↧
Gülşen'den natürel bir mesaj!
↧
62 estetikli Alves şimdi de İstanbul'a geldi.
↧
↧
Yeni Akit'ten geri zekalıca bir homofobi: İmamoğlu'ndan eşcinsel sapkınlara mesaj mı? Çocuklara gökkuşağı renkleri giydirdiler!
CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun açılış yaptığı bir törende, belediyenin LGBT sapkınlarının kullandığı renkleri çocuklara giydirmesi dikkat çekti.
31 Mart Yerel Seçim çalışmalarını sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz gün mevcut belediye başkanlığını yaptığı Beylikdüzü ilçesinde yapımı tamamlanan Hasan Doğan Stadı ve Sosyal Yaşam Alanı, Fakir Baykurt Kütüphanesi ve Kavaklı Sağlık ve Yaşam Alanı'nın açılışlarını gerçekleştirirken ilginç bir eyleme imza attı.
LGBT sapkınlarının kullandığı renkleri çocuklara forma diye giydirilmesi dikkat çekti.
Sembol olarak kullanıyorlar
LGBT'li sapkınlar, 7 renkten oluşan gökkuşağı renklerini simge olarak kullanıyor ve sapkınlığı yaymak için propaganda malzemesi yapıyorlar.
https://www.yeniakit.com.tr/haber/imamoglundan-escinsel-sapkinlara-mesaj-mi-cocuklara-giydirdiler-658076.html
31 Mart Yerel Seçim çalışmalarını sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz gün mevcut belediye başkanlığını yaptığı Beylikdüzü ilçesinde yapımı tamamlanan Hasan Doğan Stadı ve Sosyal Yaşam Alanı, Fakir Baykurt Kütüphanesi ve Kavaklı Sağlık ve Yaşam Alanı'nın açılışlarını gerçekleştirirken ilginç bir eyleme imza attı.
LGBT sapkınlarının kullandığı renkleri çocuklara forma diye giydirilmesi dikkat çekti.
Sembol olarak kullanıyorlar
LGBT'li sapkınlar, 7 renkten oluşan gökkuşağı renklerini simge olarak kullanıyor ve sapkınlığı yaymak için propaganda malzemesi yapıyorlar.
https://www.yeniakit.com.tr/haber/imamoglundan-escinsel-sapkinlara-mesaj-mi-cocuklara-giydirdiler-658076.html
↧
İstanbul’da Sensus Şarap Evi, lezbiyen müşterilerini mekandan kovdu!
İstanbul Galata’da bulunan Sensus Şarap Evi, iki lezbiyen kadından “müşterilerin rahatsız olduğu” iddiasıyla kadınları mekandan kovmak istedi. Mekândan kovulan kadınlardan biri, 5harfliler.com’da kaleme aldığı yazıda mekânda oturan diğer müşterilerin “Biz rahatsız olmadık, kimsenin de umurunda değil, siz şu an ayrımcılık yapıyorsunuz” dediğini aktarırken “Gece hayatında iki kadın olmak hele lezbiyen olmak gerçekten birine edilebilecek en büyük beddua gibi geliyor” diye yazdı. İlgili yazı üzerine aradığımız Sensus Şarap Evi, yaşananları cevapsız bırakırken, telefonda görüştüğümüz 3 kişiden ‘bir yetkili çıkmadı…’
Mekandan kovulan kadınlardan birinin yazdığı yazı şu şekilde:
Dışarıda birbirine sevgi gösteren lubunyalar olmak çok zor zanaat. Gerçekten. Görünürlük her an her yerden gelebilecek türlü tehlikelere, sarkıntılı hallere, gerilimlere karşı tetikte olmak demek. Lubunyalar için keyfin her zaman bir bedeli var.
Bulunduğumuz mekân özel bir işletme olunca durum daha da ilginç hale geliyor. Mekânın sahibinin çok “kıyak” bir insan veya açık görüşlü bir adam ya da geri kafalı biri olmasından bağımsız olarak, mekân sahiplerinin karmaşık sinyaller veren sözleri eşliğinde, değişken dozlarda ayrımcılık yaşayabiliyoruz.
‘HAYALETSİ MÜŞTERİLER’
Lezbiyence samimiyetlerimiz sırasında, çeşitli mekânlardan kovulma deneyimlerimizde, farkettik ki, bütün işletmecilerin ortaklaştığı bir cümle var. Bu şey aslında hem var hem yok. İşletmecilere göre var, bizse henüz pek rastlamadık. Bu şey “müşterilerimiz rahatsız oluyor” argümanındaki birtakım belirsiz, hayaletsi müşteriler.
Birkaç hafta evvel bir gece, yine böyle hayaletler gören bir işletmeci yüzünden lubun romantik gecemiz bir anda bozuluverdi. Belki bu hayal kırıklığının sebebi bir yanımızın içten içe neoliberalizme güvenmesindendir: Parasını ödeyebildiğimiz sürece kendi konfor alanlarımızı yaratabileceğimize inanmak istiyoruzdur. Ama hiç de öyle olmayabiliyor işte.
İşin içine mülkiyet, sahipler, müşteriler, işletme vb. girince aslında o güzel, konforlu, sevgili dünya bir anda o mekândan kapı dışarı ediliyor. Ve işletme sahibinin şu sözleriyle baş başa kalıyorsunuz: “Ben aslında sizlere (lezbiyenlere) çok saygı duyuyorum ama burası bir işletme.” Yani aslında işletmecilik, bazı kişileri ve bazı fikirleri kapı dışarı etmenin çok saygılı, veciz ve kravatlı bir hali. Mülkiyet, saygılı bir homofobi. Şutlamanın nazik legalliği. Ahlakçılığın havalı biçimi.
Sizi daha fazla çatlatmadan anlatalım. Geçen akşam, iki kadın sevgili olarak, birbirimize bir güzellik yaptık, normalde paramızın pek de yetmeyeceği havalı bir mekâna gittik. (Mekanın adı Sensus’tu.) Belli ki baş başa geçirilecek anlar için tasarlanmış, iki kişilik masaların olduğu romantik bir şarap evindeyiz. Birbirimizle flörtleşip, uzun derin konuşmalar yapıyor, arada birbirimizin yanağına öpücük konduruyorduk. Şarap çok güzeldi ve bütün bunları yapmamızın önünde bir engel olmadığını hissettik.
Hemen yanımızda, oturduklarından beri birbirlerinin yüzüne hiç bakmayıp sürekli telefonla oynayan bir hetero çift vardı. Hem fısır fısır, mekânın romantik ambiyansına tamamen tezat oluşturduğunu ve birbirlerinden sıkıldıklarını düşündüğümüz çiftten bahseder, hem de burçlarımızın özelliklerini okuyup birbirimizle dalga geçerken, bir adam önümüze sırıtarak dikildi.
Yüzünde vıcık vıcık bir hoşgörü maskesi ve buna eşlik eden, elindeki tapunun istediği her türlü ahlak kuralını işletebileceğine olan güvenle ve müstakbel müşterilerine, “doğru bir şekilde” hizmet ediyor olmanın verdiği prens pırıltısıyla mekânın işletmecisi çıkageldi. İşte ağzında o çok bildiğimiz repliği geveliyordu: “Müşterilerimiz rahatsız olduğu için size daha fazla hizmet veremeyeceğiz.” Ve post cihazını önümüze sürdü.
‘KÖTÜ BİR HOLLYWOOD FİLMİ GİBİ’
İlk tepkimiz: “Neyimizden rahatsız oldunuz, kim rahatsız oldu?” “Söyleyemem…” Biz ısrar edince; işletme sahibi, rahatsız hayaletlerin temsilcisi olarak garsonu gösterdi. Belli ki rahatsız olan oydu. Garson suratına, böyle ayrıcalıklı ve saygıdeğer bir kurumda çalışıyor olmanın ve patronuyla hayaletlerine hizmet etmenin kıvançlı tebessümünü kondurmuştu.
Etraftaki müşterileri göstererek, bizim onlardan farklı olarak ne yaptığımızı sorduk ve bu yaptıklarının homofobik olduğunu söyledik. İşletme sahibi ise: “Yok, ben size saygı duyuyorum, ama burası bir işletme, lütfen nazikçe söylüyorum, sakince ödemenizi yapıp çıkın.” dedi. Saygı duymasa nasıl atacaktı kimbilir? Bu arada ödemezsek polisi arayacağını da araya sıkıştırıverdi. Bu noktadan sonra işler işletmeci için de garson için de baya kötüleşmeye başlayacaktı.
Birdenbire yanımızda oturan, telefonlarından başlarını kaldırmayan o çift bizi utandırarak sahneye girdi. Kadın bir anda işletmeciye dönerek: “Biz rahatsız olmadık, kimsenin de umurunda değil, siz şu an ayrımcılık yapıyorsunuz” dedi. Yanındaki adam destek verdi.
