Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

Korkunç görüntüler, devraldığı büfenin bilgisayarından çıktı

$
0
0
Bursa’da işyerinde 6 erkek çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla, 180 yıl hapis cezası talebiyle yargılanan Fırat Gökarslan’ın (40) tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Korkunç görüntüler, devraldığı büfenin bilgisayarından çıktı


Olay Bursa’nın Osmangazi ilçesinde 2016 yılında meydana geldi. İddiaya göre, o dönemde motosiklet tamirciliği yapan Fırat Gökarslan, yanında çalışan 15-18 yaşları arasındaki A.Ş., K.A., M.C.A. ve E.T. ile bu çocukların arkadaşları olan F.A. ve S.F.’ye farklı zamanlarda kendisine ait işyerinde cinsel istismarda bulundu. Gökarslan daha sonra tamirhanesini satarak büfe açtı ve burada da sık sık yanına çağırdığı çocuklara büfenin arkasındaki depoda istismarda bulundu. Çocuklara da kendi aralarında ilişkiye girmeleri için baskı uyguladığı öne sürülen Fırat Gökarslan, bu anları kendi cep telefonu ile kaydetti. Çektiği görüntüleri büfedeki bilgisayarına aktaran Gökarslan bir süre sonra işyerini başka birine devretti. Büfenin yeni sahibi ise bilgisayarı incelerken istismar görüntüleriyle karşılaşınca, polise haber verdi.

Geçen yıl ocak ayında gözaltına alınan ve çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanan Fatih Gökarslan hakkında, Bursa 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde istismarda bulunduğu 6 çocuk için ayrı ayrı 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarından, 30’ar yıldan toplam 180 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.


Duruşmada ifade veren sanık Gökarslan, şikâyetçi olan 6 çocuktan 4’ünün yanında çalıştığını belirtip, kendileri ile ilişkiye girmediğini, yalnız bazıları ile şakalaştığını, bunda da art niyeti olmadığını ileri sürdü.

Mağdurların yaşlarının 18’den küçük olması nedeniyle basına kapalı görülen duruşmada, tutuklu sanık Fatih Gökarslan’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Halil ÖZÇOBAN/BURSA, (DHA

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/korkunc-olay-devraldigi-bufenin-bilgisayarini-incelerken-ortaya-cikti-40779752

Milliyet Gazetesi: Bylock'undan çarpık-eşcinsel ilişki çıktı!

$
0
0
Bylock'undan çarpık ilişki çıktı!

İtirafçı bir FETÖ mensubunun verdiği ifadeyle doğrultusunda İstanbul 3. Bölge Eyalet imamı Asım kod isimli Ayhan Zelvi yakalanıp tutuklandı.  15 gün süreyle tutulduğu emniyette ifade vermeye yanaşmayıp, kimliğiyle ilgili yanıltıcı bilgiler veren Zelvi’nin incelenen telefonunda ise çarpık ilişki mesajları çıktı. ByLock yazışmalarında “el ele tutuşacak mıyız”, “ keyif senin ile olmaktır bana”, “kırmızı don aldım” gibi ifadeler kullandığını tespit etti.



İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığ Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun koordinesinde terör örgütü FETÖ/PDY’nin yapılanmasına yönelik olarak sürdürülen çalışmalar kapsamında,  Marmara Bölge ve İstanbul Eyalet yöneticilerine İEM Organize Suçlarla Mücadele ekiplerince operasyon düzenlendi. Şubat ayı içerisinde düzenlenen operasyonda örgütün sözde Marmara Bölge Yapılanmasının 3 numaralı ismi olarak Tahir kod isimli T.M.B. gözaltına alındı.

İTİRAFÇI TALEBE İMAMI ELE VERDİ

İstanbul Emniyeti’nde 2 hafta süreyle gözaltında tutulan ve yaptıklarından dolayı pişmanlık duyduğunu ifade eden T.M.B.  örgütün dağılması için bildiği her şeyi anlatacağını söyleyerek oldu.  Düzenlenen soruşturma ve operasyonların ardından örgütte az sayıda kişinin kaldığını, yakalanan her kişinin ardından yeni görev dağılımı yapıldığını söyleyen T.M.B. , kalan örgüt üyelerine vazifeler verildiğini ama emniyetin aralıksız süren operasyonlarından dolayı kısa sürelerle yeniden görev dağılımı yapmak zorunda kaldıklarını itiraf etti.

KOD ADI ASIM

İfadesinde kendisinin örgütün sözde Güngören eyaleti talebe imamı olduğunu ve Bakırköy, Güngören ve Zeytinburnu eyaletlerinden sorumlu Nurullah kod isimli Serdoktor olarak adlandırılan ve kendisinden on gün önce yakalanan M.N.G isimli şahsa bağlı olduğunu  söyleyen T.M.B,  eyaletler üstü yapılanmanın başında ise Asım kod isimli bir şahısın bulunduğunu ifade etti. Örgütün İstanbul il yapılanmasında Bakırköy, Güngören ve Zeytinburnu bölgelerinden sorumlu 3.Bölge İstanbul imamı olarak bilinen imam Asım’ın aynı zamanda örgütün Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne illerinin de sorumlu abisi olduğunu ifade etti.

SABAH SPORUNDA YAKALANDI

İtirafçı T.M.B.nin verdiği bilgiler ışığında Asım kod isimli İstanbul eyalet imamını  yakalamak için harekete geçen İEM Organize ekipleri yaptıkları çalışmalar sonucunda kendisini Mart ayı başında Bakırköy’de lüks bir sitede  sabah sporu yaparken yakalayıp gözaltına aldı.  Koşu parkurunda yürüyüş yaparken yakalanıp gözaltına alınan imam Asım,  İstanbul Emniyetine götürüldü.

PARMAK İZİNDEN GERÇEK KİMLİĞİ TESPİT EDİLDİ

Yakalanmamak için devamlı ikamet ve kıyafet değiştirdiği, sabit bir yerde durmadığı, diğer örgüt yöneticisi şahıslarla görüşmelerini toplu alanlarda, park ve bahçelerde en fazla 15 dakika olacak şekilde yaptığı tespit edilen ve Emniyette ifade vermeye yanaşmayıp kimliğine dair yanıltıcı bilgiler veren imam Asım’ın gerçek kimliğine ise polis parmak izinden ulaştı. Yapılan parmak izi incelemesinde yıllar önce pasaport alırken emniyete bıraktığı parmak izinden gerçek kimliğinin Ayhan Zelvi olduğu belirlenen imam Asım’ın yapılan araştırmalarda, örgütün finansör mütevellileriyle birebir irtibatının olduğu, yurt dışından örgütün Türkiye’ye gönderdiği para akışını kontrol edip, dağıtımını yapan şahıs olduğu da tespit edildi.


PARA AKIŞININ BAŞINDAKİ İSİM

Yapılan soruşturmada örgüt tarafından yurtdışından gönderilen paraların, örgüt içerisinde muhasebeci olarak adlandırılan şahıslara aktarıldığı, bu şahıslarında paraları örgüt içerisinde 3 kalem de harcanması için Zelvi’ye ulaştırdığı tespit edildi.  Muhasebecilerden aldığı yüklü miktarda parayı, ilk kalemde, FETÖ mensubu tutuklu örgüt üyelerinin birinci dereceden yakınlarına konuşmamaları ve çözülmemeleri için 2 ile 5 bin lira arasında aylık yardım olarak aktaran Zelvi’nin, ikinci kalem ödemesi ise örgüt içerisinde hala vazifeli olan şahıslara yaptığı maaş ödemesi olarak saptandı.  Bazı örgüt üyelerine vazifelerine karşılık 40 bin liraya kadar maaş ödemesi yaptığı belirlenen Zelvi’nin üçüncü kalem para aktarımını ise örgüte müzahir ev veya ofis tarzı yerlerin faturalarını ödemesi olarak tespit edildi.     

