Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

Pencerede öpüşen lezbiyen çifti gören komşuları çileden çıktı! Arabalarına çarpıp küfürler savurdu

$
0
0

İngiltere’nin Stockport şehrinde yaşayan Faye Mallon ve Lydia Henshall çifti, evlerinde öpüştükleri sırada komşularının onları izlediğinden habersizdi. Komşu çiftin yaptığının ahlaksız olduğunu savunarak ev sahibine şikayet etti. Çiftin evlerinden çıkması gerektiğini savunan adam genç kadınları türlü yöntemlerle yıldırmaya çalıştı.

İngiltere’de yaşayan Faye Mallon ve Lydia Henshall isimli kadınlar evlerinde oturdukları sırada birbirlerine yakınlaşarak öpüşmeye başladı. Çiftin bu özel anları çevredeki bir komşu tarafından görüldü. Şahit olduğu manzara karşısında sinirlenen 63 yaşındaki Kim Armstrong isimli komşu, 26 yaşındaki hemşire Faye Mallon'u ve 27 yaşındaki danışman kız arkadaşı Lydia Henshall'ı evlerinden ayrılmaları yönünde taciz etmeye başladı. İkilinin davranışlarını ahlaksız bulan ve çevresinde bu kişilerin olmasının uğursuzluk getirdiğini dile getiren Armstrong, kadınları evlerinden göndermek için her yolu denedi.

ARABALARINA ÇARPIP KÜFÜRLER SAVURDU

İddialara göre çifti mahalleden göndermek isteyen Kim Armstrong önce bilerek arabalarına çarptı. Ardından ise kadınlara küfürler savurarak evlerini terk etmelerini istedi. Evleri için büyük bir masraf yaptıklarını ifade eden genç kadınlar, başlarına gelen durumu mahkemeye bildirdi. Kadınlar, ruh sağlıklarının bozulduğunu belirterek adamdan şikayetçi olurken, adam da "huzurumuzu bozuyorlar" diyerek kendini savundu. Dava önümüzdeki günlerde sonuçlanacak.

https://www.mynet.com/pencerede-opusen-lezbiyen-cifti-goren-komsulari-cileden-cikti-arabalarina-carpip-kufurler-savurdu-190101265226


Playboy Kurucusu Hugh Hefner Biseksüel miydi?

$
0
0

A&E’nin ‘Playboy’un Sırları’ adlı belgesel dizisi, Playboy imparatorluğunun ardında bugüne kadar saklı tutulan çeşitli gerçekleri araştırarak eğlence dünyasında bir dalgaya neden oldu. Hugh Hefner’ın yarattığı dünyayı ve kültürü inceliyor ve Playboy imparatorluğunun geçmiş ve şimdiki neslin cinsellik, güç ve neyin iyi bir yaşam olduğu konusundaki görüşlerini nasıl etkilediğini gösteriyor. Merhum Hugh Hefner’ı çevreleyen tartışmalar yaygın bir bilgi olsa da, belgeseller daha önce pek keşfedilmemiş bir yol olan biseksüelliği hakkındaki iddialara ışık tutuyor. Bu nedenle, insanlar artık oldukça meraklıyken, Hugh Hefner’ın biseksüel olup olmadığını öğrenmeye karar verdik.

HUGH HEFNER BİSEKSÜEL MİYDİ?

1952’de Hugh Hefner, Esquire Magazine’deki metin yazarı olarak işini bıraktı ve takip eden yıl Playboy’un ilk sayısını çıkardı. Dergi hemen başarı ile karşılandı ve Playboy kısa süre sonra, cömert ve neredeyse ütopik yaşam tarzını çevreleyen tüm bir kültürü oluşturan bir imparatorluğa dönüştü. Başlangıçta, dergi ve Hefner LGBTQ karşıtı olarak görüldü, çünkü heteroseksüellerin eşcinseller tarafından zulme uğradığı ve hor görüldüğü bir gelecekten bahseden ‘The Crooked Man’ adlı kısa bir hikaye yayınlamaya devam etti. Hikaye büyük tartışmalara yol açtı ve dergi öfkeli mektuplarla bombalandı.

Ancak Hefner, “Eşcinsel bir toplumda heteroseksüellere zulmetmek yanlışsa, tersi de yanlıştı” diyerek seçimini savundu. Bu, Hefner’in eşcinsel evliliğe güçlü desteğiyle birlikte, LGBTQ topluluğu hakkındaki görüşlerinde oldukça ilerlediğinin ilk işaretleriydi. Ayrıca tarihçi Mark Stein’a göre Playboy dergisi halka eşcinselliği bu tür muhafazakar zamanlarda tartışmak için en güvenli ve en etkili yerlerden birini sundu.

Bununla birlikte, Hefner’ın erkeklerle olan ilişkileri, eski kız arkadaşı Carrie Leigh’in 1999’da verdiği bir röportajda Hefner’ın erkeklerle cinsel ilişkiye girmeye meyilli olduğundan bahsetmesiyle ancak gün ışığına çıktı. Hatta eşcinsel karşılaşmalarını nasıl böldüğünü açıklamaya devam etti ve o sırada Hefner, “Hayatımın heteroseksüel, sallanan kısmında biraz biseksüellik vardı” diyerek itiraf etti. Bununla birlikte, kısa bir süre sonra kurtulmayı başardığı cinsel keşif aşaması olduğunu söylemeye devam etti.

Bununla birlikte, görünüşe göre, A&E belgesel dizisi Hefner’in eski kız arkadaşlarından biri olan ve son dergi patronunun eşcinsel bir ilişkisi olduğunu iddia eden Sondra Theodore ile bir röportajı içerdiğinden, Hefner’in iki merakının sonu gibi görünmüyordu. kişisel doktoru Mark Saginor ile. Bu görüş, ilk yıllarını Playboy malikanesinde geçiren ve babasının aşk ilişkisine ilk elden tanık olduğunu iddia eden Dr. Saginor’un kızı Jennifer tarafından da desteklenmiştir.

Jennifer, Dr. Saginor ve Hefner’in yakın arkadaş olduklarını kabul ederken, cinsel ilişkilerinden bahsetmeye devam etti ve “Fiziksel bir ilişkileri vardı. Bu farklı alemler bağlamında, alemler bir nevi insanların açık cinselliklerini deneyimlemeleri için bir fırsat olarak başladı.” Hatta Dr. Saginor’un aile hayatından ve Hefner ile birlikte olma pratiğinden nasıl vazgeçtiğini ve Eylül 2017’de vefat ettiğinde Playboy’un kurucusunun web sitesinde bulunduğunu bile açıkladı. Bu nedenle, Hefner’in cinselliği hakkında hiçbir zaman resmi bir onay olmamasına rağmen , son gelişmeler ve ifşaatlar onun gerçekten biseksüel olduğunu gösteriyor.

Batuhan Barutcu

https://haberzilla.com/playboy-kurucusu-hugh-hefner-biseksuel-miydi/

Ubisoft, espor etkinliğini BAE’den taşıdı

$
0
0

Fransız video oyun geliştiricisi ve yayımcısı olan Ubisoft Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapılacak olan Rainbow Six Siege turnuvasını Birleşik Arap Emirlikleri’nin lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüel konulardaki protestoların ardından erteledi.

Ubisoft, espor etkinliğini BAE’den taşıdı! 13.000’den fazla kişi tarafından imzalanan bir dilekçe, eşcinselliğin suç sayılması da dahil olmak üzere “ciddi LGBTQ+ sorunlarına” değindi. Söz konusu dilekçede şu ifadeler yer alıyor:

“Birleşik Arap Emirlikleri, eşcinselliği bir suç olarak tanıyor ve kırbaçlama, para cezası, sınır dışı etme, kimyasal hadım etme, namus cinayetleri ve kanunsuz infaz gibi cezalar veriyor. LGBTQ+ karakterlerinin Rainbow Six Siege’e dahil edilmesiyle birlikte, kolektif olarak bu kararın tehlikeli ve gelişen espor kültürünü geriye götüreceğine inanıyoruz”

Yayıncı Ubisoft, her yıl üç Rainbow Six Siege turnuvası düzenliyor. Ancak protestolar yüzünden şirket şimdi “Ağustos 2022’deki Six Major’ı tam yeri henüz belirlenmemiş olan başka bir Rainbow Six espor bölgesine taşıyacağını” söyledi.

Ubisoft, espor etkinliğini BAE’den taşıdı

Resmi Rainbow Six espor sayfasındaki bir tweette Ubisoft, “uluslararası Siege topluluğunun üyelerinin bu seçimi sorguladığını yüksek sesle ve net bir şekilde duyduğunu” ekledi.

Şirket başlangıçta, 20 Şubat Pazar günü açıklanan etkinliği BAE’de düzenleme kararını savundu ve BAE hükümeti ve yerel espor ortakları ve ekipleriyle “tüm cinsiyet kimliklerinden, cinsel yönelimlerden herhangi birinin, kültürel geçmişler veya diğer bireysel özellikler memnuniyetle karşılanacaktır”. dendi.

Rainbow Six: Siege veya Rainbow 6: Siege Ubisoft Montreal tarafından geliştirilen ve Ubisoft tarafından yayımlanan birinci şahıs nişancı türünde bir video oyunu olarak dünya çapında 70 milyondan fazla kayıtlı oyuncuya sahip. En iyi espor oyunlarından biri olan Rainbow Siege eşcinsel karakterlere ve profesyonel oyunculara sahiptir.

BARIŞ YILMAZ

https://donanimgunlugu.com/ubisoft-espor-etkinligini-baeden-tasidi-294898

Ukraynalı LGBTQ’lar: “Mücadele edeceğiz”

$
0
0

Kiev’de bağımsız illüstratör olarak çalışan 33 yaşındaki Iulia ise CBS’e yaptığı açıklamada Rusya’nın Ukrayna’yı tamamen işgal edebileceğine inanmadığını çünkü Ukrayna ordusunun güçlü duracağını, direneceğini düşündüğünü söyledi.

Ukrayna’daki bazı LGBTQ’lar Rusya’nın ülkeyi işgal etmesi durumunda yaşanabilecek insan hakları ihlallerinden endişe ediyor.

CBS New’s haberini Kaos GL için çeviren Selma Koçak’ın haberine göre, 18 yaşındaki hukuk öğrencisi Iulia: "Bu, bana ve özellikle sevdiğim kişiye yönelik doğrudan bir tehdit anlamına geliyor” dedi. Iulia, Rusya’nın işgal alanını genişletmesi durumunda birincil hedefler arasında yer alan ve ülkenin doğusunda bulunan Kharkiv şehrinde hukuk eğitimi alıyor. Diplomasını Ukrayna’da LGBTQ hakları için mücadelede kullanmak istiyor.