Onlar orayı tutarken, biz de mekânda duyuru yapmaya girişmiştik bile (Hem de iki dilde! Çünkü mekan turistlerin de gözbebeğiydi). Birimiz işletmeci ve garsona laf yetiştirirken, diğerimiz mekânı örgütlüyordu. “Bizim buradaki kimseden farkımız yok ve buradan kovuluyoruz, lütfen kim bizden rahatsızsa ortaya çıksın” diyorduk. Kimse çıkmadı, zaten belli ki garson ve işletmeci dışında bizim oradaki varlığımızdan haberdar bile değildi kimse.
İşletmeci, kibarlık kalkanına tutunmaya çalışıyordu hâlâ. Hâlâ. kendisinin bize ne kadar saygı duyduğunu, bu yüzden nazikçe gitmemizi istediğini söyleyip duruyordu. Fakat bu kalkan da çok dayanamadı. Mekândaki birkaç masadan, kadın dayanışması yükseliverdi. Bazı masalar istiflerini bozmazken, bazı kadınlar bu yapılanın yanlış olduğunu söylemeye başladılar.
Sonunda ne mi oldu? Kova ve yay burcu en azından kısa vadede kazandı: mekânda olay çıkardılar, bağırıp çağırdılar ve hesabı ödemeden (!) çıkıp Galata sokaklarında öç almanın mutluluğuyla çılgınca kahkahalar atarak koşmaya başladılar.
Böyle anlarda insanın hisleri karman çorman oluyor: Gece hayatında iki kadın olmak hele lezbiyen olmak gerçekten birine edilebilecek en büyük beddua gibi geliyor. Bir çeşit lanet gibi. Aramızda lezbiyen olarak görünen kimsenin olaysız geçirdiği tek bir romantik gecesi yok hayatta. Her ne kadar olay çıkarıp hesabı ödemeden kaçsan da, bizim durumumuzda olduğu gibi, eşit muamele göremediğin için sinirleniyor, daha önceden sevdiğin/gittiğin bir yeri gözden çıkarmak zorunda olduğun için üzülüyorsun.
Yaşadığımız birçok an, dandik, ana akım ve fobik bir filmin muhtelif sahneleriymiş gibi geliyor bazen: sokakta taciz, eve kadar takip etmeye kalkanlar, arabadan laf atanlar, mekânlarından kovalayanlar, salyalarını akıta akıta gözleriyle bizi yalarmış gibi süzenler…Fobik dünyanın tornasından geçe geçe, görünen, bilinen tacizciler ve ahlakçılarla baş etmeyi öğrendik artık. Ne de olsa aşk, ona duyulan nefretin ve/ya bazı adamların ona duyduğu davetsiz arzunun ortasında yaşamaya çalıştığımız bir şey. O filmlerdeki hikâyelerin ve kendi gerçekliğimizin akışlarını bozabiliyor olmayı umuyoruz az da olsa.
İşte bu açık fobiklerin yanında bir de fobik olmadığını iddia eden fakat aynı zamanda müşterilerinin iyi hissetmesi ve işletmesinin para kazanmaya devam etmesi için bizi atmak zorunda olduğunu, “nazikçe” dile getiren işletmeciler var. Bu işletmecilerin, yaptıkları yapacakları her şeyi meşrulaştıracağına güvendikleri rahatsız müşteriler var. Bizim hikâyemizde yoktular. İşletmeci genel ahlaka güvendi ama şanslıyız ki gittiğimiz yerdeki müşteriler genel ahlaktan değildiler.
O mekândan, müşterilerin desteğiyle sorumluluksuz ve polissiz çıkabildik. Belki de polis çağırmalarını bekleyip işi daha da yokuşa sürmeliydik, kim bilir? Bu bize umut verse de, işletmecinin bize basmaya çalıştığı tekmeyi bizim ona basmamız bizi çılgıncasına şenlendirse de; o işletmeciler hala hayali “rahatsız müşterileri” bahane göstererek birilerini kovmaya devam edecekler. Bu görünmez kişiler varlarsa, onlarla yüzleşmek, konuşmak istiyoruz. Yoklarsa da “bizim diğerlerinden ne farkımız var?” diye bağırıp mekânı işletmecinin başına yıkasımız geliyor.
‘ARTIK SUSMAK İSTEMİYORUZ’
Artık bu konuda susmak istemiyoruz. Sadece mekânları terk edip gitmek yetmiyor çünkü. Başka bir şeyler yapmak istiyoruz. 20 lubunyalık bi rezervasyon yapalım ve hepimiz öpüşelim istiyoruz. Bu yerlere para kazandırmamak istiyoruz. Hem öpüşmek hem de bunun hesabını vermemek istiyoruz. Mekânların kapısını sökmek istiyoruz, bekçilerini de, ahlakçılarını da uzaya yollamak istiyoruz. Bu mekânların yemeklerini yemektense, Genel ahlak kimin ahlakı diye soruyoruz öyleyse? Genel ahlak, mekân işletmecisinin, oradaki gururlu adamın ahlâkı… Size hesap mı vereceğiz sandınız? Post cihazınızı almadığımıza dua edin.
https://www.abcgazetesi.com/istanbulda-sensus-sarap-evi-lezbiyen-musterilerini-mekandan-kovdu-2972
↧
İstanbul PDR günlerinde eşcinsellik hakları anketi!
Ayvansaray Üniversitesi ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen İstanbul PDR Günlerinde katılımcılara cevaplamaları için dağıtılan anketteki eşcinsellik sorusu okuyanları dehşete düşürüyor.
İki gün süren ve Ayvansaray Üniversitesi ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen İstanbul PDR Günlerinde Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Didem Müge Seyiz tarafından ‘Okullarda Çözüm Odaklı Psikolojik Danışma Yaklaşımı Kullanımı’ konulu bir konuşma yapıldı.
Prof. Dr. Didem Müge Siyez, Konuşmasına başlamadan önce ‘Psikolojik Danışmanlar için Cinsel Sağlık Eğitimine İlişkin Görüşler Envanteri’ bir anket dağıtarak katılımcılardan anketi doldurmalarını istedi.
Siyez’in anketi akademik bir çalışmada kullanacağını belirtti.
EŞCİNSELLİĞİ NORMALLEŞTİRME ÇALIŞMALARI
Dağıtılan anketin 11. Sorusu ise akıllara durgunluk verebilecek şekilde düzenlenmiş.
‘Eşcinselliğin hak olduğunun ergenlere öğretilmesi önemlidir’ şeklindeki soru ile eşcinselliğin normal bir hakmış gibi gösterilmesi tepkilere sebep oldu.
Konuşmasının ardından bir soruyu cevaplayan Prof. Dr. Didem Müge Siyez, eşcinselliğin bir insan hakkı olduğunu belirterek dağıtılan anketin akademik bir çalışmada kullanılacağını, psikolojik danışmanların Cinsel Sağlık Eğitimiyle alakalı olarak ne kadar yeterli olup olmadıklarını tespit etmeye yönelik olduğunu belirtti.
Eşcinselliğin bir hak olup olmadığı yöndeki soru üzerine “Eşcinselliğin bir insan hakkı olduğunu ve Cinsel yönelimi farklı olan ergenlerin toplum tarafından yargılanmayla alakalı güçlüklerden dolayı uzunca süre örtbas etmeye çalıştıklarını” söyledi.
Ayvansaray Üniversite ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir programda ankete konulan böyle bir sorunun eşcinselliği normalleştirme çalışmalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
http://www.akasyam.com/istanbul-pdr-gunlerinde-escinsellik-haklari-anketi-166741/
İki gün süren ve Ayvansaray Üniversitesi ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen İstanbul PDR Günlerinde Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Didem Müge Seyiz tarafından ‘Okullarda Çözüm Odaklı Psikolojik Danışma Yaklaşımı Kullanımı’ konulu bir konuşma yapıldı.
Prof. Dr. Didem Müge Siyez, Konuşmasına başlamadan önce ‘Psikolojik Danışmanlar için Cinsel Sağlık Eğitimine İlişkin Görüşler Envanteri’ bir anket dağıtarak katılımcılardan anketi doldurmalarını istedi.
Siyez’in anketi akademik bir çalışmada kullanacağını belirtti.
EŞCİNSELLİĞİ NORMALLEŞTİRME ÇALIŞMALARI
Dağıtılan anketin 11. Sorusu ise akıllara durgunluk verebilecek şekilde düzenlenmiş.
‘Eşcinselliğin hak olduğunun ergenlere öğretilmesi önemlidir’ şeklindeki soru ile eşcinselliğin normal bir hakmış gibi gösterilmesi tepkilere sebep oldu.
Konuşmasının ardından bir soruyu cevaplayan Prof. Dr. Didem Müge Siyez, eşcinselliğin bir insan hakkı olduğunu belirterek dağıtılan anketin akademik bir çalışmada kullanılacağını, psikolojik danışmanların Cinsel Sağlık Eğitimiyle alakalı olarak ne kadar yeterli olup olmadıklarını tespit etmeye yönelik olduğunu belirtti.
