Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

'James Dean ve Marlon Brando sado-mazoşist seks seanslarında buluşuyordu'

$
0
0
ABD'de gelecek ay çıkacak kitapta efsanevi oyuncular James Dean ve Marlon Brando arasında 'sanılandan çok daha karmaşık' bir ilişkinin olduğu iddia edildi.


'Godfather filminin efsanevi yıldızı Marlon Brando ile bir diğer efsanevi oyuncu James Dean arasında, ‘Brando’nun egosu ve bitmek bilmeyen kontrol dürtüsünün ateşlediği sado-mazoşist ilişki yaşandığı’ iddia edildi.

Sputnik'in haberine göre Darwin Porter ve Danforth Prince’in kaleme aldığı ve gelecek ay raflardaki yerini alacak ‘In James Dean: Tomorrow Never Comes’ adlı kitapta, Brando- Dean ilişkisinin ‘sanılandan çok daha karmaşık’ olduğu öne sürüldü. İddialara göre Brando ve Dean, ‘efendi- köle fantezisinin yaşandığı seks seanslarında’ buluşuyor, Dean vücudunda sigara söndürülmesini istiyordu

?Bazı kaynaklar ve Dean’i tanıyan gazetecilerle yapılan mülakatlar kullanılarak hazırlanan kitapta, Brando’nun Dean’in aşkına hiçbir zaman karşılık vermediği ve eğlence için genç sevgilisiyle ‘kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığı’ yazıldı.

Radikal

10 çocuğa tecavüzle suçlanan öğretmene 350 yıl hapis istemi

$
0
0
Karaman'da vakıf ve dernek evlerinde gönüllü kurs verdiği ilkokul ve ortaokulda okuyan 10 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan sınıf öğretmeni 54 yaşındaki Muammer B., hakkında toplam 350 yıl istemiyle Karaman Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Karaman kent merkezindeki Gazi Mustafa Kemal İlkokulu'nda görevli sınıf öğretmeni Muammer B., gönüllü olarak kurs verdiği, vakıf ve derneklere ait olduğu öne sürülen evlerde barınan 10 erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla geçen 4 Mart günü tutuklandı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 14 sayfalık iddianame tamamlandı.
Karaman Ağır Ceza Mahkemesi'ne açılan kamu davasında öğretmen Muammer B., 'çocuğun cinsel istismarı', 'hürriyetten yoksun bırakma' ve 'çocuğu müstehcen yayınları okumaya ve seyretmeye teşvik' suçlarından 350 yıla kadar yargılanacak.
VAKIF VE DERNEĞE DENETİM
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, iddianamede adı geçen vakıf hakkında Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne, dernek içinde Karaman Valiliği Dernekler İl Müdürlüğü'ne yazı göndererek, vakıf ve derneğin denetlenip sonucun savcılığa bildirilmesinin istendiği öğrenildi.
SAVCI GÖREVİNİN BAŞINDA
Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Murat Ünal'ın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından görevinden alındığı yönünde sosyal medyada çıkan haberlerin, gerçeği yansıtmadığını ve savcı Ünal'ın, görevinin başında olduğu ve soruşturmayı bizzat kendisinin yürüttüğünü açıkladı.
İSTİSMARA UĞRAYAN 10 ÇOCUK
Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada, cinsel istismara uğrayan çocuk sayısının bazı basın yayın organlarında halen 45 olarak geçtiğini hatırlatarak, ''Başsavcılığımızca yürütülen soruşturma kapsamında ilgili şüphelinin, Karaman'da 10 küçük mağdura farklı zamanlarda cinsel istismarda bulunduğu kanaatine varılmış olup bu konuda Karaman Ağır Ceza Mahkemesi'ne kamu davası açılmıştır. Başsavcılığımızca son derece hassas bir şekilde yürüttüğümüz bu soruşturmayı bugün itibariyle sonuçlandırmış bulunmaktayız'' denildi.

DHA-Muammer ŞEN

Gay cinayetinde mahkemeden şok karar!

$
0
0
Kesik baş cinayetine ömür boyu hapis

Adana’da 44 yaşındaki Mehmet Şahin Salmaş’ı, eşcinsel ilişki yaşadıktan sonra öldürdüğü gerekçesiyle yargılanan 45 yaşındaki Abdurrahman Yavuz, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı

Şanlıurfa’da mobilyacılık yapan Mehmet Şahin Salmaş, iddiaya göre, internetteki bir siteden Adana’da yaşayan Abdurrahman Yavuz ile tanıştı. Salmaş, 24 Nisan 2013’te ailesine "Otomobil satın almak için Adana’ya gidiyorum" diyerek ayrıldı.

Bir süre sonra Salmaş’tan haber alamayan ailesi polise başvurdu. Adana polisi, 11 ay sonra yaptığı teknik ve fiziki takip sonucu Salmaş ile Yavuz’un gay sitesinde tanıştıklarını saptadı. Polis, Yavuz ile Salmaş’ın toplam 76 kez telefonla görüştüklerini belirledi. Bu gelişme üzerine polis, Abdurrahman Yavuz’un evine operasyon düzenledi.


