↧
Hayatın içinde ne kadar eşcinsel-lik varsa, futbolda da o kadar eşcinsel var!
↧
ABD Yüksek Mahkemesi: Eşcinsel çifte pasta yapmayı reddeden pastacı haklı
ABD Yüksek Mahkemesi, Colorado'da eşcinsel bir çifte düğün pastası yapmayı reddeden pastacıyı haklı buldu.
Colorado eyaleti, pastacı Jack Phillips'in 2012'de eşcinsel çift David Mullins ve Charlie Craig'in isteğini geri çevirmesini "yasadışı ayrımcılık" diye tanımlamıştı.
Ancak Yüksek Mahkeme 2'ye kardşı 7 oyla aldığı verdiği hükümde eyaletin aldığı kararın Phillips'in haklarını ihlal ettiğine karar verdi.
Muhafazakâr bir Hristiyan olan Philipps, eşcinsel çifti dini inançları nedeniyle geri çevirdiğini savunmuştu.
Eşcinsel hakları örgütleri, kararın eşcinsel evliliklere farklı muamele edilmesini beraberinde getirecek bir emsal oluşturmasından kaygılıydı.
Ancak Yüksek Mahkeme kararında sadece Philipps'in vakasına odaklandı.
Karar artık çiçekçilerin, fotoğrafçıların ve diğer düğün hizmeti sağlayanların eşcinsel çiftlerle çalışmayı reddedebileceğini söylemiyor.
Yüksek Mahkeme, üç yıl önce eşcinsel evlilikleri ABD genelinde yasallaştıran bir karar almıştı.
Davanın geçmişi
Temmuz 2012'de Mullins ve Mr Craig, Phillips'ten düğünleri için bir pasta yapmasını istedi.
Ancak Phillips "standart iş uygulamasının eşcinsel evliliklerine pasta yapmak olmadığını" ve bunun "İncil'e tamamen aykırı bir şey olacağını" söyleyerek çifti reddetti.
Philipps bunun yerine çifte bisküvi ve doğumgünü pastaları gibi başka ürünler vermeyi önerdi.
Philipps "yaratıcı sanatçıların" satacakları şeylere karar verme hakkı olduğunu da savundu.
Colorado ayrımcılıkla mücadele yasasında cinsel yönelime dayalı ayrımcılığa da yer veren 22 ABD eyaletinden biri. Craig ve Mullins de bu yasayı öne sürerek eyaletin Medeni Haklar Komisyonu'na taşıdıkları davayı kazandılar.
Benzer bir vaka Kuzey İrlanda'da da yaşandı.
Bir eşcinsel hakları savunucusu "Eşcinsel evliliği destekleyin" yazılı bir pasta yapmayı reddeden pastaneciyi mahkemeye verdi ve alt mahkemeyi kazandı.
Dava Belfast'taki yüksek mahkemeye taşındı ve henüz yüksek mahkeme kararını vermedi.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-44364868
Colorado eyaleti, pastacı Jack Phillips'in 2012'de eşcinsel çift David Mullins ve Charlie Craig'in isteğini geri çevirmesini "yasadışı ayrımcılık" diye tanımlamıştı.
Ancak Yüksek Mahkeme 2'ye kardşı 7 oyla aldığı verdiği hükümde eyaletin aldığı kararın Phillips'in haklarını ihlal ettiğine karar verdi.
Muhafazakâr bir Hristiyan olan Philipps, eşcinsel çifti dini inançları nedeniyle geri çevirdiğini savunmuştu.
Eşcinsel hakları örgütleri, kararın eşcinsel evliliklere farklı muamele edilmesini beraberinde getirecek bir emsal oluşturmasından kaygılıydı.
Ancak Yüksek Mahkeme kararında sadece Philipps'in vakasına odaklandı.
Karar artık çiçekçilerin, fotoğrafçıların ve diğer düğün hizmeti sağlayanların eşcinsel çiftlerle çalışmayı reddedebileceğini söylemiyor.
Yüksek Mahkeme, üç yıl önce eşcinsel evlilikleri ABD genelinde yasallaştıran bir karar almıştı.
Davanın geçmişi
Temmuz 2012'de Mullins ve Mr Craig, Phillips'ten düğünleri için bir pasta yapmasını istedi.
Ancak Phillips "standart iş uygulamasının eşcinsel evliliklerine pasta yapmak olmadığını" ve bunun "İncil'e tamamen aykırı bir şey olacağını" söyleyerek çifti reddetti.
Philipps bunun yerine çifte bisküvi ve doğumgünü pastaları gibi başka ürünler vermeyi önerdi.
Philipps "yaratıcı sanatçıların" satacakları şeylere karar verme hakkı olduğunu da savundu.
Colorado ayrımcılıkla mücadele yasasında cinsel yönelime dayalı ayrımcılığa da yer veren 22 ABD eyaletinden biri. Craig ve Mullins de bu yasayı öne sürerek eyaletin Medeni Haklar Komisyonu'na taşıdıkları davayı kazandılar.
Benzer bir vaka Kuzey İrlanda'da da yaşandı.
Bir eşcinsel hakları savunucusu "Eşcinsel evliliği destekleyin" yazılı bir pasta yapmayı reddeden pastaneciyi mahkemeye verdi ve alt mahkemeyi kazandı.
Dava Belfast'taki yüksek mahkemeye taşındı ve henüz yüksek mahkeme kararını vermedi.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-44364868
↧
↧
Facebook LGBTİ Bayrağını Neden Kaldırdığını Açıkladı
2016 senesinden beri Facebook'ta kullanılır durumda olan ve beğen butonunda yer alan 'tepki' seçeneklerinde bazı değişikliklere gidileceği açıklandı.
Facebook'un tepki butonları, kullanıma sunulduğundan beri hayli sevildi ve sanırım hepimiz severek kullanıyoruz. Anneler Günü, Onur Haftası gibi tüm dünyada aynı anda gerçekleşen önemli günlerde de farklı butonlar ekleniyordu ancak Facebook, artık bunu sürdürmeyeceklerini ve tepki butonlarının sabit kalacağını açıkladı. Geçtiğimiz sene pek çok ülkede aynı anda Onur Haftası'nda kullanıma sunulan gökkuşağı bayrağı butonu da artık Facebook'ta yer almayacak.
Onur Haftası'nın yaklaşması üzerine, gökkuşağı bayrağının yeniden eklenmemesi dikkat çekmiş olacak ki pek çok insan Twitter üzerinden 'bayrağın neden eklenmediği' sorusunu sormuş. Facebook ise bu konuda bir açıklama yapması gerektiğini fark etmiş olacak ki durumun gökkuşağı bayrağına özel olmadığını belirterek, artık benzer eklemeler yapmayacaklarını açıklamış.
http://www.teknolojiwebs.com/2018/06/facebook-lgbti-bayragn-neden-kaldrdgn.html
Facebook'un tepki butonları, kullanıma sunulduğundan beri hayli sevildi ve sanırım hepimiz severek kullanıyoruz. Anneler Günü, Onur Haftası gibi tüm dünyada aynı anda gerçekleşen önemli günlerde de farklı butonlar ekleniyordu ancak Facebook, artık bunu sürdürmeyeceklerini ve tepki butonlarının sabit kalacağını açıkladı. Geçtiğimiz sene pek çok ülkede aynı anda Onur Haftası'nda kullanıma sunulan gökkuşağı bayrağı butonu da artık Facebook'ta yer almayacak.
Onur Haftası'nın yaklaşması üzerine, gökkuşağı bayrağının yeniden eklenmemesi dikkat çekmiş olacak ki pek çok insan Twitter üzerinden 'bayrağın neden eklenmediği' sorusunu sormuş. Facebook ise bu konuda bir açıklama yapması gerektiğini fark etmiş olacak ki durumun gökkuşağı bayrağına özel olmadığını belirterek, artık benzer eklemeler yapmayacaklarını açıklamış.
http://www.teknolojiwebs.com/2018/06/facebook-lgbti-bayragn-neden-kaldrdgn.html
↧
Apple'dan Gökkuşağı bileklikleri
↧
AB yargısından eşcinsel evliliklerde yabancı eşe emsal oturum izni
Avrupa Adalet Divanı evli eşcinsel çiftlerden AB vatandaşı olmayan yabancı eşe oturum hakkı verilmesi gerektiğine hükmetti. Karar eşcinsel Rumen vatandaşının oturum hakkı alamayan ABD'li eşinin itirazı üzerine verildi.
Avrupa Adalet Divanı, Romanya hükümetinin eşcinsel bir Rumen vatandaşının ABD'li eşine oturum hakkı vermek zorunda olduğuna hükmetti. Mahkemenin kararına göre eşcinsel evliliklerin yasal olmadığı Romanya, 2010'da eşcinsel evliliğin yasal olduğu Belçika'da evlenen çiftin evliliklerini geçerli saymak zorunda.
ABD vatandaşı Clai Hamilton, 2012 yılında Romanyalı eşi Adrian Coman'le birlikte bu ülkede yaşayabilmek için süresiz oturum başvurusunda bulunmuş, ancak başvurusu Romanya'da eşcinsel evliliklerin geçerli sayılmadığı gerekçesiyle reddedilmişti. Çift, karara itiraz edince dava Avrupa Adalet Divanı'na intikal etmişti.
Davada ilgili hükmü veren yargıçlar, eşcinsel evliliğin yasal sayılmadığı Romanya da dahil, üye ülkelerin bu evlilikleri yasallaştırıp yasallaştırmamak konusunda özgür olduğunu, ancak bu durumun bir Avrupa Birliği (AB) vatandaşının aynı cinsiyetten eşine oturum hakkı tanımayarak söz konusu vatandaşın Birlik içindeki oturum özgürlüğüne engel teşkil edemeyeceğini belirtti.
Karardan duyduğu memnuniyeti ifade eden Coman, "Şimdi artık herhangi bir Romen yetkilinin gözlerinin içine bakabiliriz ve ilişkimizin AB'de hareket özgürlüğü için eşit derecede değerli ve eşit derece geçerli olduğu bilinciyle Avrupa çapında hareket edebiliriz” diye konuştu.
Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı'ndan Sophie in ‘t Veld, "Bu harika bir haber ve gökkuşağı aileleri için bir dönüm noktası” diye konuştu. Veld, "Hareket özgürlüğü tüm AB vatandaşları için bir hak. Bu [hak] vatandaşların kimi sevdiklerine göre sınırlandırılamaz” dedi.
Avrupa Komisyonu ise kararın Brüksel'in Birlik içinde sosyal değişimi zorlamak için verilen bir karar olmadığının altını çizdi. Komisyon sözcüsü Margaritis Schinas, "[Konuyla ilgili] yetki üye devletlerdedir. Ancak bu, ayrımcılığın önüne geçmek için yararlı bir açıklığa kavuşturma oldu” şeklinde konuştu.
© Deutsche Welle Türkçe
http://www.dw.com/tr/ab-yarg%C4%B1s%C4%B1ndan-e%C5%9Fcinsel-evliliklerde-yabanc%C4%B1-e%C5%9Fe-emsal-oturum-izni/a-44087000
Avrupa Adalet Divanı, Romanya hükümetinin eşcinsel bir Rumen vatandaşının ABD'li eşine oturum hakkı vermek zorunda olduğuna hükmetti. Mahkemenin kararına göre eşcinsel evliliklerin yasal olmadığı Romanya, 2010'da eşcinsel evliliğin yasal olduğu Belçika'da evlenen çiftin evliliklerini geçerli saymak zorunda.
ABD vatandaşı Clai Hamilton, 2012 yılında Romanyalı eşi Adrian Coman'le birlikte bu ülkede yaşayabilmek için süresiz oturum başvurusunda bulunmuş, ancak başvurusu Romanya'da eşcinsel evliliklerin geçerli sayılmadığı gerekçesiyle reddedilmişti. Çift, karara itiraz edince dava Avrupa Adalet Divanı'na intikal etmişti.
Davada ilgili hükmü veren yargıçlar, eşcinsel evliliğin yasal sayılmadığı Romanya da dahil, üye ülkelerin bu evlilikleri yasallaştırıp yasallaştırmamak konusunda özgür olduğunu, ancak bu durumun bir Avrupa Birliği (AB) vatandaşının aynı cinsiyetten eşine oturum hakkı tanımayarak söz konusu vatandaşın Birlik içindeki oturum özgürlüğüne engel teşkil edemeyeceğini belirtti.
Karardan duyduğu memnuniyeti ifade eden Coman, "Şimdi artık herhangi bir Romen yetkilinin gözlerinin içine bakabiliriz ve ilişkimizin AB'de hareket özgürlüğü için eşit derecede değerli ve eşit derece geçerli olduğu bilinciyle Avrupa çapında hareket edebiliriz” diye konuştu.
Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı'ndan Sophie in ‘t Veld, "Bu harika bir haber ve gökkuşağı aileleri için bir dönüm noktası” diye konuştu. Veld, "Hareket özgürlüğü tüm AB vatandaşları için bir hak. Bu [hak] vatandaşların kimi sevdiklerine göre sınırlandırılamaz” dedi.
Avrupa Komisyonu ise kararın Brüksel'in Birlik içinde sosyal değişimi zorlamak için verilen bir karar olmadığının altını çizdi. Komisyon sözcüsü Margaritis Schinas, "[Konuyla ilgili] yetki üye devletlerdedir. Ancak bu, ayrımcılığın önüne geçmek için yararlı bir açıklığa kavuşturma oldu” şeklinde konuştu.
© Deutsche Welle Türkçe
http://www.dw.com/tr/ab-yarg%C4%B1s%C4%B1ndan-e%C5%9Fcinsel-evliliklerde-yabanc%C4%B1-e%C5%9Fe-emsal-oturum-izni/a-44087000
↧
↧
5 Haziran Amerikan Basınından Özetler; Pompei, homofobik pastacı ve Trump!
New York Times bugün ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin Colorado eyaletinde dini inançları gereği eşcinsel bir çiftin düğün pastasını hazırlamayı reddeden bir pasta ustası lehine karar aldığını bildiriyor. Ancak gazete, mahkemenin, işyeri sahiplerinin, Anayasa’nın birinci maddesiyle garanti altına alınan inanç özgürlüğüne dayanarak eşcinsellere hizmet vermeyi reddedip reddedemeyeceği konusuna net olarak açıklık getiremediğini yazıyor. Habere göre Anayasa Mahkemesi, dini inançları gereği eşcinsel bir çiftin düğün pastasını yapmayı reddeden ustanın tarafında yer alarak, eşcinsel evlilikleri korumada ya da federal hükümetin dini ilkeler doğrultusunda iş yapan kişi ve şirketleri nereye kadar kontrol edebileceği konusunda karar alma fırsatını kaçırdı. Öte yandan gazete, pasta siparişleri reddedilen eşcinsel çiftin Anayasa Mahkemesi’nin kararından önce Colorado Eyaleti Medeni Haklar Komisyonu ve Colorado Temyiz Mahkemesi tarafından haklı bulunduğunu hatırlatıyor. Gazeteye göre Anayasa Mahkemesi’nin pasta ustası lehine karar alması ise Medeni Haklar Komisyonu ve Temyiz Mahkemesi’nin ustanın dini inançlarının samimiyetine inanmadıkları temeline dayanıyor.
