yaşındaki erkek çocuğumuz 13.10.2014 tarihinde Haseki Eğitim ve Araştırma Hastenesi 29 Mayıs Ek Hizmet Binası Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinde tedavi altına alınmıştır.
Çocuğun annesi, servis sorumlu hemşiresine “çocuğun amcası” olarak tanıttığı 40 yaşlarındaki şahsı, çocuğun yanına refakatçi olarak bırakmıştır.
Hastanın yatışından sonra rutin takipleri için odaya giren sağlık personeli, çocuğun annesi tarafından refakatçi bırakılan şahsın çocuğa tecavüz girişimine engel olmuştur.
Konu derhal savcılık ve emniyet yetkililerine iletilerek ilgili şahıs gözaltına alınmıştır.
Ayrıca hastanenin sosyal hizmetler uzmanı tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü ile bağlantıya geçilmiş ve durum hakkında bilgilendirme yapılarak çocuğun koruma altına alınması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Akabinde çocuğumuz adli mercilerce koruma altına alınmıştır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevlileri refakatinde çocuğumuzun tedavisi devam etmektedir."
CİHAN
SES Başkanı Aydın Erol, pazartesi günü Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi 29 Mayıs Ek Hizmet Binası’nda 4,5 yaşındaki bir erkek çocuğa amcası olduğu belirtilen bir kişinin tecavüz ettiğini iddia etti. Konuyla ilgili bir basın toplantısı yapan Erol, “Tüyleri diken diken eden bir olay yaşandı. 4.5 yaşında erkek bir çocuk, sağlık çalışanlarının vizite yaptığı bir esnada çocuğa tecavüz ederken suçüstü yakalandı. Adli süreç başlatıldı. Polis kişiyi gözaltına aldı. Şuan bildiğimiz kadarıyla emniyet ya da savcılıkta.” diye konuştu.
Çocuğun alt solunum yolları enfeksiyonu kanısıyla tedavi gördüğünü ifade eden Erol, şöyle devam etti: “Annesi refakatçi. Bir süre sonra erkek bir şahıs geliyor. Annesi oradaki sağlık çalışanına amcası olduğunu beyan ediyor. Bir süre için eve gitmesi gerektiğini, bu süre içinde amcası yanında refakat edebilir mi diye soruyor. Oradaki sağlık çalışanları da annenin beyanı doğrultusunda izin veriyorlar. Burada görüldüğü kadarıyla hastane ya da sağlık çalışanlarının bir su istimali ya da eksikliği görülmüyor ama bu tür yerlerde özellikle kadın doğum gibi, çocuk klinikleri gibi yerlerde refakatçilerin kartlarla birlikte inip çıkmaları sağlanmalı ve kayıt altına alınmalı diye düşünüyoruz ve öneriyoruz da. Bunların onlarcası yaşandığını biliyoruz ve toplumda bir şekilde eritiliyor, üstü kapatılıyor. Basına yansıyan ya da adli sürece yansıyan bu gibi olaylar yaşandığı zaman ortaya çıkıyor.”
Bunun sendika olarak takipçisi olacaklarını kaydeden Erol, “Bizim burada asıl vurgulamak istediğimiz bu yaşanan iğrenç olayın elbette ki sendika olarak takipçisi olacağız. Ailenin bilinmesini istemiyoruz. Arkadaşlarımız bu olayın bire bir şahidi oldular. Gözleriyle gördüler bu yaşanan olayı. Olaydan sonra annesinin oraya gelmesinden sonra bir tepki vermiyor. Normal olağan bir durummuş gibi yaşamaya devam ediyor. Çocuğun daha sonraki beyanlarında, ‘Uzanmaca oyunu oynuyorduk’ diyor. Çocuk bunu bir oyun olarak görüyor. Kişi amcası olarak tanıtılmış. 30 ? 35 yaşlarında bir kişi.” ifadelerini kullandı. Olaydan sonra annesinin de ifadesi alınan çocuğun halen aynı hastanede tedavi gördüğü ifade edildi.
BAKANLIK: PERSONEL ENGEL OLDU
İddialar üzerine sağlık bakanlığı'ndan açıklama yapıldı:
Bugün medyada “4 yaşındaki çocuğa tecavüz iddiası” başlığı ile yayınlanan haber ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.
Habere konu 4,5 yaşındaki erkek çocuğumuz 13.10.2014 tarihinde Haseki Eğitim ve Araştırma Hastenesi 29 Mayıs Ek Hizmet Binası Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinde tedavi altına alınmıştır.
Çocuğun annesi, servis sorumlu hemşiresine “çocuğun amcası” olarak tanıttığı 40 yaşlarındaki şahsı, çocuğun yanına refakatçi olarak bırakmıştır.
Hastanın yatışından sonra rutin takipleri için odaya giren sağlık personeli, çocuğun annesi tarafından refakatçi bırakılan şahsın çocuğa tecavüz girişimine engel olmuştur.
Konu derhal savcılık ve emniyet yetkililerine iletilerek ilgili şahıs gözaltına alınmıştır.