3 DEFA KOD İSMİ DEĞİŞTİ

Örgütün finans kaynaklarına yönelik olarak düzenlen operasyonlar nedeniyle son dönemlerde ekonomik sıkıntıya girdiği ve masrafları karşılayabilmek için yurtdışında bulunan okulları ve kurumları satmaya başladığını ifade eden itirafçı T.M.B. nin, İstanbul’da tüm talebe yapılanmaları, esnaf yapılanmaları, okul ve öğretmen yapılanmaları, bölge yapılanmaları, bayan yapılanmaları, hususi ve mahrem yapılanmalar ile ünite yapılanması olarak adlandırılan memur yapılanmaların başındaki isim olarak 3 defa kod isim değiştirdiğini ileri sürdüğü imam Zelvi’nın  cep telefonunda yapılan incelemede tespit edilen ByLock hesabından ise sapık yazışmalar çıktı.

4 SAPKIN YAZIŞMA

İEM Organize Suçlarla Mücadele ekiplerince ByLock hesabı tespit edilip incelemeye alınan imam Ayhan Zelvi’nin binlerce sayfalık ByLock yazışmaları içerisinde bulunan ve diğer yazışmalardan farklı olarak örgütsel yazışmalardan ziyade kişisel ve cinsel içerikli olduğu görülen 4 yazışması tespit edildi.

“EL ELE TUTUŞACAK MIYIZ”

Yazışmaların dördünü de FETÖ soruşturmasından firari KHK ile kapatılan Selahaddin Eyyubi Üniversitesi Genel sekreteri Yılmaz Sarı ile yaptığı belirlendi. Zelvi’nin 18 Aralık 2015 tarihinde Sarı ile yaptığı görüşmede Sarı’nın Zelvi’ye hitaben “ sabah Mustafa kahvaltı yapalım dedi sonra boşum ve senin müsait olmanı bekleyeceğim” diye yazdığı, “ tamam” diye cevap veren Zelvi’ye Sarı’nın ikinci defa mesaj yazıp bu sefer “ el ele tutuşacak mıyız” diye sorduğu “ evet” diye cevap verdiği görülen Zelvi’nin Sarı’ya gülücük ikonu attığı tespit edildi.

Örgütün üst yönetiminin alt kadrolardan çok farklı bir hayat tarzı içerisinde olduğunun tespit edildiği yazışmalarda 31 Aralık 2015 tarihinde Asım kod isimli İstanbul imamı Ayhan Zelvi’yle Yılmaz Sarı arasındaki mesaj diyalogu ise şöyle…

"KIRMIZI DON ALDIM"

Sarı  - Gergadancıyı aç

Zelvi - Kim ben mi

Sarı  - Parmak attığımı gördün mü

Zelvi - Ebemin öyle bir özelliği yoktu tanırdım kendisini

Zelvi – Ondan yok diyorum

Sarı -   Yok yok

Sarı  -  Bizde hiçbir şey yok

Zelvi - Donsuz gören belki bir şey verir

Sarı -  Versin de ne verirse versin

Zelvi – Kırmızı don aldım

Sarı -  Together

Sarı –  ho ho ho

Zelvi-  Hiy sir

Zelvi-  Hiy sir

Zelvi-  Elh just i have

Sarı-    Pain

Zelvi-  Yes it is right

Sarı-   I am medle

“KEYİF SENİNLE OLMAKTIR BANA”

12 Ocak 2016 tarihindeki diyalog ise şöyle

-Ben tam bir erkeğim

-Heyyy

-Kılıfı ne yapacaksın ki

-Külah dedin ya ne yapacaksın kılıfı dedim

-Olan ne

-Ben o kadar zeki değilim ki

-Uysa iyi olur uymazsa acıtır

-Tespit nasıl

-Keyif senin ile olmaktır bana

- Heyyy  erkek 

http://www.milliyet.com.tr/bylock-undan-carpik-iliski-cikti-gundem-2632726/

Şahin Irmak,: Okan, Yılmaz Abi’ye âşık!

$
0
0

Şahin Irmak, Okan Çabalar’ın Yılmaz Erdoğan hayranlığını anlattı: Okan, Yılmaz Abi’ye âşık. Bir gün Yılmaz Abi şöyle demiş; Okan tamam yeter, beni benimle tiksindirdin! Beni bana anlatarak tiksindirdin kendimden. Anlatma yeter artık, biliyorum kendimi!

Milliyet

Türkiye'de ilk: İzmir'de LGBTİ'liler için cezaevi

$
0
0
Adalet Bakanlığı’nın LGBTİ hapishanesini açmak için hazırlıkların son aşamada olduğu belirtiliyor
 


Adalet Bakanlığı'nın 2013 yılından itibaren çeşitli bilgi edinme başvurularına ve soru önergelerine verdiği cevaplarda bir LGBTİ hapishanesi açılacağını birçok kez dile getirdi. En net bilgi ise bir trans mahpusun bilgi edinme başvurusuna verdiği 2 Aralık 2014 tarihli cevapta yer alıyordu:

"Bakanlığımızca, lezbiyen, gay, transeksüeller ve biseksüellerin muhafaza edileceği Açık ve Kapalı Ceza İnfaz Kurumları yapımına yönelik proje çalışmaları başlatılmıştır. Söz konusu projenin 2015 yılında İzmir ilinde ihale edilerek inşaatına başlanması öngörülmüştür. İhale ve yer teslimine müteakip takriben 2 yıl içinde tamamlanacaktır.”

Adalet Bakanlığı’nın bir LGBTİ hapishanesi açmak konusundaki açıklamasına LGBTİ  Derneği ve birçok sivil toplum örgütünün gerek bireysel gerekse de ortak yaptığı basın açıklamalarıyla LGBTİ hapishanesine karşı çıkmışlardı.

"Hapisteki Kadın" sitesinin haberine göre son haftalarda Adalet Bakanlığı, LGBTİ hapishanesinin açmak için hazırlıklar yapıyor. Haberde "Mektup aracılığıyla haberleştiğimiz ve görüşmeler yaptığımız LGBTİ mahpuslar, İzmir’deki “ceza infaz kurumları kampüsü” içerisinde ifadelerine yer verdi.

https://kazete.com.tr/haber/turkiyede-ilk-izmirde-lgbtililer-icin-cezaevi-56210

Facebook, cinsel yönelime göre hedef belirlemeyi kaldırdı

$
0
0
Facebook, reklam politikalarında değişikliğe giderek cinsel yönelime göre hedef belirleme seçeneğini kaldırdı.

Sosyal platform devlerinden Facebook, “daha iyi hizmet” için yayın politikalarını sık sık değiştiriyor. Son yıllarda en çok üstüne düşülen reklam hizmetiyle ilgili geçtiğimiz ay değişikliğe giden platform, hedef belirlemede cinsel yönelim seçeneğini kaldırdı.

LGBTİ+ KARŞITI REKLAM
Facebook’un cinsel yönelim seçeneğini kaldırması, sık sık çıkan “Eşcinsel Onarım Terapisi” reklamı krizlerini hatırlara getiriyor. Son zamanlarda birçok ülkede kınanan ve yasaklanan “onarım” terapileri, Facebook’ta kendine reklam alanı bulmuştu. Bu reklamların LGBTİ+’ları hedef alması, seçeneğin kaldırılmasına sebep olabilecek süreç ihtimalleri arasında.