Washington Post ise Trump’ın özel yetkili savcı Robert Mueller’ın yürüttüğü Rusya soruşturmasına müdahale edebileceği ve kendisi için af çıkarma yetkisi olduğuna ilişkin açıklamalarına rağmen Başkan’ın hukuk ekibinin tüm olasılıklara karşı hazırlık yaptığını bildiriyor. Gazete, Mueller’ın Trump’ın ifade vermesi için mahkeme kararı çıkarması durumunda nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda hummalı bir çalışma içinde olduklarını yazıyor. Habere göre Mueller’ın Trump’ı ifade vermeye çağırması, uzun sürecek ve Anayasa Mahkemesi’ne kadar uzanabilecek bir hukuk savaşının patlak vermesine neden olabilir. Hukuk ekibiyse başta eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani olmak üzere Mueller’la olası bir görüşme durumunda Trump’ın nasıl bir tavır takınması gerektiğini planlıyor. Planlardan biri, Trump’a yakınlığıyla bilinen ve avukat olan New Jersey eyaleti eski Valisi Chris Christie’nin de katılacağı provalar yapmak. Ancak gazetenin adını açıklanmasını istemeyen bir kaynaktan aldığı habere göre ön hazırlıklar, Trump’ın Rusya soruşturmasına yönelik aşırı bir öfke içinde olması nedeniyle bir türlü derinlik kazanamıyor ve gelişme kaydedilemiyor.
https://www.amerikaninsesi.com/a/haziran-amerikan-bas%C4%B1n%C4%B1ndan-%C3%B6zetler/4425230.html
↧
Pride Edition kordon
Apple şirketinin WWDC 2018 sahnesinde de dikkat çektiği, gökkuşağı renklerine sahip Naylon Örme Pride Edition Kordon bulunuyor. Bu Apple Watch kayışı da diğer kordon seçenekleri gibi 219 TL’lik fiyat etiketine sahip. Pride Edition kordon satışlarından elde edilen gelirlerin bir bölümü LGBTQ hakları savunma kuruluşlarına aktarılacak.
https://www.teknoblog.com/wwdc-2018-iphone-kilif-apple-watch-kayis/
↧
İtalya'da aile bakanının eşcinsel birliktelik karşıtı açıklamalarına tepki
İtalya'da yeni hükümetin Aile ve Engelliler Bakanı Lorenzo Fontana'nın eşcinsellerin aile kurmasının yasal olmadığı şeklindeki sözleri tepkilere yol açtı. 5 Yıldız Hareketi eşcinsel birliktelik konusunun hükümet programında olmadığını belirtti.
İtalya'da yeni koalisyon hükümetinden bir bakanın eşcinsel karşıtı açıklamaları tartışma yarattı.
Lig partisinden Aile ve Engelliler Bakanı Lorenzo Fontana, hükümetin başa geçmesiyle birlikte eşcinsel aile kurmanın İtalya'da artık yasal olmadığını belirtti. Bir katolik olduğunu belirten Fontana, “kadınları kürtajdan caydıracak” araçları güçlendirmek istediğini söyledi.
İtalya'nın yeni hükümetini oluşturan iki partiden biri olan 5 Yıldız Hareketi, eşcinsel birliktelik gibi konuların siyasi gündemlerinde bulunmadığını belirterek konuya mesafe koydu.
5 Yıldız Hareketi'nden bir hukukçu olan Maria Edera Spadoni, Fontana'nın yorumlarını “yersiz” olarak niteledi.
Lig lideri Matteo Salvini de eşcinsel birlikteliğe ve kürtaja izin veren yasaların kaldırılmasının yeni hükümetin programında olmadığını belirtti.
İtalya'da eşcinsel çiftlerin birlikteliklerinin hukuki olarak tanınmasını sağlayan yasa 2016 yılında çıkmıştı. Yasada eşcinsel birliktelikler "evlilik" olarak değil "medeni birliktelik" olarak tanımlanıyor.
http://haber.sol.org.tr/dunya/italyada-aile-bakaninin-escinsel-birliktelik-karsiti-aciklamalarina-tepki-239488
İtalya'da yeni koalisyon hükümetinden bir bakanın eşcinsel karşıtı açıklamaları tartışma yarattı.
Lig partisinden Aile ve Engelliler Bakanı Lorenzo Fontana, hükümetin başa geçmesiyle birlikte eşcinsel aile kurmanın İtalya'da artık yasal olmadığını belirtti. Bir katolik olduğunu belirten Fontana, “kadınları kürtajdan caydıracak” araçları güçlendirmek istediğini söyledi.
İtalya'nın yeni hükümetini oluşturan iki partiden biri olan 5 Yıldız Hareketi, eşcinsel birliktelik gibi konuların siyasi gündemlerinde bulunmadığını belirterek konuya mesafe koydu.
5 Yıldız Hareketi'nden bir hukukçu olan Maria Edera Spadoni, Fontana'nın yorumlarını “yersiz” olarak niteledi.
Lig lideri Matteo Salvini de eşcinsel birlikteliğe ve kürtaja izin veren yasaların kaldırılmasının yeni hükümetin programında olmadığını belirtti.
İtalya'da eşcinsel çiftlerin birlikteliklerinin hukuki olarak tanınmasını sağlayan yasa 2016 yılında çıkmıştı. Yasada eşcinsel birliktelikler "evlilik" olarak değil "medeni birliktelik" olarak tanımlanıyor.
http://haber.sol.org.tr/dunya/italyada-aile-bakaninin-escinsel-birliktelik-karsiti-aciklamalarina-tepki-239488
↧
Cinsel isteksizliğin sebebi, gizli eşcinsellik de olabilir!
Ülkemizde kadınlarda en sık görülen cinsel problemin cinsel isteksizlik olduğunu söylesek hiç de abartmış olmayız. Bu konuda bir uzmana danışan kişi sayısı gerçekte bu sorunu yaşayanlardan çok daha az, çünkü bir şekilde hayata cinsellik yaşamadan da devam eden veya canı istemese bile ilişkiyi kurtarmak adına görev olarak birliktelik yaşayan bir sürü kadın var.
Cinsel isteksizlik nedir, neden olur?
Cinsel Soğukluk olarak da bilinen Cinsel İsteksizlik; cinsel ilişki sırasında zevk almama, cinsel birliktelik yaşama sıklığının azalması, giderek daha kaçınır hale gelmek, sevişmeyi reddetmek, bununla ilgili kaygılanmak. Partnerle sevişmek istememek dışında, mastürbasyon ve cinsel objelere ve fantezilere karşı da isteksiz olmak gibi durumların bir veya birden fazlası birlikte olabilir. Bu durumlar ergenlikten itibaren olabileceği gibi (primer cinsel isteksizlik), sonradan da fark edilen veya fark edilemeyen tetikleyiciler sayesinde yaşanabilir (sekonder cinsel isteksizlik). Bazen de bazı durumlarda olup bazı durumlarda olmayabilir. (durumsal cinsel isteksizlik ).Hatta cinsellikten ve cinsel organlardan, meniden tiksinme, iğrenme şeklinde olan Cinsel Tiksinti Bozukluğu da yaşanabilir.
Bu tür sorunlar zaman zaman herkes tarafından yaşanabilse de kişinin hayatında belirgin bir sorun ve zorluk oluşturmaya başlamışsa ve tekrarlayıcı ve yineleyici olarak devam ediyorsa o zaman bir uzmana danışılması tavsiye edilir. Sevişmenin hem bireysel hem de partner ilişkisine olan faydaları saymakla bitmezken neden zeki bir canlı olan kadın, cinselliği hayatından çıkarır?
Bunun birden fazla nedeni olabilir; Öncelikle kişinin kendisine bağlı nedenler olabilir. Bu nedenlerden bazıları genel sağlık durumuyla ilgili olabilir.
Örneğin depresyonda olan birisi hayata dair hiçbir şeyden zevk almadığı gibi, cinsellik de aklına gelmez. Bir diğeri iç salgı bezleriyle ilgili olabilir. Tiroid bezi hastalıkları, hipofiz bezi hastalıkları, prolaktin yükseklikleri gibi. Kişinin yaşam kalitesini bozan karaciğer, böbrek hastalıkları, şeker hastalığı gibi sistemik hastalıklar pek tabii cinsel isteksizliğe sebep olabilir. Bazen yaşlılık ve menapoz durumlarında, gebeliğin bazı evrelerinde, emzirme döneminde de cinselliğe karşı ilgi azalabilir. Yetiştirilme şekli, cinselliğin tabu olduğu sosyokültürel ortamda yetişme, cinsellik hakkında daha önce yaşanmış olumsuz deneyimler, cinsel bilgi eksikliği veya doğruluğuna inanılmış yanlış bilgiler de cinsel isteksizlik yapabilir. Psikolojik gelişim evrelerinden birinde saplanma özellikle oidipal dönem denilen ortalama 3-6 yaş arasındaki gelişim evresiyle ilgili sorunlar bilinçaltı düzeyinde sinsice cinsel isteksizliğe sebep olabilir.
Cinsellik sıklıkla iki kişi ile yaşanan bir eylemdir. Burada birlikte olunan kişinin fiziksel özellikleri, sigara, alkol, temizlik alışkanlıkları gibi alışkanlıkları, partnerine davranış şekilleri de devreye girer. Partnere karşı hissedilen öfke, nefret, kızgınlık gibi duygular, iletişim problemleri, aldatma, aldatılma gibi evlilik sorunları da o kişiye karşı cinsel isteği azaltabilir veya yok edebilir.
İnsanlar zevk aldıkları ve başarılı oldukları şeyleri yapmak isterler. Eğer kişi sevişirken yeterince zevk almıyorsa, orgazm olamıyorsa, ağrılı cinsel birleşme yaşıyorsa ya da vajinismus’da olduğu gibi cinsel birleşme yaşayamıyorsa bedenini yeterince güzel bulmuyorsa, genital organlara ait sorunlar, enfeksiyonlar varsa bütün bunlar cinsellikten uzaklaşmaya neden olabilir. Gizli eşcinsellik de cinsel isteksizlik yaratan konulardan birisi olabilir.
Hayata ait problemler, aşırı stres, iş ve parasal konular, çocukların, yakın akrabaların durumları, yaşanan ortamın özellikleri de cinsel istek üzerinde belirleyici faktörlerdir.
Sebep ortaya konulduktan sonra tedavinin adımları olarak bu konuların üzerinden geçilecektir. Cinsel Terapi ile ‘’güzel sevişme sanatı ‘’ öğrenilerek mutlu bir cinsel birlikteliğin nasıl yaşanacağı öğrenilir. Evlilik ve Çift Terapisi ile ilişki problemleri halledilerek partnerle, uyumlu bir hayat ve cinsellik sağlanır. Beden egzersizleri ile kaygı düzeyi azaltılarak seçenekleri net görebilme, stresi yönetebilme, zihinsel potansiyeli en iyi şekilde kullanarak her zaman bir çıkış yolunu bulunabileceği düşüncesi fark edilir. Gerekli görülürse ilaçlardan da destek alınabilir.
Dr. Dilek Öcal
http://www.milliyet.com.tr/cinsel-isteksizlik-nedir-neden-pembenar-detay-cinsellik-2683802/
Cinsel isteksizlik nedir, neden olur?
Cinsel Soğukluk olarak da bilinen Cinsel İsteksizlik; cinsel ilişki sırasında zevk almama, cinsel birliktelik yaşama sıklığının azalması, giderek daha kaçınır hale gelmek, sevişmeyi reddetmek, bununla ilgili kaygılanmak. Partnerle sevişmek istememek dışında, mastürbasyon ve cinsel objelere ve fantezilere karşı da isteksiz olmak gibi durumların bir veya birden fazlası birlikte olabilir. Bu durumlar ergenlikten itibaren olabileceği gibi (primer cinsel isteksizlik), sonradan da fark edilen veya fark edilemeyen tetikleyiciler sayesinde yaşanabilir (sekonder cinsel isteksizlik). Bazen de bazı durumlarda olup bazı durumlarda olmayabilir. (durumsal cinsel isteksizlik ).Hatta cinsellikten ve cinsel organlardan, meniden tiksinme, iğrenme şeklinde olan Cinsel Tiksinti Bozukluğu da yaşanabilir.
Bu tür sorunlar zaman zaman herkes tarafından yaşanabilse de kişinin hayatında belirgin bir sorun ve zorluk oluşturmaya başlamışsa ve tekrarlayıcı ve yineleyici olarak devam ediyorsa o zaman bir uzmana danışılması tavsiye edilir. Sevişmenin hem bireysel hem de partner ilişkisine olan faydaları saymakla bitmezken neden zeki bir canlı olan kadın, cinselliği hayatından çıkarır?
Bunun birden fazla nedeni olabilir; Öncelikle kişinin kendisine bağlı nedenler olabilir. Bu nedenlerden bazıları genel sağlık durumuyla ilgili olabilir.
Örneğin depresyonda olan birisi hayata dair hiçbir şeyden zevk almadığı gibi, cinsellik de aklına gelmez. Bir diğeri iç salgı bezleriyle ilgili olabilir. Tiroid bezi hastalıkları, hipofiz bezi hastalıkları, prolaktin yükseklikleri gibi. Kişinin yaşam kalitesini bozan karaciğer, böbrek hastalıkları, şeker hastalığı gibi sistemik hastalıklar pek tabii cinsel isteksizliğe sebep olabilir. Bazen yaşlılık ve menapoz durumlarında, gebeliğin bazı evrelerinde, emzirme döneminde de cinselliğe karşı ilgi azalabilir. Yetiştirilme şekli, cinselliğin tabu olduğu sosyokültürel ortamda yetişme, cinsellik hakkında daha önce yaşanmış olumsuz deneyimler, cinsel bilgi eksikliği veya doğruluğuna inanılmış yanlış bilgiler de cinsel isteksizlik yapabilir. Psikolojik gelişim evrelerinden birinde saplanma özellikle oidipal dönem denilen ortalama 3-6 yaş arasındaki gelişim evresiyle ilgili sorunlar bilinçaltı düzeyinde sinsice cinsel isteksizliğe sebep olabilir.
Cinsellik sıklıkla iki kişi ile yaşanan bir eylemdir. Burada birlikte olunan kişinin fiziksel özellikleri, sigara, alkol, temizlik alışkanlıkları gibi alışkanlıkları, partnerine davranış şekilleri de devreye girer. Partnere karşı hissedilen öfke, nefret, kızgınlık gibi duygular, iletişim problemleri, aldatma, aldatılma gibi evlilik sorunları da o kişiye karşı cinsel isteği azaltabilir veya yok edebilir.
İnsanlar zevk aldıkları ve başarılı oldukları şeyleri yapmak isterler. Eğer kişi sevişirken yeterince zevk almıyorsa, orgazm olamıyorsa, ağrılı cinsel birleşme yaşıyorsa ya da vajinismus’da olduğu gibi cinsel birleşme yaşayamıyorsa bedenini yeterince güzel bulmuyorsa, genital organlara ait sorunlar, enfeksiyonlar varsa bütün bunlar cinsellikten uzaklaşmaya neden olabilir. Gizli eşcinsellik de cinsel isteksizlik yaratan konulardan birisi olabilir.
Hayata ait problemler, aşırı stres, iş ve parasal konular, çocukların, yakın akrabaların durumları, yaşanan ortamın özellikleri de cinsel istek üzerinde belirleyici faktörlerdir.
