Quantcast
Channel: Gay Haber
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live

Özbekistan’da Eşcinsel Olmak

$
0
0
Özbekistan’dan Türkiye’ye sığınan Özbek eşcinsel Şahruh ile Özbekistan’da eşcinsel olmak üzerine gerçekleştirdiğimiz röportaj…


Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba. İsmim Şahruh Ozbekistanlıyım.  32 yaşında biseksüel erkeğim. Evliyim. Aslinda biseksuel olduğumu 13 14 yaşlarında farkına varmıştım. Özbekistan’dayken pek ciddi arkadaşlığım olmadı. Sadece çocukluğumda yaz kampında tanıştığım biri vardı. Bizim oralarda çok dikkatli olmak gerekiyor. Eger tuzağa düşerseniz vay halinize. Ailem geçen seneye kadar hiçbir şeyden haberi yoktu. Ben 18 yaşimdan beri yurt dışında yaşıyordum. Haberleri oldugunda iyi ki Özbekistan’da değildim yoksa şu an ölmüştüm. Ailemi çok iyi tanırım.

Şu an neredesiniz.. Türkiye’ye nasıl geldiniz, nerede kalıyorsunuz?

Şu an BMMYK’nın belirlediği uydukent *****’de kalıyorum eşimle beraber. Özbekistan’dan acil çıkmamız gerektiğini anladığımda direk Türkiye’ye uçak bulamadım. Rusya üzerinden gelmeye mecbur kaldım.

Eşinizin biseksüel olduğunuzdan haberi var mı?

Eşimin haberi var. Evlendikten 1.5 sene sonra biseksüel olduğumu ve boşanmak istediğimi söyledim. Çünkü kabul etmeyeceğini düşünüyordum. Beni şaşırttı, bana normal olduğunu söyledi. Kendisi hemşire olduğu için bu konuda bilgili. Çocuğum yok.

Özbekistan’da ne kadar süre yaşadınız, Özbekistan’da LGBTİ bireyler ne yapar? Burada yaşadığınız homofobik olaylardan biraz bahseder misiniz?

Özbekistan’a en son gittiğimde 2 ay kaldım. Pasaportumu değiştirmek için gitmiştim. Özbekistan’da LGBTİ bireyler gizlidirler. Hep tedirgin gezerler. Korku içerisindeler her zaman. İnsanlar surekli hakaretlere, sözlü tacizlere, aşağılamalara mağruz kalabiliyorlar. Ben polisin şiddetine maruz kaldım. Sizden halk da polis de nefret eder. Sizi yok sayarlar. İnsan yerine koymazlar. Beni karakola götürüp saatlarce işkence ettiler. Aşağılayıcı sözler, küfürlü hakaretler… Polisin biri elindeki jopu arkama sokmak istedi. Hâla hatırladıkça kendimi çok kötü hissederim, psikolojim bozuluyor.

Özbekistan’da LGBTİ dernekler ve LGBTİ bireylerin takıldıkları mekanlar var mı?

Özbekistan’da LGBTİ derneği diye bir şey olamaz. Biz dernek açtığımızda halk bizi o dernekle birlikte yakar. Yasal olarak zaten mümkün değil. Halk LGBT ye tahammül edemez. Sosyal medyada 5 – 6 LGBTİ aktivisti bir grup açtık yakında oradan faaliyetimizi yürütüyoruz. Şimdilik kimse bilmiyor. Yakında cumhurbaşkanına müracaat ettik yazılı olarak 120 maddenin iptali için.

Trans bireyler için yaşam nasıl? Topluma adapte olabiliyorlar mı?

Trans bireyler en çok hedef olanlar. Zaten çok azlar. Olanlar da Rusya’da yaşıyor çoğu. Hatta siz birinin sokak ortasında bir grup homofobikler tarafından saldırıya maruz kalan transın videosunu youtube’da yayınlamıştınız. Trans bireylerin takıldıkları mekanları yok. Onlar genelde evlerde takılırlar. Yani güvenilir arkadaşlarının evlerinde. Polisler tespit ettikleri evlere bile baskın yapıyorlar. Eğlenmeleri de yasak yani. Yaşamalarına izin vermiyorlar anlayacağınız. Translar gündüzleri sokağa çıkamazlar. Hep gece çıkarlar. Çok zor hayat yaşıyorlar. Bu yüzdende çoğu yurt dışına gidiyor. Özellikle Rusya’ya.

Özbekistan’da LGBTİ birey olmayı kısaca anlatabilir misiniz?

Ben şunu açıkça söyleyebilirim. LGBTİ saldırıları arkasında Özbekistan polisi var. Onların kendileri yaptırıyor bu saldırıları. Özbekistan eşcinselliğin cinayet sayıldığı az sayıdaki ülkelerden biri. Oradaki homofobiyi iki kelimeyle anlatmam mümkün değil. Türkiye’de yaşayanlar Özbekistan’daki homofobinin nasıl bir şey olduğunu hiçbir zaman anlayamaz. Siz yine de biraz olsun hakkınızı savunabiliyorsunuz. Bizde o bile yok. İnternetten tanışıyorlar ve buluşmaya gittiklerinde karşılarına homofobikler çıkıyor ve ölesiye dövüyorlar. Yani Özbekistan’da LGBTİ’ler hem polis hemde halk tarafından avlanıyor.

Özbekistan’daki homofobi ve transfobiyi neye bağlıyorsunuz?

Ben ülkemdeki homofobiyi dine bağlıyorum. İnsanların homofobik olmasında dinin rolü büyüktür. Devlet kültürümüze ters olduğunu söylerler. Eşcinsellik “iğrençliktir” demişti eski cumhurbaşkanı. Yenisi cumhurbaşkanı bir çok reform yaptı. Biz Eşcinselliği cinayetlikten çıkarıp LGBTİ’leri kanunla korur diye düşünmüştük ama olmadı.
Cenevre’de bir toplantıda “diğer tüm isteklerinizi kabul ederiz ama Eşcinselliği yasallaştırma talebinizi asla ve kâta kabul etmeyiz” demişti eski başbakan yardımcısı.
Ben artık mücadelenin vakti geldi ve geçiyor diye düşündüm ve haklarımızı talep etmeye başladım. Ben açık profille mücadele ediyorum. Facebook, Twitter ve Youtube’da.
BBC Uzbek Ozodlik Radyosu gibi yurt dışından yayın yapan kanallara çıktığımızda, diğer haberlerde 50 60 yorum yapıldıysa biz çıktığımızda devlete müracaat ettiğimizde 1000 uzerinde yorum yapılıyor. %99’u nefret kusuyor halkın. Öldürülmemiz gerektiğini, kuduz hayvanlara uygulanan, yaylaya çıkarıp diri diri yakılmamız gerektiğini, elimizi kolumuzu bağlayıp yüksek binalardan aşağıya atılmamız gerektiğini. Şişeye oturtulmamız gerektiğini yazıyorlar. Bu yazdıkları çok vahşice ve korkunç. Siz şimdi böyle bir halkın içinde LGBTİ bireyi olmayı bir hayal edin.

