Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

Trans Şahıslara Kimlik Kartı Yasası

$
0
0
Trans şahıslar ilk kez kimlik kartına sahip oldu. Yeni cinsiyet, isim ve fotoğrafları ile ilk kez kimlik kartı ile tanışan trans şahıslar kutlama yaptılar.

Bolivya’da geçen Mayıs ayında kabul edilen yasaya göre trans şahıslar istedikleri cinsiyete göre kimliğe sahip olabilme hakkını elde ettiler. Kabul edilen yasada trans şahıslar özümsedikleri cinsiyette fotoğraflı, isimli ve cinsiyetlerinin yazılı olduğu kimlik kartı çıkartabilecekler.

Ancak yeni kimliklerine kavuşan trans şahısların mutluluğuna karşı olanlarda var. Özellikle çıkan yasaya Bolivya’da bulunan Katolik ve Evanjelik kiliseler şiddetle karşı çıktı. Bolivya’da yeni uygulamaya geçilen yasaya benzer Arjantin, Kolombiya, Ekvator ve Uruguay’da da daha önceden uygulanmaya başlamıştı.

Kabul edilerek uygulamaya konulan yeni yasada bazı şartlar bulunmakta. Trans şahıslar özümsedikleri cinsiyette kimlik alabilmek için öncelikle 18 yaşını doldurmuş ve psikologla görüşüp rapor almaları gerekmekte. Ancak bu kısıtlamaya rağmen LGBTİ hakları savunucuları memnuniyetlerini dile gitirerek ileriye atılmış bir adım olarak değerlendirdiler. Yeni çıkan yasadan 1500 civarında transın faydalanacağını düşünüyorlar.

TOPLUMSAL İKİ YÜZLÜLÜK

Bolivya Devlet Başkanı Yardımcısı Alvaro Garcia Linera, yasa parlamentodan geçtikten sonra önemli açıklamalarda bulundu. Linera yaptığı açıklamada, LGBTİ topluluklarının toplum tarafından hor görülerek hak ihlalleri yapıldığını ve aşağılanarak toplumsal iki yüzlülük oluştuğunu belirtti. Bu yasa sayesinde toplumsal iki yüzlülüğün önüne geçileceğini belirtti.

Devlet Başkanı Evo Morales geçen yıl Kasım ayında Sağlık Bakanının lezbiyen olabileceğini ima etmişti. Bu yorumundan dolayı büyük eleştirilere maruz kalan Morales özür dilemek zorunda kaldı. Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Latin Amerika’da da LGBTİ toplumuna karşı görüşler değişmeye başladığı ortaya çıktı. Son altı yılda başta Arjantin, Brezilya, Kolombiya, Uruguay ve Meksika’nın bazı eyaletleri olmak üzere bazı ülkelerde eşcinsel evlilikler yasallaştı.

bolivyaLGBTİtrans

http://www.haberpart.com/haber/2698/lgbti-toplumuna-kimlik-karti-yasasi.html

Cristiano Ronaldo'nun 13 yıldır yanındna hiç ayırmadığı bu adam kim?

$
0
0
Dünyanın en şanslı yancısı: Ricky Regufe


Adını bilmiyorsunuz ama yüzünü mutlaka görmüşsünüzdür. Real Madrid'in yıldızı Cristiano Ronaldo'nun hemen hemen tüm fotoğraflarında vardır.


Ricky Regufe, Portekizli futbolcunun 2003 yılından beri kişisel menajeri.


Ronaldo, Regufe olmadan adım atmıyor. Bu sayede Regufe, özel jetlerden inmiyor, en lüks otellerde kalıyor, birinci sınıf lokantalarda yemek yiyor.

Ronaldo sayesinde Ricardo Quaresma gibi yıldızlarla arkadaşlık ediyor.


Üstelik Ronaldo, Regufe'ye yılda 14.1 milyon sterlin (55 milyon TL) ödüyor.


Portekiz Milli Takımı Avrupa Şampiyonu olduğunda Ronaldo'yu ilk kutlayan isim Ricky Regufe oldu.


(Akşam)

Rodolphe Zanforlini by Mariano Vivanco

Michiel Huisman Osmanlı subayı İsmail’i canlandırıyor

$
0
0
Osmanlı Subayı vizyona hazır


Dünyaca ünlü Hollywood yıldızlarının yanı sıra Haluk Bilginer ve Selçuk Yöntem’in rol aldığı “Osmanlı Subayı” filmi tamamlandı. I. Dünya Savaşı sırasında Doğu Anadolu’da yaşananları Amerikalı bir hemşirenin gözünden anlatan film, bu yıl içinde gösterime girecek.

Başrollerini Oscar ödüllü aktör Ben Kingsley, Josh Hartnett, Hera Hilmar ve Michiel Huisman’ın paylaştığı, kadrosunda Türkiye’nin önde gelen oyuncularından Haluk Bilginer ve Selçuk Yöntem’in de yer aldığı “Osmanlı Subayı” filmi tamamlandı. Yönetmenliğini “Sleeping with the Enemy” ve “The Forgotten” filmleriyle tanınan Joseph Ruben’in üstlendiği, senaryosunu ise Jeff Stockwell’in yazdığı film, bu yıl içinde vizyona girecek.