KESİK BAŞ POŞETTE BULUNDU

Yavuz’un evinin bahçesindeki kanalizasyonun iş makinesi ile açılması üzerine bir poşetin içinde Salmaş’ın kesik başı ile iskelete dönüşen cesedi bulundu. Abdurrahman Yavuz’un arkadaşı Bülent Benzer’e, "Ben bir adam öldürdüm ama ben öldürmesem o beni öldürecekti" dediği öne sürüldü. Suçlamaları kabul etmeyen Yavuz, tutuklandı.

Kasten öldürme suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle Adana 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Abdurrahman Yavuz, Salmaş’ın cesedinin evinin bahçesindeki fosseptik çukuruna nasıl atıldığını bilmediğini öne sürüp suçlamaları kabul etmedi.

Abdurrahman Yavuz’un eşinden ayrılmasına neden olan sevgilisi Elife Çınar da ifadesinde Yavuz’u bir erkekle cinsel ilişki yaşarken yakaladığını öne sürerken tanık Bülent Benzer ise Abdurrahman Yavuz’un kendisine bir kişi silahla vurduğunu cesedi el arabasıyla taşıyıp bahçedeki fosseptiğe attığını itiraf ettiğini söyledi.

Mahkeme heyeti, Abdurrahman Yavuz’u kasten öldürme suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırırken herhangi bir ceza indirimi uygulamadı.

DHA

Jaime Cabrera

Savaşçı Prenses Zeyna Geri Dönüyor, Hem de Bu Sefer Eşcinselliğini Gizlemeyecek!

$
0
0

Bir jenerasyonun unutulmazlarından olan Savaşçı Prenses Zeyna dizisinin yeniden gösterime gireceği haberi, dizinin yapımcısı tarafından teyitlendi ve dünya genelinde büyük sevinçle karşılandı!

Fakat senaryoda bir takım değişiklikler olacağı ve ana karakterlerin bazı taraflarının gün yüzüne çıkarılacağı da belirtildi.
Zeyna, 90'larda televizyon ekranlarında gösterime girdiğinde hepimizi adeta şok etmişti!

Ana karakterimiz savaşçı bir kadındı!
Koşuyor, zıplıyor; zılgıt çekerek taklalar atıyor ve tüm düşmanlarını yeniyordu!

Kısa sürede pek çok kız çocuğunun kahramanı haline geldi!
Lucy Lawless'ın kışkırtıcı güzelliğiyle, sadece kadınlar tarafından değil; erkekler tarafından da çok izlenen bir dizi haline geldi!

Kadın izleyicilerin fantezilerini bağımsız ve savaşçı kimliğiyle gerçekleştirirken, güzelliğiyle de erkek izleyicilerin yüreğini hoplatıyordu.
Fakat her izleyicinin fark etmediği küçük bir detay vardı!

Zeyna'nın, "en yakın arkadaşı" olarak gördüğümüz Gabrielle ile arasındaki o gerilim ve kimya fazlasıyla göze batıyordu.
Her maceraya birlikte atılıyorlardı; birlikte savaşıyor ve birbirlerini daima koruyorlardı.

İkisi de birbirine çok değer veriyordu, elbette!
Erkeklerden de uzak durmayı tercih ediyorlardı.

Özellikle Zeyna, erkekleri sevmek yerine; dövmeyi daha çok tercih ediyordu!
Savaş Tanrısı Ares, Zeyna'ya deli divane aşıktı fakat Zeyna asla karşılık vermiyordu!

Adam hem güçlü, hem yakışıklı, hem de Tanrı! Ama belli ki Zeyna'nın gözü başkasındaydı.
Kendisine aşık olan Tanrılar yerine, Zeyna her gece yatağa Gabrielle ile girmeyi tercih ediyordu.

Bu tarz sahnelerle bazı seyircilerin kafalarında soru işaretleri oluşturan dizinin karakterleri, bazı izleyicilere göre kesin ve net bir şekilde eşcinseldi!
Bu ikilinin arasındaki ilişki daha ne kadar açık ima edilebilirdi ki?

Sadece arkadaşlıktan çok daha öte olduğu barizdi!
Savaş Tanrısı Ares ve Aşk Tanrıçası Afrodit, güçlerini birleştirip Zeyna'yı Ares'e aşık etmeye çalışsalar da başaramıyorlardı!

Zeyna, ara sıra büyülerle kandırılsa da, her zaman kendi iradesiyle Gabrielle'in yanına dönüyordu.
Elbette ki 90'ların henüz yeterince özgürleşmemiş ortamından dolayı dizide bu ilişki hafif imalardan öte gösterilemedi.

Görebilenler için zaten daha fazla açıklamaya gerek yoktu.
Dizi sona erdikten sonra ise Lucy Lawless, Zeyna ve Gabrielle'in kesinlikle eşcinsel aşıklar olduklarını teyit etti.

