Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

Ünlü isimlerden Mustafa Ceceli'ye tepki

$
0
0
Magazin dünyası Mustafa Ceceli'nin eski eşi Sinem Gedik'in İntizar'la aşk yaşadığı iddiası ile sarsıldı. Oğlunun velayetini almak isteyen Mustafa Ceceli, eski eşi Sinem Gedik ile şarkıcı İntizar’ın mahrem görüntülerini internet sitelerine sızdırdı. Bu olayın ardından ünlü isimlerden de Mustafa Ceceli'ye tepki gecikmedi. İşte Mustafa Ceceli'ye tepki gösteren ünlü isimler...

Mehmet Coşkundeniz
"O senin çocuğunun annesi be rezil herif! Çocuğun büyüdüğünde ne diyeceksin ona? Ya senin ihanetlerin? Polisten kaçtığın geceyi anlatsana!!"


Pucca (Pınar Karagöz)
"Bugün hepimiz magazin şoku yaşadık. Ben hala toparlanamadım, öyle bir işsizlik düşün... Mustafa Ceceli’nin eski eşi ve İntizar olayından bahsediyorum. Şok geçtikten sonra Sinem Gedik’e yapılan yorumlara daha şok oldum. Eski eşinin mahrem görüntülerini basına dağıtıp, kendini tekrar ‘evin nur yüzlü oğlu’ göstermeye çalışan kişi bence gerçekten kötü bir insandır. Ondan gelecek paraları düşünüp, İntizar’ı işten kovan kişi ise korkunç biridir. Kadını yatak odasında kameraya aldırması zaten başlı başına ahlaksızlıktır. Biseksüel olduğu için çocuğu elinden almaya çalışmasından bahsetmiyorum bile. Boşanmadan önce dünyanın en iyi annesi olarak adlandırılıp, ilişkisi yüzünden karalamaya calışmak nedir ya? Sinem Gedik, bilmiyorum bunu okur musun, umarım davan emsal teşkil eder ve sen kazanırsın... Ayrıca Mustafa Ceceli mi İntizar mı deseler İntizar tabii ya."


Ayşe Özyılmazel
"Çocuğunun annesini soktuğun durumdan utanacak mısın? Çocuğuna yarın ne diyeceksin! Ben ahlaklıyım, annen ahlaksız mı? Bunu vicdanına anlatabiliyorsan sorun yok! "


Nilgün Belgün
"Erkekler ve kadınlar hiçbir konuda eşit değil maalesef..."


Murat Dalkılıç
Öte yandan İntizar ve Sinem Gedik'in ilişki yaşadığı yönünde haberlerin çıkmasının ardından Poll Production bir açıklama yayınladı. Şirket yaptığı açıklamayla İntizar'la çalışmayı bıraktıklarını açıkladı. Bunun üzerine Murat Dalkılıç da Poll Production'ın açıklamasını alıntılayarak üstüne de "Maalesef seninle aynı çatı altında olmaktan gurur duyamadım ve duyamayacağım..." notunu düştü. Ancak Murat Dalkılıç'ın takipçileri şarkıcının bu tepkiyi şirkete mi İntizar'a mı verdiğini anlayamadı.


Bu belirsizliğin ardından şarkıcı "Poll Production'dan bahsediyorum" diyerek tekrar bir tweet attı. Murat Dalkılıç bu tweetinin ardından sosyal medya kullanıcılarından binlerce destek mesajı aldı.

Esin Övet
"Mustafa Ceceli karısının bir erkekle görüntüsünü bulsaydı aynı terbiyesizliği yapacak mıydı acaba? İşin içine kadın girince hep bir şiddet! Çocukları düşünen yok ne anne ne baba! Başkaları hemen namus bekçiliğine soyunur hatta bayılır. Anne-baba onlara böyle yaparak fırsat veriyor. Mustafa Ceceli bir kez daha gözümden düştün. Video herkesin elinde geziyor. Pes! Oğlunu düşünen bir adam bunun önlemini alırdı. Lütfen çocukları düşünün anneler ve babalar. Kendi hırslarınızı bir kenara bırakın. Bir gün gelecek o çocuk büyüyecek ve senin karşına dikilecek. O çocuğun geleceğini ateşe attın. Mustafa Ceceli bir gün senden hesap soracak. Sakın o günü unutma ve bekle. O gün gelecek. İnşallah biz de görürüz..."


Ezgi Mola
"Aferin size! Her konuda vır vır ahkam kesin ahlak bekçileri! Bize ne insanların özelinden! Bize ne kim kiminle sevişmişten! Ulan adam eşeğe, köpeğe, kediye, çocuğa tecavüz ediyor be! Bunu unutmayın, unutturmayın, gündemde tutun ki yasalar değişsin! Kimsenin tercihine, inandığı şeye karışamayız! Yani bize b*k yemek düşer!"


Yeşim Salkım
"İsteyen gay olur isteyen lezbiyen. Sizin gibi kul hakkı yemiyorlar satılık şerefsizler ordusu!"


Bedük
"Bir sanatçının, bir insanın cinsel tarihi sebep gösterilerek bağlı bulunduğu şirketten kovulması nedir arkadaş? Hangi yılda yaşıyoruz?"
"Yahu yönelim, tercih; kelimelere takılmayın, içerik önemli. Sıkıntı büyük..."


http://www.posta.com.tr/unlu-isimlerden-mustafa-ceceliye-tepki-haber-fotograf-2025053

İntizar'la aşk yaşadığı iddia edilen Sinem Gedik cephesinden ilk açıklama

$
0
0
Mustafa Ceceli'nin eski eşi Sinem Gedik, İntizar'la aşk yaşadığı iddialarının ardından harekete geçti. Sinem Gedik avukatı aracılığıyla açıklama yaptı

Haberin patlamasının ardından Sinem Gedik harekete geçti. Sinem Gedik haberlerin önüne geçebilmek için hukuki yollara başvurdu.

 İşte avukatı aracılığıyla yapılan ilk açıklama...

 "Müvekkilime karşı intikam saikiyle açılmış bu haksız davaya cevap hakkımızı en etkin şekilde kullanacağımızı bildirir; yargılama neticesinde gerçeklerin ortaya çıkacağına olan inancımızı kamuoyuyla saygı ile paylaşırız."