Game of Thrones dizisinde Khaleesi’nin sevgilisi Daario Naharis olarak tanıdığımız Michiel Huisman, filme adını veren Osmanlı subayı İsmail’i canlandırıyor.

Hürriyet

Halk oyunlarında eşcinsellere yer yok

$
0
0
Ermenistan'ın başkenti Yerevan’da yaşayan Kyle Khandikian, 'eşcinsel olduğu' gerekçesiyle beş aydır üyesi olduğu Ermeni halk oyunları grubundan hocası tarafından kovuldu.

Ermenistan’da homofobik ve transfobik düşüncenin güçlü olduğunu biliriz. Geçtiğimiz hafta Ermenistan başkenti Yerevan’da yaşanan bir olay bunun kanıtı oldu. Kyle Khandikian eşcinsel olduğu için beş aydır üyesi olduğu Ermeni halk oyunları grubundan hocası tarafından kovuldu. Olay Kyle’ın Ermenistan’daki homofobik ve transfobik akımları eleştiren yazı yazması ve  yazıda eşcinsel olduğunu açıklamasıyla gelişti. Los Angeles doğumlu Kayle Khandikian’ın Ermenistan’a uzanan hikayesini ve maruz kaldığı ayrımcılığı kendisinden dinledim. Mamikon Hovsepyan’la da Ermenistan’ın LGBTİ hallerini, yayınlanan videodan sonra aldığı tehdit mesajları konuştuk.

“Gizlemeliyim”

Ermeni eşcinsellerin hem Ermenistan’da, hem diasporada dışlandığını söyleyen Kyle Khandikian yolunun nasıl Ermenistan’a düştüğünü anlattı: “Los Angeles’ta doğdum, orada yaşadım. Ermeni Ulusal Koleji’nde eğitim aldım. Ermeni lisesinde okuduğum zamanlar eşcinsel olduğumu saklıyordum. Okulda kimsenin destek olmayacağını biliyordum. Okulumuzun  yönetimi çok homofobikti. Toplumumuzda LGBTİ bireyler görünmez haldeler. Tek bir eşcinsel Ermeni tanımıyordum, ‘Tek eşcinsel Ermeni benim’ diye düşünüyordum. Üniversiteye başladığımda açıldım, eşcinsel olduğumu açıkça söylemeye başladım. O vakit başka Ermeni eşcinseller de olduğunu öğrendim. Üniversite’den mezun olduktan sonra Ermenistan’a gelmenin, Ermenilerle bağ kurmanın benim için çok önemli olduğunu anladım. Çok yurtsever biri olduğumu söyleyebilirim. ABD’de bir şirkette bir sene boyunca çalıştım ve toplumumla çalışmayı, toplumuma bir katkı sunmayı istediğimi anladım. İşimi bırakıp Ermenistan’a gelmeye, en az 1-2 yıl burada yaşamaya karar verdim. Özellikle de Ermenistan’da LGBTİ bireylerin durumunu öğrenmek, onlarla tanışmak, destek vermek istedim. Eşcinsel bir Ermeni olarak ben bu soruna çok kişisel yaklaşıyorum. Birçok kişi için LGBTİ birey ve Ermeni olarak yaşamak, bu iki kimliği taşımak çok zor. Bu sadece Ermenistan için değil, Ermeni diasporası için de geçerlidir. Örneğin Los Angeles’ta homofobi ve transfobi var diyebiliriz. Bu sene eşcinsel Ermeniler başka Ermeniler tarafından iki kez saldırıya uğradı. Bu çok büyük sorunla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor”.

“Hitler’i övüyorlar”

Kyle Khandikian yazdığı bir yazıdan sonra beş ay boyunca üyesi olduğu dans grubunun hocası tarafından gruptan kovulmasını şu sözlerle anlattı: “Ermeni halk danslarını öğrenmek istiyordum. Sonuçta Ermenistan’a aynı zamanda Ermeni kültürünü keşfetmek için geldim. Ermenice şarkı söylemek, konuşmak, Ermeni halk oyunlarını öğrenmek, oynamak her diaspora Ermenisi’nin hayalidir. Böylece beş ay önce Yerevan’daki dans gruplarından birine katıldım. Birkaç gün önce her zamanki gibi kursa gittiğimde grubun dans eğitmeni beni dışarıya çağırdı ve bana günler önce yazdığım bir yazı hakkında sorular sormaya başladı. Yazdığım yazının başlığı şuydu: ‘Ermeni olmakla nasıl ve neden gurur duyayım?’ Bu yazıda LGBTİ bireylerin Ermenistan’da ve diasporada görünmez olduklarını anlattım. Eleştirel bir yazıydı. İnsanların LGBTİ’lere karşı yaklaşımlarını, şiddet çağrılarını eleştirdim. Ermenistan’da insanlar Hitler’i övmeye başladılar. Nedeni ise zamanında 10.000’e aşkın LGBTİ’leri öldürmesi. Evet, bununla gurur duyamam. Fakat aynı yazıda Ermenistan’ı, buradaki insanları, beni sevmeyenleri bile sevdiğimi yazdım. ‘Ermenistan beni sevmezse de, ben onu seviyorum’ dedim. Aynı yazıda eşcinsel olduğumu açıkça dile getiriyorum. Bu yüzden de beni dans grubundan kovdu.