Dizi sona erdikten sonra ise Lucy Lawless, Zeyna ve Gabrielle'in kesinlikle eşcinsel aşıklar olduklarını teyit etti.
Verdiği röportajda "Ara sıra takılan biseksüel kadınlar değillerdi, Zeyna ve Gabrielle tamamen eşcinsel kadınlardı ve evliydiler." dedi.
Dizinin yapımcısı Javier Grillo Marxuach ise, günümüzün özgür ortamında eşcinselliklerini açıkça gösteremeyeceklerse, dizinin yeniden gösterime girmesinin anlamsız olacağını açıkladı.

Anlaşılan o ki; Zeyna çok daha cesur bir senaryoyla ve daha özgür karakterleriyle olay yaratacak!
Zeyna'nın eski versiyonunun ise kolay kolay hafızamızdan ve kalbimizden silinmeyeceğini elbette biliyoruz...

90'ların Kız çocuklarına örnek alınası çok güçlü bir kadın kahraman, oğlan çocuklarına ise aşık olunası güçlü ve güzel bir kadın, lgbti cemiyetine de kendi hikayelerini anlatan çok güzel bir hayal bıraktı.

Kattığı renkler için teşekkür ediyoruz!

http://onedio.com/haber/savasci-prenses-zeyna-geri-donuyor-hem-de-bu-sefer-escinselligini-gizlemeyecek--693498

Taggy by Cedric Terrell

Queer hayat nasıl olur?

$
0
0
LGBTİ bireylerin aile kurgusu içinde yer alamayışları, aileleri tarafından dışlanmaları, onları alternatif aile kurguları inşa etmeye zorlar. LGBTİ bireyler, birbirlerinin ablaları, anneleri olurlar.
   
Yazınsal ve düşünsel alanlarda adını giderek daha yoğun ve sık bir biçimde duymaya başladığımız “queer” sözcüğü, belleklerimize genelde toplumsal cinsiyet kavramı çevresinde gelişen bir kuram olarak yerleşiyor. Bu alanda yayımlanan çeviri ve telif kitaplar, incelemeler ve derlemeler, Türkçede yabancı bir sözcüğün yarattığı yabancı ve soğuk tınısına karşın, “queer” sözcüğünü yazın, düşün ve sanat alanlarının tam ortasına yerleştirmeye devam ediyor. Peki Anglosakson dünyada LGBTI bireyleri aşağılamak için kullanılan “queer” sözcüğünün kazandığı bu görece yeni kuramsal anlamın soyut çerçevesi dışında, günlük yaşam pratiklerimiz üzerindeki yansımalarını tam olarak anlayabiliyor muyuz? Leman S. Darıcıoğlu’nun Sel Yayıncılık’tan çıkan yeni “queer” derlemesi Queer Temaşa, alandaki önemli metinleri bir araya getirmenin ötesinde, “queer”in günlük yaşamlarımızdaki pratik yansımalarını başarılı bir biçimde somutlaştırıyor.

Kitabı derleyen Leman S. Darıcıoğlu’nun önsözünde belirttiği gibi, queer pratikler üzerinde düşünmek, “cinselliğin ve bedenin”de diğer yaşamsal konular kadar önemli olduğunun önkabulü ile mümkün olmaktadır. “Queer” tam da, genelde meşruluğu tartışılmaz bir alanın içine yerleştirilen cinsellik ve beden kavramlarının altüst edilmesini mümkün kıldığı için değerlidir. Queer, bize verili “doğru”ları sorgulayarak altını oyan ve insanları tanımların kısıtlayıcılığından, toplumun aile gibi kolaylıkla ikiyüzlü olabilecek tuzak kurgularından kurtarabilecek bir yaşam tahayyülü açan bir bakış açısı sunar. Derlemedeki metinlerin çoğu da, böyle bir bakış açısının gerekliliği, içeriğinin belirlenmesi, temel tartışma alanları ve tüm bunların günlük hayatlarımız üzerindeki olası yansımaları üzerinde kurgulanmış.

Derleme, 2015’te bir trafik kazasında yaşamını yitiren Boysan Yakar’ın Eylül-Ekim 2013 tarihleri arasında bir performans olarak tuttuğu günlüklerden alıntılarla başlıyor. Bu günlük ve Boysan Yakar’ın ölümünün ardından onu tanıyanların yazdıkları, queer bir yaşam pratiğini, alternatif aile kurgularının olasılığını somutlaştırması ve örneklendirmesi açısından değerli. LGBTİ bireylerin aile kurgusu içinde yer alamayışları, aileleri tarafından dışlanmaları, onları alternatif aile kurguları inşa etmeye zorlar. LGBTİ bireyler, birbirlerinin ablaları, anneleri olurlar. Hatta eşler bile paylaşılır. LGBTİ bireyler arasında betimlenen bu queer yaşam, tek bir noktada ve ilişkisellikte sabitlenmeyen, akışkan ve kesintisiz bir sevme ve âşık olma, bedensel ve ruhsal olarak sürekli bir sevişme hali gibidir.