 Av. Eda Salman Bayraktar

Polat Yağcı: İntizar'ın bugün itibariyle şirketimizle hiçbir bağı kalmamıştır.

$
0
0

Mustafa Ceceli’nin ayrıldığı eşi Sinem Gedik ve şarkıcı İntizar'ın ilişki yaşadıkları iddialarının ardından İntizar'ın bağlı olduğu yapım şirketinin sahibi Polat Yağcı, sosyal medyadan açıklama yaparak İntizar'la bağlarını kopardığını açıkladı.

Polat Yağcı'nın paylaşımı şöyle:

Yaklaşık iki yıldır Poll Production çatısı altında sanatsal faaliyetlerini sürdüren İntizar'ın medya vasıtasıyla kamuoyuna yansıyan haberlerini üzüntü ve şaşkınlıkla okuduk. Kendisinin bugün itibariyle şirketimizle hiçbir bağı kalmamıştır. Saygılarımızla...

http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/sinem-gedik-ve-intizarin-iliski-yasadiklari-iddialarinin-ardindan-yapim-sirketinden-aciklama-40896478

Murat Dalkılıç'tan Polat Yağcı'ya: Maalesef seninle aynı çatı altında olmaktan gurur duyamadım ve duyamayacağım...

"Mustafa Ceceli, keşke dindar imajı çizmek yerine azıcık insan olmak için çabalasaydın."

$
0
0
Ayıp ettin Ceceli



HEM bozulan imajını toparlamak hem de çocuğunun velayetini almak için...

Çocuğunun annesinin rezil olmasına imkân tanıdın Ceceli!

*

Senin yüzünden...

- Çocuğunun annesinin en mahrem görüntüleri sağa sola servis edildi.

- Çocuğunun annesinin yatak odasına FETÖ usulü kamera tuzakları kuruldu.

- Çocuğunun annesi sırtlanların önüne atıldı.

- Çocuğunun annesinin özeline acımasızca saldırıldı.

*

Kısacası...

Senin yüzünden...

Seninle dokuz yıl evli kalmış bir kadının hayatı karartıldı.

*

Yetmezmiş gibi...

Bu pespayelikler yüzünden...

Velayetini almak için uğraştığın çocuğunun da geleceği karartıldı.

*

Ayıp ettin Ceceli!

Keşke dindar imajı çizmek için çabalamak yerine azıcık insan olmak için çabalasaydın.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/ayip-ettin-ceceli-40897302

Mabel Matiz:Bana t.p denmesine cevap vermemden sonra artık ben başka biriydim!

$
0
0

◊ Bir takipçinizin homofobik ifadeler içeren mesajına verdiğiniz yanıt (...Şu konuda bir anlaşalım istiyorum artık sevgili arkadaşlar: T.p, tüfek, i.ne, d.nme ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni, yaralayamazsınız...) çok etkileyiciydi. Ne olmuştu da siz o yazıyı yazmıştınız?
- Konya’da, Mevlana ziyaretimiz sırasında genç bir arkadaşım güler yüzle benimle fotoğraf çektirmek istediğini söylemişti. Daha sonra o fotoğrafı, ‘T.psun falan ama birkaç şarkın güzel’ diye paylaşmış. Benim de başka bir takipçim sayesinde haberim oldu. O kişinin 10 dakika önce yanıma gelip büyük bir kibarlıkla fotoğraf çektirmek isteyen çocuk olduğuna inanamamıştım.
◊ Travmatik bir deneyim...
- Şoke ediciydi. Tuhaf hissettirmişti. O yüzden bir şey söylemem gerektiğini düşündüm. Hem kendimle hem dinleyicilerimle muhabbetimin gereği olarak o yazıyı yazmam gerekiyordu. Yazıyı yazıp Instagram hesabımdan post ettiğimde kızgınlığım, hayal kırıklığım, üzüntüm geçmişti. Çünkü artık onu bir şeye dönüştürmüştüm. O yazı da son albümün duraklarından biridir. O yazıdan sonra ben artık başka biriydim.

Onaylanma hissini hiç yaşamamış bir çocuktum

◊ LGBTİ hareketine verdiğiniz desteği, cinsiyet kimliğinizi hep açıkça ifade ettiniz. Türkiye söz konusu olduğunda bu çok ciddi bir cesaret gerektiriyor. Tepkilerden korkmuyor musunuz?
- Korku denen şey, kendini tanımayla çok ilgili. Korkmuyorum. Ona yakın bir şeyler hissettiğimde de kendimle kurduğum ilişkiye bakıyorum. “Bunu gerçekten istiyor musun” diye soruyorum. O, bana cevabı veriyor her zaman. Ben onaylanma hissini neredeyse hiç yaşayamamış bir çocuktum. Zor bir şeydir. Özellikle konuşma bozukluğunun getirdiği bir kendini ifade edememe ve dünyayla ilişki kuramama durumu söz konusuydu. Dayatılan bir sürü eril rol, toplumsal kalıp vardı. Hepsi kâbusumdu. Sanırım biraz da bunlara tepki olarak hep çok çalıştım, çok okudum, kendimi ve dışarıyı daha çok keşfedebilmek için elimden geleni yaptım. Hâlâ öyle... Neticede bunun adı cesaret mi bilmiyorum, bir adı olması gerekmiyor. Şükran doluyum hayata. Şanslıyım bunlarla sınandığım, aklımı ta buraya getirebildiğim için. Dahası bütün bunları insanlığa aktaracak bir kanal bulduğum için. O noktada dürüst olmaktan, bir işe yaramaya çalışmaktan, doğru bildiğimi savunmaktan başka seçeneğim olamaz. Sevgiyi, özgürlüğü, evrensel olanı tabii ki savunacağım. Eşitliğe ihtiyacımız var; insan temel hak ve özgürlükleri bunu gerektiriyor. Irk, cinsiyet, cinsiyet kimliği... Bunlar çok genel tanımlar. Bir hikâyeyi, bir ruhu anlamak için yeterli değiller. Ezber bilgi iyi bir şey değil. Niyetle, kalple ilgiliyim ben. Beni ve söyleyeceklerimi de buradan anlasınlar,
hissetsinler isterim.

Neden erotizmden de bahsetmeyeyim?