Dans hocası bana: ‘Ne akılla o yazıyı yazdın?’, ‘LGBTİ ne demek?’ dedi. Ben de eşcinsel anlamına geldiğini söyledim. Eşcinsellere karşı mücadele verdiğini, eşcinsellerin taşlanması gerektiğini dile getirdi. ‘Ben taş atmazsam da onların taşlanması gerekiyor’ gibi cümleler kurdu ve benim Ermeni halk oyunlarını oynamaya hakkım olmadığını açıkladı. Buna karar vermeyi nasıl kendisine hak tanıdığını anlamıyorum.”

Kyle, ayrımcılığa uğramak istemediği için Ermenistan’da çok dikkatli olduğunu, açık bir şekilde cinsel yönelimini belirtmediğini dile getiriyor.  Kyle kendi vatanında dışlanmaktan hayli üzgün.

Dayanışma zamanı

“Pink Armenia”dan aktivist Mamikon Hovsepyan LGBTİ sorununun hükümet tarafından sürekli kullanıldığını söyledi ve son örneği dile getirdi: “Ermenistan’da homofobi çok yaygın. Devlet de bunu değiştirmek için hiç adım atmıyor. Mesela son Anayasa değişiklikleri zamanında, Ermenistan hükümeti yeni Anayasa tasarısına Ermenistan’da eşcinsel evliliklerin imkansızlaştırılmasına dair bir madde ekledi ve halka: ‘Bakın, böyle güzel bir maddemiz var, milletimizi kurtaracağız’ demeye başladı. Spekülasyon için bu çok iyi bir konu”.

Hovsepyan, “Halen Ermenistan’da LGBT bireylerin olmadığını düşünen çok insan var. Geçmişe göre LGBTİ’ler arasında da artık dayanışma var. Küçük fakat var. 10 sene önce medya bu konuyu görmezden geliyordu. Günümüzde olumsuz da olsa konuşuluyor. Bu konunun olumlu veya olumsuz şekilde konuşulması, gündemde olması iyi bir şey” diye konuştu.

Varduhi Balyan 30.05.2016

Agos

http://www.agos.com.tr/tr/yazi/15496/halk-oyunlarinda-escinsellere-yer-yok

Clark Bockelman groomed by Hikari Tezuka & Jamie Dorman

Lider Şahin gecelerde

$
0
0
Lider Şahin ve İrem Derici gecelerde




Ahmet Yıldız davasının 23. duruşmasında yine erteleme kararı

$
0
0
Eşcinsel olduğu için 2008’de babası tarafından öldürülen Ahmet Yıldız’ın davası 7 yıldır devam eden davasının 23. Duruşmasından da erteleme kararı çıktı. Mahkeme Ocak 2017’ye ertelenirken, sanık koltuğunun 7 yıldır boş kaldığı davanın bugünkü duruşmasında, yıllardır sanığın yakalanmamasına tepki gösteren ve adalet isteyen LGBTİ aktivistlerini duruşma salonundan çıkardı

Eşcinsel olduğu için 2008’de babası tarafından öldürülen ve davası 7 yıldır devam eden Ahmet Yıldız’ın davasının bugün (8 Eylül) İstanbul Kartal Anadolu Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 23. duruşması görüldü. Sabah saatlerinde görülen duruşmaya sanık Yahya Yıldız yine gelmedi. Davaya avukat Fırat Söyle ve LGBTİ aktivistleri katıldı.

Salonda buluna LGBTİ aktivistleri Ahmet Yıldız’ı öldüren sanığın hala bulunamamasına tepki gösterdi. Söz alan bir aktivist, “Sayın Başkan merak ediyoruz bu sanık sandalyesi ne zaman dolacak. Biz eşcinsellere ne zaman adalet gelecek, bu davada adalete inancımızı yitiriyoruz” dedi. Mahkeme başkanı, “Ben dosyayı bitirmek istiyorum. BİMER’e yaptığımız başvurular bize geri geliyor” yanıtını verdi. Başkan, özel güvenlikçileri duruşma salonuna çağırarak, adalet talep eden LGBTİ aktivistlerini dışarı çıkardı.

Sanık Yahya Yıldız hakkında İnterpol tarafından arama çıkarıldığını hatırlatan avukat Fırat Söyle, bu sürecin ne aşamada olduğuna ilişkin bilgi alınması talebiyle gerekli soruşturmanın yapılmasını istedi.

Davayı takip eden Hêvî LGBTİ Dayanışma Derneği’nin Twitter hesabından yaptığı paylaşıma göre birkaç dakika süren duruşma 31 Ocak 2017 tarihine saat 09.30’a ertelendi.

‘Katiller aramızda!’

Davayı takip eden Hêvî LGBTİ Dayanışma Derneği 7 yıldır sanık koltuğunun boş olmasına dikkat çekerek duruşma için; “Bizler biliyoruz ki Ahmet’in, Roşin’in, Hande’nin, Wisam’ın, Dora’nın, Okyanus’un katilleri hâlâ aramızda dolaşmakta… Bu kampanya ile her kim olursa olsun cinsel kimlik ve cinsel yöneliminden dolayı katledilmesinin önüne geçmek ve işlenen bu suçun en ağır derecede cezalandırılmasını, ailesi veya toplum tarafından işlenen nefret cinayetlerinin hesapsız kalmamasını istiyoruz. Bu sebeple Ahmet Yıldız’ın katil babasının bir an önce bulunmasını ve yargılanmasını istiyoruz” diyerek çağrı yapmıştı.