Sebep ortaya konulduktan sonra tedavinin adımları olarak bu konuların üzerinden geçilecektir. Cinsel Terapi ile ‘’güzel sevişme sanatı ‘’ öğrenilerek mutlu bir cinsel birlikteliğin nasıl yaşanacağı öğrenilir. Evlilik ve Çift Terapisi ile ilişki problemleri halledilerek partnerle, uyumlu bir hayat ve cinsellik sağlanır. Beden egzersizleri ile kaygı düzeyi azaltılarak seçenekleri net görebilme, stresi yönetebilme, zihinsel potansiyeli en iyi şekilde kullanarak her zaman bir çıkış yolunu bulunabileceği düşüncesi fark edilir. Gerekli görülürse ilaçlardan da destek alınabilir.
Dr. Dilek Öcal
http://www.milliyet.com.tr/cinsel-isteksizlik-nedir-neden-pembenar-detay-cinsellik-2683802/
↧
↧
Tandoğan Yalkut, LGBTİ Dostu Belediyecilik Protokolü'nü imzaladı
Tandoğan Yalkut, LGBTİ Dostu Belediyecilik Protokolü'nü imzaladıBelediye başkan adaylarının imzasına açılan ‘LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokolü’nü Toplumcu Demokrasi Partisi Yeni Erenköy Belediyesi Başkan adayı Tandoğan Yalkut imzaladı.
Kuir Kıbrıs Derneği tarafından, yaklaşan yerel seçimler öncesinde yerel yönetimlerin LGBTİ+ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) haklarını hayata geçirmedeki sorumluluklarını hatırlatmak üzere hazırlanan protokol metni, 24 Mayıs’ta belediye başkan adaylarının imzasına açılmıştı. Protokolü şu ana dek imzalayan Belediye Başkan adaylarının sayısı Tandoğan Yalkut ile birlikte 7’ye ulaştı.
Kuir Kıbrıs Derneği’nden yapılan açıklamada, insan haklarından taraf olan ve cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim çeşitliliğine saygı duyan tüm belediye başkan adayları, propaganda süreci protokolü imzalamaya ve bunu kamuoyu ile paylaşmaya davet edilmekte. ‘LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokolü’nü adaylar 22 Haziran 2018 tarihi Cuma gününe kadar imzalayabilecekler.
Protokol metninde şu ifadeler yer alıyor:
* Aday olduğum kentte eşitlikçi ve özgürlükçü, şeffaf ve katılımcı bir yerel yönetim anlayışının hayata geçirilmesi ve LGBTİ+ kişilerin hak ve özgürlüklerinin korunması ve iyileştirilmesi için somut adımlar atmayı,
* LGBTİ+’lerin yerelde kamu hizmetlerine erişebilmeleri, sağlık hakkı, barınma hakkı, çalışma hakkı ve ulaşım hakkından eşit olarak yararlanabilmeleri için gereken politikaları hayata geçirmeyi,
* Bütçelerimizi hazırlarken bu politikaları göz önünde bulundurmayı,
* Şehir hizmetlerinin kapsayıcı biçimde sağlanması amacıyla LGBTİ+ dernek ve oluşumlarıyla işbirliği yapmayı,
* Diyalog geliştirme amaçlı, belediyenin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında çalışan sivil toplum kuruluşları ile ilgili konularda sürekli diyalog içinde olması için bir birim ve/ya personel görevlendirmeyi,
* Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında çalışan sivil toplum kuruluşlarının; Belediye’nin ilgili birimleri, merkezleri veya benzeri yerel yapıları ile birlikte ortak proje veya etkinlik gerçekleştirmesine destek olmayı,
* Belediye içinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini de kapsayan ayrımcılık karşıtı bir tüzük hazırlamayı,
* Belediye çalışanlarına LGBTİ+ hakları ve ayrımcılık konusunda meslek içi eğitimler düzenlemeyi,
* Belediye birimlerine dair iş ilanlarında, işe alım ve terfi süreçlerinde LGBTI+ çalışanlara herkesle eşit fırsat tanınması için politika geliştirmeyi,
* Belediyenin işlettiği kültür-sanat merkezlerinde ve sosyal merkezlerde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularını ele alınması veya bunların desteklenmesini teşvik etmeyi,
* Belediyenin mevcut basın yayın ve internet alanlarında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği eşitliğine ve ayrımcılık yasağına dair bilgilendirmeler için alan sağlamayı,
LGBTİ+ dostu kent ve belediye başkanı olacağımı taahhüt ederim.
http://www.kibrispostasi.com/c102-YENIERENKOY/n253619-tandogan-yalkut-lgbti-dostu-belediyecilik-protokolunu-imzala

Kuir Kıbrıs Derneği’nden yapılan açıklamada, insan haklarından taraf olan ve cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim çeşitliliğine saygı duyan tüm belediye başkan adayları, propaganda süreci protokolü imzalamaya ve bunu kamuoyu ile paylaşmaya davet edilmekte. ‘LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokolü’nü adaylar 22 Haziran 2018 tarihi Cuma gününe kadar imzalayabilecekler.
Protokol metninde şu ifadeler yer alıyor:
* Aday olduğum kentte eşitlikçi ve özgürlükçü, şeffaf ve katılımcı bir yerel yönetim anlayışının hayata geçirilmesi ve LGBTİ+ kişilerin hak ve özgürlüklerinin korunması ve iyileştirilmesi için somut adımlar atmayı,
* LGBTİ+’lerin yerelde kamu hizmetlerine erişebilmeleri, sağlık hakkı, barınma hakkı, çalışma hakkı ve ulaşım hakkından eşit olarak yararlanabilmeleri için gereken politikaları hayata geçirmeyi,
* Bütçelerimizi hazırlarken bu politikaları göz önünde bulundurmayı,
* Şehir hizmetlerinin kapsayıcı biçimde sağlanması amacıyla LGBTİ+ dernek ve oluşumlarıyla işbirliği yapmayı,
* Diyalog geliştirme amaçlı, belediyenin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında çalışan sivil toplum kuruluşları ile ilgili konularda sürekli diyalog içinde olması için bir birim ve/ya personel görevlendirmeyi,
* Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında çalışan sivil toplum kuruluşlarının; Belediye’nin ilgili birimleri, merkezleri veya benzeri yerel yapıları ile birlikte ortak proje veya etkinlik gerçekleştirmesine destek olmayı,
* Belediye içinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini de kapsayan ayrımcılık karşıtı bir tüzük hazırlamayı,
* Belediye çalışanlarına LGBTİ+ hakları ve ayrımcılık konusunda meslek içi eğitimler düzenlemeyi,
* Belediye birimlerine dair iş ilanlarında, işe alım ve terfi süreçlerinde LGBTI+ çalışanlara herkesle eşit fırsat tanınması için politika geliştirmeyi,
* Belediyenin işlettiği kültür-sanat merkezlerinde ve sosyal merkezlerde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularını ele alınması veya bunların desteklenmesini teşvik etmeyi,
* Belediyenin mevcut basın yayın ve internet alanlarında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği eşitliğine ve ayrımcılık yasağına dair bilgilendirmeler için alan sağlamayı,
LGBTİ+ dostu kent ve belediye başkanı olacağımı taahhüt ederim.
http://www.kibrispostasi.com/c102-YENIERENKOY/n253619-tandogan-yalkut-lgbti-dostu-belediyecilik-protokolunu-imzala
↧
Yaklaşık 7 milyon LGBTİ seçmen hangi partiye oy verecek?
Emir Egesoy
Belki hiç bir gazete ve derginin şu an yazmadığı, belki de unuttuğu hep var olan LGBTİ bireyler...
Seçim heyecanının meydanlarda olduğu gibi, ülkemizde yaşayan yaklaşık 7 milyon LGBTİ camiasının içerisinde de devam ettiğini söylemek yanlış olmaz. Belki göz ardı ediliyorlar fakat 7 milyon LGBTİ seçmenin vereceği oy azımsanacak gibi değil. Sosyal medyada herkes gibi LGBTİ bireyler de destek verdikleri siyasi partinin, yaptıkları ya da yapacakları icraatler hakkında görüş bildiriyor. Bazen ufak tefek tartışmalar da olmuyor değil. Türkiye’deki seçim atmosferi diğer ülkelerden daha sıcak ve hararetli geçiyor. LGBTİ camiasının büyük bir kısmı ise destek vereceği siyasi partiyi, hangisi özgürlük ve hak arayışlarını ön planda tutarsa ona göre değerlendirecek.
Fakat büyük bir çoğunluğunun düşüncesi ise şöyle:
"Kendi hak ve özgürlüklerimiz konusundan daha çok ülkemizin geleceği ve refahı için oy vereceğiz. Kavgaların, ayrıştırmaların ve içinde yaşanamaz olduğu bir ülkede, LGBTİ bireylerinin de var olması mümkün değil."
LGBTİ bireyleri eskiye nazaran çok daha özgür olduğunu savunuyor. Tanışmak için kullandıkları programlar, sosyal medya ağları, dernek ve platformların, toplantıların, LGBTİ bireylerinin nabzını tutan ve sorunlarını anlatan dergi, haber sitelerinin eskiye göre daha da yaygınlaştığını anlatıyorlar. Eskiye göre daha çok görünür oldukları bir gerçek.
Yöneticisi olduğum LGBTİ Platformundan ihraç edilmeme karşılık, birçok LGBTİ bireyi kardeşim, sosyal medya hesaplarıma destek mesajı gönderdiler. Küsüp kırılıp faaliyetlerime son vereceğimi sanmışlar ama öyle bir şey tabii ki olmayacak. Herkese, bana verdiği destekten dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Gelelim sürprize...
Başkanlığını benim üstleneceğim yeni bir dernek kuruyoruz. Zaten çok önceleri LGBTİ dostu Sayın Seyhan Soylu ile bu konuyu görüşmüştük, benim de katıldığım canlı yayında Seyhan Soylu, yeni bir LGBTİ STK'sının kurulmasına destek vereceğini söylemişti. Bizde çalışmaya başladık. Yeni ve gerçekten LGBTİ bireylerini düşünen, onlar için çabalayan bir LGBTİ STK'sına ihtiyaç olduğu herkesin ortak fikri. Bizde bu talebe karşılık vereceğiz. Biliyorsunuz, son zamanlarda LGBTİ bireylerini yanlış yönlendiren, halka yanlış anlatan ve halk tarafından linç edilmeye kadar götüren bir yönetimler anlayışı sorunu var. Biz bu sorunu kökten değiştiren bir anlayış ile yola çıkacağız. Halk ile LGBTİ bireylerini barıştıracağız. Maalesef LGBTİ bireylerini, gerçekte öyle bir marjinalleşme içerisinde olmadığı halde, milletin gözüne sokarcasına ve heteroseksüel halk tarafından tamamen nefret edilesi bir varlığa dönüştüren LGBTİ derneklerinin, LGBTİ bireyleri arasında da artık istenmediğini bağıra bağıra dile getirdiklerini görebiliyoruz. LGBTİ camiası içerisinde, nefret suçuna teşvik eden derneklerin artık bir hükmünün kalmadığı gözler önüne serilmiş durumda.
Yöneticiliğim ve aktivistliğim boyunca LGBTİ için nasıl çırpındığımı ve bazı oluşumların, LGBTİ bireylerini nasıl farklı göstermek istediklerine şahit olmuş biri olarak ve tüm bu kargaşaya bir son vermek adına böyle bir yola başvurduk. Artık birilerinin bu yanlışlar zincirine tamamen dur demesinin vakti gelmişti. İşte bu kardeşinizde, 7 milyon LGBTİ bireyi için yola çıktı. Herkesten, özellikle LGBTİ camiasından desteklerini esirgememelerini rica ediyorum. Bir sonraki yazımda tekrar görüşmek dileğiyle…
↧
Görünmez Tiyatro: Seyircide farkındalık yaratmak için oynanan tiyatro
Görünmez tiyatronun temel eksenini insanın toplumsal bir varlık olması belirler. Yani aslında her birimiz, çevremizde olan olaylardan etkilenen ve bu olayları etkileyen varlıklarız. İşte tam bu noktadan hareketle oyunu sahnenin dışına taşımanın, toplumsal sorunların çözümünde bir imkân sunabileceği düşüncesi gelişir.
Söz tam bu noktada Hülya Karcı’nın “Görünmez Tiyatro,” kitabına yazdığı Çevirmenin Önsözü bölümüne bırakılabilir.
Görünmez Tiyatro
“Bir tiyatro oyunu düşünün ki seyirci açısından çok yakıcı bir konu ele alınmış, klasik tiyatro oyunu gibi yazılmış, karakterlere ve figürlere derinlik kazandırılmış, kostüm ve aksesuarlar özenle hazırlanmış ve roller titizlikle prova edilmiş olsun, fakat bu oyunun bir tiyatro binasında değil, mümkün olduğunca çok insanın bulunduğu kamusal bir alanda oynanması ve ayrıca da seyircinin bu oyunun, oyun olduğunu fark etmemesi gereksin!”*
Seyircinin bir oyun olduğunu bilmeden izlediği ya da bir parçası olduğu bu oyunu Augosto Boal geliştiriyor. Böyle bir yöntemi geliştirmesinin sebebi, toplum tarafından yok sayılmış bir sorunu görünü kılmak. Kadına yönelik şiddet, göçmen sorunları, LGBTİ hakları, hayvan hakları, çocuk işçiliği gibi pek çok konu Görünmez Tiyatro’nun konusu yapılarak oyunlaştırılabilir.
Görünmez Tiyatro Kitabı Üstüne
Görünmez Tiyatro yöntemi her ne kadar Augosto Boal tarafından geliştirilmiş olsa da kitabın yazarı ya da hazırlayanı kendisi değildir. Augosto Boal’un çalışmalarının yakın takipçisi ve birçok uygulamasında onunla beraber yer almış olan Henry Thorau bu çalışmaları bir kitap çerçevesinde toplayarak, konunun ilgililerine bir kaynak oluşturmak istemiştir.
Kitabının Bölümleri
Kitap: Görünmez Tiyatro Tarihi Üzerine, Görünmez Tiyatronun Teorik Görüşü, Görünmez Tiyatronun Uygulama Anlayışı, Bir Atölye Çalışmasından Notlar bölümlerinden oluşmaktadır. Bu bölümler Görünmez Tiyatro yöntemini okur için görünür kılmaktadır.
Neden Görünmez
“Hiçbir tiyatro biçimi seyirciyi, gördükleri karşısında tepki göstermeye, tavır almaya ve şahit olunanı tartışmaya bu denli zorlamaz.”*
Bunun nedeni bir tiyatro oyunun kurgusuna sahip bu oyunların, provaları ve gerekli etütleri yapıldıktan sonra gerçek mekanlarda oynanmasıdır. Kentinizin işlek bir caddesi, bir cafe, toplu taşıma aracı ya da her hangi başka bir yeri oyunun oynanacağı yerdir. Oyuncular profesyonel oyunculardır, gerçekçi kostümler yani günlük kıyafetler içindedirler. Görünmez kılınmaya çalışan bir konuyu, görünür hale getirmek için görünmez tiyatro yapmaktadırlar. Roller çalışılmış. Provalar yapılmıştır.