Bundan sonraki hayatınızda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Gönul ister ki kendi ülkeme gideyim ama ne yazık ki benim için Özbekistan kapıları kapandı. Türkiye’de yaşamak için sığınma hakkımız yokmuş.Turkiye’de yaşamak için daimi sığınma hakkı talep etme hakkımız da yokmuş. Sadece Avrupa birliği vatandaşlarına tanıyormuş Türkiye o hakkı. Bu yüzden de 3. bir ülkeye yerleştirmesi için BMMYK’ya başvuruda bulundum. İllaki beni şu ülkeye gönderin diyemem. Özgürce yaşayabildiğim, cinsel yönelimimden dolayı ayrımcılığa uğramayacağım bir yere göndermelerini isterdim. Özellikle büyük şehirlere gitmek isterdim. Çünkü orada yaşamak biraz olsun iyidir. Büyükşehirlerde homofobiye, diger küçük kentlere göre daha az maruz kalır insan.

Özbekistan’da karşı cinsle evli olduğunuzu ve açık kimliğinizle aktivizm yaptığınızı belirtiyorsunuz. Kimliğinizi açıkça belli etmeden sorunsuz bir yaşam imkanınızdan feragat edip LGBT aktivizmi yapmanızdaki motivasyonlar nelerdir?

Açıkca aktivistlik yapmamın sebebi saklayacak bir şeyimin kalmadığındandır. Artık bana yakın olan herkes biliyor benim biseksüel olduğumu. Ailem, akrabalarım, arkadaşlarım, konu komsu… Madem herkes biliyor önümde bir engel yok. Artık haklarımız için mücadele ediyoruz birkaç arkadaşla birlikte.

Şu anda *****’de bulunduğunuzu söylüyorsunuz. Eşiniz de sizinle beraber mi? LGBTİ Aktivizmi yapmanıza eşiniz nasıl yaklaşıyor?

Evet *****’de eşimle birlikte yaşıyoruz. Aktivistlik yapmama esim karşı değil. “Çünkü birileri bir yerden başlamalıydı, o da sen oldun” diyor. Tabi bazen endişeleniyor. Sorular soruyor. “Bizim devlet seni Turkiye’den göturebilir mi? Acaba iade edin dese Türkiye gönderir mi?” diye. Genel olarak en büyük destekçim eşimdir. Özbekistan’da LGBTİ+lerin durumunu çok iyi biliyor. Çunku herhangi bir şey olursa LGBTİ’lere Özbekistanda. İlk önce benimle birlikte haberdar oluyor.

Polis saldırısına uğradığınızı söylediniz. Sizi polisler hangi gerekçe ile alıkoydu? Polisler biseksüel olduğunuzu nasıl öğrendi?

Ben arkadaşımın evindeyken polis içeriye kamera ile girdiğinde ben arkadaşımla yataktaydım ve polis beni suç üstü yakaladı. Yani Özbekistan anayasasına gore iki yetişkin erkeğin cinsel birliktelik yaşaması 120 maddede de suç sayılır ve 3 yıl hapis cezası alır.

Türkiye Cumhuriyeti’nde bazı medya unsurları doğrudan LGBTİ bireyleri hedef gösterebiliyor. Özbekistan’da da basın yoluyla halka bir saldırı mesajı veriliyor mu?

Özbekistan’da ana akım medya devletin elinde. Özel kanallar dahil. Tabi ki doğrudan saldırı mesajı veremezler ama zaman zaman LGBTİ’leri kısada olsa karalamalar olabiliyor. Kısa dememin nedeni gündemde olmamızı istemezler. Genelde o dediğiniz doğrudan saldırı mesajını polisler verir. Ben tüm saldırıların, işkencelerin arkasında polisin olduğunu söyleyebilirim. Çünkü LGBTİ bireylerine saldıranlar hiçbir ceza almıyor. Bir düşünün, polis devletinde sıradan bir vatandaşa bir tekme atamayan adamlar, bireyleri gördüğünde öldüresiye dövme cesaretini kimden alıyor sizce? Açıkça bıçaklamakla, boğazını kesmekle tehdit ediyorlar.

Türkiye’deki LGBTİ bireylere bir mesajınız var mı?

Turkiye’deki LGBTİ bireylere şunu söylemek istiyorum. Hakkınızı savunun, sonuna kadar. Sizin bu toplumun bir parçası olduğunuzu, kendi haklarınız için sonuna kadar mücadele ettiğinizi gösterin tüm insanlara. Aşk kazanacak. Homofobikler alışacak, kabul edecek. Her alanda, her yerde olduğunuzu gösterin. Şuan üzerimizde bulutlar var, yağmur yağacak güneş çıkacak o zaman gökkuşağını herkes görecek.

http://lgbti.org/ozbekistanda-escinsel-olmak/

Sevda Demirel: Aşık olduğum adam gay çıktı

$
0
0

Sevda Demirel, aşık olduğu adamın gay olduğunu öğrenince ilişkisini bitirmek zorunda kaldığını söyledi. İşte Sevda Demirel'in itirafı...

"Sevda'nın Tokadı"şarkıyla son zamanlarda adından söz ettiren şarkıcı Sevda Demirel'den şok eden itiraf geldi.

Önceki gün Nişantaşı City's de köpeği Şila ile birlikte alışveriş yaparken objektiflere takılan Demirel, aşk hayatı ile ilgili soruya "Aşk hayatımı hiç sormayın bu aralar.

Yıllardır hayatımda aşk olsun diye bekledim. Oldum da ama aşık olduğum adam gay çıktı

Ben ne bahtsız bir insanım ya. Ne olacak benim bu halim. Şimdi de aşk acısı çekiyorum" dedi.

Eşcinsel penguenler kuluçkada

$
0
0
Berlin Hayvanat Bahçesi’nde eşcinsel penguen çift Skipper ve Ping terk edilmiş bir yumurtayı evlat edindi. Bakıcı Norbert Zahmel, “Yumurtayı erkek penguenlerden birinin önüne koyduk. Ne yapması gerektiğini hemen anladı. İlk kez eşcinsel bir penguen çiftinin kuluçkaya yatmasını deniyoruz” diye konuştu.


[Haber görseli]Berlin Hayvanat Bahçesi’nden bir bakıcı Berliner Zeitung’a yaptığı açıklamada, daha önce de Skipper ve Ping’in buldukları taş veya balıkları kuluçkaya yatmak için kullandıklarını aktardı.