Ayrıca hastanenin sosyal hizmetler uzmanı tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü ile bağlantıya geçilmiş ve durum hakkında bilgilendirme yapılarak çocuğun koruma altına alınması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Akabinde çocuğumuz adli mercilerce koruma altına alınmıştır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevlileri refakatinde çocuğumuzun tedavisi devam etmektedir."
CİHAN
↧
İtalya'da eşcinsel evlilikleri için yasa tasarısı
Övgü Pınar - BBC Türkçe
İtalyan La Repubblica gazetesinin haberine göre merkez soldaki Demokratik Parti'den Başbakan Matteo Renzi, eşcinsel çiftlerin evli heteroseksüel çiftlerle aynı haklara sahip olmasını sağlayacak bir yasa tasarısı hazırlattı.Tasarıda eşcinsel çiftlerin evliliği "sivil birliktelik" olarak tanımlanıyor. Sivil birliktelik yapan çiftlerin -evlat edinme dışında- heteroseksüel çiftlerle miras hukukundan vergi kolaylıklarına değin aynı haklara sahip olması öngörülüyor.
Almanya'da uygulanan yasadan esinlenilerek hazırlanan tasarının bu ay sonuna kadar Bakanlar Kurulu'na sunulması planlanıyor.
La Repubblica'nın haberine göre, İtalya'da büyük nüfuz sahibi olan Katolik Kilisesi'nden yasa tasarısına itiraz gelmedi.
Vatikan'da söylem değişikliği
Başbakan Renzi'nin geçen ay Vatikan'ın önde gelen yetkilileriyle yaptığı görüşmesinde herhangi bir muhalefetle karşılaşmadığı bildiriliyor.
Renzi, Vatikan'ın başbakanı konumundaki Devlet Sekreteri Kardinal Pietro Parolin, Sinod (Kilise Meclisi) Genel Sekreteri Lorenzo Baldisseri ve İtalyan Piskoposlar Konferansı Başkanı Angelo Bagnasco'yla bir araya gelmişti.
Nitekim, Katolik Kilisesi de Olağanüstü Piskoposlar Sinodu toplantısında önceki gün yayımlanan ara raporda eşcinsellik konusundaki geleneksel söyleminden uzaklaşarak daha kucaklayıcı mesajlar vermişti.
Sinod'un ara raporunda "Eşcinsellerin Hıristiyan cemaatine sunabilecekleri yetenekleri ve özellikleri var. Biz bu insanları kucaklayabilecek miyiz, onlara cemaatlerimizde kardeşçe bir yer verecbilecek miyiz?" diye soruluyor.
Eşcinsellere yönelik bir "açılım" olarak değerlendirilen bu rapor, Papa Francesco'nun ılımlı yaklaşımının bir yansıması olarak yorumlandı.
Koalisyonda muhalif sesler
İnsan ilişkilerinin olumsuz değil olumlu tarafları üzerinde durulması gerektiğini savunan Papa Francesco eşcinsellerle ilgili bir açıklamasında "Ben kimim ki onları yargılayayım" demişti.
Katolik Kilisesi'nden gelen nispeten olumlu mesajların İtalya'da bu konudaki yasa tasarısının kabulünü kolaylaştıracağı tahmin ediliyor.
Mevcut İtalyan yasaları eşcinsel evliliklerine izin vermese de bazı belediyeler, yurtdışında evlenen çiftlerin evliliklerini resmi kayıtlara geçirmeye başladı bile.
Bolonya, Napoli, Floransa, Milano gibi bir grup kentin belediye başkanlarının bu uygulaması İçişleri Bakanı Angelino Alfano'nun öfkeli tepkisini çekmişti.
Koalisyon hükümetinin sağ kanadındaki Yeni Merkez Sağ Partisi'nin lideri olan Alfano geçen hafta belediyelerin bu kayıtları iptal etmesini istedi.
Ancak belediye başkanları İçişleri Bakanı'nın talimatına uymayacaklarını açıkladı. Son olarak Roma Belediye Başkanı Ignazio Marino gelecek cumartesi gününden itibaren yurtdışında evlenen eşcinsel çiftleri "evli" olarak kaydedeceğini söyledi.
İtalya'da eşcinsel olduğunu açıklayan ilk politikacılardan biri olan Sol-Ekoloji-Özgürlük Partisi'nin lideri ve Puglia Bölge Başkanı Nichi Vendola, İçişleri Bakanı Alfano'yu "mağara adamı" diye niteliyerek eleştiriyor.
↧
'Günümüz erkeği, kadını lezbiyen yapar'
Oyunculuk ve sunuculuk yapan tescilli güzel Esra Sönmezer, yaptığı sivri çıkışlarıyla dikkatleri çekiyor.