Eşcinselliğin bir hak olup olmadığı yöndeki soru üzerine “Eşcinselliğin bir insan hakkı olduğunu ve Cinsel yönelimi farklı olan ergenlerin toplum tarafından yargılanmayla alakalı güçlüklerden dolayı uzunca süre örtbas etmeye çalıştıklarını” söyledi.
Ayvansaray Üniversite ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir programda ankete konulan böyle bir sorunun eşcinselliği normalleştirme çalışmalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
http://www.akasyam.com/istanbul-pdr-gunlerinde-escinsellik-haklari-anketi-166741/
↧
↧
Kocaeli’de fuhuş operasyonu: 2 gözaltı
Kocaeli'nin İzmit ilçesinde bir apartmana düzenlenen operasyonda fuhuş yaptıkları belirlenen 2 kişi gözaltına alındı.
Olay, Kocaeli’nin İzmit ilçesi Karabaş Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Kocaeli Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, bir apartmanda bulunan 2 daire fuhuş yapıldığı ihbarını aldı. Olayla ilgili inceleme başlatan ekipler, takibe alınan binadan ‘müşteri’ sıfatındaki şahısların çıktığını ve apartmanda bulunan şahısların internet sitelerine ilan vererek fuhuş yaptıklarını tespit etti.
Ekipler tarafından apartman içerisinde bulunan 2 daireye operasyon düzenlendi. Operasyonda fuhuş yaptıkları şüphesi ile S.K. isimli transseksüel şahıs ve E.H. isimli kadın gözaltına alındı. Şahısların fuhuş yaptıkları adreslerin mühürlenmesi için çalışma başlatıldığı öğrenildi.
https://www.haberturk.com/kocaeli-haberleri/67615852-kocaelide-fuhus-operasyonu-2-gozalti
Olay, Kocaeli’nin İzmit ilçesi Karabaş Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Kocaeli Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, bir apartmanda bulunan 2 daire fuhuş yapıldığı ihbarını aldı. Olayla ilgili inceleme başlatan ekipler, takibe alınan binadan ‘müşteri’ sıfatındaki şahısların çıktığını ve apartmanda bulunan şahısların internet sitelerine ilan vererek fuhuş yaptıklarını tespit etti.
Ekipler tarafından apartman içerisinde bulunan 2 daireye operasyon düzenlendi. Operasyonda fuhuş yaptıkları şüphesi ile S.K. isimli transseksüel şahıs ve E.H. isimli kadın gözaltına alındı. Şahısların fuhuş yaptıkları adreslerin mühürlenmesi için çalışma başlatıldığı öğrenildi.
https://www.haberturk.com/kocaeli-haberleri/67615852-kocaelide-fuhus-operasyonu-2-gozalti
↧
Tazminatsız İşten Çıkartıldı, Zorunlu Seks İşçiliği Yapıyor
Yaklaşık dört yıl boyunca kasiyer olarak çalıştığı Boyner’den tazminatsız bir şekilde işten çıkartılan Göksel, şirkete açtığı davayı da kaybetti. Göksel, "Cinsiyet kimliğimden dolayı" kaybettiğini savunuyor.
“Dava süreci var diye şuana kadar konuşmadım. Ama artık dava sonuçlandı ve kaybettim. Emeklerim karşılığını alamadım.”
Bu sözleri, trans kadın Göksel söylüyor. Boyner Mağazası’nda kasiyer olarak çalışırken, tazminatı verilmeden işten çıkartılan Göksel, tazminat hakkını alabilmek için açtığı davayı da kaybetti.
Göksel’in İstanbul 16. İş Mahkemesi’nde Nisan 2018’de görülen karar duruşmasında, muhasebe müdürü ile whatsapp grubundaki konuşmaları “hakaret” olarak değerlendirildi. Şuana kadar basına konuşmamasının nedeninin avukatının “basın duyarsa davayı kaybederiz” yorumu olduğunu söyleyen Göksel, yaşananları şöyle anlattı:
“13 Eylül 2013’te tarihinde erkek fizyolojik görünümde iken Boyner Mağazacılık Kartal Real Şubesi’nde kasiyer olarak işe başladım. 2015 Mayıs’ında Marmara Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi'nde cinsiyet geçiş sürecime başladım. İşyerimde çok iyi bir şekilde çalışmaktaydım fakat zaman zaman mobbinge uğruyordum. Mağazadaki mobbinge sessiz kalmak zorunda kaldım.
“Tacize uğradım”
Çalıştığı mağaza 2016’da kapatılmış. Ünalan Akasya Şubesi’ndeki Boyner Mağazası’na gönderilmiş.
Yeni mağazada da benzer sorunlar yaşamış:
“Bu şubenin defalarca gerek erkek, gerek kadın personeli tarafından taciz edildim. Burada 300-350 kişilik bir kadro vardı. Kartal Mağazası’ndan Ünalan Akasya’ya gelen bir tek ben ve bir de müşteri hizmetleri görevlisi arkadaşım vardı.”
“Haksızlığa uğradım, mağazadan uzaklaştırıldım”
“2017 yılının ocak ayında Boyner'in personeli olmayan başka bir markanın bir çalışanı benimle alay etti, aşağıladı. Durumu yönetime bildirdim. Bu olaydan ötürü etik kurulu soruşturma açtı. Soruşturma üç hafta sürdü, bu süre boyunca beni mağazadan uzaklaştırdılar.
“Haksızlığa uğrayan benim mağazadan uzaklaştırılan da..."
Tazminatsız işten çıkarıldı
“Bu soruşturmada herkes benden yana oldu. Sadece kasiyerlerin ve muhasebenin olduğu mesajlaşma grubunda bir yöneticiyle aramızda bir tartışma yaşandı.
"Bu tartışmada bu kişi benim yıllık izinlerimi istediği gibi kafasına göre verebileceğini söyledi. Çalışma saatlerine müdahale edemeyeceğimi ifade etti. Ben de bunun neticesinde sinirlendim ve artık yeter diye isyan ettim. O an çok sinirlendim; aptal, salak gibi sözler söyledim. Sonra bu olay merkeze bildirildi. Bunun neticesinde ikimizin de görüşleri alındı etik kurul sorgulama yaptı."
Göksel bu ikinci soruşturma sonrası işten tazminatsız çıkarılmış.
“Zorunlu seks işçisiyim”
“Kartal’daki Anadolu 16. İş Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında mesajlaşmalar gösterildi ve mahkeme onları hakaret olarak nitelendirdi” diyen Göksel, son olarak şöyle seslendi:
“Bugün zorunlu biri seks işçisiyim. Maalesef haklarımız ve emeğimin karşılığını alamadım. Adalet istiyorum. Emeklerimin karşılığını istiyorum. Seks işçiliği yapmak istemiyorum”
"İş akdi feshinin cinsiyet kimliğiyle ilgisi yok"
Boyner Grup Kurumsal Sorumluluk Direktörü Aysun Sayın da şunları söyledi:
"Göksel iş arkadaşlarına birkaç kez hakaret ederek iş barışını bozdu. Tüm destek ve uyarılarımıza rağmen iş akdini feshetmek zorunda kaldık. Haklı gerekçelerle iş akdi feshedildiğinde tazminat ödenmesi hem yasal olarak hem de şirket kurallarımız açısından sözkonusu değil.
"Her türlü kimlikle birlikte cinsiyet kimliği nedeniyle hiç bir ayrımcılık yapılamayacağı çalışma ilklerimiz arasında açıkça ifade ediliyor. Bu konuda mağaza yöneticilerimiz ve çalışanları eğitiyoruz. Göksel’le ilgili süreçte de etik kurallar dışı bir durum olmaması için hem Holding seviyesinde düzenli takip yaptık, hem de süreci Kaos GL’nin bilgi ve danışmanlığına açtık. Tüm çabamıza rağmen Göksel arkadaşlarıyla sürekli kavga çıkardı, son aşamada da yazılı ve cinsel içerikli küfür ve ağır hakaretleri tekrarlaması nedeniyle iş akdini feshetmek zorunda kaldık.