Iulia, "Rusya’da LGBTQ’lara zulmediliyor” dedi ve “Eğer Rusya tüm Ukrayna’yı ya da ülkenin büyük bir bölümünü işgal ederse, şu anda Ukrayna’da yapabildiğimiz gibi barış içinde var olabilmemize ve LGBTQ hakları için mücadele etmemize izin vermeyecektir” diye devam etti.

Rusya, 2021 yılında eşcinsel evliliği resmen yasakladı – ki zaten izin verilmiyordu – ve 2013 yılında eşcinsel ve heteroseksüel ilişkilerin eşitlenmesini ve eşcinsel haklarının desteklenmesini yasaklayan sözüm ona “gey propagandası”na karşı bir yasa çıkardı.

Kiev Pride proje asistanı Edward Reese ise CBS’e verdiği demeçte: "Ukrayna bir Avrupa ülkesi. On yıllık bir Onur Yürüyüşleri tarihimiz var bizim, bildiğiniz gibi Rusya’da durum bunun tam tersi.” dedi. “Yörüngemiz, yolumuz tamamen farklı… İnsan hakları, LGBTQ, feminizm ve bunun gibi pek çok meselede insanların düşüncelerindeki değişimi görüyoruz… Dolayısıyla kesinlikle Rusya ile bağlantılı herhangi bir şey istemiyoruz… Almayacağız da…” diye devam etti.

Iulia ise, Ukrayna’nın daha kat etmesi gereken uzun bir yolu olmasına rağmen, LGBTQ’ları kabullenme konusunda çok önemli bir ilerleme kaydettiğini vurguladı.

Ukrayna’nın da henüz eşcinsel evliliğe izin vermediğini ancak en fazla birkaç yıl sonra bunun da olacağına inandığını belirten Iulia, CBS’e "Haklarımız ve özgürlüklerimiz için yapacak daha çok işimiz var ama Ukrayna’da kendinizi tam olarak ifade edebilirsiniz. Bu, Rusya’da olduğundan çok daha güvenli, inanın bana. Çok daha kolay” diye konuştu.

Kiev’de bağımsız illüstratör olarak çalışan 33 yaşındaki Iulia ise CBS’e yaptığı açıklamada Rusya’nın Ukrayna’yı tamamen işgal edebileceğine inanmadığını çünkü Ukrayna ordusunun güçlü duracağını, direneceğini düşündüğünü söyledi.

"Biraz panikledim, ama çok az. Ordumuza çok güveniyorum. Çok sayıda Ukraynalı şu anda orduya bağış yapıyor, sadece maddi bağış değil, kan da bağışlıyor” dedi.

Rusya’nın ülkeyi ele geçirmesi durumunda, ki bu en kötü durum senaryosu ona göre: “Yakalanmamaya çalışırdım, çünkü sadece Twitter profilim bile beni hapse atmaları için yeter onlara. Ki bu durumda hapse atılmak, başıma gelecek en iyi şey olur muhtemelen.” diye devam etti.

Kiev Pride’dan Reese, Ukrayna’daki LGBTQ topluluğunun Rusya tehdidine karşı savaş durumunda orduyu desteklemek için örgütlendiğini aktardı. Grup, gerektiğinde kullanmaları için üyelerine bir ilkyardım eğitimi bile verdi.

Reese, "Korkularımız var, bu çok doğal. Ama panik yapmıyoruz. Orduya bağış yapıyoruz. Ukrayna ordusunu desteklemek için kurulan fon, dün tarihindeki en büyük bağış miktarına ulaştı. Kiev Pride da bağış için bir çağrı yayınladı, bunu LGBTQ’ların yaptığını biliyorum. Kendi adıma ben de sıhhiye taburları için bağış yaptım” dedi.

"Aslında bunun olacağına inanmıyoruz ama eğer olursa, LGBTQ’ların çoğu ve ben ülkeden kaçmayacağız ve mücadele ederek kazanacağız” diye konuştu.

"Umutluyum"

Hukuk öğrencisi Iulia ise Rusya tehdidine rağmen Ukrayna’nın ve orada yaşayan LGBTQ topluluğunun geleceğinden umutlu olduğunun altını çizdi:

"Her şey yaşanıp bittiğinde, Rusya bizi terörize etmekten vazgeçtiğinde, bence kısa bir süre içinde eşcinsel evliliğin yasal olmasını sağlayacağız, çok az kaldı buna. Ve evet, bir LGBTQ olarak Ukrayna’da çok çok iyi ve rahat bir geleceğim olacağını düşünüyorum.”

(EMK)

https://bianet.org/kadin/toplumsal-cinsiyet/258271-ukraynali-lgbtq-lar-mucadele-edecegiz

Eşcinsel adam leopar desenli pantolonu nedeniyle restorana alınmadı! Sosyal medyadan tepki gecikmedi

$
0
0

21 yaşındaki Brandon Rogers, kız kardeşinin doğum günü olduğu için ailesiyle birlikte bir kutlama için Manchester’daki bir restorana gitti. Rogers, leopar desenli pantolonu nedeniyle restorana alınmayınca tepkisini sosyal medya hesabından gösterdi. Girişinin reddedilmesi üzerine çileden çıkan adama restoran, “Kişisel bir konu değil. Kıyafet yönetmeliği kurallarını uyguladık” açıklamasını yaptı.

Bradon Rogers isimli bir adam Manchester’daki bir restorana kıyfeti nedeniyle alınmadığı için kendisini dışlanmış hissettiğini söyledi. 6 kişilik bir grupla birlikte kız kardeşinin doğum gününü kutlamak için restorana gittiklerini belirten Rogers, kıyafet kuralına uymadığı gerekçesiyle kapıdan çevrildi. Rogers bu anları sosyal medya hesabından anlatırken kendisini kıyafetinden dolayı değil, cinsel yönelimi nedeniyle içeri almadıklarını iddia etti. Eşcinsel olduğunu söyleyen Rogers, kapıdaki güvenlik görevlisinin kendisini baştan aşağıya süzdükten sonra “Pantolon çok ama çok fazla, leopar desenli olmaz” dediğini söyledi.

“MUTLAK AYRIMCILIK VE HOMOFOBİK”

Yaşadığı durumu sosyal medya hesabında “Mutlak ayrımcılık ve homofobiklik. Bunun ciddi bir şekilde ele alınması gerekiyor.” ifadelerini kullanarak anlattı. Rogers’ın gönderisi binlerce beğeni ve yorum alınca bahsi geçen restoran konuya dair bir açıklama yapmayı tercih etti.

Restoran, Brandon'ı üzdüğü ve kuruluşa girmesini reddettiği için özür diledi. Yapılan açıklamada, “Bu olayın yaşanmasından dolayo Brandon ve ailesinden özür dileriz. Açılışından bu yana işletmemizde kıyafet yönetmeliği kuralları uyguladı. Bu vesileyle, kapı ekibimiz, resepsiyon masamız ve yöneticimiz, kıyafet kurallarına uyulduğunu düşünmediği anlarda girişi reddetme kararını uygulamaya başladı.”

https://www.mynet.com/escinsel-adam-leopar-desenli-pantolonu-nedeniyle-restorana-alinmadi-sosyal-medyadan-tepki-gecikmedi-190101265316

Berghain’i Dünyanın En Meşhur ve Girmesi Zor Bir Gece Kulübü Yapan 10 İlginç Özelliği

$
0
0

Dünyanın pek çok önemli şehrinde kolay kolay giremeyeceğiniz ama girmek isterseniz bir şekilde yolunu bulabileceğiniz gece kulüpleri vardır. Berghain, bunlardan biri değil. Dünyaca ünlü sanatçıların bile kolay kolay kabul edilmediği ve içeride neler döndüğü her zaman şüpheli olan gece kulübü Berghain’ı gelin yakından tanıyalım.

Gece hayatı epey karmaşık bir dünya. Çoğu kişi birkaç içki içip, dans edip, eğlenmek ister. Bazıları ise günlerce süren sapkın partilere katılmak isteyebilir. İşte Berghain tam olarak böyle hizmet veren bir gece kulübü. Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan Berghain gece kulübü, dünyanın girilmesi en zor mekanlarından biri olarak kabul ediliyor çünkü içeride yaşananlar hala gizemini koruyor.

Berghain gece kulübü daha çok eşcinsel erkeklere ve tekno müzik tutkunlarına hitap ediyor. Ancak burası yalnızca bir eğlence mekanı değil. İçeride son derece sapkın partilerin yapıldığı ve hatta grup seks odalarının olduğu söyleniyor. Dünyaca ünlü isimlerden bazılarının bu mekanın kapısından döndüğü de bilinenler arasında. Gelin dünyanın en gizemli gece kulübü olan Berghain hakkındaki ilginç bilgilere yakından bakalım.

Berghain hakkında ilginç bilgiler:

Bina, Doğu Almanya döneminden kalma.

Berghain, eşcinsel erkeklerin mabedi.

Tekno müziğin başkenti olarak anılıyor. 

Britney Spears, Berghain kapısından döndü.

Berghain ses sistemi asla tam kapasite çalıştırılmıyor.

Tuvaletlerde ayna bulunmuyor.

Kamera ve telefon tamamen yasak.

Alt katlarda neler döndüğü meçhul.

Berghain bir kültür mirası.

Pandemi sonrası işler biraz değişti.

Bina, Doğu Almanya döneminden kalma:

Berghain gece kulübü

Berghain gece kulübün binası, Doğu Almanya’nın savaş sonrası yeniden yapılanma sürecinde inşa edildi. 1953 yılında ısıtma tesisi olarak inşa edilen bina, 1980 yılında tamamen terk edildi. 18 metrelik tavan yüksekliğine ve kolonsuz, geniş bir orta alana sahip olan binada 1990’lı yıllardan itibaren erkeklere özel fetiş partileri yapılmaya başladı. Farklı isimler altında sınırsız özgürlük partileri sunan mekan son olarak 2004 yılında Berghain adıyla bugün olduğu halini aldı. 