“Amaç: ‘seyirciyi’ (yaşamdaki gibi tiyatroda) kendi yaşamının ve toplumsal değişikliklerin oyuncusu (yaşamdaki gibi tiyatroda), yazarı, yönetmeni ve başkahramanı yapmaktır!”* Bunu yaparken hedeflediğiyse baskıyı görünür kılmaktır. Örneğin, çocuk gelinler konusu ele alınacaksa, bu durumda ele alınan konu “sadece gösteriyi yapanlar için tiyatrodur! Rastlantısal seyirciler gerçeklik ile kurgu arasındaki ayrımı fark etmez.”* Böylece seçilen ve görünmez kılınmaya çalışılan konu gerçek yaşamın içinde profesyonel oyuncular tarafından, başkahraman, anti kahraman, çekirdek sahne ve uydu sahne olarak kurgulanmış olarak ele alınır. Konunun gösterildiği mekânda bulunan kişilerin dikkatini çekmek ve onların bu oyun olduklarını bilmedikleri duruma dair bir bakış geliştirmeleri sağlanmak yeterli olmaz. Aynı zamanda bu sergilenenin oyun olduğunun anlaşılmaması ve oyun bitiminde oyuncuların güvenli olarak mekânı yani oyunu sundukları yeri terk etmesi gereklidir.
“Oyuncular için ‘teatral bir tartışma’ olan şey, durup izleyenler için gerçekliktir.”* Buradan doğru Görünmez Tiyatroya getirilen bir eleştiriyse şöyledir:
“Birlikte hareket etmeyen, birlikte tartışmayan seyirci belki de oynanan olayın bir mağdurudur ve olayı tiyatro olarak yani ‘sanatsal gösteri’ olarak algılamayıp gerçeklik olarak yaşadığı için kendi üzerinde travma yaratan bir olayı o esnada tek başına özümsemeye çalışmak zorundadır.”*
Bir Eğitim Modülü Olarak Görünmez Tiyatro
Günümüzde çeşitli yerlerde konularına ayrılmış, öğretim programının bir parçası olarak modüller halinde de sunulan Görünmez Tiyatro’nun genellikle dört beş gün sürecek bir atölye çalışması olarak yürütüldüğünde kullanılabilecek örnek bir modülü kitaptan aktararak yazı tamamlamak isterim. Böyle bir tiyatroyla ilgilenecekler daha ayrıntılı bilgilere Görünmez Tiyatro kitabından ulaşabilir.
“I. Modül
-Tanışma
-Isınma alıştırmaları ve oyun
-Ezilenlerin Tiyatrosu ve Görünmez Tiyatronun tarihine giriş ve amaçları
-Grup Oyunları
-Ev ödevi
II. Modül
-Vinyetler (paylaşımlı ve geribildirimli)
-Konu arama ve kararlaştırma (beyin fırtınası, tartışma oturumu)
-Genel olay yeri bulma (örneğin kafe, süpermarket, tren istasyonu)
-Çekirdek sahnenin ilk provası
-Mahalli keşif (oyun yerinin keşfi)
III. Modül
-Oyun yerinin tam olarak tespit edilmesi (x kahve, y süpermarket, z tren istasyonu)
-Çekirdek sahnenin provası
-Uydu sahnelerin provası
-Akış (rol dağılımı, doğru zamanlama, ezber, işaretleme)
-Genel prova (maske ve kostümler)
IV. Modül
-Kamusal alanda gösteri
-Oyun sonrası müzakere (rolü bırakma, yükten kurtulma)
V. Modül
-Değerlendirme, geribildirim (rollerin, kişisel grupların geribildirimi)
-Teorik tartışma (iyileştirme önerileri)
-Geriye ve ileriye bakış (daha sonraki toplantıların ve aksiyonların planlanması)”*
*Alıntılar, Henry Thorau, Görünmez Tiyatro, Çeviren: Hülya Karcı, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, Birinci Basım, 2017, İstanbul kitabından yapılmıştır.
https://gaiadergi.com/gorunmez-tiyatro-seyircide-farkindalik-yaratmak-icin-oynanan-tiyatro/
↧
Bilgi’de gökkuşağına izin çıkmadı
Bilgi Üniversitesi (BÜ) Santral İstanbul Kampusu’nun içinde bulunan Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne (ÇSM) 26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında bayrak asmak isteyen Bilgi Üniversitesi Gökkuşağı Kulübü üyelerine izin verilmedi.
Bilgi Üniversitesi (BÜ) Santral İstanbul Kampusu’nun içinde bulunan Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne (ÇSM) 26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında bayrak asmak isteyen Bilgi Üniversitesi Gökkuşağı Kulübü üyelerine izin verilmedi. Kararı protesto etmeye çağıran kulüp üyeleri “Şu anda ÇSM binasında ‘Şampiyon Galatasaray’ bayrağı sallanırken, Öğrenci Destek Merkezi ‘Hiçbir kulübün bayrağına izin yok, sadece şampiyonların bayrağı asılıyor’ yanıtını verdi. Gökkuşağı bayrağının asılmasına engelleyerek görünürlüğümüzü engelliyorlar” dedi.
Kampusta çeşitli saldırılara, tacizlere, yasaklara ve türlü türlü ayrımcılıklara maruz kaldıklarını belirten kulüp üyeleri, “Bu anlamlı haftada bayrağımızın kabul edilmesini istiyoruz. Bayrağımız bir klubü değil azımsanamayacak sayıdaki LGBT+leri temsil eden önemli bir sembol. Bilgi Üniversitesi gökkuşağı bayrağının tüm dünyada LGBTİ+ bireylerin ve LGBTİ+ hareketinin sembolü olduğunu bilmiyor mu” diye sordular. Kulüp üyeleri geçen günlerde de Kızılay’ın LGBTİ öğrencilerden kan almamasına tepki gösterdikleri için gerici bir grubun saldırısına uğramıştı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/991685/Bilgi_de_gokkusagina_izin_cikmadi.html
Bilgi Üniversitesi (BÜ) Santral İstanbul Kampusu’nun içinde bulunan Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne (ÇSM) 26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında bayrak asmak isteyen Bilgi Üniversitesi Gökkuşağı Kulübü üyelerine izin verilmedi. Kararı protesto etmeye çağıran kulüp üyeleri “Şu anda ÇSM binasında ‘Şampiyon Galatasaray’ bayrağı sallanırken, Öğrenci Destek Merkezi ‘Hiçbir kulübün bayrağına izin yok, sadece şampiyonların bayrağı asılıyor’ yanıtını verdi. Gökkuşağı bayrağının asılmasına engelleyerek görünürlüğümüzü engelliyorlar” dedi.
Kampusta çeşitli saldırılara, tacizlere, yasaklara ve türlü türlü ayrımcılıklara maruz kaldıklarını belirten kulüp üyeleri, “Bu anlamlı haftada bayrağımızın kabul edilmesini istiyoruz. Bayrağımız bir klubü değil azımsanamayacak sayıdaki LGBT+leri temsil eden önemli bir sembol. Bilgi Üniversitesi gökkuşağı bayrağının tüm dünyada LGBTİ+ bireylerin ve LGBTİ+ hareketinin sembolü olduğunu bilmiyor mu” diye sordular. Kulüp üyeleri geçen günlerde de Kızılay’ın LGBTİ öğrencilerden kan almamasına tepki gösterdikleri için gerici bir grubun saldırısına uğramıştı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/991685/Bilgi_de_gokkusagina_izin_cikmadi.html
↧
↧
Eşcinselleri ve homofobiyi konu alan "Av" filmi kitlesel fonlama sistemiyle çekilecek
http://www.kibrisgazetesi.com/kultur-sanat/av-kitlesel-fonlama-sistemiyle-cekilecek/43552
KİTLESEL FONALMA NEDİR?
Sanal alemde oluşturulan platformlardan fon ihtiyacı olan projelerin duyurusu gerçekleştiriliyor, ilgi gösteren kişiler projeye diledikleri tutarda destek veriyor, gerekli fon tutarına ulaşılınca proje hayata geçiriliyor. Geniş kitlelerin katılımı, yüksek tutarlı projelerin dahi kısa zamanda gerekli fona ulaşmasını sağlayabiliyor.
Bazı platformalar tamamen ticari amaçlı projelere yer verirken, sadece sosyal amaçlı projelere yer veren platformlar da mevcut.
Henüz emekleme aşamasında olmakla birlikte, ülkemizde de 2013 yılından itibaren bu amaçla faaliyet gösteren portallar oluşturulmaya başlandı.
Sistem nasıl işliyor?
Projenin sunumu: Hazırlayacağınız metin, çizim ve videolar, tercih edilen crowdfunding portalına konularak projenin kitlelere sunumu gerçekleştirilir. Portalın fonksiyonu projenin tanıtımı için gerekli ortamı oluşturmak ve destek verenlerin yapacağı ödemeleri belli bir komisyon kesintisi sonrası proje sahibine iletmekten ibarettir; proje ya da fon talep eden kişi için garanti vermez.
Ödül: Projeyi destekleyen kişilere, yapacakları katkı tutarına göre önceden belirlenen ödüller vaad edilir. Proje hayata geçirildiğinde ücretsiz ürün temini, teşekkür yazısı gönderilmesi, destekçilerin isimlerinin duyurulması, hatta oluşturulan ürüne destekçi kişinin isminin verilmesi olası ödüllere örnek olarak gösterilebilir.
Fon temini: Katılımcılar uygun gördükleri projeye dilediği miktarda katkı sağlar, ödemeler aracı konumundaki crowdfunding portalı tarafından gerçekleştirilir. Öngörülen sürede hedef rakama ulaşılırsa, platform sahibi %5 ile %10 arasında değişen oranlarda komisyon bedelini keserek toplanan fonu proje sahibine öder.
Bazı platformlar, önceden belirlenen fon tutarının öngörülen sürede temin edilememesi halinde, o zamana kadar toplanan fonları herhangi bir kesinti yapılmadan katılımcılara iade etmektedir. Bazı platformalar ise belirlenen süre sonunda hedeflenen rakama ulaşılamamış olsa dahi, o ana kadar toplanan fonu komisyonunu alarak proje sahibine ödemektedir.
Vergileme
Kitlesel fon toplama işleminin vergisel sonuçları öngörülen projeye, vaad edilen ödüllere, talep edilen katkının niteliğine ve miktarına göre farklılık göstermektedir. Hangi vergilerin ne zaman uygulanacağının tespiti için her bir olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Karşılığında belli bir menfaat öngörülerek fon kabul edilmesi, birçok durumda gelecekte yapılacak bir mal ya da hizmet teslimi karşılığında avans temini olarak değerlendirilebilir. Bu durumda toplanan fonların gelir vergisine tabi tutulması, ancak gelir vergisi açısından vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği dönemde beyan edilmesi gerekecektir.
Hazırlanması öngörülen müzik albümü için destekçilerden 10 TL talep edilmesi, karşılığında çıkarılacak albümün cd ortamında kopyasının kendilerine gönderileceğinin vaad edilmesi bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Albüm çıktığında hediye cd fatura edilir.
Mevcut ya da gelecekte üreteceği ürünlerin satışını internet portalları aracılığıyla satan kişilerin faaliyetlerini ticari organizasyon içerisinde ya da süreklilik arz edecek şekilde yapmaları halinde, bu kişiler adına mükellefiyet tesis edilerek elde ettikleri gelirin gerçek usulde ticari kazancın tespiti çerçevesinde vergilendirilmesi gerekir.
Ticari organizasyon içerisinde veya devamlı olarak gerçekleştirilmeyen arızi satışlardan elde edilen kazanç arızi ticari kazanç niteliğindedir, 2014 yılı için 21.000 TL’ye kadar olan arızi ticari kazançlar gelir vergisinden istisnadır.
Toplanan fon karşılığında destekçilere herhangi bir menfaat temin edilmediği durumlarda, yapılan ödeme destekçi açısından bağış olarak değerlendirilecektir. Gerekli şartların sağlanması, mevzuatta öngörülen dernek ve vakıflara yapılması halinde vergiye tabi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
KDV
Arızi şekilde yapılan ticari, zırai ve serbest meslek faaliyetleri KDV’ye tabi değildir.
Süreklilik arz eden ve satıcılara tacir sıfatını kazandıracak boyuttaki satışlar ile sürekli serbest meslek faaliyeti niteliğindeki teslim ve hizmetler ise KDV’ye tabi olacak ayrıca mükellefiyet tesis edilmesi gerekecektir.
Veraset ve intikal vergisi
Toplanan fon karşılığında destekçilere herhangi bir menfaat temin edilmediği durumlarda, fon toplayıcı kişi açısından karşılıksız bir edinim söz konusudur.
Karşılıksız (ivazsız) olarak yapılan intikallerin 2014 yılı için 3.371 TL’si vergiden istisnadır. İstisna, yapılan işlem başına uygulanmaktadır. Dolayısıyla 1000 kişiden 100’er TL karşılıksız fon toplanmış ise tamamı vergiden istisnadır.
Veraset ve İntikal Vergisi’nde esas olan unsur intikalin karşılıksız olmasıdır. Elde edilen menfaat ile sağlanan fon desteği arasında açık bir uyumsuzluk olan durumlarda, sağlanan menfaatin emsal bedelini aşan destek tutarının karşılıksız edinim olarak değerlendirilmesi muhtemeldir.
Verginin mükellefi, karşılıksız edinimde bulunan kişidir. Vergi oranı karşılıksız edinimin tutarına göre %10 ile %30 arasında değişmektedir.
Gerçek kişiler arası işlemler (P2P) intikal vergisine daha sık konu olmaktadır. Firmalar arası işlemler (B2B) de ise reklam amaçlı işlemler ağır basmaktadır.
https://www.ey.com/tr/tr/services/tax/dijital-vergi-kitlesel-fonlama
KİTLESEL FONALMA NEDİR?
Sanal alemde oluşturulan platformlardan fon ihtiyacı olan projelerin duyurusu gerçekleştiriliyor, ilgi gösteren kişiler projeye diledikleri tutarda destek veriyor, gerekli fon tutarına ulaşılınca proje hayata geçiriliyor. Geniş kitlelerin katılımı, yüksek tutarlı projelerin dahi kısa zamanda gerekli fona ulaşmasını sağlayabiliyor.
Bazı platformalar tamamen ticari amaçlı projelere yer verirken, sadece sosyal amaçlı projelere yer veren platformlar da mevcut.
Henüz emekleme aşamasında olmakla birlikte, ülkemizde de 2013 yılından itibaren bu amaçla faaliyet gösteren portallar oluşturulmaya başlandı.
Sistem nasıl işliyor?
Projenin sunumu: Hazırlayacağınız metin, çizim ve videolar, tercih edilen crowdfunding portalına konularak projenin kitlelere sunumu gerçekleştirilir. Portalın fonksiyonu projenin tanıtımı için gerekli ortamı oluşturmak ve destek verenlerin yapacağı ödemeleri belli bir komisyon kesintisi sonrası proje sahibine iletmekten ibarettir; proje ya da fon talep eden kişi için garanti vermez.
Ödül: Projeyi destekleyen kişilere, yapacakları katkı tutarına göre önceden belirlenen ödüller vaad edilir. Proje hayata geçirildiğinde ücretsiz ürün temini, teşekkür yazısı gönderilmesi, destekçilerin isimlerinin duyurulması, hatta oluşturulan ürüne destekçi kişinin isminin verilmesi olası ödüllere örnek olarak gösterilebilir.
Fon temini: Katılımcılar uygun gördükleri projeye dilediği miktarda katkı sağlar, ödemeler aracı konumundaki crowdfunding portalı tarafından gerçekleştirilir. Öngörülen sürede hedef rakama ulaşılırsa, platform sahibi %5 ile %10 arasında değişen oranlarda komisyon bedelini keserek toplanan fonu proje sahibine öder.