 BU NE ANLAMA GELİYOR?
Facebook’un reklam politikalarında gittiği değişiklik, LGBTİ+ kuruluşlarının platform üzerinden hedeflerine ulaşmalarını zorlaştıracak. LGBTİ+’lara ulaşmak isteyen ve reklam veren Facebook sayfaları, etkinlikler ve gönderiler hedef kitlesinden “daha az” insana ulaşacak.
Onur Haftası kuruluşları, LGBTİ+ intiharlarını önlemek için oluşturulan destek ağları, öz örgütlenme pratiğine bağlı topluluklar da bu seçeneğin kaldırılmasından etkilenecek gruplar arasında.

http://www.abcgazetesi.com/facebook-cinsel-yonelime-gore-hedef-belirlemeyi-kaldirdi-82988h.htm

Nil Makaracı eşcinsel olduğu için diziden kovuldu!

$
0
0
"LGBT yüzünden ve lezbiyen olmam gerekçesiyle, homofobik tavırlarla resmen kovuldum!"


‘Avlu’ dizisinin kadrosundan çıkarılan oyuncu Nil Makaracı’nın açıklaması…

“Merhaba, ben Nil Makaracı. Çok büyük heyecan ve istek duyarak dahil olduğum Avlu dizisi kadrosundan 21 Mart tarihinde, yönetmen yardımcısı Merve Çolak tarafından çıkartıldım!

Daha öncesinde kendi ajansımın bile bana, ‘LGBT bireylerin de yer alacağı bir dizi başlıyor’ diyerek anlattığı Avlu’dan, LGBT yüzünden ve lezbiyen olmam gerekçesiyle, homofobik tavırlarla resmen kovuldum!

Ortada geçerli hiçbir bahane yok! Merve Çolak’ın bana ilettiği, ‘Sen LGBT’lerle konuşmuşsun, lezbiyenlikle ilgili bir şeyler yazmışsın, sana konuşma demiştim’ gibi sözleri sonrası, çok sevdiğim ve istekle, canla başla çalıştığım işimden oldum.

Maddi ve manevi çöküş yaşıyorum. İki gündür ağlıyorum. Bahsettikleri LGBT konusu ise şu: Gmag, Avlu dizisinin reklamını bu yönde yapmış ve binlerce kişiye de ulaşmasını sağlamıştır. Kendilerinin konuyla ilgili en ufak bir alakaları olmadığı gibi, bu zor süreçte de yanımda olmuşlardır. Çok çok çok üzgünüm. Lezbiyen olduğum için, LGBT ile ilgili şeyler yazıldığı için atıldım, kötü sözlere maruz kaldım.

Gmag aracılığıyla tüm kamuoyuna, LGBT mecralarına bildirimdir. Beni seven, destekleyen, önce canım anneme, arkadaşlarıma, sevenlerime bir özür borçluyum. Karşınızda olamayacağım, bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıya kaldım. Beni affedin. İlerleyen dönemlerde umuyorum buluşacağız. Sevgi ve saygılarımla.”

Eşcinsellere özel hapishane, ayrımcılığın devlet eliyle kurumsallaşmasıdır!

$
0
0
Adalet Bakanlığı’nın LGBTİ’lere özel bir hapishane yapılması için hazırlıklara başlandığını açıklaması üzerine bu uygulamaya tepki gösteren Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, “Bu ayrımcılığın devlet eliyle kurumsallaştırılması ve damgalama anlamına gelecek” ifadelerini kullandı.


Türkiye’de sadece LGBTİ tutukluların yer alacağı bir cezaevi projesi geçtiğimiz yılların ardından yeniden gündeme geldi.

Konuya ilişkin en net bilgi Adalet Bakanlığı’nın bir trans tutuklunun bilgi edinme başvurusuna verdiği 2 Aralık 2014 tarihli cevapta yer alıyordu:

“Bakanlığımızca, lezbiyen, gay, transeksüeller ve biseksüellerin muhafaza edileceği Açık ve Kapalı Ceza İnfaz Kurumları yapımına yönelik proje çalışmaları başlatılmıştır. Söz konusu projenin 2015 yılında İzmir ilinde ihale edilerek inşaatına başlanması öngörülmüştür. İhale ve yer teslimine müteakip takriben 2 yıl içinde tamamlanacaktır.”

Bu yanıtın ardından LGBTİ dernekleri ve pek çok sivil toplum kuruluşu söz konusu cezaevi projesine karşı çıkmıştı.

‘Ayrımcılığın devlet eliyle kurumsallaşması’
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Türkiye Hapishane Çalışmaları Merkezi; bilgi edinme başvurularının sonuçsuz kalması ve tutukluların ilettiği “LGBTİ hapishanesi Mart’ta açılacak” iddiaları üzerine bir açıklama yaptı.

Bir LGBTİ hapishanesi açılmasının “ayrımcılığın devlet eliyle kurumsallaşması” ve “damgalama” anlamına geleceğini belirten CİSST açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Mektup aracılığıyla haberleştiğimiz ve görüşmeler yaptığımız LGBTİ mahpuslar, İzmir’deki ‘ceza infaz kurumları kampüsü’ içerisinde bir hapishane inşa edildiğini, ‘açılması planlanan LGBTİ hapishanesinin açılışının teknik sorunlar sebebiyle mart ayına ertelendiğini’, ‘hapishanenin tabelasında 5 No’lu yazdığını’, ‘80 kişi açık – 80 kişi kapalı olmak üzere 160 kişilik kapasitenin olduğunu’ öğrenmiş bulunuyoruz.”

‘Hapishanenin kendi içerisinde çözüm üretmesi gerek’
Ayrı bir hapishane açmak yerine mevcut cezaevi içindeki sorunların çözülmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, “Ayrımcılığın devlet eliyle kurumsallaştırılması ve damgalama anlamına gelecek, sosyal ilişkileri ve yargılamayı zorlaştıracak ayrı bir hapishane yerine her bir hapishanenin kendi içerisinde çözümler üretilmesi gerekmektedir” denildi.

http://gazetekarinca.com/2018/03/lgbtilere-ozel-cezaevi-geliyor-iddiasina-tepki-bu-ayrimciligin-devlet-eliyle-kurumsallasmasi-demek/

Deniz Seki: Bir gün mutlaka iade-i itibarımı alacağım. Bu benim kendime verdiğim söz.

$
0
0
Deniz Seki bir döndü pir döndü. 3.5 yıl süren mahkûmiyeti bittikten sonra People’da sahneye çıkmaya başladı. Gece hayatında yükselişe geçen Türkçe canlı müzik furyasının başını çekenlerden biri oldu. Arkasından ‘Popstar 2018’ geldi. Bu sırada mide ameliyatı geçirdi, kilo verdi, saçlarının rengini değiştirdi. Şimdi bir yandan Popstar yarışmasında jüri üyeliği yapıyor, bir yandan yeni albümünün hazırlıklarını sürdürüyor. Deniz Seki’yle buluştuk; cezaevindeki zor günleri, Faruk Salman’la yaşadığı ayrılığı ve gelecek planlarını konuştuk.