Penguenlerin kuluçka dönemi yaklaşık 55 gün sürüyor. Kuluçkaya yatan penguen çiftinin başarılı olup olamadığı eylül ayında belli olacak. Hayvanat bahçesinden yapılan açıklamada bunun yumurtanın döllenmiş olup olmamasına bağlı olduğu ve bunun şu an için bilinmediğini belirtildi.
Sydney Denizaltı Akvaryumu’nda geçen yıl iki erkek penguen başarılı bir kuluçka sürecinin ardından bir bebek penguen sahibi olmuştu.

2000’li yılların başında New York’taki Central Park Hayvanat Bahçesi’nde de iki erkek çember sakallı penguen ebeveyn olmuştu. (DW)

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/yasam/1530212/Escinsel_penguenler_kuluckada.html

LGBTİ hakları: Çekya'nın bir fırın ekmek yemesi lazım

$
0
0
Geçtimiz hafta sonu Prag'ta 9. Onur Yürüyüşü yapıldı. Aktivistler Çek toplumunun liberalleşmesinin ve LGBTİ bireylerin dışlanmasına karşı alınan önlemlerin birkaç yıldır ivme kaybettiğini söylüyor. Köşe yazarları bu gelişmenin nedenlerini sıralıyor.


Hospodářské noviny'ye göre siyaset, Çeklerin ruh halindeki değişime yetişmeye çalışıyor. Gazete bu yargıya, son anket sonuçlarına dayanarak varmış:

“Çekya'da insanların yüzde atmışı gay ve lezbiyenlerin de evlenebilmesinden yana. Bu bilgiye dayanarak Çek toplumunun liberal ve açık olduğu söylenebilir. Bu nedenle eski bakanın açıklamasının buna uymadığını görüyoruz. Bakana göre 'eşcinsellik, hiçbir ailenin çocuğunun başına gelmesini istemediği bir felaket'. Normal bir insan çocuğunun ölümünü ya da dermansız bir hastalığı olmasını felaket olarak nitelendirir. ... Resmi birliktelikler 2006 yılından beri mümkün. Ancak anayasa mahkemesinin bu ailelerin çocuk evlat edinmesinin önünü açması 2016 yılını buldu. Eşcinsel evliliği hakkındaki yasa da bir yıldan uzun süredir parlamentoda bekliyor.”

Julie Hrstková


Kilise insanları kışkırtmamalı

Denik N ise bilhassa Katolik Kilisesi'nin tutumunu talihsiz buluyor:

“Saldırgan bir söylem, saldırgan bir davranışa çanak tutar. ... Siyasetçilerin ve din adamlarının homofobik söylemlerinin çoğalmasıyla, sıradan yurttaşların saldırganlığı da artış gösteriyor. İnternette, farklı cinsel yönelime sahip insanların yokedilmesi çağrısı yapılmaya başlandı. ... Burada bilhassa Katolik Kilisesi'ne kimi söylemlerini gözden geçirme görevi düşüyor. Yuhanna İncili'ndeki şu sözlere uygun olarak: 'İlk önce söz vardı.'”

https://www.eurotopics.net/tr/224971/lgbti-haklari-cekya-nin-bir-firin-ekmek-yemesi-lazim

Medyada nefret söylemi raporu: Farklı kimlikler hedefte

$
0
0
Medyada Nefret Söylemi projesinin bu Haftalık Z Raporu’nda nefret söylemi üreten üç haber tespit edilip, eleştirel açıdan incelendi.


Hrant Dink Vakfı bünyesinde yürütülen “Medyada Nefret Söylemi” projesinin bu haftaki Z Raporu yazılı basında 4 ve 11 Ağustos 2019 haftasında nefret söylemi üreten üç haber seçildi. Yahudiler, Rumlar ve LGBTİ'lere yönelik nefret söylemi içeren örnekler tespit edilip eleştirel açıdan incelendi.

Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranırken, bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik ve transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.

Nefret söylemi üreten bu örnekler ve haklarında yazılmış haber analizleri şu şekilde:

LGBTİ'LER HEDEF GÖSTERİLDİ
İsmet Taş'ın gazeteilksayfa.com'da yer alan "Bir Neslin Yok Edilme Projesinin Adı: Lgbti" başlıklı yazısında geçen “Batıda ne varsa; uyuşturucu, intiharlar, LGBTİ ve her türlü ahlaki bozukluk bizde de aynı hızla oluşmaya başladı”, “Sizler de gördünüz duydunuz biliyorsunuz! Bu tip sapık ilişkilerin ne tür hastalıkları beraberinde getirdiğini, insanı psikolojik bozukluklara sürükleneceğini ölüm ve intiharlarla sonuçlanacağını sosyal ve psikolojik hastalıkların çığ gibi büyüyeceğini” ve “DNA'sı bozulmuş yiyecekler, tedavi maksadı ile verilen ilaçlar vs daha birçok şekilde bu hastalık bize enjekte edilmektedir” ifadeleriyle LGBTİ bireylerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerini ‘ahlaki bozukluk’ ve ‘hastalık’ olarak kodluyor. Yazar böylece, LGBTİ bireyleri, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden ötürü topluma yönelik bir ‘tehdit’ olarak işaretliyor ve hedef gösteriyor.

SORUMLULUK TÜM YAHUDİLERE MAL EDİLİYOR
Yeni Konya gazetesinin “Yahudi’den sinsi oyun” başlıklı haberinde İsrail’in Batı Şeria’da konut inşaatlarını konu ediyor. Haber başlığında yapılan kimlik vurgusu habere konu edilen olayın sorumluluğunu bütün Yahudilere mal ediyor ve Yahudi kimliğine yönelik düşmanlık körükleniyor.

RUM KİMLİĞİNE YÖNELİK DÜŞMANLIK
Karar gazetesi “Rumlar şimdi de TPAO’nun ortaklarını tehdit ediyor” başlıklı haberinde Akdeniz’deki doğalgaz arama çalışmaları konu alıyor. Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Türkiye adına doğalgaz arayan firmalara ‘kıta sahanlığı ihlali’ gerekçesiyle yasal işlem başlattığı iddiası haber başlığında Rum kimliğinin tüm paydaşlarına mal edilerek sunuluyor. Haber böylece, Rum kimliğine yönelik düşmanlık algısını güçlendiriyor.

https://www.evrensel.net/haber/384783/medyada-nefret-soylemi-raporu-farkli-kimlikler-hedefte

Nahid Sırrı Örik: Ömrünce dışlanan eşcinsel bir yazar

$
0
0
Nahid Sırrı Örik, ağdalı yazım dili ve eşcinsel kimliğinden dolayı dışlanan ve unutulan, 90’lı yıllarda ise yeniden hatırlanan bir yazar.