Berghain, eşcinsel erkeklerin mabedi:

Berghain gece kulübünde daha çok eşcinsel erkeklerin olduğu söyleniyor. Zaten ilk yıllarında bile yapılan partiler tamamen erkeklere özel etkinliklerdi. Giren her erkek eşcinsel midir bilinmiyor ancak içeride neler olduğundan bahseden bazı haberlerde eşcinsel erkeklerin yoğun olduğu söyleniyor

Tekno müziğin başkenti olarak anılıyor:

Tekno müzik, ilk yıllarından beri her zaman Berghain gibi mekanların gözdesi olmuştur. Ancak Berghain, bu konuda başı çekiyor. Pek çok tekno müzik lansmanı ilk kez bu mekanda yapılıyor. Yani halka açık bir yer olsa tekno müzikseverlerin buluşma noktası diyebileceğimiz bir yer ama kolay kolay içeri girilemediği için yalnızca tekno müziğin başkenti olarak anılıyor. 

Britney Spears, Berghain kapısından döndü:

Bir dönem zor günler geçirmiş olsa da Britney Spears’ın bir dünya yıldızı olduğunu kabul edelim. Bir dünya yıldızını mekanına kabul etmemek ise ancak Berghain gibi bir gece kulübünün harcıdır. Berghain’ın içeri kimi alıp almadığı ve bu konuda nasıl kuralları olduğu bilinmiyor. Pek çok kişi ırkçı olduğunu bile söylüyor. Yapılan bazı etkinliklere yalnızca davetiyeli konukların alındığı biliniyor.

Berghain ses sistemi asla tam kapasite çalıştırılmıyor:

Berghain gece kulübünde Function One ses sistemi kullanılıyor ve en yoğun günlerde bile maksimum performansının en fazla %20’sinde çalıştırılıyor. Mekanın ses sistemini kuran Benedikt Koch’un dediğine göre eğer bu sistem tam kapasitede çalıştırılırsa içeride bulunan tüm insanlar, en küçük sinir uçlarının bile titrediğini hissederlermiş.

Tuvaletlerde ayna bulunmuyor:

Bugün bazı mekanlarda aynasız tuvaletler görüyor olsak bile Berghain bu uygulamayı ilk başlatan yer olabilir. Dediklerine göre etkinlikler sırasında insanlar kendilerini kaybettikleri için tuvalette kendileriyle yüzleşme utancını yaşasınlar istenmiyor. Biraz tüyler ürpertici olduğunu kabul edelim.

Kamera ve telefon tamamen yasak:

Yine ünlüler tarafından sevilen mekanlarda gördüğümüz bir uygulama olsa da Berghain kamera ve telefon yasağını ilk uygulayan mekan olabilir. Ünlü Amerikalı komedyen Conan O'Brien, 2016 yılında program için Berghain’a girmek istemiş ancak kamera ekibi nedeniyle buna izin verilmeyerek uzaklaşması istenmiştir. Elimizdeki fotoğraflar, Berghain tarafından onaylanarak yayınlanan görüntülerdir.

Alt katlarda neler döndüğü meçhul:

Konuya açıklık getirmek gerekirse Berghain yalnızca eşcinsel erkeklerin içki içip tekno müzikle coştuğu bir mekan değil. Söylenenlere göre alt katlara yalnızca erkeklerin katıldığı fetiş partileri ve grup seks partileri yapılıyor. Hatta mekanın ortasında açık bir şekilde cinsel ilişkiye girenlerin olduğu bile söyleniyor. Mekanın cumartesi gecesinden pazartesi sabahına kadar açık olduğunu düşünürsek garip şeyler döndüğünü anlayabiliriz. Yani bu kadar gizlilik boşuna değil.

Berghain bir kültür mirası:

Başka yer mi kalmadı diye soracağımız bir karar, 2016 yılında Alman mahkemeleri tarafından verildi. Bu karara göre Berghain gece kulübü bir kültür kurumu olarak kabul edildi ve pek çok vergi muafiyeti sağlandı. Evet, sapkın bir gece kulübü Almanya’nın kültürel değerlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Pandemi sonrası işler biraz değişti:

Berghain da olsan dünya çapında bir virüs salgınından etkileniyorsun. Pandemi ile birlikte Berghain etkinlikleri de kısıtlandı. Mekan sahipleri, 2020 yılında Studio Berlin adıyla burayı bir sergi salonu olarak kullanmaya başladılar. Elbette yasaklar kalkınca mekan yeniden eski günlerine döndü ancak kısa süre bile olsa Berghain bir kültür merkezi oldu ve bu kapsamda birçok etkinliğe ev sahipliği yaptı. 

Dünyanın girilmesi en zor gece kulüplerinden biri olan Berghain hakkındaki ilginç bilgilerden bahsettik ve bu mekan hakkındaki dedikodulardan bazılarını paylaştık. Şimdi sormak gerekiyor, Berghain gece kulübüne girmek ister miydiniz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.

Umut Yakar

https://www.webtekno.com/berghain-hakkinda-ilginc-bilgiler-h121070.html

Ceylan Ertem'in videosu akıllara "Lezbiyen mi?" sorusunu getirdi!

$
0
0

Geçtiğimiz haftalarda kadın hayranı tarafından yıllardır tacize uğradığını söyleyerek gündeme gelen ünlü şarkıcı Ceylan Ertem'in 3 sene önce katıldığı programda söylediği "Hepimizin içinde kadını arzulayan bir yan var. Bir kadınla ilişki yaşamayı istiyorum" sözleri yeniden gündem oldu.

Geçtiğimiz haftalarda bir kadın hayranı tarafından yıllardır tacize uğradığını söyleyerek yasal yollara başvuracağını söyleyen Ceylan Ertem, bu sefer de 3 yıl önce verdiği bir röportajından dolayı gündem oldu.

"BİR KADINLA İLİŞKİ YAŞAMAYI ÇOK İSTERDİM"

Ertem, Mecra Teras isimli programda "Şarkılarının hepsi kadından erkeğe yazılan şarkılar mı? Yoksa kadının kadına yazdığı bir şarkı var mı? sorusu üzerine "Hayalimde bir kadın canlandırıp Nilüfer şarkımı yazdım. O kadına aşığım ve şimdi o kadına şarkı yazıyorum diye düşündüm. Hepimizin içinde kadınları arzulayan bir yan var. Bunu kimse inkar etmesin. Kadınları da erkekleri de çok seviyorum. Allah'tan tek isteğim. Bir gün bir kadınla aşk yaşamak. Ama hala erkekleri çok seviyorum. Oradan vazgeçemedim. Bir kadınla ilişki yaşamayı çok isterdim. Türk kadınlarının çok güzel olduğunu düşünüyorum" diyor.

Ceylan Ertem'in bu videosunun 3 sene sonra neden yeniden gündeme geldiği ise bilinmiyor.

3 yıl önceki videosu gündem oldu! Ceylan Ertem'den çok konuşulacak itiraf: Bir kadınla aşk yaşamak istiyorum

SAPLANTILI KADIN HAYRANINDAN İSYAN ETMİŞTİ

41 yaşındaki Ceylan Ertem, şubat ayının başında Twitter hesabından bir paylaşım yaparak yıllardır bir kadın hayranı tarafından takip edildiğini anlatmıştı. Kadın hayranının kendisiyle birlikte olmak için cinsiyet değiştirdiğini söyleyen Ertem, "Tedirgin oluyorum, kalbim hızla çarpıyor. Savcılığa gidip şikayetçi olacağım" demişti.

https://www.haberankara.com/magazin/ceylan-ertem-in-videosu-akillara-lezbiyen-mi-sorusunu-h189673.html

Eşcinsellik Yanlısı Kardinal Schönborn: "Kilise İçerisinde 'Savaş' Var"

$
0
0

Viyana Kardinal Christoph Schönborn, Pazar günü, Meryem Ana adına düzenlenen bir festival sırasında verdiği vaazında, Kilise içerisinde neredeyse bir "savaş" olduğunu, çünkü piskoposların ve kardinallerin kendilerini Papa Francis aleyhine ya da lehine konumlandıklarını söyledi.

Schönborn, tüm bu olan biten içinde "kendi iç huzurunu korumayı başaran" Papa Francis'e olan “hayranlığını” dile getirdi [fakat Francis, sık sık yaşadığı ani patlamalarla tanınmaktadır].

Her ne kadar Francis kişisel olarak taciz olaylarına karışmış olsa da, Schönborn ona "Tanrı'nın armağanı" demekten çekinmiyor.

Vaazı esnasında Schönborn, “yoksulluk”, “çevrenin korunması” ve “iklim değişikliğinin inkâr edilemez gerçekliğinden” de bahsetmiştir.

Bir hafta önce, önde gelen Avusturyalı eşcinsel propagandacı Gery Keszler ile düzenli olarak buluşan ve katedralinde eşcinsel etkinlikler düzenleyen Schönborn, geçtiğimiz hafta Francis'i "ikna edici bir pastör" olarak adlandırmıştı.

https://gloria.tv/post/TX9CRsXCjEoi2nfrKzaq9GA8V


Homofobik Cübbeli Ahmet Hoca eşcinsellik tehlikesini anlattı! 'Gökten taş yağmasını bekleyin'

$
0
0

Gazeteci Serdar Arseven'e konuşan Cübbeli Ahmet Hoca, eşcinsel sapkınlığın geldiği tehlikeli boyutu anlattı.

Serdar Arseven'in Youtube kanalında konuşan Cübbeli Ahmet Hoca, eşcinsel sapkınlığın toplumlar için tehdidini anlattı.

"Bu eşcinsellik meselesinin üzerinde çok duruyorum." diyen Cübbeli Ahmet Hoca, bazı hocaların eşcinsellik karşısında sessiz kaldıklarını belirterek, "Alperenler bir konferansa çağırdı. Oraya gittim ama maalesesef bazı hocalar çağrıldığı halde gelmediler. Niye korkuyorsunuz? Gelin konuşalım." ifadelerini kullandı.

Efendimiz Hazreti Muhammed'in (SAV) Hadis-i şeriflerinde de eşcinselliğin belaları beraberinde getireceğini söylediğini aktaran Cübbeli Ahmet Hoca, şöyle konuştu:

'Gökten taş yağmasını bekleyin'

Hadisler bunu söylüyor. "15 şey olursa belanızı bekleyin" diyor. Bunlardan birisinde "Erkek erkekle yetinirse, kadın kadınla lezbiyenlik yaparsa, gökten taş yağmasını bekleyin." buyuruluyor. "Azaplar, büyük kasırgalar bekleyin." Bunlar Tirmizi'de geçiyor.