Hayatınızı bir cümleyle özetlerseniz, bu ne olurdu?
- Bu Deniz’in hikâyesi... Ben küllerinden doğan Deniz’im, zümrüdüanka misali!
Yaşadıklarınız bir film olsa, adı ne olurdu?
- ‘Deniz’in Dibi’ olurdu, sonra da ‘Mutluluğa Söz Verdim’ adında bir devam filmi gelirdi.
Dibi gördünüz mü?
- Tabii gördüm, görmez olur muyum?
Çok canınız yandı mı?
- Çok canım acıdı, çok yandım. Yandım ama bir şekilde piştim. Ağır bedeller ödedim. Bu bedeller belki güzel şarkılar doğurdu ama yakınlarımı ve sevenlerimi üzdü. Ne yapalım, hayata her şey dahil.
Beterin beteri var!
1192 gün 10 metrekare bir alanda yaşamak sizi nasıl etkiledi?
- Sabretmeyi, tevekkülü, hayata daha geniş bir açıdan bakmayı öğrendim. Çok daha fazla güçlendim. Hayatta en önemli şeyin özgürlük olduğunu, halıya basmanın, annenin elini tutmanın bile özgürlük içerdiğini bilmiyordum. Her şeyin değerini anladım. Bu yüzden kimsenin kimseye kızmasına, kendi dertlerinde boğulmalarına gönlüm el vermiyor. Beterin beteri var!
İçeride en çok neyin özlemini duydunuz?
- Sevgi, sevgi, sevgi... Sevdiklerime sarılmak, sahne ve şarkı söylemek...
Çok ağladınız mı?
- Çok ağladım, gözyaşlarımı sildikten sonra aynaya bakıp “Deniz ayağa kalk, yürü, sorumlulukların var” diye kendime telkinlerde bulundum.
En büyük zorluk neydi?
- Bunlar artık geride kaldı. Neyin ne olduğunu herkes biliyor. Gerçekten haksızlığa uğradığımın herkes farkında. Bir gün mutlaka iade-i itibarımı alacağım. Bu benim kendime olan sözüm.

Adımın benden başka herkese faydası varmış, bir bana yokmuş

“Keşke şöhret olmasaydım. O zaman her şey daha kolay olurdu” dediğiniz oldu mu?
- Tüm dünyada böyle ama bizim ülkemizde ‘kadın şöhret’ olmanın bedeli daha ağır. Hele de yalnızsan... Ben de çok yalnız oluşumla, arkamda güçlü birinin olmamasıyla yüzleştim. Kupkuru bir şöhretim varmış. Adımın benden başka herkese faydası varmış, bir bana yokmuş.
İçeride şöhretin ayrıcalıklarını yaşadınız mı?
- Hayır. Orada sıfatlar kapıda bırakılıyor. Ben orada ‘Deniz’dim.
Orada dostlarınız oldu mu? Hâlâ görüşüyor musunuz onlarla?
- Evet, oradaki dostluklar bambaşka. Benden daha ağır yarası olanlara dokundum. Ben çıkarken hem gitmemi istiyorlar hem “Biz sensiz ne yapacağız” diye üzülüyorlardı. Çünkü ben onların enerjisi, çiçek bahçesiydim.
Dostunuzu düşmanınızı anladınız mı bu süreçte?
- Tabii, kocaman bir elek gibi... Hepsine tebessümle bakıp “Canınız sağ olsun” diyecek tevekküle sahip oldum. Kimseye kızgınlığım, kinim yok.

Benim yaşadıklarımın dörtte birini yaşasalar akıl hastanesindelerdi

15 yıl sonra yeniden ‘Popstar’la ekrana döndünüz. İlk bölümde sizi biraz durgun bulanlar olmuş...
- İnsanlar ellerini vicdanlarına koysun... Bu kadar yaşanmışlık üzerine 3.5 yıl sonra ilk canlı yayınımdı. Armağan (Çağlayan) hariç Bülent (Ersoy) Hanım ve Can Bonomo’yla birbirimizi yeni yeni tanıyoruz. İster istemez bir çekingenliğim var, geçecektir.
Bülent Ersoy’la çalışmak nasıl?
- Çok şen şakrak bir kadın, müziği çok iyi bilen biri. Çok komik ve hayat dolu.
Yeni nesil yarışmacıları nasıl buldunuz?
- Fazla yaralılar. Arabesk ruh çok... Yarışmacıların hikâyeleri birbirinden trajik. Zamanla göreceğiz.
Konu ‘Popstar’ olunca eski yarışmacılardan Bayhan’la geçmişte yaşadığınız polemik de akla geliyor.
- Biz onunla helalleştik!
Yarışmayla birlikte imajınız da değişti. Saçlarınızı kızıla boyattınız. “Bunalıma girdi” diyenler var...
- Annem beyin ameliyatı geçirdi, bir aydır hastanede yatıyor. Hemen hemen her gün yanındayım. Hayatımda böyle sorunlar varken bile güne umutla bakıyorum. Bunu söyleyenler benim yaşadıklarımın dörtte birini yaşasalar akıl hastanesindelerdi. Bunalımda falan değilim, mutluyum.
Bir yandan da stüdyodasınız, yeni albümünüzü hazırlıyorsunuz...
- İskender Paydaş’la çalışıyoruz. Şehrazat bir şarkıyı özgürlük hediyesi olarak verdi. Ayla Çelik, Serkan Seki birer şarkı yazdı. Sezen Aksu ve Ahmet Kaya cover’ları ve benim yazdığım şarkılar olacak yeni albümde.
İçerideyken yeni şarkılar ürettiniz mi?
- Adalet Bakanlığı görme engelliler için ayrılmış olan okuma odasında çalışma izni verdi. O odada haftanın dört günü çalıştım. Gitar kursuna gidip gitar öğrendim, şarkılar yazdım.

Sadece midem gitmedi, hazmedemediğim bir sürü şeyi de attım

 Mide küçültme operasyonu geçirdiğinizi söyleyenler de yağlarınızı aldırdığınızı iddia edenler de var. Ne yaptırdınız?
- Tüp mide ameliyatı.
Kilolarınızdan çok mu rahatsızdınız?
- Birinci sebep sağlık. Metabolik sendrom denen vücudun ‘Artık yeter’ diye alarm verdiği bir sendrom yaşadım. Ona ulaştığın zaman zaten bu ameliyatı olmak zorunda kalıyorsun. Birçok tahlil yaptırdım. Çok araştırdım ve zor bir karar verdim. Çünkü kilom tehlikeli boyutlara gidiyordu. Doktorum Hasan Altun’a güvenip ameliyat oldum. Ayrıca ne yapıp edip ameliyat olmasam da zayıflamak zorundaydım.
 Neden?
- Çünkü ben bir markayım. Seyirci ve dinleyici ilk gün çıktığımız raftaki halimiz neyse, onu görmek istiyor. Ama hayat bazen buna müsaade etmiyor. 1192 gün küçücük bir yerde yaşayan bir insan özgürlüğüne kavuştuktan sonra -müsaadenle- kilo da alabilir. Bunu kendime hak gördüm.
 Kaç kilo gitti?
- Bir ayda 15 kilo gitti. Sıvıyla besleniyordum, şimdi pürelere geçtim, minik minik köfte ve balıklar yemeye başladım. Bu ameliyatla sadece midem gitmedi, hazmedemediğim birçok şeyi de attım, kurtuldum, yenilendim. ‘Popstar’ çekimleri, People’daki sahnem, konserlerim... Hepsini enerjimle yapıyorum, bu da sağlıklı olduğumun göstergesi.