Bazı platformlar, önceden belirlenen fon tutarının öngörülen sürede temin edilememesi halinde, o zamana kadar toplanan fonları herhangi bir kesinti yapılmadan katılımcılara iade etmektedir. Bazı platformalar ise belirlenen süre sonunda hedeflenen rakama ulaşılamamış olsa dahi, o ana kadar toplanan fonu komisyonunu alarak proje sahibine ödemektedir.
Vergileme
Kitlesel fon toplama işleminin vergisel sonuçları öngörülen projeye, vaad edilen ödüllere, talep edilen katkının niteliğine ve miktarına göre farklılık göstermektedir. Hangi vergilerin ne zaman uygulanacağının tespiti için her bir olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Karşılığında belli bir menfaat öngörülerek fon kabul edilmesi, birçok durumda gelecekte yapılacak bir mal ya da hizmet teslimi karşılığında avans temini olarak değerlendirilebilir. Bu durumda toplanan fonların gelir vergisine tabi tutulması, ancak gelir vergisi açısından vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği dönemde beyan edilmesi gerekecektir.
Hazırlanması öngörülen müzik albümü için destekçilerden 10 TL talep edilmesi, karşılığında çıkarılacak albümün cd ortamında kopyasının kendilerine gönderileceğinin vaad edilmesi bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Albüm çıktığında hediye cd fatura edilir.
Mevcut ya da gelecekte üreteceği ürünlerin satışını internet portalları aracılığıyla satan kişilerin faaliyetlerini ticari organizasyon içerisinde ya da süreklilik arz edecek şekilde yapmaları halinde, bu kişiler adına mükellefiyet tesis edilerek elde ettikleri gelirin gerçek usulde ticari kazancın tespiti çerçevesinde vergilendirilmesi gerekir.
Ticari organizasyon içerisinde veya devamlı olarak gerçekleştirilmeyen arızi satışlardan elde edilen kazanç arızi ticari kazanç niteliğindedir, 2014 yılı için 21.000 TL’ye kadar olan arızi ticari kazançlar gelir vergisinden istisnadır.
Toplanan fon karşılığında destekçilere herhangi bir menfaat temin edilmediği durumlarda, yapılan ödeme destekçi açısından bağış olarak değerlendirilecektir. Gerekli şartların sağlanması, mevzuatta öngörülen dernek ve vakıflara yapılması halinde vergiye tabi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
KDV
Arızi şekilde yapılan ticari, zırai ve serbest meslek faaliyetleri KDV’ye tabi değildir.
Süreklilik arz eden ve satıcılara tacir sıfatını kazandıracak boyuttaki satışlar ile sürekli serbest meslek faaliyeti niteliğindeki teslim ve hizmetler ise KDV’ye tabi olacak ayrıca mükellefiyet tesis edilmesi gerekecektir.
Veraset ve intikal vergisi
Toplanan fon karşılığında destekçilere herhangi bir menfaat temin edilmediği durumlarda, fon toplayıcı kişi açısından karşılıksız bir edinim söz konusudur.
Karşılıksız (ivazsız) olarak yapılan intikallerin 2014 yılı için 3.371 TL’si vergiden istisnadır. İstisna, yapılan işlem başına uygulanmaktadır. Dolayısıyla 1000 kişiden 100’er TL karşılıksız fon toplanmış ise tamamı vergiden istisnadır.
Veraset ve İntikal Vergisi’nde esas olan unsur intikalin karşılıksız olmasıdır. Elde edilen menfaat ile sağlanan fon desteği arasında açık bir uyumsuzluk olan durumlarda, sağlanan menfaatin emsal bedelini aşan destek tutarının karşılıksız edinim olarak değerlendirilmesi muhtemeldir.
Verginin mükellefi, karşılıksız edinimde bulunan kişidir. Vergi oranı karşılıksız edinimin tutarına göre %10 ile %30 arasında değişmektedir.
Gerçek kişiler arası işlemler (P2P) intikal vergisine daha sık konu olmaktadır. Firmalar arası işlemler (B2B) de ise reklam amaçlı işlemler ağır basmaktadır.
https://www.ey.com/tr/tr/services/tax/dijital-vergi-kitlesel-fonlama
↧
8 yaşındaki oğluna 'eşcinsel' olduğu düşüncesiyle eziyet ederek öldüren acımasız anneye müebbet
Vahşetin adresi bu kez ABD'nin Kalifornia eyaletiydi. 8 yaşındaki oğluna eşcinsel olduğunu düşündüğü için işkence eden 34 yaşındaki Pearl Fernandez müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
8 yaşındaki oğluna 'eşcinsel' olduğu düşüncesiyle eziyet eden acımasız anneye müebbet
Acımasız annenin erkek arkadaşı olan 37 yaşındaki Isauro Aguirre ölüm cezası aldı. Mahkeme tutanaklarında vicdansız çiftin küçük çocuğu kırbaçladığıi dövdüğü ve işkence ettiği belirtildi.
ANNESİ VE ERKEK ARKADAŞI ÇOCUĞU 'EŞCİNSEL' DİYE ÖLDÜRDÜ
Olay küçük Gabriel'in işkenceler sonucu hayatını kaybetmesiyle ortaya çıktı.
Mahkeme tutanaklarında acımasız çiftin küçük çocuğa yaptığı diğer kan donduran işkenceler de yer aldı.
KEDİ İDRARI İÇİRDİLER
Küçük çocuğun biber gazına maruz bırakıldığı, kendi dışkısını yemeye zorlandığı, sık sık ağzının bantlandığı, aç bırakıldığı, kedi idrarı içirildiği, üzerinde sigara södürüldüğü ve sık sık kabine kapatıldığı belirlendi.
Los Angeles Bölge Savcılığı da çocuğun bulunduğu sırada ellerinin ve ağzının bantlı olduğunun altını çizdi.
Acımasız çift cezaları infaz edilene kadar hapishanede kaderlerini bekleyecek.
http://www.mynet.com/haber/dunya/8-yasindaki-ogluna-escinsel-oldugu-dusuncesiyle-eziyet-eden-acimasiz-anneye-muebbet-4179920-1
8 yaşındaki oğluna 'eşcinsel' olduğu düşüncesiyle eziyet eden acımasız anneye müebbet
Acımasız annenin erkek arkadaşı olan 37 yaşındaki Isauro Aguirre ölüm cezası aldı. Mahkeme tutanaklarında vicdansız çiftin küçük çocuğu kırbaçladığıi dövdüğü ve işkence ettiği belirtildi.
ANNESİ VE ERKEK ARKADAŞI ÇOCUĞU 'EŞCİNSEL' DİYE ÖLDÜRDÜ
Olay küçük Gabriel'in işkenceler sonucu hayatını kaybetmesiyle ortaya çıktı.
Mahkeme tutanaklarında acımasız çiftin küçük çocuğa yaptığı diğer kan donduran işkenceler de yer aldı.
KEDİ İDRARI İÇİRDİLER
Küçük çocuğun biber gazına maruz bırakıldığı, kendi dışkısını yemeye zorlandığı, sık sık ağzının bantlandığı, aç bırakıldığı, kedi idrarı içirildiği, üzerinde sigara södürüldüğü ve sık sık kabine kapatıldığı belirlendi.
Los Angeles Bölge Savcılığı da çocuğun bulunduğu sırada ellerinin ve ağzının bantlı olduğunun altını çizdi.
Acımasız çift cezaları infaz edilene kadar hapishanede kaderlerini bekleyecek.
http://www.mynet.com/haber/dunya/8-yasindaki-ogluna-escinsel-oldugu-dusuncesiyle-eziyet-eden-acimasiz-anneye-muebbet-4179920-1
↧
Eşcinsellere sapkın demek nefret suçu değilmiş; peki heteroseksüellere de serbest mi sapkın demek?
AYM, 2012 yılında LGBTİ bireylerini sapkın olarak tanımlayan haber sitesine açılan davada “nefret suçu işlenmemiştir” kararı aldı.
Biomen’in 2012 yılında yayınlanan şampuan reklamında, faşist Nazi lideri Adolf Hitler’in bir görüntüsü kullanıldı. Soykırım emirleri veren Hitler’in bir reklam videosundan kullanılması büyük tepki toplamıştı ABD merkezli Anti-Defamation League (İftira Karşıtları Ligi) reklamın “iğrenç” olduğunu söylerken Türk-Musevi Cemiyeti de 6 milyon Yahudi’nin ölümüne sebep olan bir kişinin reklam videosunda kullanılmasının Kabul edilemez olduğunu dile getirmişti.
Eski Doğru Yol Partisi (DYP) Milletvekili ve Avrupa Yahudi Parlamentosu Milletvekili Cefi Kamhi ve KAOS GL isimli LGBTİ hakları savunucusu derneğin avukatı Sinem Hun, Biomen şirketinin Hitler’i kullandığı şampuan reklamını “reklamda ırkçılık suçu işlendiğini” iddia ederek savcılığa başvurdular.
Yeni Akit’e yakınlığıyla bilinen Habervaktim isimli internet sitesi “Siyonist uşakları yine teröre sarıldı” haberinde söz konusu reklama açılan dava konu edilirken KAOS GL Derneği için “sapkınlar” tanımlamasında bulunmuştu.
Dernek avukatı Sinem Hun bu ifade üzerine, kendisine hakaret edildiği, söz konusu tabirin halkı kin ve düşmanlığa götürebileceği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinem Hun tarafından açılan suç duyurusu için “kovuşturmaya yer olmadığı” karar verdi.
NEFRET SÖYLEMİ KABUL EDİLİRKEN NEFRET SUÇU OLMADIĞI KARARI VERİLDİ
Savcılıktan olumlu bir sonuç alamayan KAOS GL Derneği Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi (AYM), Resmi Gazete’de yayımlanan kararında Habervaktim adlı internet sitesinin “Kaos GL isimli sapkınların derneğinin de avukatlığını yürüten Ankara Barosu’na kayıtlı Sinem Hun” ifadelerinin cinsel yönelim temelli nefret söylemi olduğunu, Kaos GL Derneği’ni hedef aldığını ancak başvurucu yönünden nefret söylemi ve nefret suçu niteliği taşımadığını söyledi.
Anayasa Mahkemesi kararın gerekçesini açıklarken, “Demokratik toplumda şiddet çağrısı veya nefret söylemi gibi çoğulcu demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan ifadeler söz konusu olmadıkça kişiler hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilmekten kaçınılması gerekmektedir” dedi.
AYM söz konusu “sapkınların avukatı” tabirini habervaktim.com’un yayınlarıyla eşcinselleri sürekli hedef gösterdiği ve nefret söylemi ürettiği ifadelerini inceledi. “Sapkın” tabirinin doğrudan KAOS GL Derneği’ne yönelik olup Sinem Hun’a yönelik olmadığını ifade edildi.
“SAPKIN” TABİRİNİ KULLANMAK FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ
AYM’nin verdiği karada “sapkın” tabiri her ne kadar nefret söylemi olarak değerlendirilse de nefretin KAOS Gl Derneğine yönelik olduğuna ve Sinem Hun’a yönelmediği kabul edildi. Kararda dernek adının tam verilmemesi ve hedef gösterme riskinin azaldığı gerçeğinin değişmediği ifade edilerek Habervaktim’in “Siyonist uşakları yine teröre sarıldı” haberinin okur yorumlarında da esas tartışmanın şampuan reklamı olup, dernek adının da tam verilmemesiyle dernekten haberi olmayan okuyucuların “sapkın” kelimesinin yöneldiği kesime ilişkin bir fikirlerinin olmasını zorlaştıracak şekilde olduğu ifade edildi.
AYM bu kararı ile LGBTİ bireylere ve tam adı verilmediği için KAOS GL derneğine “sapkın” denilebileceği kararını vermiş oldu.
Odatv.com
Biomen’in 2012 yılında yayınlanan şampuan reklamında, faşist Nazi lideri Adolf Hitler’in bir görüntüsü kullanıldı. Soykırım emirleri veren Hitler’in bir reklam videosundan kullanılması büyük tepki toplamıştı ABD merkezli Anti-Defamation League (İftira Karşıtları Ligi) reklamın “iğrenç” olduğunu söylerken Türk-Musevi Cemiyeti de 6 milyon Yahudi’nin ölümüne sebep olan bir kişinin reklam videosunda kullanılmasının Kabul edilemez olduğunu dile getirmişti.
Eski Doğru Yol Partisi (DYP) Milletvekili ve Avrupa Yahudi Parlamentosu Milletvekili Cefi Kamhi ve KAOS GL isimli LGBTİ hakları savunucusu derneğin avukatı Sinem Hun, Biomen şirketinin Hitler’i kullandığı şampuan reklamını “reklamda ırkçılık suçu işlendiğini” iddia ederek savcılığa başvurdular.
Yeni Akit’e yakınlığıyla bilinen Habervaktim isimli internet sitesi “Siyonist uşakları yine teröre sarıldı” haberinde söz konusu reklama açılan dava konu edilirken KAOS GL Derneği için “sapkınlar” tanımlamasında bulunmuştu.
Dernek avukatı Sinem Hun bu ifade üzerine, kendisine hakaret edildiği, söz konusu tabirin halkı kin ve düşmanlığa götürebileceği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinem Hun tarafından açılan suç duyurusu için “kovuşturmaya yer olmadığı” karar verdi.
NEFRET SÖYLEMİ KABUL EDİLİRKEN NEFRET SUÇU OLMADIĞI KARARI VERİLDİ
Savcılıktan olumlu bir sonuç alamayan KAOS GL Derneği Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi (AYM), Resmi Gazete’de yayımlanan kararında Habervaktim adlı internet sitesinin “Kaos GL isimli sapkınların derneğinin de avukatlığını yürüten Ankara Barosu’na kayıtlı Sinem Hun” ifadelerinin cinsel yönelim temelli nefret söylemi olduğunu, Kaos GL Derneği’ni hedef aldığını ancak başvurucu yönünden nefret söylemi ve nefret suçu niteliği taşımadığını söyledi.
Anayasa Mahkemesi kararın gerekçesini açıklarken, “Demokratik toplumda şiddet çağrısı veya nefret söylemi gibi çoğulcu demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan ifadeler söz konusu olmadıkça kişiler hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilmekten kaçınılması gerekmektedir” dedi.
AYM söz konusu “sapkınların avukatı” tabirini habervaktim.com’un yayınlarıyla eşcinselleri sürekli hedef gösterdiği ve nefret söylemi ürettiği ifadelerini inceledi. “Sapkın” tabirinin doğrudan KAOS GL Derneği’ne yönelik olup Sinem Hun’a yönelik olmadığını ifade edildi.
“SAPKIN” TABİRİNİ KULLANMAK FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ
AYM’nin verdiği karada “sapkın” tabiri her ne kadar nefret söylemi olarak değerlendirilse de nefretin KAOS Gl Derneğine yönelik olduğuna ve Sinem Hun’a yönelmediği kabul edildi. Kararda dernek adının tam verilmemesi ve hedef gösterme riskinin azaldığı gerçeğinin değişmediği ifade edilerek Habervaktim’in “Siyonist uşakları yine teröre sarıldı” haberinin okur yorumlarında da esas tartışmanın şampuan reklamı olup, dernek adının da tam verilmemesiyle dernekten haberi olmayan okuyucuların “sapkın” kelimesinin yöneldiği kesime ilişkin bir fikirlerinin olmasını zorlaştıracak şekilde olduğu ifade edildi.