Sendika.Org

Başrolde neden eşcinsel yok?

$
0
0
Sinemada kadınlar daha az konuşuyor, daha çok soyunuyor

ABD’de sinema dünyasıyla ilgili yapılan bir araştırma, sinema sektöründe etnik azınlıkların, kadınların ve LGBTİ bireylerin temsiliyetinde hala ilerleme sağlanamadığını ortaya koydu. ABD’de Güney Kaliforniya Üniversitesi İletişim ve Gazetecilik Okulu’na bağlı Medya, Çeşitlilik ve Sosyal Değişim İnisiyatifi tarafından yapılan araştırmada, geçen yıl ABD’de en çok izlenen 100 film incelendi. Sonuçlara göre en çok izlenen filmlerdeki oyuncuların yüzde 68.6’sı erkek, yüzde 31.4’ü kadın. Yönetmenlerin ise yüzde 92.5’i erkek. Ayrıca kadınların çıplak ya da ‘açık’ kıyafetlerle görünme oranı yüzde 30.2 iken, bu oran erkekler için yüzde 7.7.

ASYALILARA BAŞROL YOK
Araştırma, sinemada erkeklerin yanı sıra beyazların da çok daha fazla temsil edildiğini gösterdi. İncelenen filmlerdeki karakterlerin yüzde 73.7’si beyaz, yüzde 12.2’si siyah, yüzde 5.3’ü Latin ve yüzde 3.9’u Asyalı. Başrollerde herhangi bir Asyalı oyuncu yer almazken, 107 yönetmenin de sadece 10’u beyaz değil. Öte yandan ele alınan filmlerde, konuşan ya da bir ismi olan 4 bin 370 karakterden sadece 32’si LGBTİ toplumundan. Başrolde ise herhangi bir LGBTİ birey yok.

https://tr.sputniknews.com/kultur/20160908/1024769888/abd-sinema-azinlik.html

Tangerine: Cinsiyetler ötesinde bir film

$
0
0
Sean Baker'ın yönettiği filmin başlıca rollerinde Kitana Kiki Rodriguez, Mya Taylor ve Karren Karagulian bulunuyor.

Merve Balcıoğlu yazdı

Heteronormatiflik,düzcinsel bakış ile cinselliği tanımlar. Cinsel kimlik meselesi tüm dünyada yaratılan bir sorundur. Bu sorun devlet dayatmaları ve uygulamaları ile eşcinsel kimliğe sahip bireylerin hayatını içinden çıkılmaz boyutlara taşımıştır. Ülkemiz gerçeği de düzeltilemeyen bir sorun olarak aciliyetini sürdürüyor. Her yıl bir çok eşcinsel birey darbelere maruz kalıp şiddet görüyor ya da hayatına son veriyor. Yaşam alanlarına sürekli tacizde bulunan bu insanların hayatını anlatan sanat filmleri her zaman belirli bir dile sahip olup,eşcinsel hakları ve sorunlarını tartışmak zorunda kalmıştır. Tangerine filminde eşcinsel bireylerin hayatlarına, onların bakışlarından dahil olabiliyoruz. Başka insanların hayatına uzaktan bakmak yerine gündelik hayatları ve aşk acılarına şahit oluyoruz. Toplumlar olarak başaramadığımız ve kabul edemediğimiz bu bireylerin hayatlarını en normal hali ile izliyoruz.

Tek bir günde geçen ve tamamı iPhone ile çekilen film, hayat kadını olarak çalışan trans bireyler Sin-Dee ile Alexandra'nın başından geçen bir dizi talihsizliği konu ediniyor. İki arkadaş Noel günü çıktıkları yolculukta kaplerini kıran erkek arkadaşı bulmak için çabalar.

Sean Baker'ın yönettiği filmin başlıca rollerinde Kitana Kiki Rodriguez, Mya Taylor ve Karren Karagulian bulunuyor.

Cinsel kimlikler meselesi hassas bir konu. Bu sorun bireysel olmaktan çok politik bir sorun olarak nitelendiriliyor. Foucault’nun biyoiktidarın işleyişine dair verdiği örneklerde, eşcinselliği bir kendilik formu olarak tanımlar. 1870’ten önce hangi cinsiyetten olursa olsun veya kimle seks yaparsa yapsın, kişinin kendini eşcinsel olarak düşünmesi gerçekte mümkün değildi; çünkü eşcinsellik kategorisi henüz mevcut değildi. Böyle düşünüldüğünde şuan hala umut var.

Çok çarpıcı bir film, kesinlikle: Tangerine’dir. Çekim açılarındaki akıcılık, oyuncuların performansı gerçeğe çok yakın. Film Deauville Film Festivalinden ödül ile döndü. Yönetmen Sean Baker, filmi tamamen Iphone’lar ile çekmiş ve oyuncularının da genelini amatör isimlerden seçmiş. En önemli duruşu ise oyuncularının rol icabı değil, gerçek hayatlarında da transeksüel insanlar olması.