◊ Albümünüzün dijital versiyonunda iki şarkı var: ‘Comme un Animal’ ve ‘Canki’. Buraya gelmeden önce konuştuğum müzik yazarları Türkiye’de daha önce bu kadar erotik sözleri olan şarkı yapılmadığını söyledi. Nasıl karar verdiniz bu iki şarkıyı yapmaya?
- Onları da diğer bütün şarkılarla aynı kanaldan yazdım aslında. Müziğim hayatın bütün anlarını ele alıyor. Neden erotizmden de bahsetmeyeyim? ‘Comme un Animal’ bir önsevişmeyi anlatıyor. Nakaratta oldukça erotik, daha önce hiç söylenmemiş tarzda cümleler var, evet. Ama asıl başka bir şey daha var o şarkıda: “Ölüm ya da doğum kadar yüksek bir duyguya ihtiyacım var” diyorum. Bu cümleyle aslında bazı duyguları sırf ihtiyaçtan kovalıyor olmamızla dalga geçiyorum.
◊ Şarkıdaki en erotik sözler neden Fransızca?
- Fransızca söyleyince daha erotik ve estetik tınladı bence.
◊ Bir çeşit otosansür de uygulamış olabilir misiniz? Şarkı sözleri yüzünden sanatçılar hakkında davalar açılıyor...
- Bazen beynimin arkalarında öyle mekanizmalar işliyor olabilir. Bilinçdışı çok karmaşık ve geniş bir alan. Ne de olsa ben de ezberlerle büyütüldüm. Onların ne kadarını temizledim bilemiyorum. Normal şartlar altında otosansürle işim olmaz. Şarkıda da neler diyorum... Daha ne yapayım? Seksin hâlâ bu kadar büyük bir tabu olmasına, seksten bahseden şarkıların bu kadar şaşırtıcı gelmesine şaşırıyorum. Seks hayata,
sevgiye dahil bir şey.

Travmalarımdan arınabilmiş değilim
◊ Her fırsatta cinsiyetçilikten arınmış, özgür aşka inancınızı vurguluyorsunuz. Aşk şimdi hayatınızda nasıl bir yerde?
- Şu an hayatımda aşk yok. Ama albümü yaparken âşık oldum. Bu da albümün kimyasına yansıdı bence.
◊ Ayrılık?
- O da yansıdı. Aşk güzel, çok yüksek bir şey. Ama ben bize kodlanan aşk tanımının bir yanılgı olduğunu düşünüyorum. Birini sevdiğimizi zannederken aslında içimizdeki bir soru işaretine ortak arıyoruz, karşımızdaki kişiden bir yaramızı iyileştirmesini istiyoruz. Maalesef modern çağda aşk olarak adlandırılıyor ama aslında bu bir illüzyon. Halüsinatif bir şey. Ve psikolojinin alanına giriyor. Ben daha çok sevgiyle ilgileniyorum. Asıl sonsuz ve kucaklayıcı şeyin, iyileştirici olanın sevgi olduğunu düşünüyorum. Ama tabii ki ben de kendi travmalarımdan yüzde yüz arınabilmiş değilim.

◊ Bugün bu röportajı okuyan, cinsiyet kimliği nedeniyle kendini ezilmiş, baskı altında hisseden, duygularını ifade edemeyen, yorulmuş, kırılmış ve birinin elini omzunda hissetmeye çok ihtiyaç duyan birine ne söylemek istersiniz?
- Kim olursan ol bugün ve her gün kendinle gurur duy ve dünyanın bütün sokaklarında gururla yürü. Sen evrenin saf bir parçası olarak sonradan icat edilmiş kuru gürültü sistemlerden ve kurallardan çok daha güçlüsün, unutma. Sevgi senin içinde. Hep hatırla!

http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-pazar/mabel-matiz-o-yaziyi-yazdiktan-sonra-ben-artik-baska-biriydim-40896802

İntizar'a destek çıkan İzel'e linç kampanyası!

$
0
0

"Sen şarkı söyle tmiz kalpli, güzel kalpli kadın; Hiç canını sıkma, hele şimdi daha çok yaz ve söyle. Eğer üzülüp de bizi o güzel sesinden mahrum bırakırsan, işte o zaman bizim canımız fena sıkılır." diyerek İntizar'a destek çıkan İzel'e hayranları ahlakçılık yaparak büyük tepki gösterdi. İzel de bunun üzerine bir açıklama ihtiyacı duyarak, "Konu ile ilgili yorum yapmak ne haddime, sadece arkadaşıma destek çıkmaya çalıştım." demek zorunda kaldı.


Ayrıca akrabası da olan, eşcinsel dostu Yıldız Tilbe'den de bir destek bekliyoruz İntizar'a!

$
0
0
Ama ahlakçı hayranları İntizar'a destek verme diye uyarıda bulunmuş bile!


Dik tut başını!

Homofobik Mustafa Ceceli'ye: "Lezbiyenlik velayet ve nafaka davasını etkilemez!"

$
0
0
İşte sosyal medyada İntizar'a destek, Ceceli'ye tepki mesajları

"Onur yürüyüşüne karşı olan kafayla Mustafa Ceceli'nin kafası aynı"



Hukukçu ve sanaçılar, şarkıcı İntizar ile Mustafa Ceceli'nin boşandığı eşi Sinem Gedik'in arasındaki ilişkinin velayet davasına konu edilmesi ve bunu "Yılın skandalı sonunda patladı" başlığıyla haberleştiren Hürriyet gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu'na tepki gösterdi.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, Ceceli'nin eski eşinin evine kamera koyma cesaretini toplumun homofobikliğinden aldığını belirterk, "Onur yürüyüşüne karşı olan kafayla aynı kafa bu" dedi.

Akademisyen ve belgesel sinemacı Can Candan, iki kadının ilişki içinde olmasının suç ya da ahlaksızlık olmadığını ifade ederken köşe yazarı Ayşe Özyılmaz ise Semercioğlu'nun yazısı için "skandal" ifadesini kullandı. Özyılmaz "Avrupa Amerika’da dava üstüne dava açılır bu yazıya" dedi.

Twitter'da İntizar ve Gedik'e destek, Cecelli ile Semercioğlu'na tepki paylaşımlarının bazıları şöyle:

Kerem Altınparmak: Adam eski karısının sevgilisinin evine kamera koyma cesaretini nereden alıyor? Toplumun homofobikliğinden! Hetero olsalar buna cesaret edemezdi, eşcinsel oldukları için en aşağılık muamelenin bile meşru olduğunu düşünüyor. Onur yürüyüşüne karşı olan kafayla aynı kafa bu!