Dünyayı sevginin kurtaracağına inananlardanım

10 yıl önceki Deniz’i görseniz ona ne öğütlersiniz?
- “Herkesi kendin gibi sanma”.
Geçmişteki pişmanlıklarınız neler? Sizce nerede hata yaptınız?
- Keşkelerim hiç olmadı. Yaşaya yaşaya öğreniyorsun ve o zaman büyüyorsun.
İlişkide karşısındakine hemen inanan biri misiniz?
- Güvenmek isteyen bir kadınım. Bunun yanında sevgi de önemli. Dünyayı hâlâ sevginin kurtaracağına inananlardanım.
Aşk seçimlerinizde hata yaptığınızı düşünüyor musunuz?
- Mutlaka hatalar yapmışımdır ki bazı şeyler yaşadım. Yanlış seçim dediğin her şey tecrübe. Kimsenin arkasından konuşmayı sevmiyorum. Yaşanmış, yaşanmıştır.
Siz içerideyken nişanlınız Faruk Salman’ın sizi beklediğini okuduk haberlerde. Sonra çıktınız, çok geçmeden ayrıldınız...
- Özel hayatla ilgili çok konuşmak istemiyorum. İlişkilerde ayrılıklar olur, fikir çatışmaları çıkabilir, daha büyük bir yara olmasındansa son vermek daha doğrudur.
Sizi nankörlük yapmakla suçlayanlar oldu.
- Hiçbir zaman nankör biri olmadım. Faruk Bey benim kıymetlim. Her zaman başımın tacıdır, ben de onun başının tacıyım. Bazı şeyler istediğimiz gibi gitmedi. Mutlaka yaptığı büyük fedakârlıklar var; hayatımın en kötü döneminde de, güzel günlerimde de yanımdaydı. Ben de onun yanındaydım. Kader...
Bundan sonra hayatınıza giren nasıl biri olur?
- Artık üzülecek yerim kalmadı, mutluluğa söz verdim ve kalbimi hiç kirletmedim. Bundan sonra şarkı söyleyip yazarak dünyayı gezmek, yeni kültürler keşfetmek istiyorum.

Hakan Gence - Kelebek

http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-cumartesi/bir-gun-mutlaka-iade-i-itibarimi-alacagim-bu-benim-kendime-verdigim-soz-40782325

10 yaşındaki erkek çocuğunu taciz eden oto yıkamacı: İt gibi pişmanım, eşcinselim, tedavi olmak istiyorum!

$
0
0
10 yaşındaki çocuğu taciz eden oto yıkamacı: İt gibi pişmanım

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde E.U. (10) adlı erkek çocuğu taciz ettiği iddiasıyla yargılanan oto yıkamacı Ali Kibarkaya (31), yargılandığı Kahramanmaraş 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.


Olay, 27 Nisan 2017'de Pazarcık'ta bir oto yıkamacıda meydana geldi. Arka taraftaki oto yıkamacının sahibi ile çay içen T.U., iddiaya göre, oğlu E.U.'yu yanına çağırıp, boş çay bardaklarını dükkâna götürmesini istedi. Küçük çocuk bardakları oto yıkamacıya götürüp tezgâha koyarken, burada çalışan Ali Kibarkaya arkadan gelerek taciz etti. Kibarkaya, ardından da "Bu olayı kimseye anlatma. Anlatırsan seni öldürürüm" diyerek çocuğu tehdit etti.

GİZLİCE ÇOCUKLARININ KONUŞMASINI DİNLEDİ

Babasının iş yerine dönen küçük çocuk, kardeşine oto yıkamacıda çalışan Ali Kibarkaya'nın kendisinin çeşitli yerlerine dokunduğunu anlattı. E.U.'nun kardeşine tüm anlattıklarını o sırada kendilerini gizlice dinleyen babaları da duydu. Oğlunu yanına çağıran T.U., kardeşine söylediklerini kendisine de anlatmasını istedi. Duyduklarından sonra T.U., oğluna yanlış anlayabileceğini söyledi. Ancak E., anlattıkların tekrarladı. Şüphelenen baba, oğluna bir şişe su verip tekrar oto yıkamacıya gönderdi, ardından da bilgisayarın başına geçerek oto yıkamacıyı gören güvenlik kamerasını izlemeye başladı. Kameradan Ali Kibarkaya'nın oğlunu taciz ettiğini gören baba, polise giderek şikâyetçi oldu.

'İT GİBİ PİŞMANIM'

Olay günü işe başladığı ortaya çıkan Ali Kibarkaya, polis tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Kibarkaya, savcılık sorgusunda küçük çocuğu taciz ettiğini itiraf etti. Cinsel eğiliminin hemcinslerine karşı olduğunu ve daha önce de erkeklerle birkaç kez birlikte olduğunu belirten Ali Kibarkaya, ifadesinde şunları söyledi:

"Benim hemcinslerime karşı cinsel eğilimim vardır. E., dükkanıma geldiğinde şeytana uydum. İt gibi pişmanım." Ali Kibarkaya, sorgusunun ardından sevk edildiği mahkemede çocuğu tehdit etmediğini ve tedavi olmak istediğini söyledi. Şüpheli, tutuklanarak cezaevine konuldu.

17.5 YIL HAPİS

Soruşturma sonunda Ali Kibarkaya hakkında Kahramanmaraş 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuğa karşı cinsel taciz, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetini yoksun kılma' suçlarından dava açıldı. Davaya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da müdahil oldu. Davanın karar duruşmasında Ali Kibarkaya suçlamaları kabul etmedi. E.U., babası ve annesi ile tanıkları da dinleyen mahkeme heyeti, duruşma sonunda Ali Kibarkaya'yı 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan 12 yıl 6 ay, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 5 yıl olmak üzere toplam 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.

http://www.milliyet.com.tr/10-yasindaki-cocugu-taciz-eden-oto-gundem-2633749/

Amerikalı terörist Tolhildan Ciwan: Rusya, ABD, NATO ve AB teröristlere destek verdi!

$
0
0

TSK ve ÖSO, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında 18 Mart'ta Afrin ilçe merkezi ile ilçenin kuzeyi, doğusu ve batısındaki noktaların tümünü ele geçirdi. Büyük kayıp veren terör örgütü de, zayiatın artmaması için ABD'nin gönderdiği silah ve mühimmatları bırakarak Afrin'den kaçtı.

"TÜRKİYE'Yİ KİMSE DURDURAMADI"

Kaçan teröristlerin arasında yer alan ABD vatandaşı Tolhildan Ciwan adlı terörist, "Türk savaş uçakları bomba yağdırdı. Rusya, ABD, NATO ve AB bunları görmesine rağmen sessiz kalarak destek verdi. Türkiye'yi kimse durduramadı. Bu büyük bir utançtır." sözleriyle teröristlere destek verilmemesine isyan etti.

TSK ve ÖSO tarafından 4 bine yakın terörist öldürülürken, YPG'ye destek için gelen yabancı uyruklu teröristler de öldürülenler listesine eklendi.

http://www.milliyet.com.tr/abd-li-terorist-bati-ya-boyle-gundem-2633823/

Michael Jackson'un lezbiyen kızı, ünlü model ve oyuncu kadınla dudak dudağa yakalandı

$
0
0
Cara Delevingne ile Paris Jackson dudak dudağa yakalandı!

İngiliz model ve oyuncu Cara Delevingne (25) ile efsane sanatçı Michael Jackson'ın 19 yaşındaki oyuncu kızı Paris Jackson arasındaki aşk iddiaları doğru çıktı. İkili, önceki akşam dudak dudağa görüntülendi.


Cara Delevingne ile Paris Jackson, geçtiğimiz gün çıktıkları gece gezmesinde objektiflere takıldı.

İkiliye, 'Evde Tek Başına' serisiyle çocuk yıldız olarak ünlenen Macaulay Culkin ile sevgilisi Brenda Song da eşlik etti.

Dans eden Delevingne ile Jackson, zaman zaman da dudak dudağa öpüştü. Onların yanında Culkin ve sevgilisi ise dans etti.

http://www.milliyet.com.tr/cara-delevingne-ile-paris-jackson-magazin-2633756/

Eliz Sakuçoğlu: Biz çoğalıyoruz! Tek eşliliğe inanmıyorum!