Allah'a verilen sözler tutulmazsa Allah rahmet nazarı ile bakmaz. Bizim arkadaşlarımız bile "eşcinsellere saygı duyalım" derse ne olacak? Biz kendimizi ezik hissediyoruz. Halbu ki biz Müslümanız. Aziz insanlarız. Namusumuzu, şerefimizi bilmiyor muyuz? Adamlar Nişantaşı'nda yürüyor. Biz korkudan konuşamıyoruz. Bunun böyle olmaması lazımdı.

https://www.yeniakit.com.tr/haber/cuubeli-ahmet-hoca-escinsellik-tehlikesini-anlatti-1631733.html

Seyhan Soylu'nun 'Gay' iddiası Ebru Gündeş'i çıldırtacak! "Yol yakınken dön!"

$
0
0



Iraklı sevgilisi Rassan Khoshnaw, Bahar Candan'ın eski aşkı çıktı! "Artığını yiyor"

Al Sana Haber'de moderatörlük yapan Seyhan Soylu, Ebru Gündeş'le bu zamana kadar kim beraber olsa sonrasında cinsel tercihinin değiştiğini iddia ederek yeni sevgilisi Rassan Khoshnaw 'u "Yol yakınken dön" diyerek uyardı.

Youtube'da canlı yayınlanan Al Sana Haber programının sunucusu Seyhan Soylu, yaptığı yorumlarla gündeme oturmaya devam ediyor.

Ebru Gündeş'in Reza Zarrab ile boşanmasından sonra son olarak Iraklı iş insanı Rassan Khoshnaw ile aşk yaşadığı iddialarıyla gündeme geldi.

Rassan Khoshnaw, Ebru Gündeş’in sahne aldığı her eğlence mekanına gittiği ve Gündeş'in ona özel şarkı söylediği öğrenildi.

Bu konu hakkında konuşan Seyhan Soylu, Ebru Gündeş'in eski ilişkilerini gündeme getirerek çok ilginç bir konuya değindi. 

Ebru Gündeş'in bir dönemler Stelyo Pipis ile beraber olduğu ve Pipis'in sonrasında cinsel yönelimini değiştirerek gay olduğunu anlattı.

Ardından Reza Zarrab hakkında konuşan Sisi, "Reza cezaevinde adamla yakalandı" dedi.

Bunun üzerine esprili bir şekilde  Rassan Khoshnaw'a uyarıda bulunan Seyhan Soylu, "Yol yakınken dön. Bak Reza da gitti." demesi dikkat çekti.

Seyhan Soylu, Bahar Candan'ın Rassan Khoshnaw ile bir zamanlar sevgili olduğunu ve Candan'ın sırılsıklam aşık olduğunu iddia ederek, "Ebru artığını yiyor" yorumunda bulundu. 

Ayrıca Ebru Gündeş'in bu durumu Azeri Kızı Günel'e de yaptığını öne sürdü.

https://www.bolgegundem.com/seyhan-soylunun-gay-iddiasi-ebru-gundesi-cildirtacak-irakli-sevgilisi-rassan-khoshnaw--8778g.htm?fbclid=IwAR0p7bgaVWLtWmXbyihHPZLaodAYmzRhw7WpTSnJ6UGaEmGgDq1A0484lmk

Cinsiyetsizliğe bir adım daha: Siri’nin yeni ‘cinsiyetsiz’ sesi tanıtıldı

$
0
0

Apple, bugün yayınladığı iOS 15.4 beta güncellemesi ile Siri’ye yeni bir ses kazandırdı. Üstelik bu sesin herhangi bir cinsiyeti yok.

Apple'ın yeni sesinin ‘cinsiyetsiz’ olması ve LGBTQ+ bireylerden birisi tarafından seslendirilmesi beğeni kazandı

Siri’nin yeni ‘cinsiyetsiz’ sesi tanıtıldı

facebook sharing buttontwitter sharing buttonwhatsapp sharing buttonemail sharing buttonsharethis sharing button

WebTekno - Geçtiğimiz günlerde Apple’ın katlanabilir ekranlı bir MacBook tanıtabileceği hakkındaki iddiaları sizlere aktarmıştık. Dün gece saatlerinde ise Amsterdam’da silahlı bir saldırganın Apple Store’u soymaya çalışarak çalışanları rehin alması ise dünya basınında dikkat çekmişti.

Apple bu kez de sesli asistanı Siri’nin yeni sesi tanııtldı. Bu sesin en çok dikkat çeken özelliği ise ‘cinsiyetsiz’ olması ve LGBTQ+ bireylerden birisi tarafından seslendirilmesi oldu.

İşte Siri’nin ilk ‘cinsiyetsiz’ sesi

iOS 15.4 beta güncellemesinde ortaya çıkan ve ayarlarda ‘Ses 5’ olarak geçen sesin sistem dosyalarında ise adının ‘Quinn’ olduğu ortaya çıktı. Apple tarafından yapılan resmî açıklamada ise bu sesin adının ‘Axios’ olduğu açıklandı. Videoda da duyabileceğiniz üzere ses herhangi bir cinsiyet ya da cinsel yönelimi andırmıyor ve bu yüzden de ‘cinsiyetsiz’ olarak adlandırılıyor.

Apple yetkilileri ise bu sesin LGBTQ+ topluluğundan bir birey tarafından seslendirildiğini doğruladı ancak bireyin kim olduğu hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı. Apple yine geçtiğimiz yıl 2 adet siyahi bireyin sesini kaydederek Siri için kullanıma sunmuştu.

Siri için hazırlanan bu cinsiyetsiz ses şu anda sadece Amerikan aksanı olarak mevcut ve ülkemizde ne yazık ki kullanılamıyor. Yeni sesin de içinde bulunacağı iOS 15.4 sürümünün önümüzdeki ay kullanıcılara sunulması bekleniyor.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/applein-yeni-sesinin-cinsiyetsiz-olmasi-ve-lgbtq-bireylerden-birisi-tarafindan-seslendirilmesi-begeni-kazandi-513681h.htm?fbclid=IwAR24u4mii2imHDP1PiwJYJPDEPAFJdlld80kwKf6HSrFu69Kb3MELB6QXVE

Bahar Candan: Seren Serengil'in sevgilisi Mustafa Tohma sanırım biseksüel

$
0
0

Ben Mustafa Tohma'nın çok iyi aşçı, çok iyi manken, biseksüel oldğunu biliyorum. Onun kadar yakışıklı erkeklerin % 90'ı zaten biseksel. Çünkü anne karnından itibaren, güzellik algısıyla büyütüldükleri, yetişltirildikleri için, ilerleyen yaşlarda biseksüel oluyorlar!

Seyhan Soylu: Sanırım sen hereroseksüle ile biseksüeli karıştırdın!

Bahar Candan: Hayır, karıştırmadım!

Nazi'lerden 'Maidan' itirafı: Eğer biz olmasaydık Maidan bir gay seromonisine dönerdi

$
0
0

Ukrayna'daki Neo-Nazi gruplarından C14'ün lideri Yevhen Karas'ın 'turuncu darbe' itirafında bulunduğu konuşmaları ortaya çıktı.

Nazi'lerden 'Maidan' itirafı

Bu ayın başında bir konferansta konuşan Karas, “LGBT ve yabancı elçilikler diyor ki; 'Maidan’da Nazilerin sayısı azdı. Yüzde 10 civarındaydı.' Bunu ancak savaş görmemiş moronlar söyler. Evet yüzde 10’duk fakat sayılara kıyasla çok çok etkiliydik. Eğer biz olmasaydık Maidan’ın etkisi yüzde 90 oranında düşerdi. Eğer biz olmasaydık Maidan bir gay seramonisine dönerdi.” ifadelerini kullandı.

Nazi liderlerinden Yevhen Karas, Zelenskiy'i iktidara getiren sürecin en önemli duraklarından olan 2014 yılındaki Maidan olaylarını üstlendi. Her ne kadar Batı, bu eylemleri “barışçıl” göstermeye çalışsa da Nazi lideri olaylardaki en aktif grup olduklarını söyledi. Karas şöyle konuştu:

“Bize bunca silah verilmesinin sebebi bazılarının iddia ettiği gibi 'Batı’nın bize yardım etmesi' ya da 'Batı’nın bizim iyiliğimizi düşünmesi' değil. Sebep, Batı’nın hedeflerini en iyi bizim uygulamaya koymamız. Çünkü bu işleri yapmaya hazır olan bir tek biz varız. Biz öldürmekten keyif alan insanlarız. Türkiye, Polonya, Britanya ve Ukrayna gibi bizi destekleyen ülkeler var. Burada önderlik bizde, çünkü 60 senedir süren bir savaş veriyoruz. Ne kadar veteran ve silaha sahip olduğumuzu düşünün. Rusya’nın bölündüğünü ve içinden beş ayrı yapı çıktığını düşünün. Avrupa’da en çok Javelin bizde var. Belki Britanya'da bizden fazladır. Bu askeri gücümüzle bize sorun yaratanların başına bela olacağız. Bu bizim için bir zevk.”

'EĞER BİZ OLMASAYDIK...'

“Avrupa Birliği’ne girmek istiyoruz demeyeceğiz. Biz büyük ve güçlü bir devletiz. Eğer iktidara gelirsek dünyanın başına sorunlar açacağız. Bu yüzden hedefimiz hırslı bir hedef. Cool zamanlarında yaşıyoruz. Amacımız zaten çökmüş olan Avrupa ailesine girmek değil, yeni ittifaklar kurmak ve sağlam bir politik mücadele.

Maidan, milliyetçi fikrin zaferiydi. Maidan’da milliyetçiler ön cephede kritik rol oynadılar. Bizim yalnızca bir avuç neo-Nazi’den ibaret olduğumuz spekülasyonları var. LGBT ve elçilikler diyor ki; 'Maidan’da Nazilerin sayısı azdı. Yüzde 10 civarındaydı.' Bunu ancak savaş görmemiş moronlar söyler. Evet yüzde 10’duk, hatta belki daha da az. Fakat sayılara kıyasla çok çok etkiliydik. Eğer biz olmasaydık Maidan’ın etkisi yüzde 90 oranında düşerdi. Yani mesele sayı meselesi değil. Eğer biz olmasaydık Maidan bir gay seromonisine dönerdi.”

https://www.aydinlik.com.tr/haber/nazilerden-maidan-itirafi-303310

Cübbeli: Ecinseller kulübünden korkuyoruz

$
0
0

 Cübbeli Ahmet anketlere çok kızdı: ''Oy oranının yüzde 1-2’ye düşmesi lazımdı''

'Cübbeli Ahmet' adıyla bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, son yapılan seçim anketi sonuçlarına çok kızdı. Cübbeli Ahmet, "Nasıl 12 çıkar? Bu ne dinsizliktir?" dedi.