Can Candan: İki kadının ilişki içinde olması suç ya da ahlaksızlık değildir. Bir çocuğun biseksüel ya da lezbiyen bir annesinin olması sağlıksız bir durum değildir. Velayet/nafaka hakkını etkilemez. Özel hayatın mahremiyetinin ihlali suçtur.

Füsun Demirel: İntizar dinleyerek destek verilebilir. Ne yalnızsın ne de yalniş.

Ayşe Özyılmaz: Cengiz Semercioğlu’nun bugünkü Mustafa Ceceli’nin eski karısı üzerine yazdığı yazı skandaldır. Avrupa Amerika’da dava üstüne dava açılır bu yazıya. Karılarını rezil şekilde aldatan adamlar ahlaklı ama bu kadın ahlaksız öyle mi?

Cem Adriyan: İntizar “seni seviyoruz ve yanındayız” ve tüm iki yüzlülüklerin karşısındayız.

Hazal Kaya: İntizar‘ın açıklamasını okuduğumdan beri içim daralıyor. Konuyla ilgili yazılanları okudukça çığlık atasım geliyor! Emin olun yalnız değilsiniz,çok seviliyorsunuz ve lütfen korkmayın

Melda Onur: İntizar "İnsanların bedenleri, ruhları, mahremiyetlerine dil uzatılması ahlaksızlık, namuzsuzluk, edepsizlik ve bel altı vurmaktır” demiş, iyi demiş.

Tuğba Özerk: İnsanları hayat tercihlerinden dolayı aşağılamak rencide etmek bizim kitabımızda yazmaz,yazanlarla da işimiz olmaz...Her insanın bir rengi vardır ve renkler, zevkler, tercihler asla tartışılamaz

PuCCa: Kadına saldırsınlar diye yazılmış, Ceceli aklansın. Videoları da servis etmişler, intihar etsin istiyorlar herhalde. Umarim Sinem bu süreci kimseyi kafaya takmadan geçirir.

Behzat Uygur : Sanatçısını cinsel tercihini sebep göstererek kovan Pollproduction 'ın hiç bir klip çalışmasını gerçekleştirmeyeceğimi, İntizar'ın ilk klibini de kendisine hediye edeceğimi herkes bilsin!

Melis Alphan: 3-5 kişi dışında sanatçılardan veya onların haberini yapan tayfadan Mustafa Ceceli rezaleti konusunda ses çıkmadı. Ayıp doğrusu. Bir gün böylesine bir hak ihlaline uğrarlarsa onlar için de ses çıkaran olmaz, anlarlar.

Betül Özdemir‏: Karısını aldatan adam suçlu değil de eşcinsel ilişki yaşayan kadın suçlu öyle mi? Zihniyetiniz batsın.

Tuğba Atak: Parayı ve şöhreti bulunca karısını sosyetik kadınla aldatan, utanmadan çocuğunun annesinin yatak odasını dikizleyen Mustafa Ceceli’den ahlak dersi alacak kadar düşük kimse yoktur sanırım. Homofobik ekonomik şiddete o şirketteki herkes tepki göstermeli.


Ne olmuştu?
Şarkıcı Mustafa Ceceli, 1.5 yıl önce boşandığı eşine karşı açtığı velayet davasının dosyasına Sinem Gedik ile İntizar'ın izinsiz bir şekilde elde edilen ve evlerinde çekilmiş görüntülerini eklemiş; dava dosyasına girmesinin ardından bu görüntülerin büyük bir kısmı basına sızmıştı.

İzinsiz ve yasadışı şekilde elde edilen görüntülerin basına sızmasının ardından İntizar'ın birlikte çalıştığı Poll Production haberleri 'şaşkınlık ve üzüntüyle okuduklarını' belirterek şarkıcıyla hiçbir bağları kalmadığını açıklamıştı. Şirketin sahibi Polat Yağcı, gelen tepkilerin ardından ise şu açıklamayı yapmıştı:

"Sanatçımız İntizar'la yollarımızı ayırma sebebimiz kişisel tercihleri ya da özel hayatı değildir. Şirket ilkelerimiz kişisel tercihlrinden uzak, dürüstlük  ve güven üzerine kurulmuştur. Mustafa Ceceli'nin boşanma sürecinden itibaren gündeme gelen bu konuda sanatçımız İntizar defaatle bizleri yanlış yönlendirmiş ve sanatçı/yapımcı şirket arasında zaruri olan dürüstlüğün korunması ilkesini temelinden sarsmıştır. Bu sebeple profesyonel ilişkimiz sonlandırılmıştır."

Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu ise İntizar ile Gedik'in görüntülerinin yasa dışı ve izinsiz bir şekilde sızdırılması, öncesinde de velayet davasına konu edilmesinin ardından "Yılın skandalı sonunda patladı" yorumunda bulunmuştu.

http://t24.com.tr/haber/iste-sosyal-medyada-intizara-destek-ceceliye-tepki-mesajlari,670512

Ve İzel'i çıldırttılar; İntizar'ı destekledi diye!

$
0
0

İzel, yaşanılan olaylardan dolayı İntizar'a destem amacıyla yaptığı sosyal medya paylaşımından dolayı ahlakçılarla başedemedi ve sonunda isyan ederek, konuyla ilgili son iki paylaşımını silmek zorunda kalıp yeni bir açıklama yaptı. Üstelik İzel eşcinsellikle ilgili bir açıklama bile yapmamıştı; sadece "Sen şarkı söyle temiz kalpli, güzel kalpli kadın; Hiç canını sıkma, hele şimdi daha çok yaz ve söyle. Eğer üzülüp de bizi o güzel sesinden mahrum bırakırsan, işte o zaman bizim canımız fena sıkılır." demişti...

Nükhet Duru'dan İntizar'a destek açıklaması...

Sinem Gedik cephesinden Mustafa Ceceli'ye cevap: Velayet hiç konuşulmadı

$
0
0
Mustafa Ceceli'nin eski eşi Sinem Gedik ile şarkıcı İntizar'ın ilişkisi olduğuna dair görüntüler mahkeme dosyasına konulmuş, ardından da internette dolaşıma sokulmuştu. Eleştirilerin hedefinde olan Mustafa Ceceli, sessizliğini sosyal medya hesabında bozdu ve 'ben yapmadım' dedi. Ceceli'den dakikalar sonra Sinem Gedik'in avukatı Eda Salman Bayraktar da açıklama yayınladı...