Nahid Sırrı Örik, soylu ve eğitimli bir ailenin oğlu olarak 1895 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Hayattaki ilk travmasını annesiyle babası ayrıldıktan sonra henüz 4 yaşındayken yaşadı.

Özel hocalar eşliğinde büyütüldü. Buna karşın lise eğitimini yarım bıraktı. 20 yaşına geldiğinde Avrupa’ya gitti ve yaklaşık 13 senesini ülke dışında geçirdi. Son demlerini süren Osmanlı Devleti’nin yıkılmasını; genç ve yenilikçi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını dışarıdan izledi.

Cumhuriyet Gazetesi’nde yazarlık, Milli Eğitim Bakanlığı’nda Fransızca tercümanlık yaptı. Yazmaya hevesliydi. Ancak hem iş hem de özel hayatında insanlara karşı oldukça mesafeliydi. Bu nedenle hiçbir zaman fazla arkadaşı olmadı ve kendisini destekleyecek bir çevre edinemedi.

Nahid Sırrı Örik, eşcinsel olması nedeniyle aşağılandı
Soylu ve gösterişli geçmişine derin bir özlem duyuyordu. Kendini bulunduğu döneme ait hissetmiyordu. İnsanlardan kaçışının bir diğer nedeni ise eşcinsel olmasıydı. Eşcinselliği, yazarlık kariyerinin engellenmesine de neden oluyordu.

Öyle ki, yazar camiasının önde gelen isimleri Melih Cevdet Anday ve Yusuf Ziya Ortaç bile onu cinsel yönelimi nedeniyle sert biçimde aşağılıyordu.

Nahid Sırrı Örik’in bir diğer sorunu ise yazım tarzıydı. Son derece ağdalı ve okunması zor bir dille yazıyordu. Eserleri edebi bakımdan dönemin gerisinde kalıyordu. Dolayısıyla yazdığı eserlerin başarısı gölgeleniyordu.

Eleştirmenlik yönü de kuvvetliydi. Başta resim ve plastik sanatlar olmak üzere edebiyat dışındaki sanatlara dair de yazıyordu.

İncelemeden araştırmaya, gezi yazısından romana kadar birçok farklı edebi türde eser üretse de, ömrünün sonuna kadar dışlandı. İşin üzücü tarafı, öldükten sonra kıymeti anlaşılan yazarlardan biri de olamadı.

Eserleri öldükten 30 sene sonra hatırlandı
18 Ocak 1960’ta sessiz sedasız şekilde ölen yazar, 30 yılı aşkın bir süre hafızalardan silindi. Tüm eserlerinin basımı, romanlarının sinemaya ve televizyona uyarlanması ve Selim İleri’nin kişisel çabaları sonucu 90’lardan sonra tekrar hatırlandı.

Özellikle Abdülhamit Düşerken, Eve Düşen Yıldırım ve Kıskanmak gibi eserlere çok geç de olsa iade-i itibar yapıldı.

https://indigodergisi.com/2019/08/nahid-sirri-orik-kimdir/

Yeni Şafak - İsmail Kılıçarslan - homofobi; Hakikat değil pazar agresyonu

$
0
0
Rastgele ve peş peşe gördüğüm bazı araştırma sonuçlarından biri şöyle: “Hetero erkeklerin homofobikliği iklim krizinin sebeplerinden biri olabilir.” ABD’de yapılan araştırmada heteroseksüel erkekler “eşcinsel zannedilmekten korktukları için” geri dönüşüm yapmıyor ve bez çanta kullanmaktan kaçınıyormuş. Yani herhangi bir erkeğin “eşcinsel görünmek” için harcadığı kozmetik malzemeleri değil de, heteroseksüel erkeğin kullanmadığı bez çanta tehdit ediyormuş iklim krizini.

Bir diğeri şu: “Erkeklerin yüzde 98’i trans bireylerle flörtleşmek istemiyorlarmış.” İşte homofobi bu demekmiş ve bunun mutlaka değişmesi gerekiyormuş.

Düzayak, dümdüz, mis gibi “bu heteroseksüel erkeklerin alayı Nazi” deyip geçmek yerine böyle dolambaçlı yollara niçin tevessül ediyorlar bilmem. “İnsan doğasına uygun gördüğümüz cinsel oryantasyon eşcinselliktir; bunun dışındaki oryantasyonları kabul etmiyoruz” deseler daha dürüst olurlar en azından.

Bir başka araştırma sonucu: “Bilmem nereli bilim adamları, evlenmeyen ve çocuk doğurmayan kadınların evlenen ve çocuk doğuran kadınlardan bilmem kaç kat daha mutlu olduğunu ortaya koydu.”

Nasıl, bu da mis gibi bir araştırma değil mi?

Madem onlar adını doğru düzgün koyamıyor, biz doğru düzgün koyalım da âlem tespit görsün: Epikürcü hazcılık Platoncu yaşamcılık karşısında kesin zaferini ilan etmeye hazırlanıyor. “İnsan türünün devamını” temel gündem maddesi olmaktan çıkaran hazcılık, yavaş yavaş dünyanın sonunu hazırlıyor.

Hadi bir başka çıkma. Kendini bir “halt” zanneden yarı liberal yarı solcu bir “sosyal medya düşkünü” geçenlerde şu minvalde bir şeyler geveledi güya ironi mahiyetinde: “Köyde Netflix izleyen amcalar komple eşcinsel olmaya karar vermişler.”

Yani diyor ki “bu Netflix’teki propagandaya bakarak kimse eşcinsel olmaz, kimse içkiye, sigaraya, uyuşturucuya başlamaz. Bu büyük ve sınırsız özgürlük alanını denetlemenin lüzumu yoktur.”

“Hoşt desen hoşta yazık, puşt desen puşta yazık” dermiş eskiler. Tam o hesap işte. Hiçbir kurumsal ahlaki yasa, yaşamın devamı için hiçbir önermeler bütünü tanımayan hazcı modern birey sadece ve sadece “yaşadığı zamanı kendisi için mutluluk verici bir an’a” dönüştürmeye çabalıyor, başkası değil.

Üstelik bu satırları okuyunca yine başlarlar “yine mi modernizm eleştirisi?” diye. Çünkü akışkan modernizmin sürekli yer değiştiren hakikat düzlemine esir olmuş durumdalar ve bunun eleştirilmesine dahi tahammülleri yok.

Akışkan modernizm için hakikat “tanımı sürekli pazarın ihtiyacına göre değişen” bir “pazar agresyonu” biçimidir. Başkası değil. Bugün eşcinsellik satıyorsa hakikat odur, yarın veganlık satacaksa hakikat odur, ertesi gün pedofili satacaksa hakikat odur. Bugün en iyi ruj mavidir, yarın pembe olacaktır ve fakat sektör, müşterisini daima elinde tutacak ve ona satacaktır. Bir gram fazlası değil.