"Tek bir hata ile bir çalışanımızın işten çıkarılması söz konusu olamaz. Ben kişisel olarak da çok çaba gösterdim ve Göksel’le ve çalışma ortamıyla bizzat ilgilendim. Göksel uyarılarımıza rağmen hatalı ve insan onurunu zedeleyen davranışlarını ısrarla tekrar etmeyi tercih etti. Göksel’in başlattığı hukuki süreç de şirket lehine sonuçlandı. Biz çalışma ilkelerimizi, iyi niyetle sonuna kadar uyguladık, elimizden geleni yaptık." (EMK / HK)
Evrim Kepenek
bianet kadın ve LGBTİ haberleri editörü. Cumhuriyet, Birgün, Taraf, DİHA ve Jin News için çalıştı. Sivil Sayfalar, Yeşil Gazete, Journo ve sektör dergileri için yazılar yazdı. Okulun Duzi belgeselini yönetti. Hemşin kültür dergisi GOR’un yazarlarından. Yeşilden Maviye & Karadeniz'den Kadın Portreleri, Sırtında Sepeti, Medya ve Yalanlar isimli kitaplara katkı sundu. 2011 Musa Anter Gazetecilik ödülü sahibi. İstanbul Üniversitesi Avrupa Birliği bölümünden mezun oldu, eğitimine Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde devam etti.
http://bianet.org/kadin/lgbti/206492-tazminatsiz-isten-cikartildi-zorunlu-seks-isciligi-yapiyor
“Dava süreci var diye şuana kadar konuşmadım. Ama artık dava sonuçlandı ve kaybettim. Emeklerim karşılığını alamadım.”
Bu sözleri, trans kadın Göksel söylüyor. Boyner Mağazası’nda kasiyer olarak çalışırken, tazminatı verilmeden işten çıkartılan Göksel, tazminat hakkını alabilmek için açtığı davayı da kaybetti.
Göksel’in İstanbul 16. İş Mahkemesi’nde Nisan 2018’de görülen karar duruşmasında, muhasebe müdürü ile whatsapp grubundaki konuşmaları “hakaret” olarak değerlendirildi. Şuana kadar basına konuşmamasının nedeninin avukatının “basın duyarsa davayı kaybederiz” yorumu olduğunu söyleyen Göksel, yaşananları şöyle anlattı:
“13 Eylül 2013’te tarihinde erkek fizyolojik görünümde iken Boyner Mağazacılık Kartal Real Şubesi’nde kasiyer olarak işe başladım. 2015 Mayıs’ında Marmara Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi'nde cinsiyet geçiş sürecime başladım. İşyerimde çok iyi bir şekilde çalışmaktaydım fakat zaman zaman mobbinge uğruyordum. Mağazadaki mobbinge sessiz kalmak zorunda kaldım.
“Tacize uğradım”
Çalıştığı mağaza 2016’da kapatılmış. Ünalan Akasya Şubesi’ndeki Boyner Mağazası’na gönderilmiş.
Yeni mağazada da benzer sorunlar yaşamış:
“Bu şubenin defalarca gerek erkek, gerek kadın personeli tarafından taciz edildim. Burada 300-350 kişilik bir kadro vardı. Kartal Mağazası’ndan Ünalan Akasya’ya gelen bir tek ben ve bir de müşteri hizmetleri görevlisi arkadaşım vardı.”
“Haksızlığa uğradım, mağazadan uzaklaştırıldım”
“2017 yılının ocak ayında Boyner'in personeli olmayan başka bir markanın bir çalışanı benimle alay etti, aşağıladı. Durumu yönetime bildirdim. Bu olaydan ötürü etik kurulu soruşturma açtı. Soruşturma üç hafta sürdü, bu süre boyunca beni mağazadan uzaklaştırdılar.
“Haksızlığa uğrayan benim mağazadan uzaklaştırılan da..."
Tazminatsız işten çıkarıldı
“Bu soruşturmada herkes benden yana oldu. Sadece kasiyerlerin ve muhasebenin olduğu mesajlaşma grubunda bir yöneticiyle aramızda bir tartışma yaşandı.
"Bu tartışmada bu kişi benim yıllık izinlerimi istediği gibi kafasına göre verebileceğini söyledi. Çalışma saatlerine müdahale edemeyeceğimi ifade etti. Ben de bunun neticesinde sinirlendim ve artık yeter diye isyan ettim. O an çok sinirlendim; aptal, salak gibi sözler söyledim. Sonra bu olay merkeze bildirildi. Bunun neticesinde ikimizin de görüşleri alındı etik kurul sorgulama yaptı."
Göksel bu ikinci soruşturma sonrası işten tazminatsız çıkarılmış.
“Zorunlu seks işçisiyim”
“Kartal’daki Anadolu 16. İş Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında mesajlaşmalar gösterildi ve mahkeme onları hakaret olarak nitelendirdi” diyen Göksel, son olarak şöyle seslendi:
“Bugün zorunlu biri seks işçisiyim. Maalesef haklarımız ve emeğimin karşılığını alamadım. Adalet istiyorum. Emeklerimin karşılığını istiyorum. Seks işçiliği yapmak istemiyorum”
"İş akdi feshinin cinsiyet kimliğiyle ilgisi yok"
Boyner Grup Kurumsal Sorumluluk Direktörü Aysun Sayın da şunları söyledi:
"Göksel iş arkadaşlarına birkaç kez hakaret ederek iş barışını bozdu. Tüm destek ve uyarılarımıza rağmen iş akdini feshetmek zorunda kaldık. Haklı gerekçelerle iş akdi feshedildiğinde tazminat ödenmesi hem yasal olarak hem de şirket kurallarımız açısından sözkonusu değil.
"Her türlü kimlikle birlikte cinsiyet kimliği nedeniyle hiç bir ayrımcılık yapılamayacağı çalışma ilklerimiz arasında açıkça ifade ediliyor. Bu konuda mağaza yöneticilerimiz ve çalışanları eğitiyoruz. Göksel’le ilgili süreçte de etik kurallar dışı bir durum olmaması için hem Holding seviyesinde düzenli takip yaptık, hem de süreci Kaos GL’nin bilgi ve danışmanlığına açtık. Tüm çabamıza rağmen Göksel arkadaşlarıyla sürekli kavga çıkardı, son aşamada da yazılı ve cinsel içerikli küfür ve ağır hakaretleri tekrarlaması nedeniyle iş akdini feshetmek zorunda kaldık.
"Tek bir hata ile bir çalışanımızın işten çıkarılması söz konusu olamaz. Ben kişisel olarak da çok çaba gösterdim ve Göksel’le ve çalışma ortamıyla bizzat ilgilendim. Göksel uyarılarımıza rağmen hatalı ve insan onurunu zedeleyen davranışlarını ısrarla tekrar etmeyi tercih etti. Göksel’in başlattığı hukuki süreç de şirket lehine sonuçlandı. Biz çalışma ilkelerimizi, iyi niyetle sonuna kadar uyguladık, elimizden geleni yaptık." (EMK / HK)
Evrim Kepenek
bianet kadın ve LGBTİ haberleri editörü. Cumhuriyet, Birgün, Taraf, DİHA ve Jin News için çalıştı. Sivil Sayfalar, Yeşil Gazete, Journo ve sektör dergileri için yazılar yazdı. Okulun Duzi belgeselini yönetti. Hemşin kültür dergisi GOR’un yazarlarından. Yeşilden Maviye & Karadeniz'den Kadın Portreleri, Sırtında Sepeti, Medya ve Yalanlar isimli kitaplara katkı sundu. 2011 Musa Anter Gazetecilik ödülü sahibi. İstanbul Üniversitesi Avrupa Birliği bölümünden mezun oldu, eğitimine Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde devam etti.
http://bianet.org/kadin/lgbti/206492-tazminatsiz-isten-cikartildi-zorunlu-seks-isciligi-yapiyor
↧
Babadan trans kızına 1.5 milyonluk araba hediyesi!
Ünlü Fenomen Selin Ciğerci'ye Babasından 1,5 Milyon TL'lik Doğum Günü Hediyesi 13 saat önce
Sosyal medya fenomeni ve DJ Selin Ciğerci'nin babası 1,5 milyon TL'lik doğum günü hediyesi aldı.
Geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatından sonra sosyal medyanın da etkisiyle üne kavuşan Selin Ciğerci'ye babasından büyük sürpriz. Ünlü fenomene babası 1,5 miyon TL değerinde Cadillac Escalede aldı.
Ciğerci'ye babasından hediye olan araçtan Dünyaca ünlü isim Kim Kardashian'da da var.
Ünlü Fenomen Selin Ciğerci'ye Babasından, 1,5 Milyon TL'lik Doğum Günü Hediyesi
Kızı için kesesinin ağzını açmaktan çekinmeyen baba eskiden ünlü bir hazır giyim firmasının sahibiydi.
https://www.sondakika.com/haber/haber-unlu-fenomen-selin-cigerci-ye-babasindan-1-5-11845632/
Sosyal medya fenomeni ve DJ Selin Ciğerci'nin babası 1,5 milyon TL'lik doğum günü hediyesi aldı.
Geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatından sonra sosyal medyanın da etkisiyle üne kavuşan Selin Ciğerci'ye babasından büyük sürpriz. Ünlü fenomene babası 1,5 miyon TL değerinde Cadillac Escalede aldı.
Ciğerci'ye babasından hediye olan araçtan Dünyaca ünlü isim Kim Kardashian'da da var.