İşte o açıklama:

 Kamuoyunun Dikkatine,

Müvekkilim Sinem Gedik'e karşı, eski eşi Mustafa Ceceli tarafından açılan "velayetin değiştirilmesi" davasında, dosyaya Mustafa Ceceli vekili tarafından sunulan, hukuka aykırı delil niteliği taşıyan, edinilme şekli itibariyle suç teşkil eden bir takım görüntüler, davadan iki gün sonra basın yayın organlarına servis edilmek suretiyle yayınlanmaya başlamıştır.

Öncelikle bilinmesini isteriz ki, müvekkilin eski eşi tarafından müvekkile dava öncesinde velayete dair herhangi bir talep iletilmemiş, velayet hususu taraflar arasında bir kez dahi gündeme gelmeden, doğrudan dava konusu edilmiştir. Söz konusu velayet davası, yayın yasağı dahi talep edilmeksizin, kamuya açık şekilde açılmıştır. Söz konusu davaya ilişkin yayın yasağı, tarafımızca istenmiştir.

 Velayet davalarının amacı "çocuğun menfaatinin, manevi bütünlüğünün korunması, sağlıklı gelişiminin temini" iken, ortak çocuğun korunması gereken tüm bu değerlerini, asıl bu kötü niyetli dava yok saymış; ortak çocuğun menfaatleri söz konusu davanın açılmasıyla kendiliğinden zarara uğramıştır.

 Ortak çocuğu travmaya uğratacağı kesin olan delillerin dava dosyasına koyulması, "çocuğun duygusal istismarıdır. Çocuğun dahil olmadığı, özel ve mahrem alandaki tercihler ve yaşantı, görüş, anlayış ve inanış farklarına göre kabul edilebilir veya eleştirilebilir olsa da, bunun velayet hakkının iyi veya kötü kullanıldığı konusunda belirleyici olması hukuken ve vicdanen mümkün değildir.

Çocuğunun duygusal yönden istismarına bilerek sebep olan kişinin velayeti hak edip etmediği ise artık yüce Türk yargısının ve toplumumuzun takdirindedir.

Velayet davasına sunulan görüntülerle ve iddialarla ilgili, "boşanmadan önce var olduğu, ortak çocuğun yanında olduğu, bunların bizzat çocuktan öğrenildiği, görüntülerin gizlice değil ihbar maili ile elde edildiği iddiaları tamamen gerçek dışı olup, toplumun tepkisini azaltmaya yöneliktir.

Bu asılsız iddialara destek olmak üzere teşekkül halinde nasıl hukuka aykırı delil yaratıldığı, bu amaca ortak çocuğun ne şekilde alet edildiği, bu planlı hareketin kimlerle bağlantılı olarak nasıl kurgulandığı, yargılanmanın gizliliğine riayet gereği, ilgili dosyalarda tek tek delilleriyle ortaya koyulacaktır.

Gerek velayet davası kapsamındaki kurquyu, gerekse işlenmiş ve işlenmekte olan suçları ve hukuka aykırılıkları planlayan, onlara sebep olan, basın yayın kuruluşları ve bir kısım gazeteciler de dahil olmak üzere suça bilerek ya da bilmeyerek alet olan kişilere, hatta görüntüleri paylaşmaya devam eden her bireye karşı açacağımız hukuki ve cezai davalar silsilesi kapsamında tüm hazırlıklarımızı başlattığımızı belirtmek isteriz.

 Ayrıca, günlerdir özellikle ABD'den yükleme ve paylaşım yapılarak devam eden, mahrem içerikli görüntülerin internette ve sosyal medya mecralarında yayılmasına yönelik 'örgütlü saldırı' hareketine karşı, ekip olarak etkin şekilde tarama, takip ve olumsuz içerik kaldırma işlemlerini aralıksız gerçekleştirmekle; söz konusu örgütlü harekete karşı ayrıca ilgili savcılığa kapsamlı şekilde suç duyurusu hazırlığı yapmaktayız.

İçeriklerin yayılmasını engelleme konusunda katkı sağlamak isteyen herkesin, söz konusu içerikleri, gördükleri mecralarda şikayet etme seçeneğini kullanarak bildirmelerini, bu haksızlıkla hep birlikte mücadele etmeyi özellikle istirham ve arzu ederiz.

 Yaşanan olaylar karşısında, şiddetin en ağır hallerinden birini yaşamakta olan müvekkilin mağduriyetine hassasiyet gösteren, destek ve el veren güzel yüreklere sonsuz teşekkür; yayın yasağına ve mahremiyete saygı göstermeksizin suça ortak olan basın yayın kuruluşları ve sosyal medya hesap sahiplerine esefle... Av. Eda Salman Bayraktar

http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/magazin/velayet-hic-konusulmadi-40898194

Mustafa Ceceli ve Polat Yağcı sağduyuya tosladı ve kaybettiler!

$
0
0
Asıl skandal hangisi?


Hafta sonu herkesin WhatsApp’ında o görüntüler dolaşıp durdu.

“Gördün mü?” diyerek, hayretler edilerek, “Başka görüntüler de varmış” denilerek...
İki yetişkin insanın evine gizlice yerleştirilmiş kameradan yansıyan mahrem görüntüleri hoyratça izledik.
Kimimiz meraktan kimimiz eğlence olsun diye...
Mustafa Ceceli’nin dev ayıbına bir de biz suç ortağı olduk yani!
O görüntüler değil, bu mahremiyetin yayılmasına vesile olan her birimiz “skandalız” aslında.
Esas “yılın skandalı” bu.
Öncelikle hatırlatalım:
Bir anne heteroseksüel de, biseksüel de, lezbiyen de olabilir.
Hatta bir baba da. Bu gayet “normal”.
Kafanızı kuma gömmeyin, çok örneği var.
Ama bu toplum her şeyi görmezden gelen bir toplum, malum.
Dolayısıyla cinsel yönelimle annelik ve babalığın bir ilgisi yok.
Bunu bir kenara yazalım.
Bu çağda bu gerekçeyle dava açıp çocuğun velayetini geri istemek o nedenle absürt bir durum.
Mahkeme buna nasıl bir karar verecek göreceğiz.
Ama çoktan iki kadının özel hayatı, itibarı ayaklar altına alındı bile.
Onlara yapılan bu şiddetin hesabını kim, nasıl ödeyecek?
Neyse ki bu olayda çoğunluk iki kadının yanında yer aldı, onlara destek oldu.
En azından bu umut vericiydi.