Kızıyor musun? Kızma bana. İlla birine kızacaksan Gramsci dayımıza kız mesela. Küresel kültürel hegemonyanın nasıl “popüler kültür” ürettiğini, bu popüler kültürün geniş kitleleri “elde tutulabilir müşteriler” kılmak için ne numaralar çektiğini ondan öğrendim vallaha. O işçi sınıfının varlığını devam ettirebilmesinin bir “karşıt kültür” oluşturmasına bağlı olduğunu vaz’ ediyordu, bense artık bütünüyle insan türünün devam edebilmesinin yegâne yolunun bir karşıt kültür üretebilmekte olduğunu düşünüyorum.

Niye yazdım bunca şeyi? Şundan. Bu kurban bayramında da akışkan modernizmin yeni hakikati olan “hayvan sevgisi” üzerinden kurban ibadetine salvo üzerine salvo geldi. En son Üsküdar balıkçılarında mevsimin güzel balıklarını seçerken gördüğüm Ataol Behramoğlu bile “hayvan kesmek vahşettir” türü şeyler söyledi mesela. Kebapçılarda çektirdiği fotoğraflarından (da) bildiğimiz Şirin Payzın “hayvan keseceğinize burs verin” dedi mesela. Çünkü modern birey için hayvan “kesilen” değil eti şarküteri reyonunda paketlenmiş olarak “satılan” yahut kebapçıda önüne “servis edilen” bir şeydir.

Vegan bireylerin zırvalarına gelince… Onları Ataol Behramoğlu kadar bile ciddiye almadım. Zira kendi yaşam tarzlarının yegâne yaşam tarzı olduğunu düşünen insanları ciddiye almamayı öğrenecek kadar uzun yaşadım. Biraz kaba olacak ama söylemek lazım: “Defol git, hangi otla beslenmek istiyorsan onunla beslen güzel kardeşim. Ne karışırım ne tek bir laf ederim sana. Ama benim yaşamıma, yaşamsal tercihime “pazar agresyon”un üzerinden saldırmaya kalkarsan işte o ‘defol git’i yersin suratına.”

Modernizmin büyüsü tam da burada işte. O anda ortaya koyduğu “hakikat”i tek, yegâne, biricik hakikat olarak lanse etme gücü var.

Hal böyle olunca da “madem Müslümanlar modernleşti, ibadetleri de modernleşsin, hayvan kesmek yerine başka bir şekilde kurban ibadeti bulsunlar” diyen hırbolara “ya abi, bir git Allahasen” demekten başka çare kalmıyor elimizde.

Öyle deyince de “yobaz” biz, “gelişmiş” onlar oluyor ya, ona yanarım bir tek.

https://www.yenisafak.com/yazarlar/ismailkilicarslan/hakikat-degil-pazar-agresyonu-2052379

Eşcinsel çift evlatlık çocuklarıyla Rusya’dan kaçtı

$
0
0
Rusya’da eşcinsel bir çift devlet otoritelerinin ellerinden alacağı endişesiyle iki evlatlık çocuğunu da alarak ülke dışına kaçtı. Ülke yasalarında ‘eşcinsel propaganda’ olarak tanımlanan bir suç bulunuyor.


DW’nin haberine göre Andrey Vaganov ve Yevgeni Yerofeyev çifti, Rus otoritelerin evlat edinmelerine izin veren kurumun çalışanları hakkında soruşturma başlatması üzerine Danimarka’ya kaçarak orada yaşamaya başladı. Olay Rus medyasında büyük yankı uyandırdı.

Habere göre, çiftin evlatlık çocuklarından Yuri, apandisit rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırıldığında açılan bir soruşturma kapsamında cinsel istismar kurbanı olup olmadığı kontrol edildi. Soruşturmanın sonuçlarını beklerlerken çifte avukatı ülkeyi terketmelerini tavsiye etti. Kısa bir süre sonra da Yevgeni’nin evi Danimarka evlilik sertifikası için polis baskınına uğradı. Andrey polisin kendisine ‘çocuklarını öldürmek’ suçundan soruşturma açıldığını belirterek “Çocukları getir ve bize hayatta olduklarını kanıtla” dediğini söyledi.

Andrey evlatlık başvurularında aslında ciddi bir sağlık problemi, akıl hastalığı ya da herhangi bir sabıka kaydı olmadıkça kolay kolay red verilmediğini söyledi. Andrey ‘uygunluk sertifikası’ uygulamasında sorun yaşanabileceğini şu sözlerle aktardı: “Tamamı kadınlardan oluşan 10 kişilik bir komisyon bu sertifikanın onayı için toplanıyor. Bana evli olmadığın halde neden evlatlık edinmek istediğimi sordular. Bunun nereye gideceği anlaşılmıştı. Ben de doğrudan komisyon başkanına ‘Kendi oğlumla cinsel ilişkiye girmek istediğimi mi düşünüyorsunuz’ diye sordum. Böyle bir şey söylemediğini belirtti ve 10 gün sonra sertifikayı almıştım.”

Yevgeni ise gay çiftler için çocuk yetiştirmenin Rusya’da hayli zor olduğunu, lezbiyen çiftler için durumun daha kolay olduğunu ve genelde lezbiyen çiftlerin biyolojik çocukları olabildiğini söyledi.

Eşcinsel propaganda yasasının yürürlüğe girmesinin ardından işlerin zorlaştığını aktaran Andrey şöyle konuştu: “Bu yasa cinsel tercihimiz nedeniyle bizi suçlu haline getirmişti. Çocuklarımız kendileriyle dalga geçildiğini, kendilerine ‘İbne’ denilmeye başladığını söyledi.” Andrey artık eşcinsel propagandanın ‘bazı değerlere zarar verdiği’ gerekçesiyle eşcinsel çiftlerin çocuklarının çok daha kolay ellerinden alınabileceği anlamına da geldiğini belirtti.

http://www.diken.com.tr/escinsel-cift-evlatlik-cocuklariyla-rusyadan-kacti/

GOD’S OWN COUNTRY (2017)

$
0
0

Francis Lee’nin yazıp yönettiği, Josh O’Connor ve Alec Secăreanu’nun başrolde oynadığı God’s Own Country (2017) Sundance Film Festivali’nde drama kategorisinde gösterilen tek İngiliz yapımı film olmasının yanı sıra, Francis Lee’ye dünya sineması kategorisinde “En İyi Yönetmenlik” ödülünü kazandırmıştır. Berlin Uluslararası Film Festivali, Chicago Uluslararası Film Festivali, Dinard Britanya Film Festivali, Edinburgh Uluslararası Film Festivali ve San Francisco Uluslararası LGBTQ Film Festivali gibi birçok festivalden de “Özel Jüri Ödülü”, “En İyi Film”, “En İyi Yönetmen”, “En İyi Erkek Oyuncu”, “En İyi Senaryo” gibi birçok ödülle dönmüştür.