Film birçok açıdan yenilikçi, özellikte teknik konuların bütçeyi çok zorladığı, günümüz sineması için bir devrim niteliğinde. Genç sinemacılar için, eğer iyi bir hikâyeleri varsa, umut verici bir duruşu var filmin. Eşcinsel kimliğe sahip bireylere, yeni yaşam alanı açmak yerine, kendi hayatımıza onları dâhil etmenin daha insanca bir tutum olması gerekir.

Ayrı bir yere koyarak, özerkleştirmeye çalışmak bir çözüm değildir. O zaman sanatın dünyayı, tüm insanlara ve onların seçimlerine uygun olacak şekilde yayılmasına izin vermemiz gerekir. Sürekli yorucu bir dil kullanmak yerine, gerçeğe en yakın şekilde anlatılan bir eşcinsel aşk, tutku ve kıskançlık hikâyesi izlemek, mevcut duruma normal bir şekilde bakmamızı sağlıyor. Sanatın her alanında yeniliğe ihtiyaç var. Daha eşit bir dünya mümkün, her zaman, her yaşam alanında, tüm insanlar için.

Dünya herkesin ihtiyacına yetecek kadarını sağlar, fakat herkesin hırsını karşılamaya yetecek olanı değil.

http://www.murekkephaber.com/tangerine-cinsiyetler-otesinde-bir-film/4265/

Amerikan Tiyatrosunda Escinsellik

$
0
0
AMERİKAN TİYATROSUNDA EŞCİNSELLİK VE BİR ÖRNEK OLARAK LANFORD WILSON’IN “BAYAN BRIGHT’IN DELİLİĞİ” OYUNUNUN İNCELENMESİ

Geçtiğimiz yüzyıl, Amerikan tiyatrosunun kendi serüveni içerisinde, eşcinsellikle ilgili oyunların meydana getirdiği ve sonradan gey oyunları adını alan bir oluşuma tanık olmuştur. Bu oluşum eşcinselliğin özgürleşme anlamında yaşadığı kendi gelişimiyle paralellik göstermektedir. Sözgelimi, eşcinselliğin, toplumsal normlar nedeniyle bastırılması, tiyatroda da eşcinselliğin bastırılması; bunun ardından eşcinsel özgürlük hareketleriyle birlikte, tiyatroda da eşcinselliğin daha özgürce ele alınışı gibi olayların gelişimi paralel seyretmektedir. Eşcinselliğin tiyatro sahnesinde anılmasının bile olumsuz tepkilerle karşılanması, eşcinsel özgürlük hareketlerinin gelişimi ve çeşitli hakların kazanımıyla belli bir özgürlüğe ulaşmıştır. Bu anlamda eşcinsellik Amerikan tiyatrosundaki yerini edinmek için, baskı, yasaklanma izleyici tepkisi ve yönetimin engelleri karşısında bir mücadele vermiştir. Amerikan tiyatrosunda eşcinsellik, toplumsal anlamda eşcinselliğin özgürleşmesiyle sahneye taşınmıştır. Sahnede heteroseksüel yargıları, eşcinsellerin kendilerine yönelik yargıları, eşcinsel karakterlerin duruşları da zamanla değişkenlik göstermiştir.

Tiyatro toplumsal olaylardan bağımsız olarak düşünülemez. Bu nedenle, Amerikan tiyatrosunda eşcinselliğin irdeleneceği bu çalışmada, eşcinsellik üzerine genel anlamda tanımların ele alınışından sonra, Amerika’da eşcinsel hareketin gelişimi aktarılacaktır. Amerikan tiyatrosunda, gerçek hayatta eşcinsellik özgürleştikçe sahnede de özgürleştiği saptanmıştır. Bu nedenle, eşcinselliğe yönelik toplumsal baskının, özgürlük hareketlerine gidişi ele alınacaktır. Aynı şekilde tiyatroda da, toplumsal baskının oyunlarda eşcinselliği baskı altına ne şekilde aldığı ve bu durumun tiyatroyu nasıl bir gelişim içerisine yönlendirdiği incelenecektir. Bunun yanında, eşcinsel özgürlük hareketinin gey oyunu türünün oluşumundaki katkısı irdelenecektir. Amerika’daki eşcinsel özgürlük hareketinin kökeni olan Avrupa’daki harekete de değinerek, Amerika’daki baskının tırmanışı, Stonewall Ayaklanmasıyla hereketin isyana dönüşümü ve bunun ardından eşcinsellerin hukuksal ve politik hakları için mücadelesi ele alınacaktır. Eşcinsellerin sorunlarının oyunlara nasıl yansıdığı inceleme konusu olacaktır.

Amerikan Tiyatrosunda Escinsellik

Devamı kitapta…

http://pdfdunyasi.com/amerikan-tiyatrosunda-escinsellik/

Genç futbolcu eşcinsel çıktı

$
0
0
Kız arkadaşı sahteymiş: genç futbolcu eşcinsel çıktı

İsmi açıklanmayan bir Alman futbolcu, reddit aracılığı ile gay olduğunu açıkladı. Genç futbolcu ayrıca Manuel Neuer, Joshua Kimmich ve Mats Hummels'i de çok beğendiğini açıkladı.

İsmi açıklanmayan bir Alman futbolcu, reddit aracılığı ile gay olduğunu açıkladı. Pseudonym ‘Eckfahne’ lakaplı bir reddit kullanıcısı, Almanya 3. Lig takımlarındarından birinde forma giydiğini, 20 yaşında olduğunu ve haftada 9 bin euro kazandığını ifşa etti.