AYM bu kararı ile LGBTİ bireylere ve tam adı verilmediği için KAOS GL derneğine “sapkın” denilebileceği kararını vermiş oldu.
Odatv.com
↧
Cansu Tosun'un hikayesi
'Hep birbirimizi aramışız'
Nürnberg’de yaşarken bugünleri hayal dahi edemezdi. Güzel bir işi, iyi bir maaşı vardı. Ama bir gün sahip olduklarının ona yetmediğini fark etti. İşini bıraktı, arabasını sattı, İstanbul’un yolunu tuttu. Kafasına koyduğu gibi, dizi oyuncusu oldu. Son olarak da hayalini gerçeğe döndürüp Luc Besson’un son filmi ‘Anna’da rol aldı. Cansu Tosun’la hayat hikâyesini, Besson’la çalışmasını ve nişanlısı Erkan Kolçak Köstendil’i konuştuk.
* Luc Besson’un çekimleri yeni biten filminde oynuyorsunuz. Besson sizi nasıl keşfetti?
- Yurtdışındaki oyuncuların olmazsa olmazı ‘show reel’dir. Bütün yaptığınız işlerin bir toplamı. Bir bilgi bankası gibi. Luc Besson da benimkini görmüş ve dikkatini çekmiş. Bir gün Harika Uygur aradı ve menajerimi sordu. “Luc Besson’un oyuncu direktörü sana ulaşmak istiyor” dedi. Kalakaldım. Aslına bakarsan bu, ondan gelen ilk teklif değildi. ‘Valerian’ filminde uzay gemisindeki bir karakteri canlandırmam için aramışlardı.
* O zaman neden kabul etmemiştiniz?
- ‘Göç Zamanı’ dizisinde oynadığım için tarihler çakıştı. İçimde kaldı. Ama bir Luc Besson filminde oynama dileğim hep devam etti! Defterime de yazardım.
* Ne defteri bu? Günlük falan mı tutuyorsunuz?
- İsteklerimi yazdığım ufak bir dilek defteri. Düşündüklerimi yazınca, yazdıklarım zamanla gerçekleşmeye başladı. Oturduğum evi bile önce deftere tarif edip sonra kavuştum. Besson da çalışmak için hayalini kurduğum bir isimdi, yazdım deftere ismini. Ve bir sonraki film için yine bana ulaştılar. ‘Leon’ ve ‘Nikita’ üçlemesinin sonuncusu ‘Anna’ filminde rol aldım.
Çekimleri Paris’te yaptık
* Yurtdışında filmde oynadığını söyleyen bazı oyuncuların sadece figüranlık yaptıklarını görüyoruz. Sizin de öyle değildir umarım...
- (Gülüyor) Bir ajanı canlandırıyorum. Etkileyici bir rol. Diyalogları olan bir karakter. Çekimleri Paris’te yaptık.
* E anlatsanıza biraz, nasıldı onunla çalışmak?
- Samimi, içten ve dolu bir insan. Filmlerine hayrandım, ruhunu da çok sevdim. Çekim aralarında hep sohbet ettik. Öğle yemeğinde falan da... “Senin çok iyi bir insan olduğunu, ilk izlediğimde hissetmiştim. Benim için iyi bir oyuncunun aynı zamanda iyi bir insan olabilmesi çok önemli, sende onu gördüm, bu sebeple seninle çalışmak istedim” dedi. Sanki uzun zamandır birbirimizi tanıyormuş gibiydik. İnşallah bu çalışma sonraki işlerimizin de bir başlangıcı olur.
* Luc Besson Hürriyet’e verdiği bir röportajında sesinizi çok beğendiğini söylemiş. Seslendirmeyi kendiniz mi yaptınız?
- Evet, Rusça ve İngilizce konuştum. Hafif Alman aksanım var zaten. Değiştirmemi istemediler.
* Buradaki setlerden farkları nelerdi?
- Biz bir haftada sinema filmi çekerken onlar altı ayda çekiyorlar. Herkes çok profesyoneldi.
* Bu iş sizi yurtdışına taşır mı?
- Buradan bir şeyleri kapıp hayallerimi yüksek tutmaya devam edersem olabilirim. Çok istiyorum.
* Yazsanıza işte deftere... Peki bir süre önce çıkan Besson’un taciz haberlerini okuyunca ne hissettiniz?
- Açıkçası çıkan haberleri yorumlama gibi bir durumum olamaz çünkü Luc Besson’la bir gün çalıştım ve o süre boyunca da güzel bir ruh ve disiplinli, oyuncuyla iletişimi çok iyi olan bir yönetmen gördüm.
* Bir yandan ‘Mehmetçik Kûtulamâre’ dizisine devam ediyorsunuz...
- Bu dizi için at binmeyi öğrendim. Çekim yaptığımız plato çok gerçekçi. Zaman makinesiyle o döneme ışınlanmış gibi hissediyorum. Bu da duruşuma ve karakteri biçimlendirmeme yardımcı oluyor.
Hep birbirimizi aramışız
* Tam yıldızınızın parladığı anda Erkan Kolçak Köstendik’le nişanlandınız. Şimdi evlilik yolundasınız. Kariyerleriniz açısından bu karar ne kadar doğru?
- “İnsanlar hakkımda ne düşünür?” ya da “Onları mutlu etmeliyim” diyerek yaşarsanız özünüzü kaybedersiniz. Bu sizi aşağıya çeker. Sizi mutlu edecek şeyi yapmalısınız.
* Sizin aşkınız da sette başladı. Nedir set aşklarının sırrı?
- İlk andan itibaren benim aradığım o, onun aradığı benmişim. Birbirimizi arıyormuşuz...
* Bu sezon ‘Çukur’ dizisiyle Erkan Bey’in kadın hayranları katlandı. Kıskançlık oluyor mu?
- Karşınızdaki insanın başarısıyla mutlu olabiliyorsanız, sorun yaşanmıyor.
* Aynı mesleği yapıyor olmanın hayata yansıması nasıl?
- Sanatçı ya da oyuncu olduğunuzda olayınız hayattan beslenmek; biz de her şeyden konuşup birbirimizi besliyoruz.
* Düğün ne zaman?
- Bu yaz.
Cansu Tosun’un rol aldığı ‘Mehmetçik Kûtulamâre’ perşembe TRT1’de.
Zorluklar yerine hayallere tutundum
* Almanya Nürnberg’de doğuyorsunuz. Aileniz?
- Annem ve babam Almanya’da evleniyorlar. Bir ikiz erkek kardeşim var. Çocukluğum, ailemin “Ne zaman Türkiye’ye döneceğiz?” cümlesiyle geçti. Ama ben hiç Almanya’dan başka bir yerde yaşayabileceğimi düşünmezdim.
* Türkiye’ye nasıl geldiniz?
- 4 yaşımda baleye başladım, 17 yaşıma kadar da Nürnberg Alman Operası’nda görev aldım. Sonra bıraktım, bankada çalışmaya başladım. Maaşım iyiydi, arabamı almıştım. Ama mutlu değildim.
* Sorun neydi?
- Yeterli gelmiyordu. O sırada yaşadığım yerde ‘Alman-Türk Film Festivali’ düzenleniyordu. Filmleri izleyip arkasından yapılan söyleşilere katılıyordum. Mazlum Çimen bir film için oradaydı: “Sen neden oyunculuk yapmıyorsun” dedi. Oyunculuk derslerine başladım. ‘Hepsi’ grubunun menajeri Şebnem’le tanıştım. Ondan “Sana bu yolda eşlik etmek istiyorum” lafını duyunca İstanbul’un yolunu tuttum.
* Hiç korkmadınız mı?
- Hiç. Üç ay içinde işi bıraktım, arabamı sattım, ailemi ikna edip İstanbul’a geldim. Alışma süreci zordu, çok yalnızlık çektim. Ama bunlar beni aşağıya çekmedi. Zorluklara değil, hayallerime tutundum. Riske girince evren sizi bir şekilde ödüllendiriyor.
* Şeytanın bacağını nasıl kırdınız?
- İstanbul’a geldikten bir hafta sonra bana destek olan Şebnem sayesinde Yılmaz Erdoğan beni gördü: “Bu kızda güzel bir ışık var, bizim ekibe dahil olsun” dedi. Orada aylarca öğrencilik yaptım. Türkçem çok bozuktu. Diksiyon dersleriyle ve konuşarak çözdüm. Ardından ‘Küçük Hanımefendi’, ‘Bugünün Saraylısı’, ‘Kayıp Şehir’ ve ‘Göç Zamanı’ gibi diziler geldi.
* Diğer genç oyunculardan farkınız neydi?
- İnancının peşinden giderek değişime açık olmak. Kendimi değişime ve büyümeye açtığım zamanlarda hem kendime, hem etrafıma güzellik ve yenilik saçıyorum.
* Meryem Uzerli, Fahriye Evcen, siz... Almanya’dan gelen isimlersiniz. İşler burada daha mı rahat?
- Burada sektör çok büyük. Coğrafyamızdan dolayı anlatılacak çok hikâye var. Derin ve eğlenceli bir toplumuz. Burada işe başlamış olmak büyük artılar katıyor. Şimdi kendimi yurtdışında çalışmaya daha hazır hissediyorum.
http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-cumartesi/deftere-yaziyorum-oluyor-40861738
Nürnberg’de yaşarken bugünleri hayal dahi edemezdi. Güzel bir işi, iyi bir maaşı vardı. Ama bir gün sahip olduklarının ona yetmediğini fark etti. İşini bıraktı, arabasını sattı, İstanbul’un yolunu tuttu. Kafasına koyduğu gibi, dizi oyuncusu oldu. Son olarak da hayalini gerçeğe döndürüp Luc Besson’un son filmi ‘Anna’da rol aldı. Cansu Tosun’la hayat hikâyesini, Besson’la çalışmasını ve nişanlısı Erkan Kolçak Köstendil’i konuştuk.
* Luc Besson’un çekimleri yeni biten filminde oynuyorsunuz. Besson sizi nasıl keşfetti?
- Yurtdışındaki oyuncuların olmazsa olmazı ‘show reel’dir. Bütün yaptığınız işlerin bir toplamı. Bir bilgi bankası gibi. Luc Besson da benimkini görmüş ve dikkatini çekmiş. Bir gün Harika Uygur aradı ve menajerimi sordu. “Luc Besson’un oyuncu direktörü sana ulaşmak istiyor” dedi. Kalakaldım. Aslına bakarsan bu, ondan gelen ilk teklif değildi. ‘Valerian’ filminde uzay gemisindeki bir karakteri canlandırmam için aramışlardı.
* O zaman neden kabul etmemiştiniz?
- ‘Göç Zamanı’ dizisinde oynadığım için tarihler çakıştı. İçimde kaldı. Ama bir Luc Besson filminde oynama dileğim hep devam etti! Defterime de yazardım.
* Ne defteri bu? Günlük falan mı tutuyorsunuz?
- İsteklerimi yazdığım ufak bir dilek defteri. Düşündüklerimi yazınca, yazdıklarım zamanla gerçekleşmeye başladı. Oturduğum evi bile önce deftere tarif edip sonra kavuştum. Besson da çalışmak için hayalini kurduğum bir isimdi, yazdım deftere ismini. Ve bir sonraki film için yine bana ulaştılar. ‘Leon’ ve ‘Nikita’ üçlemesinin sonuncusu ‘Anna’ filminde rol aldım.
Çekimleri Paris’te yaptık
* Yurtdışında filmde oynadığını söyleyen bazı oyuncuların sadece figüranlık yaptıklarını görüyoruz. Sizin de öyle değildir umarım...
- (Gülüyor) Bir ajanı canlandırıyorum. Etkileyici bir rol. Diyalogları olan bir karakter. Çekimleri Paris’te yaptık.
* E anlatsanıza biraz, nasıldı onunla çalışmak?
- Samimi, içten ve dolu bir insan. Filmlerine hayrandım, ruhunu da çok sevdim. Çekim aralarında hep sohbet ettik. Öğle yemeğinde falan da... “Senin çok iyi bir insan olduğunu, ilk izlediğimde hissetmiştim. Benim için iyi bir oyuncunun aynı zamanda iyi bir insan olabilmesi çok önemli, sende onu gördüm, bu sebeple seninle çalışmak istedim” dedi. Sanki uzun zamandır birbirimizi tanıyormuş gibiydik. İnşallah bu çalışma sonraki işlerimizin de bir başlangıcı olur.
* Luc Besson Hürriyet’e verdiği bir röportajında sesinizi çok beğendiğini söylemiş. Seslendirmeyi kendiniz mi yaptınız?
- Evet, Rusça ve İngilizce konuştum. Hafif Alman aksanım var zaten. Değiştirmemi istemediler.
* Buradaki setlerden farkları nelerdi?
- Biz bir haftada sinema filmi çekerken onlar altı ayda çekiyorlar. Herkes çok profesyoneldi.
* Bu iş sizi yurtdışına taşır mı?
- Buradan bir şeyleri kapıp hayallerimi yüksek tutmaya devam edersem olabilirim. Çok istiyorum.
* Yazsanıza işte deftere... Peki bir süre önce çıkan Besson’un taciz haberlerini okuyunca ne hissettiniz?
- Açıkçası çıkan haberleri yorumlama gibi bir durumum olamaz çünkü Luc Besson’la bir gün çalıştım ve o süre boyunca da güzel bir ruh ve disiplinli, oyuncuyla iletişimi çok iyi olan bir yönetmen gördüm.
* Bir yandan ‘Mehmetçik Kûtulamâre’ dizisine devam ediyorsunuz...
- Bu dizi için at binmeyi öğrendim. Çekim yaptığımız plato çok gerçekçi. Zaman makinesiyle o döneme ışınlanmış gibi hissediyorum. Bu da duruşuma ve karakteri biçimlendirmeme yardımcı oluyor.
Hep birbirimizi aramışız
* Tam yıldızınızın parladığı anda Erkan Kolçak Köstendik’le nişanlandınız. Şimdi evlilik yolundasınız. Kariyerleriniz açısından bu karar ne kadar doğru?
- “İnsanlar hakkımda ne düşünür?” ya da “Onları mutlu etmeliyim” diyerek yaşarsanız özünüzü kaybedersiniz. Bu sizi aşağıya çeker. Sizi mutlu edecek şeyi yapmalısınız.
* Sizin aşkınız da sette başladı. Nedir set aşklarının sırrı?
- İlk andan itibaren benim aradığım o, onun aradığı benmişim. Birbirimizi arıyormuşuz...
* Bu sezon ‘Çukur’ dizisiyle Erkan Bey’in kadın hayranları katlandı. Kıskançlık oluyor mu?
- Karşınızdaki insanın başarısıyla mutlu olabiliyorsanız, sorun yaşanmıyor.
* Aynı mesleği yapıyor olmanın hayata yansıması nasıl?
- Sanatçı ya da oyuncu olduğunuzda olayınız hayattan beslenmek; biz de her şeyden konuşup birbirimizi besliyoruz.
* Düğün ne zaman?
- Bu yaz.
Cansu Tosun’un rol aldığı ‘Mehmetçik Kûtulamâre’ perşembe TRT1’de.
Zorluklar yerine hayallere tutundum
* Almanya Nürnberg’de doğuyorsunuz. Aileniz?
- Annem ve babam Almanya’da evleniyorlar. Bir ikiz erkek kardeşim var. Çocukluğum, ailemin “Ne zaman Türkiye’ye döneceğiz?” cümlesiyle geçti. Ama ben hiç Almanya’dan başka bir yerde yaşayabileceğimi düşünmezdim.