Derlemenin önemli makalelerinden, Michael Callan ve Dan Turner’ın “People With Aids Öz-Güçlendirme Hareketinin Tarihi” ve Leo Bersani’nin “Rektum Bir Mezar mı?”, LGBTİ hareketinin tarihini somutlaştırması açısından önemli. Eşcinsel bireyleri toplumda daha da ötekileştiren, onları tabulaşmış bir yasak dünyanın içinde hapsetmeyi hedefleyen AIDS salgını karşısında, eşcinselliğin kendisini nasıl savunmak zorunda kaldığını öğrendiğimiz ilk makale, eşcinsellerin ve eşcinsel yaşam biçimlerinin genellenmemesi yönündeki tarihsel çağrıyı açıklıyor. Bu makale aynı zamanda, LGBTİ bireylerin ortak tarihlerinin görünürlüğü açısından da son derece önemli; LGBTİ kimliklerin sabitlenip yargılanmasını ve bu bireylerin toplumdaki ötekileştirilmesini önlemenin tek yolu, bu bireylerin tarihinin görünür kılınmasında yatar.

Aslı Zengin’in “Sevgi’nin Ölüm Dünyası: Aile, Arkadaşlık ve Trans Kadın Cenazeleri” adlı yazısı, trans bireylerin ölüm anında bile aileleri tarafından nasıl dışlandığını çarpıcı örneklerle somutlaştırıyor. Yazı, LGBTİ bireyler bağlamında, özellikle trans bedenlerin özelinde, ailenin ve devletin bireyin bedeni üzerinde yürüttüğü baskıcı ve dışlayıcı siyaseti görünür kılıyor.

Leman S. Darıcıoğlu’nun derlemesi, queer kuram alanında yazılmış metinlerin rastgele bir seçkisi değil. Queer kuramın tarihine ışık tuttuğu gibi, queer kuramın pratik hayatta somutlaşmış yansımalarını da okura sunabilmesi açısından değerli bir seçki olmuş. Seçilen metinlerin tarihsel ve düşünsel bağlamda genelden özele doğru evrilen sırası, okurun kafasında queer kuramı genel olarak konumlandırıp, bireysel yaşamlar ve farklı cinsiyet, aile ve cinsellik pratikleri bağlamında örneklendirerek, queer bir hayatın olası biçimlerini betimliyor.

QUEER TEMAŞA
Derleyen: Leman S. Darıcıoğlu
Sel Yayıncılık, 2016
319 sayfa, 22 TL.

GÖKÇEN EZBER - RADİKAL

Trans Görünürlük Günü çalışması nedeniyle, çocuklar okuldan alındı

$
0
0
İngiltere'de bir ilkokulda, okul müdürünün "transseksüel gün" organizasyonu planı nedeniyle veliler, çocuklarını okuldan aldı.

Aziz Mary Virgin İlköğretim Okulu müdürü Emma Maltby'nin, 31 Mart Uluslararası Trans Görünürlüğü Günü çerçevesinde farkındalık yaratma amaçlı planı, bazı velilerin tepkisini çekti.

Daily Mail'e konuşan bir anne; " Kızımın bu saçmalığa maruz kalmasını istemiyoruz" dedi. Öfkeli veli; "Çocukların parkta oynamaya ihtiyacı var cinsiyet meselelerinde farklı düşünmelerinin söylenmesini duymaya değil"şeklinde konuştu.

Bir başka veli ise çocuklarını okuldan alacaklarını, "çocukların refahının tehdit altında" olduğunu söyledi.

KIZ-ERKEK ÜNİFORMALARI KALDIRILMIŞTI

Maltby ise yaptıkları plana sahip çıkarak çocukların küçük yaşta bu farkındalığa varmasının önemine vurgu yaptı, çok sayıda kişinin kendilerine destek olduğunu belirtti.

Ülkedeki bir başka okul, Ocak ayında kız ve erkek çocukları için olan standart üniformaları transseksüel çocukların uyumu için kaldırmıştı.

Sol


"...sapık ilişkileri teşvik eden..!"

$
0
0
Terör belası nasıl önlenir?

Terör olayları nerede ise insanlık tarihi kadar eskidir. Hz. Âdem’in iki oğlu Habil ile Kabil Allah’ a (c.c.) birer kurban sunarlar. Birisinin kurbanı kabul edilir, diğerininki kabul edilmez. Kurbanı kabul edilmeyen diğerine  “Seni mutlaka öldüreceğim” der. Kurbanı kabul olan “Sen beni öldürmek için elini uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” der.

İlk terör olayından günümüze kadar yaşanan terör olaylarında tamamında teröristlerin nerede ise hepsinin Allah korkusundan yoksun, inançsız ve kullanılmaya uygun kafa yapısında olduklarını görürüz.

Sağlam inanca sahip, Allah’ tan hakkı ile korkan, öldüğü zaman ahirette hesaba çekileceğine inanan birisinin mazlum birilerinin canına kıyması ve terör olaylarına karışması düşünülemez.