![]()
Sözcü'de yer alan habere göre magazin dünyasında gerçek aşkı bulmanın artık imkansız olduğunu savunan Esra Sönmezer “Kadına değer veren, saygılı, yumuşak huylu gerçekten sevmeye sevilmeye değer biri karşıma çıkmadı. Kafalarımızın uyuştuğu bir erkek, bulunduğum camiada karşıma çıkmadı. İlişkiye sadece cinsellik olarak bakanlar, midemi bulandırdı, bugünün dar görüşlü erkeleri kadını lezbiyen yapar” diyerek, hayli konuşulacak sözlere imza attı.
http://www.ratingkurdu.com/haber/MEDYA/Gunumuz_erkegi_kadini_lezbiyen_yapar
http://www.ratingkurdu.com/haber/MEDYA/Gunumuz_erkegi_kadini_lezbiyen_yapar
↧
↧
MILEY CYRUS CHAYENE THOMAS
Genç şarkıcı Miley Cyrus, Avustralya'nın Sidney kentinde çıplak güneşlenirken objektiflere takıldı.
↧
Benedict Cumberbatch: Erkeklerle bile isteye seviştim
Sherlock dizisinin ünlü İngiliz yıldızı Benedict Cumberbatch Out dergisine özel hayatı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Oyuncu derginin haberine göre lise yıllarını sadece erkeklerin olduğu bir yatılı okulda geçirdiğinden ilk cinsel deneyimini de bir erkek ile yaşamış. Ergenlik yıllarında içine kapanık olduğunu belirten aktör, ‘’İlk tanımaya başladığım vücut erkekti” dedi.
Vatan
↧
Perihan Mağden ve “Türk Tipi İlişkiler Cangılında” Katledilen Kadınlar
Perihan Mağden’in yazdığı her cümleyi kadın cinayeti davalarında katillerin ağzından duyduk...
“Gözü karardı, Münevver’i öldürdü. O kadar utandı, suçluluk duydu ki; kendini öldürdü.” (Perihan Mağden)
Perihan Mağden, “Cem Garipoğlu’na haksızlık yapıldığını” düşünüyormuş.
Cem Garipoğlu “tamam gencecik, güzelim bir kızı öldürmüş” ama biz “yanında yer almamız gerektiği kadar yer almamışız”…
Mağden bugün Taraf gazetesinde Garipoğlu’na neden haksızlık edildiğini anlatırken, kadın katillerinin kendilerini savunmak için kullandıkları tüm argümanları bir bir sıralamış. Karabulut cinayetini kadın katilinin gözünden, katile hak vererek tekrar gözden geçirmiş ve katile haksızlık yapıldığı sonucuna varmış.
Çünkü katil “Münevver’in bir teğmenle mesajlaşmasını yakalamış”, “Fakir kızı Münevver’in, takma tırnakları varmış”, Münevver katiline “Sen erkek misin?” demiş…
Senelerdir bianet’in erkek şiddeti çetelelerini hazırlıyorum ve Mağden’in yazdığı neredeyse her cümleyi daha önce katillerin ağzından okudum/duydum.
Neredeyse diyorum çünkü Mağden kadın katillerinden, katilleri koruyan hakimler ve savcılardan da daha ileriye gitmiş ve cinayetin nedenini “12 yaşından 17 yaşına kadar yurt dışında dolaşan/ yaşayan” katilin, Türkiye’ye döndüğünde “ Türk Tipi İlişkiler’e hazır olmamasına” bağlamış.
Eee, ne de olsa katil intihar ederek “vicdanı olduğunu”, “kalbi olduğunu”, “böyle bir ‘suçun’ yükünü kaldıramadığını” kanıtlamış… Üstelik mahkemede ilk belirdiği andan itibaren “Pişmanım” demiş!
Bu arada Mağden “suç” kelimesini de tırnak içine almış, 17 yaşında bir kız çocuğunun sevgilisi tarafından kafasının kesilmesinin suç olmadığına inanıyor sanırım.
Bu yazıdakiler Mağden’in gerçek düşünceleri mi yoksa reklamın kötüsü mü bilmiyorum. Ama yine de bir çift sözüm var:
2013’te gerçekleşen 214 kadın cinayetinin yüzde 66’sında failler kocalar, eski kocalar ya da sevgililerdi. Yani kadınlar Mağden'in deyişiyle hep “Türk Tipi İlişkiler cangılı”nda öldürülüyor.
2014’ün ilk dokuz ayında erkekler en az 207 kadın öldürdü ve katillerin yüzde 12,5’i intihar etti. Demek ki katiller hep çok vicdanlı oluyor...
Mağden, katilin “acayip Türkiye’ye hazır olmadığını” söylemiş, “Ben, yarım yüzyıldır buradayım; her gün tökezliyorum, her gün cinai hislere kapılıyorum” demiş. Türkiye’yi bu acayiplikten kurtarmak için herkesin birbirinin kafasını kestiği bir ülke düşünenlere akıl ve fikir diliyorum.
Garipoğlu’nun intihar etmediği, kaçtığı iddiası bana göre ne kadar absürt olsa da, Karabulut ailesinin bu şüpheyi teyit etme çabasını bir o kadar anlaşılır karşılıyorum. O insanların yaşadıkları travmaları gazetelerde onlar hakkında yazıp çizerek tahayyül edemeyiz. Dolayısıyla “Münevver’in ailesi intikama doymuyor” cümlesinin vicdansızca, “Fakir kızı Münevver” tamlamasının düşmanca yazıldığını düşünüyorum.