* Türkiye’ye nasıl geldiniz?
- 4 yaşımda baleye başladım, 17 yaşıma kadar da Nürnberg Alman Operası’nda görev aldım. Sonra bıraktım, bankada çalışmaya başladım. Maaşım iyiydi, arabamı almıştım. Ama mutlu değildim.
* Sorun neydi?
- Yeterli gelmiyordu. O sırada yaşadığım yerde ‘Alman-Türk Film Festivali’ düzenleniyordu. Filmleri izleyip arkasından yapılan söyleşilere katılıyordum. Mazlum Çimen bir film için oradaydı: “Sen neden oyunculuk yapmıyorsun” dedi. Oyunculuk derslerine başladım. ‘Hepsi’ grubunun menajeri Şebnem’le tanıştım. Ondan “Sana bu yolda eşlik etmek istiyorum” lafını duyunca İstanbul’un yolunu tuttum.
* Hiç korkmadınız mı?
- Hiç. Üç ay içinde işi bıraktım, arabamı sattım, ailemi ikna edip İstanbul’a geldim. Alışma süreci zordu, çok yalnızlık çektim. Ama bunlar beni aşağıya çekmedi. Zorluklara değil, hayallerime tutundum. Riske girince evren sizi bir şekilde ödüllendiriyor.
* Şeytanın bacağını nasıl kırdınız?
- İstanbul’a geldikten bir hafta sonra bana destek olan Şebnem sayesinde Yılmaz Erdoğan beni gördü: “Bu kızda güzel bir ışık var, bizim ekibe dahil olsun” dedi. Orada aylarca öğrencilik yaptım. Türkçem çok bozuktu. Diksiyon dersleriyle ve konuşarak çözdüm. Ardından ‘Küçük Hanımefendi’, ‘Bugünün Saraylısı’, ‘Kayıp Şehir’ ve ‘Göç Zamanı’ gibi diziler geldi.
* Diğer genç oyunculardan farkınız neydi?
- İnancının peşinden giderek değişime açık olmak. Kendimi değişime ve büyümeye açtığım zamanlarda hem kendime, hem etrafıma güzellik ve yenilik saçıyorum.
* Meryem Uzerli, Fahriye Evcen, siz... Almanya’dan gelen isimlersiniz. İşler burada daha mı rahat?
- Burada sektör çok büyük. Coğrafyamızdan dolayı anlatılacak çok hikâye var. Derin ve eğlenceli bir toplumuz. Burada işe başlamış olmak büyük artılar katıyor. Şimdi kendimi yurtdışında çalışmaya daha hazır hissediyorum.
http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-cumartesi/deftere-yaziyorum-oluyor-40861738
↧
↧
9 yaşındaki erkek çocuğunu sübyancılara pazarlayan anne ve sevgilisi; vicdansızlığın böylesi!
Almanya Berrin T.'nin yaptığı iğrençliği konuşuyor! 9 yaşındaki çocuğunu istismar ettirdi
Almanya Berrin T.'nin yaptığı iğrençliği konuşuyor! 9 yaşındaki çocuğunu istismar ettirdi
Sevgilisiyle birlikte dokuz yaşındaki oğlunu üç yıl boyunca pedofillere pazarlayan 49 yaşındaki anne Berrin T.'nin davası Almanya'da görülmeye başladı. Sanık Berrin T. ile 39 yaşındaki sevgilisi Chpristian L. pazartesi ilk kez hâkim karşısına çıktı.
Freiburg Eyalet Mahkemesi'nde başlayan davanın ilk duruşmasına iki sanık da elleri kelepçeli olarak getirildi. Berrin T. bitkin bir halde olduğu gözlendi. Basın mensupları görüntü ve fotoğraf alırken ise iki sanık da yüzlerini kapatma gereği duymadı.
Duruşma başlamadan önce savcı yaptığı açıklamada, Christian L.'nin küçük çocuğun pedofillere pazarlanmasıyla ilgili tüm detayları itiraf ettiğini ve onun verdiği bilgilerin soruşturmada çok yardımcı olduğunu söyledi.
Savcı, küçük erkek çocuğunu para karşılığı sapıklara pazarlayan annenin mahkemede ifade verip vermeyeceğini ise bilemediklerini söyledi.
Almanya Berrin T.nin yaptığı iğrençliği konuşuyor 9 yaşındaki çocuğunu istismar ettirdi
Christian L'nin itiraflarının da yer aldığı iddianamede tüyleri ürperten bilgiler var. Savcı duruşmada 108 sayfadan oluşan iddianameye okumaya başlayınca salonda bulunanların tüyleri ürperdi. Basın mensupları dahil herkesi şok eden bilgilerden biri; iki caninin küçük çocuğu henüz dört yaşındayken pedofillere satma kararı alması.
Diğer bir bilgi de karar alındıktan bir yıl sonra yani 2015 yılında küçük çocuğu pedofilere satmaya başlamaları. Bu iğrenç olay ikilinin yakayı ele verdiği 2017 yılının eylül ayına kadar sürüyor.
AĞLAYANLAR OLDU
İki kadın savcı sırayla iki saat boyunca iddianameyi okudu. İddianamede mide bulandıran bilgiler yer aldı. İddianamede annenin sevgilisi Christian L'nin de defalarca küçük çocuğa cinsel saldırıda bulunduğuna yer verildi. İddianameye göre iki cani, küçük çocuğu kız kıyafetleri ve iç çamaşırları giydirip saatlerce fotoğraflarını çekti ve videoya kaydetti. Çekimler sırasında da sürekli 'sen fahişesin' diye hakaret etti.
Bu görüntüleri de pedofilere gösterip çocuğu pazarladı. Yapılan eziyete ve muameleye küçük çocuk direndi. Ancak onun direnmesini iki sanık hiç dikkate almadı. Çocuk direndikçe annesi ve annesinin sevgilisi tehditler savurdu. Her cinsel saldırıdan sonra çocuğun yaşananları anlatmaması için de baskı altında tutuldu.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/almanya-turk-kadinin-yaptigi-igrencligi-konusuyor-9-yasindaki-cocugunu-istismar-ettirdi-40864493
Almanya Berrin T.'nin yaptığı iğrençliği konuşuyor! 9 yaşındaki çocuğunu istismar ettirdi
Sevgilisiyle birlikte dokuz yaşındaki oğlunu üç yıl boyunca pedofillere pazarlayan 49 yaşındaki anne Berrin T.'nin davası Almanya'da görülmeye başladı. Sanık Berrin T. ile 39 yaşındaki sevgilisi Chpristian L. pazartesi ilk kez hâkim karşısına çıktı.
Freiburg Eyalet Mahkemesi'nde başlayan davanın ilk duruşmasına iki sanık da elleri kelepçeli olarak getirildi. Berrin T. bitkin bir halde olduğu gözlendi. Basın mensupları görüntü ve fotoğraf alırken ise iki sanık da yüzlerini kapatma gereği duymadı.
Duruşma başlamadan önce savcı yaptığı açıklamada, Christian L.'nin küçük çocuğun pedofillere pazarlanmasıyla ilgili tüm detayları itiraf ettiğini ve onun verdiği bilgilerin soruşturmada çok yardımcı olduğunu söyledi.
Savcı, küçük erkek çocuğunu para karşılığı sapıklara pazarlayan annenin mahkemede ifade verip vermeyeceğini ise bilemediklerini söyledi.
Almanya Berrin T.nin yaptığı iğrençliği konuşuyor 9 yaşındaki çocuğunu istismar ettirdi
Christian L'nin itiraflarının da yer aldığı iddianamede tüyleri ürperten bilgiler var. Savcı duruşmada 108 sayfadan oluşan iddianameye okumaya başlayınca salonda bulunanların tüyleri ürperdi. Basın mensupları dahil herkesi şok eden bilgilerden biri; iki caninin küçük çocuğu henüz dört yaşındayken pedofillere satma kararı alması.
Diğer bir bilgi de karar alındıktan bir yıl sonra yani 2015 yılında küçük çocuğu pedofilere satmaya başlamaları. Bu iğrenç olay ikilinin yakayı ele verdiği 2017 yılının eylül ayına kadar sürüyor.
AĞLAYANLAR OLDU
İki kadın savcı sırayla iki saat boyunca iddianameyi okudu. İddianamede mide bulandıran bilgiler yer aldı. İddianamede annenin sevgilisi Christian L'nin de defalarca küçük çocuğa cinsel saldırıda bulunduğuna yer verildi. İddianameye göre iki cani, küçük çocuğu kız kıyafetleri ve iç çamaşırları giydirip saatlerce fotoğraflarını çekti ve videoya kaydetti. Çekimler sırasında da sürekli 'sen fahişesin' diye hakaret etti.
Bu görüntüleri de pedofilere gösterip çocuğu pazarladı. Yapılan eziyete ve muameleye küçük çocuk direndi. Ancak onun direnmesini iki sanık hiç dikkate almadı. Çocuk direndikçe annesi ve annesinin sevgilisi tehditler savurdu. Her cinsel saldırıdan sonra çocuğun yaşananları anlatmaması için de baskı altında tutuldu.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/almanya-turk-kadinin-yaptigi-igrencligi-konusuyor-9-yasindaki-cocugunu-istismar-ettirdi-40864493
↧
3 İlden 25 Milletvekili Adayı LGBTİ+ Hakları Taahhütnamesi İmzaladı
İzmir merkezli Genç LGBTİ+ Derneği’nin hazırladığı LGBTİ+ Hakları Taahhütnamesi’ni şimdiye kadar İzmir, İstanbu ve Edirne'den 25 milletvekili adayı imzaladı.
Adaylar, taahhütnameyle milletvekili seçilmeleri halinde LGBTİ haklarını gözeteceklerine “LGBTİ sivil toplum örgütleri nezdinde, tüm LGBTİ+ yurttaşlara söz veriyor”.
Genç LGBTİ+’dan Barış Azar, “Aslında vekillerden temel beklentilerimiz var, söylemlerine dikkat etmeleri, LGBTİ hareketinin gündemini Meclis’e de taşımaları, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme hazırlamaları gibi” diyor:
“Bu taahhütnameyi hazırlarken, 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi LGBTİ Hakları Sözleşmesi’ni imzalayan vekillerin neler yaptığına baktık ve çok bir şey yapmadıklarını gördük. Meclis’te LGBTİ’lerle ilgili soru önergelerinin sayısı çok az, verilen önergelere de ya cevap gelmemiş ya da en başından reddedilmiş. Bu da hükümetin tavrından kaynaklanıyor."
Adayları LGBTİ haklarını savunmaya çağırıyorlar
HDP'nin İstanbul ve Edirne'den üç vekil adayı, bugün sosyal medya hesaplarından LGBTİ+ Hakları Taahütnamesi'ni imzaladıklarını açıkladı.
Azar, bazı partilerin vekil adaylarının taahhütnameye ilgi gösterdiğini, bazı partilerin ise olumlu yaklaşsalar da çekimser kaldıklarını söyledi. Genç LGBTİ+, önümüzdeki günlerde daha fazla adayın imza atmasını bekliyor:
“Bu taahhütnameyi hazırladıktan sonra, vekil adaylarına tek tek ulaşmayı planlamıştık. Sonrası tam olarak öyle gelişmedi.
“Örneğin HDP’nin il merkezini aradık ve taahhütnameyi anlattık. Bize geri dönüş yaptıklarında, HDP’nin 21 İzmir milletvekili adayı taahhütnameyi imzalamıştı bile. HDP’li vekil adayları bugün de ofisimizi ziyaret etti. Diğer vekil adaylarının da imzalayacağını ancak seçim yoğunluğu nedeniyle henüz imzalayamadıklarını söylediler.
“CHP’den şimdiye kadar iki vekil adayı imzaladı ve daha fazlasının imzalayacağı bilgisi bize iletildi.
“Bir parti çok ilgilendi ama 'benim bunu imzalamam partimi zora düşürebilir' diyerek imzalamadı.
“Kısacası ulaşabildiğimiz insanlardan olumsuz tepki almıyoruz ama bazıları biraz çekiniyorlar.”
Vekil adayları ne düşünüyor?
HDP İzmir milletvekili adayları, bugün Genç LGBTİ+ Derneği’ni ziyaret etti. Adaylar ziyaret sırasında şunları söyledi:
Serpil Kemalbay: Halkların Demokratik Partisi parti programı, seçim bildirgesi ve tüm kitlesiyle LGBTİ+ hak mücadelesine destek vermektedir. Genç LGBTİ+ Derneğinin hazırlamış olduğu LGBTI+ Hakları Taahhütnamesi'ni samimiyetle imzaladığımızı belirtmek istiyoruz. 7 Haziran seçimlerinde de SPoD LGBTI'nin benzer bir taahhütnamesini imzalamıştım. Seçimden sonra da iletişimimizi sürdürmeye devam edeceğiz, bu buluşmalarımız tekrarlanacaktır.
Murat Çepni: Meclise gidecek arkadaşlarımızın LGBTİ+ Hakları Taahhütnamesi'nin arkasında duracağına söz veriyoruz.
Derkay Tan: Parti adına çok verimli bir sohbet ve yararlı bir sunum oldu. HDP, kurulduğu günden bu yana LGBTİ+ haklarını savunan bir partidir. Diğer ezilenler gibi LGBTİ+'lar da ciddi hak ihlallerine maruz kalmaktadir. Ben bunu bir soykırım olarak adlandırıyorum. LGBTI+'larla birlikte çalışmak partimizin ve vicdanımızın gerektirdiği bir sorumluluktur. LGBTİ+'ların görünürlük, var olma ve hak mücadelelerinin bir sembolü olan Onur Yürüyüşü'ne vekil adaylarımız, parti yöneticilerimiz ve kitle ile katılacağız.
Ahmet Şık, Transevi ziyaretinde imzaladı
HDP İstanbul milletvekili adayları Ahmet Şık, Tülay Korkutan, Şehriban Alkış ve Edirne adayı Hasan Atik de Taahütname'yi bugün ziyaret ettikleri Trans Misafirhanesii'nde LGBTİ+ Hakları Taahütnamesi'ni imzaladı.
Trans Misafirhanesi 2012’de, İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği tarafından 2012’de barınma, sağlık hizmetlerine erişim gibi konularda yardıma ihtiyaç duyan trans bireylere güvenli bir alan açma amacıyla kurulmuştu.