Kaybedenler kazananlar

◊ Mustafa Ceceli çocuğunun annesinin özel hayatını gerekçesi ne olursa olsun kendi elleriyle mahvettiği için...
◊ Polat Yağcı bu olay sonrası sanatçısını cinsel yönelimi nedeniyle kovduğu için...
Kaybetti.
◊ Murat Dalkılıç ise çalıştığı plak şirketinin tutumunu eleştirdiği, dik durduğu için herkesin gözünde daha çok değer kazandı.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/onur-basturk/asil-skandal-hangisi-40897739

Şiddet normal, sevişmek yasak!

$
0
0
Hangisi yılın skandalı?

1- Şanlıurfa’da 14 yaşında bir çocuk rahatsızlanınca ailesi tarafından hastaneye götürüldü. Doğum sancısı çekmekte olduğu anlaşılan çocuk, abisi ve görme engelli dayısının tecavüzüne uğradığını söyledi. Gözaltına alınan abi ile dayı, dünyaya gelen çocukla ilgili birbirini suçladı. 

2- İki adet bekar kadının aşk yaşamakta olduğuna dair görüntüler ortaya çıktı.

Soru şu: Bu ikisinden hangisi ‘skandal’dır?

Bir çocuğun hiçbir yerde, evinde bile güvende olamaması, kendi ailesinden insanların tecavüzüne uğrayıp hamile kalması, o hamilelik dokuz ay gizlenemeyeceğine göre diğer aile fertleri tarafından da durumun örtbas edilmesi midir skandal, yoksa iki yetişkin insanın aşk yaşaması mı?

Haberlerin sunuluş biçimine bakılırsa “Yılın skandalı patladı” diye verilen ikincisi. İlki sıradan bir yurdum manzarası, ne şaşırtıcı ne de ‘skandal’ özelliği taşıyor.

İntizar ile Mustafa Ceceli’nin boşandığı karısı Sinem Gedik’e ait olduğu söylenen görüntüler öyle mi halbuki? Onlar iki gündür whatsapp gruplarında dolaşarak, sosyal medyayı esir alarak toplumuza dair bir turnusol kağıdı vazifesi görüyor.

Bir kez daha anlıyoruz ki bizde şiddet hayatın doğal akışının bir parçası, aşk, sevgi, öpüşme, sevişme, bunlar ayıp, yasak, günah.

Riyakarlık ve yalan kabul, insanların cinsel yönelimlerini özgürce yaşamaları ‘hassas’ noktamız. Evli bir erkek karısını aldattığında patlamıyor skandal, boşandığı karısı bir kadını sevdiğinde kopuyor.

Çocuğun velayeti onu doğuran, büyüten, koruyup kollayan annesinin değil, o çocuğun yaşayacağı travmayı hesaba katmadan annesini dünya aleme ‘rezil’ eden, hem de bunu yasal olmayan şekilde birisinin yatak odasınan alınan gizli görüntüleri yayarak yapan babanın hakkı oluyor.

Ahlak bir insanın evine gizlice girildiğinde, onun özel hayatı izinsizce ifşa edildiğinde değil, iki kadın birbirine aşık olduğunda zedeleniyor. Ve neticede utanmak ve bedel ödemek bu nefret suçuna imza atanlara değil, esasen kimseye hesap vermelerine gerek olmayan o iki insana düşüyor. Dört bir taraftan saldırıya uğruyorlar. Olan biteni “şaşkınlık ve üzüntüyle” medyadan izleyen Poll Production İntizar’ın şirketleriyle hiçbir bağının kalmadığını açıklıyor mesela alelacele. Nasıl bir gerekçe ile, hangi hakla? “Eşcinsellerle çalışmıyoruz” mu demek istiyorlar, ne diyorlar tam olarak? “Konu özel hayatı değil, bizi süreçle ilgili yanlış yönlendirip sanatçı – yapımcı güven ilişkisini sarsmış olması” gibi ikinci bir açıklama yapmışlar sonra. Mecbur mu insanlar çalıştıkları yere kiminle ne yaşadıklarını açıklamaya, anlamadım.

Durduğumuz nokta, iştahla takip edilen bir magazin haberinden çok daha kritik bir nokta. Şayet bu yasal olmayan şekilde elde edilen görüntüler mahkemede kabul görür – ki gördü bile - , Sinem Gedik’in çocuğunun velayetini kaybetmesine neden olursa, hem bir kez daha homofobi kazanacak hem de bir insanın yatak odasında ne olup bittiğinin herkesi ilgilendirdiği tescillenmiş olacak.

Olan en çok da altı yaşındaki bir çocuğa olacak diyebilmek isterdim ama ne yazık ki bu görüntüler ortalığa düştüğünde olanlar oldu zaten.

Aso Maro - Milliyet

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/asu-maro/hangisi-yilin-skandali--2707210/

AHLAK NEYDİ, LEZBİYENLİK NE?

$
0
0
- Vergi kaçırmanın, başarı; trafik kurallarına uymanın, enayilik; hak etmediğin bir makama oturmak  için torpil aramanın, ilişki yönetimi; ayıplı malı, yırtık ya da sahte parayı müşteriye yedirmenin, iyi satıcılık; sınavlara hazırlanmak için sahte rapor almanın, yetenek sayıldığı bir yerde, iki yetişkinin özel hayatı üzerinden ahlak tartışıyoruz. Sahi nedir ahlak?..

- Gay olduğu, karısını aldattığı veya evli bir adamla birlikte olduğu için, yapım şirketinin işine son verdiği tek bir şarkıcı ya da oyuncu yok bu ülkede. Lezbiyenlik iddiasıyla işinden olan birisini gördük ama cumartesi günü.

- Özel hayatı habersiz şekilde kayıt altına almak, hukuken geçersiz görüntüleri medyaya servis etmek, anne-çocuk ilişkisinin geleceğine dinamit koymak mı ahlaksızlık, yoksa iki kişi arasında yaşananlar mı?