Cübbeli Ahmet'ten anket sonuçlarına sert çıkış: ''Bu ne dinsizliktir?''

Cübbeli Ahmet anketlere çok kızdı: ''Oy oranının yüzde 1-2’ye düşmesi lazımdı''

Cübbeli Ahmet, gazeteci Serdar Arseven'ın Youtube kanalına konuk oldu. 

Cübbeli Ahmet, oy oranları hakkında dikkat çeken ifadeler kullandı.

Cübbeli Ahmet, “HDP hala yüzde 12 ya. Bunun yüzde 1-2’ye düşmesi lazımdı" dedi.

Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen İsmailağa Cemaati Hocalarından Ahmet Mahmut Ünlü, HDP'yi ve eşcinselleri sert bir dille eleştirdi.

"YÜZDE 1-2'YE DÜŞMESİ LAZIMDI"

Cübbeli, katıldığı bir Youtube kanalında, HDP'nin oy oranını yüksek bularak, "Bu ne dinsizliktir" dedi.

Cübbeli, “HDP hala yüzde 12 ya. Bunun yüzde 1-2’ye düşmesi lazımdı. Nasıl 12 çıkar? Bu ne dinsizliktir? Bizim Müslümanlar bile ‘eşcinsele saygı duyalım’ derse ne olacak? Yani biz kendimizi ezik hissediyoruz. Bir eşcinseller kulübünden korkuyoruz. Utanıyoruz maalesef” ifadelerini kullandı.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cubbeli-ahmetten-anket-sonuclarina-sert-cikis-bu-ne-dinsizliktir-514783h.htm

SEYHAN SOYLU'DAN BOMBA İDDİA; 'EBRU GÜNDEŞ'TEN AYRILANLAR, CİNSEL TERCİHİNİ DEĞİŞTİRİYOR!

$
0
0

Programının moderatörü Seyhan Soylu, her programında yaptığı yorumlarla gündem yaratmaya devam ediyor.

Yorumcu koltuğunda bugün Nihat Doğan, Nurcan Sabur, Özlem Uçar, Bahar Candan ve Moda Tasarımcısı Hüseyin Küçük vardı.

Geçtiğimiz günlerde Iraklı iş adamı Rassan Khoshnaw ile aşk dedikodularına adı karışan Ebru Gündeş aşkı masaya yatırıldı. 

Seyhan Soylu; “Ebru Gündeş muhteşem güzel bir kadın, zaten sesine tüm Türkiye hayran.

Ebru ile beraber olacak adamları uyarıyorum. Bu kadının bir tık üstü yok.

Bu kadından sonra erkekler bir daha kadınlarla birlikte olmayıp cinsel tercihlerini değiştiriyorlar.

Ya biseksüel ya da gay oluyorlar. Ona göre Ebru’yu üzerseniz sizi kapının önüne koyarsa bir daha iflah olmazsınız.

Bakın Reza ile ayrıldı ABD’de bir Guatemalalı  “Gay” ile beraber adı çıktı.

Ondan öncede Stelyo Pipis ile aşk yaşadı o da hayatına  “Gay”  olarak devam etmekte.

Birde 3. kişi daha var. O kişiyi çok seviyorum ve söylemek istemiyorum” demişti.

Seyhan Soylu’ nun açıklamaları bununla da bitmedi.

28 Şubat Pazartesi günü canlı yayında öyle bir iddia da bulundu ki yer yerinden oynayacak.

Korkusuzluğu ve cesareti ile parmak ısırtan ünlü televizyoncu “Al Sana Haber’’ ile dört aydır her gün gündemden inmiyor.

Yaptığı açıklamalar ile magazin dünyasının ipliğini pazara çıkaran Seyhan Soylu’ ya sosyal medyadan hayranları inanılmaz destekler vermekte.

Ve Seyhan Soylu bugün “Al Sana Haber” de geçtiğimiz günlerde Ebru Gündeş’ten ayrılıp farklı tercihleri olan 3. Erkeğin adını söylemem demişti ve bugün o ismi söyledi.

O sıra Bahar Candan; “Bu Ebru Gündeş’ in erkek arkadaşı var ya Kuzey Iraklı olan.

Rassan Khoshnaw arabada sürekli Hadise’yi dinlerdi.

Ben de içimden dedim ki bu kesin Hadise ile aşk yaşayacak.

Sonra gitti Ebru Gündeş ile çıktı” deyince,

Soylu; “ Ah be ne Ebruymuş. Geçen gün Ebru Gündeş ile ilgili söylediklerimi yineliyorum.

Ben asla kim hakkında iftira atmam, kimseyi de kötülemem.

Benim işim haber. İzleyicime hiciv ile eğlenceli olarak makara yaparak, gerçekleri kırmadan aktarmaya çalışıyorum.

Evet Ebru Gündeş inanılmaz güzel bir sestir. Çok güzel bir kadındır.

Dişidir. Ama enteresan bir şekilde bu kadınla birlikte olan adamlar daha ondan ayrılınca sonrasında “Gay”  oluyor dedim.

Yalan söylemedim. 1. Stelyo Pipis ayrıldı “Gay” oldu.

2. Reza Zarrab cezaevinde bir adamla yakalandı.

Ebru’nun eski sevgililerinden biri daha Gay değil ama biseksüel dedim.  

Asla yalan söylemem. Zaten söylersem ortalık yıkılır” derken

Nihat Doğan; “Bir dakika Hakan Altun’ la da sevgili oldular.

Atilla Saral da var. Beynimizi yaktın Sisi” dedi.

Özlem Uçar; “Bir dönem Ömer Durak ile de evlendi.”

Soylu lafa girerek “Evet üçüncü şahsın ismi az önce söylendi efendim. Bomba gelsin o zaman.

Ebru Gündeş’ten ayrıldıktan sonra kendini toparlayamayıp Ebru’yu hayal eden erkekler;

Stelyo Pipis, Reza Zarrab, 3. İsimde Hakan Altun.” açıklamasında bulundu.

Al Sana Haber masasındaki herkes şok oldu. Nihat Doğan “Hadi ya iftira atma, özür dile.

Hakan Altun Türkiye’nin en yiğit en delikanlı adamlarından biridir.” deyip yerinde kalktı. Masadakiler ayaklandı.

Seyhan Soylu ; “Bizde geri vites yok ayrıca iftira yok.

Bu da insanların tercihi bunu söylemek suçta değil gerçek neyse onu söyledim” sözleri üzerine tüm yorumcular ayaklanarak mikrofonları çıkarıp Seyhan Soylu’nun yanına geldiler ve Sisi program sonunda “ Ne özrü kardeşim özürlük bir şey yok.

Biz neyse onu söylüyoruz. İnsanlar utanacakları şeyleri o zaman yapmasınlar.

Ayrıca da insanların tercihlerinden dolayı utanmalarına gerek yok ki.

Bu söylediklerimde kötü bir şey de yok. Gerçek neyse biz onu söylüyoruz” dedi.

https://www.magazinkolik.com/al-sana-haber-seyhan-soyludan-bomba-iddia-ebru-gundesten-ayrilan-cinsel-tercihini-deg-88225h.htm


LGBTİ+’lar Yarının Türkiye’si dışında: 'Bilinçli bir görmezden gelme'

$
0
0

Altı siyasi partinin ortak çalışması sonunda açıklanan 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni'nde LGBTİ+ haklarının yer almaması ve toplantıya derneklerin çağrılmaması tepki çekti.

Ogün Akkaya

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ile Demokrasi ve Atılım Partisi temsilcilerinin üzerinde uzlaştığı "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni" 6 partinin genel başkanlarının katıldığı 'Yarının Türkiye'si' toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.

48 SAYFALIK METİNDE ‘CİNSİYET’ İFADESİ SADECE 2 KEZ GEÇTİ

Genel başkan yardımcılarının açıklamalarının ardından, 6 muhalefet liderinin imzaladığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ metninde, LGBTİ+’ların haklarına yer verilmedi. Metnin ‘Temel Hak Ve Özgürlükler’ başlıklı bölümünde, “Temel hak ve özgürlükler; dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için güvenceye kavuşturulacak ve iç hukukumuz uluslararası standartlarla uyumlu kılınacaktır. Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalar ortadan kaldırılacaktır” denildi. 48 sayfalık metinde ayrıca LGBTİ+ hakları, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve nefret suçu gibi başlıklara yer verilmezken, metinde “cinsiyet” ifadesi sadece 2 kez geçti.

‘HER KONUYA DEĞİNEN BİR MUTABAKAT METNİNDE LGBTİ+ HAKLARININ OLMAMASI KABUL EDİLEMEZ’

Gazeteci ve LGBTİ+ hakları aktivisti Yıldız Tar, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ içinde LGBTİ+’lara yer verilmemesini değerlendirdi. Altı siyasi partinin birleşip, LGBTİ+ haklarından bahsetmemesinin “üzücü olduğunu” belirten Tar, “Bir yandan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’nde geçmişe, eskiye dönüş değil, ‘yeni ve yenilik’ derken, eskiden çok daha geri bir pozisyona düşülmüş oldu” dedi.

Tar, ayrıca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun resmini taşıyan ve üzerinde “Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” yazan parti çalışmasını hatırlatarak, “Çok değil iki ay önce Kemal Kılıçdaroğlu, reklam panolarında bunları söylerken, 2 ay sonra önümüze çıkan ve çok detaylı, neredeyse her konuya değinen bir mutabakat metninde LGBTİ+ haklarının olmaması kabul edilemez. Açıkçası, ‘Burada yenilik nerede?’ diye sorduruyor. Cinsel yönelime ilişkin reklam panoları vermiş CHP liderinin, iki ay sonra CHP’nin önünü çektiği bir girişimde LGBTİ+’ları unutması akla mantığa uygun gelmiyor” değerlendirmesini yaptı.

‘LGBTİ+ HAKLARINI UNUTMAK DİYE BİR ŞEY MÜMKÜN DEĞİL’

Sivil toplum kuruluşlarının, siyasi parti temsilcilerinin, akademisyenlerin ve gazetecilerin katılımıyla gerçekleştirilen lansmana LGBTİ+ örgütlerinin davet edilmemesini ilişkin ise Yıldız Tar, “Unutma ya da akla gelmeme durumu değil. Bilerek isteyerek LGBTİ+’ların dışarıda bırakıldığını düşünüyorum” dedi.