Film Yorkshire’da felçli babası ve yaşlı babaannesi ile yaşayan, üniversiteye gitmek yerine çiftlikte kalıp ailesine yardım etmek zorunda kalan, gündelik ilişkilerle vakit geçiren ve her şeyden şikâyet eden eşcinsel genç Johnny’nin olgunlaşma yolculuğunu konu alıyor. Kuzulama sezonuyla beraber yoğunlaşan işlere yardım etmesi için babasının geçici olarak istihdam ettiği Romanyalı Gheorghe’yle yaşadığı tutkulu ilişki Johnny’nin yalnızca duygusal anlamda çevresine ördüğü duvarları yıkmasına değil, hayata karşı duruşunu da değiştirmesine yardımcı oluyor, genç adamın daha şefkatli, anlayışlı ve paylaşımcı olmasını mümkün kılıyor.

https://filmhafizasi.com/gods-own-country-2017-2/

Transseksüel ses sanatçısı Devran Çağlar, kaldığı otelde ölü bulundu!

$
0
0

Bir dönemin ünlü sanatçılarından olan Devran Çağlar'ın hayatını kaybettiği haberi son dakika olarak geldi. İşletmenin sahibi Yavuz Hancı " Bugün sahnesi vardı. Kendisinden haber alamayınca evine gittik. İçeri girdiğimizde cansız bedeniyle karşılaştık" dedi.

Arabesk şarkıcısı Devran Çağlar (56), Maltepe'de yaşadığı rezidansta ölü bulundu. Çağlar'dan bir süredir haber alamayan yakınları, Çağlar'ın çalıştığı iş yeri sahibine ulaştı. Ünlü şarkıcının yaşadığı Maltepe'deki rezidansa gelen yakınları, çilingir yardımıyla kapıyı açtı. Yapılan incelemede Çağlar'ın hayatını kaybettiği belirtildi.

DEVRAN ÇAĞLAR KİMDİR?

Çağlar, 1 Ocak 1963 yılında Adana'da dünyaya geldi. 90'lı yılların ünlü arabesk şarkıcıları arasında olan bir zamanlar adından söz ettiren Çağlar ayrıca 3 sinema filminde de rol aldı. Şöhret olduğu yıllarda Bülent Ersoy'un tahtına aday olarak görülen şarkıcı, zamanla popülerliğini yitirmiş ve kendisi buna sebep olanın diva olduğunu iddia etmişti Ayrıca gerçek isminin Şeref Kolçak olduğunu ifade eden Devran Çağlar, usta oyuncu Eşref Kolçak'ın kendisinin de babası olduğunu iddia etmişti. Eşref Kolçak ise bu iddiaları kesin bir dille reddetmişti. Devran Çağlar uzun yıllardır Almanya'da yaşıyor ve sahne almaya devam ediyor.

http://www.gazetehaberci.com/halsey/4321/halsey-miley-cyrus-039-u-savundu

Halsey Miley Cyrus'u savundu

$
0
0

Halsey Miley Cyrus'u savundu © Instagram / Halsey Miley Cyrus ve Liam Hemsworth'ün boşanması dünyadaki hayranları üzdü. Birçoğu şarkıcıyı suçladı. Kate Lynn Carter ile öpüşürken yakalandı. İddiaya göre, bu boşanmaya neden oldu. Birçok sanatçı Miley ile birlikte kaldı. Şarkıcı Halsey de dahil olmak üzere.

Halsey sosyal ağlarda çok aktif bir yıldızdır. Amerikan yıldızı yeni bir albüm çıkarmaya hazırlanıyor. Halsey başka şeyler için zaman bulur. Miley Cyrus ve kocasıyla evlenmeye karar verdi ve onun tarafını tuttu. Sosyal ağların kullanıcılarının biri görevinde Miley Cyrus'un kocasına ihanet ettiğini yazdı. Onu başka bir kadına bıraktı. Bu biseksüel insanların güvenilmez ortaklar olduğunun kanıtıdır.

Halsey bu yorumu kullanıcıya cevapladı. Herkesin istediğini yapma hakkına sahip olduğunu yazdı.

http://www.gazetehaberci.com/halsey/4321/halsey-miley-cyrus-039-u-savundu

LGBTİQ+ Bireylerden YouTube ve Google'a Ayrımcılık Davası

$
0
0
Online video içeriğinin yüzde 95'ini yöneten YouTube'u, ayrımcılıkla suçlayan LGBTİQ+ bireyler video paylaşım platformu ve dahil olduğu Google'ı dava ediyor.


LGBTİQ+ bireylerle ilgili videolara reklamları engellemekle ve sansür uygulamakla suçlanan YouTube ve ortak platform Google'a dava açılıyor. 

Dava hazırlığında olan hak savunucuları arasında şarkıcı Bria kam, oyuncu Chrissy Chambers, cinsel eğitim videoları hazırlayıp yayınlayan Amp Somers, ve trans erkek güncesi paylaşan Chase Ross gibi isimler var.

Hak savunucuları, dava açacaklarını hazırladıkları video ile duyurdu. Beş kişinin sebeplerini anlattığı "Selam, seks hakkında bir şey biliyor musunuz?"  sözleriyle başlıyor.

Trans birey YouTuber Chase Ross, YouTube'un "gay", "lezbiyen", "biseksüel" ya da "transseksüel" kelimelerini içeren ya da etiketleyen masum videoları "şeytanlaştırdığını", "sınırlı mod" filtresinin altına konulduğunu söylüyor.

Bu filtre normalde "uygunsuz" kabul edilen videoların engellenmesine olanak sağlıyor.

"15 yaşında keşfettim, hayatımı kurtardı"

Ross, "YouTube'u 15 yaşında keşfettim ve hayatımı kurtardı. İnsanlardan her gün bir kanal yapmak istediklerini duyuyorum ama içeriğinin kısıtlanmasından korkuyorlar ve bu kalbimizi kırıyor."

Celso Dulay ise, BuzzFeed News'e yaptığı açıklamada, "YouTube'un politikasının tarafsız olması amaçlanıyor. Bizi etiketlemeyeceklerini söylüyorlar çünkü biz bir LGBT programıyız" diyor.

Dulay, Glitter Bomb kanalını kocası Chris Knight ile birlikte yönetiyor.