- 14 yaşında bir kız çocuğu doğum yaptı, “bebeğin babası ya abim ya da dayım, ikisi de bana tecavüz ettiler” dedi. Dayı olacak adam da “kendi istedi” diye savunma yaptı. Ahlaksızlık cinsel yönelimde değilmiş demek ki... Bir çocuğa hem de kendi kanına tecavüz edebilen hayvanların yaşadığı bir dünyada, hangimizin iki yetişkin kadının tercihlerini yargılama hakkı var ki?

- İş vermek, terfi ettirmek ya da zam yapmak için kadınları kendileriyle birlikte olmaya zorlayan adamlar ahlaklı, lezbiyen ilişki yaşadığı iddia edilen iki kadın ahlaksız öyle mi?

- Gazete köşende televizyon yazıları yazıp sonra elde dosya tüm kanallara program satmaya çalışmak skandal değil ama bu olay yılın skandalı öyle mi?

- İnsanları cinsel yönelimleri değil, yaptıklarıyla değerlendiriyor dünya... İki Oscar ödüllü Jodie Foster, özgürlük şarkılarını herkesin bildiği Joan Baez, İngiltere Kraliçesi’nin “Sir” unvanı verdiği Elton John örneklerine bakmak yeterli aslında.

Özay Şendir - Milliyet

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ozay-sendir/ahlak-neydi-lezbiyenlik-ne--2707217/

Çok Yanlış Anlaşılmanın Sonucu: Pedofiller de LGBT Topluluğunun Bir Parçası Olmaya Çalışıyor!

$
0
0
Evet yanlış okumadınız. Tüm dünyada yükselen eşcinsel ve trans hakları savunuculuğu, durumlarını açıkça dile getiren pedofillerin kendilerini bu "toplum normlarına uymayan" topluluklara ait hissetmesine sebep oldu. Kan donduran bu hareketin detaylarına birlikte bakalım.

Dünyada pek çok kişi ve topluma göre "sapkınlık" olarak tanımlanan LGBT haklarının yükselişi, pedofillerin ilgisini çekti.

Ne olsa genele bakınca 50-100 yıl önce eşcinsellik de pedofili gibi görünüyordu. Hala bunların farkını anlayamayan insanlar olduğu için pedofiller de toplum tarafından kabul edilme derdine düştü.

Kendilerini topluma kabul ettirmek için önce isimlerini değiştirmeye çalışıyorlar ve kötü algı yaratan pedofil yerine MAP adını kullanmaya başlıyorlar.

MAP'in açılımı "Minor Attracted Person", yani "kendinden küçüklere ilgi duyan birey". İnfantofili (bebeklere ilgi duyan), pedofili (küçük çocuklara ilgi duyan), hebefili (ergenliğe giren çocuklara ilgi duyan) ve efebofili (ergenlere ilgi duyan) tüm pedofilleri tek ve masum bir çatı altında toplamaya çalışanlar bu isme sığınıyor. Kendilerini NOMAP (Non-Offending Minor Attracted Person) olarak tanımlayanlar da var, onlar da çocuklara zarar vermediklerini iddia eden pedofiller.

Kendilerini giderek büyüyen ve çeşitlenen LGBT topluluğunun bir parçası olarak gördükleri için bir bayrak bile hazırlamışlar.

Bu bayrak LGBT topluluğu tarafından elbette kabul edilmiyor ve yürüyüşler sırasında kullanılması durumunda ihbar edilmesi isteniyor.

Peki pedofiller neden bu topluluğa zorla da olsa dahil olmaya çalışıyor?

"Yanlış anlaşıldıklarını", yıllardır tıpkı eşcinseller gibi marjinalize edildiklerini, dışlandıklarını ve canavar gibi gösterildiklerini iddia eden pedofiller çocuklara dokunmadıkları veya bazı durumlarda çocuğun "rızası" oldukça üstlerine gelinmemesini talep ediyor.

Bazı internet sitelerinde "herkes, her düşünce desteklenmeli" adı altında mağduriyet hikayeleri paylaşılıyor.

Bazı topluluklara göre katiller, ırkçılık ve pedofiller de desteklenmeli. Pedofiller de kendilerini açıkladıktan sonra nefret suçuna maruz kaldıklarını, sosyal medyadan ölüm tehditleri aldıklarını, işlerini kaybettiklerini, hatta terapistlerin bile kendilerini reddettiğini söyleyerek intihara sürüklendiklerini söylüyorlar.

Yıl 2018, hala neyi tartışıyoruz diyebilirsiniz; ancak hala eşcinselliği tecavüz ve pedofiliden ayıramayan pek çok insanın varlığı pedofillerin isim değiştirerek normalleşme çabasına yol açıyor.

Bu noktada hala anlaşılamıyorsa kişiye göre değişen ve değişmeyen durumların analizini iyi yapmak gerekiyor. Eşcinsellerden, evlilik dışı flörtten, çoklu ilişkilerden hoşlanmıyor olmakla tecavüz ve pedofiliyi bunların arasına katmak arasında büyük bir fark var.


Bu noktada öne çıkan rıza kavramını ayırt etmek bu kadar zor olmamalı.

Pedofili, tecavüz, ensest gibi rahatsız edici kavramların bu kadar rahatsız edici olması ve asla hiçbir toplum tarafından kabul edilmemesinin sebebi rıza. Bir çocuğun herhangi bir konuda rızası dahi olsa, bunun gerçek bir rıza olmadığını herkes bilir. Çocukların hayatında cinselliğe zaten yer yoktur ve bu bir tartışma konusu olamaz.

İki yetişkin insanın kendi rızalarıyla yaşadığı ilişkiyle tecavüzü ve pedofiliyi aynı kefeye koyanlar oldukça pedofillerin cesaretleri de artacak.

Bu tehlikeye dikkat edip kendimizi ve çevremizi bilinçlendirmemiz gerekiyor. Kişisel görüşlerin gerçekleri bastırması, fırsatçıların önünü açmaktan başka bir işe yaramaz. Bugün pedofiller, yarın tecavüzcüler; sapkın düşüncelerin güçlenmesini önlemenin yolu akıl ve rıza kavramını iyi öğrenmekten geçiyor.

İstismarın toplumun genel kesimi tarafından kabul görmeyen LGBT topluluklarına dahil edilmesi onlara da zarar verir.