LGBTİ’lere söz veren adaylar
İzmir:
Ayşe Yılmaz HDP İzmir 2. Bölge 3. Sıra / Cemile Aydın HDP İzmir 2. Bölge 5. Sıra / Ceyhan Akay HDP İzmir 1. Bölge 7. Sıra / Derkay Tan HDP İzmir 2. Bölge 9. Sıra / Elfesye Nas HDP İzmir 1. Bölge 10. Sıra/ Ferzende Deniz HDP İzmir 1. Bölge 9. Sıra / Gönül Aygün HDP İzmir 2. Bölge 7. Sıra / Hüseyin Çağlar HDP İzmir 1. Bölge 5. Sıra / İdil Uğurlu HDP İzmir 2. Bölge 2. Sıra / Mahsun Korkmaz HDP İzmir 2. Bölge 10. Sıra / Mehmet Aker HDP İzmir 2. Bölge 4. Sıra / Mervan Sincar HDP İzmir 1. Bölge 6. Sıra / Murat Çepni HDP İzmir 2. Bölge 1. Sıra / Orhan Ayhan HDP İzmir 2. Bölge 8. Sıra / Rahime Turan HDP İzmir 1. Bölge 4. Sıra / Serpil Kemalbay HDP İzmir 1. Bölge 1. Sıra / Tamer Aydın HDP İzmir 1. Bölge 11. Sıra / Yalçın Yanık HDP İzmir 1. Bölge 3. Sıra / Nurettin Turgay HDP İzmir 1. Bölge 2. Sıra / Ekrem Can Alaygut HDP İzmir 2. Bölge 12. Sıra / Abdullah Akdeniz HDP İzmir 2. Bölge 13. Sıra /
Tacettin Bayır CHP İzmir 1. Bölge 6. Sıra
İstanbul:
Ahmet Şık HDP İstanbul 2. Bölge 1. Sıra / Şehriban Alkış HDP İstanbul 1. Bölge 12. Sıra / Tülay Korkutan HDP İstanbul 2. Bölge 5. Sıra
Edirne:
Hasan Atik HDP Edirne 4. Sıra
2015 seçimlerinde 22 vekil imzalamıştı
Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’nin (SPoD LGBTİ) Mecliste LGBTİ kampanyası kapsamında hazırladığı LGBTİ Hakları Sözleşmesi’ni 7 Haziran 2015 Genel Seçimi öncesinde CHP ve HDP’den 61 milletvekili adayı imzalamıştı.
Bu adaylardan 21’i, milletvekili olmuş, bir vekil de seçimin ardından sözleşmeyi imzalamıştı. (ÇT)
https://bianet.org/bianet/siyaset/198007-3-ilden-25-milletvekili-adayi-lgbti-haklari-taahhutnamesi-imzaladi
Adaylar, taahhütnameyle milletvekili seçilmeleri halinde LGBTİ haklarını gözeteceklerine “LGBTİ sivil toplum örgütleri nezdinde, tüm LGBTİ+ yurttaşlara söz veriyor”.
Genç LGBTİ+’dan Barış Azar, “Aslında vekillerden temel beklentilerimiz var, söylemlerine dikkat etmeleri, LGBTİ hareketinin gündemini Meclis’e de taşımaları, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme hazırlamaları gibi” diyor:
“Bu taahhütnameyi hazırlarken, 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi LGBTİ Hakları Sözleşmesi’ni imzalayan vekillerin neler yaptığına baktık ve çok bir şey yapmadıklarını gördük. Meclis’te LGBTİ’lerle ilgili soru önergelerinin sayısı çok az, verilen önergelere de ya cevap gelmemiş ya da en başından reddedilmiş. Bu da hükümetin tavrından kaynaklanıyor."
Adayları LGBTİ haklarını savunmaya çağırıyorlar
HDP'nin İstanbul ve Edirne'den üç vekil adayı, bugün sosyal medya hesaplarından LGBTİ+ Hakları Taahütnamesi'ni imzaladıklarını açıkladı.
Azar, bazı partilerin vekil adaylarının taahhütnameye ilgi gösterdiğini, bazı partilerin ise olumlu yaklaşsalar da çekimser kaldıklarını söyledi. Genç LGBTİ+, önümüzdeki günlerde daha fazla adayın imza atmasını bekliyor:
“Bu taahhütnameyi hazırladıktan sonra, vekil adaylarına tek tek ulaşmayı planlamıştık. Sonrası tam olarak öyle gelişmedi.
“Örneğin HDP’nin il merkezini aradık ve taahhütnameyi anlattık. Bize geri dönüş yaptıklarında, HDP’nin 21 İzmir milletvekili adayı taahhütnameyi imzalamıştı bile. HDP’li vekil adayları bugün de ofisimizi ziyaret etti. Diğer vekil adaylarının da imzalayacağını ancak seçim yoğunluğu nedeniyle henüz imzalayamadıklarını söylediler.
“CHP’den şimdiye kadar iki vekil adayı imzaladı ve daha fazlasının imzalayacağı bilgisi bize iletildi.
“Bir parti çok ilgilendi ama 'benim bunu imzalamam partimi zora düşürebilir' diyerek imzalamadı.
“Kısacası ulaşabildiğimiz insanlardan olumsuz tepki almıyoruz ama bazıları biraz çekiniyorlar.”
Vekil adayları ne düşünüyor?
HDP İzmir milletvekili adayları, bugün Genç LGBTİ+ Derneği’ni ziyaret etti. Adaylar ziyaret sırasında şunları söyledi:
Serpil Kemalbay: Halkların Demokratik Partisi parti programı, seçim bildirgesi ve tüm kitlesiyle LGBTİ+ hak mücadelesine destek vermektedir. Genç LGBTİ+ Derneğinin hazırlamış olduğu LGBTI+ Hakları Taahhütnamesi'ni samimiyetle imzaladığımızı belirtmek istiyoruz. 7 Haziran seçimlerinde de SPoD LGBTI'nin benzer bir taahhütnamesini imzalamıştım. Seçimden sonra da iletişimimizi sürdürmeye devam edeceğiz, bu buluşmalarımız tekrarlanacaktır.
Murat Çepni: Meclise gidecek arkadaşlarımızın LGBTİ+ Hakları Taahhütnamesi'nin arkasında duracağına söz veriyoruz.
Derkay Tan: Parti adına çok verimli bir sohbet ve yararlı bir sunum oldu. HDP, kurulduğu günden bu yana LGBTİ+ haklarını savunan bir partidir. Diğer ezilenler gibi LGBTİ+'lar da ciddi hak ihlallerine maruz kalmaktadir. Ben bunu bir soykırım olarak adlandırıyorum. LGBTI+'larla birlikte çalışmak partimizin ve vicdanımızın gerektirdiği bir sorumluluktur. LGBTİ+'ların görünürlük, var olma ve hak mücadelelerinin bir sembolü olan Onur Yürüyüşü'ne vekil adaylarımız, parti yöneticilerimiz ve kitle ile katılacağız.
Ahmet Şık, Transevi ziyaretinde imzaladı
HDP İstanbul milletvekili adayları Ahmet Şık, Tülay Korkutan, Şehriban Alkış ve Edirne adayı Hasan Atik de Taahütname'yi bugün ziyaret ettikleri Trans Misafirhanesii'nde LGBTİ+ Hakları Taahütnamesi'ni imzaladı.
Trans Misafirhanesi 2012’de, İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği tarafından 2012’de barınma, sağlık hizmetlerine erişim gibi konularda yardıma ihtiyaç duyan trans bireylere güvenli bir alan açma amacıyla kurulmuştu.
LGBTİ’lere söz veren adaylar
İzmir:
Ayşe Yılmaz HDP İzmir 2. Bölge 3. Sıra / Cemile Aydın HDP İzmir 2. Bölge 5. Sıra / Ceyhan Akay HDP İzmir 1. Bölge 7. Sıra / Derkay Tan HDP İzmir 2. Bölge 9. Sıra / Elfesye Nas HDP İzmir 1. Bölge 10. Sıra/ Ferzende Deniz HDP İzmir 1. Bölge 9. Sıra / Gönül Aygün HDP İzmir 2. Bölge 7. Sıra / Hüseyin Çağlar HDP İzmir 1. Bölge 5. Sıra / İdil Uğurlu HDP İzmir 2. Bölge 2. Sıra / Mahsun Korkmaz HDP İzmir 2. Bölge 10. Sıra / Mehmet Aker HDP İzmir 2. Bölge 4. Sıra / Mervan Sincar HDP İzmir 1. Bölge 6. Sıra / Murat Çepni HDP İzmir 2. Bölge 1. Sıra / Orhan Ayhan HDP İzmir 2. Bölge 8. Sıra / Rahime Turan HDP İzmir 1. Bölge 4. Sıra / Serpil Kemalbay HDP İzmir 1. Bölge 1. Sıra / Tamer Aydın HDP İzmir 1. Bölge 11. Sıra / Yalçın Yanık HDP İzmir 1. Bölge 3. Sıra / Nurettin Turgay HDP İzmir 1. Bölge 2. Sıra / Ekrem Can Alaygut HDP İzmir 2. Bölge 12. Sıra / Abdullah Akdeniz HDP İzmir 2. Bölge 13. Sıra /
Tacettin Bayır CHP İzmir 1. Bölge 6. Sıra
İstanbul:
Ahmet Şık HDP İstanbul 2. Bölge 1. Sıra / Şehriban Alkış HDP İstanbul 1. Bölge 12. Sıra / Tülay Korkutan HDP İstanbul 2. Bölge 5. Sıra
Edirne:
Hasan Atik HDP Edirne 4. Sıra
2015 seçimlerinde 22 vekil imzalamıştı
Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’nin (SPoD LGBTİ) Mecliste LGBTİ kampanyası kapsamında hazırladığı LGBTİ Hakları Sözleşmesi’ni 7 Haziran 2015 Genel Seçimi öncesinde CHP ve HDP’den 61 milletvekili adayı imzalamıştı.
Bu adaylardan 21’i, milletvekili olmuş, bir vekil de seçimin ardından sözleşmeyi imzalamıştı. (ÇT)
https://bianet.org/bianet/siyaset/198007-3-ilden-25-milletvekili-adayi-lgbti-haklari-taahhutnamesi-imzaladi
↧
Varşova 18. Onur Yürüyüşünü Yaptı: Aşk Galip Gelecek
Polonya'nın başkenti Varşova'da 18. Onur Yürüyüşü, Varşova Valiliği'nin açıkladığı rakamlara göre yaklaşık 23 bin kişinin katılımıyla gerçekleşti. Yürüyüşte "Aşk galip gelecek", "Farklılıklarda birleşenler" yazılı dövizler taşındı.
Polonya'nın başkenti Varşova'da dün 18. Onur Yürüyüşü düzenlendi. Önceki yıllara göre katılımın arttığı görülen yürüyüşe, Varşova Valiliği'ne göre 23 bin kişi, organizatörlere göre ise 45 bin kişi katıldı.
Termometrelerin 30 dereceyi göstermesine aldırış etmeden Swietokrzyska Caddesi'nde toplanan binlerce kişi, 2 saat boyunca başkent Varşova'nın sokaklarında yürüdü.
Eşitlik, özgürlük, dayanışma!
Swietokrzyska , Marszalkowska, Aleje Jerozolimskie, Aleja Jana Pawla II, Aleja Solidarnosci ve tekrar Marszalkowska Caddesi'nden oluşan yürüyüş güzergahı boyunca sık sık “eşitlik”, “özgürlük”, “dayanışma” sloganları atan katılımcılara çevrediki vatandaşlar da alkışlarla destek verdi.
"Yürüyüşü gururla destekliyoruz"
5 buçuk kilometrelik yürüyüş festival havasında geçti. Yeşiller Partisi, Modern Parti, Vatandaş Platformu, Birlikte Partisi (Razem), Demokratik Sol İttifak Partisi'nin de destek verdiği yürüyüşte binlerce kişi müzik eşliğinde dans ederek eğlendi.
Barışçıl bir havanın hakim olduğu Onur Yürüyüşü'ne 52 ülkenin büyükelçilikleri de destek verdi. Bu ülkelerden biri olan, kendisi de yürüyüşe bizzat katılan İngiltere'nin Varşova Büyükelçisi Jonathan Knott da kişisel Twitter hesabından “Her türlü ayrımcılığa karşı mücadeleyi destekliyoruz. İşte bu sebepten Onur Yürüyüşü'nü de gururla destekliyoruz” tweet attı.
"Her tür ayrımcılıktan vazgeçilsin"
Çocuklardan yaşlılara büyük bir kesimin katılımıyla gerçekleştiği yürüyüşte “Herkes için evlilik”, “Aşk galip gelecek”, “Farklılıklarda birleşenler”, “Aşk günah değildir” yazılı dövizler taşındı.
Siyasilerden LGBTİ bireylerini dışlanmadan, ayrımcılıktan, nefret suçundan koruyacak, eşcinsel evliliğe imkan verecek adımlar atılmasının talep edildiği yürüyüşte, yabancı ve göçmen karşıtı politikalardan vazgeçilmesi talep edildi.
Açık ve herkese dost yerel toplumların oluşturulması, okullarda ayrımcılık karşıtı eğitim, etik ve seks eğitimi verilmesi de dile getirilen diğer talepler arasındaydı. Onur Yürüyüşü, Bilim ve Kültür Sarayı'nın önünde gece geç saatlere kadar süren konserle son buldu. (EO/PT)
http://bianet.org/bianet/lgbti/198026-varsova-18-onur-yuruyusunu-yapti-ask-galip-gelecek
Polonya'nın başkenti Varşova'da dün 18. Onur Yürüyüşü düzenlendi. Önceki yıllara göre katılımın arttığı görülen yürüyüşe, Varşova Valiliği'ne göre 23 bin kişi, organizatörlere göre ise 45 bin kişi katıldı.
Termometrelerin 30 dereceyi göstermesine aldırış etmeden Swietokrzyska Caddesi'nde toplanan binlerce kişi, 2 saat boyunca başkent Varşova'nın sokaklarında yürüdü.
Eşitlik, özgürlük, dayanışma!
Swietokrzyska , Marszalkowska, Aleje Jerozolimskie, Aleja Jana Pawla II, Aleja Solidarnosci ve tekrar Marszalkowska Caddesi'nden oluşan yürüyüş güzergahı boyunca sık sık “eşitlik”, “özgürlük”, “dayanışma” sloganları atan katılımcılara çevrediki vatandaşlar da alkışlarla destek verdi.
"Yürüyüşü gururla destekliyoruz"
5 buçuk kilometrelik yürüyüş festival havasında geçti. Yeşiller Partisi, Modern Parti, Vatandaş Platformu, Birlikte Partisi (Razem), Demokratik Sol İttifak Partisi'nin de destek verdiği yürüyüşte binlerce kişi müzik eşliğinde dans ederek eğlendi.
Barışçıl bir havanın hakim olduğu Onur Yürüyüşü'ne 52 ülkenin büyükelçilikleri de destek verdi. Bu ülkelerden biri olan, kendisi de yürüyüşe bizzat katılan İngiltere'nin Varşova Büyükelçisi Jonathan Knott da kişisel Twitter hesabından “Her türlü ayrımcılığa karşı mücadeleyi destekliyoruz. İşte bu sebepten Onur Yürüyüşü'nü de gururla destekliyoruz” tweet attı.
"Her tür ayrımcılıktan vazgeçilsin"
Çocuklardan yaşlılara büyük bir kesimin katılımıyla gerçekleştiği yürüyüşte “Herkes için evlilik”, “Aşk galip gelecek”, “Farklılıklarda birleşenler”, “Aşk günah değildir” yazılı dövizler taşındı.
Siyasilerden LGBTİ bireylerini dışlanmadan, ayrımcılıktan, nefret suçundan koruyacak, eşcinsel evliliğe imkan verecek adımlar atılmasının talep edildiği yürüyüşte, yabancı ve göçmen karşıtı politikalardan vazgeçilmesi talep edildi.
Açık ve herkese dost yerel toplumların oluşturulması, okullarda ayrımcılık karşıtı eğitim, etik ve seks eğitimi verilmesi de dile getirilen diğer talepler arasındaydı. Onur Yürüyüşü, Bilim ve Kültür Sarayı'nın önünde gece geç saatlere kadar süren konserle son buldu. (EO/PT)
http://bianet.org/bianet/lgbti/198026-varsova-18-onur-yuruyusunu-yapti-ask-galip-gelecek
↧