Öyle olunca terörün önünü almak için öyle uzun uzadıya kafa yormanın bir anlamı yok. Polisiye tedbirlerle terör önlenemez. Her insanın başına polis dikilse bile, hesap günü merkezli olmayan tedbirlerle teröre asla kalıcı bir çözüm üretilemez.

Ülkeye huzurlu bir ortam getirmenin tek yolu var, o da gençleri imanlı ve inançlı yetiştirmek. Bunun dışında yol arayanlar, denizdeki balığın su araması gibi boşu boşuna bocalayıp dururlar.

Ankara’da 13 Mart 2016 Pazar günü 37 vatandaşımızın ölümü ve bunun iki katı insanımızın yaralanması ile sonuçlanan patlamayı gerçekleştirenlerin henüz üniversite çağında olduklarını görüyoruz. Bu zavallılara Hak, adalet ve insan olma üzerine ve özellikle hesap günü sorumluluğu eğitimi verilmiş olsaydı ne o kadar canın aile ocaklarına ateşler düşer, ne de o teröristlerin ebedi âlemleri perişan olurdu.

Peki, bu terör olaylarının sorumlusu kim veya kimler?

Öncelikle Allah rızasını arka plâna atarak batı merkezli siyaset yapan ve manevi değerlerimizi Avrupa Birliği üyeliği aşkına hakiki mecrasından saptıran iktidardır. Çünkü o teröristler daha çocuk yaşta iken bu kadro iktidara geldi. Ancak 13 senedir Hakk merkezli bir çözüm üretmediler.

İkincisi ise her terör olayları peşinden yalandan yere söz ebeliği yapan ana muhalefet partisi. Din ve inanç gibi manevi kavramlar söz konusu olunca laiklik adına TBMM de kıyametler koparan ve genç nesli siyasi amaçlarına kurban edenlerin terörden şikâyet etmeye hakları olamaz.

Irk ayrımcılığı üzerine siyaset yapan ve siyasi çıkarlarını ırkçılık üzerine kuran siyasiler söz konusu edilmeye bile değmezler. Ama özellikle iktidar partisi, eğer terör olaylarını çözme hususunda samimi ise öncelikle manevi eğitimi öne çıkarmak zorundadır.

Ne var ki, 14 Mart 2016 tarihli Milli Gazetenin manşetten verdiği haberde; Toplumun değerlerini yozlaştıran batının bize dayattığı “LGBTİ DOSTU KENTLER, KAMPÜSLER, YURTLAR” projesinin hayata geçirildiği, öğrenci sayısının yoğun olduğu Eskişehir’in pilot il seçildiği ve Valiliğin internet sitesinden “LGBTİ PROJENİ GETİR, TEŞVİKİ AL” çağrısı yapıldığı bildiriliyor.

Bir taraftan milli ve manevi değerlerimizin sinir uçlarını körleştirirken diğer yandan Müslüman halktan toplanan vergilerle inançsızlıklara destek veren ve sapık ilişkileri teşvik eden iktidar, teröre çözüm üretebilir mi?

Gökhan Dihkan

http://www.akasyam.com/teror-belasi-nasil-onlenir/

‘Carol’ tüm zamanların en iyi LGBTİ filmi

$
0
0
Todd Haynes’in yönettiği, iki kadının aşk hikayesini konu alan ‘Carol’, Londra’da düzenlenen gay ve lezbiyen filmleri festivali BFI Flare tarafından gelmiş geçmiş en iyi LGBTİ filmi seçildi. Haynes, 2015 yapımı, başrollerini Cate Blanchett ve Rooney Mara’nın paylaştığı filminin seçilmesinden gurur duyduğunu söyledi.

Festivalin 30. yılı dolayısıyla sinema profesyonelleri arasında düzenlenen ankette ikinci sırada Andrew Haigh’in 2011 yapımı filmi ‘Weekend’ bulunuyor. Dördüncü sırada ise Wong Kar-Wai’nin ‘Happy Together’ı var. Beşinci sırayı da Ang Lee’nin yönettiği ‘Brokeback Dağı’ yer alıyor.

ler/http://www.milliyetsanat.com/habersinema/-carol-tum-zamanlarin-en-iyi-lgbti-filmi/6402

Müslüman halktan toplanan vergilerle sapık ilişkileri teşvik etmek!

$
0
0
Terör belası nasıl önlenir?

Terör olayları nerede ise insanlık tarihi kadar eskidir. Hz. Âdem’in iki oğlu Habil ile Kabil Allah’ a (c.c.) birer kurban sunarlar. Birisinin kurbanı kabul edilir, diğerininki kabul edilmez. Kurbanı kabul edilmeyen diğerine  “Seni mutlaka öldüreceğim” der. Kurbanı kabul olan “Sen beni öldürmek için elini uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” der.

İlk terör olayından günümüze kadar yaşanan terör olaylarında tamamında teröristlerin nerede ise hepsinin Allah korkusundan yoksun, inançsız ve kullanılmaya uygun kafa yapısında olduklarını görürüz.