Türkiye’de "LGBTİ+ haklarını unutmak" diye bir durumun mümkün olmadığını söyleyen Tar şöyle devam etti: “Hükümet unutturmamak için her türlü kampanyayı, nefret söylemini devreye sokuyor. Buna karşılık hükümete alternatif bir yaklaşım gösterdiğini söyleyen 6 siyasi partinin hükümetin nefretine karşılık büyük bir sessizlik politikası güdüyor olması da Türkiye’de demokrasi açısından üzücü. LGBTİ+’lar açısından değil çünkü demokratik bir düzen hedefleniyorsa, temel hak ve özgürlüklerin merkezde olduğu bir sistem hedefleniyorsa, LGBTİ+ haklarından bahsetmeme lüksü yok. İnsan hakları, hak ve özgürlükler bir bütündür. LGBTİ+ hakları da bunun bir parçasıdır. Bu istediğiniz kısmını alacağınız, işinize geleni bırakacağınız yamalı bir bohça değil.”

‘LGBTİ+LARIN EN ÖNEMLİ TALEPLERİNDEN BİR TANESİ EŞİT YURTTAŞLIK’

Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPOD) Siyasal Katılım Koordinatörü Zarife Akbulut, daha öncesinde aralarında CHP, İYİ Parti ve DEVA’nın olduğu siyasi partilerle toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine görüşmeler gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Akbulut, bu görüşmelere rağmen açıklanan ortak metinde “cinsiyet eşitliği” ifadesinin yer almamasına karşın CHP’nin reklam panolarına astığı afişleri hatırlatarak şunları söyledi: “CHP’nin de bu konuda reklam afişleriyle sözünü ettiği bir talepti. Partiler, demokratik bir açılım hedefliyor ise eksik kalındı. Demokrasinin olmazsa olmazlarından bir tanesi bütün toplumsal kesimlerin ittifak içerisinde ilkesel olarak yer alması. 30 yıllık LGBTİ+ hareketinde en önemli taleplerden bir tanesi, eşit yurttaşlık talebi. Metinde önerilerin görünmemesi, en basit haliyle eksik bir çalışma.”

‘HAKKI TESLİM EDİLMESİ GEREKEN EN ÖNCELİKLİ GRUPLARDAN BİR TANESİ LGBTİ+’LAR’

Akbulut, deklarasyon okuduğu sırada İstanbul Sözleşmesi’ne atıf yapanların seslerini duydukları ama deklarasyonun uluslararası sözleşmeler ile ilgili kısmında İstanbul Sözleşmesi’nden de bahsedilmediğini hatırlatarak şunları kaydetti: “Saadet Partisi’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı dönemde de bir görüşü vardı. Bu konuda homofobik olduklarını, bunu da deklare etmekten çekinmediklerini biliyoruz. Ancak demokratik bir zeminde bir araya gelmiş partiler için demokrasinin olmadığının ifadesidir. İnsan hakları temelinde bir çalışma yapılıyorsa, hakkı teslim edilmesi gereken en öncelikli gruplardan biri LGBTİ+’lar. Bu anlamda eksik olduğunu düşünüyorum.”

‘BU BİLİNÇLİ BİR GÖRMEZDEN GELME’

"Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni" tanıtımına dernek olarak çağrılmamalarına ilişkin, “Görmezden gelmek belki birbirleri arasındaki ittifak ilişkisinin sağlamlaştırmaya dair bir şey ama toplumsal olarak karşılık bulacağını düşünmüyorum” diyen Akbulut sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Bizi tanımıyor olmaları mümkün değil. Birkaç ay öncesine kadar kendilerini genel merkezlerinde ziyaret ettik, taleplerimizi ilettik. Ayrımcılığa ve nefret suçuna maruz kalan LGBTİ+ derneklerini de çağırmak zorundasınız. ‘Biz bu örgütleri tanımıyoruz’ deme şansları yok. Bu bilinçli bir görmemezlik.”

https://www.gazeteduvar.com.tr/kurt-sorunu-yoktur-diyen-ak-partili-milletvekili-tepki-yuzunden-salonu-terk-etmek-zorunda-kaldi-haber-1554864

Ülkesindeki eşcinselleri öldürerek dünyanın tepkisini çekmişti! Kadirov'un sağ kolu Rusya için savaşırken öldürüldü

$
0
0

Ukrayna - Rusya savaşı devam ederken Çeçenistan lideri Kadirov da Putin'in yanında savaşa katılmıştı. Rus ordusuyla birlikte Ukrayna'ya karşı savaşan Çeçen Ulusal Muhafızlarının lideri Magomed Tushayev öldürüldü. Tushayev, ülkesinde eşçinsel bireylere karşı işkencelerle dünyanın tepkisini çekmişti.

LGBT'yi savunan insanları acımasızca öldüren Magomed Tushayev, Çeçen lider Ramazan Kadirov'un komutasındaki askeri bir liderdi. Eşcinsel karşı tasfiyeler yapan Tushayev hakkında birçok iddia var. Çeçenistan'da yüzden fazla kişinin yasa dışı olarak gözaltına alan, işkence yapan Çeçen komutan, Ukrayna'da hayatını kaybetti.

YÜZLERCE KİŞİYİ SORGULAYIP İŞKENCE YAPMIŞTI

Ukrayna lideri Zelenskiy'in sözcüsü Kadirov'un askeri Magomed Tushayev'in ölüm haberini doğruladı. Kadirov şimdilik bu iddialar karşısında bir açıklama yapmadı. Çeçen askerlerin yoğun kayıplar verdiği hakkındaki iddiaları ise yalanladı.

LGBT'yi savunan insanları acımasızca öldüren Magomed Tushayev, Çeçen lider Ramazan Kadirov'un komutasındaki askeri bir liderdi. Eşcinsel karşı tasfiyeler yapan Tushayev hakkında birçok iddia var. Çeçenistan'da yüzden fazla kişinin yasa dışı olarak gözaltına alan, işkence yapan Çeçen komutan, Ukrayna'da hayatını kaybetti.

YÜZLERCE KİŞİYİ SORGULAYIP İŞKENCE YAPMIŞTI

Ukrayna lideri Zelenskiy'in sözcüsü Kadirov'un askeri Magomed Tushayev'in ölüm haberini doğruladı. Kadirov şimdilik bu iddialar karşısında bir açıklama yapmadı. Çeçen askerlerin yoğun kayıplar verdiği hakkındaki iddiaları ise yalanladı.

https://www.mynet.com/ulkesindeki-escinselleri-oldurerek-dunyanin-tepkisini-cekmisti-kadirov-un-sag-kolu-rusya-icin-savasirken-olduruldu-110106921169

EUROVISION 2022'YE KATILANLARI MAHMOOD VE BLANCO, VANITY FUARI KAPAĞI İTALYA'NINNDA SOYUNDU

$
0
0

İki solo sanatçı, bu Mayıs ayında Torino'da 'Brividi' adlı parçalarıyla İtalya'yı temsil edecek.

İtalya'nın 2022 Eurovision Şarkı Yarışması katılımcıları Mahmood ve Blanco, Vanity Fair İtalya'nın kapağı için çıplak poz verdi.

Bu Mayıs ayında Torino'da 'Brividi' adlı parçalarıyla İtalya'nın Eurovision unvanını korumaya çalışacak olan müzisyenler, moda ve yaşam tarzı dergisinin yeni March dergisinin kapağında çırılçıplak göründüklerinden bu yılki yarışma öncesinde tüm gözlerin üzerlerinde olduğundan emin oluyorlar. baskı.

Her ikisi de solo sanatçı olarak sahne alan Mahmood ve Blanco, geçen yılın Eurovision birincisi Måneskin'in 2022 yarışmasındaki başarısını tekrarlamaya çalışırken 'Brividi'de güçlerini birleştirdiler.

İkili, ülkenin prestijli seçim yarışması Sanremo Müzik Festivali'ni kazandıktan sonra bu ayın başlarında İtalya'nın Eurovision'a girişi olarak seçildi.

29 yaşındaki Mahmood, daha önce 2019 Eurovision'da İtalya'yı 'Soldi' adlı parçasıyla temsil etmişti; Heyecan verici pisti 'Arcade' ile zafere ulaşan Hollandalı Duncan Lawrence'ın arkasında ikinci sırada bitirdikten sonra tacı kaçırıyor.

 Mısır ve Sardunya kökenli şarkıcı-söz yazarı Mahmood, daha önce cinselliğini etiketleme konusundaki isteksizliğinden bahsetmiş ve 2019'da Vanity Fair İtalya'ya şunları söylemişti: "Eşcinsel, heteroseksüel... Bence artık bu tür ayrımlar olmamalı."

Görüşmeci tarafından kişinin cinselliğini etiketlemenin "hala yararlı" olabileceği söylendiğinde, "Fakat bu ayrımlara devam edersek, eşcinsellik hiçbir zaman olduğu gibi normal olarak algılanmayacak" yanıtını verdi.

Mahmood, 2012'de The X Factor'ün İtalyanca baskısında ün kazandı ve 2019'daki ilk albümü Gioventù bruciata ile İtalyan listelerinde bir numara oldu.

19 yaşındaki şarkıcı ve rapçi Blanco, geçen yıl Eylül ayında ilk albümü Blu Celeste'yi yayınladı ve şimdiden İtalya'da dört adet Bir Numaralı single'a sahip.

Bu listelerin en üst sıralarında yer alan en sonuncusu, aynı zamanda Sanremo Müzik Festivali sırasında Spotify'da bir günde İtalya'nın en çok dinlenme rekorunu kıran 'Brividi'nin kendisi.

https://attitude.co.uk/article/italys-eurovision-2022-entrants-mahmood-and-blanco-get-naked-on-vanity-fair-cover-1/26662/

Ebru Polat... 'JENNİFER LOPEZ İLİŞKİ TEKLİF ETSE KOŞA KOŞA GİDERİM!'

$
0
0

“Al Sana Haber” programında feminizmin tanımı yapan Seyhan Soylu sözlerini; “Feminizm lezbiyenliğin alt katmanıdır” diye bitirince Ebru Polat ve Seyhan Soylu arasında ilginç diyaloglar gelişti.

Seyhan Soylu’nun moderatörlüğünü üstlendiği, her gün değişen yorumcu konseptiyle en çok izlenen programı olmayı başararak rakiplerini sollayan sansasyonel program “Al Sana Haber” yayınlarını Youtube platformu üzerinden hafta içi her gün saat 15.00 – 18.00 arası canlı olarak yapıyor.

Al Sana Haber masasında 25 Şubat Cuma günü Nurettin Soydan, Ebru Polat, Bahar Candan ve Dr. İsmail Bay günün yorumcularıydı.