$
0
0
Eliz Sakuçoğlu: Aldatılmayı her türlü kabul ederim!

Sosyal medyada paylaştığı cesur pozları ile sıkça magazin gündemine gelen Eliz Şakuçoğlu, İstanbul sosyetesine girişini, aşklarını ve ayrılıklarını anlattı. 34 yaşındaki stil danışmanı, tek eşliliğe inanmadığını belirterek, "Yaşamış biri de olarak aldatılmayı her türlü kabul ederim. Günübirlik ilişki yaşayabilirim" dedi.


Eliz Şakuçoğlu'nun, Posta Gazetesi'nden Bekir Saçar'a verdiği röportaj şöyle:

Stil danışmanısın ama Instagram’da 300 bin takipçin var!
Öncelikle bu tarz sıfatları kabul etmiyorum. Yani, ‘ünlü stil danışmanı’ ne demek? Sadece Murat'ın (Boz) stiliyle ilgilendim. Hayatımda fotomodel de olmadım. Hatta Lamiya ve Hamdi'nin kızı Eliz de değilim.

O zaman bugün hâlâ “Murat'ın eski sevgilisi” diye anılmak da rahatsız ediyor olmalı...
Şu bir gerçek, 8,5 senemi geçirdiğim adam. Sonsuz teşekkürler. Ama genel olarak bu sıfatlardan hoşlanmıyorum.

Nasıl bir hayata doğdun? Ailen zengin mi?
Antakya’da doğdum. 6 yaşında ailem boşanınca velayetimi babam aldı. Babam ile birlikte Almanya’ya gittim ve uzun süre orada yaşadım. Orta ölçekli bir aile… El bebek gül bebek büyümedim. 'Zor bir çocukluk geçirdim' diyebilirim. Hayatın zorluklarını iyi bilirim. Almanya’da 13 yaşında tezgahtarlık yaparak iş hayatına başladım. Kendi paramı hep kendim kazandım. 18 yaşında kendi evime taşındım. Büyük paralarım falan da yok benim. Bazen cebimde sadece 50-100 lira olabiliyor.

Popülerliğini paraya çeviremiyor musun?
Hayır. Bugüne kadar iki markanın yüzü oldum. Çünkü gerçekten o markaları seviyor ve kullanıyorum. Bu yüzden kabul ettim. Instagram için bir sürü paralı iş teklifi aldım, alıyorum da. Ama dört senedir hiç birini kabul etmedim. İnanmadığım bir ürünü paylaşmam. Bu takipçilerime saygısızlık olur.

İstanbul sosyetesinin içindesin. Nasıl geçiniyorsun peki?
Paylaşımlarımda hiç marka etiketlemem. Marka takıntım hiç yok. Kıyafetlerimin çoğu 8-10 senelik. Değişik kombinler yapıyorum.

Pahalı bir cip kullanıyorsun, masrafları ağır gelmiyor mu?
Bu marka cipi çocukluğumdan beri istiyordum. Çalıştım, biriktirdim, borca girdim ve aldım. Ona isim bile taktım: Kahraman. O benim kahramanım.

Alkollü araç kullanmaktan ehliyetine el konulmuş. Ehliyetsiz mi kullanıyorsun cipini?
Kesinlikle böyle bir şey yok. Ne ehliyetimi aldırdım ne de alkollüyken direksiyon başına geçtim. Binerim taksiye, giderim.

İnsanlar seni neden takip ediyor?
Sanal dünyayı normalde seven biri değilim. Telefonla konuşmayı, mesaj atmayı da sevmem. Yüz yüze konuşmayı, dokunmayı severim. Bu dünyada herkesin bir misyonu olduğuna inanıyorum. Allah vergisi yüksek bir enerjim var. Bu enerjiyi doğru kullanıp, insanlara güzel şeyler vermek, iyi izler bırakmak için çabalıyorum.

Instagram’da ‘biz çoğalıyoruz’ hashtag’ini kullanıyorsun. Kim bu çoğalanlar?
İnsan saf sevgiyle doğuyor. Sonra negatif enerjiyle doluyor. Hayvanlara karşı tek avantajımız olan kelimeler en büyük lanetimiz bugün. Çünkü onları doğru kullanmıyoruz. “Aman Allah korusun” diyoruz. Böyle yaparak kötüyü çağırıyoruz. “Çok şükür” ile başlayan iyi cümleler kuralım ki her şey iyi olsun. Ben hayatımı böyle sürdürüyorum, insanlara da Instagram’dan bunu iletmek istiyorum. ‘Çoğalanlar’ da benim gibi düşünenler, benim gibi yaşayanlar.

Dışarıdan deli dolu görünüyorsun, gerçekte de öyle misin?
İlk başlarda herkes bana deli gözüyle bakıyordu, “Bu kız aşk acısı çekiyor, kaybolmuş” diyorlardı. Benim enerjim yüksek. Enerjisi düşük olanlar beni deli olarak nitelendiriyor. Hayat tarzımdan dolayı marjinal olduğumu düşünüyorlar. Onları suçlamıyorum. Kızmıyorum. Bana edilen lafların hiçbiri bana ulaşmıyor. Gizlemeden saklamadan her şeyimi paylaşıyorum. Asıl çıplaklık işte bu. Giydiklerim değil.

"MAHALLE BASKISINI YENDİM"

Alman kültürüyle büyüdün. İstanbul’a gelince ‘mahalle baskısı’na maruz kaldın mı?
Her kadının yaşadığı mahalle baskısına ben de maruz kaldım. Ama buna teslim olmadım, bunu alt etmeyi başardım.

Almanya’da kendini dışlanmış hissettin mi hiç?
Küçük yaşta oraya gittiğimiz için çabuk adapte oldum. Almanlarla Almandım, Türklerle Türk. Bulunduğum yere çabuk uyum sağlarım. Bugün beni Anadolu’nun bir köyüne bırak, bir haftada en hasından köylü olurum.

"TEK GECELİK İLİŞKİ YAŞAYABİLİRİM"

Günübirlik ilişki yaşadın mı?
Yaşamadım ama yaşayabilirim. Ruhuma dokunabilen, benim frekansıma girebilen ve enerjime bir şeyler katabilen biri çıkarsa tabii ki yaşarım.

Birinden hoşlandığını nasıl anlarsın?
Biriyle üç kez buluşmuşsam ona gönlümü kaptırmışım demektir.

"DOZAJIM YOKTUR DİBİNE KADAR İÇERİM"

Kendinle söylediğin kadar barışık mısın, kusurların yok mu?
Olmaz olur mu? Dozajım yoktur, her şeyi abartılı severim. Kalorisi çokmuş, kilo alacakmışım hiç takmam. Dibine kadar içerim. Ellerimi de beğenmem. Eski voleybolcu olduğum için kırılmayan parmağım kalmadı.

Aynaya bakıp ne diyorsun kendine?
Eliz, hangi bedende olursan ol, ister 20 kilo fazla, ister 20 kilo az. İster yüzün sivilcelerle dolu olsun, sen kendini sev kadın.

Depresif ruh halinden nasıl çıkarsın?
Beklemediğim bir şey yaşarsam kötü bir moda girerim ama uzun sürmez. Depresyona kapılmam. Kendime acımayı sevmiyorum.

"BEKAR BİR KADIN OLARAK İSTEDİĞİMİ YAPABİLİRİM"

Çok seksi paylaşımların var. İçinde kaç kadın var?
Hayal edebileceğin her türlü kadın var içimde. Papermoon'da şampanyasını içip gülen kadın da var, Antakya usulü tepsi kebabını yapan kadın da. Her ortama ayak uydururum.