Ama Türkiye’de kadınların ölümü hak ettiğine inanılıyor. Savcısı da, polisi de, hakimi de, habercisi de, köşe yazarı da kadınların nasıl başkalarıyla mesajlaşarak, sevgililerine “Sen erkek misin” diyerek cinayetin mağduru değil, suçlusu olduğunu anlatıp duruyor.
Kadınların ölümü hak etmediğini düşünenler de, argümanını “kadın kabahatli olsa da ölümü haketmez” üzerinden kuruyor.
Misal, erkek şiddetine karşı “elleri kırılsın” politikası yürüten Aile ve Sosyal Politikalar Bakamınız Ayşenur İslam, kadın cinayetlerinin arttığını söylerken “insan kabahat işleyebilir, suç da işleyebilir ama hiçbir suçun cezası ölüm değildir. Hiç kimse tek başına böyle bir kararı veremez” diye konuşmuş.
Türkiye’nin “en güvenilir kadını” katilleri televizyona çıkarıyor, bir bakan erkekler haklı olsa da öldürmenin çözüm olmadığını anlatıyor, bir yazar katillere haksızlık edildiğini söylüyor.
Maalesef kadın mücadelesi içinde kadınlarla mücadele eder hale geldik.
Ne yapalım, hayat bu. Mücadeleye devam… (ÇT)
Bianet
“Gözü karardı, Münevver’i öldürdü. O kadar utandı, suçluluk duydu ki; kendini öldürdü.” (Perihan Mağden)
Perihan Mağden, “Cem Garipoğlu’na haksızlık yapıldığını” düşünüyormuş.
Cem Garipoğlu “tamam gencecik, güzelim bir kızı öldürmüş” ama biz “yanında yer almamız gerektiği kadar yer almamışız”…
Mağden bugün Taraf gazetesinde Garipoğlu’na neden haksızlık edildiğini anlatırken, kadın katillerinin kendilerini savunmak için kullandıkları tüm argümanları bir bir sıralamış. Karabulut cinayetini kadın katilinin gözünden, katile hak vererek tekrar gözden geçirmiş ve katile haksızlık yapıldığı sonucuna varmış.
Çünkü katil “Münevver’in bir teğmenle mesajlaşmasını yakalamış”, “Fakir kızı Münevver’in, takma tırnakları varmış”, Münevver katiline “Sen erkek misin?” demiş…
Senelerdir bianet’in erkek şiddeti çetelelerini hazırlıyorum ve Mağden’in yazdığı neredeyse her cümleyi daha önce katillerin ağzından okudum/duydum.
Neredeyse diyorum çünkü Mağden kadın katillerinden, katilleri koruyan hakimler ve savcılardan da daha ileriye gitmiş ve cinayetin nedenini “12 yaşından 17 yaşına kadar yurt dışında dolaşan/ yaşayan” katilin, Türkiye’ye döndüğünde “ Türk Tipi İlişkiler’e hazır olmamasına” bağlamış.
Eee, ne de olsa katil intihar ederek “vicdanı olduğunu”, “kalbi olduğunu”, “böyle bir ‘suçun’ yükünü kaldıramadığını” kanıtlamış… Üstelik mahkemede ilk belirdiği andan itibaren “Pişmanım” demiş!
Bu arada Mağden “suç” kelimesini de tırnak içine almış, 17 yaşında bir kız çocuğunun sevgilisi tarafından kafasının kesilmesinin suç olmadığına inanıyor sanırım.
Bu yazıdakiler Mağden’in gerçek düşünceleri mi yoksa reklamın kötüsü mü bilmiyorum. Ama yine de bir çift sözüm var:
2013’te gerçekleşen 214 kadın cinayetinin yüzde 66’sında failler kocalar, eski kocalar ya da sevgililerdi. Yani kadınlar Mağden'in deyişiyle hep “Türk Tipi İlişkiler cangılı”nda öldürülüyor.
2014’ün ilk dokuz ayında erkekler en az 207 kadın öldürdü ve katillerin yüzde 12,5’i intihar etti. Demek ki katiller hep çok vicdanlı oluyor...
Mağden, katilin “acayip Türkiye’ye hazır olmadığını” söylemiş, “Ben, yarım yüzyıldır buradayım; her gün tökezliyorum, her gün cinai hislere kapılıyorum” demiş. Türkiye’yi bu acayiplikten kurtarmak için herkesin birbirinin kafasını kestiği bir ülke düşünenlere akıl ve fikir diliyorum.
Garipoğlu’nun intihar etmediği, kaçtığı iddiası bana göre ne kadar absürt olsa da, Karabulut ailesinin bu şüpheyi teyit etme çabasını bir o kadar anlaşılır karşılıyorum. O insanların yaşadıkları travmaları gazetelerde onlar hakkında yazıp çizerek tahayyül edemeyiz. Dolayısıyla “Münevver’in ailesi intikama doymuyor” cümlesinin vicdansızca, “Fakir kızı Münevver” tamlamasının düşmanca yazıldığını düşünüyorum.
Ama Türkiye’de kadınların ölümü hak ettiğine inanılıyor. Savcısı da, polisi de, hakimi de, habercisi de, köşe yazarı da kadınların nasıl başkalarıyla mesajlaşarak, sevgililerine “Sen erkek misin” diyerek cinayetin mağduru değil, suçlusu olduğunu anlatıp duruyor.