Cinsel eğilimi konusunda da açıklama yapan futbolcu, kimliğini açıklamak için henüz hazır olmadığını ve ailesinin de bu tercihten haberdar olmadığını ekledi. Takım arkadaşları arasında kabul görebilmek için yakın bir kız arkadaşını sevgilisi olarak tanıttığını itiraf eden genç, Alman Milli takımı oyuncularından Manuel Neuer, Joshua Kimmich ve Mats Hummels'i de çok beğendiğini açıkladı.

http://www.fanatik.com.tr/2016/09/10/kiz-arkadasi-sahteymis-genc-futbolcu-escinsel-cikti-1251939

Terapi divanındaki erkek

$
0
0
....

Belki küçük bir parantez de eşcinsel danışanlar için açmakta fayda var. Kadın ya da erkek eşcinsel danışanlarımın tamamı kadın danışanlarım kadar rahatlar ruhsal sorunlarını konuşma konusunda. Bu arada, psikiyatrlarımız arasında bile eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna dair bir inanç hâlâ var maalesef. Eşcinsellik bir hastalık olmadığı gibi, onlar da zaten eşcinsel oldukları için gelmiyorlar terapiye. Diğer heteroseksüel danışanlarım neden şikayet ediyorsa, onlar da benzer hayat sorunlarından yakınıyorlar.

Alper Hasanoğlu
Yazının tamam
http://www.milliyet.com.tr/terapi-divanindaki-erkek/alper-hasanoglu/pazar/yazardetay/11.09.2016/2309449/default.htm

Ayla Algan: Yumuşak enerjiyle homoseksüelliği karıştırmamak lazım

$
0
0
*Hamlet’i canlandıran sayılı kadın oyunculardan birisiniz hem de Muhsin Ertuğrul rejisiyle....

O zaman Rumeli Hisarı’nda keçiler dolanıyordu. Şimdi cami yaptılar ama o sıralar keçiler bokluyordu orayı. Muhsin Ertuğrul 60’larda orayı kurtardı bu durumdan. O sırada biz Hamlet’i oynarken, “Hamlet’le Ophelia öpüşüyor. Orası cami avlusu bu yapılır mı” diye bize tepki gösterdiler. Halbuki Ophelia hiçbir zaman Hamlet’le öpüşmez. Uyduruyorlar. Muhsin Hoca da “Hamlet ve Ophelia hiçbir zaman öpüşmez, gözlük camlarınızı silin, numaralarını değiştirin” diyordu.

'HAMLET GENÇ BİR ÇOCUK'

 *Neden öpüşmez? Hamlet’in içinde kadın ruhu mu var?

Ne fark eder?Hamlet genç bir çocuk. Bir oyuna bakacağın zaman çağına bakacaksın. Ortaçağda var olmak ya da olmamak demek onu prerönesans bir tip yapıyor. Herkes ortaçağda kral olmak için birbirini öldürüyor ama o ölümü sorguluyor. Ortaçağdaki homoseksüelle 21. yüzyıldaki homoseksüel arasında ne fark var? Çok psikolojik bir şey, çok enerjiler üstüne bir şey.

*Hamlet’in gay olma ihtimali var mı?

Ortaçağda bir gay Hamlet var. Eee? Mühim olan ortaçağda o adamın pre-rönesans bir tip gibi konuşması. Herkes herkesi öldürürken “ölüm nedir” diye sorup sorgulaması önemli.

*Sadece Hamlet için değil Shakespeare’in kendisi ve diğer oyunları için de “gizli gay”çözümlemeleri var.

O zaman kadın sahneye çıkmadığı için bizdeki gibi zenneler oynuyordu kadın rollerini. Yani yumuşak enerjiyle homoseksüelliği karıştırmamak lazım ya da kadındaki erkeksiliği. Yani Lady Machbeth’i oynayan bir kadının erkeksi olması lazım. Dolayısıyla bir teks araştırılırken moda olan oyuncunun işine yaramaz.

*Muhsin Ertuğrul, acaba Hamlet’in içindeki kadın ruhunu gördüğü için mi sizi seçti?

Çünkü bende erkeğimsi bir enerji var. Politik görüşleri olan bir oyuncu lazım ki her kelimenin altını oynayabilsin. Yoksa oynayamaz ki... Romantik bir komedi değil o. Hamlet’i genç bir oğlan canlandırsaydı aklı almazdı, o tiradı bilerek söyleyemezdi. 17 yaşında bir erkek, varlık bilimini, fenomenolojiyi, ortaçağı bilemez.

*Bugün Hamlet’i yorumlayacak olsanız ne katarsınız?

Bugün Hamlet’i koyar mıyım rejisör olarak? Ya da oynar mıyım? Oynamam.

*Neden?

Bugün Çehov oynarım. Çünkü Çehov komedi yazdım diyor, ama herkes dram oynuyor. Bütün dünya Çehov’u dramatik oynuyor. Kara mizah var. Herkesi silip süpürürsün. Diyelim ki şu an kadınlar “Şu kirazı nasıl yaptım biliyor musun? O kirazı aldım, haşladım ve güneşe bıraktım” diye konuşuyor. O sırada televizyona baskın yapıyorlar, Türkiye gidiyor elden... Kadınlara bak görmüyorlar bile diye gülmekten yere yatar herkes.