Her gün sansayonel bir olayın yaşandığı “Al Sana Haber” de izleyiciler yine çok konuşulacak diyaloglara şahit oldu.

Programda Feminizmin tanımı yapan Seyhan Soylu sözlerini; “Feminizm lezbiyenliğin alt katmanıdır” diye bitirince Ebru Polat ve Seyhan Soylu arasında ilginç diyaloglar gelişti. İşte o konuşmalar…

Ebru Polat; “Ben Feministim. Lezbiyen miyim şimdi?”

Seyhan Soylu; “Ben eskiden senin lezbiyen olduğunu düşünüyordum”

Ebru Polat; “Bana mı yükseliyorsun hayırdır. Bana karşı ilgin vardı herhalde.”

Seyhan Soylu; “Ondan dolayı değil. Çok kadın kadınsın ya lezbiyen bir kadının seni arzulayabileceğini düşünüyorum”

Ebru Polat; “Beni arzulayan çok kadın var. Doğrudur. Bununla ilgili röportajda yaptım. Olabilir. Ne var bunda? Ama çok dişi bir kadın lezbiyen mi oluyor?

Seyhan Soylu; “Kadın hayranların yazıyor ya sana. Kafanı çelebilirler gibi geldi.”

Ebru Polat; “Çelebilirler. Niye çelmesinler ki? Olabilir” deyince masada herkes şaşkınlık içinde kaldı.

Seyhan Soylu o çarpıcı soruyu sordu ve; “Hayatında hiçbir kadınla birlikte oldun mu? Ya da böyle bir teklif gelse kabul eder misin? Mesela Kim Kardashian ilişki teklif etse ne yaparsın? ” diye sordu.

Ebru Polat; “Hayır bir kadınla birlikte olmadım. Ama aşk hissedemem. Ben lezbiyen değilim.”

Seyhan Soylu; “Mesela Jennifer Lopez istese?”

Ebru Polat; “Sen deli misin? Koşa koşa giderim. Kim Kardashian’ a gitmem ama Jennifer’a giderim. Jennifer’ a gitmeyecek kadın yoktur. Hepimiz cinsiyetsiziz. Ben bir erkeği de sevebilirim, kadını da sevebilirim. ”

https://www.magazinkolik.com/ebru-polat-jennifer-lopez-cagirsa-kosa-kosa-giderim-88239h.htm

Hırsızın Günlüğü - Jean Genet Kitap özeti, konusu ve incelemesi

$
0
0

Hırsızın Günlüğü kimin eseri? Hırsızın Günlüğü kitabının yazarı kimdir? Hırsızın Günlüğü konusu ve anafikri nedir? Hırsızın Günlüğü kitabı ne anlatıyor? Hırsızın Günlüğü kitabının yazarı Jean Genet kimdir? İşte Hırsızın Günlüğü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi... 

Kitap Künyesi

Yazar: Jean Genet

Çevirmen: Yaşar Avunç

Orijinal Adı: Journal du Voleur

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755391564

Sayfa Sayısı: 225

Hırsızın Günlüğü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Jean Genet. Çocukluğunda 'piç' ve öksüz. Büyüdüğünde 'hırsız', eşcinsel ve yazar. Babasının kim olduğu belli değildir. Annesi ise onu doğar doğmaz terk etti. Küçüklüğünü geçirdiği yetimhaneden 10 yaşında kaçtı. Tıpkı daha sonra yeleştirildiği her yerden ve katıldığı sömürge birlikklerinden kaçtığı gibi... Hayatını Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde hırsızlık, kaçakçılık gibi ünlü yazarların dikkatini çekince, bu yazarların cumhurbaşkanına verdikleri dilekçeyle cezası affedildi. Frasa'daki toplumsal hareketlerden Filstin mücadelesine, Amerika'daki Kara Panterler hareketlerden Filsistin mücadelesine, Amerika'daki kara Panterler hareketlerden Filistin mücadelesine, Amerika'daki Kara Panterler hareketine kadar çok sayıda mücadeleye, anarşizan bir tavırla destek verdi. Daha çok romanlar ve tiyatro eserleri, kaleme almış bir yazar olan Genet, Hırsızın Günlüğü'nde otobiyografik öğelere ön plana yer verilmiştir. Yaşamın en ücra köşelerine, hırsızların, fahieşelrin, eşcinsellerin, pezevenkleri dünyasına son dere ce şiirsel bir dille, derin ve incelikli ruhsal çözülmüş en edebi özgülere rastlanılan bir yapıttır.

Erkek egemen toplumun iktidarına, söylemlerine ve davranış kodlarına hem 'karşı'dan meydan okumuş, hem de bu iktidarın 'erkek' ve 'polis' nitelikleriyle özdeşleşmenin küçültücü hazzını yaşamış olan Genet, kendi deyimiyle 'korkak, hain, hırsız ve eşcinsel'dir. O, aşağılanmanın en üst mertebesinde bir 'aziz' gibi dolanırken, tamamne dışında kaldığı bizim dünyamız'a tuttuğu aynda, ahlakdışılığın, ihanetin, şiddetin imgelerini bir geçit töereni görkemli içinde seyrettirir.

Yeraltında yaşayan toplum dışı bu 'serseri'nin hayatı, birçok insanın dokunmaya bile cesaret edemediğii kimi değerlere hayatın içinden yapılan bir saldırıdır. Bu hayat Hırsızın Günlüğü'nde bir şiire, fakat vahşibir şiire dönüşmüştür. Hırsızın Günlüğü, yanıbaşımızda duran ve görmezden gelinen bir dünyanın içerden betimlenişidir.

Hırsızın Günlüğü Alıntıları - Sözleri

Bu günlükte beni hırsızlığa iten öteki nedenleri gizlemek istemiyorum; bu nedenlerin en basiti karnımı doyurma zorunluluğu idi; ama seçimime hiçbir zaman başkaldırma, acı, öfke ya da herhangi bir benzer duygu eşlik etmedi. Tam tersine, serüvenimi çılgınca bir özenle, “kıskanç bir özenle” sevişmek için bir yatak, bir oda hazırlar gibi hazırladım: Suç işlemek için kabardı kamışım.

Şiddet ortamına alışkın olanlar kendileri karışısında yalındırlar.

Düşüklüğün belirtilerini taşıdığınız sürece düşüksünüzdür ve hileciliği bilmenin pek az yararı olur. Yalnızca yoksulluğun gerektirdiği gurur kullanıldığı için, en iğrenç yaraları besleyerek acıma uyandırıyorduk. Sizin mutluluğunuzun bir kınaması oluyorduk.

Yıkım her zaman olasıdır. Biçim ve yapı değiştirme pusu kurup bizi bekler.

Bu yaşamı olduğundan başka bir şey yapmaya çabalamadım; onu süslemek, gizlemek için uğraşmadım; tam tersine, onu tam pisliği ile ortaya koymak istedim ve en pis göstergeler benim için büyüklük göstergeleri oldular.

[...] imgelemden oluşmuş zırhı içinde harikaydı.

[...] ahlâksal davranışlardan hoşlanan bir Tanrı’nın hırsızlığı yönettiğini kabul eder gibiyim.

[...] utanç pahasına, ruhumun içinin çürümüş olduğunu bildiğimi kabul ederdim, çünkü ruhum insanları burunlarını tıkamak zorunda bırakan bir koku çıkarırdı.

Yüzsüzce, hafiften gülümseyerek, ama önemsemeden benim kendisine hayran kalışımı izliyordu.

Nesnelere gülümsemeyi ve onlar hakkında düşünmeyi öğreniyordum.

[...] yazdıklarımı incelediğimde, içlerinde, aşağılık olarak kabul edilen varlıkları, nesneleri, duyguları yeniden saygınlıklarına kavuşturmak için sabırla sürdürülmüş bir istek görüyorum.

Ne yalnızca sözcükler ne de sesimin tonu coşkumu, ateşliliğimi dile getirirdi; yalnızca şarkı söylemezdim, gerçekten boğazımdan av hayvanlarının en çok âşık olanının çağrısı çıkardı.

Ama -suçlular sizden uzaktır- aşkta olduğu gibi, beni ve kendilerini dünyadan ve dünyanın yasalarından ayırırlar. Onların dünyası ter, sperm ve kan kokar. Kısacası, susamış ruhuma ve bedenime önerdiği şey bağlılıktır. Erotizmin bu koşullarına sahip olduğu için kötülüğe dört elle sarıldım.

Benim gururum utancımın kıpkırmızı rengine boyandı.

İnsan yaşadığını duyumsuyor.

Hırsızın Günlüğü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yüce Yalancının Günlüğü: İhanet, hırsızlık, eşcinsellik ve derindeki sınırlar üzerine bir deneme Fransız düşünür ve oyun yazarı Genet, doğumundan ölümüne kadar bulaşmadık suç, sınırlarını zorlamadığı iğrençlik kalmadı. O bir başına bırakılmışlık sahasında, yaşamın ahlaki değerlerlerine çelme takan büyük ötekiydi. Hayatının yarısından çoğunu hapishanede geçirdi. Doğduğunda babası belli değildi, annesi bir fahişeydi ve onu doğurduktan sonra bakım evine bırakıp bir daha görmemek üzere terketmişti. Küçük yaşlarından itibaren hırsızlığa başladı ilk hapishane deneyimini 15 yaşındayken yaşadı. Toplumun belirlemiş olduğu bütün ahlaki ilkelere karşıydı. İnanç konusunda büyük bir karmaşanın içindeydi; "Tanrı düşüncesini bağırsaklarımda besliyorum" diye ekliyordu günlüğüne. Karanlıkta yolunu yitirmiş bir yolcuydu. Avrupanın hemen hemen  her tarafını karış karış gezdi hemde sınırların çoğunu kaçak yollarla yürüyerek geçti. O da Rimbaud gibi aykırıydı ve sadece hayatında değil yazılarında da sınırları ihlal ediyordu. Karşı çıktığım dünyayla sınırlıyım, ondan kopuğum, derken kaleminde artık yabancısı olduğu kendisinin telaşı gizliydi. Onun dünyası farklıydı. "Yorgunluk, utanç, yoksulluk beni bir dünyaya, ancak içinde her olayın benim tanımlayamayacağım, ama bu dünyanın size önerdiğinden de farklı anlam taşıdığı bir dünyaya başvurmaya zorluyordu." derken tamamen dışlandığı bu yeryüzünde gerçekleştirdiği bütün iğrençlikleri insanların en derinlerinde dahi söylemekten utandığı gerçeklerine bir başkaldırıydı. Dilencilerin, çirkinlerin, eşcinsellerin tarafını tutmak ona daha ilgi çekici geliyordu. Yaptığı bütün yanlışların derinlerinde, "Şeytanı tanrı olmaya zorlamak" uğraşında olduğunu gösteriyordu. Yazdıklarını çok uçlarda görenler belki de onun çocukluğunda çektiği yalnızlığı, travmaları, dışlanmışlığı bilmeden yorum yapıyordur ama o çocukluğunu anlatırken tamamen geride bıraktığını şu sözlerle dile getiriyordu: Ama benim yok oluşumu kim engelleyecek. Yıkımımdan söz ederken "tren çocukluğumun barikatlarında durdu..."İncelemenin sonuna şunu da eklemek istiyorum herkese hitap etmeyen bir yazar, bu kitabı kimseye tavsiye etmiyorum çünkü bu kitabın okuyucusu zaten basit bir öneriyle eline alıp okuyacak bir okuyucu değildir gerçek okuyucusu zaten bu kitaba mutlaka denk gelecektir. Ve son olarak: Eğer derin bir yapıt, korkunç bir biçimde kendi içine batmış bir insanın haykırışıysa, insanların bu yapıttan uzaklaşmaları hayırlıdır... (Sisyphos)