Kadınların ölümü hak etmediğini düşünenler de, argümanını “kadın kabahatli olsa da ölümü haketmez” üzerinden kuruyor.
Misal, erkek şiddetine karşı “elleri kırılsın” politikası yürüten Aile ve Sosyal Politikalar Bakamınız Ayşenur İslam, kadın cinayetlerinin arttığını söylerken “insan kabahat işleyebilir, suç da işleyebilir ama hiçbir suçun cezası ölüm değildir. Hiç kimse tek başına böyle bir kararı veremez” diye konuşmuş.
Türkiye’nin “en güvenilir kadını” katilleri televizyona çıkarıyor, bir bakan erkekler haklı olsa da öldürmenin çözüm olmadığını anlatıyor, bir yazar katillere haksızlık edildiğini söylüyor.
Maalesef kadın mücadelesi içinde kadınlarla mücadele eder hale geldik.
Ne yapalım, hayat bu. Mücadeleye devam… (ÇT)
Bianet
↧
Kocanızın penisini değiştirmek ister misiniz?
'Kocanızın neresini değiştirmek istersiniz' sorusuna öyle bir cevap verdi ki!
ABD’de yayımlanan ‘Aileler Yarışıyor’ programında sunucu Steve Harvey, yarışmacı iki kadına “Kocanızın neresini değiştirirdiniz” diye sordu. Kadının “Penisini” diye cevap vermesi üzerine stüdyodaki izleyiciler kahkahalara boğulurken sunucu Harvey ne yapacağını şaşırdı. Sorunun sonunda ise yarışmacının cevabını 100 kişiden birinin bile vermediği ortaya çıkıyor.
Hürriyet
↧
↧
'Gay olduğumu nasıl anladım?'
Neil Patrick Harris'ten çarpıcı itiraf...
![]()
‘How I met your mother‘ dizisinin yıldızı, ünlü oyuncu Neil Patrick Harris, oyuncu Burt Reynolds’ın kendisini dudağından öptüğünde eşcinsel olduğunu anladığını açıkladı.
Harris, ‘Choose Your Own Autobiography (Kendi Otobiyografinizi seçin)’ adlı kitabında, cinsel yönelimiyle ilgili ayrıntılara da yer verirken, 1989-90 yıllarında yayınlanan B.L. Stryker setinden ilginç bir anısını da paylaştı. Dizi setinde ünlü oyuncu Burt Reynolds’ın kendisini öptüğünü anlatan Neil Patrick Harris şöyle devam etti: “Bir sahnenin sonunda, Burt şaka yapmak için üzerinize yaslanarak sizi dudağınızdan öper. Tüm ekip bunun çok komik olduğunu düşünse de sizi tedirgin hissettirir. Tedirgin ve, eninde sonunda ortaya çıktığı gibi, gey hissettirir… Burt Reynolds’ın öpücüğü, sizi geye çevirir.”
‘Biseksüelim’ diyormuş
Kitapta yaşadığı bu anları şakayla karışık anlatan Harris, eşcinsel olduğunu açıklamadan önce yakınlarına biseksüel olduğunu söylediğini ifade etti.
Geçen ay evlendiği aktör ve şarkıcı eşi David Burtka’yla 10 yıllık birlikteliklerinden de bahseden Harris, 2006’da People dergisine verdiği söyleşide eşcinsel olduğunu açıklamıştı.
Oscarları sunacak
Öte yandan Neil Patrick Harris’le ilgili bir başka haber de Akademi Ödülleri cephesinden geldi. Başarılı oyuncunun 87’inci Oscar Ödülleri töreninin sunuculuğunu yapacağı açıklandı. Ödül töreni 22 Şubat 2015’te Los Angeles’ta yapılacak.
Kaynak: Diken
Harris, ‘Choose Your Own Autobiography (Kendi Otobiyografinizi seçin)’ adlı kitabında, cinsel yönelimiyle ilgili ayrıntılara da yer verirken, 1989-90 yıllarında yayınlanan B.L. Stryker setinden ilginç bir anısını da paylaştı. Dizi setinde ünlü oyuncu Burt Reynolds’ın kendisini öptüğünü anlatan Neil Patrick Harris şöyle devam etti: “Bir sahnenin sonunda, Burt şaka yapmak için üzerinize yaslanarak sizi dudağınızdan öper. Tüm ekip bunun çok komik olduğunu düşünse de sizi tedirgin hissettirir. Tedirgin ve, eninde sonunda ortaya çıktığı gibi, gey hissettirir… Burt Reynolds’ın öpücüğü, sizi geye çevirir.”
‘Biseksüelim’ diyormuş
Kitapta yaşadığı bu anları şakayla karışık anlatan Harris, eşcinsel olduğunu açıklamadan önce yakınlarına biseksüel olduğunu söylediğini ifade etti.
Geçen ay evlendiği aktör ve şarkıcı eşi David Burtka’yla 10 yıllık birlikteliklerinden de bahseden Harris, 2006’da People dergisine verdiği söyleşide eşcinsel olduğunu açıklamıştı.