Ünlü Fenomen Selin Ciğerci'ye Babasından, 1,5 Milyon TL'lik Doğum Günü Hediyesi
Kızı için kesesinin ağzını açmaktan çekinmeyen baba eskiden ünlü bir hazır giyim firmasının sahibiydi.
https://www.sondakika.com/haber/haber-unlu-fenomen-selin-cigerci-ye-babasindan-1-5-11845632/
↧
Oyuncu Onur Büyüktopçu'ya hangi cinsel içerikle şantaj yapıldı?
Arkadaşının şantajına maruz kalan Onur Büyüktopçu'dan açıklama: Maalesef benim başıma da geldi
Oyuncu Onur Büyüktopçu'ya, kendisine ait cinsel içerikli video ve fotoğrafların yer aldığı bir mesaj gönderildi.
ŞANTAJCIYI BULDU
Sabah'tan Dilek Yaman'ın haberine göre sosyal medyadan mesajı yollayan kişi, görüntüleri internete sızdırma tehdidiyle 50 bin lira istedi. Büyüktopçu, şantajcının banka hesabına 50 bin lira yatırdı. Ardından konuyu araştıran ünlü oyuncu, mesajı gönderen kişinin arkadaşı olduğunu öğrendi. Büyüktopçu, şantajın devam etmesi üzerine savcılığa başvurdu içerikle şantaj yapıldı?
MAALESEF BENİM BAŞIMA GELDİ
Ünlü isim bu haberlerin ardından bu açıklamayı yaptı:
Hürriyet
Oyuncu Onur Büyüktopçu'ya, kendisine ait cinsel içerikli video ve fotoğrafların yer aldığı bir mesaj gönderildi.
ŞANTAJCIYI BULDU
Sabah'tan Dilek Yaman'ın haberine göre sosyal medyadan mesajı yollayan kişi, görüntüleri internete sızdırma tehdidiyle 50 bin lira istedi. Büyüktopçu, şantajcının banka hesabına 50 bin lira yatırdı. Ardından konuyu araştıran ünlü oyuncu, mesajı gönderen kişinin arkadaşı olduğunu öğrendi. Büyüktopçu, şantajın devam etmesi üzerine savcılığa başvurdu içerikle şantaj yapıldı?
MAALESEF BENİM BAŞIMA GELDİ
Ünlü isim bu haberlerin ardından bu açıklamayı yaptı:
Hürriyet
↧
↧
Emre Kongar: İnsan Hakları Raporu'nun Türkiye bölümü havuz medyasında yayınlanmadı
Yandaş medya Kadınlara ve eşcinsellere ve diğer azınlık gruplarına yönelik şiddeti görmezden geliyor...
ABD’nin 2018 İnsan Hakları Raporu’nun Türkiye bölümüne ilişkin metin Havuz Medyası’nda yayınlanmadı; böyle bir raporun varlığı sadece “Dışişleri Bakanlığı’nın sert tepkisi” başlıklı haberlerle duyuruldu. Bu raporun ‘Amerika’nın Sesi Radyosu’internet sitesindeki metninden yaptığım özet aşağıda:
… Türkiye’deki insan hakları sorunları arasında “keyfi infaz, gözaltında şüpheli ölümler, işkence, muhalefetteki milletvekilleri, avukatlar, gazeteciler, yabancı ülke vatandaşları, ABD’nin Türkiye misyonunda görevli 3 Türk çalışan dahil on binlerce kişinin terör gruplarıyla bağlantılı oldukları gerekçesiyle keyfi şekilde gözaltına alınması, seçimle göreve gelen yetkililerle akademisyenleringözaltına alınması, bazı medya kuruluşlarının kapatılması, hükümetinpolitikalarını ya da yetkilileri eleştiren kişilerin yargılanması, internet sitelerinin ve bazı içeriklerin engellenmesi, toplanma özgürlüğüne ciddi sınırlamagetirilmesi, kadınlara ve LGBTI bireylerine ve diğer azınlık gruplarına yönelik şiddet” sayıldı.
http://www.diken.com.tr/emre-kongar-raporun-turkiye-bolumu-havuz-medyasinda-yayinlanmadi/
Not: Fotoğraf semboliktir; herhangi bir eşcinsel şiddeti haberinden alıntıdır!
ABD’nin 2018 İnsan Hakları Raporu’nun Türkiye bölümüne ilişkin metin Havuz Medyası’nda yayınlanmadı; böyle bir raporun varlığı sadece “Dışişleri Bakanlığı’nın sert tepkisi” başlıklı haberlerle duyuruldu. Bu raporun ‘Amerika’nın Sesi Radyosu’internet sitesindeki metninden yaptığım özet aşağıda:
… Türkiye’deki insan hakları sorunları arasında “keyfi infaz, gözaltında şüpheli ölümler, işkence, muhalefetteki milletvekilleri, avukatlar, gazeteciler, yabancı ülke vatandaşları, ABD’nin Türkiye misyonunda görevli 3 Türk çalışan dahil on binlerce kişinin terör gruplarıyla bağlantılı oldukları gerekçesiyle keyfi şekilde gözaltına alınması, seçimle göreve gelen yetkililerle akademisyenleringözaltına alınması, bazı medya kuruluşlarının kapatılması, hükümetinpolitikalarını ya da yetkilileri eleştiren kişilerin yargılanması, internet sitelerinin ve bazı içeriklerin engellenmesi, toplanma özgürlüğüne ciddi sınırlamagetirilmesi, kadınlara ve LGBTI bireylerine ve diğer azınlık gruplarına yönelik şiddet” sayıldı.
http://www.diken.com.tr/emre-kongar-raporun-turkiye-bolumu-havuz-medyasinda-yayinlanmadi/
↧
Türkiye Voleybol Ligi'nin "erkek gibi" kızları!
↧
Yeni Amerika Başkanı adayı gay dostu!
Okulda gay olduğu için dalga geçilen bir öğrenciye Beto sahip çıkmış, aynı şekilde elit okullarda 80’lerde epey yaygın olan yabancı düşmanlığına da karşı mücadele eden de oymuş. Beş kişilik arkadaş grubu kendilerini şekillendiren ilerici politikalardan ilerleyen yıllarda da vazgeçmemiş. Okul birincisi de olan Koreli arkadaşları bugün önemli bir beyin cerrahı mesela.
https://www.haberturk.com/yazarlar/oray-egin/2406133-yeni-amerikan-baskaninin-turk-kankasi
↧
MEB'in programında eşcinsellik hakları anketi!
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile Ayvansaray Üniversitesi tarafından düzenlenen İstanbul PDR Günlerinde katılımcılara cevaplamaları için dağıtılan anketteki eşcinsellik sorusu okuyanları şaşkına çevirdi.
İki gün süren ve Ayvansaray Üniversitesi ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen İstanbul PDR Günlerinde Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Didem Müge Seyiz tarafından ‘Okullarda Çözüm Odaklı Psikolojik Danışma Yaklaşımı Kullanımı’ konulu bir konuşma yapıldı.
Prof. Dr. Didem Müge Siyez, Konuşmasına başlamadan önce ‘Psikolojik Danışmanlar için Cinsel Sağlık Eğitimine İlişkin Görüşler Envanteri’ bir anket dağıtarak katılımcılardan anketi doldurmalarını istedi.
Siyez, anketi akademik bir çalışmada kullanacağını belirtti.
EŞCİNSELLİĞİ NORMALLEŞTİRME ÇALIŞMALARI
Dağıtılan anketin 11. Sorusu ise akıllara durgunluk verebilecek şekilde düzenlenmiş.
‘Eşcinselliğin hak olduğunun ergenlere öğretilmesi önemlidir’ şeklindeki soru ile eşcinselliğin normal bir hakmış gibi gösterilmesi tepkilere sebep oldu.
Konuşmasının ardından bir soruyu cevaplayan Prof. Dr. Didem Müge Siyez, eşcinselliğin bir insan hakkı olduğunu belirterek dağıtılan anketin akademik bir çalışmada kullanılacağını, psikolojik danışmanların Cinsel Sağlık Eğitimiyle alakalı olarak ne kadar yeterli olup olmadıklarını tespit etmeye yönelik olduğunu belirtti.
Eşcinselliğin bir hak olup olmadığı yöndeki soru üzerine “Eşcinselliğin bir insan hakkı olduğunu ve Cinsel yönelimi farklı olan ergenlerin toplum tarafından yargılanmayla alakalı güçlüklerden dolayı uzunca süre örtbas etmeye çalıştıklarını” söyledi.
Ayvansaray Üniversite ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir programda ankete konulan böyle bir sorunun eşcinselliği normalleştirme çalışmalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
https://www.habervakti.com/egitim/meb-in-programinda-escinsellik-haklari-anketi-h66013.html
İki gün süren ve Ayvansaray Üniversitesi ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen İstanbul PDR Günlerinde Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Didem Müge Seyiz tarafından ‘Okullarda Çözüm Odaklı Psikolojik Danışma Yaklaşımı Kullanımı’ konulu bir konuşma yapıldı.