Babası belli olmayan, annesi tarafından terk edilmiş, 10 yaşına kadar yetiştirme yurdunda yaşadıktan sonra kaçıp, sokakları mesken edinmiş hırsız ve eş cinsel olan yazarın başından geçenleri anlattığı sıra dışı bir roman. Herkesin ilgisini çekmese ve ilk sayfalarda ağır ilerlese de sonradan okuru kendine bağlayabiliyor. Yine de iyice araştırmadan başlamamakta yarar var. (Kitap okumak)

Yazarın kendi hayat hikayesini anlattığı kitap,10 yaşından itibaren hırsızlıkla başlayan ve eşcinsel kimliğiyle beraber toplum üzerinde oluşan bakış açısını ve acılarını anlatıyor . (Güneş Duygu)

Kitabın Yazarı Jean Genet Kimdir?

Jean Genet (Jan Jöne diye okunur) (1910-1986) Fransız düşünür, yazar. Daha çok tiyatro oyunlarıyla tanınır.

1910 yılında Camille Gabrielle Genet tarafından kimsesizler yurduna bırakılan yeni doğmuş bebeğe Jean adı verilmişti. Jean, yedi yaşına geldiğinde zanaatçı bir ailenin yanına yerleştirildi. 10 yaşında hırsızlığa başladı, on üç yaşında bir zanaat okuluna kaydoldu. Ancak orada da çok kalmayacaktı; 1926'da, 3 ay süren ilk hapishane deneyimini yaşadığında 15 yaşındaydı. Serbest kaldığında uslanmamıştı; bu kez reşit olana kadar kalmak üzere ıslahevini boyladı. 1930’ların sertliği ile ünlü bu ıslahevi Genet’yi gerçek bir suçlu haline getirdi.

Islahevinden kurtulabilmek için yazıldığı askerlikten ve ardından Fransa’dan firar eden Genet, pekçok ülkeyi ve hapishaneyi ziyaret edeceği bir yıllık seyahatinin sonucunda 1937’de Fransa’ya geri döndü ve yeniden suç dünyasına daldı. Beş yıl boyunca ya hırsızlık yaptı, ya fahişelik. 1942’de bir kez daha cezaevine düştüğünde olgunlaşmıştı artık. İlk şiirini yazdı, ilk kitabı Notre-Dame des Fleurs (Çiçeklerin Meryem Anası) yayımlandı. Ardından Miracle de la rose (Gülün Mucizesi) geldi. 1948 ylında yayımlanan Journal du voleur (Hırsızın Günlüğü) bir anlamda Genet'nin otobiografisi niteliğindedir. Le balcon (Balkon), oyunları ve hatta tüm eserleri içinde en çarpıcı olanı kabul edilir. Balkon adlı oyununda yeryüzü egemenlerini alaycı ve acımasız bir dille eleştirir. Bu oyun Türkçe olarak 1998 yılında Tiyatro Stüdyosu tarafından sahnelendi. Ölümünden kısa süre önce, atölyesinde ziyaret ettiği Alberto Giacometti ile yaptığı röportaj ve Giacometti'nin sanatı üzerine kendi yorumunun bulunduğu L'Atelier d'Alberto Giacometti Giacometti'nin Atölyesi adlı röportaj/sanat içerikli kitabı, Genet'nin son yapıtıdır.

Kitapları sayesinde tanıştığı André Gide, Jean Cocteau ve Jean-Paul Sartre'ın cumhurbaşkanına verdikleri dilekçe sonucu özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu af sonrası, tekrar yeraltı dünyasına dönmemiş, kendisini tamamıyla edebiyata vermiştir. Ancak toplumsal olaylara, ezilen insanlara karşı hiç duyarsız kalmadı; 1968 mayısında öğrencilerin, Vietnam Savaşı sırasında Amerikan solunun, ırkçılığa karşı Kara Panterler'in ve İsrail’e karşı da Filistinliler'in yanındaydı. Bu konular hakkında yazdıkları ve röportajları Türkçe olarak Açık Düşman başlığıyla yayımlanmıştır.

1986'da Paris'te bir otel odasında ölü olarak bulunmuştur.

Jean Genet Kitapları - Eserleri

Balkon

Hırsızın Günlüğü

Hizmetçiler

Zenciler

Açık Düşman

Gülün Mucizesi

Denizci

Paravanlar

Çiçeklerin Meryem Anası

Giacometti'nin Atölyesi

Sıkı Gözetim

Cenaze Merasimi

Sevdalı Tutsak

Tek Başına

Nasıl Oynanmalı

Jean Genet Alıntıları - Sözleri

“Güzel cümleler ezberlemeliydim. Böyle şeyler öğrenilir. Ama ben kendim güzel bir cümleyim, işte bu öğrenilemez.” (Sıkı Gözetim)

Kendi kendimin heykelini yapmayı bitirmedim, kendi kendimi dantel haline getireceğim. Kendi kendimi bir virane halinde tekrar işleyeceğim, ebedi bir virane. Şu anda beni yok eden zaman değil. Beni bitiren yorgunlukta değil. Sadece ölüm içime işleyen ölüm. (Zenciler)

Bu yaşamı sürmekten, bu oyunu oynamaktan başka hiçbir çaremiz yok bizim. (Hizmetçiler)

Ama ben, kendim güzel bir cümleyim, işte bu öğrenilemez. (Sıkı Gözetim)

Sevgilimin bana yüz vermeyişi beni daha da güzelleştiriyor. (Hizmetçiler)

Geceleyin, uçsuz bucaksız bir alanın ıssızlığında, yalnız ikiniz varsınız yeryüzünde. Bedenlerinizin çifte yontusu her bir yarısında yansıyor. Yalnızsınız ve çifte yalnızlığınız içinde yaşıyorsunuz. (Denizci)

Nesnelere gülümsemeyi ve onlar hakkında düşünmeyi öğreniyordum. (Hırsızın Günlüğü)

Şimdi hoşlanıyorum kendimden. Siz hoşlanmıyor musunuz benden? (Sıkı Gözetim)

Her insanın bir kimliği vardır ama insan kendi kimliğini algılayamaz; kendisinin düşsel bir yansısını başka bir insanın gözünde görebilir. (Sıkı Gözetim)

Aranızda özgürlüğün tadını iletmek önemli. Ne var ki Beyazlar özgürlükten korkuyorlar. Onlar için fazla kuvvetli bir içki bu. (Açık Düşman)

sayesinde aşkın ne olduğunu anladığımız davranış: Bir tekten ayrılmanın bilinci, ikiye bölünmüş olmanın bilinci, benliğinizin hayran hayran sizi seyre daldığının bilinci. (Denizci)

çekicilik güzellikte değildir, bir varolma biçimindedir. (Açık Düşman)

...devlete tabi olan halk değildir, devlet halka tabidir; çokuluslu hisse senedi ortaklığına dayalı şirketlere ve onların fabrikalarına ihtiyacı olan halk değildir, halka ihtiyacı olan o pislik kapitalistlerdir... (Açık Düşman)

Kamplardaki sivil halka dokunulmayacağına söz veren Reagan, Mitterrand ile Pertini'ye inanıp Arafat ile beraber giden anne babalara şimdi bunu nasıl söyleyeceğiz? Çocukların, yaşlıların, kadınların katledilmesine ve cesetlerinin öylece başlarında bir dua bile okunmadan öylece ortada bırakılmasına kimsenin sesini çıkarmadığını nasıl söyleyeceğiz onlara? Ölülerinin nereye gömüldüğünü bilemediğimizi nasıl söyleyeceğiz? (Tek Başına)

İdam sehpasında ölmek; mutluluğumuz, şanımızdı bizim. Harcamone “başarmıştı” ve bu başarı her gün karşılaşılan işlerden olmadığından, servet ya da yüksek görevler gibi, bende şaşkınlık ve hayranlık uyandırmış, aynı zamanda da büyülü bir olaya tanık olan kimseyi altüst eden türden bir korku vermiştir bana. (Gülün Mucizesi)

"Kim ki bu yalnızlık karşında büyülenmemiştir, resmin güzelliğini anlayamaz. Anlıyorum derse, yalandır." (Giacometti'nin Atölyesi)

Çünkü Siyah-lar'ın baskıcı ve faşist bir rejimde yaşadıklarını anlayabilmek için Beyazlar'ın hayal güçlerini adamakıllı çalıştırmaları gerekiyor. (Açık Düşman)

Düşüklüğün belirtilerini taşıdığınız sürece düşüksünüzdür ve hileciliği bilmenin pek az yararı olur. Yalnızca yoksulluğun gerektirdiği gurur kullanıldığı için, en iğrenç yaraları besleyerek acıma uyandırıyorduk. Sizin mutluluğunuzun bir kınaması oluyorduk. (Hırsızın Günlüğü)

hayır, hiçbir zaman bizim için aşk olmayacak... (Zenciler)

Buralarda, gülme yalnızca bir dramdan doğar. Bu bir acı çığlığıdır. (Çiçeklerin Meryem Anası)

https://www.mardinlife.com/hirsizin-gunlugu-jean-genet-kitap-ozeti-konusu-ve-incelemesi.html

Viewing all 15059 articles
Browse latest View live


<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>