Oscarları sunacak
Öte yandan Neil Patrick Harris’le ilgili bir başka haber de Akademi Ödülleri cephesinden geldi. Başarılı oyuncunun 87’inci Oscar Ödülleri töreninin sunuculuğunu yapacağı açıklandı. Ödül töreni 22 Şubat 2015’te Los Angeles’ta yapılacak.
Kaynak: Diken
↧
Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar’dan LGBTİ Açılımı
Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar Grubu (ÖDAV) “Adalet ve Özgür Savunma İçin Yan Yana” mottosuyla bir araya geldi. İnsan Hakları Evrensel Bildirsgesi’nin herkesçe bilinen ama en çok ihmal edilen “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğar” olan 1. maddesinden yola çıktılar. Herkesin özgür doğduğu, eşit haklara sahip olduğu bir dünyada hem kişisel özgürlüklerinden hem de eşit haklardan en çok mahrum kalanlardan olan LGBTİ bireylere programlarında yer vermemeleri düşünülemezdi. Üstelik sadece LGBTİ bireylerin haklarını ve eşitliğini savunan değil gey ve lezbiyen avukatların da kendini özgürce ifade edebileceği bir ortam yaratmak ise en büyük gayeleri.
Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar (ÖDAV) 18-19 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek olan İstanbul Barosu genel kurulu ve seçimlerinde “biz de varız!” diyecekler. Programlarında ayrımcılığa uğrayan bütün insanların hukuktan eşit bir şekilde yararlanmasından yana fikirlerine özellikle yer veren Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar LGBTİ bireyler in eşit anayasal haklardan yararlanması adına ise şu hedefleri sıraladılar:
Baro bünyesinde LGBTİ bireylerin yaşadığı şiddet ve ayrımcılık konusunda hukuk üretmek, hukuki destek vermek, davalara müdahil olmak üzere merkez kurulmasını sağlamak,
Staj Eğitim Merkezinde, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri üzerine derslerin verilmesini sağlamak,
Anayasa’ya ve temel yasaların eşitlik maddelerine “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ibarelerinin eklenmesi için çalışmalar yapmak,
Erkek egemenliğini, homofobi/transfobiyi görünür kılmak, eşit ve özgür bir dünya yaratmak için hep birlikte mücadele ederek, bu mücadelemizi İstanbul Barosuna taşımak istiyoruz.
Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığa karşı somut adımlar atacak bir baro yaratmak istiyor.
↧
Humbert Clotet by Greg Vaughan
↧
Starbucks’ta Transfobi
İstanbul’da Cevahir alışveriş merkezindeki Starbucks, trans gazeteci Michelle Demischevich'e kahve servisi yerine parasını iade etti. Kafede oturma eylemi yapan Demischevich, yazılı özür bekliyor.
![]()
İstanbul’da Cevahir alışveriş merkezindeki Starbucks’ta, trans gazeteci Michelle Demischevich ayrımcılığa uğradı.
bianet’e konuşan Demischevich çalışanların kendisine kahvesini servis etmek yerine parasını iade ettiklerini, “istediğiniz yere gidip şikayet edebilirsiniz” dediklerini anlattı.
“Sıraya girip kahvemi ısmarladım. Önce ‘Maykıl mı Mişel mi’ diyerek gülüşmeye, ismimle dalga geçmeye başladılar. Ardından arkamdaki yedi müşteriye kahvesini servis ettiler. Duruma tepki gösterip bana neden servis yapmadıklarını sorunca paramı iade ettiler. Ardından gülerek ‘İstediğiniz yere gidip şikayet edebilirsiniz’ dediler.
“O sırada kafede müşteri olarak bulunan ve olaya şahit olan beş kadın bana destek verdi. Ellerinde ‘Alışın buradayız! LGBTİ bireyler vardır’ yazılı bir kağıt ve gökkuşağı şemsiyeleriyle yanıma geldiler.
“Şu anda Starbucks’ın içinde, pankartımla oturma eylemi yapıyorum. Etraftan geçenler bana destek oluyor. Türkiye Starbucks’ın Operasyon Müdürü Ozan Bey de geldi. Maruz kaldığım ayrımcılık nedeniyle yazılı bir özür bekliyorum”.
Demishevich, kafede birkaç saat bekledikten sonra Operasyon Müdüründen "yazılı bir özür sunamayacakları ancak şirket kuralları gereği sözlü olarak özür dileyebilecekleri" cevabını aldığını ve kendisine transfobik davranarak hizmet vermeyen personelle ilgili gerekli prosedürün uygulanacağının söylendiğini aktardı. (ÇT)
Çiçek Tahaoğlu
İstanbul - BİA Haber Merkezi
bianet’e konuşan Demischevich çalışanların kendisine kahvesini servis etmek yerine parasını iade ettiklerini, “istediğiniz yere gidip şikayet edebilirsiniz” dediklerini anlattı.