Uzun süreli ilişkiler yaşıyorsun. Bazen de birileriyle yakıştırılıyorsun...
Ben ilişkilerini göz önünde yaşayan bir insanım. Ben bu gece seninle dışarı çıkarım, magazinciler seni bilmez, yazarlar. Herkesle yazılabilirim, çünkü bekar bir kadınım. Ama aşk yaşadığım adam olarak iki isimle, Murat Boz ve Beran Benan ile uzun ilişki yaşadım. 2-3 isimle de sözüm ona aşk yaşadım. Evet, ben bağıra bağıra 'aşk kadınıyım' diyorum. Aşktan besleniyorum, bu bir gerçek. Ama aşk yaşadığım insanla, kameraların karşısına geçip 'İlişki yaşadığım adam budur' derim. Bekar bir kadın olarak istediğimi yapabilirim.

Hakan Sabancı ile de adın anıldı?
Hacı ve Hakan çok sevdiğim arkadaşlarım. O konuyla ilgili güzel bir açıklama yaptım, 'Beni lütfen insanların aşk üçgenlerine katmayın' dedim. Magazin basınına büyük görev düşüyor abi. Aşk benim en kutsalım. Onu bu kadar ucuz şeylere malzeme etmemek lazım.

Murat ve Beran ile dost musunuz, görünce 'Merhaba' der misin?
Ben derim abi.

Onlar der mi?
Bilemiyorum, onu onlara sormanız lazım.

Hiç karşılaşmadınız mı?
Beran ile karşılaşmadık. Murat ile iki üç defa merhabalaştık.

İlk aşkı ne zaman tattın?
Ahahaha! 12 yaşındaydım. Okulun en yakışıklı çocuğuydu, 18 yaşındaydı. Almanya'da. Ne yapıp edip elde ettim. Flört ettik. Başkadır ilk aşklar...

"TEK EŞLİLİK İNSAN DOĞASINA AYKIRI"

İkili ilişkilerde kırmızı çizgin var mı?
Hiç yok. Tek eşliliği savunan biriyim ama tek eşliliğe inanmıyorum, doğamıza aykırı. Biz zoru başarmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla ben, yaşamış biri de olarak aldatılmayı her türlü kabul ederim, ettim de. Angelina Jolie aldatıldı abi. Sevgi başka, aşk başka bir şey.

İnsan niye aldatır?
Ben aldatmadığım için bilemem. Her şey olabilir, alkolden o anlık bir heyecan olabilir. Sevgi eksikliğiyle alakası yoktur, içgüdüdür benim gözümde. Özgüven eksikliğidir. O an onu yaşamak ister. On bin tane nedeni vardır.

"AŞK İÇİN YAPAMAYACAĞIM HİÇBİR ŞEY YOK"

Sevdiğin erkek için yapacağın en büyük fedakarlık ne olur?
Sınırsızım. Hiçbir şey yok yapamayacağım. Kendi hayallerimden, benliğimden vazgeçebilirim. Gözüm kördür, aşk için yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Diyelim ki hayalimde evlenmek ve çocuk sahibi olmak var. Ama öyle bir erkek girdi ki hayatıma evlilik ve çocuk istemiyor. Onu gerçekten seviyorsam evlenmekten de çocuktan da vazgeçerim. Roma’yı da yakarım, adını dağlara da yazarım.

'Herkes Ahmet’in, Cengiz’i öpmesini bekliyormuş'

$
0
0

‘Ailecek Şaşkınız’ filmiyle gündemde olan Ahmet Kural ve Murat Cemcir, halk galalarına devam ediyor. Sevilen ikili, önceki gün Gaziosmanpaşa’da bulunan Venezia Mega Outlet Cinens Sinemaları’nda hayranlarıyla buluştu.


Murat Cemcir, filmde en sevilen sahnelerden bahsederken “Herkes Ahmet’in, Cengiz’i (Bozkurt) öpmesini bekliyormuş. En gülünen sahnelerden biri” şeklinde konuştu. Başarılı oyuncu, her filmlerinin sinemaseverlerin beğenisini toplaması hakkında ise “Değişik şeyler yapmayı ve çıtayı yükseltmeyi seviyoruz, sonra altından geçiyoruz” şeklinde konuştu.


http://www.milliyet.com.tr/herkes-ahmet-in-cengiz-i-magazin-2633646/

Lezbiyen olduğu için diziden kovulan oyuncuya yapım şirketinden cevap: Bizi bağlamıyor!

$
0
0

LİMON YAPIM'IN AÇIKLAMASI

Söz konusu iddiayla iligili sosyal medyadan açıklamalarda bulunan dizinin yapım şirketi Limon Yapım ise iddiaların asılsız olduğunu belirtti. Limon Yapım'ın açıklaması şöyle: "Avlu dizisi kadrosundaki Nil Makaracı'nın kendi hesaplarından yaptığı açıklama gerçek dışıdır. Bölüm oyuncusu, ne cinsel tercihi sebebiyle dizinin kadrosuna dahil edilmiş, ne de bu sebeplerden ötürü diziden çıkarılmıştır. Makaracı, set disiplinine uygun davranmadığı için işine son verilmiştir. Oyuncunun yaptığı açıklamalar ve internet sitelerinde yer alan haberler, ne yapım şirketimizi ne de kanalı bağlamaktadır. Kamuoyuna duyrulur..."

http://www.hurriyet.com.tr/magazin/lezbiyen-oldugum-icin-diziden-cikarildim-40782659

İstanbul Tıp Fakültesi'nde cinsiyetçi ifadeler: Eşcinsellik düzeltilmeli dendi

$
0
0
İstanbul Tıp Fakültesinde okuyan bir öğrencinin sosyal medya paylaşımı, üniversitelerde tıp öğrencilerine öğretilen ayrımcı eğitimi gözler önüne serdi.


Paylaşılan iletiye göre, fakültede verilen 4. sınıf pediatri stajının sosyal pediatri ders notları arasında çocuklarda cinsel gelişim konusunda şu homofobik ifadelere yer veriliyor: “Geçici olarak gelişen aynı cinse ilgi duyma eğilimlerinin dikkatli izlenmesi ve düzeltilmesi.”

İfadeler, çocuklarda eşcinsel yönelimi düzeltilmesi gereken bir hastalık olarak tanımlıyor ve zarar verici yönünün oluğu söyleniyor.

İstanbul Tıp Fakültesinde de daha önce homofobik ifadeler kullanılmıştı. Bu ifadeler fakültede karşılaşılan ilk ayrımcılık olayı değil.

Geçtiğimiz Kasım ayında, yine 4. sınıflara verilen endokrinoloji dersinin profesörü derste transları ve kadınları aşağılayan bulunmuştu.

Dersin hocası kadınlarla ilgili “Allah iyi ki beni bayan yaratmamış”, “Allah demiş ki kadını yarattıysam şeytanı niye yarattım, şeytanı yarattıysam kadını niye yarattım”, “Klinefelterlilerde fazladan X var, gerizekalılar. Düşünün bakalım başka kimde fazladan X var?” gibi cümleler kurarken trans kadınlar hakkında ise “Son zamanlarda bize bazı adamlar geliyor. Yok kadın olmak istiyorum, yok pembe kimlik istiyorum. Bakıyorsun bunlara yumurtalar yok, rahmi yok, tutturmuş öyle böyle. Psikopat bunlar, psikopat. Biz bunları direkt psikiyatriye yönlendiriyoruz.” demişti.

http://yarinhaber.net/guncel/64245/istanbul-tip-fakultesinde-cinsiyetci-ifadeler-escinsellik-duzeltilmeli-dendi

Oyuncu Lezbiyen Nil Makaracı’nın annesi: Kızımın işten çıkarılması beni bağlar!