Prof. Dr. Didem Müge Siyez, Konuşmasına başlamadan önce ‘Psikolojik Danışmanlar için Cinsel Sağlık Eğitimine İlişkin Görüşler Envanteri’ bir anket dağıtarak katılımcılardan anketi doldurmalarını istedi.
Siyez, anketi akademik bir çalışmada kullanacağını belirtti.
EŞCİNSELLİĞİ NORMALLEŞTİRME ÇALIŞMALARI
Dağıtılan anketin 11. Sorusu ise akıllara durgunluk verebilecek şekilde düzenlenmiş.
‘Eşcinselliğin hak olduğunun ergenlere öğretilmesi önemlidir’ şeklindeki soru ile eşcinselliğin normal bir hakmış gibi gösterilmesi tepkilere sebep oldu.
Konuşmasının ardından bir soruyu cevaplayan Prof. Dr. Didem Müge Siyez, eşcinselliğin bir insan hakkı olduğunu belirterek dağıtılan anketin akademik bir çalışmada kullanılacağını, psikolojik danışmanların Cinsel Sağlık Eğitimiyle alakalı olarak ne kadar yeterli olup olmadıklarını tespit etmeye yönelik olduğunu belirtti.
Eşcinselliğin bir hak olup olmadığı yöndeki soru üzerine “Eşcinselliğin bir insan hakkı olduğunu ve Cinsel yönelimi farklı olan ergenlerin toplum tarafından yargılanmayla alakalı güçlüklerden dolayı uzunca süre örtbas etmeye çalıştıklarını” söyledi.
Ayvansaray Üniversite ile İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir programda ankete konulan böyle bir sorunun eşcinselliği normalleştirme çalışmalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
https://www.habervakti.com/egitim/meb-in-programinda-escinsellik-haklari-anketi-h66013.html
↧
↧
Feminist ve lezbiyen sinemacı Barbara Hammer hayatını kaybetti
Hammer’ın pek çok esere ilham kaynağı olan 1974 tarihli “Dyketactics” ise, dört dakika süren ve lezbiyen kimliği, arzular ve estetik üzerinde duran kısa metrajlı bir film.
Hammer, film ve video tutkusunu şöyle açıklıyordu:
“Ben film ve videoyu görünmeyeni görünen kılan bir mecra olduğu için seçtim. Herkes tarihin dışında kalabilir. Ben dışlanmış, hikayeleri anlatılmamış insanları görünür kılmanın ve onları ön plana çıkarmanın bir zorunluluk olduğunu hissediyorum. Bu insanların içyüzünü ve düşünce dünyasını yansıtan çok katmanlı film-video çalışmaları izleyicilerimin ilgisini uyandırıyor. İzleyicilerin salondan ayrılırken yepyeni bakış açılarıyla, küresel bir dünyada etkin ve siyasi bir duruşa sahip olacak cesareti edinmiş olmalarını isterim.”
Deneysel çalışmalarıyla bilinen sinemacı Barbara Hammer, kanser nedeniyle yaşamını yitirdi.
Lezbiyen sinemanın öncü isimlerinden biri olarak kabul gören Barbara Hammer, 79 yaşında hayatını kaybetti.
Artnews’un haberine göre Hammer, 2006 yılından bu yana yumurtalık kanseriyle mücadele ediyordu.
Barbara Hammer hakkında
Bağımsız sinemanın yenilikçi ve güçlü isimlerinden biri olan Barbara Hammer, 1939 Kaliforniya doğumlu.
Çocukluğundan itibaren ailesi tarafından feminen ve küçük yaşta oyuncu olmaya zorlanan Hammer, bu yolu tercih etmedi ve kendini ifade etmek için bambaşka bir yol buldu.
Hammer, 1974 yılında ilk filmini yaptı ve o günden bugüne dek 80 ila 100 film ve videoya imza attı.
Yapımlarından birçoğu cinsiyet, seks, toplum, tarih ve benzeri ihtilaflı konular oldu.
İlk uzun metrajı “Nitrate Kisses” ise 1992 yılında izleyiciyle buluştu.
http://gazetekarinca.com/2019/03/feminist-sinemaci-barbara-hammer-hayatini-kaybetti/
↧
Eşcinsel Polis!
“Ben cinsel (i.n.)den değil, karakter (i.n.)sinden korkarım...”
Cumhuriyet gazetesinde 4 Mart’ta Seyhan Avşar, 34 yaşındaki O.G. adlı eşcinsel bir polisin meslekten atıldığı bildiriliyordu. Kısa bir süre önce Anayasa Mahkemesi’nce “eşcinsel subayların ordudan ihracının” bir aleyhte oya karşı kabul edildiği haberleri de yayımlanmıştı!
“Eşcinsellik” konusunda, sonradan büyükelçi olan SBF’deki öğrenci arkadaşımın şu değerlendirmesini asla unutmam: “Ben cinsel (i.n.)den değil, karakter (i.n.)sinden korkarım...”
Günümüz Türkiye’sinde o kadar çok “karakter (i.n.)si” ile karşılaşıyoruz ki, “Acaba, hem cinsel, hem de karakter (i.n.)si olan var mıdır?” diye düşünüyoruz...
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1301727/_El_ele..._Pamuk_ile_el_ele__.html
Cumhuriyet gazetesinde 4 Mart’ta Seyhan Avşar, 34 yaşındaki O.G. adlı eşcinsel bir polisin meslekten atıldığı bildiriliyordu. Kısa bir süre önce Anayasa Mahkemesi’nce “eşcinsel subayların ordudan ihracının” bir aleyhte oya karşı kabul edildiği haberleri de yayımlanmıştı!
“Eşcinsellik” konusunda, sonradan büyükelçi olan SBF’deki öğrenci arkadaşımın şu değerlendirmesini asla unutmam: “Ben cinsel (i.n.)den değil, karakter (i.n.)sinden korkarım...”
Günümüz Türkiye’sinde o kadar çok “karakter (i.n.)si” ile karşılaşıyoruz ki, “Acaba, hem cinsel, hem de karakter (i.n.)si olan var mıdır?” diye düşünüyoruz...
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1301727/_El_ele..._Pamuk_ile_el_ele__.html
↧
This is Us uyarlamasında eşcinsel ve şişman karakterler kayboldu!
This is Us dizisinin Türkiye uyarlaması Bir Aile Hikayesi'nde eşcinsel ve şişman karakterlerin olmaması dikkat çekti.
ABD’de yayınlanan This is Us dizisinin Türkiye uyarlaması Bir Aile Hikayesi’nde karakter kıyımına gidildi. Gzone’un haberine göre, Mart başında Fox TV ekranlarından yayınlanmaya başlanan dizide eşcinsel karakter yer almadı. Dizinin orijinal versiyonunda yer alan ve eşcinsel olan “William” karakteri Bir Aile Hikayesi’nde heteroseksüel olarak görülüyor.
Dizinin orijinalinde Ron Cephas Jones'un (sağda) canlandırdığı eşcinsel karakter William, Bir Aile Hikayesi'nde Ali Seçkiner Alıcı tarafından canlandırılıyor.
DAHA ÖNCE DE EŞCİNSELLER SİLİNDİ
Ayrıca dizinin orijinalinde iki şişman karakterin aşkı anlatılıyor ve toplumdan dışlanan iki kişinin birbirleri ile olan ilişkileri irdeleniyordu. Dizinin orijinalinde Chris Sullivan tarafından canlandırılan Toby isimli karakter Türkiye uyarlamasında Alper Saldıran tarafından Erdem ismiyle canlandırılıyor. Erdem ise orijinal versiyondaki gibi şişman değil, oldukça fit.
Medyapım, aynı hareketi “Shameless”in Türkiye versiyonu “Bizim Hikaye” ve “Desperate Houseviwes”ın Türkiye versiyonu “Umutsuz Ev Kadınları”nda da yapmış, eşcinsel karakterlerin yönelimini buharlaştırarak Türkiye'ye uyarlamıştı.
https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/this-is-us-uyarlamasinda-escinsel-ve-sisman-karakterler-kayboldu/
ABD’de yayınlanan This is Us dizisinin Türkiye uyarlaması Bir Aile Hikayesi’nde karakter kıyımına gidildi. Gzone’un haberine göre, Mart başında Fox TV ekranlarından yayınlanmaya başlanan dizide eşcinsel karakter yer almadı. Dizinin orijinal versiyonunda yer alan ve eşcinsel olan “William” karakteri Bir Aile Hikayesi’nde heteroseksüel olarak görülüyor.
Dizinin orijinalinde Ron Cephas Jones'un (sağda) canlandırdığı eşcinsel karakter William, Bir Aile Hikayesi'nde Ali Seçkiner Alıcı tarafından canlandırılıyor.