Ceren Çığlak
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sokak/598690/Ayla_Algan__Ac_kalirim_kotu_karakter_oynamam.html

Hande Kader’den ne öğrenebiliriz?

$
0
0
Sesi az duyulan kaynakların ve daha somut politik, ekonomik ve sosyal stratejilerin ağırlıkta olduğu bir habercilik için uğraşmalıyız

NATALİ ARSLAN İsveç'te serbest gazeteci

Sadece 2016 yılında 153 kadın ölümü medyaya yansıdı. Ağustosta yine geldi istemediğimiz haber. Bu seferki bir trans kadının ölümü. Hande Kader’in yakılarak öldürülmesi kadın cinayetleri sorununa maalesef yeni olmayan bir tartışmayı tekrardan gündeme getirdi. Seks işçisi olan bir trans kadının ölümünün neden medyada ve toplumda “normlara” uyan bir kadının ölümünden daha az ilgi gördüğü sorgulandı. Sonra herkes pazar günü Hande için ses vermeye çağırıldı.

Evet, ses çıkarmamız gerekli. Daha çok, daha sık ses çıkamalıyız. Ama sadece ses çıkarmak, her cinayet ardından yüzlerce, binlerce kez dile getirilen sosyal, ekonomik ve politik sorunlara tek başına çözüm olabilir mi? Kadın kuruluşları, LGBTQİ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, Queer ve Interseks) organizasyonları, aktivistler, avukatlar, milletvekilleri sık sık belirli stratejiler sunuyorlar. Peki, biz bu stratejileri, çözüm önerilerini medyada okuyabiliyor muyuz? Bir toplumsal hareketin hedefine ulaşması belirlenen stratejilerine bağlıysa bunların medyada görünülürlüğü de önemlidir.

Direniş stratejisi neden önemli?

Donatella Della Porta gibi birçok toplumsal hareket araştırmacısı, toplumsal hareketlerin medyaya bağımlılığını dile getirdiler. Medya bağımlılığı kuramı, medyanın ve toplumsal hareketlerin birbirlerine bağlı olduğunu öne sürer ancak ikincisinin ilkine daha çok bağımlı olduğunu vurgular. Bu araştırmacılara göre, toplumsal hareketler mesajlarını daha geniş bir kitleye yayabilmek, meşru kılınmak ve sempati ve destek kazanabilmek için medyaya bağımlıdırlar. Bu da demek oluyor ki, medyanın toplumsal hareketleri kültürel, ekonomik, politik yönleriyle derinlemesine anlatmasına ve çözüm süreci için gerekli stratejileri vurgulamasına ihtiyacımız var.

“Kadın cinayetlerinin durması gerekiyor” diye bir yazı okuduğumuz vakit şu soruyu yönlendirelim; Nasıl durdurulabileceği de yazılmış mı?.

Bu sorularla yola çıkarak Hande Kader’in sosyal medyada en çok payaşıldığı İngilizce ve Türkçe haberleri karşılaştırdım. Yerel düzeyde T24, Onedio, BirGün ve Diken’in makalelerini, yabancı medyadan ise Mic, WOW Report, Viral Women, Refinery 29 ve BBC’nin makalelerini ele aldım.

hande-kader-den-ne-ogrenebiliriz-184927-1.

Peki bu makalelerde okuyucuya sunulan problemler ne? Çözüm süreci için gerekli stratejilerden bahsedilmiş mi?

Problemler

Bu gazetelerin tümünde en çok LGBTQİ+ bireylerine uygulanan ayrımcılık ve şiddet sorunsallaştırılıyor (%19). Bunu homofobi ve transfobi (%13) takip ediyor. Ancak bu kategoriye yerel ve yabancı medya olarak bakacak olursak figürler değişiyor. Yerel gazetelerde Türkiye halkının trans bireylere yönelik şiddete ilgisizliği (%16.7) ilk sırada yer alırken yabancı gazetelerde ağırlık LGBTQİ+ bireylerine uygulanan ayrımcılık ve şiddete (%28.6) veriliyor.

Çözümler

hande-kader-den-ne-ogrenebiliriz-184928-1.

Yerli ve yabancı makalelerde farkındalık yaratmak, görünürlüğü arttırmak ve tepki göstermek bize sunulan çözümler arasında eşit oranda ilk sırada yer alıyorlar. Yerel gazetelerde daha sık farkındalık yaratmak ve tepki göstermenin gerekliliği vurgulanırken, doğrudan sosyal ve politik çözümler olan anayasal değişiklik, LGBTQ+ Bireylerin Karşılaştığı şiddetin mecliste ele alınması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin uygulanır hale gelmesi geri planda kalıyor. Yabancı medyada ise ağırlıkta olan bir çözüm önerisi yok. Bu makalelerde demokratik kazanımlar, görünürlüğü arttırma, nefrete karşı birleşme ve yasal süreçler sadece birer kez ele alınıyor

Yukarda bahsi geçen problemlerin birçoğu bu çözümler arasında karşılığını bulabiliyor. Mesela Türkiye halkının trans bireylere yönelik şiddete ilgisizliği, homofobi ve transfobi hakkında farkındalık yaratılarak önüne geçilebilecek sorun, ana akım medyanın ilgisizliği ise görünürlüğü arttırarak çözümlenebilir.