YouTube Sözcüsü dava gerekçelerini reddetti

Konuyla ilgili açıklamasına "Birçok LGBTİQ içerik üreticisinin YouTube'u seçmesinden ve burada bir topluluk oluşturmasından gurur duyuyoruz" sözleriyle başlayan YouTube sözcüsü  şunları söyledi.

"Politikalarımızda cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliği gibi kavramlar yer almıyor ve sistemlerimiz de videoları bu unsurlara veya 'eşcinsel' ya da 'trans' gibi terimler kısıtlanmıyor.

Joseph, ayrıca nefret suçunun önlenmesi konusunda çok ciddi yaklaşımları olduğunu ve bu konudaki kuralları ihlal eden içerikleri hızlı bir şekilde çıkardıklarını söyledi.

Online videoların %95'inin kontrolü YouTube'da

2005 yılında üç eski PayPal çalışanı tarafından kurulan YouTube, 2006'da Google tarafından satın alındı.

Sitenin "kullanım şartları" ise şöyle:

Online videoların %95'ini kontrol eden YouTube'un kullanım şartları gereği kullanıcılar telif hakkı izni alınmış videolar yükleyebilirler.

"Pornografi, şiddet, tehdit, reklam ve suç sayılan içerikler YouTube'a yüklenemez. Telif hakkını elinde bulunduran şirketler eklenen videoları sildirme hakkına sahiplerdir. Bu hak film ve müzik videolarında sık sık uygulanmaktadır. Bu engellemelerin çoğu YouTube'un Content İd adındaki otomatik telif hakkı algılayıcısı yapar."

*Kaynak: BuzzFeed/Wikipedia.

https://bianet.org/bianet/lgbti/211751-lgbtiq-bireylerden-youtube-ve-google-a-ayrimcilik-davasi

Serdar Beyhatun, Yılmaz Morgül'ün gönderdiği mesajları ifşa etti

$
0
0
Türkiye Kick Boks Şampiyonu Serdar Beyhatun, sosyal medya hesabından şarkıcı Yılmaz Morgül'ün kendisine attığı kalpli mesajları paylaştı


Yılmaz Morgül'ün, Türkiye Kick Boks Şampiyonu Serdar Beyhatun'a gönderdiği mesajlar gündem oldu.

 Milli sporcu kendisine kalp gönderen Yılmaz Morgül'ün mesajına  şaşırdığını ifade etti.

 Bunun üzerine ünlü şarkıcı, "Neden ben insan değil miyim etkilenemez miyim beğenemez miyim birini?

Tamam bu suçsa seni beğenmek sana his olarak yakın bulmak özür dilerim. İlk kez birisine yazmak istemiştim bir daha yazmam çok üzüldüm"şeklinde sitemde bulundu.

http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/magazin/serdar-beyhatun-yilmaz-morgulun-gonderdigi-mesajlari-ifsa-etti-41303463

Yeni Akit'ten homofobi: Sapkınlığı böyle yaygınlaştırıyorlar! Otobüs firmasında pornografi rezaleti

$
0
0
Türk toplumunda hızla yayılan ve normalleştirilmeye çalışılan eşcinsel sapkın ilişkiler şimdi de seyahat şirketlerine ait otobüslerde film adı altında izletiliyor. Yeniakit.com.tr istihbarat servisine gelen bilgiye göre; Adana'nın en güvenilir firmalarından AS Adana'ya ait otobüslerde, iki eşcinsel kadının yaşadığı sapkın ilişkiyi konu alan erotik film yayınlanıyor.

 Taha Emre Özdemir  Ankara 


Adana'nın önde gelen seyahat firmalarından As Adana'nın bir otobüsünde yolculuk yapan Y.B adlı kişi yeniakit.com.tr istihbarat servisine akıl almaz bir bilgi verdi. Y.B'nin aktardığına göre otobüs koltuklarındaki medya tabletlerinde erotik içerikli filmler yayınlanıyor.

Film seçenekleri arasında bulunan Pretty Persua adlı yapım pornografik birçok sahne içeriyor. Filmin bazı sahnelerinde de iki eşcinsel kadının yakınlaşma görüntüleri yer alıyor.

Ahlak dışı sahnelerin çocuk ve gençlerin de bulunduğu bir otobüste sansürsüzce yayınlanmasına tepki gösteren Y.B, yeniakit.com.tr'ye yaptığı açıklamasında şunları söyledi:

"Bayram tatili dönüşünde İstanbul'a gidiyordum. Adana'nın güvenilir firmalarından birisi olduğu için seyahat ederken onları seçtim. Televizyonu açıp rastgele bir film tercih ettim ve gördüğüm sahnelerle şok oldu. Çoluk, çocuk, kadın, erkek iç içe seyahat ediyoruz ve sansürsüzce erotik görüntüler yayınlanıyor. Firma yetkililerini arayarak onlara filmi sorduğumda, biz hiçbir filmi kontrol etmeden yayınlamıyoruz dediler. Buradan da anlaşılıyor ki ahlak anlayışımız gittikçe anormalleşiyor."

https://www.yeniakit.com.tr/haber/sapkinligi-boyle-yayginlastiriyorlar-otobus-firmasinda-pornografi-rezaleti-888800.html

Bir erkek, kendisiyle sevişmeyen lezbiyen kadını canice öldürdü!

$
0
0
Sudanlı sığınmacı İngiltere'de kendisine karşılık vermeyen lazbiyen kadını bıçaklayarak öldürdü.


Dört yıl önce Sudan'dan İngiltere'ye sığınmacı olarak gelen 29 yaşındaki Ali Karar, 21 yaşındaki Jodi Miller'ı, kendi dairesinde cinsel ilişkiye girmeyi defalarca reddettiği için 15 kez mutfak bıçağıyla bıçaklayarak öldürdü.

Lezbiyen olan Jodi Miller'ı sürekli olarak taciz eden Karar, karşılık bulamadığı için ders vermek adına Miller'ı öldürdüğünü itiraf etti. Dava sonucunda 25 yıl ve 117 gün hapis cezasına mahkum edildi.

http://www.medyafaresi.com/haber/kendisiyle-sevismeyen-lezbiyen-kadini-canice-oldurdu/918584

Devran Çağlar'ın cenazesine, yakınları dışında kimse gelmedi

$
0
0



2 gün önce evinde ölü bulunan ve Devran Çağlar olarak tanınan şarkıcı Mustafa Dağlar'ın cenazesi toprağa verildi.

Törene Dağlar'ın ailesi, yakınları ve arkadaşları katıldı. Anne Mihriban, tabutun başında gözyaşlarına hakim olamadı.

Cenazenin, Dağlar'ın kız kardeşlerinin Marmaris'in İçmeler Mahallesi'nde yaşadığı için buraya defnedildiği öğrenildi.