“Sıraya girip kahvemi ısmarladım. Önce ‘Maykıl mı Mişel mi’ diyerek gülüşmeye, ismimle dalga geçmeye başladılar. Ardından arkamdaki yedi müşteriye kahvesini servis ettiler. Duruma tepki gösterip bana neden servis yapmadıklarını sorunca paramı iade ettiler. Ardından gülerek ‘İstediğiniz yere gidip şikayet edebilirsiniz’ dediler.
“O sırada kafede müşteri olarak bulunan ve olaya şahit olan beş kadın bana destek verdi. Ellerinde ‘Alışın buradayız! LGBTİ bireyler vardır’ yazılı bir kağıt ve gökkuşağı şemsiyeleriyle yanıma geldiler.
“Şu anda Starbucks’ın içinde, pankartımla oturma eylemi yapıyorum. Etraftan geçenler bana destek oluyor. Türkiye Starbucks’ın Operasyon Müdürü Ozan Bey de geldi. Maruz kaldığım ayrımcılık nedeniyle yazılı bir özür bekliyorum”.
Demishevich, kafede birkaç saat bekledikten sonra Operasyon Müdüründen "yazılı bir özür sunamayacakları ancak şirket kuralları gereği sözlü olarak özür dileyebilecekleri" cevabını aldığını ve kendisine transfobik davranarak hizmet vermeyen personelle ilgili gerekli prosedürün uygulanacağının söylendiğini aktardı. (ÇT)
Çiçek Tahaoğlu
İstanbul - BİA Haber Merkezi
↧
↧
Salyangoz: Benim Adım Eşcinsel Evlilik
Tayvanlı bilim insanları, yeni sınıflandırdıkları hemafrodit salyangoz türünü “salyangoz hızında ilerleyen evlilik eşitliği mücadelesine” atfen Aegista diversifamilia olarak isimlendirdi.Tayvan’da daha önce rastlanmamış hemafrodit bir kara salyangozu tanımlandı. Bilim insanları, “salyangoz hızında ilerleyen evlilik eşitliği mücadelesine” atfen, yeni salyangoz türüne Aegista diversifamilia* adını verdi.
![]()
Araştırma esnasında Tayvan ve birçok ülkede eşcinsel evliliklerin tanınması için mücadelenin sürdüğünü hatırlatan Dr. Yen-Chang Lee “Pulmonata yer salyangozları, hemafrodit hayvanlardır, yani hem erkek hem dişi üreme organlarına sahipler. Hayvan krallığında cinsel çeşitliliği temsil ediyorlar. Biz de bu salyangoza evlilik eşitliğinin tanınması mücadelesini hatırlatacak bir isim vermeye karar verdik” diye konuştu.
Tayvan’a özgü kara salyangozu Aegista subchinensis 1884’te tanımlanmıştı ancak 2003’te araştırmacılar iki cins kara salyangozu olduğunu fark etti.
Dr. Lee batı ve doğu salyangoz popülasyonları arasındaki fiziksel farklılıklar üzerinde çalışırken, Aegista diversifamilia da kendi biyolojik sınıflandırmasına kavuştu. (ÇT)
* "diversifamilia", "aile çeşitliliği" anlamına geliyor.
Bianet
Araştırma esnasında Tayvan ve birçok ülkede eşcinsel evliliklerin tanınması için mücadelenin sürdüğünü hatırlatan Dr. Yen-Chang Lee “Pulmonata yer salyangozları, hemafrodit hayvanlardır, yani hem erkek hem dişi üreme organlarına sahipler. Hayvan krallığında cinsel çeşitliliği temsil ediyorlar. Biz de bu salyangoza evlilik eşitliğinin tanınması mücadelesini hatırlatacak bir isim vermeye karar verdik” diye konuştu.Tayvan’a özgü kara salyangozu Aegista subchinensis 1884’te tanımlanmıştı ancak 2003’te araştırmacılar iki cins kara salyangozu olduğunu fark etti.
Dr. Lee batı ve doğu salyangoz popülasyonları arasındaki fiziksel farklılıklar üzerinde çalışırken, Aegista diversifamilia da kendi biyolojik sınıflandırmasına kavuştu. (ÇT)
* "diversifamilia", "aile çeşitliliği" anlamına geliyor.
Bianet
↧
Lasonas Laios
↧
Hakan Ural: 'Soyunurum reytingleri patlatırım'
.Jpeg)
Kanalların yayın politikası ve reyting ölçümleri hakkında veryansın eden Hakan Ural, çarpıcı örnekleriyle izleyenleri güldürdü.
http://webtv.radikal.com.tr/eglence/10532/hakan-ural-soyunurum-reytingleri-patlatirim.aspx
↧
Cansu Tosun, Ali Ersan Duru'yla objektiflere takıldı...
↧
↧
Yeni Akit: İnançsızlık, cinsel başıbozukluğun sonu intihar
Mehmet Pişkin intihar videosu çekip kendini asmıştı. 15 dakikalık intihar videosunda neden kendini astığını da anlatmıştı. Ateist olduğunu söyleyen Pişkin’in, şarkıcı Yonca Evcimik ile çektirdiği fotoğraf ise, cinsel sapkınlıkla ilgili ayrıntıyı da ele veriyor
![]()
15 dakikalık intihar videosunun ardından kendini asarak intihar eden yazılım çalışanı Mehmet Pişkin’in sanatçı Yonca Evcimik ile çektirdiği fotoğrafta ilginç bir detay dikkat çekti. Videodaki 'Hiçbir dini inancım yok. Allah’a da inanmıyorum' ifadelerinden Pişkin'in ateist olduğu anlaşılmıştı.