DAHA ÖNCE DE EŞCİNSELLER SİLİNDİ
Ayrıca dizinin orijinalinde iki şişman karakterin aşkı anlatılıyor ve toplumdan dışlanan iki kişinin birbirleri ile olan ilişkileri irdeleniyordu. Dizinin orijinalinde Chris Sullivan tarafından canlandırılan Toby isimli karakter Türkiye uyarlamasında Alper Saldıran tarafından Erdem ismiyle canlandırılıyor. Erdem ise orijinal versiyondaki gibi şişman değil, oldukça fit.
Medyapım, aynı hareketi “Shameless”in Türkiye versiyonu “Bizim Hikaye” ve “Desperate Houseviwes”ın Türkiye versiyonu “Umutsuz Ev Kadınları”nda da yapmış, eşcinsel karakterlerin yönelimini buharlaştırarak Türkiye'ye uyarlamıştı.
https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/this-is-us-uyarlamasinda-escinsel-ve-sisman-karakterler-kayboldu/
↧
Sam Smith: Kendimi erkek ya da kadın olarak görmüyorum. Arada bir yerlerde geziniyorum.
11 yaşında göğüslerinin büyümeye başladığını anlatan Smith, doktora gitmiş ve uzman ona, göğüs bölgesinde fazladan östrojen olduğunu söylemiş. Daha sonra ‘Gay’ olduğunu açıklayan sanatçı, o dönem oldukça zor zamanlar yaşamış.
Smith, konuşmasında “Birçok farklı şeyin karışımıyız, herkes özel ve herkes eşsiz bir karışım. Kendimi erkek ya da kadın olarak görmüyorum. Arada bir yerlerde geziniyorum. Bu bir spektrum ve ben spektrumun ortalarında bir yerdeyim” dedi ve kimi zaman cinsiyet değiştirmeyi düşündüğünü belirtti.
Cinsellik hakkında düşünürken her zaman özgür bir zihne sahip olduğununda altını çizen Sam Smith, “Bazen yürürken, konuşurken, sevişirken ‘kadınsı’ hissediyorum” şeklinde konuştu.
https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/sam-smith-cinsiyet-degistirmeyi-dusundugunu-soyledi/
↧
↧
Yeni Akit'ten homofobi: CHP’li adaylardan homolara vaatler
CHP’li adaylar, Rıza Akpolat, Alper Taş ve Muammer Keskin, göreve geldiklerinde sapkınlara hizmet sunacaklarını vaad etti
Türk aile ve toplum yapısını hedef alan LGBTİ’li sapkınların siyasal alandaki en büyük destekçisi CHP, homolara yanaşmaya devam ediyor. 11 gün sonra gerçekleşecek yerel seçimler için aday gösterilen CHP’li belediye başkan adaylarıLGBTİ’li sapkınları meşrulaştıracak vaatlerde bulunuyor. CHP Beşiktaş Belediye Başkan adayı Rıza Akbolat, yaşlı sapkınlar için trans bakım evleri açacakları vaadinde bulunurken, Beyoğlu Belediye Başkan adayı Alper Taş da, belediyeyi homolarla yöneteceklerini deklare etti. CHP’nin Şişli Belediye Başkan adayı Muammer Keskin de, dereyi görmeden paçaları sıvadı ve homoseksüel sapkınlarla ‘LGBTİ Dostu Belediyecilik Protokolü’ imzaladı. Türkiye tarihinin en kritik yerel seçimlerine giderken, CHP’li adayların sapkın homolara kucak açması tepki çekti.
Vatandaşa değil sapkınlara hizmet
Soros’un kirli paraları, AB ülkeleri ve Alman Vakıfları’nın finansman desteğiyle ülkemizin manevi dinamiklerine saldıran sapkın homolar, yine en büyük desteği CHP’den görüyor. Türkiye 31 Mart'ta tarihinin en kritik yerel seçimlerine doğru giderken, FETÖ ve PKK’lılarla kol kola giren CHP, LGBTİ’li sapkınlara da göz kırpıyor. CHP’nin Beşiktaş Belediye Başkan adayı Rıza Akpolat seçildiği taktirde, “Yaşlı translar için barınma evleri açacağım” dedi. Normal vatandaşlarımıza gitmesi gereken hizmetleri, ömürlerini sapkınlıkla tüketmiş ahlaksız LGBTİ’lilere harcayacağını belirten Akpolat, zihniyetlerinin kirliliğini gözler önüne serdi.
Sapkınlarla beraber yönetecekler
CHP’nin Beyoğlu Belediye Başkan adayı Alper Taş da, kamu hizmetlerini sapkınlara peşkeş çekeceğini vaad ediyor. Beyoğlu Belediyesi’ni sapkın homolarla birlikte yöneteceklerini söyleyen Taş, “Biz bu ayrımcılığı ortadan kaldıracağız. Gökkuşağı gibi bir Beyoğlu… Ve LGBTİ’ler de bu gökkuşağının önemli bir parçası. Zaten simgeleri de gökkuşağı. Sonuç itibariyle onların sorunlarını bizzat kendi meclisleri ile çözmek… Bir meclis olacak ve biz o meclisle çalışacağız. Her düzeyde yaşadıkları ayrımcılığı ortadan kaldırma konusunda yerel yönetimin yetkileri ve o yetkilerin sınırlarını da aşarak dayanışma içerisinde olacağız” dedi. CHP’nin Şişli Belediye Başkan adayı Muammer Keskin de sapkın homolarla bir araya gelerek, “LGBTİ Dostu Belediyecilik Protokolü” imzaladı. Keskin’in dereyi görmeden paçaları sıvaması ise Şişli’yi çantada keklik olarak gördükleri yorumlarını da beraberinde getirdi.
https://www.yeniakit.com.tr/haber/chpli-adaylardan-homolara-vaatler-666659.html
Vatandaşa değil sapkınlara hizmet
Soros’un kirli paraları, AB ülkeleri ve Alman Vakıfları’nın finansman desteğiyle ülkemizin manevi dinamiklerine saldıran sapkın homolar, yine en büyük desteği CHP’den görüyor. Türkiye 31 Mart'ta tarihinin en kritik yerel seçimlerine doğru giderken, FETÖ ve PKK’lılarla kol kola giren CHP, LGBTİ’li sapkınlara da göz kırpıyor. CHP’nin Beşiktaş Belediye Başkan adayı Rıza Akpolat seçildiği taktirde, “Yaşlı translar için barınma evleri açacağım” dedi. Normal vatandaşlarımıza gitmesi gereken hizmetleri, ömürlerini sapkınlıkla tüketmiş ahlaksız LGBTİ’lilere harcayacağını belirten Akpolat, zihniyetlerinin kirliliğini gözler önüne serdi.
Sapkınlarla beraber yönetecekler
CHP’nin Beyoğlu Belediye Başkan adayı Alper Taş da, kamu hizmetlerini sapkınlara peşkeş çekeceğini vaad ediyor. Beyoğlu Belediyesi’ni sapkın homolarla birlikte yöneteceklerini söyleyen Taş, “Biz bu ayrımcılığı ortadan kaldıracağız. Gökkuşağı gibi bir Beyoğlu… Ve LGBTİ’ler de bu gökkuşağının önemli bir parçası. Zaten simgeleri de gökkuşağı. Sonuç itibariyle onların sorunlarını bizzat kendi meclisleri ile çözmek… Bir meclis olacak ve biz o meclisle çalışacağız. Her düzeyde yaşadıkları ayrımcılığı ortadan kaldırma konusunda yerel yönetimin yetkileri ve o yetkilerin sınırlarını da aşarak dayanışma içerisinde olacağız” dedi. CHP’nin Şişli Belediye Başkan adayı Muammer Keskin de sapkın homolarla bir araya gelerek, “LGBTİ Dostu Belediyecilik Protokolü” imzaladı. Keskin’in dereyi görmeden paçaları sıvaması ise Şişli’yi çantada keklik olarak gördükleri yorumlarını da beraberinde getirdi.
https://www.yeniakit.com.tr/haber/chpli-adaylardan-homolara-vaatler-666659.html
↧
Conchita Wurst 'sakallı kadın' olmaktan vazgeçti
Çok değil sadece 5 yıl önce Avrupa'yı sallamayı başarmıştı Conchita Wurst. 'Rise Like a Phoenix' adlı şarkısıyla ülkesi Avusturya'ya yıllar sonra bir birincilik daha kazandırmıştı.
Feminen görüntüsüne tezat sakallarıyla polemik yaratan Wurst, aylarca hatta yıllarca tartışmalı bir isim olmuştu. Çeşitli itiraflarla basına konu olan Wurst, şu aralar oldukça büyük bir değişim içinde.
"Kadın olmak istemiyorum" demişti
'Sakallı kadın' olarak tanıdığımız Conchita Wurst, kısa bir zaman önce kadın olmaktan vazgeçtiğini söyleyerek herkesi epey şaşırtmıştı. "Onun bedeni, onun kararı" diyenler bile şaşkınlık yaşamıştı.