Peki bahsedilen tüm bu çözümlere giden yollar, diğer bir deyişle, direniş stratejileri makalelerde net bir şekilde yer almış mı?

Stratejiler

Gazete makalelerinin %41’inde hiçbir stratejiye yer verilmemiş. Stratejiyi net bir şekilde paylaşan yerel gazetelerde somut politik çözümleri dile getiren makalelerin çoğu BirGün’e ait. Anayasal değişiklik talebi ve Meclis'te araştırma komisyonu kurulması sadece BirGün gazetesinde dile getiriliyorken, okullarda zorunlu cinsiyet dersi hem BirGün’ün hem Diken’in makalelerinde yer alıyor.

Bundan farklı olarak yabancı basında sadece ses çıkarmak ve sokağa çıkmak stratejilerini görebiliyoruz. Buradan şu sonuca varılabilir; medyada bahsedilmesi ve yayılması istenen politik stratejiler uluslarası boyuta taşınamamış ve yerel seviyede az sayıda gazeteyle sınırlanmış.

Son olarak bu gazetelerin kullandıkları kaynaklara (bilgiyi aldıkları yer, kişi ve belgelere) bakalım.

hande-kader-den-ne-ogrenebiliriz-184929-1.

Tüm gazetelerde en sık twitter (insanların tepkileri) kaynak olarak kullanılıyor. Ardından, ikinci olarak, Hande Kader’in arkadaşları ve İstanbul LGBTİ Pride Komitesi yer alıyor. Milletvekilleri, avukatlar ve dernekler ise en az sayıda paylaşılan kaynaklar arasında.

Bu analizlerden şu sonuca varmamız gerek: Eğer sorunlarımızın politik düzlemde çözüme ulaşmasını istiyorsak medyayı bu çözümleri paylaşması için zorlamalı ve bir araç olarak kullanmalıyız. Çünkü kadın ve LGBTQİ+ direnişinde olduğu gibi tüm sosyal hareketlerin sesinin duyulması ve doğru politik aktörlere baskı uygulanabilmesi için medyaya ihtiyacımız var.

Sesi az duyulan kaynakların ve daha somut politik, ekonomik ve sosyal stratejilerin ağırlıkta olduğu bir habercilik için uğraşmalıyız.

Evet, Hande’den bunu öğrendik!

http://nataliarslan.com/othermaps/2016/8/24/hande-kader

Robert Pattinson

Onları hiç böyle görmediniz!

$
0
0
G20 zirvesinde bir araya gelen Obama ve Putin’in uluslararası basında manşetlerine taşınan fotoğrafı, Photoshop ustalarının elinde öyle bir değişti ki…


Çin’de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nde bir araya gelen ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in birbirine soğuk bakışlar attığı gergin anlar, fotoğrafçı Alexei Druzhinin tarafından yakalanmıştı.

HÜRRİYET




Sokakta mastürbasyon yapmak artık serbest

$
0
0
İtalya Yüksek Mahkemesi,  sokakta mastürbasyon yapmanın, reşit olmayan kişiler önünde olmadığı sürece yasak olmadığı kararını verdi. 

İtalya’nın Catania şehrinde, geçtiğimiz Mayıs ayında 69 yaşında bir erkeğin sokakta mastürbasyon yaparken yakalanıp, çıkartıldığı mahkemede 3 ay hapis ve 3.000 Euro’luk para cezasına çarptırılması sonrasından, avukatı aracılığı ile Yüksek Mahkeme’ye başvurması sonucunda gelişen olayda, Yüksek Mahkeme ise bunun bir ihtiyaç olduğunu ve reşit olmayan bireyler önünde olmaması durumunda suç olmayacağı kararını verdi.

Yüksek Mahkeme’de üç hakim tarafından incelenen dosya sonucunda varılan suçsuzluk kararı sonrasında üç ay hapis cezası yatan 69 yaşındaki mastürbasyon zede birey Catania mahkemesine karşı dava açarak, üç ay suçsuz yere hapiste yatması karşılığında 30.000 Euro talep etti.

Yüksek Mahkeme tarafından yapılan açıklamada ise, halka açık bir yerde, reşit olmayan bir birey önünde mastürbasyon yapılmasının cezasının dört buçuk yıl hapis olacağı söylendi.

http://gzone.com.tr/italyada-sokakta-masturbasyon-yapmak-yasak-degil/

Eşcinsel değilim ama eşcinsel ilişki yaşıyorum

$
0
0

Kullanıcıların isimsiz olarak itiraflarda bulunduğu ve karşılıklı sorular paylaşıldığı Reddit internet sitesi oldukça enteresan bir başlıkla daha tartışma konusu oldu. Daily Mail'in haberine göre evlilik itirafları yapılan başlıkta ise çarpıcı, duygusal ve şaşırtıcı itiraflar vardı. İşte kullanıcılardan gelen değişik açıklamalar.

En çok tartışılan konulardan biri ise eşcinsel olmamasına rağmen eşcinsel ilişki yaşayan adamın itirafıydı. "Bunu parterime söylemeye korkuyorum ama ben heteroseksüelim. Sevgilimi aldatmadım ama gerçekten kadınları özlüyorum."

Hürriyet

Quintin Van Konkelenberg

Viewing all 15059 articles
Browse latest View live


<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>