Sağlam inanca sahip, Allah’ tan hakkı ile korkan, öldüğü zaman ahirette hesaba çekileceğine inanan birisinin mazlum birilerinin canına kıyması ve terör olaylarına karışması düşünülemez.

Öyle olunca terörün önünü almak için öyle uzun uzadıya kafa yormanın bir anlamı yok. Polisiye tedbirlerle terör önlenemez. Her insanın başına polis dikilse bile, hesap günü merkezli olmayan tedbirlerle teröre asla kalıcı bir çözüm üretilemez.

Ülkeye huzurlu bir ortam getirmenin tek yolu var, o da gençleri imanlı ve inançlı yetiştirmek. Bunun dışında yol arayanlar, denizdeki balığın su araması gibi boşu boşuna bocalayıp dururlar.

Ankara’da 13 Mart 2016 Pazar günü 37 vatandaşımızın ölümü ve bunun iki katı insanımızın yaralanması ile sonuçlanan patlamayı gerçekleştirenlerin henüz üniversite çağında olduklarını görüyoruz. Bu zavallılara Hak, adalet ve insan olma üzerine ve özellikle hesap günü sorumluluğu eğitimi verilmiş olsaydı ne o kadar canın aile ocaklarına ateşler düşer, ne de o teröristlerin ebedi âlemleri perişan olurdu.

Peki, bu terör olaylarının sorumlusu kim veya kimler?

Öncelikle Allah rızasını arka plâna atarak batı merkezli siyaset yapan ve manevi değerlerimizi Avrupa Birliği üyeliği aşkına hakiki mecrasından saptıran iktidardır. Çünkü o teröristler daha çocuk yaşta iken bu kadro iktidara geldi. Ancak 13 senedir Hakk merkezli bir çözüm üretmediler.

İkincisi ise her terör olayları peşinden yalandan yere söz ebeliği yapan ana muhalefet partisi. Din ve inanç gibi manevi kavramlar söz konusu olunca laiklik adına TBMM de kıyametler koparan ve genç nesli siyasi amaçlarına kurban edenlerin terörden şikâyet etmeye hakları olamaz.

Irk ayrımcılığı üzerine siyaset yapan ve siyasi çıkarlarını ırkçılık üzerine kuran siyasiler söz konusu edilmeye bile değmezler. Ama özellikle iktidar partisi, eğer terör olaylarını çözme hususunda samimi ise öncelikle manevi eğitimi öne çıkarmak zorundadır.

Ne var ki, 14 Mart 2016 tarihli Milli Gazetenin manşetten verdiği haberde; Toplumun değerlerini yozlaştıran batının bize dayattığı “LGBTİ DOSTU KENTLER, KAMPÜSLER, YURTLAR” projesinin hayata geçirildiği, öğrenci sayısının yoğun olduğu Eskişehir’in pilot il seçildiği ve Valiliğin internet sitesinden “LGBTİ PROJENİ GETİR, TEŞVİKİ AL” çağrısı yapıldığı bildiriliyor.

Bir taraftan milli ve manevi değerlerimizin sinir uçlarını körleştirirken diğer yandan Müslüman halktan toplanan vergilerle inançsızlıklara destek veren ve sapık ilişkileri teşvik eden iktidar, teröre çözüm üretebilir mi?

Nuri Başar

http://www.akasyam.com/teror-belasi-nasil-onlenir/

Çorlu'da travesti cinayeti

$
0
0
Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi’nde Faruk T., kavga ettiği 35 yaşındaki Ferhat A.’yı bıçaklayarak öldürdü. Cinayet, Faruk T.’nin, bindiği taksinin şoförüne anlatması ve sürücünün bunu polise ihbar etmesiyle ortaya çıktı. Faruk T. gözaltına alındı.

Olay, Esentepe Mahallesi Adnan Doğu Caddesi üzerindeki bir apartmanda meydana geldi. Faruk T., evine gittiği iddiaya göre travesti Ferhat A. ile bilinmeyen bir nedenden dolayı tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu Faruk T., Ferhat A.’yı bıçaklayarak, evden ayrıldı.

Üzerindeki kanlı elbiselerle apartmanın önüne çağırdığı taksiye binen Faruk T., Havuzlar Mahallesi’nde araçtan indiği sırada sürücüye cinayet işlediğini söyledi. Taksi şoförü durumu polise haber verdi. Faruk T.’nin taksiye bindiği binaya giden polis ekipleri çilingir yardımıyla girdikleri evin yatak odasında Ferhat A.’nın cesedini buldu.

Ferhat A.’nın cesedi, savcı ve polisin incelemesi ardından otopsi için Çorlu Devlet Hastanesi morguna konuldu. Polis, olaydan yaklaşık 1 saat sonra cinayet zanlısı Faruk T.’yi Havuzlar Mahallesi’ndeki evinde yakalayarak, gözaltına aldı. Faruk T., sorgulanmak üzere Çorlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Soruşturma sürdürülüyor.