Evcimik ile çektirdiği fotoğrafta ise Pişkin, ‘Eşcinsel hareketi’ olarak adlandırılan LGBT (lezbiyen, gay, biseksüel, transgender) hareketinin sembolü olan flamayı elinde tutarken görülüyor. Ateizm ve cinsel sapkınlıklar arasında bunalan gençlerin, yaşadıkları tatminsizlik sonucu intihara yöneldiği öne sürülüyor.
'DEPRESİF RUH HALİ'
Mehmet Pişkin’in veda videosunu izleyen Psikiyatri Uzmanı Dr.Tanju Sürmeli ise şunları söyledi :
Pişkin, uzun zamandır mutsuz olduğunu ve umudunu kaybettiğini söylüyor. Ağır depresyon geçiren kişiler kariyer ve imkân sahibi olsa bile her şeyi negatif görmeye başlıyor. Veda videosunda Mehmet Pişkin’in siyah giydiği, yüzünde ifade ve gözlerindeki sönük, donuk bakışlar depresif ruh halini yansıtıyor.”
www.yeniakit.com.tr
Evcimik ile çektirdiği fotoğrafta ise Pişkin, ‘Eşcinsel hareketi’ olarak adlandırılan LGBT (lezbiyen, gay, biseksüel, transgender) hareketinin sembolü olan flamayı elinde tutarken görülüyor. Ateizm ve cinsel sapkınlıklar arasında bunalan gençlerin, yaşadıkları tatminsizlik sonucu intihara yöneldiği öne sürülüyor.
'DEPRESİF RUH HALİ'
Mehmet Pişkin’in veda videosunu izleyen Psikiyatri Uzmanı Dr.Tanju Sürmeli ise şunları söyledi :
Pişkin, uzun zamandır mutsuz olduğunu ve umudunu kaybettiğini söylüyor. Ağır depresyon geçiren kişiler kariyer ve imkân sahibi olsa bile her şeyi negatif görmeye başlıyor. Veda videosunda Mehmet Pişkin’in siyah giydiği, yüzünde ifade ve gözlerindeki sönük, donuk bakışlar depresif ruh halini yansıtıyor.”
www.yeniakit.com.tr
↧
De Sanctis'ten 'gay' itirafı!
İtalyan kaleci Morgan De Sanctis, Çizme'de birçok eşcinsel futbolcunun bulunduğunu dile getirdi, konuyla ilgili rakam bile verdi.
![]()
Roma kalecisi Morgan de Sanctis, Çizme'de yaptığı açıklamalarla gündem yarattı. Bir dönem Türkiye'de Galatasaray'ın da kalesini koruyan tecrübeli file bekçisi, İtalya'da bir çok gay futbolcu olduğunu söyledi.
La Gazzetta dello Sport'a konuşan De Sanctis, "Eşcinsellik günümüz dünyasının bir gerçeği. İtalya'da da gay futbolcular var. Ancak bunlar hiç bir zaman çıkıp da tercihlerini açıklayamıyorlar. Çünkü ne yazık ki homofobik bir ortamda yaşıyoruz. Bu futbolcular takım arkadaşları ve taraftarın tepkisinden çekiniyorlar" dedi.
Fenerbahçe'den kiralık olarak Roma forması giyen Salih Uçan'ın takım arkadaşı olan İtalyan file bekçisi, "Sadece ben, kariyerim boyunca en az 15 gay futbolcu tanıdım. 400-500 futbolcu var diyelim... Bu sayının yüzde 2 veya yüzde 3'ü gay'dir" diye konuştu.
Roma kalecisi Morgan de Sanctis, Çizme'de yaptığı açıklamalarla gündem yarattı. Bir dönem Türkiye'de Galatasaray'ın da kalesini koruyan tecrübeli file bekçisi, İtalya'da bir çok gay futbolcu olduğunu söyledi.
La Gazzetta dello Sport'a konuşan De Sanctis, "Eşcinsellik günümüz dünyasının bir gerçeği. İtalya'da da gay futbolcular var. Ancak bunlar hiç bir zaman çıkıp da tercihlerini açıklayamıyorlar. Çünkü ne yazık ki homofobik bir ortamda yaşıyoruz. Bu futbolcular takım arkadaşları ve taraftarın tepkisinden çekiniyorlar" dedi.
Fenerbahçe'den kiralık olarak Roma forması giyen Salih Uçan'ın takım arkadaşı olan İtalyan file bekçisi, "Sadece ben, kariyerim boyunca en az 15 gay futbolcu tanıdım. 400-500 futbolcu var diyelim... Bu sayının yüzde 2 veya yüzde 3'ü gay'dir" diye konuştu.
ONUR DİNÇER - SKORER ÖZEL
↧
40 karede Fener - Cimbom derbisi
↧