Başkasının özgürlüğüne müdahale eden hiçbir hareket özgürlük kavramına giremez. Bu çocuklukta öğrenilen bilgi, durumları birbirinden ayırma yeteneği kazandırır. Hiçbir insanın bir başkasını istismar etme özgürlüğü yoktur.

https://onedio.com/haber/cok-yanlis-anlasilmanin-sonucu-pedofiller-lgbt-toplulugunun-bir-parcasi-olmaya-calisiyor-831624

Gardiyana, ‘Lezbiyen misiniz de dokunuyorsunuz bana’ diyen kadına; beraat

$
0
0
Cezaevindeki ağabeyini ziyaret etmek isterken, soyunmasını isteyen kadın gardiyanlara, “Kafanıza göre bizi arayamazsınız. Lezbiyen misiniz, bize dokunuyorsunuz” diye hakaret ettiği iddia edilen S.Ç., Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada beraat etti.


C.S.H.Ç.’yi ziyarete giden kız kardeşi S.Ç.’nin kadın arama odasında üst araması yapıldı. Bu sırada orada bulunan infaz koruma memurları D.D. ile G.K.’ya üstünü aratmak istemeyen S.Ç., “Bilerek yapıyorsunuz. Biz uyuşturucu suçlusu değiliz. Bizi onlarla karıştırmayın. Önce suçumuzu öğrenin. Kafanıza göre bizi arayamazsınız. Lezbiyen misiniz, bize dokunuyorsunuz” dedi. Bu şekilde iki görevli memura hakaret ettiği iddiasıyla S.Ç. hakkında ‘kamu görevlisine görevine karşı hakaret’ suçundan 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

‘ELİNLE YOKLA’ DEDİM

Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada savunmasını yapan S.Ç., “Oradaki bayan gardiyan üzerimi çıkarmamı istedi. Tişörtümü çıkarmamı istedi. Ben çıkarmak istemedim. Çamaşırımı göstererek elinizle yoklayın dedim. Hakaret etmedim. Belirtilen sözleri söylemedim, suçu kabul etmiyorum” dedi.
S.Ç.’nin kız kardeşi N.Ç. ise tanık sıfatıyla verdiği ifadede suça konu olan sözleri kendisinin söylediğini belirterek şöyle konuştu:

‘BANA KARŞI SOYUN’

“3 arama cihazından geçtikten sonra kabine alındım. Bayan gardiyan ‘Bana karşı soyun’ dedi. ‘Çırılçıplak mı olacağım. İçimde iç çamaşırı yok’ dedim. Israrla soyunmamı istediler. Ben de ‘Niye böyle yapıyorsunuz, şimdiye kadar böyle bir şeyle karşılaşmadım. Beni çıplak görmek hoşunuza mı gidecek? Soyunmayacağım!’ dedim. Tacize uğradığımı suç duyurusunda bulunacağımı söyledim. Kabinden çıktığımda kız kardeşime de aynı şeyi yapıp yapmadıklarını sordum. Aynı olaya onlar da maruz kalmışlar. Ben de ‘Bunlar niye böyle yapıyor, uyuşturucu mu sokuyoruz içeriye?’ dedim. Bize görüşme yasağı verildi, mağdur olduk, tacize uğradık. Kız kardeşim görevlilere herhangi bir hakarette bulunmadı. Ben sadece olayı anlamaya çalıştım. Burada konuşan bendim. O hiçbir şey söylemedi.”

HAKARET İÇERMİYOR

Mahkeme gerekçeli kararında S.Ç.’nin infaz koruma memurları D.D. ve G.K.’nın soyunma talebine karşı koyduğu, giysilerini çıkarmak istemediği, beyanlarında hakaret ve kast unsuru bulunmadığı kanaatine varılarak beraat verdiğini açıkladı. S.Ç. hakkında verilen karar kesinleşti.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/lezbiyen-misiniz-dokunuyorsunuza-beraat-40897894

Mustafa Ceceli: Ben bir şey yapmadım!

$
0
0
Mustafa Ceceli konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı...


"Kişilerin yönelimleri asla benim meselem olmadı, olamaz da. Beni ilgilendiren tek mesele küçücük evladımın psikolojik gelişimi ve travmalarıdır. Bu nedenle 3 Temmuz'da, içinde bulunduğum şok edici duruma rağmen en sağlıklı çözüm yolu olarak yargıya başvurdum ve velayet davası açtım. Söz konusu ilişki bir boşanma travmasının ürünü değildir. Boşanmadan önce başlamıştır ve bugüne kadar süregelmektedir. Çocuğumun yaşadığı travmaların ortaya çıkmasıyla dava konusu olan şey çocuğun bulunduğu ortamlarda onun ruhsal durumunu bozan davranışlardır. Çocuğumun da bu davranışlara maruz bırakıldığı ilgili görüntüler dava dosyasında yer almaktadır. Empatiden yoksun hakaret, eleştiri ve iftiraların hiçbiri çocuğumun bizzat bana anlattıklarından ve yaşadıklarından önemli değildir. Hiçkimsenin evine girmedim, hiçkimsenin evine kamera yerleştirmedim. Dava dosyasındaki görüntüler benim elime, kimliği belli olmayan kişilerin mail atması ile geçmiştir. Dolayısı ile tarafımca asla bir gizli çekim söz konusu değildir. Kanıtlar arasında kimliği belli kişilerce "Çocuğunuzu kurtarın" başlığı altında ihbar mailleri de bulunmaktadır. Tek düşüncesi evladı olan bir baba olarak ise görüntüleri basına sızdıracak son kişiyim. Çocuğumun annesinin de bulunduğu görüntüleri kamuya sızdıranlarla da hukuk önünde hesaplaşacağımın bilinmesini istiyorum... Dava dosyasının şahitlerini telefonla arayarak tehdit edenler ya da rüşvet teklif edenler, küçücük bir çocuğun gerçek mağduriyetini hiçe sayarak mağduru oynayanlardır. Bu konuda herkes hukuk önünde hesap verecektir. Çocuğumun bulunduğu ev ya da ortamda yaşananlar, cinsel yönetim duyarlılığıyla görmezden gelinecek şeyler değildir."

https://www.haberturk.com/intizar-ile-sinem-gedik-in-videosu-sizdirildi-mustafa-ceceli-den-aciklama-geldi-2060746-magazin

Deniz Çakır'dan Mustafa Ceceli'ye sert tepki!

Viewing all 15059 articles
Browse latest View live


<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>