DHA

Polise eşcinsel eğitimi

$
0
0
İskoçya Güvenlik Bakanlığı, polis merkezlerinin LGBTI nefret cinayetlerini engellemek adına özel bir eğitim hazırladı. 

İnsan hakları ve eşitliği komisyonu tarafından yürütülecek olan eğitim sürecinde, İskoçya genelinde 60 polis merkezi çalışanları özel olarak eğitilecek. LGBTİ bireylerin polise olan güvenini de arttırmayı hedefleyen bu eğitim çalışması sayesinde, polis memurlarına LGBTİ bireylere nasıl davranmaları gerektiğinden, nefret cinayetlerini ömlemeye kadar geniş bir kapsamda eğitilecek.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan baş komiser Davie Duncan, ”Bu ortak çalışma sayesinde polis departmanımız yeni bir seviyeye taşınacak. LGBTİ bireylerin her gün yüzleştikleri nefret söylemlerini engellemeyi hedeflediğimiz 2016 yılında, bu misyonda üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazırız. Umarız bu çalışma sayesinde LGBTİ bireylerin de polisimize karşı güveni artacaktır. dedi.

GZone

Şeytan Tüyü filminin travesti Yasemin'i

$
0
0
Ayşe Melike Çerçi: Rolümün transseksüel olduğunu öğrenince hiç düşünmeden kabul ettim. Yıllardır hayalini kurduğum roldü bu.

Filmde transseksüel Yasemin’i canlandıran Çerçi, rolünün transseksüel olduğunu öğrenince çok sevinmiş: “Bu rolü sürekli oynayabilirim.”

- Bu role nasıl hazırlandın?

Ayşe Melike Çerçi: On yıldır Cihangir’deyim. Bu toplum onları yok saysa da varlıklarını sürdürmeye devam edecekler.

Sözcü

3 erkek çocuğa cinsel istismara 171 yıl hapis

$
0
0
Van'ın İpekyolu ilçesinde 3 çocuğa cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle yargılanan sanığa 171 yıl hapis cezası verildi.

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasına, tutuklu sanık İlyas  A. ile avukatı katıldı.

Cumhuriyet savcısının mahkemeye sunduğu mütalaada, sanığın parkta  oynayan küçük yaştaki 3 erkek çocuğuna para ve benzeri şeyler vererek metruk  binaya götürüp cinsel istismarda bulunduğu belirtildi.

Mütalaada, mağdurların teşhisi, tanık beyanları ve dosya içerisindeki  raporlardan sanığın suçunun sabit olduğuna yer verilerek, eylemine uyan sevk  maddelerince cezalandırılması talep edildi.

Sanık avukatı, müvekkilinin atılı suçu kabul etmediğini ve akli  dengesinin yerinde olmadığını ileri sürerek, lehe olan hükümlerin uygulanmasını  talep etti.

Dosyadaki incelemesini tamamlayan mahkeme heyeti, sanığı, "hile  kullanmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 3 kez 27 yıl,  "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan da 3 kez 30 yıl olmak üzere toplam  171 yıl hapis cezasına çarptırdı.

İddianameden

Van Cumhuriyet Başsavcılığında hazırlanan iddianamede, mağdur  çocukların ailelerinin şikayeti üzerine soruşturma başlatıldığı belirtilerek, şu  ifadeler yer almıştı:

 "Mağdurların, şüphelinin, tanıkların ve müştekilerin alınan beyanları  ve şüphelinin mağdurlara teşhis ettirilmesi neticesinde şüphelinin her üç mağdura  yönelik farklı zamanlarda cinsel istismarda bulunduğu belirlenmiştir. Şüphelinin  mağdurlar tarafından teşhis edildiği, şüphelinin de savunmasında büyük ölçüde  iddiayı kabul ettiği ancak soruşturmanın ilerleyen aşamalarında ceza tehdidinden  kurtulmak için önceki savunmasını reddederek atılı suçları işlemediğini  bildirdiği anlaşılmıştır."

http://www.gazetevatan.com/3-cocuga-cinsel-istismara-171-yil-hapis-925499-yasam/


Renato Freitas by Dominic DiTanna

Kung Fu Panda filmine eşcinsellik tepkisi

$
0
0
Çizgi filmin “eşcinsellerin evlat edinmesi fikrini yaymaya çalıştığı” iddia edildi. Animasyon filmi ‘Kung Fu Panda’ İtalya’da yeni bir polemik yarattı. Filmdeki baş karakter olan Po isimli pandanın “iki babası olmasının geleneksel aile değerlerine saldırı” olarak yorumlanmasının ardından, bir okulun öğrencilerini bu filmi izlemeye götürme planı iptal edildi. Katolik yayın organı La Croce’nin yayın yönetmeni ve Roma belediye başkanı adayı MarioAdinolfi, “Yetişkinlerin sempatik bulduğu bir karakter kullanılarak eşcinsellerin evlat edinmesi fikri yayılmaya çalışılıyor” dedi.