Yeni Akit'ten homofobiye debam: Bakanlıktan homolara skandal destek!

$
0
0
Eşcinsel ahlaksızların çatı kuruluşlarından olan Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nin Sağlık Bakanlığı’ndan aldıkları prezervatifleri, İstanbul’un farklı bölgelerinden hayasızca fuhuş yapan travestilere verdikleri öğrenildi.


Sağlık Bakanlığı’ndan sapkın homolara ücretsiz prezervatif desteği! Eşcinsel ahlaksızların çatı kuruluşlarından olan Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nin Sağlık Bakanlığı’ndan aldıkları prezervatifleri, İstanbul’un farklı bölgelerinden hayasızca fuhuş yapan travestilere verdikleri öğrenildi. 2012 yılından beri devam eden uygulama kapsamında 2017 yılında 80 bin prezervatifin homolara verildiği öğrenilirken, 2018’in Ocak ve Şubat aylarında 9 bin 300 prezervatifin travestilere verildiği kaydedildi. Pembe Hayat isimli sapkın oluşum, sürekli provokatif faaliyetler düzenlemesiyle biliniyor.

HAKKI BİLİR/ İSTANBUL 

Trump'tan transseksüellere ordu yasağı

$
0
0
ABD Başkanı Donald Trump, transseksüel bireylerin istisnalar dışında orduda görev yapmasını yasaklayan bir karara imza attı.


Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamada, "Başkan Trump, transseksüel bireylerin asker olabilmelerine imkan sağlayan önceki talimatını iptal etti. Böylelikle (ABD Savunma Bakanı Jim) Mattis'in yeni bir düzenleme yapmasına imkan sağlanacaktır." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, ameliyat ve ilaç tedavisi de dahil kayda değer düzeyde tıbbi yardıma ihtiyaç duyan 'cinsel disfori' teşhisi konulan kişilerin orduya girmesinin veya orduda kalmasının, askeri etkinlik açısından risk oluşturcağı yönündeki çalışmalara işaret edildi.

Obama, Haziran 2016’da Pentagon’un transseksüel personel istihdam etmesi ve bu anlamda eğilimi olan personelin tıbbi masraflarının karşılanmasına karar vermiş ve uygulamaya geçilmesi için Pentagon’a bir yıl süre tanımıştı.

Ancak sürenin dolması üzerine Trump, transseksüellerin orduya alınmasına karşı olduğunu ifade etmiş ve söz konusu uygulamaya geçişi durdurmuştu.

Washington Bölge Mahkemesi ise Trump’ın transseksüellerin Amerikan ordusuna alınmasını engelleyen kararını kasım ayında iptal etme kararı almıştı.

Ardından Pentagon, Trump’ın itirazına rağmen 1 Ocak 2018'den itibaren transseksüellerin orduya katılmasına izin vereceğini bildirmişti.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/trumptan-transseksuellere-ordu-yasagi-40783253

Eşcinsel evlilik gerçekleştiremeyince bilgisayarla evlenmeye karar verdi; illa ki evlenecek yani!

$
0
0
Amerika’da yaşayan bir vatandaş bilgisayarıyla evlenebilmek için dava açtı. Ancak mahkeme bu garip talebi reddetti. Olayın kahramanı Mark Chris Sevier istediğini elde edemedi.


Amerikan basınında yer alan habere göre, Utah eyaletindeki Yerel Mahkeme Yargıcı davaya bakmayı reddetti. Yargıcı ikna etmeye çalışan Sevier, bilgisayarla yapacağı evliliğin “sevgi ve kanaat” üzerine olacağını savundu.

Sevier yargıcı ikna edemeyince “Diz üstü bilgisayarıyla ilişkisine izin verilmediği gerekçesiyle” eyalet valisi, başsavcı ve daire sekreterine dava açtı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Yargıç, “Sevier gerçekten bilgisayarıyla evlenmeyi kastetmiyor. Eşcinsel evliliklere konusunda yaşanan problemlere dikkat çekmeye çalışıyor” dedi.
Seaver daha önce de eşcinsel evlilikle ilgili birkaç mahkemeye dava açmış ancak talebi her defasında reddedilmiş.

https://turkish.aawsat.com/2018/03/article55384621/bilgisayariyla-evlenmek-isteyen-adama-mahkemeden-kotu-haber

Hangi ülkeler LGBT bireylerin orduya katılmasına izin veriyor?

$
0
0

ABD Başkanı Donald Trump, selefi Barack Obama'nın bir politikasını daha rafa kaldırdı. Trans bireylere Amerikan ordusunun kapılarını kapattı. ABD Başkanı Donald Trump, transseksüel bireylerin istisnalar dışında orduda görev yapmasını yasaklayan bir karara imza attı. Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamada, "Başkan Trump, transseksüel bireylerin asker olabilmelerine imkan sağlayan önceki talimatını iptal etti. Böylelikle (ABD Savunma Bakanı Jim) Mattis'in yeni bir düzenleme yapmasına imkan sağlanacaktır" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, ameliyat ve ilaç tedavisi de dahil kayda değer düzeyde tıbbi yardıma ihtiyaç duyan 'cinsel disfori' teşhisi konulan kişilerin orduya girmesinin veya orduda kalmasının, askeri etkinlik açısından risk oluşturcağı yönündeki çalışmalara işaret edildi.

Peki, dünyada LGBT bireylerin orduya katılmasına izin veren ülkeler hangileri?

Almanya: Almanya'da askeri personelin kişisel ilişkilerinin askeri görevleriyle bir ilgisi olmadığı savunuluyor. 2000 yılında LGBT bireylerin subay olmasıyla ilgili bir yasak vardı, ama Alman hükümeti bu kısıtlamayı kaldırdı.


Fransa: Fransa LGBT bireylerin silahlı kuvvetlerde görev almasına ilişkin tarafsızlık politikasının işleyeceğine inanıyor. Ancak buna rağmen eğer bu kaynaştırmanın birliklerinde karmaşaya sebep olduğu hissedilirse, bu personeller kovulabiliyor.

İsrail: İsrail Savunma Kuvvetleri resmi politikasında cinsel yönelim önemli değil.

Belçika: Belçika LGBT üyelerine ordu her zaman açık. Ancak tıpkı Fransa'da olduğu gibi eğer birisi ordu düzenini bozacak bir davranış sergilerse kovulabiliyor ya da transfer edilebiliyor.

Danimarka: İskandinav ülkeleri sosyal toleransları ile ünlü ve bu bölgedeki ülkeler, Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan, İnsan Gelişim İndeksinde oldukça yüksek sırada yer alıyorlar.  Danimarka'daki bu sosyal tolerans, LGBT topluluğunun orduda görev almasına da olanak sağlıyor.

Kanada: 2005'te eşcinsel evliliğini yasallaştıran dünyadaki dördüncü ülke olan Kanada'da LGBTI bireyler orduda görev yapabiliyor.

Avustralya: Avustralya ordusunda LGBT üyelerine yönelik hiçbir negatif etki bulunmuyor. Ülkede geçen sene trans cinsiyetli bir asker yarbay rütbesine ulaştı.

Yeni Zelanda: 1993’ten bu yana gay adaylara izin veren Yeni Zelanda ordusunda LGBT üyeler için destek ağları mevcut.

İspanya: İspanya’da, LGBT topluluğu üyelerinin orduya katılmaları için hiçbir engel yok.

Hollanda: Hollanda eşcinsel ordu üyelerine izin veren ilk ülke.

http://t24.com.tr/haber/hangi-ulkeler-lgbt-bireylerin-orduya-katilmasina-izin-veriyor,589776
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live


<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>