Cenaze töreninde sanat camiasından hiç kimsenin olmaması dikkat çekti.

http://www.hurriyet.com.tr/galeri-devran-caglar-son-yolculuguna-ugurlandi-buyuk-vefasizlik-41304405?p=1

Yeni Akit'ten homofobi: Almanya'da eşcinsel evliliklerde rekor artış!

$
0
0
Batı’nın ahlaksız kültürünü yansıtan ve son dönemde de ülkemizde yaygınlaştırılmaya çalışan eşcinsellik evlilik Almanya’da artış gösterdi.


Batı'nın yaygınlaştırdığı, ülkemizde de son zamanlarda aile düşmanı ahlaksızların sıkça gündeme getirdiği eşcinsel evliliğin yasallaştığı Almanya'da 2017 yılının Ekim ayından 2018 sonuna dek 33 bin eşcinsel çift nikahlandı. Buna göre her 14 nikahtan biri eşcinsel çiftler arasında yapıldı.

Almanya İstatistik Dairesi, Almanya'da eşcinsel çiftler arasında nikah kıyılmasının yasallaştığı 1 Ekim 2017 tarihinden 2018 sonuna dek geçen 15 aylık sürede yaklaşık 33 bin eşcinsel çiftin bu haktan yararlandığını duyurdu. Böylece söz konusu zaman diliminde Almanya'da kıyılan her 14 nikahtan biri eşcinsel çiftler arasında gerçekleşmiş oldu.

"Kayıt altına alınmış hayat arkadaşlığı"
İstatistik Dairesi verilerine göre söz konusu tarihler arasında kıyılan 449 bin 466 nikahın 32 bin 904'ü eşcinsel çiftler arasında gerçekleşti.

Yapılan bu evliliklerden 21 bin 477 tanesi, eşcinsel evliliklerin yasal olmadığı dönemde, devlet tarafından tanınan "Kayıt altına alınmış hayat arkadaşlığı" statüsünden evlilik statüsüne dönüştürme neticesinde meydana geldi.

Başbakan Angela Merkel, daha önce sürekli karşı çıktığı eşcinsel evliliği ile ilgili olarak yaklaşık iki yıl önce katıldığı bir etkinlikte, bu tavrından geri adım atmış ve her milletvekilinin bu konuda kendi vicdanı doğrultusunda karar verebileceğini ifade etmişti. Bunun üzerine Almanya Parlamentosu, uzun yıllar boyunca tartışılan tasarıyı, 2017 yılının yaz döneminde onaylamıştı

https://www.yeniakit.com.tr/haber/almanyada-escinsel-evliliklerde-rekor-artis-892832.html

Fener, Gaziantep'e 5 çeker!

Bülent Ersoy trans geçiş ameliyatını aslında hiç istemiyormuş ama...

$
0
0


musunuz, ilk zamanlar Bülent Ersoy erkekten kadına dönme ameliyatından vazgeçmişti. Bunu 11 Haziran 1980 yılı Gong Dergisi 27. sayısında şöyle açıklıyordu. "Tereddütlerimden dolayı kararsızlık içindeydim ve konuyla ilgili yaptığım araştırmalar sonucu böyle bir ameliyata gerek bile duymadığım anladım!". Bülent Ersoy n'oldu da sonrasında ameliyatla trans kadın oldu acaba? Sonradan çok pişman olduğu da dedikodular arasında!

Sevda Giray, Transseksüel değil doğuştan hermafrodit

$
0
0
Transseksüel zannedilen hermafrodit şarkıcı Sevda Giray, Transseksüel değil doğuştan hermafrodit


Cinsiyeti konusunda tartışmalar yaratan ve ‘transseksüel’ olarak tanınan Sevda Giray, tüm tartışmalara son noktayı koydu: Ben ‘hermafrodit’im.
Transseksüel şarkıcı olarak tanınan Sevda Giray, bu söylentilere bir son vererek doğuştan 'hermafrodit' yani çift cinsiyetli olduğunu ve bu yüzden 14 yaşında bir operasyon geçirdiğini açıkladı. Bu haftaki Aktüel dergisinde Şirzat Bilallar'ın sorularını yanıtlayan Giray, "İnsanlar bende neden erkeksi bir taraf bekliyor bilmiyorum. Laboratuvar hayvanları gibi sürekli gözlem altındayım, herkes elimi ayağımı kontrol ediyor" sözleriyle bu konu hakkında bir kez daha konuşmayacağına dikkat çekti. Giray'ın Aktüel'deki röportajından bazı bölümler şöyle:
*Nedir bir hermafrodit olarak doğmanın zorlukları?
-"İki cinsin de, yani hem erkeğin hem de kadının üreme organıyla doğduğunuzu düşünün; testisi olmayan bir penis ve rahmi gelişmemiş bir vajinayla...
*Nasıl bir tedavi gördünüz?
-Her iki organım da az gelişmiş olduğu için Hacettepe Üniversitesi'nde doktor heyetinin kontrolünde hormon tedavisi gördüm. Birkaç yıl sürdü bu... 14 yaşımda, hiçbir işlevi olmayan o organım alındı. Geçirdiğim operasyonun, cinsiyet değiştirme ameliyatıyla benzerliği ya da tercih yapmayla ilgisi yok. Çünkü ben kendimi asla erkek gibi hissetmedim. Apandisit gibi gereksiz ve fonksiyonsuz, üstelik sorun çıkaran bir parçamı aldırdım. Sağlıkla ilgili bir sorunu hallettim...
*Neden çıktı bu transseksüel söylentisi?
-Bilmiyorum ki! İnsanlar nedense erkeksi bir taraf bekliyor bende. Laboratuvar hayvanları gibi sürekli gözlem altındaydım; herkes elimi, ayağımı kontrol ediyor. Üstelik ayak numaram 37, halbuki 40 da olabilirdi. El ve ayak büyüklüğü bir insanın cinsiyetini belli eder mi? Neler yapmadılar... Bir televizyon programında playback yaparken, yaka mikrofonumu açarak 'gerçek' sesimi bile kontrol ettiler. Ben önüme çıkan herkesi kolundan tutup, hayatımı anlatamam ki.
*Hiç estetik operasyon geçirdiniz mi?
-Burnumu ve göğüslerimi yaptırdım. Keşke yaptırmasaydım, çünkü yapay bir görüntü verdi bana.
*Çocuk yapma şansınız var mı?
-Yumurtalıklarım tam gelişmediği için hayır. n Peki vücut sıvılarınız? Ben şu an tamamen bir kadınım.
*Onu anladım da, doyum halini soruyorum. Nasıl söylemeli?..
-Orgazm olup olmadığımı mı soruyorsunuz? Evet, oluyorum; cinsel hayatımla ilgili hiçbir sorunum yok.
Viewing all 15059 articles
Browse latest View live


<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>