BBC Türkçe’den Övgü Pınar’ın haberine göre, Adinolfi, İtalya’da geçen Perşembe günü gösterime giren “Kung Fu Panda 3” filminin çocuklarının beynini yıkadığını öne sürdü. Adinolfi, “Kung Fu Panda’nın baş karakterinin iki babası olması” nedeniyle toplumsal cinsiyet teorisi propagandası yaptığını ve “geleneksel aile yapısına tehdit” teşkil ettiğini savundu. Adinolfi, “Dünya çapında başarıya ulaşmış bir çizgi film ve hem çocukların hem de yetişkinlerin sempatik bulduğu bir karakter kullanılarak eşcinsellerin evlat edinmesi fikri yayılmaya çalışılıyor” dedi.

Adinolfi’nin bu çıkışının ardından Perugia kentindeki bir anaokulu da, öğrencilerini bu filmi izlemeye götürme planını iptal etti. Alfabetagamma isimli okulun öğrencilerinden bazılarının velileri, “Kung Fu Panda toplumsal cinsiyet teorisini yayıyor” iddiası üzerine, çocuklarının bu filme götürülmesine karşı çıktı.

Okul gezisi için tüm velilerin onayı gerektiği için de yönetim, sinema gezisini iptal etmek zorunda kaldı.

Eğitim Bakanı da tartışmaya katıldı

Polemiğin büyümesi üzerine Eğitim Bakanı Stefania Giannini de tartışmaya katılarak asıl önemli olanın “fırsat eşitliği ve ayrımcılıkla savaşmak olduğunu ve kendilerinin de bunun için mücadele ettiğini” söyledi.

Sosyal medyada yapılan yorumlarda ise Adinolfi’ye destek verenler kadar karşı çıkanlar da oldu. Kimileri Adinolfi’ye “Pandalar gibi senin de neslin tükeniyor” derken, kimileri de “O zaman ‘keçiler beni selamlıyor’ diyen Heidi’nin şarkısı da sihirli mantar ve uyuşturucu kullanmaya gizli davet olmuyor mu?” gibi ironik mesajlarla tepki gösterdi.

Aslı Enver sevgilisi Murat Boz'a taşındı

$
0
0

Sevgilisi Aslı Enver'le birlikte yaşamaya başlayan Murat Boz, evine 50 bin liralık tadilat yaptırdı. Aşkını mutlu etmek için kesenin ağzını açan popçu, önceki gün de yüklü bir alışveriş yaptı...

Kelebek

Ukrayna'da LGBTİ etkinliğine neo-Naziler saldırdı

$
0
0
Ukrayna'da LGBTİ bireylerin düzenlediği bir etkinliği neo-Naziler saldırı düzenledi.

Ukrayna’nın Lviv kentinde, LGBTİ bireylerin düzenlediği bir etkinliği neo-Nazilerden oluşan bir kalabalık saldırı düzenledi. Polisin olay anında herhangi bir saldırganı gözaltına almaması ve LGBTİ bireyleri korumaması tepki çekti.
Russia Today’in haberine göre, “Eşitlik Festivali” adlı etkinlik kapsamında kentte bulunan Dnestr Oteli’ne gelen 200 kişiye saldıran gruptaki bazı kişilerin kar maskesi taktığı görüldü. Baskın üzerine yetkililer etkinliği iptal etti.

Radikal

Şantajla erkeğe tecavüz iddiasına tutuklama

$
0
0
DENİZLİ’nin Babadağ İlçesi’nde yaşayan 45 yaşındaki T.Y., birlikte alkollü içki içtiği hemcinsi 18 yaşındaki Y.B.’ye tecavüz ettiği ve o anları görüntüleyip şantajla hem para alıp hem de tecavüzü sürdürdüğü iddiasıyla gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen T.Y., tutuklandı. 

Yaklaşık 20 gün önce Babadağ’da yaşandığı öne sürülen olay, Y.B.’nin polise başvurmasıyla ortaya çıktı. Tecavüze uğradığını öne süren Y.B., bir arkadaşı vasıtasıyla tanıştığı kafe işletmecisi T.Y. ile birlikte alkollü içki içtiklerini ve sarhoş olduğunu, bundan faydalanan T.Y. kendisine tecavüz ettiğini söylediği öğrenildi. Y.B.’nin ifadesinde, T.Y.’nin ilişki sırasında çektiği görüntülerle kendisine şantaj yapıp tekrar ilişkiye girdiğini ve para istediğini de öne sürdü. Ayrıca Y.B. ifadesinde, ilişki sırasında T.Y.’nin çektiği görüntülerin başkası tarafından çalındığını söylediğini, görüntüleri geri almak için 30 bin lira ödediğini, bu yüzden istediğini yapmak zorunda kaldığını söylediği de öğrenildi. Bunun üzerine T.Y., polis tarafından gözaltına alındı. Suçlamaları kabul etmediği belirtilen T.Y., sevk edildiği adliyeye tutuklandı.

http://www.gazetevatan.com/santajla-erkege-tecavuz-iddiasina-tutuklama-926896-yasam/
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live


<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>