Onun gibi sıra dışı bir imaja sahip olan, feminen köşelerini keskinleştiren birinin "Kadın olmak istemiyorum" lafı hem beklenmedikti, hem de "Nasıl yani?" dedirtmişti.
İkinci golü 'Hit Me' ile attı
İşte bu itirafın devamını artık görebiliyoruz. Çünkü Conchita Wurst aramıza döndü. Hem de iki single'la geldi. Önce 'Trash All The Glam' gibi bir hayli farklı, 'klişe pop' diyemeyeceğiz kadar dinamik ve alternatife yakın bir şarkı yayınladı Wurst. Takipçileri, hayranları şoklara vesile olmuş bir haldeyken ikinci golü de 'Hit Me'yle attı Wurst.
http://www.milliyet.com.tr/conchita-wurst--sakalli-kadin--olmaktan-vazgecti-molatik-11369/
Feminen görüntüsüne tezat sakallarıyla polemik yaratan Wurst, aylarca hatta yıllarca tartışmalı bir isim olmuştu. Çeşitli itiraflarla basına konu olan Wurst, şu aralar oldukça büyük bir değişim içinde.
"Kadın olmak istemiyorum" demişti
'Sakallı kadın' olarak tanıdığımız Conchita Wurst, kısa bir zaman önce kadın olmaktan vazgeçtiğini söyleyerek herkesi epey şaşırtmıştı. "Onun bedeni, onun kararı" diyenler bile şaşkınlık yaşamıştı.
Onun gibi sıra dışı bir imaja sahip olan, feminen köşelerini keskinleştiren birinin "Kadın olmak istemiyorum" lafı hem beklenmedikti, hem de "Nasıl yani?" dedirtmişti.
İkinci golü 'Hit Me' ile attı
İşte bu itirafın devamını artık görebiliyoruz. Çünkü Conchita Wurst aramıza döndü. Hem de iki single'la geldi. Önce 'Trash All The Glam' gibi bir hayli farklı, 'klişe pop' diyemeyeceğiz kadar dinamik ve alternatife yakın bir şarkı yayınladı Wurst. Takipçileri, hayranları şoklara vesile olmuş bir haldeyken ikinci golü de 'Hit Me'yle attı Wurst.
http://www.milliyet.com.tr/conchita-wurst--sakalli-kadin--olmaktan-vazgecti-molatik-11369/
↧
Nusret Gökçe Ferit Şahenk aşk mı yaşıyor?
Eşcinsel mi? Bıçakladı mı?Ekşi Sözlük'te Ferit Şahenk ile her geçen gün yeni bir iddia ortaya atılıyor. Ferit Şahenk'in Nusret ile aşk yaşadığı da iddia edildi. İşte ''Nusret Gökçe Ferit Şahenk aşk mı yaşıyor? Eşcinsel mi? Bıçakladı mı?' sorularının yanıtı.
Ekşisözlük'te Niharabenibendenalır adlı kullanıcı. ''ferit sahenk'in gay asistanı varmis bi tane. modellik yaparken bir anda asistanı olmuş ferit'in'' yorumunu yaptı.
Nusret Ferit Şahenk aşk mı yaşıyor?
Medyaradar'da yer alan haberde ise Sosyal medya fenomeni Nusret, sosyal medya hesabından yakın arkadaşı Ferit Şahenk ve eski basketbolcu İbrahim Kutluay ile birlikte eğlendikleri bir videoyu sosyal medya sayfasından takipçileriyle paylaştı. Videoda Nusret ve Ferit Şahenk’in bir mekanda konser veren Serdar Ortaç’la birlikte şarkı söylediği görülüyor.;
Nusret Ferit Şahenk'i bıçakladı mı?
İddialara göre Nusret-,Ferit Şahenk’i bıçakla ağır yaralamıştı. Ama işin doğrusu böyle değilmiş.
Ünlü et restoranının sahibi Nusret Gökçe ve ünlü medya patronu Ferit Şahenk arasında bir tartışmanın çıktığı söylendi. Ardından bir süre sonra da et restoranının sahibi Nusret’in, medya patronu Ferit Şahenk bıçakladığı ve bunun üzerine ağır yaralı bir şekilde hastaneye kaldırıldığı söylendi. Sonrasında Ege Haberin muhabiri Gizem Dağlıca’nın araştırmalarının sonucunda böyle bir durumun söz konusu olmadığını ve hatta Ferit Şahenk ile Nusret Gökçe’nin abi kardeş gibi oldukları öğrenildi.
Bu akşam özellikle sosyete içinde Nusret’in Ferit Şahenk’i bıçakladığı, hatta Şahenk’in Bodrum’da bir hastanede yattığı dedikodusu her yere yayıldı. Ancak nedeni bilinmeyen bir şekilde herkese iletilmeye çalışılan bu haber tamamen yalan çıktı.
Biri Ferit Şahenk…
Medyanın en sevilen patronlarından biri…
Diğeri Nusret…
Türkiye’de ve dünyada en sevilen etçi…
Şahenk’in Türkiye’nin en değerli markası haline getirdiği bir karakter…
Ve bu akşam bir dedikodu atıldı ortaya:
“Nusret, Ferit Şahenk’le kavga etti, sonrasında bıçakladı ve Ferit Şahenk de Bodrum Acıbadem hastanesine kaldırıldı” diye.
İkilinin bir süre önce biraz tatsızlık yaşadığı biliniyordu. Ancak sonrasında her şey tatlıya bağlanmış adeta baba-oğul gibi olmuşlardı. Buna rağmen kim, neden yaptı bilinmez ama şu anda bütün sosyete bunu konuşuyor. Ancak Ege Haber olarak araştırdık ve böyle bir olayın gerçekleşmediğini öğrendik, gerçeği merak edenlere de aktarıyoruz.
https://www.azonceoldu.com/trend-haberler/nusret-gokce-ferit-sahenk-ask-mi-yasiyor-escinsel-mi-bicakladi-mi-54482
Ekşisözlük'te Niharabenibendenalır adlı kullanıcı. ''ferit sahenk'in gay asistanı varmis bi tane. modellik yaparken bir anda asistanı olmuş ferit'in'' yorumunu yaptı.
Nusret Ferit Şahenk aşk mı yaşıyor?
Medyaradar'da yer alan haberde ise Sosyal medya fenomeni Nusret, sosyal medya hesabından yakın arkadaşı Ferit Şahenk ve eski basketbolcu İbrahim Kutluay ile birlikte eğlendikleri bir videoyu sosyal medya sayfasından takipçileriyle paylaştı. Videoda Nusret ve Ferit Şahenk’in bir mekanda konser veren Serdar Ortaç’la birlikte şarkı söylediği görülüyor.;
Nusret Ferit Şahenk'i bıçakladı mı?
İddialara göre Nusret-,Ferit Şahenk’i bıçakla ağır yaralamıştı. Ama işin doğrusu böyle değilmiş.
Ünlü et restoranının sahibi Nusret Gökçe ve ünlü medya patronu Ferit Şahenk arasında bir tartışmanın çıktığı söylendi. Ardından bir süre sonra da et restoranının sahibi Nusret’in, medya patronu Ferit Şahenk bıçakladığı ve bunun üzerine ağır yaralı bir şekilde hastaneye kaldırıldığı söylendi. Sonrasında Ege Haberin muhabiri Gizem Dağlıca’nın araştırmalarının sonucunda böyle bir durumun söz konusu olmadığını ve hatta Ferit Şahenk ile Nusret Gökçe’nin abi kardeş gibi oldukları öğrenildi.
Bu akşam özellikle sosyete içinde Nusret’in Ferit Şahenk’i bıçakladığı, hatta Şahenk’in Bodrum’da bir hastanede yattığı dedikodusu her yere yayıldı. Ancak nedeni bilinmeyen bir şekilde herkese iletilmeye çalışılan bu haber tamamen yalan çıktı.
Biri Ferit Şahenk…
Medyanın en sevilen patronlarından biri…
Diğeri Nusret…
Türkiye’de ve dünyada en sevilen etçi…
Şahenk’in Türkiye’nin en değerli markası haline getirdiği bir karakter…
Ve bu akşam bir dedikodu atıldı ortaya:
“Nusret, Ferit Şahenk’le kavga etti, sonrasında bıçakladı ve Ferit Şahenk de Bodrum Acıbadem hastanesine kaldırıldı” diye.
İkilinin bir süre önce biraz tatsızlık yaşadığı biliniyordu. Ancak sonrasında her şey tatlıya bağlanmış adeta baba-oğul gibi olmuşlardı. Buna rağmen kim, neden yaptı bilinmez ama şu anda bütün sosyete bunu konuşuyor. Ancak Ege Haber olarak araştırdık ve böyle bir olayın gerçekleşmediğini öğrendik, gerçeği merak edenlere de aktarıyoruz.
https://www.azonceoldu.com/trend-haberler/nusret-gokce-ferit-sahenk-ask-mi-yasiyor-escinsel-mi-bicakladi-mi-54482
↧